25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ DOLAR AVRO ekonomi@cumhuriyet.com.tr STERLIN FAİZ BORSA 11 14 EKİM 2020 ÇARŞAMBA ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 7.9230 4.5 kuruş 9.3110 0.5 kuruş 10.3120 7.7 kuruş 13.53 Sabit 1.175 3.6 puan 3245.32 38.55 lira 482.12 5 kuruş İhracatçılar Suudi Arabistan ve BAE’nin ardından Kuzey Afrika’da da sıkıntı yaşıyor Güç kavgası büyüyor AKP iktidarının, son dönemde özellikle Suudi Arabistan yönetimiyle yaşadığı jeopolitik ve ideolojik gerilim sonrası başlayan bölgesel güç kavgası, şimdi de Kuzey Afrika’ya taşındı. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) bir yıldan uzun süredir Türk mallarına yönelik gayri resmi boykotunu aşmaya çalışan Türk ihracatçılar, Kuzey Afrika ülkelerine ihracatta sıkıntı yaşamaya başladı. Tarife dışı engel Hazırgiyim ve konfeksiyon sektöründeki Türk firmalar son haftalarda başta Fas olmak üzere Kuzey Afrika ülkelerine mal girişinde sorun yaşarken, ihracatçılar özellikle Fas’ta son bir aydır gümrüklerde normalin beş katına varabilen bekleme sürelerinden şikâyet ediyor. Fas’ın Türk mallarına uyguladığı gümrük vergilerini beş yıllık bir süre için yüzde 90’a varan oranda artırma kararı ise bu pazarı tüm sektörler açısından zora sokacak. TOBB Konfeksiyon ve Hazırgiyim Meclisi Başkanı Şeref Fayat, “Kuzey Afrika ülkelerinde yeni başlayan bir taFas, Türk mallarına uyguladığı gümrük vergilerini beş yılda yüzde 90’a kadar artıracak. Kuzey Afrika’daki birçok ülke gümrük kapılarında zorluklar çıkarılıyor. İnşaatçılar da endişeli. rife dışı işlem söz konusu. Ortada resmi bir evrak yok. Ama o bölgelere mal yollayan üyelerimizden bazı serzenişler duyuyoruz” derken, LASİAD Başkanı Giyasettin Eyyüpkoca, şu vurguyu yaptı: “Gümrüklerde 15 günü bulan beklemeler var. Özellikle Fas kısmında bu çok fazla. Cezayir’de de var, Tunus’ta bir miktar daha az.” Avrupa pazarı etkili Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Hadi Karasu da şu konuya dikkat çekti: “Pandemi ile beraber Avrupa’nın tedarik açısından ilgisinin Türkiye, Fas, Tunus, Cezayir gibi yakın ülkelere kaydığını gözlemliyoruz. Avrupalı markalar üretimlerini Çin’den Türkiye ve Kuzey Afrika ülkelerine kaydırmak istiyor. Bu ülkeler de bunu görüyor ve Türkiye’yi oyunun olabildiğince dışında tutabilmek adına tarife dışı engeller çıkarıyorlar. Türkiye’yi Akdeniz çanağından ürün tedarik etmek isteyen markaların radarına sokmak istemiyorlar. Fas’ın 1200 kalem ürüne ek vergi getirmesi de bu yaklaşımın sonucu.” Suudi Arabistan’la ilgili bilgi veren Çelik Federasyonu Başkanı Namık Ekinci, “İthalatçı Suudi firmalarından birisinin, gümrük süreçlerinde yaşanan sorunlar nedeniyle yeni taleplerde bu ithalata devam etmeyeceği duyumunu aldık” dedi. Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği Başkan Vekili Ferdi Erdoğan da özellikle BAE’de sıkıntı yaşadıklarını söyledi. l Reuters ‘TÜRK MÜTEAHHITLER BÜYÜK ZARAR GÖRÜR’ Suudi Arabistan’ın Türk mallarına uyguladığı boykotu değerlendiren emekli büyükelçi Mithat Rende, “Bu boykotu sadece Türk mallarına değil, Türk şirketlerine olarak düşünmek lazım. Suudi Arabistan’da Türk müteahhitlerin yaptığı birçok altyapı ve inşaat işleri var. Bu projelerden Türk şirketlerinin uzak tutulması Türkiye’ye zarar verir” dedi. Katar’da da görev yapan ve Suudi Arabistan boykotunun altında, ilişkilerde Katar meselesinden dolayı yaşanan kötüleşmenin yattığını belirten Rende, şuna dikkat çekti: “Bir ülkeyle ilişkileri geliştirirken diğerleriyle kötüleştirmeye gerek yok, dış politikada herkesle diyaloğu sürdürmek için çaba sarf etmek gerekiyor. Türkiye’nin çıkarları, bölgede tüm ülkelerle ilişkileri belli bir seviyede tutmayı gerektiriyor.” Rende ayrıca, İsrail’in bölge ülkeleriyle ilişkilerini hatırlattı. l HÜSEYİN HAYATSEVER REF KONFERANSLARI İstihdam ve eğitim yeniden şekilleniyor TÜSİADSabancı Üniversitesi Rekabet Forumu’nun “Türkiye’de Şirket Dinamikleri ve Yeni İstihdam Oluşumu” temalı toplantısında konuşan TÜSİAD Başkan Yardımcısı Bahadır Balkır, Endüstri 4.0’ın paradigmayı değiştirdiğini hatırlatarak “Bu süreçte bazı işlerin ortadan kalkması, buna karşın yeni işlerin ve yeni beceri setlerinin oluşmasıyla istihdam ve buna bağlı olarak eğitim politikalarının yeniden şekillenmesine tanık oluyoruz” diye konuştu. l Ekonomi Servisi PAMUKKALE TURİZM Konkordato tamam seferler sürecek Turizm Seyahat LTD ŞTİ’nin Ekim 2018’de girdiği konkordato sürecinde karar verildi. Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen davada alacaklı olan tedarikçi ve finans kuruluşlarının yüzde 99’unun olumlu oyunu alan şirketin konkordato projesi tasdik edildi. Proje kapsamındaki borçlar ilk 1 yılı ödemesiz 48 ayda ödenecek. Marka, darboğazdan çıkmak maksadıyla hazırladığı proje kapsamında seferlerine devam edecek. l Ekonomi Servisi ATM KOLAYLIĞI İstanbul’daki otellerin odabaşı geliri, 2020 Eylül’de yıllık yüzde 61.5 azalarak 36.2 Avro’ya düştü. İSTANBUL TURISTE HASRET İstanbul Büyükşehir Belediyesi İstanbul İstatistik Ofisi verilerine göre, İstanbul’a ilk sekiz ayda 3 milyon 200 bin, ağustos ayında ise 436 bin yabancı turist geldi. Toplam 4 milyon 200 bin yerli ve yabancı turist konakladı. Ağustos ayında, İstanbul’a gelen yabancı ziyaretçi sayısında, havayolunda yüzde 71.8, denizyolunda yüzde 26.2 düşüş kaydedildi. Konaklama tesislerine gelen yerli turist yıllık, yüzde 20.9; yabancı turist, yüzde 72.6 azaldı. Konaklama tesisleri doluluk oranı yıllık yüzde 67.8 azalarak yüzde 25.1 düzeyinde gerçekleşti. Otellerin ortalama günlük oda fiyatı, yüzde 13.2 düşüşle 93.2 Avro oldu. l Ekonomi Servisi Ağustosta genel sanayi üretimi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 10.4 arttı Otomotiv hareketlendi imalat sanayii hızlandı Amerikan emekçisinin sağlığı ve yoğunlaşan sömürüsü Amerika Başkanı Trump’ın Covid19 virüsüne yakalanması ve neredeyse mucizevi bir biçimde kısa sürede sağlığına kavuşarak görevine geri dönmesi, geçen haftanın önemli başlıklarından birisiydi. Sosyal medyada yapılan paylaşımlar, Amerikan Başkanı’nın beş gün süren tedavi masraflarının yaklaşık 1.5 milyon dolara ulaştığını fısıldıyordu. Başkan Trump da bu mucizevi tedavi öyküsünü yaklaşan başkanlık seçimi öncesinde Amerikan sağlık sisteminin gücüne övgüler düzerek lehine çevirme çabasına girmekteydi. Oysa Başkan’ın övgüler düzdüğü Amerikan sağlık sisteminin “gücünün” başta kendisi olmak üzere, son derece sınırlı bir azınlığa hizmet vermekte olduğu; nüfusun büyük bir çoğunluğunun ise asgari sağlık hizmetlerine dahi erişiminin söz konusu olmadığı bilinen bir gerçek. Küresel kapitalizmin hegemonik merkez gücünde yaşanan bu çarpıcı eşitsizliğin boyutlarını daha yakından izlemek üzere Vaşington merkezli düşünce kuruluşu Economic Policy Institute tarafından hazırlanan “Tamamlanmamış Sağlık Reformu” (*) başlıklı rapordan yararlanacağız. EPI’nin raporu, ortalama Amerikan emekçisi için sağlık sistemine erişimin ne denli zor olduğunu çarpıcı veriler ile ortaya koyuyor. Örneğin, Amerika’da nüfusun en üst gelirli yüzde 10’unu hariç tutarak, bunun aşağısındaki yüzde 90’lık ezici çoğunluğun ortalama ücretlerini, bu kesimin sağlık sigorta prim maliyetleri ile karşılaştırırsak ortaya sağlık sömürüsünün acımasız gerçekleri dökülüveriyor. EPI’nin bizlere sunduğu verilere göre 1999 ile 2018 arasında Amerika’da nüfusun alt yüzde 90’lık gelire sahip büyük çoğunluğunun yıllık brüt ortalama geliri 22.703 dolardan, 37.574 dolara çıkarken, ortalama sağlık sigortası prim maliyetleri 5.790 dolardan, 19.616 dolara çıkmış durumda. Toplam sigorta prim maliyetinin ortalama ücrete oranı da yüzde 25.6’dan, yüzde 51.7’ye fırlamış. Ücretlerin yıllık artışı yüzde 2.6’da kalmasına karşın, sağlık sigorta prim maliyetlerindeki artış yüzde 7.7’yi bulmuş. Daha uzun ve genel bir perspektif ile bakarsak, Amerika’da sağlık harcamalarının milli gelire oranı 1963’te 5.2 iken, bu oran 2019’a gelindiğinde yüzde 18’e yükselmiş durumda. Bu koşullar altında Amerikan emekçisinin sağlık tehditlerine karşı kendisini güvende görmesi bir yana, düzenli bir sağlık hizmetinden dahi mahrum kalması kaçınılmaz gözüküyor. Bu arada son bir hesaplama olarak, söz konusu yıllık 2.6 olan ortalama ücret artışının, yılda yüzde 2.5 civarında olan enflasyondan arındırıldığında, reel olarak sıfır artış içermekte olduğunu vurgulayalım. Küresel ekonominin merkezinde kapitalizmin acımasız sömürü yasaları çok açık. ING ile İş Bankası anlaşma imzaladı ING Türkiye ve İş Bankası arasındaki sağlanan işbirliğiyle, ING müşterileri, ülke genelindeki tüm İş Bankası bankamatiklerini hiçbir koşul ve ek ödeme olmadan kullanmaya başladı. ING Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Yücel Ölçer, müşterilerinin işlemlerini yapabilecekleri ATM’lerin sayısının beş katına çıktığını söyledi. l Ekonomi Servisi YENİ IMF RAPORU Türkiye ekonomisi yüzde 5 küçülecek IMF’nin dün yayımladığı “Küresel Ekonomik Görünüm Raporu”na göre, Türkiye’nin gayri safi yurtiçi hasılası (GSYH) bu yıl yüzde 5 küçülecek. Hazirandaki raporda da bu tahmin vardı. 2021’deki büyüme tahmini ise yüzde 5. IMF ayrıca, Türkiye için cari açığın GSYH’ye oranı tahminini 2020 için yüzde 3.7, 2021 için yüzde 0.9 şeklinde açıkladı. Küresel ekonomi için 2020 küçülme tahmini yüzde 5.2’den yüzde 4.4’e düşürüldü. TÜİK’in “Sanayi Üretim Endeksi, Ağustos 2020” raporuna göre, sanayi üretimi ağustosta geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 10.4 arttı. Salgın kısıtlamalarından büyük yara alan sanayide, son dönemde yaşanan hareketlenmenin yanı sıra bu artışta geçen yılın aynı ayındaki yüzde 3.9’luk düşüş de baz etkisi anlamında önemli katkı yaptı. Sanayinin alt dallarında ise üretim madencilik ve taşocakçılığında yüzde 5.2, imalat sanayiinde yüzde 11.4 ve elektrik, gaz, buhar ile iklimlendirme üretimdağıtım sektöründe yüzde 2.3 arttı. Bilgisayarda düşüş Sanayinin itici gücü olan imalat sanayiindeki üretim artışında ise özellikle son 5 aydır dikkat çekici şekilde üretim kaybı yaşayan otomotivdeki hareketlenme etkili oldu. Ağustosta yüzde 22 artan üretim, geçen yılın aynı ayında yüzde 7, geçen nisan ayında ise yüzde 77 düşmüştü. Bunun yanında ağustos ayında üretim artışı makine sanayiinde yüzde 21, ana metalde yüzde 9.2, kauçuk ve plastikte yüzde 20.2, kimyada 11.9, tekstilde yüzde 12.3, hazırgiyimde yüzde 0.5 ve gıdada yüzde 7.6 arttı. Buna karşın üretim, bilgisayar ve elektronik cihaz sanayiinde yüzde 25.6 düştü. Öte yandan üretim düşük teknoloji mallarında yüzde 8.5, ortak düşük teknolojilide yüzde 15.1, ortayüksek teknolojilide yüzde 17.4 artarken, yüksek teknolojilide yüzde 13.2 düştü. l Ekonomi Servisi ENERJIDE TOPARLANMA ZORA GIRDI Verimlilik ve diğer önlemlerle 2030’da 18 milyon hanenin harcadığı kadar elektrik tasarruf edilebilir. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), dünya ekonomisinin salgın etkisinden çıkışının yavaş olmasına bağlı olarak enerji talebinde tam toparlanmanın 2025’e kadar gecikebileceğini açıkladı. Böylece IEA’nın “Dünya Enerji Görünümü” kitabındaki salgına karşı, aşı ve tedavi bulunmasını içeren baz senaryo iki yıl ötelenmiş olacak. IEA, dünya genelinde enerji talebinin bu yıl yüzde 5, enerjiye bağlı karbondioksit salımının yüzde 7 ve enerji yatırımlarının yüzde 18 düşeceğini tahmin ediyor. Petrol talebi yüzde 8, kömür tüketimi yüzde 7 düşmeye hazırlanırken yenilenebilir enerji hafif yükselecek. 54 milyar dolar gerekli SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Türkiye ise Covid19 salgınıyla enerji dönüşümü ve temiz enerji kaynaklarına erişimin öneminin arttığını hatırlattı. Bu kapsamda hazırladıkları rapora dikkat çeken SHURA Yönlendirme Komitesi Başkanı Selahattin Hakman, 2020 ile 2030 yılları arasında enerji verimliliği, elektrifikasyon ve dağıtık enerjiyi hayata geçirmek için 54 milyar dolar yatırım gerektiğini vurguladı. (*) Economic Policy Institute: https://www.epi. org/publication/healthcarereport CEPTETEB’e en iyi dijital platform ödülü Uluslararası finans dünyasının yakından takip ettiği Global Finance dergisinin her yıl düzenlediği “En İyi Dijital Banka Ödülleri 2020” kapsamında “En İyi Bireysel Bankacılık Dijital Platformu” ödülü Türk Ekonomi Bankası’nın (TEB) platformu CEPTETEB’e verildi. TEB Kıdemli Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Mendi, ürün ve hizmet çeşitliliğinin yanı sıra bu platformun inovatif özellikleriyle öne çıktığını belirtti. l Ekonomi Servisi Elektronik atıklar için ortak çözüm çağrısı Vodafone, Uluslararası Elektronik Atık Günü’nde, 1830 yaş arasındaki gençlere eatık sorunu için kapsayıcı, sistematik ve döngüsel çözüm üretme çağrısında bulundu. Şirketin bu hedefle hayata geçirdiği ReWorld açık inovasyon programına 18 Ekim’e kadar başvurulabilir. Kuluçka programına seçilen fikirler, Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi sertifikalı Sürdürülebilirlik Liderliği Programı’na katılım hakkı kazanacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle