18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 7 EKİM 2020 ÇARŞAMBA DİZİ İran İslam Cumhuriyeti’nin ilanı ve SünniŞii çatışması ÇÖKÜŞÜN SÜNNİ MİLİTANLIĞININ BAŞLANGICI: 1979 DOĞUM BELGESİ 26. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İLKER BAŞBUĞ İran, Şah Rıza Pehlevi tarafından monarşi ile idare ediliyordu. Şah, ABD ile yakın ilişkiler kurmuştu. İran’da reformlara girişen Şah aynı zamanda aşırı dindarların tepkisini çekmişti. Silahlanma yarışı yönünde yapılan büyük harcamalar özellikle esnafın muhalefetine neden olmuştu. 1978’in ocak ayında, medrese öğrencileri gösterilere başladı. Gösteriler diğer şehirlere de sıçradı. Aslında bu olaylarda Paris’te sürgünde bulunan Ayetullah Humeyni’nin de parmağı vardı. Karışıklıklar başladığında, Humeyni Irak’ın güneyinde, tüm dünya Şiilerinin kutsal saydığı bir yerde sürgündeydi. İran Şahı, onun sınır dışı edilmesini dayattı. Saddam Hüseyin o anda, Irak Cumhurbaşkanı yardımcısıydı. Fakat sağlık durumu iyi olmayan Cumhurbaşkanı Ahmet Hasan el Bekir’den ziyade, Irak’ın asıl güçlü kişisi Saddam idi. Saddam, 6 Ekim 1978’de Humeyni’den başka bir yere gitmesini istedi. Humeyni bu nedenle Saddam Hüseyin’i hiç affetmeyecekti. FRANSA, HUMEYNI’YI KABUL ETTI Şah Rıza Pehlevi, gelişen olaylar nedeniyle 16 Ocak 1979’da İran’ı terk etti. Humeyni’nin İran’a dönüşü için Air France’dan büyük bir uçak kiralandı. 1 Şubat 1979 günü Ayetullah Humeyni İran’a döndü. Ayetullah, Tahran Havaalanı’nda soğuk bir törenle karşılandı. Ancak, Tahran sokaklarında büyük bir insan seli onu karşılamak için bekliyordu. Bu bir zaferdi. Ancak Humeyni iktidarda değildi. Ordudan ona saldırılar olabileceğini düşünenler vardı. Ama rakip cephe tam bir kargaşa içindeydi. Humeyni bir devlet ilkokulu binasında karargâhını kurdu. Civar sokaklarda sürekli gösteriler oluyordu. Zaman zaman Humeyni balkona çıkıp onları selamlıyordu. NE OLDUYSA 5 ŞUBAT 1979 GÜNÜ OLDU... Humeyni küçük bir sinema salonunda tören düzenletti. Yükseltide bir koltukta oturuyordu. Salonda, açık renk takım elbiseli ve kravatlı, yaşı da onunkine yakın bir adam, Mehdi Bazergan ayakta duruyordu. Ayetullah onu oracıkta İran İslam Cumhuriyeti’nin ilk hükümet başkanı olarak atadı. O sırada Şah tarafından atanmış ve başında Şahpur Bahtiyar’ın bulunduğu bir başka hükümet de vardı. Ama eski rejimin saatlerinin sayılı olduğu belliydi. Bin yıllık bir imparatorluk ortadan kaldırılmıştı. Bazergan, öğreniminin çoğunu Fransa’da görmüş ve oradan mühendis olarak geri dönmüştü. Musaddık, 1951’de İran petrolünün denetimini geri almak istediğinde Bazergan’ı ulusal petrol şirketini yönetmek üzere görevlendirmişti. Humeyni’nin dikkati çeken ilk uygulamalarından birisi, Şah’ın Ortadoğu politikalarını değiştirmek oldu. Humeyni, İsrail’e yönelik petrol ihracatını hemen durdurdu. Arafat’ı Tahran’da kabul etti. Ancak Arafat, İran ile yakınlaşmasının, Saddam Hüseyin ile olan ilişkilerinden uzaklaşmasına neden olacağından çekiniyordu. Dolayısıyla FKÖ ile olan cicim ayları kısa sürdü. Ancak İran’ın Arap milliyetçiliğine yakın bir söylemi benimsemesi Irak ve Suriye üzerinde belirleyici bir nüfuza sahip olmasının yolunu açtı. İran, Lübnan’da Hizbullah, Gazze’de Hamas ve İslami Cihad, Yemen’de Husiler gibi silahlı hareketlerin hamiliğini, koruyuculuğunu sahiplendi. Ancak ortada bir de SünniŞii çatışması ve rekabeti vardı. Şiilerin artan nüfuzu 2 karşısında kendilerini aldatılmış ve tehdit altında hisseden Sünni topluluklardan tepkilerin yükselmesi kaçınılmazdı. En büyük risk Suudi Arabistan’dan gelebilirdi. Olayların bu yönü, Arap dünyasının son yıllarda yaşadığı ve hâlâ da devam eden Sünni ve Şiiler, hem de çeşitli militan Sünni fraksiyonlar arasında bir tür özenme ve yarış içine girmeye neden olacaktı. 4 Kasım 1979’da yüzlerce İranlı üniversite öğrencisi Tahran’daki Amerikan Büyükelçiliği’ni işgal etti. 250 kişiyi rehin aldı. 16 gün sonra 20 Kasım 1979 Salı günü yüzlerce cihatçı Sünni Suudi, Mekke’deki Mescidi Haram’ı işgal etti. Talepleri Vahhabi krallığında şeriatın uygulanmasıydı! Cami ancak iki hafta sonra, Pakistan ve Fransa’nın yardım ve danışmanlığı ile, düzenli bir çatışma sonunda geri alındı. Ölü sayısı 300 civarındaydı. Suudiler, 68 isyancıyı yakalayıp idam etti. Bu olay Sünni militanlığının doğum belgesi oldu. Bu olay, Suudi rejimi için aynı zamanda bir travma oldu. Rejim, Vahhabiliği ve Selefiliği yayma gayretini neredeyse iki katına çıkardı. Humeyni, Amerikan Büyükelçiliği’nin işgalini ne resmen onayladı ne de onları suçladı. Büyükelçiliğin “casus yuvası” olduğunu söyledi. Humeyni’nin bu tavrı karşısında, Bazergan istifa etti. İran İslam Cumhuriyeti’nin demokrasiyi İran’a getireceğine yönelik hayaller sona erdi. Şah Rıza Pehlevi gelişen olaylar nedeniyle 16 Ocak 1979’da İran’ı terk etti. Humeyni’nin İran’a dönüşü için Air France’dan büyük bir uçak kiralandı. 1 Şubat 1979’da Ayetullah Humeyni İran’a döndü. Tahran sokaklarında büyük bir insan seli onu karşılamak için bekliyordu. İRAN’IN POTANSIYELI İran, Suudi Arabistan’dan sonra en büyük kara kütlesiyle doğal olarak önemli bir ülkedir. Ortadoğu’nun en büyük ülkesi olma potansiyelini taşımaktadır. Nedenleri şöyle sıralanabilir: n Basra Körfezi’nin doğu kıyısında stratejik bir konuma sahiptir. Körfeze giriş çıkış yapan tüm deniz taşıtlarının geçmek zorunda olduğu, dar Hürmüz Boğazı’na hâkimdir. n Çok büyük kanıtlanmış petrol rezervlerine sahiptir. Dünya toplamının yüzde 10’uyla, dünyada üçüncü sıradadır. n Güçlü bir balistik füze programı vardır. İlkesel olarak Ortadoğu’nun hemen her yerinde dilediği hedefi vurma kapasitesine sahiptir. n Nükleer altyapıya sahiptir. İran’ın bağımsız bir nükleer güç olma potansiyeli vardır. n İran tarihsel açıdan bakıldığında hiçbir zaman komşu bir ülkeyi istila etmemiştir. Yaptığı, Lübnan ve Suriye’deki Hizbullah gibi aynı düşüncede olduğu silahlı grupları desteklemek olmuştur. n İran’ın nükleer silah üretebilme noktasına ne kadar yakın olduğu açık değildir. Bu durumdan endişe duyan ilk üç ülke, İsrail, Suudi Arabistan ve ABD’dir. DIN, MILLIYETÇILIK VE IHTIRAS İlginç bir rastlantı mıdır, Humeyni’nin Tahran’a gelmesinden 5.5 ay sonra, 16 ABD silahları gönderdi. İsrail, Irak’ı daha yakın bir tehdit olarak görüyordu. Temmuz 1979’da Saddam Hüseyin Irak Sonuçta, kökü dine, milliyetçiliğe ve ihDevlet Başkanı olmuştur. tirasa dayalı yanlış hesaplarla başlayan bir Şah döneminde İran, İran ve Irak arasınsavaş, güç dengesi kaygılarıyla büyüyerek daki Şattülarap suyolunun tamamı üzerinneredeyse on yıl süren inatçı bir çatışmade hak iddia etmişti. ya dönüşecekti. Devrimci İran, Irak’ın içinde bazı sorunlara Ayetullah Humeyni’nin Arap milliyetçilineden oluyordu. Iraklı Müslümanlar Sünniler ğine yakın bir söylemi benimsemesi, silahve Şiiler olarak ikiye bölünmüştü. Saddam Hülı cihadi grupların hamiliğini ve koruyuculuseyin seküler bir devlet başkanıydı. İran’daki Saddam Hüseyin ğunu sahiplenmesi yeni bir dönemin başŞii köktendinciler Şiileri Saddam Hüseyin’e langıcını oluşturdu. Sünni militanlığı doğukarşı ayaklanmaya kışkırtıyorlardı. Saddam Hüseyin pek mu böyle oldu. çok Iraklı Şii lideri öldürünce, bu uluslar ötesi bir baskı 1979 yılı sonunda Afganistan’a giden 22 yaşındaki aracı haline dönüştürülmeye başlanmıştı. Usame bin Ladin’in, dünyanın şaşkınlıkla karşıladığı El Ayrıca Şah döneminde İran, Irak ile arasındaki Şat Kaide gibi bir terör örgütünü kurması ile sonuçlandı. tülarap suyolunun tamamı üzerinde hak iddia etmişti. Sonuçta; Batı’ya ve Batı değerlerine karşı bir radikal Ancak, Şah’ın devrilmesinden sonra, İran iç karışıklıklar başkaldırı hareketi başladı. ile boğuşuyordu. 10 yıl süren Irak İran savaşı her açıdan incelenmeSaddam Hüseyin bunu İran’a saldırı için bir fırsat olarak ye değer bir olaydır. görecek ve 22 Eylül 1980’de İran’a saldıracaktı. ABD’nin Irak’ı destekler görünürken, İsrail’in İran’a ABD İran’ın Irak’a bitişik topraklarında Arapça konuşan silahlarını vermesi dikkat çekmektedir. büyük bir azınlık yaşıyordu. Iraklılar İran’ın Arapça konuAlanda kullanılan silahların büyük bölümü Amerikan şulan bu kesiminde kurtarıcı olarak karşılanacaklarını silahlarıdır. Savaşta İran ile Irak birbirlerini acımasızca düşündüler. Tersi oldu, Irak’ın saldırısı İranlıların birleş kırarken, bu durumdan en çok kazançlı çıkan ülkeler mesine yardımcı oldu. ve kuruluşlar kimlerdir? Listenin başında İsrail’in olduğu Saddam Hüseyin’in kısa ve kazançlı olacağını düşün unutulmamalıdır. düğü savaş, uzayarak çıkmaza girdi. Irak, çekilmek istedi. Ronald Reagan, 20 Ocak 1981’de Washington’da göİran peşini bırakmadı. Humeyni, Saddam Hüseyin dev reve başlama töreni yapılırken, İranlı yetkililer ABD bürilene kadar İran’ın savaşa son vermeyeceğini söyledi. yükelçiliğindeki rehinelerin serbest bırakıldıklarını açıkSuudi Arabistan ve Ürdün gibi Arap ülkeleri, İran’ın lamışlardır. Bazı iddialara göre, Reagan’ın temsilcileri devrimci gücünden korktukları için Irak’ı desteklediler. Paris’te görüştükleri İranlı temsilcilerden rehine krizinin Suriye, güç dengesi hesaplarıyla İran’ı destekledi. çözümünün seçimden sonraya bırakılmasını istemişlerdi. Güçlü Irak’ı istemiyorlardı. Reagan’ın gözünde baş düşman her zaman “komünizm” ABD, Irak’a örtülü destek sağladı. İsrail, İran’a gizlice idi. Diğer tüm çatışmalar ikincil ve geçici görünüyordu. Sovyetler’in Afganistan’ı işgali “İmparatorlukların mezarlığı” amaçlayan gizli bir operasyonu olarak tanınan Afganistan, yürürlüğe koymuştu. hiçbir zaman dışarıdan başarılı 1979 sonunda o sırada 22 yabir şekilde fethedilmemiş ya da şında olan Suudi öğrenci Usame yönetilememiştir. İçeriden de bin Ladin de Afganistan’a varmıştı. başarılı bir şekilde yönetilemeBu kararlar alınırken badiği ileri sürülebilir. Etnik ve dil zı Amerikalı yetkililer böyle sel bakımdan büyük bir çeşitli bir operasyonun Moskova’nın lik gösteren Afganistan’ın, gele Afganistan’a asker göndermeneksel olarak, başkent Kâbil’de yi sevk edebileceğinden endişe zayıf bir hükümeti olmuştur. Ye duyuyorlardı. rel aşiret toplulukları, özellikle çevre kırsal bölgelerde yüksek bir özerklik düzeyinden faydalanmıştır. Kendi topraklarında egemen olan savaş ağaları sınır SSCB’NIN VİETNAM’I bölgelerinde ya da Kâbil’de nüfuz edinmek için birbirleriyle sık sık mücadeleye girmişlerdir. Ülkenin yerinin sapalığı, yüksek rakımı, dağlık yüzey şekilleri ve sert iklimi yabancı ordular için hep zorlayıcı olmuştur. Bunun yanında Afganistan halkının korkusuz ve son derece bağımsız oldukları da hep görülmüştür. Brzezinski ise hiç endişelenmiyordu. Tam tersine bunu tüm kalbiyle istiyordu. Yerel müttefikleri ile Afganistan’daki durumu denetim altına alamayacak Sovyetler sınırı geçmek zorunda kalacaktı. Böylece, Sovyetler tersten “Vietnam” tuzağına düşecekler ve “jandarmalık” rolünü alacak Rusları da Amerikalılar araİÇ SAVAŞ daki isyancılar üzerinden yıpratacaktı. BAŞLADI Sovyetler güvenilmez buldukları ADHP Başkanı Hafızullah Emin’in öldürülmesi üzerine yeBüyük İskender, Britanya İm rine Babrak Karmal’ı geçirdiler. paratorluğu, 1979’da Sovyet orduda Sovyetler Birlisu fiilen 24 Araği, daha sonra da lık 1979’da 2001’de NATO güçAfganistan’a girdi. leri Afganistan’a kenABD resmi beldi özgün düzenini dageleri, CIA’nın müyatmaya kalkışmış cahitlere olan yarve hepsi başarısız oldımının 1980 yımuştur. lında başladığını Sovyetler Birliği İsgösteriyordu. Anlami köktendincilicak, Başkan Carter, ğin, nüfusu ağırlıkla Müslüman olan kenUsame bin Ladin Kâbil’deki mücahitlere gizlice yardım di topluluklarına yaedilmesi talimatını yılmasını önlemek amacıyla 3 Temmuz 1979’da vermişti. Afganistan’a özel ağırlık ve önSovyetler’in sınırı resmen celik vermiştir. geçtiği gün, Brzezinski, Başkan 1978’de Afganistan’da koCarter’a şöyle yazmıştı: münist Afganistan Demokratik “Şimdi, SSCB’ye kendi VietHalk Partisi (ADHP) iktidara gel nam Savaşı’nı sunma fırsatına di. Komünist hükümete karşı sahibiz.” olan mücahitlerin harekete geç Suudi Arabistan mücahitlere mesiyle, Afganistan’da iç savaş somut para, silah ve adam yarbaşladı. Bu süreçte Sovyetler, dımında bulunan ilk ülke oldu. ADHP’ye yardımcı olmak üzere Suudi Arabistan’ı, Mısır ve Padanışmanlar gönderdi. kistan takip etti. Temmuz 1979’da, Kâbil, iktiSovyetler yaklaşık on yıl bodarı ele geçirmiş Afgan komü yunca Afganistan’da son derenistlerin elindeyken, gerek İs ce yıpratıcı bir savaşı sürdürlam gerek yerel gelenekler adı mek zorunda kaldı. Bu savaş na onlara karşı çıkmak için si moral bozukluğuna ve sonunda lahlı hareketler örgütlenmeSovyet İmparatorluğu’nun parye başlarken, Washington kod çalanmasına yol açtı. adı “Siklon” olan ve isyancıla1989’da son Sovyet birlikleri rı etkin biçimde desteklemeyi Afganistan’dan ayrıldı. ? Kissinger ve Brzezinski’nin stratejisi neydi İkinci Dünya Savaşı sonrası yeni bir dönem başlamıştı. Bu dönem “Soğuk Savaş dönemi” olarak isimlendirilmiştir. Soğuk Savaş dönemi iki kutupluluğa ve güç dengesine dayanıyordu. Kutuplar ise kapitalist dünya ile komünist/sosyalist dünyaydı. Bu sistemin çökmesiKissinger Brzezinski nin arkasında iki büyük mimar vardır: Henry Kisrularak amacına ulaştı. singer ve Zbigniew Brzezinski. İkincisi, Sovyetler’in ekonomik Bu iki büyük siyaset mimarı ve siyasal olarak çökertilmesi. ve ustasının takip ettikleri straBu projenin mimatejinin iki ana noktası vardı: ri ise Brzezinski’ydi. Adeta Birincisi, Çin Halk Sovyetler’i uyguladığı strateCumhuriyeti’ni dünya siyaset ji ile Afganistan bataklığına çeksahnesine çıkarma ve bir ekono ti. Sovyetler’de bu oyundan kamik güç odağı haline dönüştür çınamadı. me. Başkan Richard Nixon döne Sonuç 1991’de Sovyetler’in minde 1972 yılında başlatılan bu çöküşü ile noktalandı. Dünya proje, 1979 yılında ABD ile ÇHC çift kutupluluktan, neredeyse arasında diplomatik ilişkiler ku tek kutupluluğa dönüştü. Yarın: Türkiye’nin zor yılı: 1979
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle