12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 24 OCAK 2020 CUMA EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: SERPİL ÜNAY HABER Doğrusu oydu Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, önceki gün gazetecilerin bir sorusu üzerine Korgeneral Metin İyidil davasıyla ilgili sürmekte olan tartışmaları “Son sözü Yargıtay söyleyecek” diyerek kestirip atmıştır. Anımsayalım. Eski Korgeneral Metin İyidil, FETÖ’cü darbe suçlamasıyla yargılandığı Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılınca istinafa başvurmuş, bu başvurusu üzerine Ankara 20. Bölge Adliye Mahkemesi’nce, beraatına ve tahliyesine karar verilmişti. Savcılığın müracaatı üzerine dosyayı inceleyen Ankara 21. Bölge Adliye Mahkemesi ise tekrar ağırlaştırılmış müebbet cezasına ve salıverilmiş Metin İyidil’in yakalanmasına karar vermişti. Aynı bölgede iki komşu mahkemenin, aynı kişi hakkında aynı delillere dayanarak verdikleri iki karar arasındaki zıtlık, kamuoyunun tepkisini çekmiş ve şu soruyu sormasına neden olmuştu: Bu iki kararın hangisi adil, bunların hangisine, neden ve nasıl inanacağız? Adalet Bakanı da çelişkiyi “Bu kadar zikzak olmaması gerekir” diyerek paylaşmıştı. Bu arada toplanan HSK beraat ve tahliye kararı veren Ankara 20. Bölge Adliye Mahkemesi’ni dağıtmıştı. Cumhurbaşkanı da, kararı veren 20. Bölge Adliye Mahkemesi yargıçlarının FETÖ’cü olduklarının belirtildiğini, bu konuda gereken talimatın verilmiş olduğunu söylemişti. HHH Olay bu şekilde gelişirken HSK, FETÖ ile mücadelede kendine düşeni yapmakta olduğunu vurgulama gereğini duymuş ve bu yönde bir açıklama da yapmıştır. Bütün bunlar Son kararı, terör davalarına bakan Yargıtay 16. Ceza Dairesi vereceğinden Bakan Abdulhamit Gül’ün açıklaması yerindedir. Bu kararın ne olacağı konusunda şimdiden bir şey söylemek gereksizdir. Şimdilik söylenebilecek olan, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin çok güç bir karar ile karşı karşıya bulunduğudur. Çünkü Yüce Mahkeme hangi yönde karar verirse versin, hükmü, tartışmaları kolay kolay dindiremeyecek ve Saray’ın bu konuda belirttiği görüşün yargıyı etkilediği öne sürülebilecektir. Türkiye’de HSK’nin yapısı gereği, yargı bağımsızlığından söz edilemez hale gelinmesi, yargının adil olmadığı inanışının iç ve dış kamuoyuna yerleşmesine yol açmıştır. Bir ülkede, demokrasinin varlığı için yargının yalnızca adil olması yeterli değildir, ama aynı zamanda yurttaşta bu güvencenin sağlam olduğu duygusunun da yerleşmiş olması gerekmektedir. HHH Bu durumda keşke Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, bu son açıklamasını daha önce yapsaydı. HSK’de beraat ve tahliye kararının hemen ardından Ankara 20. Bölge Adliye Mahkemesi’ni dağıtma kararını vermeden önce Yargıtay’ın kararını bekleseydi, dememek elde değil. Bu arada, hemen belirtmek gerekir ki, kamuoyunda ve çevresinde FETÖ’cü olarak bilinen kişiler hakkındaki FETÖ’cü isnatlarının velev ki, isnatlar mesnetli olsa dahi, kuşkuyla karşılanması, Emin Çölaşan, Necati Doğru gibi kişilerin bile örgüte üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek ona yardımcı olmakla suçlanabildikleri bir ortamda şaşırtıcı değildir. Bu yazı, bir somut olayla ilgili üç yargı kararının irdelenip eleştirilmeleri için değil, ama yargı bağımsızlığının doğuracağı kimi güçlüklükleri ve sakıncaları gidermenin tek ve en güvenli yolunun yine yargı bağımsızlığı olduğunu gösterebilmek amacıyla yazıldı. Avukatlara elektrik faturası indirimi Türkiye Barolar Birliği (TBB) çatısı altındaki 80 baro ve 130 bin avukat, fiyat artışlarından etkilenmeden 12 ay sabit birim bedelli ve indirimli elektrik kullanma hakkı elde etti. TBB’den yapılan yazılı açıklamaya göre TBB, İzmir, Manisa, Aydın, Denizli ve Muğla başta olmak üzere Ege Bölgesi’nde ve Türkiye genelinde elektrik tedariki sağlayan Aydem ve Gediz Elektrik ile işbirliğine imza attı. İşbirliği kapsamında, TBB çatısı altındaki 80 baro ve 130 bin avukat, ticarethane abone grubunda olan tüketim noktalarına özel 12 ay sabit birim bedelli indirimli elektrik hizmetinden faydalanabilecek. Kampanya başvurusu 29 Şubat’a kadar yapılabilecek. l ANKARA/Cumhuriyet YÖK’ten 5 yeni ‘ihtisas’ üniversitesi YÖK Başkanı Yekta Saraç, “Bölgesel Kalkınma Odaklı İhtisaslaşma Projesi” kapsamında 2006’dan sonra kurulan üniversitelerle çalışılmaya başlandığını belirterek, Yozgat, Kırklareli, Çorum Hitit, Bartın, Artvin üniversitelerinin de projeye dahil edildiğini açıkladı. Saraç, bu üniversitelerin Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından mali kaynaklarla, YÖK tarafından da akademik personel kaynağı sağlanarak desteklendiğini vurguladı. YÖK’ün kararı doğrultusunda, Artvin Çoruh Üniversitesi “Tıbbi ve Aromatik Bitkiler”, Bartın Üniversitesi “Akıllı Lojistik ve Bütünleşik Bölge Uygulamaları”, Hitit Üniversitesi “Makine ve İmalat Teknolojileri”, Kırklareli Üniversitesi “Gıda”, Yozgat Bozok Üniversitesi “Endüstriyel Kenevir” alanında çalışmalarını yoğunlaştıracak. l ANKARA/Cumhuriyet KÜLTÜR VE TURIZM BAKANI’NA VERILEN ‘BÜTÇE DIŞI AVANS ÖDEME YETKISI’ IPTAL EDILDI AYM’DEN SARAY’A ILK IPTAL Anayasa Mahkemesi (AYM), hukuk sistemine 16 Nisan 2017’deki anayasa değişikliğiy le giren Cumhurbaşkan lığı kararnamelerine iliş kin ilk iptal kararını verdi. Yüksek Mahkeme, “1 nu maralı” Cumhurbaşkanlı ALICAN ULUDAĞ ğı kararnamesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Türkiye’nin tanıtımına yönelik yurtdışında yapılacak mal ve hizmet alımlarında Kültür ve Turizm Bakanı’nın onayı ile yüklenme tutarının tamamına kadar yükleniciye bütçe dışı avans olarak ön ödeme yapılabilmesine” ilişkin fıkrayı iptal etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemde ilk kararnamesini “Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi” adıyla yayımlamıştı. Bu kararnamede Cumhurbaşkanlığı ile bakanlıkların teşkilatları yeniden düzenlenmişti. CHP, söz konusu kararnamenin bazı maddelerinin iptali talebiyle dava açmıştı. Yüksek Mahkeme, dün, yaptığı inceleme sonucunda iptal taleplerinin biri hariç tamamını reddetti. 1 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin Kültür Bakanlığı’na bağlı Tanıtma Genel Müdürlüğü’nü düzenleyen 287. maddesinin ikinci fıkrası ise anayasaya aykırı bulunarak iptal edildi. Oyçokluğu ile alınan kararla iptal edilen madde şöyle: “Türkiye’nin tanıtımına yönelik yurt dışında yapılacak mal ve hizmet alımlarında alım yapılacak olan ülkedeki piyasa şartlarının gerektirmesi ve önemli fiyat avantajı sağlanması halinde, sözleşmesinde belirtilerek, Kültür ve Turizm Bakanı’nın onayı ile yüklenme tutarının tamamına kadar yükleniciye bütçe dışı avans olarak ön ödeme yapılabilir. Bakan onayında teminat alınıp alınmayacağı ayrıca belirtilir. Ön ödemeye ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelik ile belirlenir.” l ANKARA Kadını eve hapsediyorlarHükümetin kadına yönelik şiddetle mücadeleden anladığı ‘annelik rolünü güçlendirmek’ 23’üncü ziyaret Şile Belediyesi’ne İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, ilçe belediyesi ziyaretleri kapsamında dün Şile Belediyesi’ni ziyaret etti. İBB olarak, Şile Belediyesi ile müşterek çalışma disiplinlerini konuşacaklarını belirten İmamoğlu, “İlçe belediyelerimiz le organizasyon yapan, koordineli çalışan ve projeleri eşgüdümlü yürüten bir büyükşehir belediyesi olmak istiyoruz. Bu konuda 22 belediyemizi gezdik, bu 23’ncü belediyemiz. İnşallah şubat ayında bitirmek istiyoruz bütün belediyeleri” dedi. Şile Belediye Başkanı İl han Ocaklı da “Şile, cumhuriyetle yaşıt bir ilçe. Yüzde 80’imiz orman. Bu zamana kadar Büyükşehir’le olan ilişkilerimiz bereketli ve güzel geçti. İnşallah bundan sonra da aynı bereketin devam etmesini umut ediyoruz” diye konuştu. l İç Politika CHP’de, üç büyük ildeki seçimler şubat’ın ilkyarısında yapılacak Sıra il kongrelerinde MAHMUT LICALI CHP’de bu hafta sonu başlayacak il kongreleri kulisleri hareketlendirdi. İstanbul ve İzmir’de mevcut il başkanlarının tekrar seçilmesine kesin gözüyle bakılırken, Ankara’da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun işaret edeceği isim belirleyici olacak. Tamamlanan 900 ilçe kongresinin 555’inde tek aday çıkması, tek aday formülünün örgütte karşılık bulduğunu gösterdi. CHP’de 2829 Mart tarihlerinde yapılacak 37. olağan kurultay öncesinde ilçe kongrelerinde sona gelinirken, il kongreleri ise 25 Ocak’ta başlıyor. Edinilen bilgiye göre, dün itibarıyla Türkiye genelinde bulunan 975 ilçenin 900’ünde kongre yapıldı. İlçe kongreleri tamamlanan İzmir’de il kongresi 8 Şubat’ta, İstanbul’da ise 9 Şubat’ta yapılacak. Ankara’da ise il kongresi 16 Şubat’ta. İl kongrelerinin bu hafta sonu itibarıyla başlamasının ardından parti kulisleri de hareketlendi. İstanbul’da ‘CHP’NIN IKTIDAR KURULTAYI’ Örgütten sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, “Bu kurultay iktidar kurultayı. Dolayısıyla CHP 31 Mart’ta almış olduğu başarılı süreci sindiren, bu deneyimlerden ders çıkaran ve önümüzdeki dönemde de bunu Türkiye geneline yayan ve iktidarın hazırlayıcısı olan bir kongre sürecinden geçi yor” diye konuştu. CHP örgütünün esas mücadelenin içeride değil, dışarıda olduğunun gördüğünü ifade eden Salıcı, “Biz örgütümüze güveniyoruz. Örgütümüzün Türkiye’de ittifak siyasetini de tartışarak bu süreci doğru okuduğunu görüyor, bunun gereklerini yapacağına inanıyoruz” değerlendirmesini yaptı. Canan Kaftancıoğlu ve İzmir’de Deniz Yücel ile devam edilmesine kesin gözüyle bakılırken, her iki ilde mevcut il başkanlarının karşısına aday çıksa da sonucun değişmeyeceği vurgulanıyor. Ankara’da ise mevcut İl Başkanı Rıfkı Güvener, Ali Hikmet Akıllı ve Umut Akdoğan’ın ismi öne çıkıyor. Parti kulislerinde Ankara’da il başkanı olacak ismin CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun işaret etmesinin ardından belli olacağı vurgulanıyor. Kılıçdaroğlu’nun Ankara’da işaret edeceği adaya diğer adayların da destek olması gerektiği yönünde görüşler dile getiriliyor. Antalya’da yarış olacak CHP’nin 31 Mart’ta kazandığı kentlerden Adana’da mevcut il başkanı Mehmet Çelebi, Mersin’de de mevcut il başkanı Adil Aktay ile devam edileceği belirtiliyor. Antalya’da ise mevcut il başkanı Ahmet Kumbul başta olmak üzere çok sayıda ismin konuşulduğu ve yarışın olabileceği kaydediliyor. l ANKARA KANALİYİİSPTAARNİTTBİİUR’DALE’ZAN Planla ekosistem değişecek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ardından İYİ Parti İstanbul İl Başkanlığı da Kanal İstanbul güzargâhına yönelik düzenlenen 1/100.000’lik çevre planına itiraz etti. İYİ Parti İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu, 1/100.000’lik çevre planına itiraz sürecinin 28 Ocak’ta sona erdi ğini belirterek, “Bu planın önemi şudur: ÇED raporundan daha farklı olarak kalıcıdır. 1/100.000’likler o şehrin değişmeyen planlarıdır. Bizim asıl endişemiz, Kanal İstanbul yapılmasa bile bu plan orada kalıcı hale gelecek. Dolayısıyla o bölgenin ekosistemi tamamen değişecek” dedi. l İç Politika CHP’Lİ BOLU BELEDİYE BAŞKANI: Erdoğan randevu vermiyor CHP’li Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, kentin sorunları ve talepleriyle ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek istediğini ancak talebinin yanıtsız kaldığını söyledi. Özcan, “Ankaraİstanbul arasındaki Yüksek Hızlı Tren güzergâhına Bolu’nun dahil edilmesini istiyoruz. Son bir ayda 27 kez sözlü 2 kez de yazılı olarak randevu talep ettik. Aldığımız tek yanıt ‘Biz sizi ararız’ oldu. Erdoğan bizi dinlerse, haklı olduğumuzu görecektir. Gerekirse Ankara’ya kadar yürüyeceğim. Bu proje Bolu’nun kalkınması açısından büyük önem arz etmektedir. Böylelikle 5 milyon liralık bir geri dönüş sağlanacaktır” dedi. l İç Politika Aile, Çalışma ve Sosyal Hiz metler Bakanı Selçuk’a sordu ğu sorulara verilen yazılı yanı ta tepki gösteren CHP’li Yüce er, “Hükümet kadını toplumsal yaşamın dışına itiyor” dedi. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, CHP’den gelen, kadına yönelik mücadelede sessiz kaldığı eleştirileri ne yanıt verirken “annelik rolünü güç lendirecek politikalar” yürüttüklerini de belirtti. Selçuk, aralarında Diyanet’in de bulunduğu kurumlarla ya pılan çalışmaları örnek gös terdi. CHP Tekirdağ Millet vekili Candan Yüceer yanı ta tepki gösterdi. MUSTAFA Bakan Selçuk, CHP Te ÇAKIR kirdağ Milletvekili Candan Yüceer’in bütçe görüşme leri sırasında yönelttiği sorulara yazı lı yanıt verdi. Yüceer, bakanlık bütçesi nin görüşmeleri sırasında kadına yöne lik şiddeti gündeme getirmiş, bakanın neden sessiz kaldığını sormuştu. Bakan Selçuk, yanıtında yaptıkları çalışmala rı anlatırken, “Mercan Seferberliği”ni başlattıklarını bildirdi. Selçuk, bu ça lışma ile kadına yönelik şiddetle müca dele etmekle beraber, kadınların ken di hikâyelerini yazabilmeleri için fırsat lar sunmayı, annelik rolünü güçlendire cek politikalar geliştirmeyi, karar alma mekanizmalarında ve girişimcilikte da ha etkin yer almalarını sağlamayı, eği tim ve sağlık alanlarında daha çok kadı na ulaşmayı hedeflediklerini kaydetti. Kadına yönelik şiddetle mücadelede po litikaların belirlenmesi ve etkin uygula maların sağlanması amacıyla üç eylem planı hazırlandığını belirten Selçuk, “3. Ulusal Eylem Planımız kapsamında, ba kanlığımız ile Adalet Bakanlığı, İçişle ri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağ lık Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlı ğı işbirliğinde hazırlanan ve 2020/2021 yıllarını kapsayan 75 maddelik ‘kadı na yönelik şiddetle mücadele koordinas yon planı’ ile çalışmalarımızı daha etkin sunmak hedeflenmektedir” dedi. Sel çuk, kadına yönelik şidddetin önlenme sinde her aşamada risk değerlendirmesi yapılması ve yüksek risk ihtimali tespit edilen mağdurların özel önlemlerle ko runmasına yönelik elektronik takip sis temi uygulanması, kadın destek sistemi gibi uygulamaların yaşama geçirilerek güçlendirildiğini dile getirdi. Yüceer’den tepki Bakanın yanıtını değerlendiren Candan Yüceer, “Sorunun temelinde yatan toplumsal algıyı besleyerek kadına yönelik şiddetle mücadele edilmez. Bu tam tersi sonuçlar yaratır. Kadını sadece evin içinde, ‘çocukların bakımıyla ilgilenen kişi’ olarak gören anlayış değişmeden, kadınlara yönelik ayrımcılık ve şiddet son bulmayacak” dedi. İktidarın kadına yönelik şiddetle ilgili görevlerini “ailenin güçlendirilmesi”, “annelerin desteklenmesi” gibi kavramlarla sulandırdığına dikkat çeken Yüceer, şöyle devam etti: “Aileyi güçlendirecekseniz, asgari ücreti insanca yaşanacak bir seviyeye çekersiniz. Anneyi destekleyecekseniz çocukların bakımına ilişkin kadınların üstündeki yükü azaltırsınız. Yeterli sayıda ve nitelikli gündüz bakımevleri, kreşler açarsınız. Yoksul ve dar gelirli ailelerin bebekleri için bez, çocukları için temel besin maddelerinin teminini garanti altına alırsınız. Annelerin iş ve gelir sahibi olmasının önündeki engelleri kaldırırsınız. Bunların hiçbirini yapmayıp ‘aileyi destekliyoruz’, ‘anneleri güçlendiriyoruz’ diye söylediklerinizin hiçbirinin anlamı yoktur. Zaten niyet de bu değildir. Bu iktidar kadını eve hapsetmeyi, toplumsal yaşamın dışına itmeyi, gördüğü şiddet karşısında kadını çaresiz bırakmayı kendine düstur edinmiştir. Bakanın açıklamaları da bunun bir yansımasından başka bir şey değildir.” l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle