02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 23 ARALIK 2020 ÇARŞAMBA HABER halk çoğunluğu için istikrarın pozitif içeriği, işini ve aşını sürdürme, çocuklarının geleceği için endişe etmeme ve elbette hayatta kalma kaygısı ile ilişkilidir. İşini sürdürme, iktidarın İstikrar kimler berbat bir noktaya getirdiği ekonomik ortamda, işini kaybetmeme, ertesi gün işten çıiçin? karılma kaygısı yaşamama arayışının uzantısıdır. Ekmek parasında istikrardır, yarını “İstikrar gelecek, sorunlar çözülecek”. Ne çok duyduk bu cümleyi. AKP’nin 18 yılında en çok öne çıkan sözcüklerden birisidir istikrar. Fakat toplum, farklı sosyal güçlerden, sınıflardan oluşur. Her kesim, ülkedeki ekonomik ve siyasal modele göre bu “istikrar”ı kendi şartları doğrultusunda yaşar, payını buna göre alır. İktidar ve yandaşı sermaye kesimleri için istikrar, itirazların olmadığı, halkın kendisiyle ilgili kararlardan habersiz bırakıldığı, korkutmayla, susturmayla, sessizlikle sağlanan bir süreklilik düzeni anlamına gelir. Kârlar yükselsin, emek maliyetleri düşürülsün, garantili ihaleler su gibi aksın, emeğiyle geçinen kimse hakkını aramasın. Sermaye ve partisi için istikrar budur. Bir de toplumun emeğiyle geçinen çoğunluğu var, ki biz o çoğunluğa halk diyoruz, halkın istikrardan anladığı nedir, ona bakmak gerekir. Halkın çoğunluğu uzun vadeli plan yapmak, kenara köşeye birikim koyarak geleceğe bakmak bu sayede görebilmektir. İkincisi, işini sürdürürken, güvenceli çalışma, her işe koşulmama, işinden edilme sopası nedeniyle daha fazla sömürüye maruz bırakılmama arzusudur. Çalışma düzeninde istikrardır. Üçüncüsü, alım gücüyle ilgilidir. İşçisi, memuru, işsizi, emeklisi, dükkânı siftahsız kapatan ya da zaten pandemi döneminde destek bile almadan kapanan esnafı, sanatçısı, ezcümle halkın çoğunluğu asgari de olsa alışveriş yapmak, beslenmek ve temel gereksinimlerini karşılamak zorundadır. Bunun için de gidilecek yer bakkaldır, markettir, pazardır. Burada da “istikrar” fiyatlarla bağlantılıdır. Cebindeki paranın geçen hafta aldıklarına yetmesidir hiç değilse. Zam üstüne zam gelmemesidir. Neredeyse her ay, hatta kimi zaman her hafta peynire, süte, ete, salçaya, sebze ve meyveye zam geliyorsa ve halkın eline geçen para artmazken fiyatlara zam üstüne zam yapılıyorsa, orada istikrar var demektir: Zamlarda istikrardır. Vardır da bu istikrar halkın yararına mıdır? olanağından mahrumdur. Çalışılan işler de kazanılan paralar da geçimliktir, gündeliktir, kırılBir ayda 294 emekçi can verdi gandır. Her gün işçiler ölüyor; her Bu ortamda emeğiyle geçinen gün, birilerinin “ekonomik istikrar”ı için iktidarın gerekli kapatma tedbirlerini almaması nedeniyle iş yükü artan sağlık emekçileri ölüyor. Diğer yandan pandemi sürecinde dijital alışveriş kapitalizmin yüzünü güldürüyor. Olansa, daha çok işe, daha fazla adrese yetişmek zorunda olan kargo çalışanına, motorlu kuryeye oluyor; kuryeler ölüyor, yaralanıyor. “İstikrarlı” bir şekilde çalışma saatleri artıyor, iş yükleri ve yorgunlukları da. Ken Loach’un daha önce bu köşeye taşıdığım filmi “Üzgünüz, Size Ulaşamadık” gerçek; yaşıyoruz işte. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin son verilerine göre, sadece kasım ayında iş cinayetine kurban verdiğimiz yurttaş sayısı 294 oldu. Bu sayı geçen kasımda 129, 2018’de ise 155’ti. Ne oldu da bu ölümler katlandı? Emeğiyle geçinenlerin payına “istikrar”dan düşen niye ölüm, yokluk, geçinememe oluyor? Borç deseniz halkın ortak derdi. Herkes borçlu. Halkın borcundaki artış da istikrarlı, bankaların kazançlarındaki artış da. İşte halkın, yani hakkıyla, alınteriyle kazanan çoğunluğun payına bu iktidar ve ortaklarının yarattığı “istikrar”dan bunlar düşüyor. Ortada bir istikrar var; var da bu istikrar halkın değil, bir avuç azınlığın faydasına işliyor. Aziz Nesin’in 105. doğum günüydü geçen pazar. Verici aydın kuşağının öncülerindendi; ne demişti zamanında, öyle bitirelim: “Onların istikrar dedikleri, sermayenin memleketi sömürmesi için gereken sessizliktir.” Evet, öyledir. Pandemi döneminde daha da netleşmiştir. DÜZELTME VE CEVAP METNİ >> Baş tarafı 1. sayfada Jandarma hesabını bilmiyor” iddialarının bulunduğu haber yer almıştır. 2. Jandarma Genel Komutanlığına ait taşınmaz mallar ile taşınmazlara ait kayıt ve muhasebe işlemleri, kantinler ile sosyal tesislere yapılan mal ve hizmet alımları ve bir İl Jandarma Komutanlığı Kantin Başkanlığına ait mali tablolarla ilgili “2019 yılı Sayıştay Denetim Raporu”nda yer alan bulguların tamamı bir takım işlemler yapılarak düzeltilen/düzeltilmekte olan bazı münferit muhasebeleştirme hatalarına ilişkin bulgulardır. Nitekim, haberde iddia edildiği şekilde bir yolsuzluk veya usulsüzlük tespit edilmesi halinde, Sayıştay tarafından ilama bağlanarak ilgili ve sorumlulardan kamu zararının tahsil edilmesi yasal bir zorunluluktur. Ayrıca, haberde “Çok sayıda denetimsizlik bulgusunun yer aldığı” iddiasının aksine, Jandarma Genel Komutanlığı 2019 yılı Sayıştaş Denetim Raporundaki bulgu sayısı, örnek teşkil edecek derecede az olup, sadece 5 denetim bulgusu mevcuttur. 3. Bir takım işlemler yapılarak düzeltilen/düzeltilmekte olan bazı münferit muhasebeleştirme hatalarına ilişkin bulgulara istinaden, Jandarma Genel Komutanlığında yolsuzluk ve usulsüzlük yapılıyor iddiası tamamen gerçek dışı ve asılsız olup bu bulguların, Jandarma Genel Komutanlığına olan güveni zedelemek ve itibarını olumsuz etkilemek maksadıyla kasıtlı olarak “yolsuzluk” ve “usulsüzlük” gibi ithamlarla nitelendirilerek kamuoyuna yansıtıldığı görülmüştür. 4. Habere ilişkin bu düzeltme ve cevap yazısının 5187 sayılı Basın Kanununun 14’üncü maddesine atfen tebliğinden itibaren üç gün içinde ilk nüshanızda aynı sayfa ve sütunlarda, aynı puntolarla ve aynı şekilde yayımlanmasını, her türlü yasal hakkımızın saklı kaldığını belirterek bildiririz. Jandarma Genel Komutanlığı Genel Sekreterlik Akşener, TBMM’de kabul edilen 2021 yılı bütçesini eleştirdi: SISTEMIN IFLASIDIR Yavaş, Akşener’i ziyaret etti İYİ Parti lideri Meral Akşener ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş parti genel merkezinde bir araya geldi. İYİ Parti tarafından yapılan açıklamada, Yavaş’ın Akşener’e nezaket ziyaretinde bulunduğu bilgisi paylaşıldı. l ANKARA Hukuk çaresiz değil AKP’Lİ ÖMER ÇELİK’TEN HDP YANITI: AKP Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin tiren Çelik, “Bu bizim kültürel, dini, MYK toplantısı sonrasında gün sosyal hayatımızda acı hatıralar oluşdeme ilişkin konuştu. Çelik, MHP’nin turmuş mesele. Hâlâ ibadet diliyle oy“HDP kapatılsın” çağrısını, “Cumhur namaya çalışmak insanın zihninde bir İttifakı içinde farklı bir yaklaşım yok. Bir parti terör örgütü propagandası yapıyorsa, hukuk devleti ve demokİstiklal Mahkemesi’yle ilgili bir şeydir. ‘Özür dileriz’ diyecekleri yerde, çok daha sakıncalı ‘Türkçe bizim diratik sistem çaresiz değildir” sözle limiz değil mi?’ diyorlar” diye konuşriyle değerlendirdi. AİHM’nin Demir tu. Akşener’in “gerekirse masaya otutaş kararına ilişkin ise “100150 say ruruz” sözlerini değerlendiren Çelik, falık gerekçeli karar var. Hukuk siste “Mesele başkanlık sistemi midir, bamimiz değerlendirecek, bir yaklaşım şında Erdoğan’ın olması mıdır? Sonüretecektir” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin programında Türkçe Kuran okunmasını Cumhuriyetin ra deniyor ki masa kuralım oturalım. Bir tanesi seçilmiş Cumhurbaşkanına diktatör diyor. Nasıl oturacaksınız?” ilk yıllarına gönderme yaparak eleş dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Libya tezkeresi boş sıralarla uzatıldı TBMM Genel Kurulu’nda, Tayyip Erdoğan’ın imzasını taşıyan ve Libya ile Afganistan’a asker gönderilmesine ilişkin sürenin 18 ay daha uzatılmasını öngören tezkereler kabul edildi. Tezkere ile Libya’ya gerektiği takdirde hudut, miktar, zaman ve esasları Cumhurbaşkanı’nca belirlenecek şekilde, Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarını harekât ve müdahalede bulunmak üzere göndermek hedefleniyor. Öte yandan, görüşmeler sırasında Meclis’ten boş hükümet sıralarının fotoğrafını paylaşan İYİ Partili Naci Cinisli, “Libya’ya asker gönderme izni için gönderdiği tezkereyi görüşüyoruz. Genel Kurul’da hükümeti temsil eden kimse yok. Bu garip, keyfi sistemin adı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” eleştirisini yöneltti. l ANKARA/Cumhuriyet İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, TBMM Genel Kurulu’nda geçen hafta kabul edilen 2021 yılı bütçesini eleştirdi, bütçenin “partili cumhurbaşkanlığı sisteminin iflasının bütçesi olduğunu” söyledi. Partisinin grup toplantısında konuşan Akşener, Türkiye’nin, devleti şahsi mülkü, milleti de marabası zanneden bir yönetim anlayışının bedelini ödemeye devam ettiğini kaydetti. İYİ Parti’nin “içinde millet olmayan bir bütçeye hayır dediğini” söyleyen Akşener, 2020 yılında en çok tasarrufun emekçilerden gençlere dek halk tarafından yapıldığını vurguladı. Bu nedenle kendisinin de 2021 yılı bütçesinden beklentisinin “tasarruf olduğunu” kaydeden Akşener, “83 milyon tasarruf ederken hükümetin de utanacağını ümit ettim. Heyhat, olmadı. Utanmadılar. Önümüze böyle bir bütçe koymaktan zerre sıkılmadılar. 2021 yılı bütçesinin özeti şudur: Kendilerine ballı börek, vatandaşa kuru ekmek” dedi. ‘Sefanızı teşhir edeceğiz’ “Milli iradeyi” dillerine pelesenk edenlerin, seçimden söz edenlere dönüp utanmadan, “Hayırdır, darbe mi yapacaksınız” dediklerini ifade eden Akşener, “Biz, milletin gerçeklerini anlatmaya devam edeceğiz. Saray entrikalarınızı, sürdüğünüz sefayı teşhir etmeye devam edeceğiz” diye konuştu. Türk devletinin, vizyonsuz bir dış politikayla, ülke liderleriyle ‘kanka’ muhabbetinden ibaret zanneden bir cehaletin pençesinde olduğunu” dile getiren Akşener, her geçen gün itibarın kaybedildiğini vurguladı. Akşener, “Türkiye, egemenlik hakkını kullandığı için cezalandırılmak istenen ülke durumuna geldi. Bu, böyle gitmez. Şartlara göre pozisyon almak başkadır, dayatılan her şartın şekline girmek başkadır” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle