23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 17 ŞUBAT 2020 PAZARTESİ EDİTÖR: CAFER KURT HABER/YORUM Siyasi ayak Türkiye’de yaklaşık üç buçuk yıldır ve 1300 gündür, neredeyse her gün “FETÖ” konusu tartışılmaktadır. 15 Temmuz 2016 darbe girişimi ve “FETÖ” sorunu elbette Türkiye’nin en önemli sorunlarından birisidir, ancak tek önemli sorunu değildir. Türkiye’de, adalet, yargı, hukuk sorunu vardır; düşünce, ifade, basın, yayın özgürlüğü sorunu vardır; yasama, yürütme, yargı arasında güçler ayrılığı sorunu vardır; laikliğin ihlali sorunu vardır; demokrasi sorunu vardır; anayasa ihlali sorunu vardır; felsefenin ve bilimin yerini ilahiyatın alması sorunu vardır; işsizlik sorunu vardır; gelir dağılımında dengesizlik sorunu vardır; ekonomi sorunu vardır; eğitim sorunu vardır; sağlık sorunu vardır; tarımteknolojisanayi alanında üretim sorunu vardır; çevre ve doğa katliamı sorunu vardır; çarpık yapılaşma sorunu vardır; deprem sorunu vardır; dış politika sorunu vardır; terör ve güvenlik sorunu vardır; liyakat sorunu vardır; yolsuzluk ve kayırmacılık sorunu vardır. Ancak tüm bu sorunların içinde ekranlarda en çok yer alan sorun nasıl oluyorsa “FETÖ” sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır! Neden? Çünkü halkın gerçek gündemini halk belirlemiyor. Sözde gündemi, AKP hükümeti medyaya yağdırdığı talimatla belirliyor! Bu hallere düşen bir ülke, “FETÖ” sorunu dahil, hiçbir sorununu çözemez; propaganda yaygarasının içinde boğulup gider. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bir çıkışı üzerine, “FETÖ’nün siyasi ayağı kimdir?” tartışması yeniden başladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “FETÖ’nün siyasi ayağı Recep Tayyip Erdoğan’dır” dedi, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “FETÖ’nün siyasi ayağı Kemal Kılıçdaroğlu’dur” dedi, daha önce gündeme gelen iddialar yeniden tartışılmaya başlandı. Kemal Kılıçdaroğlu’nu ve CHP’yi “FETÖ”nün siyasi ayağı olmakla suçlamak trajikomik bir durumdur. Bu ciddiye bile alınabilecek bir iddia değildir. CHP’nin ve Kılıçdaroğlu’nun siyasi vizyonuna ve misyonuna tamamıyla aykırı olan “Fethullah Gülen cemaati” ve “FETÖ”, işin doğası gereği, kategorik olarak, CHP ve Kılıçdaroğlu ile uzaktan yakından ilişkili olamaz. Öte yanda Erdoğan da, “FETÖ”nün darbe girişimine maruz kalan ve en azından 2016 yılından beri “FETÖ”ye karşı iyi kötü mücadele veren birisi olarak, “FETÖ”nün siyasi ayağı olduğu iddiasını reddetmektedir. Çünkü Erdoğan, “Fethullah Gülen Cemaati” olarak bilinen oluşumun bir terör örgütü statüsüne bürünmesinin, silahların devreye girdiği 15 Temmuz darbe girişimiyle başladığını düşünmektedir. Erdoğan, “Ergenekon”, “Balyoz”, “Oda TV”, “Casusluk” kumpaslarının gerçekleştiği daha önceki dönemleri, ikinci derece önemde görmektedir, ayrıca o dönemlerle ilgili olarak aldatıldığını iddia etmektedir. Eğer Erdoğan, aldatılmadığı halde aldatıldığını söyleyerek halkı aldatıyorsa, bu oldukça vahim bir tablodur. Öte yanda, Erdoğan gerçekten aldatıldıysa, bu da çok iç açıcı bir durum değildir. Çünkü Başbakan gibi yürütmeyi elinde bulunduran yetkili bir kişinin, bu kadar önemli bir konuda aldatılamayacak kadar yetkin ve becerikli olması gerekir. Sonuçta, 15 Temmuz 2016 tarihinden önce, “Fethullah Gülen Cemaati” olarak bilinen oluşumun, silahlı bir terör örgütü olmasa bile, devletin içine sızmış yasadışı bir çete olduğu kesindir. Bu çetenin de, yaygın ve etkin biçimde, AKP döneminde devletin kurum ve kuruluşlarına sızdığı açıktır. Bu da, AKP’nin ve Fethullah Gülen örgütlenmesinin vizyon ve misyon ortaklığından kaynaklanmaktadır. O vizyon ve misyon da, demokratik, laik, hukuk devletinin yıkılması, Türkiye’de teokratik monarşik bir düzenin kurulmasıdır. AKP ve Fethullah Gülen örgütlenmesi, geçmişte bu yönde birlikte mücadele ediyorlardı. Şimdi AKP bu yolda tek başına mücadele vermektedir. “FETÖ’nün siyasi ayağı kimdir” sorusundan daha önemli olan soru, “Anayasa, demokrasi, laiklik ve hukuk devleti karşıtı odakların siyasi ayağı kimdir” sorusudur. 17 ŞUBAT 2020 SAYI: 34466 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ek Yayınlar) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 06:25 07:50 13:23 16:17 18:46 20:06 Ankara 06:09 07:33 13:08 16:04 18:32 19:51 İzmir 06:32 07:54 13:31 16:29 18:57 20:14 ‘Boş derste’ din dersi verilmesine karşı çıkan öğretmen açığa alındı Kumpas iddiası Manisa Turgutlu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde görev yapan Eğitim Sen üyesi öğretmen Erhan Yüksel, “Cumhurbaşkanı ve dine hakaret” ettiği gerekçesiyle okul müdürü ve müdür yardımcısının yazdığı tutanak ile açığa alındı. Yüksel’in boş derste öğrencilere din dersi verilmesine itiraz ettiği için açığa alındığı iddia edildi. Eğitim Sen Manisa Şube Başkanı Metin Demirel, yaptığı açıklamada, okul müdürü ve müdür yardımcısının herhangi somut bir kanıt veya belge olmamasına karşın Yüksel’i suçladığı ve Yüksel’in açığa alındığını bildirdi. Demirel, ilçe milli eğitim müdürlüğüne ve CİMER’e yapılan şikâyet nedeniyle üyeleri Yüksel’in ifadeye çağrıldığını belirterek “Manisa Maa Turgutlu’da Eğitim Sen üyesi öğretmen Erhan Yüksel, “Cumhurbaşkanı ve dine hakaret” ettiği gerekçesiyle okul müdürü ve müdür yardımcısının yazdığı tutanak ile açığa alındı. Eğitim Sen Manisa Şube Başkanı Metin Demirel, Yüksel’e yönelik suçlamaların gerçeği yansıtmadığını söyledi. rif Müfettişi soruşturma açıldığını söyledi. Cumhurbaşkanına hakaret edildiği, dini değerlerin aşağılandığı ve peygambere hakaret ettiği gerekçe gösterilerek ifadesi istenen üyemiz Erhan Yüksel, böyle bir tartışma yaşanmadığını, bu nedenle suçlamaları kabul etmediğini sözlü ve yazılı olarak belirtmiş. Ancak üyemiz açığa alındı” dedi. Haksızlığın giderilmesi için ilçe milli eğitim ve il milli eğitim müdürünü ziyaret ettikle rini ve aynı durumun kendilerine de yapılabileceğini ifade ettiklerini kaydeden Demirel, “Turgutlu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün, Turgutlu Kaymakamlığının, Manisa İl Milli Eğitim Müdürlüğünün ve Manisa Valiliği’nin bu konuda doğru bilgiler ile ele almasını, üyemizin mesnetsiz bir şekilde açığa alınması uygulamasından vazgeçilerek göreve iadesini sağlamasını bekliyoruz” dedi. l Haber Merkezi Bir kişi daha ailesine kavuştu Terör örgütü PKK tarafından çocuklarının dağa kaçırıldığını öne süren ailelerin, HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde yaptığı eylem dün de sürdü. Eylemin 167’nci gününde, 13 Ocak’ta eyleme katılan Gevriye Ayhan’ın kızı Pelda Ayhan’ın Şanlıurfa ile Diyarbakır İstihbarat ve TEM şube müdürlüklerince yürütülen ikna çalışmaları kapsamında, örgütten kaçarak Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde güvenlik güçlerine teslim olduğu öğrenildi. Ayhan’ın 5 yıl önce teröristlerce Diyarbakır’dan dağa kaçırıldığı kaydedildi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kendisini cep telefonundan aradığını ifade eden anne Ayhan, “Kızım geldiği için çok sevindim. İnşallah diğer aileler de yakında çocuklarına kavuşur” dedi. Diyarbakır’da eylemin başlangıcından bu yana ailelerine kavuşan çocuk sayısı ise 7 oldu. l İç Politika Çorum’da ‘açılış duası’ şaşkınlığı SEYFETTİN METE Çorum’da AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş’un da katıldığı bir işyeri açılışında, “açılış duası” okuması için kürsüye davet edilen Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil İbrahim Şimşek, “Açılış duasını hiç bilmiyorum” dedi. Açılışa katılan eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve AKP’liler kısa bir süreli şaşkınlık yaşadı. Çorum’da özel bir işyerinin açılışına Kurtulmuş, Karaman ve yetkililer katıldı. Prof. Dr. Şimşek, “açılış duası” okuması için kürsüye davet edildi. Kurdeleyi kesmek için bir süre bekleyen Şimşek, “Açılış duasını hiç bilmiyorum” dedi. Bunun üzerine araya giren Çorum Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, “O zaman Halil İbrahim bereketiyle kurdeleyi keselim” diyerek işyerinin açılışını yaptı. BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ İzmir’in Selçuk ilçesindeki turistik sahil ve orman alanı. 2/ Eski yapı ya da kent kalıntısı... Suyun üstünde yüzen bir tür büyük şamandıra. 3/ Giz... Arka tarafında kırmaları çok, bacakları dar bir pantolon. 4/ Çin’in para birimi... Bir nota. 5/ Nazar değmesine karşı tütsü olarak kullanılan bir ot. 6/ Dansta erkeğe eşlik eden kadın... Un, et ve bamya ile yapılan bir yemek. 7/ Huzur... “Dağtavuğu” da denen bir kuş. 8/ Düzme, sahte... Bir nota. 9/ Renyum elementinin simgesi... Arkadaş, dost. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Ordu’nun Kumru ilçesinde bir şelale. 2/ “Âlem çiçek olsa ben olsam / Dost dilinden tatlı bal bulamadım” (Pir Sultan Abdal)... Ziyan. 3/ Adaçayına verilen bir 1 2 3 4 5 6 78 9 1 MOD E R A T ÖR 2 AKOR SAKO 3 SAN BABE T 4 İ P SALA 5 F İ LOGENE Z 6 EME T S A 7 HOZ A T GAM 8 A B A T HÜMA 9 KARADEL İ K 1 23 4 5 6789 1 2 3 4 5 6 7 başka ad. 4/ Öğütülmüş ta 8 hıl... Tümör... Hollanda’nın 9 plaka kodu. 5/ Yırtık, eski püskü giysi. 6/ “Kandamlası, keklikgözü” gibi adlar da verilen Sıkı dokunmuş bir tür pamuklu bir süs bitkisi... Bir soru sözü. kumaş. 9/ Son derece yoğun bir 7/ Mutluluk... Yoz beğeni, zevk kütle çekimine sahip olan ve bu sizlik. 8/ Yalnız iki geniş yüzü nedenle ışığı bile bırakmayan testereyle düzeltilmiş tahta... varsayımsal gökcismi. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] İdlib krizi nasıl çözülür? T ürkiye ile Rusya’yı, Türk ordusu ile Suriye ordusunu karşı karşıya getiren ve ABDİsrail ikilisinin büyük memnuniyet duyduğu İdlib krizinin nasıl çözüleceği, Astana Platformu’nun geleceğinden TürkAmerikan ilişkilerine kadar pek çok konuyu etkileyecek. AKP’den ABD’ye yapılan çağrılara ve kamuoyunda oluşturulmaya çalışılan “yeniden Amerikancılığa” ve hepsinden önemlisi AKP ve MHP saflarında Suriye ile doğrudan savaş çığırtkanlığı yapılmasına rağmen, Ankara’nın Moskova’yla hareket etme yolunu koruyarak bir “yeni çözüme” razı olma olasılığı hâlâ yüksek… Üstelik Erdoğan’ın konuşmalarına hâkim olmaya başlayan tona rağmen… Erdoğan’ın ‘çözümü’ Erdoğan, İdlib krizine “çözümünün” ne olduğunu önceki gün açıkladı: “İdlib’deki çözüm, rejimin saldırganlığının bir an önce durdurulması ve daha önce varılan anlaşmalardaki sınırlara ‘çekilme’sidir.” Açık ki bu bir çözüm değil, eski “çözümsüzlüğe” dönüştür. Zira son kriz, tam da “Soçi Mutabakatı’nın gereği yapılmıyor” diyerek Rusya desteğinde Suriye ordusunun o gereği yerine getirmeye başlaması nedeniyle çıktı. Zira 17 Eylül 2018 tarihli Soçi Mutabakatı’nın 3. maddesine göre 1520 km’lik silahsızlandırma bölgesi kurulacak, 6. maddeye göre 10 Ekim 2018’e kadar ağır silahlar, 5. maddeye göre de 10 Ekim 2018’e kadar radikal terörist gruplar bu silahsızlandırma bölgesinden çıkarılacaktı. 8. maddeye göre de M4 ve M5 otoyolu, 31 Aralık 2018’e kadar trafiğe açılacaktı. Ancak bunlar yapılmadı. Tersine İdlib “radikal terörist” Nusra’dan (HTŞ) temizlenecekken, Nusra/HTŞ İdlib’de kontrol ettiği alanı büyüttü. Rusya Genelkurmay Başkanlığı bu gelişmeye dikkat çeken bir rapor açıkladı: “İdlib’de El Nusra güç topluyor, bölgenin yüzde 99’u onların kontrolünde” (26.4.2019). Bu rapor üzerine önce Putin’in Suriye Temsilcisi Lavrentyev, “Türkiye’nin İdlib’de kontrolü kaybetmesi hayal kırıklığına yol açtı” (26.04.2019) dedi, ardından da Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, “Rusya’nın İdlib’deki Nusra varlığını kabullenmeyeceğini” ilan etti (29.04.2019) Ve Moksova, 2019’un mayıs ayından itibaren, Soçi Mutabakatı’nın hedeflerinin gerçekleşebilmesi için zaman zaman Suriye ordusuna yeşil ışık yaktı. O tarihten bu yana süreç büyük kazaya yol açmadan iki ileri bir geri şeklinde götürüldü, ta ki bu yılın başında ortaya çıkan son krize kadar… ‘Rejim yıkma’ hayaline sarılma hatası Hal böyleyken Erdoğan’ın, çözümü Suriye ordusunun eski sınıra çekilmeye bağlaması krize çözüm getirmez, eski çözümsüzlüğün sürdürülmesi anlamına gelir ki Moskova artık bunun mümkün olmadığını ve siyasi çözüme geçebilmek için “radikal teröristlerin” temizlenmesi gerektiğini savunuyor. Oysa Hulusi Akar’ın geçen haftaki “Radikaller dahil ateşkese uymayanlara karşı zor kullanılacak, her türlü tedbir alınacak” (13.02.2020) açıklaması, Ankara’nın sahadaki pozisyonunu, HTŞ’yi terörist kabul ettiği resmi pozisyonuna uyumlu hale getireceği şeklinde yorumlandı. Ki doğrusu da budur. Ancak Erdoğan’ın önceki gün yaptığı ve yukarıda “İdlib’de çözüm”e dair olanını verdiğimiz açıklamaları, hükümetin Türkiye’yi daha da sıkıntılı bir noktaya götürebileceğinin işaretlerini veriyor maalesef. Erdoğan, “Suriye’yi terör örgütlerinden ve rejimden temizlemeden bize huzurla uyumak haramdır” diyerek Türkiye’nin önüne yeniden “rejimi yıkma” hayalini/hedefini koymuştur maalesef! Ve Erdoğan, yeniden belirlediği bu hedefle ilgili olarak da Astana ortağı Rusya’yı uyarmaktadır: “Rusya’nın kendi halkına düşman bir rejime toprak kazandırma çabası, suni solunumla onun ömrünü uzatma gayretinden başka bir şey değildir. Bir süre sonra suni solunum da işe yaramayacak, rejim tümüyle bir celsede inşallah cesede dönüşecektir” (15.2.2020). “Toprak kazandırma çabası” ne demek? O topraklar zaten Suriye toprağı değil mi? Vahim… Önemle belirtelim: Şam rejiminin yıkılması üzerine inşa edilen her strateji çökmeye mahkumdur. Ahmet Davutoğlu stratejisinin çöküşünden ders almayan AKP’nin yeniden aynı hatta girmeye eğilimli tavrı, Türkiye’yi bu kez daha da büyük bir sorunla karşı karşıya getirecektir. Soçi Mutabakatı’na güncelleme Soçi Mutabakatı hâlâ yürürlüktedir ve sahada güncellenebilecek esnekliktedir: Güncelleme İdlib krizine bölge yararına çözüm getirecektir. 1. Türkiye Suriye ordusunun kendi topraklarındaki egemenlik tesis etme çabasına karşı çıkmamalı, tersine önünü açmalıdır. 2. M4 ve M5 otoyolları trafiğe “tamamen” açılarak Şam’ın Halep ve Lazkiye’yle bağlantısının sağlanmasına destek verilmelidir. 3. Nusra/HTŞ’ye karşı Türk, Rus ve Suriye orduları işbirliği yaparak terörle mücadele etmelidir. 4. Türkiye, İdlib’in güneyindeki gözetleme noktalarını kuzeye çekmeli ve bunları Rusya ve Suriye ile eşgüdüm halinde göçe karşı bir tampon oluşturmanın aracı haline getirmelidir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle