23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR 13 9 EKİM 2020 CUMA CRR Sahnesi etkileyici bir programla açıldı. Bu yılın konser sürprizlerini Cem Mansur ile konuştuk Boşa giden emekler Değişik bilgi dallarının öğretimini gerçekleştiren üniversiteler, öğrenciyi seçtiği konuda uzmanlaştıran eğitim kurumlarıdır. Rönesans dönemini yaşayan toplumlar üniversitelerini erken kurmuş, giderek bilimin, sanatın her dalında daha da gelişmiştir. Bizde Avrupa’daki benzeri ilk üniversite olan Darülfünunı Şahane 1900’de kuruldu, 1933 reformuyla İstanbul Üniversitesi adını aldı. Sonradan ona bilgi dallarına göre fakülteler katıldı. Sayıya bakılırsa, üniversiteleri bol ülkeler arasında anılıyor ülkemizin adı. Ne yazık ki dünyada iyi üniversiteler sıralamasında hiçbirinin adı ön sıralarda geçmiyor. Şimdi İstanbul, Ankara, İzmir’de birkaç, öbür illerde birer üniversite var. Hepsi umulan düzeyde donanımlı mı? İl üniversitesi çıkışlılar uzmanlık alanlarıyla ilgili alanlarda iş bulabiliyorlar mı? Sorun burada düğümleniyor. Araştırmalar Anketlere göre, üniversite çıkışlı öğrencilerin yüzde 42’si alanlarıyla ilgili yerlerde iş bulamıyor. Yüzde 31’i düşük ücretle uzmanlık alanlarıyla ilgisi olmayan ücretle çalışmak zorunda kalıyor. En başarılı, adlı sanlı sayılan üniversiteleri bitirenlerin durumu da aynı. Örneğin Hacettepe Üniversitesi çıkışlıların yüzde 47.46’sı hemen çalışma alanı bulamıyor. Aynı durum, yüzde 44.33 oranıyla İstanbul Üniversitesi çıkışlılar için de geçerli. Onların yüzde 27.67’si 6 ay, yüzde 7.67’si de ancak 612 ay içinde arasında iş buluyor. İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencilerinin yüzde 23.49’u da çıkar çıkmaz iş bulamamış. 37.25’i ancak 6 ay içinde bir işe yerleşmiş. Aralarında yüzde 7.72’si 612 ay içinde, yüzde 27.85’i de mezun olmadan önce işe başlamış. Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi’nin vardığı sonuca göre Türkiye genelindeki üniversite çıkışlıların yüzde 42’si iş bulamıyor, 6 ay içinde bulanların oranı yüzde 29, 612 ay arasında bir işe girenlerin oranı ise daha düşük, yüzde 10. Devlet Devlet en büyük ailedir. İleride yönetim sorumluluğunu üstlenecek gençleri bir aile gibi koruyup destekleyerek gösterir devletliğini. Öğrenciler iyi yetiştirilip, uzmanlık alanlarında değerlendirilmezse, devletin bütün emekleri boşa gider. Hele bir de başarılı olanlar kenara itilip yandaşlar korunursa orada artık adaletin terazisi işlemez olur. Oysa her kayıp yerine getirilir de boşa giden emeğin boşluğu kolayca doldurulamaz. Devleti temelinden sarsan, emek boşluğudur. Aile Bizim kültürümüzde aile, toplumun temel taşını oluşturur. İyi bir aile, çocuklarının bilinçli yetişmesini yurttaşlık görevi sayarak bulup buluşturur, onu okutur. Öyle ki ailelerin çoğu, yaşamlarını çocuklarının geleceğine göre biçimlemiştir. Geliri sınırlı olanlar, öğrenim sırasında çocukları iyi yetişsin diye kendilerini her olanaktan yoksun bırakmayı göze alırlar. Kara günler için biriktirdiklerini gözlerini kırpmadan çocuklarının geleceğine adarlar. Üniversite çağında çocuğu olan aileler arasında evini satıp kiraya çıkan babalar, daracık odalarının bir köşesini terzi atölyesine çevirerek gece gündüz çalışan anneler az değildir. Bizde öğrenimin kutsal bir yanı vardır. Kimi öğrenciler, akşamları evinde oturup dinleneceğine, günübirlik işlerde çalışarak kazandığıyla üniversite bitiriyor. TV ekranlarına elinde kitap, dışarıdan üniversite bitirmeye çalışan çobanların görüntüsü yansıyor. İlkokul çocukları, liseli gençlerin bir araya gelip proje oluşturduklarını da gördüm... Öğrenime verilen önem, çocuk yaşlarındaki bu gençlerin, geleceğe yönelik girişimlerinden de belli değil mi? İşimiz, gücümüz müzik Gülçin Gülan Kremerata Baltica orkestrasının 12 Mart’ta vereceği konseri pandemi nedeniyle provada iptal etmek zorunda kalan Cemal CRR Genel Sanat Yönetmeni Cem Mansur. Reşit Rey (CRR) Konser Salonu, 2 Ekim’de İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası (İDSO)’nın konseriyle açıldı. CRR, Genel Sanat Yönetmeni Cem Mansur’un azmi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle 20202021 kültür sanat sezonunda ulusal ve uluslararası birçok sanatçı ve topluluğu sahnesinde ağırlamaya devam edecek. Cem Mansur ile pandemi koşullarında salonu ve programı nasıl hazırladıklarını konuştuk. n Salonu yüzde 60 doluluk oranıyla mı açtınız? CRR için yüzde 60 bile fazla. Genelgelerin izin verdiği nedir? Mümkün olan nedir? Dinleyicimize karşı neyi yapmak doğrudur? Bütün bunların dengesi önemli. Bu süreçte dünyadaki salonları epey izledim. En büyük fark kamu desteği olan bizim gibi kuruluşlarla bilet satarak varlığını sürdüren kuruluşlar arasında. Sanat çok kırılgan bir alan, kamu desteği çok bir büyük avantaj. Tabii tasarruflu kullanacağız, büyük orkestralar getirmeyeceğiz ama oldukça etkileyici bir programı bilet kaygısına düşmeden sunabileceğiz. Koltuklarımızı bir sıra dolu, bir sıra boş ve dolu sıraları da bir kisa da herkes zevkle dinleyebilir. Dolayısıyla sadece pandeminin getirdiği bir zorunluluk değil... n Seyircinin güvenini sağlamak için başka tedbirler de alındı mı? Temiz hava sistemi, her konserden sonra salonun tam dezenfektanı, güvenli oturma düzeni, konserlerin arasız ve 60 dakikayı aşmıyor olması, şğlyrydvdğyeaiaıiaaaıerzmğSnaypnikk.ıa,tlmımibloıuhkzgalinalanlıeryrlızysrblae,üaedeıniadarzcrrapçağeageilnınkelbıâkknarrdirankeliypaheyenflualnaceaıddelzeslaekvalien aca1H8Çya.Z0naüfiaktı0şnntai’ke2dsdatsün0aaaselota.oeç0bınidtnçorn0taulaıileekş’açhidsMkrlriiaadaianziıayçaeikkcçyenatoeaioogsnvcpğ1zku7idreanıu.yrd.kils0dleMn,aeaeik0elbpknurayo’.iiandkolinçnirGcrlsaclcaea.aueiitvBbsykhrneiie,uliaralç2ks“efrlşdİ0ielmıknkee.ro0ikedhn60iyileys5’idzeere.arl..tpilrnyeotseriüangiıiğrbmzz,nlnrıidilvomakaetoıbtelmeklsmmealuedıdk.ksıneab,uobakBtmvlifmgğieearelüeiuglaciüseliaresTarşlysbçleeoiuaolaaugycınGnhklnmşheleliieıasaakskbplbNnsırıfaimaydyeialoykbşiçoalıklayıiudklmirdrusond.elsaaılrsagaCeaaa.btbdöinnRisçnçiaırkfreığıRıüskoykkyısaan’nıodiaminthhiürrçmeykacuaimaıkeinnvozmvuisiad.saaiiyleüfnsaamkielktnzşedroebıioakenlnğiiynatdrismbabseektukieaaerolarlznilkneyli.şıao?rsotAaniıerrpmıur.stpelGlsdaaa,seeirşinvanabilyenoltgtzoeiocıpiıymtnEpnresema.klirğeçautPaeike.içmlzkrmTısuk”okteekevigoldydzanellridibaedarkdeirkcıAmrğaaitlvyssiıshedfaaliırgaıdamyrdbniaa?ıgbeihdmllğaüivıimaannyivkalnlabdıiçer,l“gdai.lınpIbAliğinısirilkıvçmirissonk.,ıeetagldabyıinmrkyangasaaooressümmtnarlıazçmumsınbaiımkezrilı’var”rkdıveraeidfeıhitilen direcek birkaç popüler klasik konser yapmak istiyoruz. Müzik her ne kadar açıklanamayacak bir mucize olnı da yapıyoruz. Biletlerimiz satışta. CRR’de etkinlikler İDSO konseriyle başladı. Küçük bir orkestrayla da olÖğrencilerle master class Sanatçı Portresi konserlerinin ilk yıldızı Victoria Mullova. n Gençler için öneri ve projeleriniz var mı? Eğitim biçimi ne olursa olsun eser öğrenmelerini istiyor, meraklı, iştahlı olmalarını teşvik ediyoruz. Müzisyeni zenginleştiren budur. Mayıs ayında önemli bir oda müziği topluluğunun birkaç gün öğrencilerle master class yapması projem var. Ama yüz yüze çalışma koşulları oluşmadan onu kesinleştirmek istemiyorum. Asıl amacım da konservatuvar mezunlarına orkestra imkânı yaratmak... n CRR için B planınız var mı? Bu koşullarda B, C plansız hiçbir program tasarlanamaz. Salona seyirci alınmaması kararı alınsa da sahneden online olarak aynı programı uygulamaya devam etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Daha ötesinde zaten market, okul bütün her yerin kapatılması gerekir. sa aylar sonra bu sahnede müzik yapıldı. Gautier Capuçon gibi önemli bir soliste eşlik edildi. Çok mutlu oldum. CRR müziği, sanatı paylaşmak, daha çok insana anlatmak, ulaştırmak, yeni projeler yapmak açısından önemli bir platform. Bu projelerden biri de sanatçı portresi konserleri. n Sanatçı portrelerinde amaçlanan nedir? Amaç büyük müzisyenleri farklı yüzleriyle sunmak. İlkinde on yıllardır kariyerinin zirvesinde olan keman virtüözü Viktoria Mullova var. Mullova, 19 Ekim Pazartesi günü saat 18.00 ve 20.00 seanslarında yöneteceğim CRR Senfoni Orkestrası eşliğinde Prokofiev’in 2. Keman Konçertosu’nu seslendirecek. Ardından, 20 Ekim Salı günü 18.00 ve 20.00’de çok farklı bir repertuvarla oğlu kontrbas sanatçısı Misha Mullov Abbado ile birlikte “Music We Love” başlıklı bir konser daha verecek. Kasım ayında Kanadalı keman virtüözü Lara St John gene kontraslı iki programla sahnemizde olacak. n İki seanslı konserlerin sebebi 65 yaş kısıtlaması mı? Evet. Konserleri çoğunlukla hafta içi iki kez yapacağız. İlki 65 yaş 20.00’de evinde olabilsin diye 18.00’de başlayacak, ikincisi 20.00’de. Hafta sonu saat 17.00’de tek konser. Çünkü onları kapıdan çeviremeyiz. Zaten çok incindiler. Gençler her iki saatte de gelebilir. Bu şekilde daha çok seyirciye de ulaşabileceğiz. Ama şimdi amaç bu değil. Altı haftalık bir deneme süresinde sanatseverlerin güvenini kazandığımızı görürsek hafta sonu da daha çok kişiye ulaşmak için iki konser koyabiliriz. Aralık programımız hazır olduğu halde açıklamadık çünkü önümüzü görmek istiyoruz. Her an mücbir sebep çıkabilir. n Akbank Oda Orkestrası ve tematik festivaller deneyimi küçük topluluklar için program hazırlamanızı kolaylaştırdı mı? Büyük orkestra için olmayan çok harika eserler var. Bazen en yaratıcı oldukları dönem belli kısıtlamalar içinde yazdıkları dönemdir. Her zaman bestecinin elinde dört korno, on altı birinci keman yok. Bunun en güzel örneği Stravinsky’nin “Askerin Öyküsü” dür. Pandemi şartlarının zorladığı mesafeli çalış yeni eserler yaratacağı gibi farklı bir dinleme kültürüne de yol açıyor. Sanatçıların hem birbirini duyma hem de şefin hareketini algılama boyutları değişiyor. Koşullar zor ama “orada biri var, onu duyamazsam temiz çalamam” diyen sanatçının birbiriyle teması gelişiyor. Nobel şair GlUck’ün 2020 Nobel Edebiyat Ödülü ABD’li şair Louise Glück’ün oldu. Ödülün açıklamasında Glück için “sade ve süssüz güzelliği ile bireysel varoluşu evrensel kılan kusursuz şiirsel sesi” ifadelerine yer verildi. Louise Glück kimdir? 1943 yılında New York City’de doğan şair, Long Island’da yetişti. Averno (Farrar, Straus and Giroux, 2006), The Seven Ages (Ecco, 2001), Vita Nova (1999), Meadowlands (1996), The Wild Iris (1992), Ararat (1990) ve The Triumph of Achilles (1985) gibi pek çok şiir kitabının yazarı. Ayrıca, Proofs and Theories: Essays on Poetry (1994) adında bir denemeler seçkisi de mevcut. Pulitzer Şiir Ödülü, The National Book Critics Circle Award for Poetry, The Bollingen Prize in Poetry, ve The Lannan Literary Award for Poetry gibi seçkin ödüllere sahip. 2003’te Kongre Kütüphanesi tarafından Poet Laureate (büyük şair) seçildi. Seçme Şiirleri Güven Turan çevirisi ile 1994’te YKY’den çıkmıştı. İki yakada da tiyatro! Sualtında liman kalıntısı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB), Covid19 nedeniyle çalışmalarına ara vermek zorunda kalan sanatçılara destek olmak ve İstanbulluları tiyatro ile buluşturmak amacıyla düzenlediği “İstanbul’da Bir Sonbahar Kabaresi” etkinlikleri devam ediyor. 10 Ekim Cumartesi ve 11 Ekim Pazar günü Beykoz Çayırı, Üsküdar Sahil Parkı, Bakırköy Sahil Parkı, Şişli Habitat Parkı, Kemerburgaz Kent Ormanı, Gülhane Parkı ve Beylikdüzü Yaşam Vadisi’nde sahnelenecek oyunlar, tiyatroseverlerle buluşacak. Çocuk ve yetişkin oyunlarının yer aldığı etkinlikler salgın önlemleri çerçevesinde her hafta sonu tiyatroseverlere farklı oyunları izleme fırsatı sunuyor. Aydın’ın Didim ilçesindeki Tavşan Adası’nda, su altında liman kalıntıları bulundu. Didim Kültür Mirası Koruma Derneği ve Didim Turizm Derneği Başkanı Mustafa Şentürk, tekne gezisi esnasında, Tavşan Adası’nda sualtında liman kalıntılarını tespit etmesi üzerine, Didim Kaymakamı Halil Avşar, beraberinde İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Umut Tuncer ve Milet Müze Müdürü Baran Aydın ile bölgeye gitti. İl Kültür ve Turizm Müdürü Tuncer, gazetecilere yaptığı açıklamada, kalıntılarla ilgili çalışma başlatacaklarını söyledi. l AA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle