Katalog

4 KASIM 2020 ÇARŞAMBA GRETA, EYLEMLERI INTERNETE TAŞIYOR 17 yaşındaki iklim aktivisti Greta Thunberg, İsveç Parlamentosu önünde cuma günleri düzenlediği çevre eylemine koronavirüs vakalarındaki artış nedeniyle ara vereceğini ve eylemlerini artık internet üzerinden yapacağını duyurdu. Thunberg, Ağustos 2018’den beri cuma günleri okula gitmek yerine başkent Stockholm’deki parlamento binası önünde çevre sorunlarına dikkat çekmek için eylem yapıyordu. SONUÇLARI 10 11 12 21 25 49 6 BİLEN: 35 milyon 701 bin 147’şer TL (Devretti) 5 BİLEN: 23.191.35’er TL 4 BİLEN: 483.95’er TL 3 BİLEN: 26.25’er TL 2 BİLEN: 3.05’er TL MÜFREDATTAN ÖĞRETIM YÖNTEMINE KADAR YENILIK GEREKIYOR DÖNÜŞÜM ŞART MERSİN’DE KİMYASAL TESİS Yaşam hakkı için birleştiler ABİDİN YAĞMUR Mersin’deki çevre örgütleri, baro ve siyasi partiler, Karaduvar Mahallesi’nde kurulmak istenen polipropilen tesisinin tarım ve yerleşim alanlarının arasında olduğu için insan sağlığını, doğal yaşamı ve tarımı olumsuz etkileyeceği görüşünde. Tesisin 50 kilometre çapında bir alanı etkileyeceği, olası bir kazada 26 ton TNT’ye eşdeğer bir patlamanın olabileceği de çevrecilerin iddiaları arasında. Bu iddialar, polipropilen tesisinin çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) raporuna karşı açılan idari davalar kapsamında proje sahasında inceleme yapan mahkeme heyeti ve bilirkişi heyetine de sunuldu. Toros Gübre bünyesindeki bir arazinin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Özel Endüstri Bölgesi ilan edilmesine ve arazide polipropilen tesisi için ÇED olumlu raporu verilmesine karşı 2 ayrı idari dava açılmıştı. Mersin İdare Mahkemesi’nde görülen davalar kapsamında görevlendirilen bilirkişi heyeti proje sahasında ilk keşif çalışmasını yaptı. Bilirkişi heyetinin proje sahasına geldiği saatlerde çok sayıda Mersinli de Toros Gübre fabrikası girişinde toplanarak projenin iptal edilmesi çağrısında bulundu. Davacılardan Mersin Çevre ve Doğa Derneği Başkanı Sabahat Aslan, “Bu bölgede gübre, krom ve soda fabrikaları zaten çevreyi kirletiyor. Bir de polipropilen tesisinin yükünü kaldıramaz” dedi. Mersin Kent Konseyi Başkanı Faik Burakgazi, “Kimseyle inatlaştığımız yok. Hakkımızı, hukukumuzu korumaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. CHP Mersin İl Başkanı Adil Aktay da “Akla zarar bir durum. Polipropilen kimyasal bir tesistir ve özel bir alanda kurulması gerekir” dedi. l MERSİN TBMM’DE ‘SESSIZ KITAP’ OKUMA EYLEMI CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, Fatsa’da çevre sorunlarına dikkat çekmek ve yaşam alanlarını korumak için gerçekleştirilen kitap okuma eylemini, TBMM Genel Kurulu’na taşıdı. Adıgüzel, Fatsa’da çevre katliamına dikkat çekmek için günde yarım saat kitap okuma etkinliği yapıldığını kaydederek, “Ben de onlara destek vermek için kürsüde sessizce kitap okuyorum. Susmak da bazen iyi bir ifade yöntemidir” dedi. Adıgüzel, konuşmasının son bir dakikasında sessizce “Altın Ölüm” kitabını okudu. l ANKARA/Cumhuriyet PAPA: EVLİLİK DEMEDİM ‘Eşcinseller dışlanamaz’ Papa Francis dünya kamuoyunda geniş yer bulan “Eşcinseller de aile kurma hakkın sahip. Sahip olmamız gereken şey bir medeni birlik yasasıdır; bu şekilde yasal olarak kapsanırlar” sözlerinin çarpıtıldığı ve bağlamının dışına çıkarıldığını söyledi. Bir mektup yayınlayan Papa, dünyaca ünlü Rus yönetmen Evgeny Afineevsky’nin belgeseli “Francesco”da, “evlilik değil aile içinde şiddet ve ayrımcılığa maruz kalmama çağrısı yaptığını” söyledi. Francis mektupta, “Eşcinsel evliliği konuşmak yersiz. İhtiyacımız olan şey, bir arada bulunmayla ilgili bir yasa. Bunun korunmasına hakları var. Benim savunduğum şey buydu” ifadelerini kullandı. “Eşcinsel insanların aile içinde olmaya hakkı vardır. Onlar Tanrı’nın çocukları. Kimseyi bu yüzden aileden atamaz ya da hayatı imkânsız hale getiremezsiniz” diyen Papa, aile hayatında ayrımcılık yapılmaması vurgusu yaptı.Papa Francis’in görüşleri, eşcinsel evliliklere ilişkin “Ahlaki bir çöküntü” diyen selefi 16. Benedict’e göre radikal bulunuyordu. l Haber Merkezi KYK BAŞVURU SÜRESI UZATILDI Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, 20202021 eğitim öğretim yılı için burs ve kredi başvurularının 8 Kasım’a dek uzatıldığını duyurdu. Burs ve kredi hakkından yararlanmak isteyen öğrenciler başvurularını eDevlet üzerinden gerçekleştirebilecek. Daha önce başvuru yapan ancak değişiklik yapmak isteyen öğrenciler de 8 Kasım’a dek eDevlet’e girerek güncelleme yapabilecek. l ANKARA / Cumhuriyet EĞİTİM Eğitimdeki zorunlu değişime uyum sağlamak zor. İnterneti, kişisel bilgisayarı olan öğrenciler yeni düzene alıştı elbette ama aynı şeyi öğretmenler ve annebabalar için söylemek her zaman geçerli değil. En büyük kırılmanın eğitimde yaşandığına dikkat çeken eğitim uzmanı Hatice Yılmaz, ‘’Belki de 1015 yılda gelinebilecek eğitimde teknoloji kullanma düzeyine üç ayda ulaştık. Pandemiye kadar sadece bazı üniversitelerin kullandığı uzaktan öğretim yöntemi anaokuluna kadar indi. Bugün öğretim dilimize uzaktan öğretimle ilgili Zoom, Google Meat, Microsoft Office, Padlet, Kahoot, Web 2.0 araçları gibi pek çok yeni sözcük eklendi. Üstelik çocuklar bu teknolojilere öğretmenlerinden çok daha kolay adapte oldular. Pandemi bize başka bir öğrenmeöğretme ve iletişim yöntemi daha olduğunu geri dönemeyeceğimiz şekilde gösterdi’’ dedi. Türkiye nüfusunun neredeyse üçte birinin örgün eğitimin içinde olduğuna dikkat çeken Yılmaz, eğitimde gerekli dönüşümlerin yapılmamasının çok olumsuz sonuçları olacağını vurgulayarak, yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: Müfredat dönüşümü: Hali hazırda bizde ve neredeyse tüm dünyada uygulanan müfredatın kurgusu her dersin konu dizilişini diğer derslerden bağımsız olarak planlanmıştır. Ve öğretim programı sanki tek bilgi kaynağı öğretmenmiş gibi tasarlanmıştır. Müfredatta yapılacak dönüşümle her sınıf düzeyinde müfredatın bütünsel veya multidisipliner olarak kurgulanması öğrencilerin öğrendikleri konulara farklı disiplinlerden bakmasını sağlayacak düşünme, akıl yürütme ve çıkarım yapabilme becerilerini geliştirecektir. Ayrıca bütünsel öğretim yöntemiyle öğrencilere kazandırılacak becerilerin STEM atölyeleri ile zenginleştirilmesi öğrencinin tasarım ve üretim becerisi geliştirmelerine destek olacaktır. Öğretim yöntemlerinin dönüşümü: Öğretim yöntemlerimizi yeniden kurgularken beyin ve beynin öğrenme yöntemi ile ilgili yapılan araştırmaları dikkate almak gerekiÖNCELİK ÖĞRETMENDE OLMALI Okul sisteminin kalitesinin öğretmenin kalitesinin önüne geçemeyeceğini hepimiz biliyoruz. Eğitim öğretim sistemimizi dönüştürmeyi gerçekten istiyorsak önceliği öğretmenlik mesleğinin dönüşümüne vermek zorundayız. 80 milyonluk ülkemizin ve gençlerimizin geleceğini 1 milyon 500 bin öğretmenimize emanet ediyoruz. Bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığı, sivil toplum örgütleri ve öğretmen sendikaları el ele vererek öğretmenlik mesleğinin dönüşümü için gerekli adımları atmalıdır. Öğretmen adaylarının seçim yöntemini değiştirmek zorundayız. n Öğretmen adaylarının seçiminde merkezi sınav sonucuyla birlikte adayın fiziksel ve ruhsal sağlık, konuşma, yazma, kendini ifade edebilme ve iletişim kurma becerilerinin öğretmenlik mesleğine uygunluğunun ölçülmesi gerekiyor. n Öğretmen adaylarının çift ana dalda eğitim almasını veya sertifika programlarına katılmasını sağlayarak okul bitiminde mesleğe kabul edilmeyen veya mesleğini yürütemeyen öğretmenin hayatını devam ettirebilmesini sağlayacak beceri kazandırmak gerekiyor. n Öğretmen adaylarının öğrenim süresinin son iki yılında yarım gülük okullarda öğretmenlik deneyimi yaşamalarını ve tecrübesiyle ilgili portfolyo dosyası oluşturmalarını sağlamalıyız. yor. Özellikle beyin gelişiminin en hızlı olduğu ve gencin hayal gücünün, yaratıcılığının, kişiye özel becerilerinin ortaya çıktığı ortaokul ve liseler için öğretim yöntemlerini mutlaka ama mutlaka dönüştürülmesi gerekiyor. Örneğin; n Ters, yüz edilmiş öğretme/öğrenme yöntemine geçilebilir. n Gün içinde belirli disiplinlere ait çalışmalar için öğrencilere serbest öğrenme saatleri verilebilir. Böylece öğrenciye kendi öğrenmesini düzenleme ve kendi öğrenme yöntemiyle öğrenme şansı vermiş oluruz. n Yüz yüze eğitim hibrit veya karma öğretimle desteklenilebilir. Çalışan öğretmenler için: n Her dört yılda bir alan sınavı yapmak öğretmenin kendisini güncellemesini sağlayacaktır. n Öğretmenler bakanlıkça belirlenecek alanlarda ya da sınavlarda başarısız oldukları alanlarda sertifika almaya yönlendirilebilmelidir. Başarısızlığın devam etmesi durumunda öğretmenin görevine son verilebilmelidir. n Gerekli görülen durumlarda öğretmen psikolojik teste yönlendirilebilmelidir. Okul müdürlerinin okul yöneticisi olabilmeleri sağlanmalı bu amaçla en az iki yıllık “Eğitim Yönetimi” eğitimi alma zorunluluğu getirilmelidir. En özel başarı Doğa Tırpan’ın piyano eğitmeni Yaşar Üniversitesi Müzik Bölümü öğretim üyesi Dr. Payam Gül Susanni “Doğru eğitimle ve fırsat verildiğinde neler başarabildiklerini görüyoruz” dedi. Otizmli Doğa Tırpan (19) doğuştan gelen müzik yeteneğiyle küçük yaşta başladığı piyano eğitiminin ardından yetenek sınavını kazanarak Yaşar Üniversitesi Müzik Bölümü’ne kabul edildi. Ümran Baradan Güzel Sanatlar Lisesi’nde tamamlayan otizmli piyanist Doğa Tırpan, duyduğu her şeyi evdeki oyuncak piyanoda çalmaya başlayınca 11 yaşında ailesi tarafından müzik eğitimine yönlendirildi. Gitar ve bağlama da çalan Doğa Tırpan, ilk ve ortaokul yıllarında Yaşar Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Müzik Akademisi’nde piyano eğitimine devam etti. Tırpan, ulusal ve uluslararası yarışmalarda ödüller kazanıp Türkiye’yi yurt dışındaki etkinliklerde birçok kez başarıyla temsil etti. Tırpan, İzmir Otizm Orkestrası ve Korosu’nda da piyanist olarak görev yapıyor. UZAKTAN EĞİTİMDE BAŞARI NASIL ARTAR? ‘Okulda gibi hissedin’ Beykoz Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi öğretim üyesi klinik psikolog Prof. Dr. Ebru Şalcıoğlu, “Evden çalışmak daha konforlu fakat öğrenciler verimli çalışma konusunda sıkıntı yaşayabilirler. Öğrenciler kendi öz disiplinlerini sağlayarak ve doğru organize olarak zorlukları yenebilirler. Örneğin, dersten en az bir saat önce uyanmak, dışarı çıkacakmış gibi giyinmek, kendilerine ait özel bir çalışma ortamı oluşturmak, günlük ve haftalık ders programları yapmak, bilgisayardan dersleri ‘kamera açık bir şekilde’ düzenli takip etmek ve telefon gibi uyaranları ders sırasında kapatmak gibi başarıyı artıracak birçok faktör var” dedi. Rutinlerin hem verimi artırıp hem de hayatı kolaylaştırdığını belirten Prof. Şalcıoğlu, “Rutin ile monotonluğu birbirine karıştırmamak lazım. Rutini olan insanlar daha az depresif olurlar. Rutin kavramına daha çok ‘program’ olarak bakmak gerekir” diye konuştu. Prof. Dr. Şalcıoğlu’na göre, üniversite öğrencileri için kampüs ortamından uzak kalmak zor olsa da dersleri sınıftaymış gibi takip etmek önemli ve gerekli. ÇOCUK VAKFI’NDAN EĞİTİM VE ÖĞRETİM HAREKETİ ÇAĞRISI Çocuk Vakfı’ndan ‘’Eğitim ve Öğretim Hareketi’’ çağrısı yapıldı. Hareket ile öncelikle çocuk görüşü alınarak eğitim sisteminin yenilenmesi amaçlanıyor. Çocuk görüşü alınarak eğitim gören çocukların katılımı ve görüşlerinin alınabilmesi için ise Türkiye Çocuk Meclisi’nin kurulması gerekiyor. Çocuk hakları kültürü temelinde ve bilimsel yöntemlerle ülke ölçekli çocuk görüşü alınması Eğitim ve Öğretim Hareketi’nin temel ilkesi olarak belirlendi. Hareket’in diğer iki ilkesi ise partilerüstü yaklaşıma uygun ve özerk yapıda bir model olarak Türkiye Eğitim Konseyi’nin kurulmasına dayanıyor. Vakfın açıklamasında, ‘’Okulların tekrar eski işlevi doğrultusunda açılmasıyla eğitim açığının giderilemeyeceği görüşünü savunuyoruz. Eğitim ve öğretim sisteminin bütün bileşenlerinin güncellenmesi gerekiyor’’ denildi. Çocuk Vakfı Başkanı ve Eğitim ve Öğretim Hareketi Sözcüsü Mustafa Ruhi Şirin, bu konuda şunları söyledi: “Dünyanın büyük değişim içinde olduğu bir dönemde çökmüş bir eğitim sistemiyle çocuklarımızı oyalayamayız. Salgını sonrası ortaya çıkan eğitim ve öğretim açığını giderebilmek için eğitim sisteminin kökten yenilenmesi amacıyla hazırlık yapmamız gerekiyor. Bu hareket Eğitim ve Öğretim Hareketi ile “çocuğa ve çocuk görüşü”ne saygı temelinde eğitim sisteminin amaç ve işlevinin güncellenmesi yanında hedeflerinin de yenilenmesini öneriyoruz. Doğmuş ve doğacak çocuklarımızın esenliği için eğitimle ilgili herkesi Türkiye’nin En Büyük Çocuk Ödevi için Eğitim ve Öğretim Hareketi’ne destek vermeye davet ediyoruz.’’ ÇOCUK MECLİSİ KURULSUN 5 öneri ise şöyle: n Çocuk görüşü alınması için Türkiye Çocuk Meclisi kurulması, n Özerk yapıda Türkiye Eğitim Konseyi oluşturulması, n Türkiye Eğitim Politikası ve Strateji Belgesi’nin hazırlanması, n Çocuk ve yetişkin görüşü alınarak eğitim ve öğretim sisteminin amaç, işlev ve hedeflerinin yenilenmesi, n Milli Eğitim Temel Kanunu’nun yeniden hazırlanmasına öncülük edilmesi.