23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 15 ŞUBAT 2020 CUMARTESİ EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN HABER Yıpranma hakkı tehlikede AYM gazetecilerin yıpranma hakkını iptal etti; basın kartı için yasa istedi. Anayasa Mahkemesi (AYM), gazeteciler için uygulanan fiili hizmet süresi zammından (yıpranma payı) yararlanmak için “Basın Kartı Yönetmeliğine göre basın kartı sahibi olmak” kuralını anayasaya aykırı bularak iptal etti. Gerekçede, basında çalışanların belirlenmesinde temel esasların yönetmelikle değil, bu hakka yürütmenin keyfi şekilde müdahale etmesinin önüne geçecek şekilde kanunla düzenlenmesi istendi. Mahkeme, doğacak hukuksal boşluğun kamu yararınını ihlal edeceği gerekçesiyle iptal kararının 9 ay sonra yürürlüğe girmesine de hükmetti. Bu süreçte iktidarın AYM’nin uyarıları doğrultusunda Meclis’ten yeni düzenleme çıkarması gerekiyor. Eğer yasal düzenleme gerçekleşmezse gazeteciler yıpranma hakkını kaybedecek. AYM, İstanbul İş Mahkemesi’nin Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda “fiili hizmet süresi zammı” ile ilgili düzenleme getiren 40’ıncı maddesinde 2013 yılında yapılan değişiklikle eklenen 16 numaralı bendin iptali istemini görüşerek karara bağladı. Söz konusu bend ile basın ve gazetecilik mesleğinde çalışanlar için 2008 yılında kaldırılan ve kamuoyunda “yıpranma payı” olarak bilinen fiili hizmet zammı hakkı tekrar getirilmişti. Yüzde 5 de iptal Öte yandan AYM, gazetecilere ücretlerini vaktinde ödemeyen işverenlerin, bu ücretleri, geçecek her gün için yüzde 5 fazlasıyla ödemesine ilişkin düzenlemeyi anayasanın eşitlik ilkesine aykırı bularak iptal etmişti. Gerekçesini dün açıklayan AYM; ülkede reel enflasyon ve yasal faiz oranları dikkate alındığında, günlük yüzde 5 fazla ödemenin yılda yüzde 1825 oranına ulaşabildiğini belirtti. Bu miktarın işverenin ekonomik varlığını ve geleceğini ağır bir şekilde etkileyebileceği ifade edilen gerekçede, “Bu nedenlerle kuralla teşebbüs ve çalışma özgürlüğüne getirilen sınırlamanın orantısız olduğu ve bu nedenle kuralın ölçülülük ilkesini ihlal ettiği anlaşılmaktadır” denildi. Kuralın, basın sektöründe çalışanlar için diğer çalışanlara göre nesnel ve makul bir nedenle de olsa orantısız bir farklı muamelenin getirilmesine yol açtığı kaydedilen gerekçede, kuralın eşitlik ilkesiyle de bağdaşmadığı vurgulandı. l ANKARA / Cumhuriyet Doktorlar ‘kuşkuluyuz’ şerhi koydu Eski CHP milletvekili Sarıhan, Sivas Katliamı hükümlüsü Kılıç’ın Adli Tıp Kurumu raporunu açıkladı. Eski CHP milletvekili ve Sivas katliamı davası avukatı Şenal Sarıhan, Madımak hükümlüsü Ahmet Turan Kılıç’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından affedilmesine dayanak olan Adli Tıp Kurumu raporunda 10 doktordan 4’ünün muhalefet ettiğini, 1 nörolog ve 1 psikiyatristin “kocama ve hastalık” teşhisinden kuşku duydukları yönünde kanaat belirttiklerini söyledi. Sivas Katliamı’nda yaşamlarını yitiren 33 aydının aileleri ve davanın avukatlarından eski CHP milletvekili Şenal Sarıhan ile birlikte HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen, dün Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Sarıhan, 17 Ocak’ta Adli Tıp Kurumu’nun “kocama ve sürekli hastalık hali” gerekçesiyle hazırladığı rapora önceki gün ulaştığını kaydeden Sarıhan, “Raporda 10 doktordan 4’ü muhalefet etmiş, özellikle 1 nörolog ve 1 psikiyatrist 2 doktor ‘kuşkuluyuz’ demişler. Eğer kocama deniyorsa nöroloji ve psikiyatri ile ilgili bir konu. Sürekli hastalık hali deniyor, nesi var kulakları duymuyormuş ve dizleri tutmuyormuş. Bunlar sürekli ve ölümcül hastalık değil. Ölümcül hastaların bile bırakılmadığı bir süreçle karşı karşıyayız” dedi. Af kararını idare mahkemesine taşıyacaklarını belirten Sarıhan, bu çığlığı yargı, yabancı ülkeler ve TBMM’de duyulmasını istediklerini söyledi. Aile yakınları da, af kararına tepki göstererek bunun tarihe “kara bir leke” olarak düşeceğine vurgu yaptılar. l ANKARA/Cumhuriyet Bakanlık talep etti, HSK gizli tanıklar için harekete geçti SİVRİCE’DEKİ DEPREMZEDELERE BURS ‘Özel’ mahkeme İçişleri Bakanlığı’nın talebi üzerine Hâkimler ve Savcılar Kurulu, Tanık Koruma Kanunu’ndan kaynaklanan işlemler için Ankara 2. İdare Mahkemesi’ni görevlendirdi. Son dönemde yürütülen başta FETÖ olmak üzere terör soruşturmaların re, 5726 sayılı Tanık Koruma Yasası’nın 21. maddesinde belirtilen kurumlar arası da “gizli tanık” sayısının art işbirliği kapsamında gizlili ması üzerine yargı harekete geçti. Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK), Tanık Ko ALICAN ULUDAĞ ğin ve bu konuda ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla Tanık Koruma Kurulu işlem ruma Kanunu’ndan kaynaklanan lerine karşı açılan idari davaların, işlemlere karşı açılan idari dava Ankara’da 2 numaralı idare mah lara bakması için Ankara 2. İdare kemesinde görülmesine karar ver Mahkemesi’ni görevlendirdi. Anka di. Karar kapsamında 14 Şubat ta ra Cumhuriyet Başsavcılığı da Giz rihi itibarıyla açılacak davalar An li Tanık Bürosu kurdu. kara 2. İdare Mahkemesi’ne tevzi Gizli tanıkların korunmasıy edilecek. Halen görülen dava ve iş la ilgili tedbirleri almakla görev ler ise mevcut mahkemelerde de li olan İçişleri Bakanlığı Tanık Ko vam edecek. ruma Kurulu, 30 Eylül 2019’da Ankara Cumhuriyet Başsavcılı HSK’ye talepte bulundu. Yazı üze ğı da bünyesinde “Gizli Tanık Bü rine toplanan HSK Birinci Dai rosu” kurdu. Başsavcı Vekili Mus tafa Başer’in sorumlu olduğu büroda Cumhuriyet Savcısı Murat Özcan görevlendirildi. Gizli tanıklarla ilgili işlemler, bu büro tarafından yürütülecek. Başsavcılığın yayımladığı yönergede Gizli Tanık Bürosu’nun yapacağı işlemler sıralandı. Bu kapsamda tanık koruma kararı verme, uzatma, değiştirme, kaldırma ile bunlara ilişkin talep ve kararlar söz konusu büro tarafından verilecek. Yazı İşleri Müdürlüğü nezdinde bulundurulacak kasada her gizli tanığa ayrı bir dosya oluşturulacak. Verilen tanık koruma kararları, ilgili İl Emniyet Müdürlüğü Tanık Koruma Şube Müdürlüğü’ne mühürlü kapalı zarf içerisinde gönderilecek. Gizli tanıkların vermiş oldukları dilekçelerin ve kararların tebliğine ilişkin düzenlenen tebliğ belgeleri dosyaya eklenecek. l ANKARA Çağlayan Adliyesi önünde bir araya gelen gazetecilik örgütleri “Gazetecilik suç değildir” dedi. Özgür Gündem ERADABYOLEKPRĞAUAAYTAN’,ATVE davasında üç beraat KHK ile kapatılan Özgür Gündem gazetesi davasında dilbilimci Necmiye Alpay, yazar Aslı Erdoğan ve Bilge Aykut beraat etti. Savunma yapmayan 4 sanık ile ifadeleri alınmayan Ragıp Zarakolu ve Filiz Koçali’nin dosyası ayrıldı. Özgür Gündem gazetesinin Yayın Danışma Kurulu üyeleri yazar Aslı Erdoğan, dilbilimci Necmiye Alpay, Ragıp Zarakolu, Filiz Koçali, gazetenin eski Yayın Yönetmeni Eren Keskin ve imtiyaz sahibi Kemal Sancılı’nın yazıişleri müdürleri Zana Kaya, İnan Kızılkaya ve Bilge Aykut’un yargılandığı davanın karar duruşması İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada ilk sözü alan Eren Keskin, “Yargıtay örgüt üyeliği için bazı şartlar arıyor. Örneğin iradesini örgüte teslim etmek diyor. Ben bu güne kadar irademi kimseye teslim etmedim. Ben örgüt üyesi değilim, insan hakları savunucusuyum. Düşüncelerim nedeniyle kimseye hesap vermek zorunda değilim” dedi. Keskin’in ardından konuşan Necmiye Alpay, “Korkmadan, düşünüp yazıp çizebileceğimiz bir ortam yaratılmalıdır. Bu amaçla beraat ve beraat gerekçelerinin özgürlük ilkesine dayandırılması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Gazetinin eski yazıişleri müdürü İnan Kızılkaya da, “Gazeteleri kapatmak ve gazetecileri cezalandırmak, bir ülkenin geleceğini de karanlığa gömmektir. Gazetecilik yargılanamaz. Gazetecilik suç değildir” dedi. Dosyalar ayrıldı Savunmaların ardından kararını açıklayan mahkeme he yeti Necmiye Alpay ve Bilge Aykut’un tüm suçlardan beraatine karar verdi. Aslı Erdoğan’ın devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma ve örgüt üyeliği suçlarından beraatına, propaganda suçu yönünden de Basın Kanunu’ndaki 4 aylık sürenin aşılması nedeniyle düşme kararı verildi. Mahkeme savunma yapmak için süre isteyen Zana Kaya, İnan Kızılkaya, Kemal Sancılı ve Eren Keskin ile haklarında yakalama emri bulunan ve henüz ifadesi alınmayan Filiz Koçali ve Ragıp Zarakolu’nun da dosyalarının ayrılmasına hükmetti. 2016 yılında iddianamenin hazırlanmasının ardından tutuklanan Aslı Erdoğan 4.5 ay, Necmiye Alpay ise 4 ay cezaevinde kalmıştı. l İSTANBUL/Cumhuriyet GRUP YORUM ÜYESI GÖKÇEK: BU, SON KONUŞMAM OLABILIR Gökçek tahliye edilmedi Grup Yorum’un gitaristlerinden İbrahim Gökçek’in de aralarında bulunduğu yedi kişi, aylar süren tutukluluğun ardından dün İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıktı. Gitarist İbrahim Gökçek, tutuklu bulunduğu hapishanede 240 gündür, müzisyen Helin Bölek de 238 gündür adil yargılanma talebi ve kültür merkezlerinin sürekli polisçe basılmasına karşı açlık grevi yapıyor. Avukat Yaprak Türkmen, mahkemenin tarafsızlığını yitirdiğini belirterek duruşmanın başında reddi hakim talebinde bulundu. Mahkeme Başkanı, birkaç dakika içerisinde verdiği kararla talebin “kötü niyetli ve yargılamayı uzatmaya dönük olduğu” gerekçesiyle reddetti. Avukat Yaprak Türkmen, mahkemenin tarafsızlığını yitirdiğini belirterek duruşmanın başında reddi hâkim talebinde bulundu. Adliyeye ambulansla getirilme isteği reddelen Gökçek savunmasını sandelyede oturarak yaptı. Halkın sanatçısı olarak yaşamak istediğini belirten Gökçek, “Dava dosyası bize salı gü İbrahim Gökçek nü geldi ve bin sayfadan fazlaydı, inceleme fırsatımız olmadı. Asıl savunmamı yapmak için süre istiyorum. Ancak bugün buraya geldim ama bu salona bir kez daha gelebilir miyim, izlemeye gelenler tekrar beni görebilir mi bunu bilmiyorum. Ölebilirim, sakat kalabilirim, hafızamı kaybedebilirim. O nedenle söylemek istediklerimi söylemek istiyorum” dedi. Gökçek, “2017 yılında Grup Yorum’a büyük bir siyasi linç başladı. FETÖ’nün darbesini fırsat bilen AKP iktidarı, ülkedeki tüm muhalefet güçlerine saldırmaya başladı. Mükellefi olduğum İdil Kültür Merkezi 12 defa basıldı, piyano tuşları tek tek parçalandı, gitarlarımız kırıldı. Bu düşmanlık için ne yaptık biz? Bunları türküler söylemeye devam ettiğimiz için yaşadık. Türkülerimizin susturulmasını, konserlerimizin yasaklanmasını kabul etmiyorum... Ne yaptık? Elimize silah mı aldık, insan mı öldürdük, katliam emri mi verdik? Çocuklara müzik eğitimi verdik, ücretsiz orkestra kurduk. Suç mu?” dedi. Mahkeme Başkanı ise birkaç kez sözünü keserek savunmasını kısa tutmasını, tahliye talebine dair söz verdiğini söyledi. Gökçek de “Neden sözümü kesiyorsunuz? Bu düşmanlık neden? Bu anlattıklarımı yaptığımız için buradayız” dedi. Yüksel’e tahliye Mahkeme ara kararında, sadece sanıklardan Barış Yüksel’i haftada bir gün adli kontrol şartıyla tahliye etti. Mahkeme ayrıca, Gökçek’in “hapishanede kalıp kalamayacağına dair” sağlık raporu alınması için Adli Tıp Kurumu’nda muayene edilmesine hükmetti. Bir sonraki duruşma 2627 Mart’ta Silivri’de. l İSTANBUL/Cumhuriyet Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile Türk Eğitim Vakfı (TEV) ve Türk Eğitim Derneği (TED) arasında merkez üssü Elazığ’ın Sivrice ilçesi olan depremde zarar gören ailelerin çocuklarına eğitim bursu desteği sağlanmasına ilişkin protokol Bakanlık Tevfik İleri Toplantı Salonu’nda imzalandı.Törene, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk (ortada) , TEV Yönetim Kurulu Başkanı Rona Yırcalı (sağda) ve TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu da (solda) katıldı. MEB’in tartışılan etkinliğinin ayrıntılarına Cumhuriyet ulaştı AKP TIPI KONGRE MEB’in “milli ve manevi değerlerimize uygun bir ahlak anlayışı”nın oluşturulmasını amaçladığı kongredeki isimler AKP ve Saray çevresinden. Kurullarda ilahiyatçılar öne çıkarken bilim kurulunda kadınların oranı yüzde 10. OZAN ÇEPNİ Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Eğitim ve Ahlak Kongresi’nin Onur Kurulu’nda Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Yavuz Atar, AKP’li Emrullah İşler ve Harf Devrimi’ni “soykırım” olarak yorumlayan Prof. Dr. Şaban Teoman Duralı yer aldı. Kongrenin Bilim Kurulu’nda da felsefe bölümü öğretim üyelerinden daha çok ilahiyat fakültesi kökenli isimler bulunuyor. Demokrat Parti döneminde düzenlenen “Ahlak Terbiyesi Kongresi”nde gerici taleplere delegeler karşı çıkarken, MEB’in düzenleyeceği kongrenin çoğunluğu parti ve Saray çevresinden isimlerden oluşturuldu. MEB’in 23 Nisan’da Antalya’da gerçekleştireceği ve “milli ve manevi değerlerimize uygun bir ahlak anlayışı”nın oluşturulması amaçlanan kongrenin ayrıntılarına Cumhuriyet ulaştı. Saray’ın kurulu Ahlak Kongresi için MEB tarafından 3 kişilik Onur Kurulu, 19 kişilik Danışma Kurulu, 91 kişilik de Bilim Kurulu belirlendi. Onur Kurulu’nda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanlarından Prof. Dr. Yavuz Atar, İlahiyat kökenli TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Emrullah İşler ile Cumhuriyetin Harf Devrimi’ni “yazının katli”, “kültür soykırımına uğramış bir milletiz” diyerek değerlendiren ve “Türkiye’nin yeniden istiklaline kavuşması yazının değişmesine mi bağlıydı” ifadelerini kullanan Prof. Dr. Şaban Teoman Duralı’nın yer alması dikkat çekti. İmam hatiplerin müfredatının genelleştirilip tüm okullara uygulanması gerektiğini savunan Duralı, “Neden üniversite adını veriyoruz, ‘medrese’ adını koyalım. Fakültelere de ‘mektep’ dersin. Bir tarafta üniversite diğer tarafta medrese ayrımı çok tehlikeli” ifadeleri dikkat çekmişti. Kongre’nin Danışma Kurulu’nda “ilk başörtülü kadın bakan” olarak ta KADINA YER YOK MEB’in milyonlarca öğrencinin gelişimini etkileyecek kongresinin kurullarında kadına yer verilmemesi AKP’nin yeni nesil için “ahlak tezini” de gözler önüne serdi. “Milli ve manevi ahlak” tartışmasının yapılacağı kongrenin Onur Kurulu’nda hiç kadın akademisyene yer verilmezken, 19 kişilik Danışma Kurulu’nda sadece 2 kadın akademisyen yer alabildi. Kongrenin 91 kişilik Bilim Kurulu’nda ise sadece 15 kadın akademisyene yer verildi. rihe geçen Prof. Dr. Ayşen Gürcan, Bilim Kurulu’nda da AKP kurucularından Prof. Dr. Raşit Küçük, Kuala Lumpur Büyükelçisi Merve Kavakçı’nın babası ve Yeni Akit yazarı Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakçı, Yeni Akit yazarı Prof. Dr. Ali Rıza Abay’a da yer verildi. Kongrenin Bilim Kurulu’nda ayrıca 15 Temmuz darbe girişiminin önemli isimlerinden Adil Öksüz’ün gözaltındayken telefonla görüştüğü iddia edilen ve FETÖ soruşturmasında adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Prof. Dr. Recep Kaymakcan’ın ismi de yer aldı. İlahiyat kökenli Akademisyenlerden kongre için bildiriler isteyen MEB’in kurullarında felsefe bölümü akademisyenleri yerine ilahiyatçılar öne çıktı. Kurullarda eğitim fakültesi öğretim üyelerinin dışında çok sayıda ilahiyat fakültesi öğretim üyesi yer aldı. Felsefe, sosyoloji, psikoloji alanında çalışma yürüten akademisyenler yüzde 10 düzeyinde kaldı. Felsefe ve sosyoloji alanında seçilen isimlerin de din felsefesi, İslami ilimler, din sosyolojisi alanlarından seçilmesi dikkat çekti. İlahiyat kökenli isimler içinde de İlim ve Hikmet Araştırmaları Merkezi (İLHAM) ve Din Felsefesi Derneği bağlantılı isimler öne çıktı. l ANKARA OĞUZ: SOHBETLERE GITTIM AMA HOCALIK YAPMADIM İzmir’de, FETÖ/PDY’nin üst düzey yöneticileri ile telefonda irtibat kurduğu iddiasıyla tutuklanan ve Urla Belediye Başkanlığı görevinden alınan CHP’li İbrahim Burak Oğuz, “silahlı terör örgütüne üye olmak” iddiasıyla yargılandığı davada hâkim karşısına çıktı. İzmir 17’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasına tutuklu sanık Burak Oğuz ile avukatının yanı sıra CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel ve partililer katıldı. Gizli tanık M.C’nin, sohbet hocası olduğunu söylediği ifadelerini kabul etmeyen Oğuz, “2003’te muhasebe bürosu açmıştım ve işlerim çok kötüydü. Bu yüzden çevredeki dükkânları gezerek kaynaştık. Ardından bu insanların davetiyle sohbete gittim. Ancak kaç kez gittiğimi ve nereye gittiğimi bilmiyorum. Kesinlikle sohbet hocalığı yapmadım” dedi. Mahkeme, Oğuz’un tutukluluk halinin devamına karar verdi. l İZMİR /Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle