23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 15 ŞUBAT 2020 CUMARTESİ EDİTÖR: ORHUN ATMIŞ TASARIM: İLKNUR FİLİZ kültür T E L E V İ Z Y O N Hazırlayan: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK 4. PSM Caz Festivali, 30 Nisan5 Temmuz tarihlerinde İstanbul’da Şehir caza doyacak! ORHUN ATMIŞ İstanbul’un caz sahnesine 2017 yılında katılan PSM Caz Festivali, “Her müziğin caz festivali” sloganıyla 4. yaşını kutluyor. Uluslararası Caz Günü olan 30 Nisan’da Zorlu PSM’de başlayacak festival, bu yıl 80’i aşkın yerli ve yabancı sanatçıyı ağırlayacak. Festivalin katılımcıları önceki akşam touche’de Zorlu PSM Genel Müdürü Murat Abbas tarafından açıklandı. Abbas, teker teker isimleri sayarken müzikseverler de sık sık alkış ve tezahüratlarla coşkusunu gösterdi. Heyecan uyandıran isimleri saymak gerekirse ilk olarak açılış konseriyle başlayalım. Yaşayan büyük caz piyanistlerinden 82 yaşındaki Steve Kuhn, 30 Nisan’da Turkcell Platinum Sahnesi’ne konuk olacak. Festivalde caz mekânı touche dahil bütün salonlar kullanılacak. Festivalin 5 Temmuz’a kadar sürecek programında, adını andığınızda kulağınızda “It’s A Sin” şarkısını duyabileceğiniz efsanevi grup Pet Shop Boys, Batı Afrika’nın geleneksel şarkılarını tüm dünyaya sevdiren Salif Keita, füzyon Pet Shop Boys cazın en önemli davulcuları arasında gösterilen Billy Cobham, 90’lı yılların en başarılı İngiliz rock gruplarından Suede; Jethro Tull’un kurucu solisti Ian Anderson, Radiohead’in gitaristi Ed O’Brien, Metronomy, Angel Olsen gibi birçok isim ve grup var. ‘Evgin Caz Söylüyor’ Festival, bu yıl “PSM’ye Münhasır” bölümüyle özel konserlere de imza atacak. Bu kategoride “Erol Evgin Caz Söylüyor” başlıklı konserinde Erol Evgin, geçmişten günümüze sevilen şarkılarını caz müzik formunda seslen Erol Evgin direcek. Fatih Erkoç, 50. sanat yılını senfoni konseriyle taçlandıracak. Kendine has tarzı ve şarkıları ile çok sevi len Kalben, “Kalben performs The Beatles: Atan Kalpler Kulübü” başlığıyla konser verecek. Ülkemizin popüler bağlama sanatçılarından İsmail Tunçbilek ve özgün vokal yorumlarıyla dikkat çeken Şenay Lambaoğlu ilk kez PSM Caz Festivali kapsamında “sazla caz”ı buluşturacaklar. Cinsiyet eşitliği... Murat Abbas, PSM’deki önemli yenilikleri de sıraladı. Abbas, müzik endüstrisindeki cinsiyet eşitliğini Angel Olsen sağlamak için harekete geçmeye çağıran Uluslararası Keychange programına katıldıklarını söyledi. Bu bağlamda 2022 yılına kadar festival programında kadın sanatçı sayısı artırılarak 50:50 cinsiyet dengesi sağlanacak. Bu sene oran yüzde 30. Öte yandan Abbas, Özel Erişim Kategorisi biletini hayata geçirdiklerini vurguladı. Bu sayede ücretsiz refakatçi bileti ve asistan uygulamasıyla özel ihtiyaç sahibi bireylerin sosyal hayata katılmınını artırmayı amaçladıklarını belirtti. Festivalin koordinatörü ise bu yıl genç bir isim, 25 yaşındaki Kerem Turgut. Festival biletleri 17 Şubat’ta satışta. Siya Siyabend, 2005 yılından sonra ilk kez Babylon’daydı Eskişehirliler Nâzım’a koştu ARİF ANBAR Eskişehir Tepebaşı Belediyesi, unutulmaz şair Nâzım Hikmet’in 63 yıllık yaşamını yansıtan “Nâzım’a Yolculuk” sergisine ev sahipliği yaptı. İş Sanat işbirliğiyle açılan ve 10 Ocak 7 Şubat tarihleri arasında Eskişehirli vatandaşların beğenisine sunulan sergiyi, 1159 sanatsever ziyaret etti. Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, serginin Eskişehir’de beğeniye sunulmasından dolayı mutlu olduğunu belirterek “Sergiyi İstanbul’da gördüğümde çok duygulandım, ortada büyük bir emek var. Tabii ki Nâzım Hikmet’e tarif gerekmez, kendisi dünya çapında bir şair ve Eskişehirliler için de yeri çok ayrı. Bu özel sergiye ev sahipliği yapmaktan dolayı gurur duyduk. Serginin küratörü Prof. Dr. Haluk Oral’a da teşekkür ediyorum” dedi. l ESKİŞEHİR Çocuklara atölye Pera Müzesi, ressam ve yazar Can Göknil’in “Ressam Masalı” kitabından hareketle, çocuklara yönelik kitap okuma ve perküsyon atölyesi düzenliyor. Bugün 13.00’te başlayacak atölyede çocuklar, Esma ve Murat Ertel’in kitap bağlamında hazırladığı ses ve video düzenlemelerini izleyecek. Bir İstanbul Hatırası Şu Siya Siyabend’in başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiştir. Hikâye uzun; faz la zamanınızı almadan 13 Şubat akşamına geleyim, kestirmeden. Topluluk en son 2005 yılında çıkmıştı Babylon’da. Mekân o za manlar Asmalımescit’teydi, şim di bomontiada’da. Köprünün al tından o kadar su akmış ki, artık ne orijinal kadrosun dan sadece solist Bizon Murat’ın kal murat beşer dığı Siya Siyabend eskisi gibi, ne de Babylon... Topluluğun 15 yıl sonra Babylon’a döndüğü gecenin gün düzünde, 1.5 ay önce elini kıran davulcu Erdem Göymen, çıkıp tek elle de olsa çalma niyetin deydi ama ağır gribal enfeksiyon mâni olmuştu. Yakın zamanda atlattığı badirelere rağmen Bizon ise safrakesesinin yol açtığı kan zehirlenmesi nedeniyle mekâna hastaneden çıkarak gelmişti. Saatler 21.45’i gösterirken sahneye gelen topluluk üyele ri yumuşak bir girişle ortalığı ısıt maya başlıyor. Bu adamlar ilk de fa bir arada çalıyor sahnede ve üstelik provasızlar. Çok iyi bir or kestra bu, hepsi tek tek iyi müzis yen. Erdem’in yerine o gün monte edilen mahir davulcu Mehmet Ali Şimayli, İran Azerisi solak basçı Payam Ghasemi, yetenekli klav yeci Emil Tan Ergen ve iyi gitarcı Vahdet Ertuğrul Baydak. ÖZGÜR ELVER 15 dakika sonra Bizon elinde bir sırt çantası, üzerinde İstiklal Caddesi’nde CD sattığı yırtık partal elbiselerle geliyor, bağdaş kurarak başlıyor söylemeye. Acısı yüzündeki çizgilere vursa da “Bir Seher Vakti” ile gümbür gümbür inletiyor mekânı. Çalanlar değişmiş ama Bizon orada olduğu sürece fikirler baki belli ki. Belki de ilk defa kılığı kıyafeti bu kadar “düzgün” bir kalabalığa çalıyorlar. En az yarısı hali vakti yerinde ailelerin çocukları ve hipster kılıklı olsa da yerlere oturma alışkanlığından vazgeçmemiş bir kalabalık bu. “Cennet”, “Aklı Kıt”, “Ağrı Dağı”, “Can Evimden Vurdun” sırasıyla çalınırken istikrarlı biçimde akın ediyorlar salona. Kabul etmeli; sokaklarda dinlediğimiz Siya Siyabend artık başka bir boyutta. Reggae, funk, blues, rap, caz ritimli dans; hepsi var bu müzikte. Bizon şarkıları okuyor, konuşarak anlatıyor, arada ıslık çalıyor, heceliyor, rap yapıyor. Artık ölümüne söylüyor Bizon, canını, bedenini ortaya koyuyor; rulet masasında elindeki tüm pulları siyahta tek numaraya süren bir kumarbaz kadar keskin, son pikesini yapan bir kamikaze kadar gözü kara. Gerçek bir vokal doğaçlama ustası o, doğuştan yetenek. Scat yapmıyor, kelimelerle lobutlarla oynar gibi dalga geçiyor. Orkestra, Bizon’un kelimelerinin ayak izlerine basarak çalıyor. Onlar The Doors gibi çalmasa da, Bizon Jim Morrison’u aratmıyor. Çalgılar sırayla sololarına başlarken tuvalet molası istiyor Bizon; istifrağ ederek, ağrısını hafifleterek yeniden geliyor. Dönüşte okuduğu “Hayyam” ile Babylon’u İstiklal Caddesi’ne çeviriyor. Bir daha geri gelmeyeceğini iyi bildiğimiz doksanlı yıllara ait günlerden sepya tonlu bir kare yaşatıyor; “İstanbul Hatırası: Köprüyü Geçmek” filmini izletircesine... Edebiyat tarihi bir bütündür ama özellikle 1930’lu, 40’lı yıllarda yılları arasında savcı ve yargıç olarak çalışır. Gazetelerde öykü ki edebiyatımız eksik yazıl ve romanları tefrika edi mış. Nâzım Hikmet’siz bir lir. 1938’den başlaya edebiyat tarihi aktarılmış rak Doktor Monro’nun örneğin. Sabahattin Ali’nin Mektubu, Tarus’un vahşice öldürülmesinden Hikâyeleri, Apartman, Bir unutulmuşluk söz edilememiş edebiyat tarihlerinde. 40 kuşağı şair Karınca Yuvası, Ekin İti, Köle Hanı adlı öykü ki örneği: İlhan Tarus leri görmezden gelinmiş. “12 Mart’tan sonra bunaldım ve edebiyat tarihi taplarında Anadolu’nun çeşitli yörelerinden “küçük insan”ları konu alır. yazmaya başladım” diyen Oyunlar da yazan Ta Şükran Kurdakul’un Çağ den geçecek ve bir kısmı gele rus, ilk romanı olan Ye daş Türk Edebiyatı ile edebiyat ceğe akamayacaktır. Bu doğal şilkaya Savcısı’nda sanki kendi tarihimizdeki sansür aralanmaya dır, doğal olmayan bu süzgece sini, bir savcının çıkar çevreleriy başladı diyebiliriz. atılmazsa nasıl akacağıdır. Ada le giriştiği savaşı, “yargıçlık onu let sağlanmalıdır ki edebiyat do runu zedelediği” gerekçesiyle Zamanın akışında edebiyat Edebiyat tarihlerimiz devletin ideolojik egemenliğinde yazılmış olduğu için o yıllardaki birçok ğal akışın süzgecine bırakılsın. Bugünün edebiyat ve yayın dünyasının insanlarının görevi, bu yapıtları saptayıp unutulmaya terk edilmelerini önlemektir. görevden alınmasını anlatır. Duru Göl adlı bir romanı da olan Tarus’un asıl yazarlığı, h2o’ca yeni basımları yapılan Varolmak, Hükümet Meydanı, Vatan Tutkusu adlı Kurtuluş Sa yapıtın sahibinin unutturulmaya terk edilmesi kaçınılmazdı. 1950’li yıllardan sonraki Amerikan yanlısı Soğuk Savaş po İlhan Tarus’un kitapları Mehmed Kemal’in, İrfan vaşı üçlemesi romanlarında ortaya çıkar. Varolmak’ta, İstanbul’a yakın bir kasabadan gözlemlerle sava litikalarıyla birlikte yaşamın her Yalçın’ın kitaplarını yayımlamayı şın ilk yıllarındaki çıkar ilişkileri alanı gibi edebiyatta da baskı sürdüren genç bir yayınevi h2o, nin yıkıcı etkileri, dağılma süreci nın yoğunlaştığı, bazı yazarların unutulmaya terk edilen İlhan ve halkın çaresizliği anlatılır. Hü bilinçli olarak unutulmaya terk Tarus’un yapıtlarını da basarak kümet Meydanı’nda savaş dö edildiği de bir gerçeğimizdir. bu görevi yerine getiriyor. nemindeki iç ayaklanmalar ak Edebiyatın geleceğe kalma İlhan Tarus (19078 tarılırken Yunan saldırısına karşı sının en büyük ölçütü zaman Ocak 1967), Ankara Hukuk bilinçlenen halkın Ege’deki dire dır. Yapıtlar zamanın süzgecin Fakültesi’ni bitirip 19291932 nişi Vatan Tutkusu’nda destan laştırılır. Üçlemede işbirlikçiler, hilafet yanlıları, yobaz din adamlarıyla halk kesimlerinin, ulusalcı güçlerin savaşımı keskin biçimde aktarılır. Kasabanın Ruhu ve Uzun Atlama h2o yayınları, M. Şerif Onaran’ın deyişiyle “Halkla siyasetçilerin içtenliksiz davranışındaki o ikilem arasında öfkesini bileyen” Tarus’un o dönemde gazetelerde tefrika edilen ve daha sonra kitaplaşmayan Saman Pazarı, 1980 Yılındayız gibi romanlarından olan Kasabanın Ruhu’nu Bahanur Garan Gökşen’in titiz editörlüğü ile yayımladı. Romanda bir taşra kasabasındaki cinayet temel alınıyor ve kadınların var olma savaşımı başarıyla aktarılıyor. Tarus, ülkenin dört bir yanına dağılmış olan Cumhuriyetin 15 şeker fabrikasını tek tek gezerek gözlemlerini, nasıl gerçekleştiğini ve işleyişini Uzun Atlama: Bir Endüstrileşmenin Romanı’nda anlatıyor. Günümüzde özelleştirilerek yok edilen şeker fabrikalarının aynı zamanda çağdaş bir “yaşama kültürü” örneği olduğunu sergiliyor. İlhan Tarus’u okuma fırsatını kaçırmayalım. cumtv@cumhuriyet.com.tr Belgesel umarım hoşunuza gider diyen sunucu Hammond, “Dünyanın bir yerinde yeraltında çalışan, açık denizde veya dünyanın en yüksek binasındaki insanların asla görmediğiniz farklı hayatlarına dair bir fikir edinmenizi sağlayabilirse bence bu harika bir deneyimdir. İnsanların yaşamlarına şahit olmak çok güzel” diyor. ‘İnsanların yaşamlarına şahit olmak çok güzel’ “Richard Hammond ile Büyük İcatlar” adlı belgesel bugünden itibaren her cuma Discovery Channel’da. Richard Hammond, İngiliz televizyon sunucusu. Kendi ler tasarlayıp inşa etmesinden çok etkileniyorum. Yani aslın si birçok türde program yap da program, mühendislik ve bi sa da özellikle sunduğu belge lim kadar insanlar hakkında. Ve seller ve dünyada çok izlenen TV programı unvanına sahip ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK gerçekten devasa bir şey inşa etmek için nesnelerin normal “Top Gear” ile tanınıyor. Ayrıca boyutunu ne kadar değiştirme “Richard Hammond’s Crash Course”, niz gerektiğini incelemenin, konuya “Yüzyılın Atılımları”, “Total Wipeout” girmek için gerçekten iyi bir yöntem ve “Ahmak Bilimi” gibi programların olduğunu düşündüm. da sunucusu olan Hammond, “Ric n Programda karşılaştığınız en et hard Hammond ile Büyük İcatlar” ad kileyici, büyük yapı hangisiydi? En çok lı belgesel ile bugünden itibaren her hangisi hoşunuza gitti? Cuma 21.55’te Discovery Channel’da Her birinin kendine has büyüleyici ekranında olacak. tarafları vardı. Burj Khalifa dünyanın n Top Gear Türkiye’de çok beğe en yüksek binası ama Dubai’de kum nilmişti. Ancak Discovery’de yayım üzerine inşa edilmiş. Altında kaya lanacak “Richard Hammond ile Büyük yok. Kumun üzerinde yüzüyor. Bren İcatlar” ile daha önce yapmadığınız ner Barajı milyonlarca ton suyu tu bir şey yaptınız. Yeni programınız Ric tan inanılmaz derecede hassas ve gü hard Hammond ile Büyük İcatlar’dan bahsedebilir misiniz ve seyircilerin programdan ne beklemesi gerektiği hakkında bilgi verir misiniz? Richard Hammond: Evet, elbette. Program dünyanın en büyük kargo uçağından dünyanın en yüksek binasına kadar büyük yapıların mühendislikleri hakkında. Açıkçası ben iri kıyım bir adam olmadığım için programın adı Richard Hammond ile Büyük İcatlar! Bu yapıları araştırıyor ve onların işlemesini sağlayan insanlarla tanışıyoruz. Yani konumuz mühendislik ve mühendisler. n Bu projede sizin ilginizi çeken ne oldu? Her zaman mühendisliğe hayranlık duymuşumdur. Bu yüzden, sizin de bildiğiniz üzere otomobil programları yapıyorum. Mühendislerin diğer insanların kullanımı için bir şey zel bir yapı. C5 Super Galaxy kargo uçağında pilotla birlikteydim. O uçakla ilk kez uçuyordu. İnanılmazdı. Yani her bölümün öne çıkmasını sağlayan bir şey, her yapının gerçekten şaşırtıcı bir özelliği var. n Türkiye’deki takipçilerinize ne söylemek istersiniz? Yaptığım programları izlediğiniz için çok teşekkür ederim. Bir mühendis veya bilim insanı olmanız gerekmez, insanlarla ilgilenmeniz yeterli. Umarım herkes için öğretici olur. Dünyanın bir yerinde yeraltında çalışan, açık denizde veya dünyanın en yüksek binasındaki insanların asla görmediğiniz farklı hayatlarına dair bir fikir edinmenizi sağlayabilirse, bence bu harika bir deneyimdir. İnsanların yaşamlarına şahit olmak çok güzel. Umarım herkesin hoşuna gider. YAYIN AKIŞI 08.00 Hafta Sonu Sabah 10.00 İyilik Sağlık 11.00 Bi De Bunu İzle 12.00 Püf Noktası 13.00 Haber 14.00 Halkın Kürsüsü 15.00 Sinevizyon 16.00 Tarımda Ne Oluyor? 18.00 Ayrıntılar 19.00 Hafta Sonu Haber 21.00 Türkiye Nereye 08.00 Hafta Sonu 10.00 Başkent’te Sağlık 11.00 Çocukça 12.00 Sesle Gelen 12.30 Haber 13.00 Başkent Konserlerinden 14.00 Video Kolik 14.30 Haber 15.00 Yurdun Sesi 16.00 Rengin Adı Karadeniz 16.30 Haber 17.00 Sanatın Adımları 18.00 Sağlıklı Ve Formda Sohbetler 19.00 Gönülden Nağmeler 20.00 Ana Haber Bülteni 21.00 Durgun Sular 21.30 Tarihin Bilinmeyen Yüzü 23.00 Atanın Mirası 23.30 Gönül Seslerimiz 08.30 İlker Karagöz İle Çalar Saat Hafta Sonu 11.15 Memet Özer İle Mutfakta 12.15 Dizi: Yasak Elma 14.30 Şevkat Yerimdar 16.15 Zümrüdüanka 19.00 Gülbin Tosun İle FOX Ana Haber Hafta Sonu 20.00 Zümrüdüanka 02.15 Aşk Yeniden 07.00 Tele Ekonomi 08.00 Haber Turu 09.30 18 Dakika 10.00 Forum Hafta Sonu 12.00 Haber 12 13.00 Haber 13 14.00 Haber Turu 15.00 Çalışma Yaşamı 16.00 Haber 16 17.00 Tele Kültür 18.00 Haber Turu 19.00 Ana Haber 20.00 Forum Hafta Sonu 21.00 Anında Manşet 23.00 Haber 23 09.50 Sıra Dışı Bir Kaya 10.45 Buzların Ardındaki Gizem 11.40 Nazi Mega Yapıları: Amerika’nın Savaşı 12.35 Olağanüstü Hurda Arabalar 16.05 Sıra Dışı Bir Kaya 18.00 Albert Lin ile Kayıp Şehirler 19.00 Salgın 21.00 Bear Grylls ile Yabanda 22.00 Mega Yapılar: Beluga XL 23.55 Nazi Mega Yapıları: Amerika’nın Savaşı 01.30 Altı Derece Dünyayı Değiştirebilir 09.30 Yabancı Sinema: Eski Kocamız 11.30 Aramızda Müzik Var 12.30 Resim Sevinci: Bob Ross 13.00 Evliya Çelebi 14.00 Eskici 14.30 Sinema + 15.30 Koleksiyoner 16.00 Sesler 16.30 Tarihin Ruhu 17.00 Konsere Davet 17.30 Bir Resim Bir Hikâye 18.00 Sarayın Lezzetleri 18.30 Kelimeler Ve Şeyler 19.30 Tiyatro Dünyası 20.00 Agnetha: Abba Ve Sonrası 21.15 Film Önü 21.30 Yabancı Sinema: Hayatı Yakala 23.30 Film Arkası 09.45 Dizel Kardeşler 11.25 Alaska. Son Sınır 13.05 Alaska’yı Mesken Tuttuk 14.45 Kindig Garajı 17.25 İşte Sürat İşte Ses 20.05 Hurda Avcıları 21.00 Tamirat Tadilat. Rüya Arabalar 21.55 Richard Hammond İle Büyük İcatlar 22.50 Sokak Çılgınları 23.45 Dizel Kardeşler 24.30 Kindig Garajı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle