21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 14 EKİM 2020 ÇARŞAMBA HABER İYİ Parti Genel Başkanı Akşener’den Erdoğan’a ‘ekonomi’ tepkisi: Bollukta AKP, yoklukta sabır Pazara gidiyorum. Tezgâhların önündeki konuşmalar pahalılık üzerine. Alıcı soruyor: “Daha geçen hafta şu kadardı, niye arttı?” Satıcı da dertli, anlatıyor. Sabahın beşinde çıkmış yola. İkisi de biliyor; kazanan iki taraf da değil. Fileyi para dolduruyor; para ise günden güne eriyor. Zamlar bir yanda, döviz artışı diğer yanda. Parası olanla olmayanın dünyası iyice ayrışıyor. Ne bekleriz yönetenlerden? Çare bulmalarını, iyice sınırsız hale gelmiş yönetme gücünü bu sorunları çözmek için kullanmalarını bekleriz. Bir çıkış programı yani. Sonunda bu programı öğrendik, geçenlerde Erdoğan açıkladı; müminin görevi varlıkta şımarmamak, yoklukta ise sabretmekmiş. Alışkınız; yeni değil elbette: Madende işçiler ölür, fıtrat derler; inşaatta işçiler can verir, kader derler. Şimdiki cümle ise iki yönlüdür. Birileri teşviklerle, ballı ihalelerle, vergi muafiyetleriyle, kısacası halkın kaynaklarıyla zenginleşirken; alım gücü düşen, işsizliğe ve yokluğa mahkum edilen halka “somut olarak biz bu işi çözecek durumda değiliz; ama siz de itiraz etmeyin, tevekküle yönelin” demenin diğer yoludur bu cümle. Yani “bizim yapabileceğimiz bir şey yok”tan ötesi değildir. İkincisi, virüs krizinin başında öne çıkarılan “Biz Bize Yeteriz” sloganında somutlaşmış sözde “dayanışmacı” modelin de işe yaramadığının göstergesidir. O “biz”, iki gruptan oluşuyormuş. Varlıklılar varmış, bir de yokluk çekenler varmış. Bu iki grup birbirine yetmezmiş; çünkü birini varlıklı ve diğerini yoksul kılan aynı merkezse, nasıl yetecek ikisi birbirine? Birinin yokluğu diğerini varlıklı kılıyorken hem de. Bunlar söylenemeyeceğine göre reçete bellidir iktidarın gözünde: Müminin yoklukta görevi, sabretmek, yani var olan koşullara itiraz etmemektir. Susun, sorgulamayın. ‘Bizden bilmeyin’ mesajı Siyasal İslamın söylemini, mesajlarını çalışanlar iyi bilir; bu bir yandan da şu demek aslında: “İçinde bulunduğunuz durum bir sınavdır, bizden kaynaklı değildir; siz sınava itiraz ederseniz kadere itiraz etmiş olursunuz”, asıl mesaj budur. Yani yokluk, yoksulluk dünyevi iktidarın bu dünyadaki somut yanlışlarının, adaletsiz politikalarının sonucu değildir. Bizden bilmeyin, zengin değilseniz bu sizin suçunuzdur. Anlatılan biraz da budur. Öyleyse iktidar, derinleşen krize, yokluğa ve pahalılığa bu dünyada bir çözümünün olmadığını ilan etmekte; bu durumu da dini duyguları kullanarak haklı ve sorgulanmaz kılmaya çalışmaktadır. Ne ilginç! Duble yollar, yeni hastaneler, savunma sanayiinde yapılan atılımlar, seçim zamanı meydanlarda anlatılan icraatlar iktidardandır, bu dünyadaki olanaklardan ve insanın iradesindendir; ama yokluk, yoksulluk iktidardan değildir; sınavdır, sabırla karşılanmalıdır, itiraz edilmemeli, hele o itirazlar iktidarla asla ilişkilendirilmemelidir. Siyasal İslamın dini ne zaman yardıma çağırdığını ve kimler lehine çarpıttığını daha açık gösterecek örnek var mıdır? Türkiye’de gerçek anlamda bir laik düzenin kurulmasının, ezilen, yok sayılan halk çoğunluğunun özlemlerinin, inançlarının bu dünyanın nimetlerini haksızca ellerinde biriktirenler eliyle sömürülmesinin önüne geçmekle ilişkili olduğunun kanıtıdır bütün bunlar. Halkçılıktan bağımsız bir laiklik söyleminin karşılığı yoktur. Para yok diye, olanak yok diye çocuklarını tarikat yurtlarına teslim etmek zorunda bırakılanlar zenginler midir, yoksullar mıdır? Siyasal İslam yoksullukla mücadele edemez; aksine, o yoksulluk zeminidir Siyasal İslamı büyüten. Yokluğu, yoksulluğu, çaresizliği kurutalım; bu memleketin inançlı ama sömürüye karşı çoğunluğu ne tarikatlara yüz verir bir daha, ne de din, emek, makam ve kaynak sömürücüsü siyasal İslamcı partilere. Lafı, atışmaları bırakalım; var mı böyle kamucu programı olan, bunu açıkça seslendirebilen partiler? Tuğluk ve Tuncel için tutuklama kararı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 67 Ekim olaylarına ilişkin soruşturması kapsamında başka suçlardan bulundukları Kandıra Cezaevi’nde Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla yapılan sorgu sonucunda, Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimliği, eski HDP milletvekilleri Aysel Tuğluk ve Sebahat Tuncel hakkında tutuklama kararı verdi. Kararda, “Tuncel ve Tuğluk’un üzerlerine atılı devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, suç örgütlerinin oluşturduğu korkutucu güçten yararlanılarak silahla birden fazla kişi ile yağma suçlarını işlediklerine ilişkin kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunduğu” ifade edildi. l ANKARA/ Cumhuriyet Cefa millete, sefa Saray’a İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Damadının pembe tablolarına, artık Sayın Tayyip Erdoğan da inanmıyor. Eskiden milletin gözünün içine baka baka, ‘zenginiz, uçuyoruz, ekonomik kriz yok’ diyebiliyordu. Artık diyemiyor. Peki, şimdi ne diyor? Sabır. Sayın Erdoğan, millete ‘sabret’ diyeceğine, sen asıl önce git, 500 milyon dolarlık uçağını satıp Saray’ın fantastik harcamalarını kıs” dedi. Partisinin grup toplantısında konuşan Akşener, Giresun’daki ziyaretinde yoluna çıkan bir esnafın, “Esnafın birine 7 bin, bir başkasına 50 bin lira kredi verdiler. Neye göre belirlendi belli değil, ama biliyoruz ki parti hesapları bunlar” dediğini aktararak “Yok öyle yağma. Vatandaşıma geldi mi cebinde akrep var ama o beş müteahhidin rantından zerre kesmiyorsun. Milletim, sen sefa süreceksin diye yokluğa sabretmekten artık bıktı. Ya aklını başına alacaksın ya da ilk sandıkta çatlayan sabır taşının altında kalacaksın” diye seslendi. Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin bu ülkeye vereceği hiçbir şey olmadığını herkesin gördüğünü söyleyen Akşener, “iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçince asalakların musluğunun kesileceğini” söyledi. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un emekli maaşlarına ilişkin açıklamasını da değerlendiren Akşener, “Eliniz mecbur. Sanki hayır yapmışlar, ödemişler. Türkiye 20 sente muhtaçken bile emekli maaşı ödedi. Neyin kafasını yaşıyorsunuz, ne zaman bu kadar uçtunuz? Beş müteahhit ile yatıp kalkarsanız ya huyundan ya suyundan size de geçer. Utanır insan biraz” diye konuştu. Akşener, Hatay’daki orman yangını konusunda “PKK’nın gerçek yüzünü dünya kamuoyuna göstermek de en başta hükümetin görevidir. Türkiye bu yangınları, dünyanın birinci gündem maddesi yapmalıydı ama olmadı. Büyükelçiliklerin resmi sosyal medya hesaplarından bile yangına ilişkin bir paylaşımda bulunmadı. İşte size partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin ultra yetkin bürokratları” ifadelerini kullandı. ‘Kardeşinin yanında olmalı’ Ermenistan ile Azerbaycan arasında sağlanan ve sonra Ermenistan tarafından bozulan ateşkese de değinen Akşener, “Bir sabah ansızın kurulan masada, taraflar dışında sadece Moskova vardı. Kardeşimizin vurulduğu bir savaşla ilgili masa, bizim için ar meselesidir. Bir kez daha uyarıyorum ki Türkiye o masalarda kardeşinin yanı başında oturmalıdır” dedi. Akşener, konuşmasının ortasında Marmara ve İç Anadolu Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Kaya’yı kürsüye davet etti. Kaya’nın konuşması TBMM TV de yayımlanmadı. Akşener, “Eminim Ramazan Başkanım konuşurken TRT bizim yayınımızı kesmiştir. Biz vekiliz. Asıl sizsiniz. Benim konuşmamı kes be kardeşim ama Ramazan Başkan’ın konuşmasını kesmeye hakkın yok. Bu kürsünün sahibi millet” dedi. 6 vekil yine yok İYİ Parti’de 2. olağan kurultayı sonrasında başlayan “oy verilmeyecekler listesi” tartışması üzerine aralarında İsmail Koncuk, Ümit Özdağ, Feridun Bahşi, Durmuş Yılmaz, Ayhan Erel, Aytun Çıray’ın da olduğu bazı muhalif milletvekilleri, partinin dünkü grup toplantısına da katılmadı. Geçen hafta Koncuk, Yılmaz, Bahşi ve İstanbul milletvekilleri Ahmet Çelik, Hayrettin Nuhoğlu ile baş başa görüşen Akşener’in ise “tepkili milletvekilleriyle görüşmelere devam edeceği” belirtildi. l ANKARA/Cumhuriyet İYİ Parti'ye engelleme İYİ Parti’nin grup toplantısını dün İstanbul’da Kadıköy ve Beşiktaş meydanları ile Bursa’daki Kent Meydanı’na barkovizyon kurarak izletmek isteyen partililere polis izin vermedi. İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’nun da aralarında bulunduğu grubun yanına gelen polis, pandemiyi gerekçe göstererek barkovizyon kurulmasını engelledi. Bunun üzerine partililer telefonlardan ve Kavuncu’nun makam aracından grup toplantısını yurttaşlara dinletti. Kaymakamlıktan izin alındığını ancak engelle karşılaştıklarını söyleyen Kavuncu, “Meydanlarda vatandaşlara çay atarak binlerce kişiyle miting yapan bir parti liderine müsaade ediliyor, biz buradan sosyal mesafe kurallarına uyarak, ekrandan Genel Başkanımızın, milletin Meclisi’nden yaptığı konuşmayı milletimize dinletemiyoruz. Bunu kınıyor, protesto ediyoruz. İnatla her salı Genel Başkanımızın sesini millete duyurmaya çalışacağız. Demokrasilerde çareler tükenmez” dedi. Polis, Bursa’da da İYİ Partililere izin vermedi. l İç Politika IĞNELI FIRÇA BAHÇELI’DEN KILIÇDAROĞLU’NA ERKEN SEÇİM YANITI ZAFER TEMOÇIN Sipariş ve hezeyan HDP EŞ GENEL BAŞKANI SANCAR: Tepeden tırnağa yalan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada “Kobani protestoları bahanesiyle yürütülen soruşturma, tepeden tırnağa yalan üzerine kurulmuştur ve her gün yeniden daha da berbat yalanlarla genişletiliyor. Peki, niye bu kadar yalan söylüyorlar? Çünkü iktidar, Kobani’ye IŞİD saldırısı devam ederken izlediği politika dolayısıyla suçludur. O dönemde paramiliter güçleri bildiği halde durdurmayan, durduramayan ya da durdurmaya gücü olmayan, durdurma isteği olmayan iktidar, 68 Ekim’deki bütün olanlardan sorumludur. Şimdi bu sorumluluğu örtmek için en kolay yol olarak gördüğü HDP’ye saldırıyı öne çıkarıyor ama yalanlar bir bir çöküyor” dedi. Sancar, 10 Ekim 2015’te, Ankara Garı önünde IŞİD tarafından düzenlenen terör saldırısını anımsatarak “O insanlara IŞİD canileri saldırdı ama o saldırıya yol açan şartları ve sonrasındaki gelişmeleri hiçbirimiz unutmadık” dedi. Son dönemdeki orman yangınlarına da değinen Sancar, “Doğayı savunmak, ekolojik yaklaşım partinin temel direğidir. Rant için veya ihmalden veya kasıtlı olarak yangınları hedef alan her türlü davranışı, olayı en başta HDP reddeder. Reddetmek, kınamak yetmiyor” dedi. l ANKARA/ Cumhuriyet HDP’LI BILGEN PARTISINI ELEŞTIRDI HDP’ye yönelik Kobani soruşturması kapsamında tutuklanan ve görevinden istifa eden eski HDP’li Kars Belediye Eşbaşkanı Ayhan Bilgen, dün Twitter hesabından partisini eleştirdi. Bilgen, “Bugün itibarıyla HDP, kendi geleceği ve ülkenin geleceğini ittifak stratejilerine endekslemiş görünmekle birlikte, hiçbir parti kendisiyle açık ittifak yapmayı göze alamamaktadır. HDP, çözüm sürecindeki genişlemeyi kalıcı sanmış ve kişisel başarı olarak yorumlamayı tercih etmiştir. Hem müdahaleden şikâyet edip hem Kandil ve İmralı için pozisyon belirlemeye kalkmak, kendi pozisyonunun gereğini yapamamakla ilgili bir handikaptır. Sadece son iki kongre süreci ve aday belirleme süreçlerine kimin, neden, hangi dayatmalarla müdahale ettiğine bakılırsa sorunun tam da benim ‘tersine Türkiyelileşme’ diye tarif ettiğim kişisel hesaplarla bir siyasi mücadeleyi kontrol altında tutma eğiliminden kaynaklandığı görülecektir.” l İç Politika MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “erken seçime” yönelik sözlerini, “sipariş ve hezeyan” olarak nitelendirdi. Kılıçdaroğlu’nun düne kadar “erken seçime karşı olduğunu söylediğini” ifade eden Bahçeli, “Senden ve zihniyetinden hiç mi hiç hazzetmiyorum. Seçime gidip ne yapacaksın, sana kimler ne söyledi? Ankara’dan bir Bişkek mi çıkarmayı düşünüyorsun? Biz, erken seçim talebini söyleyenden daha çok söyletenleri yani sahibinin sesini merak ediyoruz” dedi. MHP’nin 2023 seçiminde cumhurbaşkanı adayının Tayyip Erdoğan olduğunun bir kez daha altını çizen Bahçeli, seçimlerin de 2023 Haziran ayında yapılacağını kaydetti. Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, Hatay’daki orman yangınında “Ateşin Çocukları” isimli PKK oluşumuna dikkat çekerek bu grubu “iblisin çocukları, ihanetin çakalları” olarak nitelendirdi. Çözüm saha Ermenistan’ın Azerbaycan ile olan ateşkes ihlalinde Ermenistan’ın “kanserli olduğunu” belirten Bahçeli, “kemoterapisinin de Türk ve Türkiye düşmanlığı yapmak olduğunu” kaydetti. Bahçeli, “Neyin ateşkesi, neyin görüşmesi? Konu vatan konusudur. Terörist devlet Ermenistan, Dağlık Karabağ’dan çekilmeden, işgal ettiği toprakları hak sahibi Azerbaycan’a teslim etmeden silahları indirmek, ateşi dindirmek, masalarda çözüm aramak cinayetlerin, rezaletlerin ve zulmetin meşrulaşması demektir. Rusya Devlet Başkanı Putin’in, çatışma alanının Ermenistan sınırları içinde olmadığını itiraf etmesi bir nevi işgalin reddidir. Fransa, ABD, krizin sürmesini planlayan Rusya arabulucu olarak öne çıkmışlardır. Kuzu canavara teslim edilmiştir. Çare yoktur, çözüm kalmamıştır, Dağlık Karabağ masada değil, sahada terör devleti Ermenistan’ın kafasına vura vura alınmalıdır. Dağlık Karabağ kahramanlık ve silah zoruyla Azerbaycan’a geçmelidir” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet BAROLARIN GENEL KURULLARININ ERTELENMESİNE TEPKİ SÜRÜYOR Avukatlardan oturma eylemi İzmir Barosu’nun yasa gereği 1718 Ekim günlerinde yapılması gereken olağan genel kurulunun İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan bir genelge ile “pandemi” bahane edilerek ertelenmesine karşı dün oturma eylemi yaptı. İzmir Barosu’nda yönetime aday olan iki grubun başkan adaylarının çağrısıyla İzmir Bölge Adliye Mahkemesi önünde toplanan avukatlar oturma eylemi yaptı. İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, “Bu yapılan bir prova. Bir kanun hükmünün kararlarla yok sayılması. Kanunda açıkça yazılı seçim tarihlerine uyulmaması Türkiye’nin demokrasi tarihine vurulmuş karar bir lekedir. Bugün bu karara karşı çıkmayanlar, yarın sudan bahanelerle genel seçimlerin ertelenmesini kabul etmiş olacaklar” dedi. l İZMİR/Cumhuriyet SÖZCÜ ÇELİK’TEN Hüküm kalkmadan BERBEROĞLU YORUMU: işlem yapılamaz AKP Sözcüsü Ömer Çelik, AYM kararına karşın yerel mahkemenin Enis Berberoğlu’na yönelik kararına ilişkin “Bu, hukuki bir süreç. Benim bu süreçle ilgili söyleyeceğim bir şey yok. TBMM’nin herhangi bir işlem yapabilmesi için ortadaki kesin hükmün kalkması gerekiyor” dedi. Çelik, partisinin MYK toplantısına ilişkin düzenlediği basın toplantısında, Hatay’da çıkan yangınları anımsatarak “PKK’nin 2 yıldan beri mensuplarına bu tip ekolojik terör talimatı verdiği biliniyor” dedi. Yunanistan’ın 29 Ekim’de yapacağı tatbikata ise “Yunanistan’ın 1988 Atina Mutabakatı’na aykırı şekilde 29 Ekim’de yaptığı şey hukuka aykırıdır” sözleriyle tepki gösterdi. Erken seçimin söz konusu olmadığını belirten Çelik, “Vatandaşın ne işine yarayacak? Libya’da, Suriye’de, Doğu Akdeniz’de her gün sıcak bir gelişme yaşanırken, erken seçim istemek tüm bu süreçlerin durdurulmasını talep etmek anlamına gelir” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Ermenistan için alt komisyon TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, dün toplandı. 27. Yasama Dönemi’nde, komisyona ulaşan 6 bin 93 bireysel başvurudan 5 bin 823’üne ilişkin işlem yapıldığı açıklandı. Komisyonda, AKP ve MHP milletvekillerinin imzasını taşıyan; Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırmasıyla başlayan gerilim ve çatışma sürecinde yaşanan hak ihlalleri ve Türkiye’deki Ermeni yurttaşların durumu hakkında alt komisyon kurulmasına ilişkin önerge kabul edildi. l ANKARA/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle