Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HABER 5 19 KASIM 2020 PERŞEMBE Önceki akşam açıklanan önlemlerle iktidar, salgının boyutlarının gizlenemez noktaya geldiğini kabul etti. Gündemde iki soru var: Veriler ne kadar doğru? Önlemler yeterli mi? İki sorunun yanıtı da “hayır”! 3 Aralık 2019’da Çin’in Wuhan kentinde hayvanlardan insana geçen bir virüsün yayıldığı görüldü. Bunu ortaya koyan Dr. Le Wenliang’ı Çin yönetimi uyardı: “Sus!” Dr. Wenliang, ısrar etti. 1 Ocak’ta gözaltına alındı. Suçu, “dedikodu üretmek.” Çin, küreselleşme hırsına kapılmayıp gerçeği anında paylaşıp önlem alsa sorun bu kadar yayılmayabilirdi. Çin, gerçeği 7 Ocak’ta dünyaya söyledi. Bunu dünyaya duyurmalıyız dediği için hakkında soruşturma açılan Dr. Wenliang görevi başında salgına yakalandı, 4 Şubat’ta yaşamını yitirdi. HHH Salgının dünya ölçeğinde sorun olması mart başında uluslaraduğu açıklandı. Oysa eski Kara Kuvvetleri Komutanı Yalman, 15 Mart günü salgından ölmüştü. Bunu Sağlık Bakanı’ndan değil, Sözcü’den arkadaşımız Saygı Öztürk’ün yazısından öğrendik! 11 Mart’a dönüş! O gün başlayan yalan rüzgârı devam ediyor. Önlemler boyutunda hükürası borsaların çökmesinden sonmetin başlıca hassasiyeti şu raya rastlıyor. İyi bir sınav vereoldu: meyen, “paran kadar sağlık” poliAman ekonominin çarkları durtikalarına teslim olan Dünya Sağlık masın! Örgütü’nün (DSÖ) Başkanı Ghebre O nedenle 18 Mart’ta başlayes, 11 Mart’ta bunun dünya ölçe yan sıkı kapanmada ilk gevşeme ğinde bir salgın olduğunu duyurdu. AVM’lerle başladı. Sonra camiler Türkiye ne yaptı? Sağlık Bakanı toplu ibadete açıldı. Salgının yayıldıFahrettin Koca, DSÖ de açıkladık ğı bilindiği halde umre ertelenmedi, tan sonra Türkiye’de de görüldüğü 21 bin 500 yurttaşımız umre dönüşü nü söyledi. denetimsiz ülkeye girdi. O gün mü görülmüştü? Hayır... Salgını toplam gücümüzle aşabiZaten Türkiye, Çin’in 7 Ocak’taleceğimiz aklın yoluydu. 18 Mart’ta ki resmi açıklamasından sonra 10 Çankaya Köşkü’nde tüm mücadeOcak’ta Bilim Kurulu oluşturmuşle taraflarıyla düzenlenen toplantıtu. Bu, elbette olumlu bir adımdı. Ne ya Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk var ki salgına karşı toplumsal, siya Eczacılar Birliği (TEB) ve Türk Vetesal önlemler ve gerçekleri paylaşma riner Hekimleri Birliği (TVHB) davet noktasında geri duruldu. Türkiye’de edilmedi. ilk salgından ölümün 17 Mart’ta olYazı aramızda, tüm kimliklerimden öte bir yurttaş olarak o günkü tabloya çok üzülmüştüm. HHH AKP’nin siyasal kutuplaşmayı da salgına rağmen sürdüreceğini 30 Mart günü gördük. İstanbul, Ankara ve İzmir belediyelerinin ana teması “birlikte aşarız” olan yardım ve paylaşma kampanyalarının yasaklanması acı bir milattı. Önceki akşam açıklanan önlemlerin belirsizliği toplumda neredeyse alay konusu olurken karanlık bir kışa giriyoruz. Salgın hastalıklar tarihin mürekkebidir. Haçlı seferlerinden 1. Dünya Savaşı’na pek çok savaşın belirleyicisi olmuştur. Avrupa, 14. yüzyıl veba salgınında 150 milyon kişiyi kaybetmiş, 14. yüzyıl nüfusuna 18. yüzyılda ulaşmıştır. Bugün 14. yüzyıldaki vebaya karşı çaresizliği, bilgisizlikle birleştiriyoruz. Birkaç yüzyıl sonra da bize şöyle diyecekler: Bir milimin sekiz binde biri büyüklüğündeki virüsü gördüler ama sonuçlarını göremediler. Doğayı ıslah etmeye kalkanı, doğanın ıslah edeceğini bilemediler. CHP lideri Kılıçdaroğlu, Davutoğlu’nu kabul etti, Çakıcı’nın tehdidine yanıt verdi: Ruhumuz Kuvayı Milliye CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı’nın kendisini tehdit etmesiyle ilgili olarak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi eleştirdiğini ancak yanıtın yeraltı dünyası liderinden geldiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Ciddiye alınacak bir olay değil. Bizim ruhumuzu oluşturan temel öğe Kuvayi Milliyedir. Çakalların bulunduğu yerde hiç kimse ama hiç kimse bize bir şey söyleyemez” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve beraberindeki heyeti, genel merkezdeki makamında ağırladı. Davutoğlu, partisinin güçlendirilmiş demokratik parlamenter sistemle ilgili çalışmasını CHP heyetine aktardı. Yaklaşık 2 saat süren görüşmenin ardından iki lider ortak açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu, “Farklı görüşlerimiz olabilir. Ama demokrasi içinde düşüncelerimizi özgürce, rahatlıkla ifade edebilelim. Millet de milletvekili seçerken vesayet altında seçmesin. Parlamento vesayet altında olmasın” dedi. Davutoğlu’na yaptığı çalışma dolayısıyla teşekkür eden Kılıçdaroğlu, “Bizim düşünce dünyamızı zenginleştirdiniz” dedi. Davutoğlu da “Türkiye’nin yeni bir anayasaya, ama bu anayasanın da önünü açacak yeni bir siyasal sistem modeline ihtiyacı var” dedi. Davutoğlu, ana muhalefet liderinin hiç kimse tarafından tehdit edilemeyeceğini, iktidarın bu konuda derhal adım atması gerektiğini ifade etti. Çakıcı’nın tehdidiyle ilgili soruya Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi: “Ben Erdoğan’ı eleştiriy orum, Bahçeli cevap veriyor. Bahçeli’yi eleştiriyorum, yeraltı dünyasının lideri cevap veriyor. Şu Türkiye’nin geldiği hale bakın Allah aşkına... Nasıl bir hale geldik? Hukukun ihlal edildiği, devlette liyakatin çöktüğü yerde bir süre sonra devlet, organize suç örgütü haline dönüşebilir. Nasıl oluyor da böyle bir eleştiri başka bir yerden geliyor? Bana cevap verecek olan Sayın Bahçeli veya onun arkadaşlarıdır. Aralarındaki ilişki ne, onu bilmiyoruz. Ama ciddiye alınacak bir olay değil. Hiç kimse unutmasın, bizim ruhumuzu oluşturan temel öğe Kuvayi Milliyedir. Çakalların bulunduğu yerde hiç kimse ama hiç kimse bize bir şey söyleyemez.” ‘Anayasa çalışması yapmadık’ Anayasa konusunda partilerin ortak bir çalışması olup olmadığı konusundaki soruya Kılıçdaroğlu şu yanıtı verdi: “Anayasa çalışmasını Ali’yle yaptınız, Veli’yle yaptınız, şununla, bununla yaptınız... Allah aşkına bu tartışmaların sebebi ne? O konuşmada söylüyorum: Millet İttifakı olarak bir araya geldik. Evet, geldik. Konuştuk. Ne için konuştuk? İlkeleri belirleyelim diye konuştuk. Anayasa çalışması yapmadık ki. Ayrıca bu neden bu kadar çok tartışılıyor. Anayasa çalışmaları parlamentoda oldu, uzlaşma komisyonunda her partiden milletvekili katılıyordu. En son 63 maddesinde uzlaşma sağlandı. Orada HDP, MHP, AK Parti var mıydı, yok muydu? Bütün bunları bir tarafa atarak demokrasinin önünü tıkamak için, baskı rejimini yasallaştırmak için her şeyi yapıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, güçlü bir parlamenter sistemi getirmeye bu ülkenin insanı kararlı.” Kılıçdaroğlu, görüşme sonrası Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “AKP’den sonraki iktidarın altyapısını hazırlıyoruz. Önümüzdeki seçimlerde gerçekte iki taraf yarışacak; demokrasiyi isteyenler, otokrasiyi isteyenler. Biz demokrasiyi seçin diyeceğiz. İlk defa solun ve sağın seçimden önce birleşeceği hedefler olacak. Yeni iktidar elbet belli ilkeler ışığında kurulacak. Bunları şimdiden netleştirmemiz gerekiyor ki, yolun devamında herhangi olumsuz bir durum olmasın.” l ANKARA/Cumhuriyet CHP Ankara İl Başkanlığı da genel merkezin önünde basın açıklaması yaptı. CHP Ankara İl Başkanı CHP’liler genel Ali Hikmet Akıllı, “Bilinmelidir ki CHP’ye ve onun liderine uzanacak her eli kırmaya bu partinin üyemerkeze aktı leri yeterli ve muktedirdir” diye konuştu. İl başkanlığı da konuyla ilgili suç duyurusunda bulundu. KILIÇDAROĞLU’NDAN SUÇ DUYURUSU, ÇAKICI’DAN YENİ TEHDİT CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, kendisine tehdit ve hakaret eden suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, dilekçesinde “Suç örgütü lideri olarak bilinen şüpheli Alaattin Çakıcı’nın işlediği hakaret ve tehdit suçlarından ötürü hakkında derhal soruşturma başlatılması, sonrasında kamu davası açılmasının sağlanmasını” talep etti. Çelik, Çakıcı’nın 5 yıl 8 aya kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını istedi. Çakıcı, Kılıçdaroğlu’nu hedef alan tehdit ve hakaret dolu açıklamalarını sürdürüyor. Çakıcı, dün de yine el yazısıyla kaleme aldığı metinde, “Kılıçdaroğlu ve avanesi, sizler yıllardır, her gün devlete hakaret etmektesiniz. Siz her türlü ahlaksızlığı ve hakareti meşru zeminlere taşıyorsunuz. Demin basın açıklamanı izledim. ‘Çakalların olduğu yerde bize kimse bir şey söyleyemez’ ifadesini kullanıyorsun. Bre dilinin ayarı olmayan, bre gafil, sen kurt ile çakalı karıştırıyorsun. Sen ve avanene sesleniyorum: Başta sende ve avanende yürek varsa ben her gün sokaktayım. Çakal gibi uluyup hatun gibi konuşacağına beni öldürtsene” ifadelerini kullandı. l ANKARA İSTANBUL / Cumhuriyet ‘CUMHUR ITTIFAKI’NIN 3. ORTAĞI MAFYADIR’ Çakıcı’nın ikinci tehdidine ilişkin CHP’den yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, “Mafyalı Cumhur ittifakı artık tam bir şer ittifakıdır. Genel Başkanımızı tehdide cüret eden bu suç baronu sadece basit bir maşadır. onu özel afla cezaevinden çıkartan ve onun üzerinden siyasi rakiplerine gözdağı verebileceğini düşünen Şer İttifakının iki patronu esas sorumlulardır. Bu yaşananlar, ülkemizi içine soktukları devlet krizinin zirve yaptığı yerdir. Saray ve bekçisi unutmasın ki, biz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün savaş meydanlarında kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi’yiz. Bu ucuz saldırılar, sadece mücadele azmimizi ve Cumhuriyetimizi ikinci yüzyılında güçlü bir parlamenter demokrasiyle taçlandırmayı başaracağımıza olan inancımızı pekiştirir. 18 yıldır unuttuğunuz ama bugünlerde Atlantik üzerinden esen rüzgârlar değişince dilinize pelesenk ettiğiniz hukuku derhal çalıştırın! Savcıların görevlerini yapmalarını, bu edepsiz mafya bozuntusu hakkında hukuksal süreçleri başlatmalarını bekliyoruz” denildi. ‘Tetikçilerin kulağına fısıldanır’ Suç örgütü elebaşı Alaattin Çakıcı’nın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik tehdit içeren mektubuna karşı CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, partinin 39 ilçe başkanı ve 14 ilçe belediye başkanı dün Yenikapı’da ortak basın açıklaması yaptı. Ortak açıklamayı okuyan Kaftancıoğlu, “Bu fütursuz cesaret gösterisi, ülkedeki yönetim boşluğunun, devlet otoritesi eksikliğinin, kısacası bitmiş bir iktidarın mafya yapılanmalarından medet ummasından başka bir şey değildir. Talimatlı tetikçiler, durumdan vazife dahi çıkaramazlar. Onların kulağına fısıldanır. O nedenle sözlerimizin muhatabı, kuşkusuz CHP çınarının altında esamesi bile okunmayacak küçükler değildir. Burada sözlerimizin muhatabı, Türkiye’yi 90’lı yıllarda olduğu gibi siyasetmafyaticaret ekseninde yönetmek isteyen iktidarsızlardır” dedi. Yargı reformundan bahsedenleri samimi olmaya çağırdıklarını kaydeden Kaftancıoğlu, “İktidarın samimiyetine turnusol kâğıdı işlevi görecek bu olayı takip edeceğiz” dedi. l İç Politika İmamoğlu Kaftancıoğlu Borçlanma yetkisine tırpan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) geçmiş dönemden kalan yüklü borçlar, yükselen döviz kuru ve koronavirüs salgınına bağlı olarak artan sosyal yardımları karşılamak amacıyla 2020 bütçesinde yer alan 4.3 milyarlık borçlanma yetkisinin, 2 milyar 676 milyonluk kısmını kullanmak istedi. AKP ve MHP’li meclis üyelerinin çoğunlukta bulunduğu mecliste bu talebin yalnızca 600 milyon liralık kısmı kabul edildi. Yargıyı göreve davet ediyoruz Yenikapı Avrasya Gösteri Merkezi’nde gerçekleştirilen İBB Meclisi’nde söz alan CHP’li Meclis üyesi İnan Güney organize suç örgütü elebaşı Çakıcı’nın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik hakaret ve tehditlerini anımsatarak “Bu durum ülkedeki otorite eksikliğinin, bitmiş bir iktidarın göstergesidir. Yargıyı ve Cumhuriyet savcılarını göreve davet ediyoruz” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Altay: Bu tehdit milyonlara yapılmıştır CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Çakıcı’nın Kılıçdaroğlu’na yönelik tehdidine tepk göstererek “CHP Genel Başkanı’nı tehdit etmek milyonları tehdit etmektir” diye konuştu. Altay, yaşanan tablonun Susurluk tablosundan daha ağır ve vahim olduğunu kaydetti. TBMM’de yaptığı basın açıklaması yapan Altay Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın acı reçete uygulamaktan bahsettiğini kaydederek, Erdoğan’ın önce şunları yapması gerektiğini söyledi: “Saray’ın masraflarını yüzde 50 kıs. Kıbrıs’a 7 uçakla gitmek çok şık olmadı. Beştepe’den Meclis 6 kilometre. Çarşamba konuşmalarını yapmaya gelirken üstte 2 helikopter, altta 50 araç, 300 korumayla gelme. 13 özel uçağın 12’sini satsan 6 milyar 700 milyon, yazlık ve kışlık sarayları satsan 12 milyar 170 milyon, yandaşın vergisini silmekten vazgeçsen 3 milyar TL tasarruf edeceğiz.” l ANKARA/Cumhuriyet AP RAPORTÖRÜ’NDEN DESTEK Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, sosyal medyadan Kılıçdaroğlu’na destek mesajı gönderdi. ‘Kılıçdaroğlu Yalnız Değildir’ etiketiyle paylaşım yapan Amor, “İğrenç saldırılar karşısında CHP lideri Kılıçdaroğlu’na tüm desteğimi sunuyorum. Bu, Türkiyedeki tüm siyasi ve kurumsal aktörler arasında işbirliğini teşvik etmeli. Aksi takdirde sessizlik çok şey söyleyecektir” dedi. Yönetememe krizi Demokrasiyi, anayasayı, hukuku, medyayı, Hazine’yi, Merkez Bankası’nı ve en başta milli ve dini değerleri tabii, her şeyi, evet her şeyi kendi iktidarını sürdürebilmek için kullanıyor! Bu da sonuçta yönetememe krizine dönüşüyor. Çünkü sadece bu hedefle hiçbir ülkeyi yönetemezsiniz. Ne sağlık sorununu yönetebilirsiniz ne çevreyi ne eğitimi. Ne koronayla mücadele edebilirsiniz ne yaklaşan depreme karşı önlem alabilirsiniz! Yakın tehlikeden bahsedelim: Salı gecesi ilk kez yüzün üzerinde ölüm açıkladı Sağlık Bakanı Koca. Bu bile doğru değil. İBB Başkanı İmamoğlu, sadece İstanbul’da koronadan öldüğü için gömülen vatandaş sayısını en doğru bilecek kişi, bunun iki katı sadece İstanbul’da ölüp gömülen diyor. Kızıyorlar! Saklaya saklaya nereye kadar? Hastaneler doldu, sağlık personeli tükendi. Mecburen gelsin kısıtlama. Cumhurbaşkanı ceberut baba yüz ifadesiyle açıkladı. Ben dahil kimse bir şey anlamadı, televizyon kanalları yanlış altyazı geçti, sabaha kadar sosyal medya yıkıldı, herkes denklemi çözmeye çalışıyor: Ne zaman, kaçta, hangi gün, kaç yaşında, nereye nasıl çıkacağız? Bravo, bu bir yönetememe krizidir. Bir kere uygulayamazsın. Kim denetleyecek her sokağa çıkanı? Vatandaşının cebine para koyup tam kapan diyemiyorsun madem, bilinçlendir. Kendimize hâkim olacağız. Bu lanet olasıca virüs, sosyalleşince bulaşıyor. Sadece metroda değil, lokantada değil, eve geldi herkes, yediniz içtiniz, yine bulaşıyor. Bu gerçeği iyi anlatıp bu bilinci edinmek lazım. Yoksa pazar sabahı 08.00’de çıkıp tek başıma deniz kenarında yürüsem sıkıntı yok ki? Olmaz 10’da çık, niye? Hava kararınca 08.00’de içeri gireceksin. Hem yaşın kaç, başın kaç? Babam mısın sen benim? İmamoğlu’na taktı Niye taktı? Çünkü parasını kıstı, yetkisini kıstı, engel çıkardı, adam yine yönetiyor! Kadir Topbaş’ın saçıp savurduğu paraları, sınırsız yetkisi yok ama ondan iyi yönetiyor. Kanal İstanbul’a karşı çıkıyor. Devlet projesiymiş, nerede yazıyor? Hiçbir yerde! Çünkü İmamoğlu “Kral çıplak” diyor. “Siyaset üstü bir seferberlik yapmalı, birlikte çözmeliyiz. Deprem konseyi oluşturmalıyız. 18 yılda 975 bin bina yapmışlar, bu hızla 120 yıl sürer, buna vaktimiz yok, İstanbul depremi Türkiye’nin bağımsızlık sorunudur, kimse bu işi tek başına çözemez” diyor. Bırakalım binaların yıkılıp içindekilerin ölmesini, kaçabilecek yer bile yok! İmamoğlu’nun KİPTAŞ’la ilk başlattığı proje Beylikdüzü Gürpınar Siteleri’nde. Burada 2016 yılından beri yapmaya uğraştığı ama sırf siyaseten güçlenmesin diye kabul ettiremediği kentsel dönüşüm projesini mahkemede kazandıktan sonra ancak şimdi yapabiliyor. “Komşularımı göçük altında aramak istemiyorum, bu bir iktidar olma meselesi değil, milli meseledir!” diye feryat ediyor ama cevap olarak hakkında soruşturma açılıyor. Kanal İstanbul devlet projesiymiş, karşı çıkamazmış! Hep birlikte karşı çıkıyoruz: Kanal İstanbul bir rant projesidir ve bizim asıl derdimiz, altımızda çatırdamaya başlayan fayın kırılıp göçük altında kalmamız demek olan İstanbul depremidir! Hadi onların anladığı dilden söyleyelim: Bu bir beka meselesidir! İstanbul’da acil seferberlik başlatılmazsa Türkiye elden gidecek, çıkacak kaosta hangisinin iktidarı kalacak? BAHÇELI ‘Çakıcı dava DESTEK ÇIKTI arkadaşımdır’ MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP’den yapılan açıklamaların ardından sosyal medya hesabından paylaşımlarda bulundu. Kılıçdaroğlu’nun üslubunun “kindar ve kirli” olduğunu ileri süren Bahçeli, Çakıcı’yı savunarak “CHP Genel Başkanı’nın hakaret ve hıyanetlerine sosyal medyadan yayımladığı bir açıklamayla tepki gösteren değerli Ülküdaşım Alaattin Çakıcı’ya mafya bozuntusu demek, yeraltı dünyasının karanlık yüzü suçlaması getirmek müfterilik, seviyesizlik, rezilliktir” dedi. Kılıçdaroğlu’nun algı oluşturmaya çalıştığını öne süren Bahçeli, şunları kaydetti: “Alaattin Çakıcı bir ülkücü şehidimizin oğludur. Benim dava arkadaşımdır. Elbette üzerine atılı suçların bedelini uzun yıllar cezaevinde kalarak ödemiş bir vatan evladıdır. Kılıçdaroğlu mafya arıyorsa, yeraltı dünyasının kanlı yüzlerini görmek istiyorsa el ele, gönül gönüle olduğu hainlere bakması, şayet onuru varsa nedamet duyması tavsiyemdir. PKK’yla işbirliğinin, FETÖ’yle diyaloglarının demokratik faturasına mutlaka katlanacaktır. CHP’nin tarihi sorunu Kılıçdaroğlu ve ekibidir. Bu sorun kanserleşmiş, vücuda yayılmıştır.” l ANKARA Mithat Sancar’dan Kılıçdaroğlu’na telefon HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu aradı. Sancar, Çakıcı’nın mektuplu tehdidinin, demokrasiye yönelik çirkin bir saldırı olduğunu, iktidar ortaklarının suskunluğunu ise vahim bulduğunu belirtti. HDP’den yapılan açıklamada, “Bu tehlikeli gelişmeler karşısında demokratik güçbirliğinin her zamankinden daha fazla aciliyet ve önem taşıdığını vurguladı, dayanışma mesajlarını iletti” denildi. l ANKARA