15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 19 KASIM 2020 PERŞEMBE HABER/YORUM Sayın Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin gündemi, İmamoğlu hakkında “bir devlet projesi olan Kanal İstanbul’a karşı çıktığı için” açılan soruşturma ile çalkalanıyor. Erdoğan’ın “Demokrasi ve hukuk reformu hazırlıyoruz” sözleri, merkez medyada bir heyecan kıvılcımı yarattıktan hemen sonra geldi bu bahtsız gelişme! Buna siz ve CHP’nin değerli sözcüleri de tepki verdiniz, bizler de sevgili halkımız da! Çünkü artık kanunların çelişkili ve çifte standartlı kullanılmasından bıktık. Her birimiz, ne pahasına olursa olsun laik, demokratik bir hukuk devletinde herkesin eşit muamele gördüğü ve insanların aidiyetlerine göre cezalandırılmadığı şeffaf bir toplum istiyoruz! Bunu siz de çok iyi biliyorsunuz, zaten AKP yönetimine her salı günü verdiğiniz tepkilerden bunu izlemek mümkün! AKP’nin nevi şahsına münhasır demokrasi anlayışı ile Kanal İstanbul’a karşı çıkmak, sanki vatana ihanetle eş tutulmuş ki seçilmiş bir belediye başkanı, milyonlarca insanın görüşleri doğrultusunda panolardan fikrini beyan ettiği zaman bu, hukuki bir durum yaratabiliyor...muş! Tabii yurtdışında hele maazallah bir Batı demokrasisinde bu haber duyulsa yüksek demokrasimizin ne ifade ettiğini anlayabilen tek kişi çıkmayabilir! Sayın Kılıçdaroğlu, biliyorsunuz ki toplum, iktidara yaptığınız eleştirileri kendi cephenizde, yani partiniz için de uyguluyorsanız size hak verir ve ancak o zaman inandırıcı olursunuz. Halk, şeffaflık ve düz çizgileri sever. Türkiye şayet bir iktidardan kurtulmak istiyorsa (Aman genel yayın yönetmenim iyice araştırsın, iktidarı eleştirmek de artık devlet suçu sayılıyor mu?) o iktidarın alternatifinin farklı değerlere samimi olarak sarılan bir anlayışla özdeşleşmesi lazım. Ben burada konuyu yine CHP’nin antidemokratik şekilde, her görev için aday seçme yöntemlerini gündeme getirmeyeceğim, ileride bakarız! Benim konum, kamuoyunun gözünde bize korkunç zarar veren o mantıkdışı duyurun, sayfayı kapatın. Ercan Karakaş ve arkadaşlarına güvenmek... Maalesef 1990’larda Aydınlık’ta yazdığım yıllarda, beraber demokrasi mücadelesi verdiğimiz İmamoğlu CNN Türk bir arkadaş, büyük bir hata yapmış ve Ercan Karakaş, Erol KıCHP üçgeni zılelma, Aydın Cıngı ve Tülay Ateş’in isimlerini “FETÖ’nün solve CHP’nin demokrasi anlayışına hiç yakışmayan “CNN’e çıkma yasağı”. Bundan söz etmek bile abes kaçıyor, 21. yüzyılda... Bir yandan dünyanın köktendinci ve faşizme kayan karanlık yüzü ile uğraş, bir yandan kendi ülkenin sosyal demokrat partisi, mantıkdışı ifade özgürlüğü yasaklarını kendi üyelerine dayatsın! Hem de bu kabul edilmez çelişkiyi uygulamak için ekran ve insan seçerek! (Mesela iktidar karşıtlarını hiç çıkarmayan NTV, partiyi sanki hiç ilgilendirmiyor.) Birçok isim o ekrana çıktıkları için ceza alırken başkaları, dokunulmazlıkları varmış gibi rahatlıkla istedikleri programa katılıp istediklerini söylüyorlar! Sayın Kılıçdaroğlu, burada bu isimleri sayıp rahatsızlık yaratmayalım! Ama inanın, geçen hafta Muharrem İnce’nin de Ahmet Hakan’ın programına çıkıp haklı olarak bu anlamsız yasağın zaten uygulanamazlığını deşifre edişini keyifle izledim! cuları” isimli bir kitapta geçirmiş. Hem de “Abant müdavimliği” gibi bir sıfatı kendilerine yakıştırarak! Şanssızlık ötesi bir hata! Bu isimler arasında yıllardır en yakın olduğum siyasetçi arkadaşlarımdan biri var: Ercan Karakaş! Gerek Kültür Bakanlığı dönemi, gerek parti içi demokrasi için beraberce mücadele ettiğimiz uzun yıllar, gerek SODEV’de izlediğim uzun yıllara yayılan ve siyasete sol renkler kazandıran çıkışları, her biri gerçekten her zaman kendisine güvenmemi ve saygı duymamı sağladı. Her daim sanatçıların yanında yer alması, desteklerini her zaman sürdürmesi, Sevgili Ercan Karakaş’ı gözümde her zaman yakın bir arkadaş olmanın ötesinde, en saygın noktalara taşıdı. Erol Kızılelma ve Aydın Cıngı ise yine aynı hat üzerinde, en sağlam demokratik kitle örgütü üyeleri olarak her zaman bana güven verdiler ve ister çevre için ister basın özgürlüğü ister hapishanelerdeki tutukluların insan Bu çelişkili durumlar hakkında 18 Ey hakları için sayısız buluşmada beraber lül tarihinde Yüksek Disiplin Kurulu Baş yer aldık! kanı Sayın Uğur Bayraktutan’a bir res Onlar hakkında çeşitli yanlış bilgi mi evrak yolladım. Daha sonra bir soh ve izlenimleri kontrol etmeden kullabette kendisinden öğrendim ki Yüksek nan arkadaşlara sesleniyorum: HiçDisiplin Kurulu hiç kimseyi kendi kara birimiz santimine kadar aynı çizgirıyla gündemine almıyor, ancak MYK, de olmaya mecbur değiliz, hiçbiribir ismi bu kurula sevk edebiliyor. Lafı miz solun her zerresinde sosyal deuzatmak istemiyorum Sayın Kılıçdar mokrasiye veya Atatürk’e veya sosoğlu, artık kamuoyu önünde CHP’yi yalizme eşit uzaklıkta zaten olamahaksız yere yıpratan bu çağdışı, an yız. Lütfen birbirimizi bu kadar kolay cak “sözde” ve keyfi şekilde uygula harcamayalım: “FETÖ” çok ağır bir nan yasağın fiili olarak lağvedildiğini itham! Karakaş ve arkadaşları, her zaman gerek sol çizgide, gerek sivil toplum buluşmalarında, sol siyaset ve demokrasi arayışında en güvenilir isimler olmuşlardır. Sayın Fahrettin Koca, bu koca çelişkilerin farkında mısınız? Sayın Bakan, emin olun, evvelsi gün yeni önlemler paketi açıklandığında hiç kimse ne olduğunu anlamadı ve sosyal medya 1001 tane espri ile çalkalandı, herhalde farkındasınız. İnsanlar artık “Yeter kapanacaksak kapanalım, açılacaksak açılalım, öleceksek ölelim” diye adeta haykırıp yürüyüşe geçecekler! Umarım farkındasınız, önlemler paketinin ne anlama geldiğini anlamak için sanki matematik ve hukuk profesörü olmak lazım! 65 yaş için ayrı bir yasağın anlamı yok. Türkiye’de bu olay o kadar yanlış sunuldu ki sanki bir yaşlı sokağa çıktığı zaman herkesi öldürme ihtimali varmış gibi kötü bakışların hedefi oluyor! Halbuki yapılması gereken şey, bu kararı değerli yaşlı vatandaşlarımıza bırakmak! Belki gençlerden daha iyi korunuyorlar! Neden bu şekilde dışlansınlar? Zaten “yaşlı” ne demek? Benim gibi 90 dakika top oynayan, daha ileri yaşlarda, 70 yaş civarı birçok arkadaşım var. Aynen 50 yaşında olduğu halde merdiven çıkamayan arkadaşlarım olduğu gibi... Kararı her birey kendi alır ya da yasaklar herkesedir! Bu arada devlet maalesef şu açıdan hiçbir inandırıcılık taşıyamıyor Sayın Bakan: Bir yandan ağır yasaklar dizisi geliyor, bir yandan da fuarlar serbest! “Beş kişi yan yana gelmesin” diyerek kapanma emirleri veriyorsunuz, ama bakıyoruz bu hafta sonu MÜSİAD fuarı var, her çeşit fuar da gündemde! Nasıl bir şaka bu? Siz ve doktorlarınız “kapanın” diye yalvarırken, maçlar seyircisize dönerken, bu normal mi? Zor görevinizde başarılar diliyorum ama yetkilerinizi artık kullanın! PençeKaplan bölgesindeki kazada iki asker şehit oldu Milli Savunma Bakanlığı, 2 askerin şehit olduğunu duyurdu. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Irak kuzeyi PençeKaplan bölgesinde, araç kazasında, bir kahraman silah arkadaşımız olay yerinde şehit olmuş, iki kahraman silah arkadaşımız yaralanmış ve derhal hastaneye sevk edilmiştir. Hastaneye sevk edilen bir kahraman silah arkadaşımız Şehit Mehmet daha yapılan tüm müdahaleSinan Kılıç lere rağmen kurtarılamayarak şehit oldu” ifadeleri kullanıldı. Şehit olan Piyade Yarbay Rasim Sayan ve Uzman Çavuş Mehmet Sinan Kılıç, düzenlenen törenin ardından memleketlerine uğurlandı. Şırnak 23. Piyade Tümen Komutanlığı’ndaki törende, şehit Sayan ve Kılıç’ın naaşları, silah arkadaşlarının omuzlarında ambulansa kadar taşındı. Şehitlerden Sayan’ın cenazesi uçakla Edirne’ye, Kılıç’ın cenazesi de Şanlıurfa’ya gönderildi. l ANKARA/Cumhuriyet Sızma girişimindeki 6 terörist öldürüldü Milli Savunma Bakanlığı, Fırat Kalkanı bölgesine sızma girişiminde bulunan 6 PKK/YPG’li teröristin öldürüldüğünü açıkladı. İstanbul’da Sultanbeyli ve Çekmeköy’de tespit edilen 13 adreste terör örgütü PKK/ KCK’ye yönelik düzenlenen eşzamanlı operasyonlarda 8 şüpheli gözaltına alındı. Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) ise terör örgütü PKK/KCK’den kaçan bir teröristin Kilis’te güvenlik güçlerine teslim olduğunu bildirdi. 48 mahrem imam itirafçı oldu FETÖ Jandarma Genel Komutanlığı mahrem yapılanmasına yönelik operasyonda gözaltına alınan 70 kişiden 21’i tutuklanırken, 48 şüpheli itirafçı olup etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamaya göre, FETÖ’nün Jandarma Genel Komutanlığı “Mahrem Hizmetler” yapılanmasında mahrem imam oldukları tespit edilen 89 şüpheli hakkında 6 Kasım’da gözaltı kararı verildi. Başsavcılığın talimatıyla operasyon düzenleyen Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, şüphelilerden 70’ini yakaladı. Şüphelilerden biri Emniyet’teki işlemlerinin ardından serbest bırakılırken, ifadelerine başvurulan zanlılardan 57’si etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak için itirafçı olup örgüte ilişkin bildiklerini anlattı. Emniyet’teki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden 9’unun ifadeleri yeterli görülmedi. Bu şüphelilerle birlikte Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi’ne sevk edilen 21 kişi tutuklanarak Sincan Cezaevi’ne götürüldü. İtirafları yeterli bulunan 48 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. l ANKARA/ Cumhuriyet BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Genellikle 15 Ekim’de meydana gelen fırtınaya verilen ad. 2/ “ şey: aşk ve şiir / Bunlar kuşkuyla çiftleşir” (Cemal Süreya)... “Fena değil” örneğinde olduğu gibi, bilinçli hafifsemeye dayanan söz sanatı. 3/ Somun ile sıkıştırılacak parça arasına konulan ortası delik pul. 4/ Cila ve verniklerde kullanılan, “şellak” da denilen reçine. 5/ İyi yetişmiş, değerli kimse... Su taşkını. 6/ Bir soru sözü... İskambilde bir kâğıt... Birine dokunsun diye söylenen söz. 7/ Kiremit yerine kullanılan ya da kiremitlerin altına konulan ince tahta... Bir gösterme sıfatı. 8/ “Ejder meyvesi” de denilen ve Güney Amerika’da yetişen bir meyve. 9/ Duyuru... Tombul bir fındık türü. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Genellikle 31 Ağustos’ta meydana gelen fırtınaya verilen ad... Çemberin çevresinin çapına oranını gösteren 1 234 5 678 9 1 2 3 4 5 6789 1 T ARAKOTU 1 2 3 4 UVALA ULA R AM BAR E T P R İ MA T M İ 2 3 5 OY E L EMAN 4 6 7 8 9 T AUN RE A U SOF İ TA TURAN RL BALALAYKA 5 6 7 sayı. 2/ Yankı... Zayıf yapılı, güç 8 süz. 3/ Tütsüyle kurutulmuşu oldukça sürümlü olan bir balık... So9 yundan gelinen kimse. 4/ “Keme” de denilen yenilebilir bir mantar. 5/ Acı, üzüntü... Bir şeyin doğru olduğunu belirtmek için yapılan işaret. 6/ Muğla’nın bir ilçesi... Sergen. 7/ Tembellik... “Hayır” anlamında kullanılan söz. 8/ Japon lirik dramı... Ütü, yuvarlak ve şişkin olan sap kısmı yenen bir cins lahana. 9/ Çevik... Pasta hamuru. 19 KASIM 2020 SAYI: 34739 KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ekler) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: l İstanbul: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenibosna mh. 29 Ekim Cd. no: 1A/41 Bahçelievler/İstanbul Tel : 0212 454 35 10. l Ankara : İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Saracalar mh. 57. cd. no: 21/A Akyurt/Ankara Tel : 0312 353 29 61. l İzmir: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Fatih mh. 199 sok. no:1/7 SarnıçGaziemir/İzmir Tel : 0232 483 96 60. l Adana: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Levent mh. 1791 sok. no: 33/A Yüreğir/Adana Tel : 0322 346 36 25. l Trabzon: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Organize sanayi Bölgesi no: 2 Arsin/Trabzon Tel : 0462 71 40 20. l Antalya: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenigöl mh. Serik cad. Havaalanı yolu üzeri no: 38 Antalya Tel : 0242 340 50 40. Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 06:20 07:49 12:54 15:26 17:50 19:13 Ankara 06:04 07:31 12:39 15:14 17:37 18:59 İzmir 06:25 07:50 13:02 15:40 18:03 19:23 ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] ‘Tek adam’ devleti Erdoğan, “Ekonomi, hukuk ve demokraside yepyeni bir seferberlik başlatıyoruz” diyerek, yeni bir sürece işaret etti. Bu sözler, kuşkusuz öncelikle bir çöküşün itirafı olarak görülmelidir. Zira 18 yıldır iktidarda olan bir parti ekonomide, hukukta ve demokraside “seferberlik” ilan etmek zorunda kalmıştır. Seferberlik savaşların konusudur ve bu ifade “savaş boyutunda bir çöküş” yaşandığını göstermektedir. Diğer yandan bu sözler, Batı’ya “birlikte çalışma” mesajı olmaktan öteye bir anlam taşımamaktadır. Nitekim Erdoğan’ın damadının istifasıyla ilgili şu değerlendirmesi, Batı’ya “birlikte çalışma” mesajını biraz daha netleştirmektedir: “Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndaki görev değişikliği küresel düzeyde, siyasi ve ekonomik değişime uygun şekilde ülkemizde hukuk ve ekonomi alanında köklü değişiklik yaptığımız zamana denk düşmüştür.” İleri demokrasiden samimi demokrasiye Bu sözleri elbette daha somut olarak AKP’nin Joe Biden’lı ABD yönetimiyle “uyumlu” çalışma arayışı olarak yorumlayabiliriz. Türkiye ile ABD arasındaki çelişmelerin gittikçe derinleşmesi nedeniyle “uyumlu çalışma” olasılığı gün geçtikçe azalsa da “taktik esnekliğe” sahip Erdoğan’ın, ABD’nin “Türkiye’yi kaybetmek istemeyen” kanadının elini güçlendirecek bazı adımlar atabilmesi olasıdır. Fakat son tahlilde bizi vatandaş olarak asıl ilgilendiren “Ekonomi, hukuk ve demokraside yepyeni bir seferberliğin” başlayıp başlamayacağıdır, reform yapılıp yapılmayacağıdır. Ancak 18 yılın deneyimiyle söyleyelim: Olası değildir! İktidarın reform diye pazarladığı, hiçbir zaman reform olmamıştır; çünkü Erdoğan’ın kavramlarıyla bilimin kavramları örtüşmemektedir. Bunun en somut göstergesi “demokrasi” kavramıdır. Erdoğan için “demokrasi” uygun durakta inilecek tramvaydır, hedefe varmak için kullanılacak araçtır. Örtü olarak da kavram bir dönem boyunca “ileri demokrasi” şeklinde kullanılmıştır; bu dönem için de “samimi demokrasi” ifadesi seçilmiştir! Akdevlet Modern dönem “tek adam” rejimleri açısından bir genellemedir: Demokrasi kullanılarak otokrasi inşa edilir; milletin oyuyla “milletin egemenliği” meclislerden saraylara taşınır. Bizde de böyle olmuştur: Devletin yönetim biçimi, düzeni, rejimi aynı yolla bir “tek adam” rejimine dönüştürülmeye çalışılmaktadır: 1. İktidar partisinin genel başkanı, “Reis” sıfatıyla literatürde cumhurbaşkanlığı, fiiliyatta devlet başkanlığı yapmaktadır. 2. İktidar partisinin Reis tarafından atanan il başkanları, illerde “paralel vali” olarak görev yapmakta, bulunmaması gereken protokollerde yer almaktadır. 3. Reis, AKP’nin başarısı için çalışmayı, “milli görev” ilan etmektedir; AKP’nin bekası devletin bekası sayılmaktadır. 4. İstanbul’un muhalif partili belediye başkanına, Reis’in “Kanal İstanbul” projesine karşı çıktığı için, “Devlet projesine karşı çıkılamaz” diyerek soruşturma açılmaktadır. 5. Ekranlarda “tek adam” rejimi sözcülüğü yapan eski bir Pensilvanya güzellemecisi, ana muhalefet partisinin eski bir milletvekiline “Türkiye’yi biz yönetiyoruz, Tayyip Erdoğan’a ram olacaksınız, itaat edeceksiniz” diye bağırmaktadır. Mafyatarikat rejimi Örnekleri çoğaltabiliriz. Hatta şu birkaç örnekle rejimin karakterini, “mafyatarikat rejimi” olarak da saptayabiliriz: 6. Reis ve fiili yardımcısı tarafından hapisten çıkarılan bir mafya lideri, ana muhalefet partisi liderini “kazığa oturtmakla” tehdit edebilmektedir. 7. Yine bir başka mafya lideri, Reis’e muhalif olanları açık açık tehdit edebilmesiyle tanınmaktadır. 8. Ana muhalefet partisi lideri saldırılara uğrayabilmekte, linç girişimleriyle karşı karşıya gelebilmektedir. 9. Bir “tarikatlar koalisyonu” olan iktidar partisi, devleti tarikatlara parsellemektedir; belediyelerin kaynakları vakıf adı altında tarikatlara kaydırılmaktadır. Kitaplar dolduracak olguları elbette bu köşeye sığdıramayız. Çoğu son bir haftaya yansıyanları listeledik. Egemenlik mücadelesi Bunları bir karamsarlık oluşturması için değil, durumu saptamak için yazıyorum. Zira durum doğru saptanmadığında, “sistem içi çözüm arama” yanlışlığı yapılmaktadır. Dahası bu saptama, gerçeğin bir yüzüdür ama gerçeğin diğer yüzünü iyi görmemiz içindir. Nedir o diğer yüz? 18 yıldır “tek adam” rejimi inşa etmeye çalışıyorlar ama edemiyorlar, edemeyecekler! Damadın istifası bile aslında bir ölçüde bunun göstergesidir: Damat bile olsa, son tahlilde Saray’ın kendisine rağmen yaptığı bir atamayı sindirememiş, istifa etmiştir. Egemenliğini bir devrimle padişahtan koparıp alarak milletleşen bir toplum, egemenliğini elbette yüz yıl sonra reislere teslim etmeyecektir. Göreceğiz...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle