22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 23 OCAK 2020 PERŞEMBE Uğur Mumcu’nun katli... 90’lı yılların acıları! Türkiye’nin tarihini on yıllara bölseniz, her döneminden ayrı anlatımlar çıkar. 1990’lı yıllar ise hâlâ en karanlık süreçlerden biri olarak duruyor. 1990’ların acıları, 31 Ocak 1990’da Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Prof. Muammer Aksoy’un evinin önünde kurşunlanarak öldürülmesiyle başladı.  Bunu 7 Mart 1990’da Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni yazar Çetin Emeç izledi. Ardından 4 Eylül 1990’da dini konulardaki araştırmalarıyla bilinen Turan Dursun katledildi. 6 Ekim 1990’da Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin ilk kadın öğretim üyesi, Cumhuriyet devrimlerini bilimsel olarak da özümsemiş Doç. Dr. Bahriye Üçok katledildi. 24 Ocak 1993’te ise hedef halkın kalpaksız kuvvacı adını verdiği, “araştırmacı gazeteci” kimliğinin yaratıcısı, Cumhuriyet yazarı Uğur Mumcu idi.  Duyarlı toplum bu cinayetlerin aydınlatılması için yıllarca haykırırken 21 Ekim 1999’da ADD Genel Başkan Yardımcısı, Kemalizmin anlatımı deyince ilk akla gelen isim Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı aracının ön camına konan bomba ile öldürüldü. Bu ölümsüz kahramanların kimlikleriyle karşılaştıklarını yan yana koyunca hedefin ne olduğu, Türkiye’nin hangi alanlardan vurulmak istendiği açıkça ortaya çıkıyor. HHH 1990’lı yılların aydın kıyımları, acıların bir boyutu... 2 Temmuz 1993 Sivas katliamından 5 Temmuz 1993 Başbağlar katliamına, “halkı kazanmadan terörle mücadeleyi kazanamazsınız” diyen Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis’in 17 Şubat 1993’te öldürülmesinden 24 Mayıs 1993’te Bingöl’de 33 erin kurşuna dizilmesine kadar alçakça planlanmış olayları yaşadık. 1990’lı yılların Balkanlar, Kafkaslar ve Irak’ta iç savaş zamanları olduğu dikkate alınırsa kurgu iyi anlaşılacaktır. Yukarıda sıraladığımız olayların tümüyle aydınlatılmış olması bir nebze yüreklere su serper, bu tür planlar yapanların ipliğini pazara çıkarabilirdi.  Ne yazık ki öyle olmadı. Kimi olayların faillerinin yakalandığı açıklandı, ama planı kimin yaptığı, hangi alçak yapılanmanın bu işe giriştiği ortaya çıkmadı. Örneğin Uğur Mumcu soruşturmasında daha ilk günlerde, bombayı koyan ve gözcülük yapan “yakalandı”. Kısa bir süre sonra ortaya şu çıktı: Olayın faili olarak yakalananlar 24 Ocak 1993 günü İstanbul’da gözaltında görünüyor. Kayıtlar öyle! “Sehven” dendi ama böyle sehven mi olur? Sanki “şeklen” bir soruşturma olmuş! HHH 1990’lar karanlığına 18 Aralık 2002’de katledilen Necip Hablemitoğlu’nu da eklemek gerekir. Her ne kadar cinayet 2002’de işlenmiş olsa da Hablemitoğlu’nun kimliği, ülkenin 1990’lı yıllarda kıyılan aydınlarıyla örtüşüyor. İktidara bir çağrımız var: Gelin, 1990’lı yıllar karanlığının perdesine dokunun.  Gelin, Türkiye’nin 21. yüzyılını tamamen karartmayı hedefleyen bu olaylar bütününü açığa çıkarın! Ergenekon kumpasının hedeflerinden biri, yakın tarihin tüm karanlık olaylarını cumhuriyetçilere yıkıp üstüne beton dökmekti. Kumpasın en azından bu bölümü açığa çıktı. Gelin, Türkiye’nin geleceği için 1990’ların soruşturmasını bir arpa boyundan biraz daha ileri götürün! Bu çağrımız ne yazık ki bir beklentiden kaynaklanmıyor... Halk adına iktidarın sorumluluğunu anımsatıyoruz. Uğur Mumcu’yu katledilişinin 27. yılında bitmeyen bir özlemle anmaya hazırlanırken bir kez daha onun söylemiyle haykırıyoruz: Korkak bin kez, cesur bir kez ölür! İBB Ulaşım Daire Başkanı Gürsoy atandıktan 1.5 ay sonra istifa etti İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Ulaşım Daire Başkanlığı’na 6 Aralık 2019’da atanan Doç. Dr. Mustafa Gürsoy, atanmasından 1.5 ay sonra istifa etti. Gürsoy, 3.5 ay görev yaptıktan sonra kasım ayında istifa eden Taylan Engin’in yerine getirilmişti. Sözcü’nün haberine göre, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu göreve geldiğinde Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nde genel sekreter yardımcılığı da yapan Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Taylan Engin’i İBB Ulaşım Daire Başkanı olarak atamıştı. Engin, 3.5 ay bu görevi yaptıktan sonra 12 Kasım 2019’da istifa etmişti. 6 Aralık 2019’da Ulaşım Daire Başkanı olarak Gürsoy atandı. Gürsoy’un geçici görevle Ulaşım Daire Başkanlığı’na getirildiği, üniversitedeki görevine geri döndüğü kaydedildi. l Haber Merkezi EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ HABER DHMİ’de yönetmeliğe Havada karadaaykırıolmasına rağmen şube müdürlüklerine sınavsız atama usulsüzlük!yapıldı Sayıştay Başkanlığı, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü (DHMİ) 2018 yılı dene tim raporunu tamamladı. Raporda şeflik ve uzman lık kadroları için “görev de yükselme ve unvan de ğişikliği” sınavı yapılırken hazal ocak şube müdürlüğü kadrosu için 2007 yılından bugüne hiç sınav yapılmadığı tes pit edildi. Buna göre 2017 yılında 16 kişi, 2018 yılında 5 kişi şube müdürü olarak yönetmeliği aykırı atandı. Sert uyarılarda bulunulan raporda “kuru luş personeli arasındaki çalışma ba rışını ve kuruluşa duyulan aidiyet duygusunu olumsuz etkileyen sınav sız şube müdürü atama uygulama sına hemen son verilmesi” istendi. Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuz yılmaz “AK Parti tarafından DHMİ’de liyakat bitirilmiştir. Göz göre kul hakkı yenmektedir” dedi. Sayıştay’ın 2018 yılı denetim rapo Sayıştay’ın DHMİ’ye ilişkin raporunda yönetmeliğe rağmen 2007’den bu yana şube müdürlükleri için sınav yapılmadığı belirlendi. Sayıştay, kurumu sert biçimde uyardı. runda tespit ve değerlendirmeler bölümünde DHMİ’ye ilişkin çarpıcı veriler yer aldı. Raporda 2018 yılında şeflik ve uzmanlık kadroları için “görevde yükselme ve unvan değişikliği” sınavı yapıldığı ve kuruluşun çeşitli birimlerinde, sınavda başarılı olan 129 kişinin şef kadrosuna, 13 kişinin de uzman kadrosuna atandığı anlatıldı. Bu kapsamda raporda aynı yönetmeliğin 5’inci maddesi uyarınca şube müdürlüğü kadrosunun da “görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavı” ile atama yapılacak kadrolar arasında yer almasına rağmen, kuruluşta şube müdürlüğü kadrosu için en son görevde yükselme sınavının 2007 yılında yapıldığının görüldüğü ifade edildi. Raporda “Yönetmeliğe aykırı olarak 2017’de 16 ve 2018’de 5 kişinin şube müdürü olarak atandığı tespit edilmiştir” denil di. Raporda üstelik şef, memur, tekniker gibi kadrolarda yer alan bu kişilerin önce yönetim kurulu kararıyla boş bulunan daire başkan yardımcılığı, havalimanı müdürlüğü gibi sınav istemeyen kadrolara atandığı, bir ay sonra da yönetim kurulu kararıyla şube müdürü olarak atandığı kaydedildi. Bu şekilde şube müdürü atamasının kuruluşun mevzuatına aykırı olduğu anlatılan raporda “Hakkaniyete de aykırı bir uygulama teşkil etmektedir. Kuruluş personeli arasındaki çalışma barışını bozmaktadır. Kuruluş personeli arasında; kuruluşta yükselme şartının liyakate dayalı olmadığı düşüncesi yayılmakta, personelin çalışması ve kuruluşa duyduğu bağlılık olumsuz etkilenmektedir. Kuruluş personeli arasındaki çalışma barışını ve kuruluşa duyulan aidiyet duygusunu olumsuz et kileyen sınavsız şube müdürü atama uygulamasına hemen son verilmesi ve Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’ne uygun olarak şube müdürü atamalarının görevde yükselme sınavı ile gerçekleştirilmesi gerekmektedir” uyarısı yer aldı. ‘Siyasi etkilere açık’ Raporu inceleyen ve değerlendiren CHP Zonguldak Milletvekili Yavuzyılmaz, Sayıştay’ın DHMİ’ye ilişkin 2015 yılı denetim raporunu anımsatarak özetle “Bu raporda açık açık yürürlükte bulunan mevzuat gereği personel istihdamında istenilen nicelik ve nitelikte eleman alımının sağlanamadığı ve personel istihdamının siyasi etkilere açık bulunduğuna ilişkin ifadeler yer alıyor. AK Parti tarafından DHMİ’de liyakat bitirilmiştir. Göz göre göre kul hakkı yenmektedir. 2018 yılı Sayıştay raporunda da şube müdürlerinin atamasında bu durumun devam ettiği açık” dedi. Çözüm parlamenter sistemİYİ Parti lideri Akşener, medya temsilcileri ile bir araya geldi, gündemi değerlendirdi SERTAÇ EŞ İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin tutmadığını, toplumun yüzde 5464’ünün parlamenter sistem istediğini dile getirdi. Kendi partisinin önerisinin de iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistem olduğunu anlatan Akşener, “Tüm ittifaklar için önkoşulumuz bu” dedi. Saray sisteminin bir paralel evren olduğunu, halktan tamamen kopuk olduğunu savunan Akşener, “Ben parlamenter sisteme Türkiye’yi bizzat Erdoğan’ın götüreceğini düşünüyorum” diye konuştu. Akşener, “Erken seçim öngörmüyorum” değerlendirmesini yaptı. Medya temsilcileriyle öğlen yemeğinde bir araya gelen Akşener, partisinin 259 bin 410 üyesi bulunduğunu, hedeflerinin haziran ayında bunu 300350 bine çıkarmak olduğunu söyledi. Akşener’in değerlendirmeleri konu başlıklarıyla şöyle: Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi: Keşke tutsaydı. Yanılmış olsaydık ama maalesef tutmadı, insanlar nefes alamıyor. Çözüm iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sistem. Sistemin çağın ihtiyaçlarına göre düzenlenmesi lazım. Kısa öz bir anayasa ile güçlendirilmiş parlamenter sis teme geçişin elzem olduğunu düşü İYİ Parti’nin ittifak içinde yer alması nüyoruz. Bu sistemi istemeyenler nın önşartı parlamenter sisteme dön yüzde 5464 arasında değişiyor. Sa mektir. Yeni kurulan partilerde de ray Erdoğan’ı kapattı, steril bir hale gördüğüm bu, muhalefet partileri de getirdi. Erdoğan’ın 2023’te bu sistem bu noktada. le seçime gittiğinde seçilemeyeceğini DemirtaşTiyatro: İnsanların ter görüyorum, matematiksel olarak. cihlerine karışmayı kendimize ya ‘Rekabet artacak’ kıştırmayız. Sayın İmamoğlu’nun eşi, Sayın Kılıçdaroğlu’nun eşi tiyat Yeni kurulan partiler ve ittifak: ro izlemeye gitmişler bir siyasi so Yeni partilerin kurulmasıyla seçe nuç olarak bakabilir miyim bilmiyo nek artırmak rekabet açısından iyi rum. Kılıçdaroğlu’nun, HDP’nin PKK olur. Ama şunu söyledik, biz rakibiz. ile arasına mesafe koymadığı süre Her iki partiyle de CHP ile de AKP ile ce CHP ile herhangi bir iletişimin ol de rakibiz. Hepimizin ayrı Tür mayacağı beyanatı var. Bu değişiklik kiye tasavvuru var. Yarının göstermediği sürece aileler üzerinden ne göstereceği konusun konuşmayı doğru bulmuyorum. Ba da bugünden konuşma na böyle bir davet gelseydi gitmez yı doğru bulmuyorum. dim, eşime davet gelseydi o da git Cumhur İttifakı’nda iki mezdi. Biz de Megri Megri Emine tarafın seçmeni açısın Hanım’dan bahsettik mi hiç? Ka dan itirazlar olsa da lider dını tırmalamakta özne haline ge ler tarafından görmezden tirmekten vazgeçelim. gelindiği duygusal bir itti Erken seçim ve ye fak var. Millet İttifakı’na niden adaylık: Seçim bakınca bir güçbirliği, ne zaman olur, kendi Katolik nikâh değil. mi Erdoğan’ın yerine Daha rasyonel ve ba koyuyorum. Eliniz şarı odaklı. Seçmene de 2023’e kadar za baktığımızda ittifakın devam etmesi yönün Meral Akşener man var, neden ortadan kaldırasınız. de bir irade var. Seçi Seçim öngörmüyo me Cumhurbaşkanlığı rum, bu bir okuma. sistemi içinde gidilirse l ANKARA Kamer Genç mezarı başında anıldı TBMM’de FETÖ tehlikesine dikkat çeken ilk milletvekillerinden olan CHP’li Kamer Genç, ölümünün dördüncü yılında Tunceli’deki mezarı başında anıldı. Meclis’te yaptığı konuşmada “Ben bu kürsüde laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bütünlüğünü koruyacağıma namusum ve şerefim üzerine yemin ettim” diyerek FETÖ tehlikesine karşı uyarılarda bulunan Kamer Genç’in vefatının üzerinden tam 4 yıl geçti. Genç’in doğum yeri olan Nazımiye ilçesine bağlı Ramazan köyündeki aile mezarlığında düzenlenen anma programı, saygı duruşu ile başladı. Duaların ardından, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genç’i anmak için gönderdiği mesajı okundu. Törene katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba da 2016 yılında yaşamını yitiren Genç’i unutmadıklarını ve her yıl mezarı başında andıklarını belirtti. Birçok CHP’li de sosyal medya hesabından Genç’i andı. Kılıçdaroğlu da sosyal medya hesabından, “Haksızlığa karşı büyük mücadeleler veren, daima haklının ve halkının yanında yer alan, karanlıkta kalan yolsuzlukların üzerine elindeki fener ile yürüyen cumhuriyet ve demokrasi sevdalısı Kamer Genç’i aramızdan ayrılışının 4. yılında saygı, rahmet ve özlemle anıyorum” mesajını paylaştı. l İç Politika ÇEVRE BAKANLIĞI Yasa çıkmadan yönetmeliği değişti! MAHMUT LICALI Çevre ve Şehircilik Bakanlığı; AKP’li milletvekillerinin imzasıyla TBMM’ye 13 Ocak’ta sunulan yasa teklifi henüz ihtisas komisyonu ve genel kurulda görüşülmeden teklifte yer alan düzenleme kapsamında 14 Ocak’ta yönetmelik değişikliği yaptı. Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik değişikliği yürürlüğe girerken söz konusu yasanın genel kurulda 28 Ocak’tan sonra görüşülmesi bekleniyor. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Genel kurulda görüşülmeden kanun teklifi doğrultusunda yönetmeliğin değiştirilmesi millet iradesini yok saymaktır” diye konuştu. AKP milletvekillerinin imzasıyla 13 Ocak’ta TBMM Başkanlığı’na sunulan Ahlat’a yazlık saray yapılmasına ilişkin düzenlemenin yer aldığı torba yasa teklifinde; harita ve kadastro mühendislerini ilgilendiren bazı hükümler yer aldı. Teklifin 31. maddesinde yer alan düzenlemeye göre lisanslı harita ve kadastro mühendislerinin lisanslarının iptalinin koşulları arasına lisanslı mühendisin 65 yaşını doldurmuş olması hükmü eklenirken; 32. maddeyle de halen çalışmakta olan mühendisler için söz konusu şartın 2 yıl sonra uygulanması düzenlendi. Söz konusu düzenleme henüz Meclis’teki ilgili ihtisas komisyonuna bile gelmeden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yaş düzenlemesini “Lisanslı Harita ve Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Yönetmelik”e işleyerek 14 Ocak’ta Resmi Gazete’de yayımladı. Söz konusu düzenlemenin yayımlanmasının ardından ilgili yasa teklifi ise 17 Ocak’ta TBMM Bayındırlık ve İmar Komisyonu’ndan geçti. Yasa teklifinin TBMM Genel Kurulu’nda 28 Ocak’tan sonra ele alınması bekleniyor. ‘Meclis iradesi ipotek altında’ CHP’li Özel, TBMM Başkanlığı’na sunulan yasa teklifinin henüz genel kurulda görüşülmeden, harita ve kadastro mühendislerini ilgilendiren hükümlerinin bir yönetmelik değişikliğiyle mevzuata dahil edilmesinin tam bir skandal olduğuna işaret etti. Özel, “Bu durum geçiştirilebilecek bir konu değildir. Cumhuriyet tarihinde hiçbir zaman yasama organında görüşülmemiş bir kanun doğrultusunda yönetmelik değişikliği yapılmamıştır. Bu yönetmelik halen yürürlükteki kanuna da aykırı olmakla birlikte, TBMM Genel Kurulu’nun ve dolayısıyla milletin iradesini ipotek altına almak demektir” açıklamasında bulundu. Bu durumun yürütmenin yasama üzerindeki tahakkümünü gösterdiğine dikkat çeken Özel, “Parlamentonun iradesini ve yasama sürecini yok sayan bu yönetmelik değişikliği, kanun teklifinin sahibinin aslında imzacı 71 milletvekili değil, yönetmelikteki değişiklikleri de yürütmekle görevlendirilen Çevre ve Şehircilik Bakanı olduğunu kanıtlamaktadır” diye konuştu. l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle