Katalog

l İsmet Lokman l Murteza Albayrak 14 9 EKİM 2020 CUMA l Murat Sayın l Muhittin Köroğlu Dünya Mimarlık Günü l Ahmet Öztürklevent YÜKSEK YERİLİM HATTI Erdinç UTKU Tarikatlarla imam nikâhlı ülkemize maksimum 4 tarikat sınırlaması getirilsin... H Tek hedefleri: Başkalarını hedef göstermek... H Sorunlar TBMM atlanarak perde arkasında yapılan görüşmelerle çözülmeye çalışılıyor. ÇÖZÜM MECLİS’TEN DIŞARI! H “Fakir tavuğu tek tek yumurtlar.” Zengin, endüstriyel yumurta üretiminde... H 3Y sloganıyla iktidara gelen AKP’nin iktidarda yeni sloganı 5 Y: Yolsuzluk, Yoksulluk, Yalakalık/Yandaşlık, Yasaklar ve Yalnızlık (dış politika) H 5 Ekim’de Dünya Mimarlık Günü İstanbul’da da kutlandı mı? Müteahhitler günün şerefine inşaatların malzemesinden mi çaldı? l İbrahim Tuncay l Cemalettin Güzeloğlu l Burak Ergin l Musa Keklik l Muehmet Selçuk CUK Günel ALTINTAŞ Dimyat’a imam hatip oylarını almaya giden, eldeki oylardan olur! H Yalan, beyaz yalan, kuyruklu yalan vardı. Şimdi bir de nur topu gibi “ulusal çıkar için söylenen yalan”ımız oldu. H Amerikan seçimlerini Cavit 19 kazanacakmış gibime geliyor. H Mademki insan hakları her gün ayaklar altına alınıyor, o zaman her akıllı insanın yapacağı iş hayvan hakları yasasını çıkarmaya uğraşmaktır! H GATA’nın başhekim yardımcısı “karınızı boşamayın, bir iki tane daha alın” demiş. Alalım almasına da kepçeyle mi alacağız, kevgirle mi? Yapmışken bir iyilik, bari onu da söyleseydi. l Birol Çün l Cem Koç l Zeki Bol l Akdağ Saydut l Kadir Doğruer l Ercan Baysal l Kürşat Coşgun HÜSREV BEY’İN GÜNLÜĞÜ / Günhan AYDIN Huzur Kıraathanesi’nde mistik cereyanlar 7 EKİM: Sende uzun vadede ruhsal bütünlüğüne zarar verebilecek bazı sinsi temayüller hissediyorum, dedi Cüce Ragıp, umulmadık, neredeyse müstehcen bir zarafetle adaçayı servisi yapan Muzaffer’e. Cüce Ragıp yine iki dirhem bir çekirdek, Roket Nuri mütebessim, Tarihçi İhsan Bey dalgın, Mikrop Rıza huzursuz, Muzaffer neşeli, Huzur Kıraathanesi eski bir fotoğrafta kalmış gibiydi... Manevi bir uyanışın eşiğinde hissediyorum kendimi, seni bile anlaşılmaya değer buluyorum, dedi cıvıldayan bir sesle gencecik ömrünü bir çay ocağının arkasında heder etmiş Muzaffer, bir gün aynı esirgeyen ruh ikliminde buluşacağımızı ümit ediyorum, diye de ekledi. Bana standart çaylardan versene, bunu içemiyorum, dallar var içinde, dedi Mikrop Rıza. Ben kendimde anlaşılmaya değer bir unsur olduğunu hiç zannetmiyorum, yine de senin tarafından anlaşılabileceğim fikri pek gururumu okşamadı, hatta asabım bozuldu, dedi Cüce Ragıp... Bu adamlarda şairane bir taraf olduğunu düşündüm, bütün şairlerin çocuk olduğunu... Tam bunu söyleyecektim, Tarihçi İhsan Bey her şey sermayenin yüzünden, doğayı, sanatı, insanı satın aldılar, diye araya girdi, sonra Cüce Ragıp’a kulağa çok hoş gelen bir haber verdi: Terzi Hasip’le konuşup ona kloş etekli bir redingot diktirtecekmiş, iyice Tanzimat zamparalarına benzeyecekmiş böylece, kahveye de o kılıkta gelirmiş, “kendini saklama oğlum”... Mikrop Rıza standart bir çay istiyor, Roket’in gıkı çıkmıyor, ben ruh hastası gibi durmadan çocukluğumu düşünüyordum. Huzur Kıraathanesi’nde öylesine bir gündü ve bu nerede, nasıl kayboldukları meçhul adamlarla benzerlerinin endoktrinasyon, derken mobilizasyonunda “çocukluk düşkünlükleriyle hatıraların şuuru” verimli bir izlek olabilir miydi acaba?.. Benim zaten öyle bir redingotum var, düşünmüş olmana sevindim ama dedi Cüce Ragıp. Rıza kesin bir tonla istediği çay derhal gelmezse kalkıp gideceğini söyledi. Sonra Roket, ben, dedi... Mahşer denildiğinde upuzun bir masa hayal ederim; zeytin, incir, ekmek, şarap, tüm karşılaştıklarımız... Anlaşılmayacak hiçbir şey yok. Arkadaşlarımı seviyorum, sanırım bugün delirmeyeceğim. Yarın bakarız... Zeytin, incir, ekmek, şarap... Helal olsun oğlum Roket, herkesin birbirini anladığı o masada.