25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: İLKNUR FİLİZ 3 16 ŞUBAT 2020 PAZAR alı Bulutlu anak tlu mur a K. Yağmur İstanbul 11/7 Ankara 9/2 İzmir 16/8 Antalya 19/10 Mersin 14/8 Bursa 12°/6° Atina 14°/8° TARİHTE BUGÜN Trabzon 11/5 Adana 15°/6° Berlin 15°/7° 1925: Sonradan Türk Hava Kurumu adını Artvin 7°/0° Girne 15°/11° alacak Türk Tayyare Cemiyeti’nin kuruluşu. Kars 0/14 Çanakkale 13°/6° Balıkesir 11°/5° Sivas 3°/9° Londra Moskova Paris 15°/10° 2°/3° 15°/12° 1953: Türkiye Amerika telefon hattı açıldı. 1959: Fidel Castro, Küba Devlet Başkanı olarak yemin etti. 1969: 6. Filo’yu protesto için “Ameri Diyarbakır Erzurum 0°/11° Madrid 19°/5° kan Emperyalizmine Karşı Mustafa Ke 6/1 Eskişehir 7°/3° Amsterdam 14°/9° mal” mitinginde gösteri yapanlara saldır Aydın 17°/6° Roma 14°/4° masıyla başlayan olaylarda 2 genç öldü, Gaziantep 8°/0° New York 8°/1° 200 kişi yaralandı. Olay “Kanlı Pazar” di Konya 9°/4° Tokyo 17°/7° ye anılmaya başlandı. Erdoğan’ın baba ocağındaki HES projesinin faaliyetlerine son verildi Baro’nun işine son! MUHAMMED ÖZMEN Rize’nin Güneysu ilçesine bağlı Gürgen Deresi üzerinde yasal izin almadan Hidroelektrik Santralı’nın (HES) inşaatına başlayan Baro Enerji’nin faaliyetlerine son verildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın baba ocağı Gürgen köyünde yurttaşlar, derelerini kurutan HES projesini Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) şikâyet etti. CİMER’den verilen yanıtta, şirkete ceza kesildiği ve izinsiz yürütülen proje için durdurma kararı verildiği bildirildi. İddiaya göre şirket, çalışmalarını sürdürdü. Köy halkının avukatı Remzi Kazmaz, durdurulma kararına rağmen şirketin faaliyetlerine devam ettiğini ileri sürerek “Pa Gürgen Deresi’nin su seviyesi azaldı. ra cezası kesilerek çalışmaktan men edilmesine rağmen şirketin çalışmalarına devam etmesi köylüler arasında şaşkınlık yarattı. Soruyoruz bu şirket bu gücünü nereden alıyor” dedi. Konuyla ilgili, savcılığa, valiliğe ve ilçe kaymakamlığına şikâyette bulunduklarını aktaran Kazmaz, “Ayrıca şirkete DSİ de bir ihtarda bulundu. Dere suyunun debisi önceki yollara oranla azalmış. Bu nedenle HES’lerin çalışamama durumu da var. Bu nedenle tekrar ölçüm yapılıncaya kadar çalışmaları nın durdurulması istendi. Ancak buna rağmen şirket çalışmaları durdurmuyor” ifadelerini kullandı. ‘Kirli elinizi çekin’ Kazmaz, Güneysu halkının derelerine sahip çıktığını vurgulayarak “Artık kirli ellerinizi derelerimizin üzerinden çekin” diye konuştu. Avukat Kazmaz, yapılan ve başvuralar ve tepkilerin ardından dün şirketin HES faaliyetlerinin tamamen durdurulduğunu ve makinelerini dereden çıkardığını belirterek “CİMER’den tarafımıza gelen yazı ile birlikte valiliğe Güneysu Kaymakamlığı’na yaptığımız müracaat dikkate alınarak şirketin faaliyetlerine son verilerek şirket hakkında yasal işlemler başlatıldı” dedi. MEZARLAR TAHRİP EDİLDİ Ankara’da da çirkin saldırı Ankara’da Ortaköy Mezarlığı’nda Hıristiyan yurttaşlara ait 19 mezar tahrip edildi. Mezarlarda ciddi hasarlar meydana gelirken yaşları 1617 olduğu bildirilen 5 gencin gözaltına alındığı öğrenildi. Önceki gün de Trabzon’da bir Hıristiyan mezarlığında bir yurttaşın mezarına yerleştirilen tahta haçın sökülerek yakıldığı basına yansımıştı. l ANKARA/Cumhuriyet Mezbahada şarbon Bursa Yenişehir’de bir hayvan yetiştiricisinin kestirmek için mezbahaya getirdiği büyükbaş hayvanda, kesim öncesi yapılan incelemede şarbon mikrobu tespit edildi. Bunun üzerine harekete geçen Hayvan Sağlığı Komisyonu kararıyla, Günece Mahallesi’ne hayvan giriş ve çıkışları yasaklandı. Mahalledeki hayvanlar aşılanırken belediye mezbahası ve hayvan pazarı da 15 günlüğüne kapatıldı. l Haber Merkezi Pastanede çocuğa taciz İzmir Ödemiş’te, pastaneye ekmek almaya giden 10 yaşındaki kız çocuğu S.A’ya tacizde bulunduğu iddiasıyla gözaltına alınan işyeri çalışanı Mehmet G. (50) tutuklandı. Mehmet G. iddiaya göre, S.A’ya elle tacizde bulundu. Tacizin bir süre devam etmesinin ardından S.A, ailesi ekmek almaya gönderince gitmek istemedi. Aile S.A. ile konuşunca iğrenç olay ortaya çıktı. l İZMİR/Cumhuriyet 3.5 yaşındaki Meryem için yardım kampanyası başlatıldı. NCL Tip 2 (beyincik erimesi) hastası Meryem’in ilacının her dozu 56 bin Avro. Meryem yardım bekliyor Manisa’da, “beyincik erimesi” olarak bilinen NCL Tip 2 hastası, 3.5 yaşındaki Meryem Karaman için yardım kampanyası başlatıldı. Meryem’in sağlığına kavuşması için her dozu 56 bin Avro olan ilacın yurtdışından getirtilmesi gerekiyor. Çamlıca Mahallesi’nde oturan Sevnaz İbrahim Karaman çiftinin kızı Meryem’e, 2 yıl önce epilepsi nöbeti şikâyetiyle gittikleri hastanede, NCL Tip 2 tanısı konuldu. Ekonomik gücünün yeterli olmadığını belirten fabrika işçisi baba İbrahim Karaman (41), Manisa Valiliği’ne başvurdu ve yardım kampanyası için gerekli yasal izni aldı. Umutlu olduğunu belirten Karaman, “Kızımın, ilacı kullanamazsa 67 yıl içinde yaşamını kaybetme ya da ağır engelli olarak yaşamını sürdürme riski var” dedi. l İZMİR / Cumhuriyet UZMANLAR: PSİKİYATRİK DEĞERLENDİRMEDE AYDINLATILABİLİR Aile içindeki tecavüze takipsizlik KÜBRA KÖKLÜ Gazetemizin gündeme getirdiği aile içinde tecavüz ve zorla fuhuş olayında yeni bir gelişme yaşandı. Mersin’de S.D. isimli zanlının, resmi nikâhlı olmayan eşi S.A’yı fuhuşa zorladığı ve 3 kızına, baldızına ve erkek kardeşinin kızına yıllardır tecavüz ettiğinin ileri sürülmesi üzerine savcılık soruşturma başlattı. Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı, adli tıp raporunda, mağdur kadınların yaşadıkları tecavüzden dolayı psikolojilerinin bozulduğunu tespit etmesine karşın dosyaya takipsizlik kararı verdi. Raporda, “Kişinin stres bozukluğu ve majör depresif bozukluk tanılarının olduğu tıbbi kanaatine varılmıştır” denildi. Raporu değerlendiren Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr.Halis Dokgöz, “Cinsel istismara uğrayan kişilerin muayenelerinde her za man fiziksel bulgu saptayamayabiliriz. Hiçbir fiziksel bulgu yoksa da çocuk psikiyatristi ve/veya psikiyatrının değerlendirmesi önemli. Psikiyatrik değerlendirme ile çok sayıda cinsel istismar vakası aydınlatılmıştır. Hem istismar ortaya konur hem de çocuğun tedavisi söz konusu olur. Bu konuda mahkemelerimizde bazen psikiyatrik değerlendirmelerin yeterince göz önüne alınmadığını maalesef görebiliyoruz” diye konuştu. ya onları izledi. HHH Bizim Kuran mü tercimleri “ferç” (cinsel organ) yerine “ziynetlerini”, “süs lerini” diye tercüme Türban tuzağı ediyorlardı. Prof. Dr. Niyazi Kahveci Kuran’da yazan Bir zamanlar askeri vesayete ve ulusal devlete karşı olmak; okullarda ve kamu hizmetlerinde türban yasağını, sonuçlarını düşünmeden, faşizm olarak tanımlamak evrensel aydın olmanın kanıtı idi. Bu aydın türü, imam hatip okullarının, Tevhidi Tedrisat Kanunu gereği denetlenmesini kınıyorlardı. Bendeniz fakir, bir yandan beni ölümle tehdit eden İslamcı mürtecilerle uğraşırken, bir yandan da bu “Yeni Mürteciler”le boğuşmak zorunda kalıyordum. Aralarından biri, Ali Bayramoğlu, kullandığım bu sıfattan dolayı beni mahkemeye vermişti. HHH İslamcı mürteciler, Kuran’ın Nur Suresi 31. ayetine dayanarak türbanın Allah’ın emiri olduğunu ileri sürüyorlardı. Düpedüz yalan söylüyorlardı. Söz konusu ayette kadınların başlarındaki örtüyü göğüslerinin üzerine indirmeleri “tavsiye” ediliyordu. İncelediğim Kuran çevirilerinde, söz konusu ayet bilerek saptırılıyordu. O yıllarda, Hürriyet’te yazdığım yazılarda, Fransızca, İngilizce çevirilerini inceledikten ve tanıdığım Arap felsefecilere danıştıktan sonra, ayetin doğru çevirisini yazıyordum. Hatta Muhammed bin Hamza’nın XV. yüzyılda yaptığı “Kuran Tercümesi”ni tanık olarak gösteriyordum. Ama bir ilahiyatçı çıkıp da bana destek olmadı, tamamı bu sahtekârlığa göz yumdu. HHH Ve sonunda, helal süt emmiş bir ilahiyatçı, Prof. Dr. Niyazi Kahveci çıkıp 31. ayetin doğru çevirisini yaptı: “Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar ve ferçlerini (cinsel organlarını) korusunlar. Görünen kısımları müstesna, süslerini teşhir etmesinler. Başörtülerini, yakalarının üzerine atsınlar.” (*) Cahiliye dönemi denen o tarihi dönemde Arabistan’da yaşayan erkekkadın her dinden insanlar güneşten ve çölün kumlarından korunmak için başlarını “Hımâr” denen bir örtüyle örtmekteydi. Bu baş örtmenin Allah’ın emriyle bir ilişkisi yoktu. Allah, kadınlara çıplak (nü) göğüslerini bu geleneksel örtünün ucuyla örtmelerini tavsiye ediyordu. Ama bu, haince bir amaçla Allah’ın emrine dö “ferc” (Çoğulu: “furuj”) sözcüğünü yerinde bırakmak dürüstlüğünü gösterdi. Daha önce, Çağımız ve Türkiye (Sinemis Yayınları) adlı kitabının övgüsünü yapmıştım. Onun yazıları, günümüzün din kalpazanları virüsüne karşı etkili bir aşıdır. HHH Ülkemizin mürtecileri, Osmanlı’dan bu yana, maddi ve manevi çıkarlarını korumak için, her türlü gelişme, ilerleme ve çağdaşlaşma hareketlerine karşı olmuşlardır. Günümüzde Cumhuriyetin cezalandırdığı bütün mürtecilere itibarlarını (!) iade edip adlarını okullara, üniversitelere, caddelere veriyorlar. Onları anlıyorum. Peki, Yeni Mürtecilere, Yetmez ama Evetçilere, ana rahmine haklı düşenlere, postmodernlere ne oluyor? 1970’lerden sonra eski ve yeni mürtecileri, İslamcıları, Milli Görüşçüleri, Fethullahçıları ve bunların tamamının toplamı olan AKP’yi neden desteklediler? Ülkeyi Cumhuriyetin vesayetinden kurtarmak için mi? Silahlı Kuvvetlerin vesayeti varmış... Ülkeyi Cumhuriyet düşmanlarına karşı TSK korumayacak da, Anadolu’dan nefret eden fantirifittonlar mı koruyacaktı? Bunun üzerine Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Birliği üyesi İspanya’nın son anayasanının 8. maddesini bir şamar gibi suratlarına vurdum: “Ordu, Donanma ve Hava Kuvvetlerinden oluşan Silahlı Kuvvetlerin görevi, İspanya’nın hükümranlığını ve bağımsızlığını güvence altına almak ve toprak bütünlüğünü ve anayasal düzenini savunmaktır.” “Anayasal düzeni korumak” diyor. TSK, Türkiye Türkiye Cumhuriyeti’nin laik düzenini korumayacak da ne halt edecek(ti)? HHH Başta, İmamHatip Saltanatı: İmamokrasi ve Din İman Masa Kasa (Tekin Yaynevi) adlı kitaplarım tanık: Daha öncesini bırakın, en azından 20 yıldır, türban ve imam hatip tuzakları konusunda ülkeyi uyarmaktayım. O zaman “Dinozorluk yapma, sadece isteyen üniversiteli kızlar türbanlanacak” denirdi. Şimdi neredeyse kundak çocuklarını türbanlayacaklar; bütün okullar imam hatibe dönüştürüldü. Günaydın! Comment vastu Nilüfer Göle? nüştürülmüştü. Bunu ilk yapan (*) Çağdaş Düşünme Yazıları 1. Arap İslamcılarıydı; bütün dün Doğu Kitabevi, s.140 Halil Dede’yi uğurladık Gazetemizin emektarlarından, 1980’li Batıkent’te bulunan Pir Sultan Abdal Cemevi’nde yıllarda Ankara büromuzun cenaze töreni yapıldı. teleks görevlisi, Törene Özdemiroğlu’nun kurumumuzdaki adıyla “Halil yakınları ve sevenleri Dede” Halil Özdemiroğlu’nu Özdemiroğlu katıldı. Özdemiroğlu, daha (90), sonsuzluğa uğurladık. sonra Çankırı Şabanözü Özdemiroğlu uzun yıllar, ilçesine bağlı Mart köyünde gazetemizin Ankara bürosunda toprağa verildi. l ANKARA / çalıştı. Özdemiroğlu için Ankara Cumhuriyet ICOPAL SHINGLE SİSTEM Avrupa’nın öncü shingle markası Icopal’in en yeni teknolojilerle ürettiği, zorlu hava koşullarına dayanıklı shingle ve tamamlayıcı sistem bileşenleri: Yağmur derelerinden, baca diplerine her ayrıntısı çözülmüş, estetik shingle çatı sistemi. bmigroup.com/tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle