10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 23 OCAK 2020 PERŞEMBE EDİTÖR: ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR TASARIM: SERPİL ÜNAY olaylar ve görüşler Kıssadan Hisse: Mega kanal projelerine bakınca Kanal İstanbul Emperyalistler niçin Atatürk’e düşman? Dr. Ayşen Eren Kanal İstanbul projesini, diğer mega kanal projelerini, özellikle Başlıktaki soruya hemen “Bu ne biçim soru, elbette savaşta onları yen gelerini, din devleti olan aile/ aşiret diktatörlükleri aracılığıyla kontrol ettikleri için, Müslü Kanal İstanbul çevresel bir altyapı olacak. Çevresel altyapı, doğanın ve doğal kaynakların ekonomik kazanç için, şirketlere ve şahıslara hizmet vermek amacıyla, bir altyapı haline dönüştürülmesi ve Panama Kanalı’nı uzun yıllar inceleyen, çevresel altyapıları, küresel altyapı yatırımlarını ve küresel gemi taşımacılığı endüstrisini araştıran Ashley Carse gibi bilim insanlarının çalışmalarında ortaya koyduğu bulgular ve sonuçları kullanarak değerlendirelim. diği” için yanıtını vermeyin: Doğru ama eksik yanıt ver miş olursunuz! İsterseniz bu soruyu yanıtla maya, doğru ama hepsi tek başlarına eksik kalan bazı gerçekle man bir toplumda Dinsel Diktatörlük yerine, Demokratik bir Rejim uygulamaya yönelen ve halkı çoğunlukla Müslüman olan Türkiye Cumhuriyeti, hem Ortadoğu diktatörlüklerine hem kullanılması. Kanal İstanbul, teknopolitik ri anımsatarak devam edelim: de onların efendileri olan Em ve sosyoekolojik alan ile çevre politikaları 1) Evet, önce Çanakkale’de peryalistlere karşı tehlikeli bir nın kesişip birbirinden ayrılmaz biçimde iç onları yenerek, emperyalistlerin siyasal örnek oluşturuyordu. içe geçtiği politik bir proje. Çünkü bu proje ile karasal, denizel ve sulak alanları, gölleri ve akarsuları olan geniş bir arazinin kullanımı mühendislik ve teknoloji kullanılarak yeniden düzenlenecek ve arazi artık bu kalıcı, düzenlenmiş haliyle kullanılacak. Kanal İstanbul projesini, diğer mega kanal projelerini, özellikle Panama Kanalı’nı uzun yıllar inceleyen, çevresel altyapıları, küre kendi aralarındaki savaşta İngiliz ve Fransızların Karadeniz’e çıkarak müttefikleri Rusya’ya, Rus Çarı’na destek olmalarını engelledi. Böylece Rusya’da önce Menşevik sonra Bolşevik devrimlerinin gerçekleştirilmelerine de ortam sağladığı için bu yenilginin acısı hiç unutulmadı. Onun için Arap Emperyalizmi de Batı Emperyalizmi ile birlikte Atatürk’e düşmandı. HHH Tek tek sıraladığım bütün bu nedenler, Emperyalistlerin Atatürk’e düşman olmaları için yeter de artardı bile... Fakat bunlardan farklı olan öyle bir neden var ki, Batı Em sel altyapı yatırımlarını ve küresel gemi ta 2) Sonra tüm Emperyalist peryalizminin bütün düşman şımacılığı endüstrisini araştıran Ashley Car Dünya’yı, Kurtuluş Savaşı’nda, lığını ve bu düşmanlığın altın se gibi bilim insanlarının çalışmalarında or Batı’da Yunan ordularıyla, da yatan tarihsel, sosyolojik taya koyduğu bulgular ve sonuçları kullana Doğu’da Ermeni ordularıyla, ve psikolojik bütün nedenleri rak değerlendirelim. Değerlendirmeyi politik ekolojik açıdan bakıp kim kazanıyor, kim olumsuz etkileniyor diye sorarak yapalım. içerde İngiliz, Fransız ve İtalyan karakollarıyla, tüm ülkede Halife Ordusuyla ve Padişahçı isyanlarla savaşarak, yendi. kapsıyor ve günümüzdeki Emperyalist Atatürk düşmanlığını açıklıyor: Atatürk Batı Emperyalizmi Panama örneği Kanal İstanbul projesini analiz ederken öncelikle küresel ticaret ile küresel gemi taşımacılığı endüstrisini İstanbul şehri ile birlikte düşünmek gerekiyor. Küresel ticaret hacminin yüzde 90’ı gemi ile taşınmakta. 1970’ten 2013’e bu hacim yaklaşık 4 kat arttı. Küresel ticaret ucuz ve verimli taşımacılığa bağlı. Bu nedenle taşımanın önündeki kısıt ve engelleri ortadan kaldırmaya çalışır. Gereksinim duyduğu kanal, yol, liman, iskele, rıhtım, depo, lojistik merkezi, havaalanı, demiryolu ve iletişim tesislerinin inşası, kurulumu, bakımı, genişletilmesi için çok geniş arazi, büyük miktarda su ve diğer başka doğal kaynakları talep eder. ki derinliğin sabit olması ve kalması bir önkoşul. Çünkü gemilerin hareket ettiği su kanalındaki tek değişken, derinlik. Akıntılar ile kanala taşınan sediment dediğimiz kaya, toprak, yosun gibi katı maddeler zamanla dibe çöküyor, bir katman oluşturuyor. Küresel ticaret bu dip katmanın kazınma, çıkarılma ve bertaraf faaliyetlerine bağlı. Bu nedenle mega kanalları yapanlar ve işletenler, kanal sisteminin bir parçası olan kanallarda, nehirlerde, limanlarda, suyollarında biriken dip tortusunu tarama ve bertaraf işini sadece kanallar, limanlar inşa edilirken yapmıyorlar, sürekli bu işle meşguller. tin” ve “pahalı” işler. Kanal İstanbul bir izlek bağımlılığı yara tacak, İstanbul halkını bu çevresel altyapıya kilitleyecek. Bugün kanal açılsın mı açılmasın mı tartışırken bir süre sonra Süveyş Kanalı’nda olduğu gibi ikinci kanal açılsın mı açılmasın mı konuşulacak. Ya da Panama Kanalı’nda olduğu gibi var olan kanal genişletilsin mi genişletilmesin mi tartışılacak. Kanal İstanbul’u bu iki kanaldan ayıran en büyük ve önemli fark, Süveyş Kanalı’nın çöl ortasında, Panama Kanalı’nın doğal ve kırsal alanda açılmasına rağmen, Kanal İstanbul’un resmi olarak 16 milyon, gayri resmi olarak 3) Sevr’de yok edilmek istenen bir milleti ve bir devleti, Lozan’da bütün dünyaya Türkiye Cumhuriyeti olarak yeniden kabul ettirdi. Bu arada Kurtuluş Savaşımızı “Antiemperyalist değildi; basit bir TürkYunan savaşıydı”  diye küçümsemek isteyen Kemal Tahir gibi önyargılı yazarlarımıza veya geri zekâlı cahillere yanıt olarak Lozan’da karşımızda oturan devletleri anımsatalım: Birleşik Krallık, İtalya, Fransa, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika, Yugoslavya... ne, Batı’nın Temel İnsan Hak ve Özgürlükleri bağlamında, Laik Demokrasi adına karşı çıkıyordu... Yani Batı Emperyalizmini, onların övündükleri değerler adına yenmiş ve yeni kurduğu devlette de o ilkeleri uygulamaya koymuştu. Böylece Batılı Emperyalistlerin özellikle kendi okullarını açarak kültürlerini yaydıkları sömürgeci yaklaşım ters tepiyor, Batı, sömürdüğü ülkelerde, bizzat kendi öğrettiği “Özgürlük”, “Bağımsızlık”, “Laiklik”, “Demokrasi”, “İnsan Hakları” gibi değerlerin bu ülkelerde 21. yüzyıl başında küresel taşıma altyapı projelerinde bir patlama oldu. Buna ka Yıkıcı yanlar 25 milyon insanın yaşadığı İstanbul şehrinde açılacak olması. Kanal İstanbul, yapıldığı Ve soralım bunlara: Kurtuluş Savaşı sadece bir Türk ki liderler ve halklar tarafından benimsenmesi ve savunulması nal mega projeleri de dahil. 2015 yılında Süveyş Kanalı’nı genişleten ikinci kanal açıldı. 2016 yılında Panama Kanalı genişletme projesi tamamlandı. Yoksul Nikaragua devleti ile HongKonglu bir firma arasında Panama Kanalı’na alternatif, yeni bir kanal planlandı. Bu okyanus arası kanallar gibi Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan İstanbul Boğazı da bir mecburi geçiş yolu, gemi taşıma Mega kanal projeleri genellikle pek çok yönden kârlı olarak sunulmakla birlikte dip tarama ve çıkan malzemenin taşınıp bertaraf edilmesi hem ekonomik açıdan çok pahalı ve yoğun yatırım gerektiriyor hem de sosyoekolojik olarak yıkıcı. Bu nedenle sıklıkla toplumsal muhalefetle ve direnişle karşılaşıyorlar. Bir örnek verelim. ABD’de Savannah Nehri üzerine kurulan küresel gemi ta takdirde, İstanbul’a ait verilecek her kararı etkileyecek, şekillendirecek. Teori ile pratik farkı Bu mega kanal projeleri çok “iyi niyetli” kalkınma projeleridir, sosyal ve ekolojik dünyalar tasarlarlar, modeller kurarlar ve bu modellerde sayısız çevresel, sosyal, ekonomik varsayımlar yaparlar. Fakat gerçek Yunan savaşı idiyse bu devletlerin Lozan’da karşımızda ne işi vardı? 4) Temelleri 18531856 Kırım Savaşı ile atılan borçlanmalar sonunda, 1881’de ilan edilen Düyunu Umumiye ile başlayan çöküş ve paylaşım sürecinde, Balkanlar’ı ve özellikle de Ortadoğu’yu almalarına ile yenilgiye uğratılıyordu. İşte bu nedenle, Samuel P. Huntington, Sovyetler Birliği çöktükten sonra yazdığı “Uygarlıklar Çatışması” kitabında Atatürk’ün ve Türkiye Cumhuriyeti’nin aleyhine koskoca bir bölüm ayırdı... İslam Dünyası’na “Amerika, Kanada, Kuzey Avrupa ve cılığının sıkıştığı bir nokta. şımacılığı için önem taşıyan Savannah Lima uygulama her zaman farklı olmuştur. Çün rağmen, İstanbul’u, İzmir’i ve Avustralya’dan başka hiç kim Küresel ticaret gelişirken, küresel gemi ta nı için yapılacak dip tarama projesinin neh kü örnekler, mega kanal projelerini savu Trakya’yı, Anadolu’nun geri ka se gerçek ‘Batılı’ olamaz, bize şımacılığı endüstrisi büyürken ekonomisi kötüleşen ülkemizde bu proje devlet için bir can simidi mi olacak? Çünkü Kanal İstanbul küresel oyunu değiştirecek bir hamle. Kanal İstanbul ile açılacak suyolunu, yeni limanları ve lojistik merkezini kim, hangi koşul ve şartlarda işletecek? Yeni limanlar ve lojistik merkezi İstanbul içi ve çevresindeki limanları nasıl etkileyecek? Modern gemi taşımacılığı için suyolunda rin çok içlerine kadar tuzlu suyun girmesine neden olacağı, sudaki oksijenin azalacağı ve buna bağlı olarak suya bağlı yaşamı tahrip edeceği bekleniyor. Sudaki oksijenin azalmasının yaratacağı sorunları azaltmak için 100 milyon ABD Doları bütçeli bir proje başlatıldı. Bunlar, küresel gemi taşımacılığını kolaylaştırmak için kurulan çevresel altyapının, işletim ve bakımıyla ilgili yapılması gereken “olağan”, “ru nanların bilinçli olarak olası proje faydalarını abarttıklarını, yaratacağı riskleri önemsiz gösterdiklerini ve kanallar işletmeye açıldıktan sonra inşa, işletim ve bakım maliyetlerinin halka sağlayacağı faydayı hızlıca aştığını gösteriyor. Kanal açma ve genişletme işinden geriye kalan miras ise, aşırı büyük inşa edilen, hesaplanandan daha az kullanılan altyapılar ve yok edilen yaşam alanları ile ekosistemler kümesinden ibaret. lan kısımlarıyla birlikte halkı çoğunlukla Müslüman olan Türkiye Cumhuriyeti’ne bırakmak zorunda kaldıkları için Emperyalist dDünya ve özellikle bağnaz Hıristiyan politikacılar Atatürk’ü hiç affetmediler. 5) Türkiye Cumhuriyeti’nin Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu gibi üç jeostratejik bölgeyi birden kontrol eden bir ko yetişemez ve bize benzeyemez, Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti bu nedenle yanlış yoldadır” diyerek faşist yüzünü açıkça ortaya koydu... Ve utanmadan “Kadın hakları ve laiklik, Emperyalist değerlerdir. Siz bunlara inanmayın, kendi geleneksel değerlerinize bağlı kalın” diye öğüt verdi! numda olması, Karadeniz’e çı HHH Kamusal emeklilikte sona doğru kışıdenetlemesiEmperyalistler için hep bir engel, bir tehlike olarak görüldü. 6) Emperyalistler, petrol böl BATI EMPERYALİZMİNE DE, ONLARIN İŞBİRLİKÇİSİ OLAN DİNCİ ARAP EMPERYALİZMİNE DE HAYIR! BÜLENT BULDUK Sendika Uzmanı Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, mevcut kamusal emeklilik sistemini dönüştürmeye yönelik yapısal adımların atılacağını geride bıraktığımız yıl içerisinde sıklıkla dile getirdi. Zira bu adımların planlanması açıklanan 11. Kalkınma Planı ve 2. Yeni Ekonomik Program’da açıkça belirtildi. Kamusal emeklilik sisteminin kapsamlı bir şekilde reforme edilmesi sürecinde IMF’siz IMF programının izlerini görmek pekâlâ mümkün. Nitekim Türkiye’de emekliliğin kamusal niteliğinden arındırılıp piyasacı bir anlayış ile ele alınması hedefi IMF’nin ve Dünya Bankası’nın uzunca bir süredir ülke gündemine dayattığı bir süreçtir. Emeklilik hakkı piyasacı bir anlayışa dönüştürülüyor İktidar emeklilik sisteminde değişikliğin asli amacının daha sürdürülebilir bir emeklilik sistemini sağlamak olduğunu iddia etse de konunun altında yatan gerçekler oldukça farklıdır. 2. Yeni Ekonomi Program’da yer alan “Ekonomimizin uluslararası sermaye hareketlerindeki oynaklığa dayalı kırılganlığını azaltacak, reel sektere TL cinsinden ucuz ve uzun vadeli kaynak sağlayacak bir tamamlayıcı emeklilik sistemi (TES) sosyal tarafların mutabakatı ile kurulacak ve sermaye piyasalarını derinleştirecek kapsamlı bir reform paketi devreye sokulacaktır” ifadesi emekliliğin daha sağlıklı bir şekilde sürdürülebilirliğine işaret etmemektedir. Buradaki asıl amaç, 2020 yılı bütçe görüşmelerinde dile getirildiği gibi mevcut emeklilik sisteminde yapılacak değişim ile cari açığı kapatma hedefinin ortaya atılmasıdır. Yani bir bakıma emeklilik hakkının sermayeye açıl ması ve piyasaya devredilmesidir. emeklilik sisteminde yaşanan dönüşümler İktidarın bir diğer işaret ettiği nokta ise neticesinde emeklilik hem yaşam standart emeklilik gelirlerinin artırılması için alter ları açısından hem de kamusal bir hak olma natif emeklilik sistemlerinin teşvik edilme sı niteliğinden adım adım arındırılmaktadır. sidir. Bu durum 11. Kalkınma Planı’nda şu 2001 yılında ilk kez hayata geçirilen ve 2016 ifadeler ile yer almaktadır: “Kişilerin emek yılında zorunlu hale getirilen bireysel emek lilik gelirlerinin artırılmasını teminen ka lilik sistemi ile 2008 yılında yürürlüğe giren mu emeklilik sistemi dışındaki diğer emek 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağ lilik sistemlerine katılım teşvik edi lık Sigortası Kanunu mevcut emek lecektir.” Sözü edilen durumun gerçekleşmesi halinde mev lilik sisteminin aşındırılması yö Anayasaya nünde atılan adımlardı. Özellik cut kamusal emeklilik sisteminin yerini bireysel hesaba dayanan ve kişinin kazanç durumuna göre deği göre, sosyal le 5510 sayılı yasa yürürlüğe güvenlik hakkının ayrılmaz bir parçası girdikten sonra Türkiye’de hem emekli aylıkları düşmüş hem de emekli olabil şen bir emeklilik sistemi olan kamusal emeklilik me yaşı yükseltilmiştir. alacaktır. Bireysel emeklilik sisteminde uygulanan zorunlu tasarruf politikası yeni dönem sosyal bir haktır. İktidarın emeklilik sistemine yönelik atmayı Tamamlayıcı emeklilik sisteminin mevcut emeklilik sisteminin yerini alması süreciyle de üç ev de tamamlayıcı emekli planladığı adımlar, reden oluşan emeklilik lik sistemine dönüştürülerek hem sistemden çıkışın önü kesilecek hem de tamamlayıcı emekli çalışanların anayasal bir hak olan kamusal emeklilik hakkının hakkının piyasa devredilmesi süreci tamamlanmış olacaktır. Anayasanın 60. madde lik sistemi ile fonda birikecek olan para iktidarın sermayeye kaynak aktarmasına olanak sağlayacaktır. Kamusal emeklilik elinden alınması anlamına gelecektir. si herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğunu ve devletin de bu hakkı sağlayacak gerekli tedbirleri al masını ve gerekli teşkilatlanma yı kurmasını ifade etmektedir. Ana anayasal bir haktır AKP iktidarı, IMF ve Dünya Bankası’nın Türkiye’ye uzun yıllar boyunca dayattığı mevcut emeklilik sisteminin değiştirilmesi sürecini harfiyen uygulamaya devam etmiştir. İktidar bugüne kadar attığı adımların son evresine gelmiş durumdadır. Bahsi geçen tamamlayıcı emeklilik sisteminin ku yasaya göre sosyal güvenlik hakkının ayrılmaz bir parçası olan kamusal emeklilik sosyal bir haktır. İktidarın emeklilik sistemine yönelik atmayı planladığı adımlar, çalışanların anayasal bir hak olan kamusal emeklilik hakkının elinden alınması anlamına gelecektir. Sosyal devlet ilkesi bu yönü ile iktidar tarafından ortadan kaldırılmaktadır. Türkiye’de emekçilerin ve emek rumsal hale gelmesi ile bu süreç tamamlan örgütlerinin bu saldırıya geçit vermeme mış olacaktır. si ve kamusal emeklilik hakkına sahip çık Türkiye’de 1999 yılından itibaren mevcut mak için mücadele etmesi gerekmektedir. Günün FIRSATI Saygın yazarlar ve uzman bilim insanlarının yazılarının %50bir arada bulunduğu “Tek Adamcı Saray Düzeni” kitabı bugüne özel indirimle www.cumhuriyetkitap.com.tr’de!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle