02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR 15 23 ARALIK 2020 ÇARŞAMBA En uzun gecede Beethoven dinledik GÜLÇIN GÜLAN Yılın en uzun gecesi 21 Aralık’ta dört yaylı Sevil Ulucan (keman), Beste Tıknaz (viyola), Rahşan Apay (çello), Onur Özkaya (kontrbas) üç nefesli Ayşegül Kirmanoğlu (klarnet), Mert Kutluğ (fagot), Cem Akçora’nın (korno) seslendirdiği L. v. Beethoven’ın (17701827) “Op. 20 Yedili” eserini Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu’ndan çevrimiçi olarak doya doya dinledik ve konser saati olan 20.00’den tam bir hafta sonrasına kadar dinleyeceğiz, diğer konser yayınlarında olduğu ve olacağı gibi. Sanatçıların konser öncesinde CRR Genel Sanat Yönetmeni Cem Mansur ile yaptığı söyleşiden Ayşegül Kirmanoğlu’nun bu programı yabancı sanatçılarla çalacağını ancak pandemi koşullarında programdan vazgeçilmediğini, birbirini iyi tanıyan virtüoz sanatçılarımızla gerçekleştiğini öğrendik. Mansur, Beethoven’ın 29 yaşında bestelediği bu eseri dönemi içinde tanıtırken, oda müziği olmasına rağmen ilk defa halka açık bir L. v. Beethoven’ın (17701827) “Op. 20 Yedili” eserini Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu’ndan çevrimiçi olarak dinledik. konserde seslendirildiğinin altını çizdi. Grubu bir araya getiren keman virtüozü Sevil Ulucan, konser sürecini şu sözlerle değerlendirdi: “Hepsi değerli müzisyenler olan grubumuzla 20 gün önce bir araya geldik. Mümkün olduğunca uzun tutmayarak ama zamanı çok iyi değerlendirerek verimli provalarımızı havadar bir ortamda, nefesliler maskesiz, yaylılar ise çift maskeli yaptık. Çok detayı olan, dokusu birbirine bağlı büyük bir eser. Hepimizin rolü kıymetli. Sahnede eseri bir solukta ara vermeden çaldık, canlı kaydedildi. Bizim için büyük bir keyifti. Gece biz de dinledik. Birbirimizle sohbet eder gibi bir konser olmuş. Dinleyicilerden de çok olumlu geri dönüşler aldık. Konserde gönlümüz rahattı. Her şey düzenli ve keyifli bir şekilde gerçekleşti. Yayına 20.01’de bağlandılar, hiç sorun yaşanmadı. Bu güç koşullarda dahi konserleri sürdüren CRR çok keyifli programlar düzenledi. Gördük ki bundan sonra da sürdürecek. Büyük bir inisiyatif gösteren Cem Mansur ve ekibinin özverisiyle etkinlikleri daha ileriye taşıyacaklar.” 2 x 3 Beethoven ve İslam Manafov CRR’de 26 Aralık Cumartesi akşamı 20.00’de ise Özcan Ulucan (keman), Gözde Yaşar (çello) ve İnci Yakar Birol (piyano) üçlüsü iki Beethoven eserini tek konserde seslendirecek. Piyanolu üçlü “Kakadu” Çeşitlemeleri, Op. 121a ve bu kez Beethoven piyanolu üçlü için kendi düzenlemesiyle “Senfoni No.2 Op. 36”. Yılın son doğumunun 250. yılında Beethoven konserini ünlü piyanist İslam Manafov verecek. Sanatçı Cem Mansur ile eserlerin niteliklerini konuşacakları söyleşinin ardından tek konserde dahi bestecinin 4. ve 5. Senfoni’lerini Franz Liszt (18111886) piyano düzenlemesiyle çalacak. Ücretsiz izlenen bu konserler için YouTube link’i: https://www.youtube. com/channel/UCcB4QimHcOKEvmQawHLGQ/featured İdeal Zevceden Adını Arayan Kadına Tarih Vakfı Ankara Tartışmaları yılın son etkinliğini iletişim alanında çalıOyunculuk ve ses şan akademisyen Funda Şenol Cantek, “İdeal Zevceden Adını Arayan Kadına: Yakın Tarihimizde Kadın Dergileri” başlığıyla 25 Aralık’ta, 18.30’da çevrimiçi olarak verecek. Cantek, “Kadınlara mahsus dergi çıkarmak, imparatorluk döneminden birleşti, sonuç: Oyuncuve müzisyen Işıl Yücesoy, Cumhuriyete matbuat dünyamızda her zaman önemli bir tiraj ve itibar kaynayeni ğı olmuştur. Kadın dergilerini iki temel başlıkta ele alabiliriz. İlki, çoğunluğu erkeklerden oluşan bir ekip tarafından dönemin kadın idealini empoze etmek, eğlence dünyasının gündemini sunmak amacıyla çıkarılanlardır. Çoğu Avrupa’daki çok satan benzer dergilerin yayın hakları satın alınıp adapte edileşarkısının klibiyle sanatseverlerle buluştu. İzninle ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK rek veya taklit edilerek yayımlanır. İkinci grup dergi ise kadınlar tarafından kadınların hak ve eşitlik taleplerine destek olmak niyetiyle çıkarılanlardır” diyerek sunumunun içeriğini betimliyor. Tartışmanın izlenebileceği YouTube canlı yayın link’i: https://youtu. be/8iiITZL0HoM Tiyatro ile başlayan ve 50 yıldır başarılarla süren bu hikâyesini yine bir tiyatro oyunu ile kutlamak istemişti. Ama pandemi hep bu sayfada yazdığımız gibi en çok sanatı ve sanatçıyı olumsuz etkiledi. Usta oyuncu ve ses sanatçısı Işıl Tarih Vakfı 2021 sürprizleri Yücesoy’dan bahsediyorum. Sanatçı, Tarih Vakfı, “Tarih bilincimiz sadece geçmişin yorumlanmasını değil, günümüzün algılanmasını da içerir. Küresel çapta oldukça zorlu bir yılı geride bıraOssi Müzik etiketiyle yayımlanan “İzninle” isimli single’ını kliplendirdi. Yücesoy, “Sanatımın 50. yılı için bir tiyatro oyunu düşünüyordum. kıyoruz. Uzun yıllar etkisi devam edeBüyük ve hummalı hazırlıklar içinde cek bu süreçten çok şey öğrenerek ve sırf oynayacağım bu oyun için sevgelişerek de geçtiğimizi düşünüyoruz” gili Sadettin Dayıoğlu’ndan ‘İznindiyerek pandeminin yarattığı büyük le’ şarkısını aldık. Tansel Doğanay olumsuzluklara rağmen dayanışmaya düzenlemesini yaptı ve şarkıyı kayolan umuduyla takipçilerinden destek bekliyor. Adres: www.tarihvakfi.org dettik. Daha sonra koşullar bu projeyi erteleme kararı aldırdı bize. ŞarIşıl Yücesoy kının, dinleyicisi ile buluşması bu güne kısmetmiş, belki de çok daha iyi oldu. Şarkı daha geniş bir kitle de bir fikir gelişti. Ben de çok olumlu o balerin Mimar Sinan Üniversitesi ye ulaştı. Ve itiraf edeyim ki aldığım buldum. Şarkıyı hiç söylemeyecektim. çağdaş dans öğrencisi Ezgi Yaren Katepkiler bizi çok mutlu ediyor” ifade Oynayacaktım sadece. Bütün kelime rademir, klibe dansıyla öyle bir katkı lerini kullanıyor. leri ve duyguları oynayacaktım. Öyle sağlamış ki kendisine buradan teşekAradan bir sene geçtiğini ve bu şar spontane bir şekilde videolar çekildi. kür ediyorum. Aslında bu işte emek kının gündeme gelmesini planladıkla Bu çalışma bana da çok ilginç gelmiş veren herkese teşekkür ediyorum. rını söyleyen Yücesoy, “Tiyatro için dü ti. Öyle keyifli çalıştım ki anlatamam. Sevgili Hakan Eren’e ise ayrı bir teşünülen şarkıya ritim konusunda Can Sonra iş Gökhan Özdemir’e devredildi. şekkürüm var. Bana inancı için, şarHatipoğlu bazı dokunmalar yaptı. ‘İz O görüntülerden klip yapılacaktı” diyor. kı söylemelisin dediği için ve 37 yılninle’ daha ritmik, daha canlı bir nok Tüm çalışmalardan sonra ekip, lık suskunluğun devam etmesine Arter’in ücretsiz taya vardı. Fairmont Quasar İstanbul Yücesoy’a artık gerisine karışma de ‘izin vermediği’ için” diyor. oteli eksik olmasınlar bütün salonları miş, sonrası ise sürpriz. Yücesoy’u tiyatro sahnesinde seyretturları sürüyor nı bize açtı. Sevgili Burak Yener fotoğ Yücesoy, “Ben de sizlerle seyrettim mek için sabırsızlanıyorum. Yeni sezonrafları çekti. O sırada Hakan Eren’de videoyu. O kadar sevdim ki. Hele ki da, bol tiyatrolu günler bizim olsun... Arter’in çevrimiçi rehberli turları 2021’de de devam ediyor. Arter’in sergi rehberleri, farklı temalar etrafında bir araya getirdikleri eser seçkilerini internet üzerinden her hafta katılımcıların yorumuna açıyor. Ücretsiz olarak düzenlenen çevrimiçi rehberli turlar, 4, 11, 18 ve 25 Ocak 2021 Pazartesi günleri 19.00–20.00 saatleri arasında yapılacak. Çevrimiçi rehYabancı olma, video yerleştirme. ‘Biz de Varız’da ‘Hayalimdeki Sahneler’... berli turlara katılmak için turlar@arter. org.tr eposta adresine kayıt yaptırmak yeterli. Yönetmen ve oyuncu Metin Akdemir’’ın yazıp yö‘Ankara Kültür Sanat Ortamında Sansür’ nettiği “Hayalimdeki Sahneler” yılın son gösterimini İstanbul Modern Sinema’nın “Biz de Varız!” seçkisinde yapıyor. Yavuz Özkan’ın yönettiği “İki Kadın” ve Atıf Yılmaz’ın “Dul Susma Platformu, “Ankara Kültür Sanat Ortamında Sansür” başlıklı bir web konferans gerçekleştirecek. Web konferans 24 Aralık Perşembe günü 19.00’da başlayacak. Susma Platformu Ankara Temsilcisi Alican Acanerler moderatörlüğünde gerçekleşecek olan konferansta yazar Süreyya Karacabey, yönetmen Gül Büyükbeşe, gazeteci Serkan Alan ve yazar Melike Uzun konuşmacı olarak yer alacak. Konuşmacılara söz verildikten sonra açık mikrofon formatında yerel bazda sanat ortamının sorunlarının konuşulduğu bir alan sağlanacak. Kristal imgesinin çağrıştırdığı şeffaflık Pera Müzesi’nin yeni sergisi “Kristal Berraklığı” ziyarete açıldı. Kristal imgesinin çağrıştırdığı şeffaflık kavramını farklı anlamlarıyla ele alan sergi, büyük bir ekonomi oluşturan minerallerin topraktan çıkarılmasıyla ilgili etik ve ekolojik sorunları da mercek altına alıyor, sanatsal üretimde işbirliğinin altını çiziyor. Farklı coğrafyalardan 20 sanatçının eserlerini bir araya getiren “Kristal Berraklığı”, 7 Mart 2021 tarihine kadar Pera Müzesi’nin üçüncü katında ziyaret edilebilir. Serginin küratörlüğünü Elena Sorokina üstleniyor. Farklı ülkelerden ve nesillerden sanatçıları bir araya getiren sergide Sammy Baloji, Minia Biabiany, Katinka Bock, Bianca Bondi, Gaëlle Choisne, Kıymet Daştan, Elmas Deniz, Sinem Dişli, Gluklya (Natalia PershinaYakimanskaya), Deniz Gül, Ilana Halperin, Gülsün Karamustafa, Yazan Khalili, Paul Maheke, Şener Özmen, İz Öztat, Hale Tenger, Güneş Terkol, Berkay Tuncay ve Adrien Vescovi’nin eserleri yer alıyor. Bir Kadın” ile “Kadının Adı Yok” filmlerinden yola çıkarak Türkiye sinemasında görmezden gelinmiş kuir arzu temsillerinin peşine düşen belgesel, 2325 Aralık tarihleri arasında istanbulmodern.org üzerinden çevrimiçi ve ücretsiz izlenebilecek. Belgeselde Nur Sürer, Deniz Türkali, Hale Soygazi, Serap Aksoy, Engin Ertan, Özlem Güçlü, Umut Tümay Arslan, Su İnce, Ece Z. Taşkın, Bulut Sezer, Nihal Albayrak, Gizem Tileylioğlu, Derin Çankaya ve Özgür Biber rol alıyor. 1980’lerde Türkiye sinemasında “kadın filmleri” olarak anılan yapımlarda kadın karakterler arasındaki ilişkiyi ele alıyor. Pek çok filmde karşımıza çıkan kadınlar arasındaki derin dostluk, aynı zamanda üstü örtülmeye çalışılan ya da gizlenen, duygusal ve cinsel bir ilişkiye karAHA’nın bağımsız sanat devam ediyor. SAHA’nın web yeva, sanat eleştirisinin dö‘SAHA Syazarlarına destek vermek sitesi ve sosyal medya kanüşümünün ve bu dönüşüYazı Dizisi’ için başlattığı SAHA Yazı Dizi nallarından paylaşılan serinin mün sebeplerinin içinde yaşılık geliyor olabilir mi? Yönetmen Metin Akdemir, döneme damgasını vuran oyuncu ve senaristlerin yanı sıra akademisyen ve eleştirmenlerin kılavuzluğunda bu “kuir ihtimalleri” sorgusi, Nergis Abıyeva’nın “ ‘Tokdevam sik Pozitivite’ Çağında Sanat ediyor Eleştirisi” başlıklı yazısıyla onuncu yazısını Kültigin Ka şadığımız “toksik pozitivite” ğan Akbulut’un davetiyle Abı çağıyla ilişkisine dair bir bayeva kaleme aldı. Yazıda Abı kış öneriyor. luyor. Ayrıca hayal ettiği, ancak filmlerin göstermediği söz konusu sahneleri bu belgesel için yeniden canlandırıyor. Kayıtlardaki emekler Birikim ve özveriyle hazırlanmış nice CD kaydı masamın üstünde sıralanmış duruyor. Onları dinleyip değerlendirecek ve okurlarımla paylaşacak zamanı ancak bulabildim. Her birisinde özenle seçilmiş yapıtlar büyük emeklerle basıma girmiş. Yeni kurulmuş oda müziği toplulukları, bestecilerimizin eski ya da yepyeni yapıtları, bir kemanpiyano ikilisi ve iki triodan söz etmek istiyorum. Aralarında daha önceden ender kaydedilmiş yapıtlar olduğu gibi eskiden beri en çok kaydı yapılmış eserlerin de yeni bir solukla çalınmış yorumları var. Türk bestecileriyle çağdaşlarını buluşturan bir seçkide Ulucan Trio’yu dinliyoruz. Her bir üyesi hem solist hem oda müzikçisi olan deneyimli sanatçılar: Özcan Ulucan (keman), Ozan Tunca (çello) ve Birsen Ulucan (piyano). Çağsav Müzik tarafından satışa sürülen CD’nin bütününde iyi bir tını birliği yakalamışlar. Yapıtların her birisi gizemsel olduğu kadar enerjik bir içerik taşıyor. İlk çalışma Özkan Manav’ın 2003’te “Laçin” türküsü üstüne yaptığı güzel bir düzenleme. İkinci yapıt, Özcan Sönmez’in 2018’den bir piyanolu üçlüsü. O da gizemli ve folklorik bir atmosferde. Berkant Gençkal’ın 2014’te bestelediği “Küpe ve Çocuk” başlıklı üçlüsü Anton Webern’in Wozzeck operasındaki soyutluktan esinlenmiş. Ve CD’deki son çalışma Ravel’in 1914’te yazdığı ünlü “Piyanolu Trio”su. Burada üçlünün üyeleri kendi bireysel ustalıklarını sergiliyor. Çalgılar arasındaki ses renklerinin birliği sanatçıların deneyimini kanıtlıyor. Bir başka “Piyanolu Üçlü” kaydı da Naxos gibi uluslararası bir kuruluş tarafından basılmış: “Turkish Piano Trios” başlığını taşıyor. Yorumcular ise Bosphorus Trio üyeleri: Özgecan Günöz (keman), Çağlayan Çetin (çello) ve Özgür Ünaldı (piyano). Hasan Ferit Alnar’ın ilk kez 1950’de yazdığı ve 1966’da yeniden gözden geçirdiği “Piyanolu Üçlüsü”yle başlıyor. CD’deki ikinci yapıt genç yaşta yitirdiğimiz rengârenk yapıtların sahibi Ferit Tüzün’ün 1950 tarihli ve ilk kez kaydı yapılan kısacık bir triosu. İlhan Baran’ın “Dönüşümler”i ise artık çağdaş oda müziğimizin bir “klasiği” oldu. Bu kayıtta yeni bir enerjiyle seslendirilmiş. CD’nin sonunda Oğuzhan Balcı’nın (d.1977) Bosphorus Trio için bestelediği modernmistik bir yapıtıyla tanışıyoruz. Girişte sanki uzayı anlatan izlenimci sesler uzaklardan yanı başımıza geliyor. Daha sonra Türk ezgilerinin renkleriyle örülmüş başarılı bir bütünlük kuruluyor. Hem seçilen eserler hem de seslendirme kalitesi bakımından çok başarılı bir kayıt. Ne mutlu ki Naxos şirketi onu dünyanın her yerine ulaştıracak. Yolu açık olsun. ‘Yüz Yıllık Serüven’ Gerek Bosphorus Trio gerekse Ulucan Trio için başlıca dileğim, birlikte çalışmalarının uzun yıllar devam etmesi. Tarihte iz bırakmış oda müziği topluluklarının özelliği bıkıp usanmadan, disiplin içinde, bir aile gibi, yıllar boyu birlikte çalışmalarıdır. “Yüz Yıllık Serüven” başlığını taşıyan kemanpiyano ikilisinin dinletisi de bir süre önce Kalan Müzik tarafından piyasaya çıkmıştı: Sevil Ulucan Weinstein (keman) ve Gülru Ensari (piyano). Darülelhan’da ilk Batı müziği bölümünün açılması üstünden 100 yıl geçtiğinde, 2017’de hazırlanmış bir kayıt. CD’nin içeriği 20. yüzyıl müzik tarihimizden çok az çalınan yapıtlara ayrılmış. Zamanın ünlü oda müzikçisi ve Türk keman okulunun ilk temsilcilerinden biri olan Seyfettin Asal’ın (19011955) pek bilmediğimiz çalışmaları ve yine bu kurumun hocalarından şef, besteci ve kemancı olan Ekrem Zeki Ün’ün yapıtları yer almış. Asal, İstanbul’da ilk trio ve ilk kuvarteti kuranlardan birisidir. Onun çağ başında yazdığı keman piyano için küçük parçalarını Ekrem Zeki Ün’ün solo keman için parçaları, piyano için güzellemesi, oyun havaları ve piyano için sonatı izliyor. Onları bulup çıkardıkları ve nitelikli bir kayıtla yarınlara bıraktıkları için yine bu konservatuvarın mezunu olan yorumcuları kutluyorum. SALT’IN SERGISI UZATILDI İstanbul 1918 SALT Beyoğlu’nda yer alan “İmparatorluklar Arasında, Sınırlar Ötesinde” sergisi 14 Mart 2021’e kadar uzatıldı. Sergi, salı ile cuma günleri arasında 11.0017.00 saatlerinde görülebilir. Osmanlı’nın modernleşme sürecine ve tarih sahnesinden çekilmesine tanıklık eden Köpe ailesinin anılarına dayalı “İmparatorluklar Arasında, Sınırlar Ötesinde” sergisi, II. Meşrutiyet, I. Dünya Savaşı ve mütareke döneminden detaylı arşiv kayıtlarıyla görsel bir anlatı sunuyor. Aile üyelerinin Braşov, İstanbul, Selanik, Edirne ve Konya gibi şehirlerde şekillenen hayatları, muhafaza edilmiş kişisel belgeler aracılığıyla siyasal, toplumsal ve diplomatik tarihin dönüm noktalarına ışık tutuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle