10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 1323 OCAK 2020 PERŞEMBE AKP DÖNEMINDE DEVLET TIYATROLARI’NDA GÖREV YAPAN SANATÇI SAYISI YÜZDE 15 AZALDI Nüfus arttı ama sanatçı azaldı MAHMUT LICALI CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi’nin, AKP iktidarı döneminde Devlet Tiyatroları’nda görev yapan sanatçılarla ilgili Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) yaptığı başvuruya gelen yanıt, devlete bağlı görev yapan sanatçı sayısında düşüş yaşandığını gösterdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından verilen yanıtta, 2002 yılında Tür kiye genelinde 628 olan sanatçı sayısı 2018 yılında 534’e geriledi. Yani AKP iktidarı döneminde Devlet Tiyatroları’ndaki sanatçı sayısı yüzde 15 oranında azaldı. 2002 yılında Türkiye genelinde Devlet Tiyatroları’ndaki bir sanatçı başına ortalama 103 bin kişi düşüyordu. Nüfusun artmasına karşın sanatçı sayısının düşmeye devam etmesi nedeniyle 2018 yılında bir sanatçıya 153 bin kişi düşmeye başladı. CHP’li İlgezdi, sanatçı sayısının azal masının AKP’nin kültüre, sanata ve sanatçıya düşmanlığını gösterdiğini ifade etti. İlgezdi, yeni yılla birlikte kadro bekleyen 150’ye yakın sözleşmeli tiyatro sanatçısının da işten çıkarıldığını hatırlatarak “2002’den beri sistematik olarak sanatçı sayıları azalıyor, zaten sözleşmeli sanatçılar da bu yılbaşında kadro sözü verildiği halde işlerinden edildi. Sanatçı eksiklikleri ve bu işten çıkarmalar yüzünden Adana Devlet Tiyatrosu’nun 2 Ocak’taki ‘Miletos Güzeli’ oyunu sahnelenemedi. Böyle giderse başka oyunlar da sahnelenemeyecek” diye konuştu. İlgezdi, sanatçı sayısının yetersiz olması nedeniyle büyük prodüksiyonlar yerine küçük kadrolu oyunların tercih edildiğine işaret ederek “Birçok ilde oyunlar ciddi eksikliklerle sahneleniyor. Her an temsillerin sahneden kaldırılma durumları ortaya çıkabilir” değerlendirmesini yaptı. l ANKARA İstanbul Modern 2020’ye hazır, programı Şubattamüze direktörü Çalıkoğlu anlattı yabancılar geliyor! ORHUN ATMIŞ Bakü’den gelecek sanatçı Faig Ahmed’in önceki işlerinden biri. Türkiye’nin ilk modern ve çağdaş sanat müzesi İstanbul Modern, geçen yıl 15. yaşını kutladı. İstanbul Modern’de, 2019’da 7 süreli sergide, 38 sanatçının yapıtları izleyiciyle buluştu. Sanatseverler, Anthony Cragg, “İplikten Çözülenler”, “Uluslararası Sanatçı Filmleri” ve Canan Tolon sergisinin yanı sıra Yıldız Moran, Ara Güler ve Lütfi Özkök’ün fotoğraflarını görme şansı yakaladı. İstanbul Modern Sinema’da ise 10 özel programla 208 film gösterimi yapıldı. İstanbul Modern Direktörü Levent Çalıkoğlu ile geçen yılı ve 2020 planlarını konuştuk. Çalıkoğlu, Beyoğlu’ndaki geçici mekânlarında 2019 boyunca 360 bin kişiyi ağırladıklarını ve bunun beklentilerini karşıladığını söyledi. Çocukların ve gençlerin sanat eğitimine yönelik programlarından da bahseden Çalıkoğlu, 100’ün üzerinde eğitim programından 55 bin çocuk ve gencin yararlandığını belirtti. Meksiko’dan Baku’ya 2020’de İstanbul Modern’de neler göreceğiz? Şu an Lütfi Özkök ve Canan Tolon’un sergileri sürüyor. Özkök’ün “Portreler” sergisi 3 Mayıs’a kadar devam edecek. Tolon’un “Sen Söyle” isimli sergisi ise 2 Şubat’ta sona erecek. “Şubatta yeni bir sergi görecek miyiz” sorusuna Çalıkoğlu, “2019 yılı içinde başlattığımız Uluslararası Misafir Sanatçı Programı’na katılan sanatçıların üretimlerini sergileyeceğiz” cevabını verdi. Çalıkoğlu, projenin Türkiye’nin uluslararası tanıtımında sanatla fark yaratacağını da ifade Geçen yıl 15. yaşını kutlayan müzede şu an 2 sergi devam ediyor, sanatçı ve zanaatkâr işbirliği yolda. Lütfi Özkök’ün “Portreler” sergisi 3 Mayıs’a kadar devam ediyor. Sergide Nâzım Hikmet (üstte) dahil birçok ünlünün portresi bulunuyor. etti. Çalıkoğlu’ndan misafir programı kapsamında dünyanın dört bir yanından gelen 10 sanatçının İstanbul’da zanaatkârlarla üretim yapmak üzere buluştuklarını öğrendik. Direktör, “Uluslararası Misafir Sanatçı Programı zanaat ve sanat ilişkisine farklı bir bakış açısı sunacak” diyor. Proje, İstanbul Modern İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) Yenilikçi ve Yaratıcı İstanbul Mali Destek Programı çerçevesinde destekleniyor. Şubat ayının sonunda eserleri izleyiciyle buluşacak sanatçılar ise şöyle: Faig Ahmed (Baku), Rana Begum (Londra), Benji Boyadgian (Kudüs), Rodrigo Hernandez (Meksiko), Servet Koçyiğit (Amsterdam), Outi Pieski (Helsinki), Randi & Katrine (Kopenhag), Wael Shawky (İskenderiye ve Levent Çalıkoğlu Philadelphia) ve Jorinde Voigt (Berlin). Çalıkoğlu, “2020’de başka ne tür projeleriniz ve işbirlikleriniz olacak” sorusuna ise ilk olarak, “Müzelerde teknoloji temelli sanat eğitimi uygulamalarına farklı bir boyut kazandırma amacıyla İSTKA desteğiyle hayata geçirdiğimiz Art Maker Lab Öğrenme Merkezi projemizi sürdürmeyi planlıyoruz. 715 yaş çocuk ve gençler için İstanbul Modern tarafından geliştirilen, tasarlanan ve uygulanan Art Maker Lab ile yaklaşık 20 bin küçük sanatsevere ulaşmayı hedefliyoruz” yanıtını verdi. Öte yandan Türk Hava Yolları ile birlikte bir proje başlattıklarını söyleyen Çalıkoğlu, ilerleyen günlerde İstanbul Havalimanı Türk Hava Yolları Özel Yolcu Salonu’nda İstanbul ‘OSCAR’IN YABANCILARI’ “Ve Sonra Dans Ettik” İstanbul Modern Sinema’da yılın ilk programı 16 Ocak’ta başladı. Program 30 Ocak’a kadar devam edecek. “En İyi Uluslararası Film” dalında ilk dokuza giren adayların da yer aldığı programda 14 yabancı yapım bulunuyor. Gösterilecek filmler şöyle “Monos” / Kolombiya: 25 Ocak (15.00), “Ve Sonra Dans Ettik” / İsveç 23 Ocak (13.00), “Oyunbozan” / Almanya 23 Ocak (13.00), “Domatesler Wagner’le Tanışınca” / Yunanistan 25 Ocak (15.00), “Kışkırtma” / İsrail 23 Ocak (19.00), 25 Ocak (17.00), “Sevgili Oğlum” / Tunus, Belçika, Fransa, Katar 26 Ocak (15.00), 30 Ocak (17.00). Modern’e ayrılan alanda “İstanbul Modern Sanat Müzesi Koleksiyonu’ndan Bir Seçki” adlı serginin ikincisini açacaklarını dile getirdi. İstanbul Modern’in 2012 yılında başlattığı uluslararası müze profesyonellerini Türkiye’deki meslektaşlarının yanı sıra müze ziyaretçileriyle buluşturan “Müzeler Konuşuyor” programının bu yılki konuğu ise Fransa olacak. Çalıkoğlu, “Bu konuşma dizisinin İstanbul kültür sanat ortamı başta olmak üzere müzecilik ve müze kültürü açısından önemli bir etkinlik dizisi olduğuna inanıyorum” diye konuştu. Fazıl Say ‘Nâzım Oratoryosu’ Japonya’da Japonca Nâzım Hikmet’in şiirleri ve Fazıl Say’ın “Nâzım” başlığı altında topladığı bestelerden oluşan Nâzım Oratoryosu 23 Ağustos’ta Japonya, Nagoya, Nihon Tokushutogyou Forest Hall’de Japonca sahnelenecek. Piyanist Hidehiko Nakaoka’ya, Naoshi Takahashi’nin şefliğinde Nagoya Filormoni Orkestrası eşlik edecek. Anlatıcılığını Kazunori Abe’nin yapacağı gösteride, Lee Jeongmi, Makoto Niimi, Ayasa Takahashi sahnede olacak. Konserde NÂZIM ORATORIO Koro Derneği’nin şefliğini de Aikihiro Takahashi yapacak. Nilüfer, konserini zorunlu erteledi Biletleri günler öncesinden tükenen Nilüfer’in Bostancı Gösteri Merkezi’ndeki 15 Şubat konseri sanatçının “influenza”ya (domuz gribine) yakalanması nedeniyle ertelendi. Halen tedavisine hastanede devam edilen sanatçı, doktorunun tavsiyesiyle uzun bir dinlenme süreci geçirecek. Bu sebeple Nilüfer, konserini daha sonra ilan edilecek bir tarihe erteledi. Turhan Selçuk Karikatür Yarışması Bu yıl 10. kez düzenlenecek olan Uluslararası Turhan Selçuk Karikatür Yarışması’na başvuru koşulları açıklandı. Yarışma sonunda birinciye 7 bin 500 TL, ikinciye 5 bin TL, üçüncüye ise 3 bin TL ödül verilecek. Konunun serbest olduğu yarışma, tüm çizerlere açık. Şartlar şöyle: Yarışmaya gönderilen karikatürler daha önce yayımlanmış olabilir. Ancak başka bir yarışmada ödül almamış olmalı. Teknik serbest. Çizer yarışmaya en fazla 5 eserle katılabilir. Orijinal ya da baskıya uygun 300 dpi, jpg formatında olmak üzere eposta ile de kabul edilebilir. Gönderilecek karikatürlerin boyutu en fazla 30x40 cm. olmalı. Katılımcılar, eserinin arkasına büyük harflerle adını, soyadını, adresini, epostasını, ülkesini ve telefon numarasını yazmalı, kısa bir özgeçmişini zarfın içine koymalı. Karikatürler, 1 Mayıs tarihine kadar şu adrese gönderilmiş olmalı: 10. Uluslararası Turhan Selçuk Karikatür Yarışması Milas Belediyesi Özel Kalem Müdürlü ğü, 48200 Milas, Muğla / Türkiye. (www.milas.bel.tr / email: [email protected]) Yarışmanın sonuçları 20 Mayıs’ta açıklanacak. Ödül töreninin tarihi ise 19 Eylül. Aynı tarihte sergilenmeye değer görülen ve ödül alan karikatürlerin sergi açılışı Turhan Selçuk Karikatürlü Ev’de yapılacak. Sergi, 1 Ekim’e tarihine kadar açık kalacak. Yarışmanın seçici kurulunda şu isimler yer alıyor: Muhammet Tokat (Başkan), Ruhan Selçuk, Kamil Masaracı, İzel Rozental, Sonay Yılmaz, Hicabi Demirci, Nazım Alpman, Ramize Erer, Çiğdem Demir, Yüksel Aksu, Serter Karataban (Raportör). Jüri toplantısı ise 9 Mayıs’ta yapılacak. ‘Nasipse Adayız’ seyirci karşısında Ercan Kesal’ın yazıp yönettiği ilk uzun metraj filmi “Nasipse Adayız”, dünya prömiyerini 25 Ocak Cumartesi günü Uluslararası Rotterdam Film Festivali’nde yapacak. Filmin fragmanı ve festival afişi de bu hafta yayımlandı. İlk kez festival seyircisi ile buluşacak filmin başrollerinde Ercan Kesal, Selin Yeninci, İnanç Konukçu ve Muttalip Müjdeci yer alıyor. “Nasipse Adayız”, Kesal’ın aynı adlı romanından uyarlandı. Feriye’de müzik ve eğlence zamanı “Feriye’de Caz” her cuma ve cumartesi akşamı saat 22.00’de Lokanta Feriye’de düzenlenecek. Serinin ilkinde yarın Su İdil Band sahneye çıkacak. İlerleyen günlerde Erdem Özkan, Ezgi Alaş ve Nihal Akarsu da sahnede olacak. Su İdil Sömestr tatili 17 Ocak Cuma günü 18 milyon öğrenci sömestr tatiline girdi. 3 Şubat Pazartesi yeniden okula dönecekler... Şu günlerde her yerde çocuklara öneriler var. Hepsi mutlak yararlıdır. Benim 2 çocuk, 7 torun sahibi bir anne ve büyükanne olarak önerilerim şöyle: 1) Onları televizyon haberlerinden ve tartışmalardan uzak tutun! Böylelikle bizi yönetenlerin yalan söylediklerini görmezler. Adaletin siyasal erkin egemenliğinde olduğunu küçük yaşta öğrenmezler. Bir gün söylediğinin, ertesi gün tam tersini söyleyeni duyup sağlarını sollarını şaşırmazlar. Yüksek sesle bağırarak, karşısındakini dinlemeden konuşanları örnek almaya kalkmazlar. Kin ve nefretin bulaşıcı etkisinden korunurlar. Arabesk kültürün, magandalığın etkisine ve istilasına ne kadar geç girerlerse o kadar kârdır. 2) Çocukları açık havaya ve sanata salıverin! Park, sokak, cadde, bahçe, dağ başı, deniz kıyısı hiç fark etmez. Ağaçların adlarını, çiçeklerin türlerini, suyun şavkını, rüzgârın hızını merak etsinler. Köpeğin, kedinin, uçan kuşun nereden gelip nereye gittiğini sorsunlar... Sanatsal etkinliklerle haşır neşir olsunlar: Müze, sergi, çocuk oyunları, konser, opera, bale... Seçimlerinizi birlikte yapın. Belki ilkinde sıkılırlar ikincisinde daha az, üçüncüsünde daha daha az sıkılır ve sonunda hayran kalırlar. Alışırlar, arar olurlar. Böylelikle doğaya da sanata da bakmakla kalmazlar, görmeye başlarlar. İşte farkındalık başlamıştır. Gördüklerini yorumlamaya, değerlendirmeye başlarlar... Değerlendirmenin ardından sorgulama gelir. Merak gelir. Öğrenme tutkusu gelir. Eleştiri gelir. Eleştirel düşünce gelir... Bu son söylediklerimi gerçekleştirmenin yolu çocuklarla bol bol konuşmaktan, onları konuşturmaktan, onları dinlemekten, onların düşüncelerine kulak vermekten geçer. Sanatın işlevi Sanat düşünmeyi, eleştirmeyi, yorumlamayı, değerlendirmeyi öğretir insana... Bu değerler hiyerarşisi içinde insan yalnız kendi kişiliğini değil, içinde yaşadığı toplumun da düzeyini geliştirirken bütün bunların bir yaşam biçimine dönüştüreceğini bilir. Bugün yaşadığımız beğeni yozlaşması, çarpık yapılanmalar, demokrasinin yerleşememesinde ve cehaletin yüceltilmesinde sanat eğitiminin eksikliğini görüyoruz. Okullardan umudu kestik bari yarıyıl tatilinde çocukları sanatla buluşturalım. Hayrettin Karaca “Toprak Dede” toprağa kavuştu, sonsuzluğa yürüdü. Ülkemizde çevre bilincinin gelişmesinde en önde koşan, bu yolda birkaç kuşak yetiştiren Hayrettin Karaca ağaca, ormana, toprağa sarılırken aslında geleceğimize sarılıyordu. Yaşanabilir bir ülke umuduna sarılıyordu. Sevgili dostu Muazzez İlmiye Çığ ile birlikte katıldıkları protestoları hiç unutmadım. Işık içinde uyusun. Yarın günlerden Uğur Mumcu Yarın 24 Ocak. Yarın günlerden Uğur Mumcu günü. Onun düşünceleri, kişiliği, inançları bugün her zamankinden daha çok önem taşıyor. Benim için, gerçek Atatürkçülerle, sahte / takıyyeci Atatürkçüleri birbirinden ayırmanın yolu Uğur Mumcu standardından geçer. Sonuna dek bağımsız, laik bir Türkiye için mücadele verdi. Kemalist, antiemperyalist, sosyalist ve devrimciydi. Bugün ülkeye egemen olmaya çalışan gazeteciliği görse hepimizi isyana kışkırtırdı! “Çare, solda ve sağda, düşünce özgürlüğünü kısıtlayan bütün engellerin kaldırılmasıdır. Bir başka çare de yoktur. Ancak, özgürlükçü ve demokratik toplumlarda bu ‘siyasettarikatticaret’ üçgeni ile savaşılır. Kapalı rejimlerde ise bu akımlar, devlet kadrolarını, sinsi ve karanlık yöntemlerle ele geçirirler... Atatürk’ün laiklik ilkesinin ancak ve ancak özgürlükçü demokrasilerde savunulacağına inanıyorum... Demokrasilerde çözüm yolları yasaklarla değil, özgürlüklerde aranmalıdır.” Özlemle anıyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle