16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 3 6 KASIM 2020 CUMA 180/1 0 0 240/1 3 0 180/1 6 0 180/1 0 0 190/1 1 0 150/6 0 80/6 0 180/1 0 0 250/1 3 0 240/1 3 0 160/9 0 190/1 4 0 110/7 0 240/1 6 0 120/5 0 80/4 0 130/5 0 190/1 0 0 120/5 0 200/1 0 0 170/1 0 0 230/1 0 0 TARİHTE BUGÜN 1918: Çanakkale Boğazı, İngiliz ve Fransızlarca işgal edildi. 1983: ANAP tek başına iktidar oldu. 2012: İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Ergenekon davasında gizli tanık Deniz’in Şemdin Sakık olduğu ortaya çıktı. Tutuklanan müteahhitler: Denetlemeyen ve kolonları kaydıran kişiler sorumlu Topu atma yarışı İzmir Seferihisar açıklarındaki depremin ardından gözaltına alınan müteahhit ve fenni mesulü 9 şüpheliden 7’si tutuklandı. Yağcıoğlu Apartmanı müteahhidi Ş.A., “Kolonları kaydıranlar suçlu” dedi. Yağcıoğlu Apartmanı müteahhidi Ş.A ile fenni mesul O.A., Yılmaz Erbek Apartmanı’ndaki market yapı sahibi M.Y. ile Yılmaz Erbek Apartmanı fenni mesulü N.B., Emrah Apartmanı fenni mesulü T.A., Doğanlar Apartmanı müteahhidi Ç.D. ve Rıza Bey Apartmanı müteahhidi H.H.Ö., tutuklanarak cezaevine gönderildi. Cumhuriyet Sitesi B ve C Bloklarının fenni mesulü E.İ, ile Yılmaz Erbek Apartmanı’ndaki market sahibi R.Y. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Taburcu olunca gözaltına alınacak Emniyet’e götürülen şüphelilerin hepsinin benzer şeyler söylediği, “Biz zamanın kurallarına uygun şekilde yaptık. Daha sonrasında bunları denetlemeyenler sorumlu” dediği öğrenildi. Yağcıoğlu Apartmanı müteahhidi Ş.A. adliyeye sevki sırasında, “Söyleyecek bir şey yok, biz suçsuzuz. Kolonları kaydıranlar sorumlu” dedi. Rahatsızlığı nedeniyle hastanede bulunan, yıkılan Emrah Apartmanı’nın müteahhidi Hayati Uzun ve oğlu Bora Uzun’un da tedavilerinin ardından gözaltına alınacağı belirtildi. Müteahhit Hayati Uzun’un, 1992 yılında Erzincan depreminde torunu Emrah Uzun’u kaybettikten sonra İzmir’in Bayraklı ilçesine taşınıp bu binayı yaptırdığı, torununun ismini de binaya verdiği ortaya çıkmıştı. Hayati Uzun bu depremde de gelini Rabia Uzun ve 2 torununu kaybetti. l DHA KAYBEDILENLER ANILDI Koca bir hayatı yarım saatte taşıdılar İzmir depreminde evi hasar gören yurttaşlar, binaları boşaltmaya başladı. Tahliye kararı verilen Adalet Apartmanı’nda oturan Gülver Kırova, “İhtiyaçlarımızı almak için yarım saat izin verdiler” dedi. Adalet Apartmanı’nda oturan ve eşyaları tahliye edilen Sevda Çavuş (32) ise “Şu an taşınıyoruz, çok kötü haldeyiz, kimisine yarım saat kimisine bir saat izin verildi. Yarım saatte ne alabildiysek onu alıyoruz, bütün her şeyimiz bu apartmandı başka hiçbir şeyimiz yok” diye konuştu. Altay İnanç (60), “Acil boşaltın eşyalarınızı alın dendi. Bütün eşyaları alacağız. Diğer apartmanların çoğu da bugün boşaltıyor. Elektrikle doğalgazı kestiler. Bugün bütün bina boşalacak” dedi. l DHA Tepki çeken sınav iletisi SEFA UYAR İzmir’de meydana gelen depremin etkileri devam ederken Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Kuzey Kıbrıs Kampusu’nda (KKK) verilen bir dersin sınavı için gönderilen bilgilendirme iletisi öğrencilerin tepkisini çekti. İletide, İzmir’deki depremden etkilenen öğrencilerin, “binalarının depremden zarar gördüğüne dair teyit yazısı” ileterek normal sınavdan daha zor olacak telafi sınavına girebileceği kaydedildi. Tepkiler üzerine gönderilen ikinci iletide telafi sınavının, normal sınav ile aynı zorlukta olacağı, depremden etkilenen öğrencilerin listesinin de kendilerine iletileceği kaydedildi. Dersi veren akademisyenin, kendisine gönderilen bir tepki iletisine verdiği yanıtta, “Baku depremini 90’lı yıllarda 6.7 ile yaşadım, neredeyse hiç hasar tespit edilmedi. Benim minik kısa sınavım değil, sorumlu tutulması gereken pek çok ayrıntı var” demesi de dikkat çekti. l ANKARA ‘Afet bilinci eğitimi’ şartıyla serbest kaldı Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, İzmir’de meydana gelen depremin ardından sosyal medyadan provokatif paylaşım yaptığı ihbarı üzerine kimliği tespit edilen N.K. hakkında “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçundan soruşturma başlattı. Sulh Ceza Hâkimliği, şüphelinin “deprem ve afet bilinci ile ilgili eğitim alma” şartını içeren adli kontrol tedbiri uygulanarak serbest bırakılmasına karar verdi. l Haber Merkezi İzmir Barosu’nun çağrısıyla dün saat bettiği Rıza Bey Apartmanı’nın bulun20.00’da biraraya gelen yurttaşlar, İz duğu alana karanfiller ve mumlar bımir depreminde hayatını kaybeden raktı. Yurttaşlar daha sonra apartman lerin anısına, 34 kişinin hayatını kay önünde bir saatlik saygı nöbeti tuttu. Ayda ve Elif’in sağlık durumu iyi SAĞLIK Bakanı Fahrettin Koca, Ege Üniversitesi Hastanesi’nde depremzedeleri ziyaret etti. Depremin simgelerinden Ayda ve Elif’in sağlık durumunun iyi olduğunu açıklayan Koca, çocuklara oyuncak dağıttı. Koca “Yoğun bakımdaki 7 hastadan 5’inin durumu ciddi” dedi. l DHA DOSTLAR DA KURTULDU Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Buğra Gökçe, ağır hasarlı binalarda kalan evcil hayvanlar için kurtarma çalışması başlattı. İtfaiye ekipleri yıkılmak üzere olan binalardan 4 kediyi kurtardı. Kurtarılan kediler sağlık taraması için İzmir Büyükşehir Belediyesi Acil Müdahale ekiplerinin nakil araçlarıyla Kültürpark’taki Küçük Hayvan Polikliniği’ne götürüldü. Öte yandan İzmir Büyükşehir Belediyesi Veteriner İşleri Şube Müdürlüğü ekipleri, çadırlarda kalan depremzedelerin evcil hayvanlarını da tedavi ediyor. l İZMİR / Cumhuriyet İstanbul Kartal’da riskli binada oturan yurttaşlar tedirgin: Tabutta yaşıyoruz Soyer’den ziyaret ve teşekkür İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer depremin ardından Bornova Âşık Veysel Rekreasyon alanındaki çadır kenti ziyaret etti. Soyer, yurttaşların bireysel desteklerini İzmir Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde organize eden gönüllülere teşekkür etti. Soyer, “Buradaki herkes tarih yazıyor. Çalışanlar genellikle kadın” dedi. Soyer, arama kurtarma ve yardım faaliyetlerinde büyükşehirin medya tarafından yok sayıldığını belirterek, “Biz 48 saatte ‘bir kira bir yuva’ ve ‘halkın bakkalı’ kampanyasıyla 38 milyon TL topladık. Ankara’dan gönderilen miktar ise 24 milyon” dedi. l İZMİR/Cumhuriyet Kartal’da riskli olduğu bildirilen binalarda çok sayıda aile evlerinde oturmaya devam ediyor. Korku içinde olan apartman sakinleri tepkilerini “betonun kum gibi döküldüğünü gördük”, “Biz tabutun içinde canlı yaşıyoruz” ifadeleriyle dile getirdi. Gümüşpınar Mahallesi’nde 10 bin metrekarelik alana 40 yıl önce lojman olarak inşa edilen 10 bloktan oluşan 100 dairede oturanlar, binaların bir kısmına karot testi yapıldığını, yapıların çürük olduğunun tespit edildiğini belirterek evlerinin yenilenmesi istiyor. Daire sahibi Meltem Akyalçın, “İzmir’de yaşanan deprem bizim burada yaşanmış olsaydı, hepimiz şu anda ölmüştük” şeklinde konuştu. l DHA Cehalet bilimi cehaletin bilimi (2) İlk yazımda sözünü ettiğim ve Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nin (DPÜ) ev sahipliğinde yapılan kongreye 33 üniversiteden akademisyenler, “Yaratıcıyı Tanıma ve Anlama”, “Fen Bilimleri Işığında Yaratılış” ve “Ders Kitapları Müfredatı ve Yaratılış” gibi 7 başlık altında toplam 85 bildiri ile katılmış. Sunulan bildiri başlıkları arasında ise şunlar yer alıyor: “Tek yumurta ikizleri ve yapışık ikizler evrimi reddediyor. Biyokimyasal ve fizyolojik denge, evrimsel süreçleri reddediyor. Böceklerdeki başkalaşım devreleri, bir yaratıcının sanat eseridir. Risalei Nur bakış açısıyla kâinatta sıra dışı kanunlar penceresinden yaratılış ve yaratıcıyı tanıma. Said Nursi’nin evrim düşüncesine karşı yazılmış ilk görüşleri. Fen bilimleri ders kitabının yaratılış görüşü açısından incelenmesi. Evrim teorisine Esmai Hüsna açısından bakış. Kuranıkerim’e göre yeni embriyoloji tarihi. Hadid Suresi, 25. ayetin biyokimyasal tefsiri. Risalei Nur’da insanın hayvaniyeti meselesi. İbni Sina ve Bediüzzaman Said Nursi’de yaratmada melektabiat ilişkisi. HHH Sunulan bildirilerden anlaşıldığına göre adı geçen kongrenin yıldızı İslamcı âleminin allamei cihanı Said Nursi. Bu nedenle, adı geçen şahısla ilgili ve 14 Ocak 2011 günü Hürriyet gazetesinde yayımlanan bir başka yazıyı bilginize sunuyorum. HHH Said Nursi safsatasına dair 9 Nisan 2008 günü, Mustafa Yıldırım’ın “Meczup Yaratmak” (Ulus Dağı Yayınları) adlı kitabına dayanarak, “Mehdi Yaratma Sanatı ve Kullanım Kılavuzu” başlıklı bir yazı yayımlamıştım. Amacım, Said Nursi olayının gerisindeki hurafelere ve safsatalara dikkatleri çekmekti. Yazı, Nurcuları öfkelendirip telaşlandırdı. Telaşlanmanın gereği yoktu aslında: Olan olmuş, bu safsatayı (“efsane” demiyorum) artık tersine çevirmek olanaksız. Safsataya dayanak olarak, yazımda birkaç örnek göstermiştim: “İki düş görerek önemli görevler üstlenen Saidi Kürdi, kendi anlatımına göre ilk kerametini Bitlis yolunda gösterir: Elleri kelepçelidir. Abdest almak ister kelepçeler kendiliğinden açılır (S.19).” HHH Saidi Nursi safsatasının mimarlarından Necmettin Şahiner’in “Hatıralarda Bediüzzaman” adlı göz boyama kitabını bulup okuyamadım. Kitapta, Said Nursi’nin elinde çay bardağı ile Barla’daki evinin önündeki çınar ağacına ellerini kullanmadan çıktığı yazıyormuş. Ama bir başka mehdi ya da meczup yaratma kitabını okudum yazarın: “Bilinmeyen Taraflarıyla Bediüzzaman Said Nursi” (Nesil Yayınları. 58 baskı). Kitapta yer alan safsatalardan örnekler: •Kürdistan Devleti kurmayı kabul etmez. (S. 221) •1921 yılında, “Ya rabbi senin askerin çoktur. Bu melunlara fırsat verme” diye yakarır. Bu yakarı üzerine bir maymun Yunan kralını ısırarak öldürür. (S. 228) •Gemici Mehmet keklik avlamak ister. Said Nursi engel olur. Bunun üzerine bir keklik sürüsü saatlerce başlarının üzerinden ayrılmaz. Şükran mahiyetinde! (S. 279) •Savcılar mahpushane damında olması gereken Bediüzzaman’ı çarşıda pazarda dolaşırken görürler. Ama o hem hapishanede yatmakta hem de çarşıda pazarda dolaşmaktadır. Aynı anda iki yerde birden olabilmektedir (S. 313, 336). •“Eskişehir hapsinde tifo aşısı diye sol meme üzerinden zehir şırınga ediyorlar. Vücut zehiri tecrit ediyor. Orası sertleşmiş kalmıştı. Zamanla zehir yavaş yavaş balmumu şeklini almış, bir defasında da kopmuştu. Parçasını ayırmış, saklamış. Bir gün ziyaretine gittiğimde ‘Bak’ dedi. O parçayı sol göğsünün üzerinde çukurluğa koyuyor. Tam oraya koyuyor. Zehirlediklerini ispat ediyor.” (S.352) HHH Bu türden safsataların tanıkları nedense hep doktorlar, yüzbaşılar, albaylar, binbaşılar oluyor. Said Nursi tam anlamıyla bir megaloman ve mitoman. Valileri, kaymakamları, devlet görevlilerini durmadan paylıyor. Örneğin Ankara Valisi Nevzat Tandoğan’a “Bu sarık bu başla beraber çıkar!” (S. 336) diye meydan okur. Ancak meydan okumalarının, mucize gösterilerinin kendisinden başka tanığı yoktur. Bütün mucizeler ve kabadayılık gösterileri kendi sözlerine dayanır. Düşlerinde geleceği görür, düşlerinde Allah ve Peygamberi ile konuşur. İster inan ister inanma! Ben ne yazarsam yazayım, mürekkep yalamışlar, diplomalılar da aralarında olmak üzere ona birçok inanan var. Anladığım kadarıyla “Hür Adam” filmi Cemal Kutay, Necmettin Şahiner, Rohat ve Şerif Mardin gibi safsata tüccarlarının kitaplarına dayanıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle