18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 4 EKİM 2020 PAZAR HABER İstanbul’da kurulan yeni baroda Erdoğan’ın avukatları ve çok sayıda MHP’li yer aldı Esenyurt katliamı Büyük olasılıkla bu katliamı duymadınız. Ne medyada haber oldu ne de insanlar umursadı. Oysa sadece 9 gün önce yaşandı. Bir sabah bir TIR’ın içinde Tuzla’dan Silivri’ye götürülen 51 büyükbaş hayvan bulundu. Ardahan’dan alınan hayvanların Anadolu yakasından Avrupa yakasına geçirilmesi yasak olduğundan olay yetkili makamlara yansıdı. Tam o aşamada benim haberim oldu. Hayvanların sahibi ile telefonda konuştum. Hayvanları damızlık olarak aldığını, Silivri’deki çiftliğine götürdüğünü, yolda 8 hayvanın öldüğünü, geri kalanlara da yetkililerce el konulduğunu, çoğu gebe ve yavru olan hayvanların kesilmek istendiğini anlattı. Hayvanlar, Esenyurt’taki Narman kesimhanesine götürülmüştü. Adamın derdi paraydı. “350 bin TL verdim, keserlerse elimde 350 TL kalmaz” diyor ve yardım istiyordu... HHH Benim derdim ise can kurtarmaktı. Derhal İstanbul İl Tarım Müdürlüğü ve Esenyurt Kaymakamlığı ile temasa geçtim. Bu arada bana ulaşan videoları sosyal medyada paylaşıp yaymaya çalıştım. Toplantıda olduğu söylenen kaymakamın özel kalem müdürlüğüne, koruma polisine ulaşıp durumun aciliyetini anlattım, kendisine ileteceklerini söylediler. Emniyet Müdürlüğü’nü arayıp müdahale etmelerini istedim. Çünkü yapılmak istenen yasal değildi! 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 36. maddesinin f bendinde “Tanımlattırılmamış sığır cinsi hayvanlar ile koyun ve keçilerin nakil sırasında yakalanması halinde tüm masrafları sahibi tarafından karşılanarak en yakın kesimhanede kestirilir ve sahibine teslim edilir” diyor. İstanbul İl Tarım Müdürü Ahmet Yavuz Karaca’nın buna dayanarak kesime başlanması talimatı verdiği bildirildi. Oysa hayvanların kulak küpelerinin bulunduğu, hastalık taşımadıklarına dair Tarım Müdürlüğü veteriner hekimi tarafından düzenlenen sağlık raporu vardı. Bu durumda yapılması gereken hayvanları bir yediemine teslim ederek karantina altına almaktı. Ayrıca 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 13. maddesi uyarınca, “insan ve çevre sağlığına yönelen önlenemez tehditler bulunan acil durumlar dışında yavrulama, gebelik ve süt anneliği dönemlerinde hayvanlar öldürülemez.” HHH Hayvanların katledilmemesi için HAYKURDER (Hayvanları Koruma Kurtarma ve Yaşatma Derneği) Başkanı Erman Paçalı, o gün Narman mezbahasına gidip bunları ilgililere anlattı, katliamı önlemek için çok çaba harcadı. Araya Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Bakanlık Özel Kalem personeli, danışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan’ın da girmesine karşın vahşet önlenemedi... Tarım Müdürlüğü il ve ilçe veteriner hekimlerinin görevlendirildiği katliam 15.30’da başladı. 4’ü ileri evre, 3’ü erken dönem toplam 7 gebe düve, 6’sı yavru toplam 21 hayvan katledildi! Olanları görüntülemek ve delil olarak belgelemek isteyen hayvan sahibi, görevli veteriner hekimlerce tehdit edildi. Kesimhaneye çağrılan kolluk görevlilerince telefonu elinden zorla alındı ve görüntüler silinip deliller yok edildi. Kesim esnasında veya sonrasında katledilen 7 hayvanın gebe olduğuna, 6 hayvanın yavru olduğuna dair tutanak düzenlenmeyerek gebe ve yavru hayvanların katledildiği gizlendi. HAYKURDER’in ısrarlı girişimleri sonucunda İstanbul İl Tarım Müdürlüğü 19.30 civarında kesimi durdurdu. Kesimde görevli personelin hazırladığı tutanakta, “hayvanların gebelik durumunun şüpheli olması ve bazılarının yaşlarının küçük olması sebebi ile” kesimin devam ettirilmediği gerekçesi açıkça yazıldı. Böylece usulsüzlük de itiraf edildi. HHH 25 Eylül 2020’de Narman mezbahasında yasalara aykırı davranılarak katliam yapılmıştır. Olay hakkında suç duyurusunda bulundum ama gazeteci olarak kamuoyuna bilgi vermek de görevim. Bu katliamdan yola çıkarak birkaç soruyu gündeme getirmek istiyorum. “O hayvanlar sonunda bir gün öldürülecekti” diyerek kendini rahatlatanlardan mısınız? Yoksa onların da insan gibi bilinç sahibi duyarlı canlı olduğunu bilerek yaşam hakkını savunuyor musunuz? Kesim sonrası karnı yarılan gebe hayvanların yavrularının ortalığa saçıldığını, korkunç görüntülerle can verdiklerini gözünüzde canlandırabiliyor musunuz? Bugün 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü... Kutlu olmasın! ‘İktidar’ barosu kuruldu İktidarın baroların gücünü kırmak amacıyla hayata gerenildi. MHP Merkez Disiplin Kurulu Başkan Vekili avukat çirdiği “çoklu baro” düzenleNiyazi Paksoy yeni baronun mesi kapsamında İstanbul’da yönetim kurulunda yer aldı. kurulan 2 No’lu Baro’ya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip SEYHAN Çoklu baro yasası 15 AVŞAR Temmuz’da Resmi Gazete’de Erdoğan’ın avukatları Ahmet yayımlanarak yürürlüğe girdi. Özel, Mustafa Doğan İnal, TÜRGEV Yasa, en az 5 bin avukatın kayıtlı olYönetim Kurulu üyesi Osman Boz duğu ilde 2 bin avukatın imzasıyla kurt ve eski İstanbul Büyükşehir yapılacak başvuru sonucunda yeni Belediye (İBB) Meclisi AKP Grup bir baro kurulabileceğini öngörüyorBaşkan Vekili Temel Başalan’da ka du. Yandaş hukuk derneklerinin önyıt oldu. Cumhuriyet’in ulaştığı lis cülüğünde kurulan İstanbul 2 No’lu teye göre 2 bin 41 avukat yeni baro Baro, tüzelkişiliğini kazandı. ya kaydoldu. İktidara yakın isimler ve kuruListede yeni baronun kurulması luşlar yeni baroya kayıt olanlar araiçin iktidara yakın kurumların se sında yer aldı. Cumhurbaşkanı ferber olduğu görülürken, İstanbul Erdoğan’ın avukatı Ahmet Özel’in 2 No’lu baroya MHP kanadından ise hukuk bürosunda çalışan avukatla300’e yakın avukatın üye olduğu öğ rın birçoğu yeni baroya kaydoldu. Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın kurucusu, kızı Esra Albayrak’ın ise yönetim kurulu üyesi olduğu Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) Yönetim Kurulu üyesi avukat Osman Bozkurt da yeni baroya imza veren isimler arasında yer aldı. 2005 yılında AKP İstanbul Ana Kademe Yönetim Kurulu üyeliği ve Disiplin Kurulu üyeliği yapan şu an ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın başkan yardımcılığını yaptığı Kadın ve Demokrasi Derneği’nde (KADEM) çalışma yürüten avukat Solmaz Kıran Çinkil de yeni baroya üye oldu. 15 Temmuz Darbe Davaları Platformu Başkanı Mehmet Alagöz de yeni baroya kaydolan isimler arasında yer aldı. l İSTANBUL Tablo sergiye çıkıyor CHPGenel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Fatih Sultan Mehmet tablosunu satın alarak İstanbul’a kazandıran İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na teşekkür ederek “Tablo bu toprakların hakkıdır” dedi. Kılıçdaroğlu dün, İBB’nin düzenlediği “Fatih Sultan Mehmet Tablosu”nun lansmanına katıldı. Etkinliğin açılışında konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Fatih Sultan Mehmet, yalnızca gencecik yaşında İstanbul’un fethedilmesini sağlayan cesaret ve liderliği ortaya koyduğu için değil, çok farklı özellikleriyle müstesna bir isim. Ama Fatih’in, artık tarihin akışına engel haline gelmiş olan o surları aşmaktan çok daha fazla şeyler yaptığını hepimiz biliyoruz. Adaleti ve hoşgörüsüyle, İstanbul’u tüm insanlığın en kıymetli hazinelerinden biri haline getirdi. İstanbul’u farklı inanç ve kültürlerin birlikte yaşadığı, örnek bir dünya başkenti yaptı. Geçmişin kalıplarını aştı ve yeni bir çağın değerleri onunla birlikte İstanbul’da derin bir kök salmaya başladı. Bu, aslında bir yeniden doğuş, dolayısıyla yeni röneKılıçdaroğlu ve İmamoğlu, Fatih Sultan Mehmet tablosunu inceledi. Sergi, İstanbul’un beş yıllık işgalden kurtulduğu gün olan 6 Ekim’de, İstanbullularla buluşturulacak. sanstır. Bu, ‘Fatih’in Rönesansı’dır” dedi. İmamoğlu, Fatih’in kendi döneminde yapılıp günümüze gelebilmiş üç orijinal portresinden birini, İstanbul’a kazandırdıklarını kaydetti. Sergi düzeninde 3 ayrı sikkenin de sergileneceğini açıklayan İmamoğlu, “Bir tanesi, Cem Sultan’ın 22 günlük kısa taht sürecinde bastırttığı sikke. Diğeri, Osmanlı ‘Sahh’ damgalı Venedik sikkesi. Ve son olarak da Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’da 1476 yılında darp ettirdiği ilk altın para” diye konuştu. Tablonun gösterimi öncesinde konuşan Kemal Kılıçdaroğlu da “Heyecanlıyım. İstanbul’u fetheden bir liderin portresini hep birlikte göreceğiz. İstanbul, 3 büyük imparatorluğa başkentlik yapmış, kadim bir kent. Ve o kenti alan, yöneten bir kişiyi, bir İtalyan ressam, Bellini, portreye aktardı. Yüzyıllar sonra bu portreyi İstanbul’a getiren İBB Başkanımıza teşekkür ederiz. Tablo, bu toprakların hakkıdır” dedi. l İç Politika 76 barodan İçişleri’ne tepki: Avukatların iradesine ipotek koyuluyor 76baro, İçişleri Bakanlığı’nın meslek örgütlerinin genel kurullarını erteleyen genelgesine tepki göstererek, “Baro seçimlerinin ertelenmesi, oy vermek ve baronun organlarını belirlemek yetkisine sahip bütün avukatların iradelerine ipotek koyulması anlamına gelmektedir” açıklamasını yaptı. Aralarında İstanbul, Ankara, İzmir ve Diyarbakır’ın da bulunduğu 76 şehrin barosu, İçişleri Bakanlığı’nın önceki gün açıkladığı ve meslek örgütlerinin genel kurullarını erteleyen koronavirüs genelgesine tepki gösterdi. Barolardan yapılan ortak açıklamada, genel kurullara ilişkin yasal düzenlemenin, genelge ve kurul kararı gibi işlemlerle ortadan kaldırılmasının açıkça hukuka aykırı olduğu belirtildi. Açıklamada, “Siyasi partilerin kongrelerini yapmalarında sakınca bulunmadığını beyan ederek virüsün toplantı seçtiğini ortaya koyan YSK kararı hakkında ise hukuki bir değerlendirme yapmak maalesef mümkün değildir” denilerek, diğer etkinliklerin yasaklanmayıp baro seçimlerinin ertelenmesinin, avukatların iradelerine ipotek koyulması anlamına geldiği vurgulandı. l Haber Merkezi İzmir Barosu: Kararı tanımıyoruz İzmir Barosu, baro seçimlerini erteleyecek İçişleri Bakanlığı genelgesini tanımadıklarını belirterek genel kurulun yapılacağını duyurdu. Açıklamada, “Yandaş baroların kurulması için zaman kazanmaya çalışılıyor. Hukuka ve kanuna aykırı alınan kararı tanımıyor; meslektaşlarımızı 1718 Ekim’de yapılacak genel kurulumuza davet ediyoruz” denildi. l Haber Merkezi Çankaya Belediye Başkanı, sosyal belediyecilik anlayışıyla yapılan hizmetleri Cumhuriyet’e anlattı Taşdelen: Taşeron kalmadı Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, salgın döneminde belediye işçilerini mağdur etmediklerini belirterek “Biz, yoksulluk sınırında yaşayan taşeron işçilerimizle yaptığımız toplu iş sözleşmesiyle, bize geçen işçilerimizin maaşlarını 2 yılda yüzde 100 oranında artırdık. Şu an taşeron işçimiz kalmadı” dedi. Salgın süresinSARP ce Çankayalı yurttaşlara SAĞKAL yapılan yardımları da anlatan Taşdelen, “Sürecin başından bugüne 80 bin hanenin kapısını çaldık. Gıda ve nakit destekler sağladık. 06 yaş arası çocuğu olan ve ekonomik durumu süt almaya bile müsaade etmeyen 2 bin 300 eve süt dağıtımı gerçekleştirdik” dedi. Taşdelen, görevdeki bir buçuk yılını ve salgın sürecinde yapılanları Cumhuriyet’e anlattı. n Göreve geldiğinizden bu yana yapılan hizmetleri ve geçen süreci nasıl değerlendirirsiniz? CHP’li belediyeler olarak seçimden önce belediyelerde israf, yolsuzluk önlendiğinde, belediye kaynakları başka yerlere aktarılmadığında ve belediye liyakatle yönetildiğinde kaynakların hem vatandaşları yeni projelerle buluşturmaya hem de olabildiğince sosyal yardımları artırmaya yeterli olacağını söylemiştik. Bir buçuk yıldır Millet İttifakı belediyelerinde bu iddiamızın ne kadar doğru olduğunu kanıtladık. Üstelik pandemi süreci gibi yüz yılda bir yaşanan ve ekonomik anlamda darda olan yurttaşların daha çaresiz duruma sürüklendiği bir süreçte, başta büyükşehir belediyeleri olmak üzere CHP’li belediyeler dertlere derman oldular. Pandemi sürecinde gelirlerin daralmasına ve belediye gelirlerinin düşmesine rağmen bunu başarabilmiş olmak, bizim o iddiamızın ne kadar yerinde ve doğru olduğunun kanıtıydı. Sosyal belediyeciliğin hayata geçmesinin en önemli yöÇankaya Belediye Başkanı Taşdelen, salgın döneminde belediye işçilerini mağdur etmediklerini belirterek “İşçilerimizin maaşlarını 2 yılda yüzde 100 oranında artırdık” dedi. Taşdelen, Çankaya’da ihtiyaç sahiplerine de ulaştıklarını belirtti. Alper Taşdelen nü de bizim yönetim anlayışında ortaya koyduğumuz fark oldu ve bunu projelerle somutlaştırdık. ‘Krizi emekçiye yüklemedik’ n Belediyenin kendi çalışanları için neler yaptınız? Ülke ekonomisi ne zaman dara düşse, iktidar hemen emekçi sınıfların üzerinden bir kaynak yaratma çabası içine giriyor. En son kıdem tazminatına dokunma çabalarının ve emeğiyle geçinen insanların tazminatına göz dikmelerinin nedeni budur. Sigorta fonunda biriken paraya göz dikmelerinin nedeni budur. Asgari ücrette bile vergi var, dolaylı vergiler yüzde 70’i aşmış ve bu vergiler üstünden halkın üzerine binilmiş bir durum var. Hükümetin bu yaklaşımına karşı biz CHP’li belediyeler olarak kaynağın emekçi sınıfına yıkılmaması, şehir hastanelerinde olduğu gibi hasta değil, müşteri muamelesi gören, köprülerde olduğu gibi geçmediği köprüden para alan bir yaklaşım yerine alternatif bir ekonomi modeli öneriyoruz. Sayın Genel Başkanımız da bunu anlatıyor... Sonuçta kimse maaşını dolarla almıyor ama giderler dolar üstünden cebinize biniyor. İşte biz de bu yüzden çalışanımızın yanında olmayı kendimize hedef belirledik. Yani sosyal belediyecilik, darda olan yurttaşlarımızın yanında olmak, sokağa çıkma yasağı olduğunda evine ekmek götüremeyen yurttaşa yardım etmek olduğu gibi aynı zamanda işçimizin de yanında olmak olduğunu gösterdik. Çankaya Belediyesi olarak örnek işlere imza attık. 2018’de taşeron kanunuyla taşeron işçiler belediye şirketlerine geçti. Maaş, sosyal haklar, yemek yardımı gibi artışlar gerçekleştirdik. Şu an bizde taşeron işçi kalmadı. Hepsi belediye şirketimize geçti ve gelir düzeyleri yükseldi. En son kadrolu işçilerimizle toplusözleşme imzaladık. Onlara da yüzde 21’e yakın bir zam yaptık. İmar AŞ ve Belde AŞ çalışanlarında ise sosyal haklarda yüzde 50’ye varan, ücretlerde de yüzde 25’e varan artış sağlandı. n Salgın dönemi çalışmalarınızdan da söz edebilir misiniz? Pandemi sürecinde sosyal belediyeciliğin en güzel örneklerini verdik. Darda olanın yanında olduk. Gıda destekleri, ekonomik destek verdik. CHP’li belediyeler de çok başarılı oldular. Yapılan bir araştırma sonucunda pandemi faaliyetlerinde yüzde 72 oy oranıyla en başarılı belediye Çankaya seçildi. Bunun için Çankayalılara teşekkür ediyorum. Biz “Çankaya’da kimse yalnız değildir” parolasıyla yola çıktık. Süreç başından bugüne 80 bin hanenin kapısını çaldık. 06 yaş arası çocuğu olan ve ekonomik durumu süt almaya bile müsaade etmeyen 2 bin 300 eve süt dağıttık. 65 yaş üstü vatandaşlarımız evden çıkamıyordu, onların bütün alışverişini yaparak ilaçlarını alarak onlara ulaştık. Sokağa çıkma yasakları zamanında insanların hava alacağı tek yer balkonuyken, onlara 54 bin menekşe dağıtarak bir yaşama sevinci vermek üzere ulaştık. 16 bin çocuğumuza 80 bin kitap dağıtarak ulaştık. Çocuk klasiklerini hediye ettik. 20 bin gencimize Atamızın Nutuk’unu armağan ederek ulaştık. Çiftçimize destek olalım dedik, Adana’dan 50 bin ton kuru soğan aldık. Bunu Çankaya’da yoksul mahallelerde dağıttık. Esnafımızın yanında olduk. Çankaya’da kapalı olan bütün berberlerimize gıda desteği sağladık... Bugün insanların yanında olmayacaksanız ne zaman olacaksınız? l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle