18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 16 ŞUBAT 2020 PAZAR EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: ILKNUR FILIZ HABER Politikada doğruculuk / Politik doğruculuk Nancy Pelosi... ABD Temsilciler Meclisi’nin Başkanı. Demokratik Partili. Geçen günlerde medyada sıkça yer aldı ve Trump karşıtlarınca övgüye boğuldu. Çünkü Trump, Kongre’de konuşmasını bitirince, Pelosi onun konuşma metninin kopyasını canlı yayında yırttı. Oysa aynı Pelosi, son bir yıl içinde bakın neler yaptı? Trump’ın ABD Uzay Kuvvetleri Komutanlığı’nı da fonlayan 738 milyar dolarlık savunma bütçesini onayladı. Venezüella’da Trump yönetiminin yönlendirdiği darbeyi destekledi ve başarısız darbe girişiminin lideri Juan Guaido’yu ayakta alkışladı. Senato’nun acil durumda sınırda Trump’ın örmek istediği duvara da kaynak sağlayan 4.6 milyar dolarlık yasa önerisini onayladı. Ama sorsanız en sıkı Trump karşıtı... HHH “Bahçeli’nin yanında bu ne ki? Pelosi gelsin, söylediğinin tam tersini yaparak koltuğunu koruma konusunda ondan ders alsın!” diyenleri duyar gibiyim. Doğru. Bu konuda dünya çapında liderliği kimseye bırakmayacak politikacılarımız var! Fakat Bahçeli gibi kendi kendini açıkça yalanlayanları gören görüyor, bilen biliyor. AKP’yi yerden yere vururken aniden açık destek vermeye başladı. Örtülü bir destek yok onun durumunda. Pelosi gibiler ise muhalifmiş gibi görünüp çaktırmadan iktidara hizmet ediyor. Onun Bahçeli gibi olması için birden açıkça Trump yönetiminin yanında yer alması gerekir. Bunu yapmıyor; şov yapıp Trump karşıtlarından takdir topluyor ama perde arkasında onun politikaları için destek veriyor. Yalan söyleme sanatı mı, adil yönetme sanatı mı? Dünyanın her yerinde politika Bahçeli ve Pelosi türü insanlarla dolu. Amerikalı politikacı Louis McHenry Howe, 1933’teki bir konuşmasında, “Politikayı meslek olarak benimseyip dürüst kalamazsınız” demiş. RTE ise geçen yıl sağlık sektöründe yaptıkları işleri anlatırken, “Siyaset yalan söyleme sanatı değildir. Siyaset insanları dürüstçe, adil yönetme sanatıdır” diyerek bu düşünceyi reddetti... İşin tuhafı, onun iddia ettiği ama tersi yönde kanıt bulunan sözleri bu köşede listelemeye kalksam sığmaz. Politikacılar, yüzyıllardır doğruları aktarmamayı iş edinmiş ama günümüzde daha endişe verici bir durum var. Politikacıların doğruyu söylemediği ortaya konsa bile, toplumda bir kısım insan hâlâ, “Belki doğruyu söylüyordur” demeyi sürdürüyor! Gerçek bir gün yakalar! 1800’lerde yaşayan politikacı Simon Cameron, politika ve dürüstlük hakkında ağır konuşmuş: “Dürüst politikacı, satın alındığında bu satın alınmışlığı sürdüren politikacıdır.” Politikadaki dürüstlüğü bu yaklaşıma indirgersek, fazla bir beklentimiz olmaz diyebilirsiniz. Çünkü bu tanım, “satın alınmışlık” kavramını kullandığından, daha baştan politikada dürüstlüğü bir oksimoron olarak görüyor. Belki de tartışmayı, politikada doğruculuk yok, politik doğruculuk var diyerek sözü filozof Hannah Arendt’e bağlamalı: “Doğru sözlülük, hiçbir zaman politik erdemler arasında sayılmamıştır; yalanlar her zaman siyasi ilişkilerde haklı araçlar olarak görülmüştür. (...)” “Aldatanlar, işe kendini kandırmayla başladı. (...) Kendini kandıran aldatıcı, sadece hitap ettiği herkesle değil, gerçek dünya ile de iletişimi kaybeder ama bu dünya yine de onu yakalar. Çünkü aklını gerçek dünyadan uzaklaştırabilse de bedenini ondan ayıramaz.” Politikadaki çıkar ilişkilerinin doğruculuğu boğduğu bu dünyada kesin olan şu: Halkı aldattığını düşünen politikacılar, aslında kendilerini kandırır ve bir gün mutlaka gerçek onları enselerinden yakalar! Hakaret eden bürokrat halen soruşturuluyor MUSTAFA ÇAKIR Tarım ve Orman Bakanlığı, Atatürk’e ölüm yıldönümünde sosyal medyadan hakaretler eden “şube müdürü” hakkındaki soruşturmayı hâlâ sonuçlandıramadı. İYİ Parti milletvekili Yasin Öztürk, sosyal medya paylaşımlarında “Orman Bakanlığı Şube Müdürü” olduğunu beyan eden Said Dağdaş’ın 10 Kasım’da Atatürk aleyhine paylaşımlarda bulunduğunu belirterek bakanlıktan bilgi istedi. TBMM Başkanlığı’nın, önergeyi Tarım ve Orman Bakanlığı’na gönderirken bürokratın ismini “S.D” olarak kısaltması dikkat çekti. Bakan Bekir Pakdemirli yanıtında, “Ankara Orman Bölge Müdürlüğü emrinde şube müdürü olarak görev yapan ilgili personel açığa alınmış olup başlatılan idari soruşturma süreci devam etmektedir” dedi. l ANKARA CHP’nin İş Bankası hisselerini Hazine’ye almak isteyen AKP, kamuoyu oluşturmayı planlıyor ‘Hisselere çökme’ planı CHP’nin Atatürk’ün vasiyetinden kaynaklı İş Bankası hisselerini Hazine’ye devretmek isteyen AKP yönetimi, bir yandan na sıl yasal düzen leme yapılabile ceği üzerinde ça lışırken bir yan EMINE KAPLAN dan da CHP’nin Atatürk’ün vasiyetine uygun ha reket etmediği konusunda ka muoyu oluşturmayı planlı yor. Bunun için çeşitli argü manlar üzerinde duran AKP, ilk olarak Atatürk’ün CHP’ye bıraktığı hisselerin kayna ğının Kurtuluş Savaşı için Hindistan’dan gelen paralar olduğu, bunun da bir siyasi partiye verilebilecek para ol madığı söylemini dillendire cek. Yasalara göre siyasi par tilerin ticaret yapamayacağını belirten AKP, İş Bankası’nın 32 iştirake ortak olduğu, CHP’nin de İş Bankası’ndaki hisseleri üzerinden bu iştirak lere ortaklığı bulunduğu tezi ni işleyecek. AKP, CHP’nin İş Bankası’ndan gelen kâr payını da Türk Dil Kurumu (TDK) ve Türk Tarih Kurumu’na (TTK) verme konusunda sıkıntı çı kararak Atatürk’ün vasiyeti AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı başkanlığında oluşturulan komisyon, 1938 yılından beri bu konuda yapılan tartışmalar, mahkeme kararları ve CHP’nin bankadan aldığı kâr payıyla ilgili hangi tasarruflarda bulunduğunu araştırıyor. ne ihanet ettiği söylemini kullanacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son 2 yıldır zaman zaman dile getirdiği ancak somut bir adım atmadığı CHP’nin İş Bankası’ndaki hisseleriyle ilgili AKP yönetimi bu kez kapsamlı bir çalışma yürütüyor. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı başkanlığında oluşturulan komisyon, kamuoyu ve algı oluşturmaya yönelik çalışma yapıyor. 1938 yılından beri bu konuda yapılan tartışmalar, mahkeme kararları ve CHP’nin bankadan aldığı kâr payıyla ilgili hangi tasarruflarda bulunduğuyla ilgili her türlü bilgi ve belgeyi araştıran partide, konuyla ilgili şu değerlendirme ler yapılıyor: n Hindistan’dan ge len paralar: AKP yöneticileri, “Kurtuluş Savaşı sırasında Hindistan’dan gelen yardımların 500 bin TL’si kurtuluş mücadelesinde kullanıldıktan sonra bakiye kısmını Atatürk kamu malı olarak ayırıyor. Bu para devletin parasıdır. 1938’de tek parti iktidarı var. CHP demek aslında devlet demek. Atatürk güvendiği bir yol arkadaşına da verebilirdi bu görevi. Tek parti olduğu için CHP’nin bunu infaz etme kabiliyeti vardı. O dönem 3 siyasi parti olsaydı ya da Atatürk 1945’ten sonra vefat etmiş olsaydı zaten çok partili hayat olduğu için böyle bir durum olmayacaktı. CHP, sadece vasiyeti tenfiz için görevlendirilmişti” tezini savunuyor. n Alacaklar için dava açıyorlar: CHP’nin İş Bankası’ndaki hisseler nedeniyle “biz buradan para almıyoruz” dediğini kaydeden AKP yöneticileri, “Zaten o para bir siyasi partiye verilecek para değil, kamu malı. O zaman para almadığın yerde olmanın sana menfaati nedir? Atatürk, ‘Bu devleti devlet yapan dili ve tarihidir’ diyerek Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’nu kuruyor. İş Bankası’ndaki hisseler yoluyla da kâr payının bu iki kuruma verilmesini vasiyet ediyor. Ancak iki kurum, alacaklarını dava açarak CHP’den alabiliyor. TDK ve TTK alacakları için bizim bildiğimiz 3 tane dava açıyor. Alacaklarını dava yoluyla alıyor. Bu vasiyete aykırılıktır, hatta ihanettir” görüşünü dile getiriyor. n CHP ticaret yapıyor: Siyasi Partiler Yasası’na göre siyasi partilerin ticaret yapamayacağını kaydeden AKP yöneticileri, İş Bankası’nın 2’si banka olmak üzere 32 iştirakta ortaklığı bulunduğuna dikkat çekiyor. AKP’ye göre, İş Bankası yönetiminde yer alan CHP’nin bu 32 iştirake de ortaklığı bulunuyor. AKP yönetcileri, “CHP bu 32 şirkette atama ve tayin işleri yapabiliyor” iddiasını savunuyor. n Henüz bir karar yok: Yapılacak çalışmaların sonucuna göre İş Bankası’ndaki hisselerin CHP’den alınması konusunda bir yasa değişikliği yapılıp yapılmayacağına karar verecek olan AKP’de, “Şu anda bu konuda alınmış bir siyasi karar yok. Siyasi karar ortaya çıktığında vasiyete uygun bir formül getirilmiş olacak. Bu hisseler devletin olduğu için CHP yerine Hazine’nin temsilcilerinin yer alması gerekir” değerlendirmesi yapılıyor. l ANKARA Moroğlu, 1926 yılında kabul edilen Medeni Kanun’un, demokrasinin ilk adımı olduğunu söyledi ‘Laik hukuk ihlal ediliyor’ İMAMOĞLU: İmamoğlu, Trabzon Köprübaşı Kültür ve Dayanışma Derneği’nin etkinliğine katıldı. Siyaseti kutsallaştıran hata yapar İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, siyasete “hizmet etmek için araç” olarak baktığını belirterek, “Bizim hangi partiden olup olmadığımıza bakmayın. İyi mi yapıyor kötü mü yapıyor ona bakın. Siyaseti hayatında kutsallaştıran ha ta yapar. Siyasi kimlikleri, siyasi partileri kutsallaştıran da hata yapar. Siyasi partiler de teferruattır” dedi. Ekrem İmamoğlu, babası Hasan İmamoğlu ile birlikte, Trabzon Köprübaşı Kültür ve Dayanışma Derneği’nin Beykoz’da düzenlediği geceye katıldı. Köprübaşı’ndan önemli siyasi simaların çıktığını kaydeden İmamoğlu, “Adnan Kahveci ve Recep Yazıcıoğlu gibi. Ama onların dışında da yüzlerce kamu görevlisi vardır ki hepimiz gurur duyarız” ifadelerini kullandı. l İç Politika Soyer muhtarlarla buluştu: Rehberimiz sizsiniz İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Torbalı Belediye Başkanı İsmail Uygur’un ev sahipliğinde 60 muhtarla bir araya geldi. Torbalı Belediyesi Kültür Merkezi’ndeki toplantıda ulaşım, altyapı, kanalizasyon, çocuk parkı, halı saha ve mezarlıklarla ilgili talepler öne çıktı. Soyer, muhtarların bu taleplerini, öneri ve şikâyetlerini tek tek dinleyerek not aldı. Ulaşıma ilişkin şikâyetler üzerine Soyer, Torbalı’nın İZTAŞIT projesi kapsamına alınacağını ve ilçeye terminal yapılacağını söyledi. Soyer ayrıca Ayrancılar Mahallesi’nin 90 dakika aktarma sistemine dahil edilmesi talimatını verdi. Soyer, “Rehberimiz sizsiniz, mahallelerimize bizden çok hâkimsiniz. Sorunları daha iyi biliyorsunuz” dedi. l İZMİR / Cumhuriyet Yavaş: Ankapark’ın kaderi nisan ayında belirlenecek SENA YAŞAR Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, eski başkan Melih Gökçek’in “kişisel zevkim” diyerek 750 milyon dolara yaptırdığı ve yalnızca 10 ay açık kaldıktan sonra kapanan Ankapark’a ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kiracı firmanın nisan ayında kontratı nın dolduğunu, kira borcu ödenmezse firmanın parktan tahliyesini gerçekleştireceklerini belirten Yavaş, Ankapark’ın, işletmecisi GBM TicaretÇelik Ortak Girişim Grubu’nun borçları nedeniyle Bursa merkezli ECS Stil Tekstil firmasına devredildiği iddialarına, “Duyumlar alıyoruz, doğruluğunu bilmiyoruz” yanıtını verdi. l ANKARA Bedri Gencer Öğrenciler, Gencer’in odasını mühürledi Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) öğrencileri, Elazığ depreminin ardından afetleri çocuk evliliklerinin yasaklanmasına bağlayan Yıldız Teknik Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Bedri Gencer’in üniversitedeki odasını mühürledi. Öğrenciler profesörün odasına, “Bu oda Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencileri tarafından mühürlenmiştir!” yazdı. Öğrenciler geçen hafta da ders sırasında Gencer’i alkışlarla protesto ederek sınıfı terk etmişti. l Haber Merkezi KÜBRA KÖKLÜ Bakanlığı da kaldırıldı, önce Aile ve Sosyal Politikalar Ba İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB) Koordina kanlığı oldu. Sonra yeni Cumhurbaşkanlığı yönetim şek törü ve İstanbul Barosu Baş linde de Aile, Çalışma ve Sos kan Yardımcısı Avukat Na yal Hizmetler Bakanlığı’na zan Moroğlu, 17 Şubat 1926 dönüştürüldü. Kadın sorunla yılında kabul edilen Medeni rına kararlılıkla çözüm ürete Kanun’un, demokrasinin ilk cek bir bakanlık yok. Ne yaadımı ve çağdaşlığa açılan ka zık ki kadın haklarının geri pı olduğunu söyledi. Moroğlu, alınmakta olduğu dönemden “Medeni Kanunumuzun 94. geçiyoruz” dedi. yıldönümünde ülkeyi yönetenler başta olmak üzere, la Laiklik ilkesinin son yıllarda göz ardı edildiğini söyle ik Cumhuriyetimizi savunan yen Moroğlu şunları kaydetti: herkesi kadın erkek eşitliği “Ülkeyi yönetenlerin uygula ni bir demokrasi meselesi ola malarına baktığımızda farkrak dikkate almaya, kadını bi lı bir bakış açısını görüyoruz. rey olarak gören zihniyetin İşte bu bakış açısıyla, laik hu yerleştirilmesine destek olma ya ve sahip çıkmaya çağırıyo rum” dedi. Nazan Moroğlu, Medeni Kanun’un kabulünün 94. yılı dolayısıyla Cumhuriyet’e değerlendir melerde bu lundu. La ikliğin, ka dın ve er kek eşitli ği için öne mine dikkat çeken Mo roğlu, Mede ni Kanun’la Nazan Moroğlu kadınların erkeklerle eşit yurttaş konu muna geldiğini vurgulayarak “Atatürk’ün önderliğinde ulu kukun simgesi ve ülkede hukuk birliğinin yaşama geçirilmesini sağlayan Medeni Kanun’a müdahale ediliyor. 2017 yılında Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda yapılan değişiklikle sadece bir dinin mensupları açısından resmi nikâh kıyma yetkisi düzenlendi, laik hukuk ihlal edildi. Müftülere evlendirme memuru sıfatıyla resmi nikâh kıyma yetkisi verilmesini Me sal egemenlik temelinde ku deni Kanun’dan vazgeçiş ola rulan Cumhuriyetimizin ilk rak görüyorum.” yıllarında yapılan hukuk dev Yıldız Teknik Üniversitesi riminin ilk akla gelen yasa (YTÜ) İnsan ve Toplum Bilim sı Medeni Kanun’dur. Evli leri Bölümü’nde Prof. Dr. Bed lik yaşı kuralı getirildi, erke ri Gencer’in, Elazığ depremi ğin birden çok kadınla evle nin ardından afetleri çocuk nebilmesi yerine tekeşlilik ve evliliklerinin yasaklanmasına evlilik birliğinin resmi nikâh bağlamasına tepki gösteren ile kurulması kabul edilmiş Moroğlu, “Çocuk evliliğini sa tir. ‘Erkeğin boş ol’ demesiy vunanlar Medeni Kanun’u le boşanma yerine hâkim ka yok saymaktadırlar. Çocuk rarıyla boşanma, kız ve er yaşta yapılan evlilikler büyük kek çocuklara eşit miras payı oranda kız çocuklarını olum gibi kurallar kadın hakları suz etkiliyor, onların eğitim nın güvencesi olmuştur. Medeni Kanun, çağdaşlığa açılan kapı, demokratikleşmenin ilk adımı olarak hukuk devriminin temel taşıdır” diye konuştu. den ve haklarından yoksun kalmalarına neden oluyor ve bir toplumsal sorun olarak kararlı çözüm getirilmesi gerekiyor. ‘7 yaşında kızlar evlendirilebilir’, ‘kadının yeri ‘Haklar geri alınıyor’ evidir, çalışması ne gerekir’, Kadın sorunlarına kararlı ‘kadının en önemli kariyeri lıkla çözüm üretecek bir ba anneliktir’ denilerek kadının kanlık olmadığını dile getiren ‘kaç çocuk sahibi olacağına, Moroğlu, “Son yıllarda, kadı nasıl doğuracağına, kahka nı sadece anne rolü ile sınır hasına’ kadar siyasete mal layan, kadının en önemli ka zeme yapılıyor. Kadın erkek riyeri anneliktir diyerek ka eşitliği yoksa, demokrasiden dını birey olarak görmeyen ve sürdürülebilir kalkınma bir zihniyetle yönetiliyoruz. dan söz edebilmek mümkün 1990 yılında kurulan Kadın değil” diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle