10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 23 OCAK 2020 PERŞEMBE TASARIM: BAHADIR AKTAŞ KÜLTÜR ORHAN PAMUK: BIR RESMIN BIR HIKÂYENIN BAŞLANGICI OLMASI ÖNEMLI ‘Benim Adım Kırmızı’ya 21. yaşında büyük ilgi AYÇA HAN Orhan Pamuk “Benim Adım Kırmızı” romanını yazışının 21. yılında, okurlarıyla buluştu. Yaklaşık iki saat süren söyleşiye gelen okurların çoğu Yapı Kredi Loca’ya sığamadığı için söyleşiyi dışarıdan dinledi. Etkinlikte “Benim Adım Kırmızı Üzerine Yazılar” kitabını yayına hazırlayan Erkan Irmak ve roman üzerine iki makale yazmış olan Feride Çiçekoğlu da yazara eşlik etti. Hüsrev ve Şirin’den esinle “Benim Adım Kırmızı” romanını nasıl yazdığını anlatan Orhan Pamuk, söyleşi boyunca Nizami’nin yazdığı “Hüsrev ile Şirin” mesnevisinden görselleri de ekrana yansıttı. Romanı resimlere bakarak yazdığını söyleyen Pamuk şunları kaydetti: “Bu hikâyede Şirin, Hüsrev’in resmine bakarak ona âşık olur ve bu sahne onu resimde gösterir. Bu resim bana önemli geliyor. Resme bakarak hikâye anlatmak, bir resmin, bir hikâyenin başlangıcı olması önemli. Benimkinde bir romanın başlangıcıdır yararlanan bir çağ daş roman yazdı ğını ifade eden Pa muk, romanı yaz masının dört yıl dan uzun sürdü ğünü ve romanın adının ilk yıl “İlk Bakışta Aşk” ol duğunu aktardı: “Bakıyor ve âşık oluyor, niye 3 ke re baksın? Adam Çiçekoğlu, Pamuk ve Irmak Loca’da okurlarla buluştu. çok yakışıklı ve güzelse 3 kereye ihtiyaç yok. Halbuki ben ama daha devam ediyoruz. Burada resmini ilk seferde âşık olunacak bir gördüğünüz hikâye nedir? Bir kadın Şirin, adamın hikâyesini anlatmak istiyordum. bir erkeğin resmini görüyor. O kadar güzel Ama daha önemlisi bu küçük eski ma ve yakışıklı ki ona âşık oluyor. Sonra ger sallardan etkileniyorum, ama onların o çek adamla karşılaşınca da aşk başlıyor.” kadar başka bir çağa ait özellikleri var ki Romanı, 15. ve 16. yüzyıl İslam mesne tam da etkilenemiyorum.” vilerindeki hikâyelerden etkilenerek yazdığını söyleyen yazar; etkilendiği şeyin 21. yıla özel 21 yazı hikâyelerin metinlerinden ziyade, resimle “Benim Adım Kırmızı Üzerine Yazılar” ki ri olduğunu dile getirdi. Eski hikâyelerden tabını yayına hazırlayan Erkan Irmak, ça lışmasının kitap üzerine yazılan yazıları bir araya getirdiğini söyledi. Irmak kitapla ilgili “Buna aslında, ‘eleştirmenin gözüyle hepimizin hikâyesi’ diye de düşünebilirsiniz. Farklı farklı metinlerle karşılaşmış yazarlar bunları nasıl yorumluyorlar? Biraz bunu anlatmaya çalıştık” dedi. Romanın yayımlanmasının 21. yılı vesilesiyle okurla buluşan kitapta, romanla ilgili 21 yazının yanı sıra Orhan Pamuk ile yapılan bir söyleşi de yer alıyor. Senarist ve yazar Feride Çiçekoğlu ise kitapta yer alan makalelerinin ortaya çıkışında Orhan Pamuk’un desteğinin etkisinden bahsetti. Pamuk’un kendisine kütüphanesinde yer alan kitapları verdiğini söyleyen Çiçekoğlu, “Rönesans’ın görme biçimlerine ve Rönesans’ın bir mit olarak, kurgu olarak sonradan oraya atfediliş görme biçimlerine dair sohbetlerimiz bana söz ve imge dersi için ilham oldu” dedi. Gülce Duru Ozbi Salon’da bu hafta Bu yıl 10. yaşını kutlayan Salon, 2020’de programına kaldığı yerden devam ediyor. Bu hafta 24 Ocak Cuma, saat 22.00’de rap dünyasının yenilikçi ismi Ozbi ile şiirlerini beraber bestelediği Gülce Duru sahneye çıkacak. Yerli sahnenin yenilikçi ve cesur grubu Multitap 25 Ocak Cumartesi günü saat 22.30’da konser verecek. Haftanın son gününde ise Büyük Ev Ablukada, hem saat 16.00 hem de saat 19.00’da 360 derece sahne düzeni ve akustik performanslarıyla Salon’da olacak. 9’uncu KuirFest bugün başlıyor 9. Pembe Hayat KuirFest, bu yılki açılış partisinin 23 Ocak Perşembe günü Babylon’da yapılacağını duyurdu. Partide Banu Alkan sahne alacak. Alkan’ın yanı sıra Dudakların Cengi özel sahne performansıyla yer alıyor. KuirFest, saat 21.00’de kapılarını açacak ve 26 Ocak’a kadar devam edecek. Giriş: 35 TL. KuirFest, “Gökkuşağının Altında” seçkisi kapsamında bu yıl da kuir kurmacaları ağırlıyor. Yaşlılık, göçmenlik, gençlik, biseksüel haller, mistik kurgu gibi temaları odağına alan seçki, Amerika’dan Lübnan’a çeşitli ülkelerden hikâyelerle yaşamın her anında ve alanında lubunya olma hallerini harmanlıyor. Seçki içerisinde “TRANSONSUZ” (TRANSFINITE, 2019), “Şifa” (Chronic, 2017), “Greta” (2019), “Kavak Yelleri” (These Peculiar Days, 2019) ve “Karanlıkta Parlayan” (Tinta Bruta, 2018) filmleri yer alıyor. Programın tamamı cumhuriyet.com.tr’de. Paris’te gOöçnmlaernddaiCDçehirğaçegeravlelelr,si;Pingicdöaeçsmusoset,anMlmikoonvddeeröirantneisktvilleeirk Amsterdam’ın ünlü modern sanat müzesi Stedelijk, güncel sergisi “Chagall, Picasso, Mondrian ve Diğerleri” ile usta modernistlerin eserlerini ziyaretçilerle buluşturuyor. Sergi, 19001950 yılları arasında Paris’in sanat çevrelerinde göçmen olarak kendilerine yer edinmeye çalışmış sanat çıları konu alıyor. Serginin etrafında şekillendiği göçmenlik teması, serginin bağlamını ve küratörlüğünü sergilenen eserler KONUK YAZAR kadar ilgi çekici kılıyor. EKİN ASAR Bu tema, usta isimlerin işlerine yeni bir çerçeveden bakmamıza olanak tanıyor. Başta sergiye adını veren üç ismin, Marc Chagall, Pablo Picasso ve Piet Mondrian’ın resimleri olmak üzere, sergide farklı disiplinlerden elliden fazla sanatçının işleri yer alıyor. Ancak, son yetmiş yılda ilk kez görücüye çıkan ve bazıları özellikle bu sergi için restore edilen Chagall eserleri, serginin odak noktası olmayı başarıyor. Usta sanatçının antisemitizmin ve yabancı düşmanlığının doruk noktasına ulaştığı iki savaş arası dönemde Paris’te, sürgünde bir Rus Yahudisi olarak kendini var etme çabası ve kimliği nedeniyle uğradığı çifte marjinalizasyon, eserlerinin anlaşılmasında önemli bir rol oynuyor. İşleri sergilenen her sanatçının göçmenlik deneyimi birbirinden farklı olsa da, sergi, deneyimlerin ortak paydası olan ötekilik kavramını ön plana çıkarıyor. “Chagall, Picasso, Mondrian ve Diğerleri” sergisinin en ilgi çekici yanlarından biri, Hollandalı fotoğrafçı Emmy Andriesse, Rus avangard ressam Nat Sergideki Chagall resimleri, soldan sağa “Bella Dressed in Green”, “L’écuyère”, “Love Idyll”, “Interior of a Synagog, Safad, Palestine”, Stedelijk Müzesi, Amsterdam. Emmy Andriesse, ‘Paris’ 1950 halia Goncharova, eserlerini Nicolas Waarb takma adıyla imzalaylan Hollandalı ressam Sophie Warburg ve Alman fotoğrafçı Germaine Krull gibi dönemin çığır açan kadın sanatçılarının eserlerine yer vermesi. Sergi aynı zamanda, o dönemde Paris’te yaşayan siyah komünitelerin deneyimlerine ve dekolonizasyon konularına da eserler aracılığıyla değiniyor. Farklı ötekilik deneyimlerinin bu biçimde temsil edilmesi, serginin anlatımını zengin ve güçlü kılıyor. Sergide yer alan eserlerin tümü Stedelijk Müzesi’nin koleksiyonuna ait. Sergi, hem 20. yüzyılın başlarında dünyanın kültür ve sanat başkenti olan Paris’in karanlık yüzünü hem de o dönemde yolu Paris’ten geçmiş daha az bilinen sanatçıların işlerini gün ışığına çıkarıyor. Bunu yaparken de onları Marc Chagall, ‘Le Violoniste’, 191213, Amsterdam Stedelijk Müzesi Koleksiyonu göçmenlik ve sanat ilişkisi ışığında yeni bir anlatıyla ziyaretçilere sunuyor. Eserlerin yanı sıra sergide yer alan sanatçıların öyküleri de bu anlatının önemli bir unsuru haline geliyor. Sergi böylece sanatçının kimliği ve eserleri arasındaki perdeyi kaldırıyor. Yabancı düşmanlığının güncel ve önemli bir sorun olduğu günümüz dünyasında bu sergi, göçmen politikaları tartışmalarına sanat aracılığıyla yeni bir söylem ekliyor. Stedelijk Müzesi, bu sergiyle göçmenlik ve ötekilik konuları üzerinden geçmişle günümüz arasında köprü kurmayı başarıyor. Sanat tarihi araştırmacısı Maurice Rummens küratörlüğünde gerçekleşen Chagall, Picasso, Mondrian ve Diğerleri sergisi 2 Şubat’a dek Amstrerdam’daki Stedelijk Müzesi’nde görülebilir. Genç Caz İstanbul Caz Festivali kapsamında bu yıl 18. kez düzenle için başvurular başladı nen Genç Caz konserleri başvuruları başladı. Amatör veya yarı profesyonel olarak müzik le ilgilenen müzisyen ve toplu luklara festival programında yer alabilecekleri bir platform oluşturan Genç Caz, caz ve benzeri müzik türlerine ilgi duyan müzisyenleri teşvik etmeyi amaçlıyor. Genç Caz’a katılmak is teyenler başvurularını http:// genccaz.iksv.org/ adresinden yapabilirler. Başvuru formu, dosyaları içeren bağlantı ile birlikte 27 Nisan Pazartesi gününe kadar gönderilmeli. Tam 60 yıl evli kaldılar. Her şeyi aşkla, el ele, yürek yüreğe yaptılar. Fransız yazar Frédéric Beigbeder’in 2000’li yılların başında ünlü bir romanı vardı: Aşkın Ömrü Üç Yıl. Türkçeye Renan Akman çevirmişti. Yazarın kurgu da olsa aşka biçtiği ömür, üç yıldı! Oysa hayat uzun, gerçek aşkın da uzun olması gerekmez mi? RahşanBülent Ecevit evliliği 60 yıl sürdü. Ama Rahşan Ecevitin aşkı 74 yıl! Ecevitler’in aşkı çok sayıda kitaba, binlerce yazıya konu oldu, milyonlarca insan onları örnek aldı. Ben bu aşka sizler gibi tanık olanlardanım. Cumhuriyetle yaşıttı ve bir Cumhuriyet kadınıydı Bilmem siz de katılır mısınız; Atatürk ve İnönü’den sonra Türkiye’nin “3. Adam”ı Bülent Ecevit’tir. 19742002 arası 5 kez başbakanlık yapan, 3 kez hapishanede yatan Ecevit’in gücü eşi Rahşan Ecevit’ten de geliyordu. Yarım yüzyıl siyasete yön veren güçlü liderlerden oldu. Siyasette ve özel yaşamda dürüstlüğün simgesiydi. Tam 60 yıllık sevgili eşi, hayat ve Aşkın ömrü 74 yıl siyaset arkadaşı, duygudaşı ve yoldaşı Rahşan Ecevit, Cumhuriyetle yaşıttı ve bir Cumhuriyet kadınıydı. Kadın haklarını savunan, onların iş ve sosyal yaşamda güçlü bir biçimde yer almasını savunan bir liderdi. Bülent Ecevit için Rahşan Ecevit, Rahşan Ecevit için Bülent Ecevit her şeydi. 1982’de Ankara Kapalı Cezaevi önünde gazeteci Baki Özilhan’a Rahşan Ecevit şöyle diyecekti: “Bizi anlamıyorlar. Bülent benim oğlum, eşim ve babam. Ben de onun kızı, eşi ve annesiyim. Bunu kavrayamayanlar, bizim ilgimizi, sevgimizi, dostluğumuzu elbette anlayamazlar...” Rahşan Ecevit, 97 yaşında geçen cuma günü yaşamını yitirdi. Herkesin ortak kanısı şuydu: Rahşan Ecevit, büyük aşkı Bülent’ine kavuştu! Çünkü onsuz 14 yılı çok zor geçirdi, Bülent’ini özlemişti, bir yandan da Cumhuriyet kadını olarak ilkelerinden hiç ödün vermedi, Cumhuriyeti yıkmak isteyenlere karşı da direndi, Cumhuriyet dedi, laiklik dedi, demokrasi dedi, Atatürkçülük dedi, inandıklarından asla vazgeçmedi. Gericiliğe karşı mücadele etti. Geleceğe umut dolu bakışını yazdığı bayram ve yılbaşı kutlama mesajlarında bile dile getiriyordu. Vakfımızın genel başkanı Rahşan Ecevit, 171 gün komada kalan eşini 5 Kasım’da yitirdi. 11 Kasım 2006’da Kocatepe Camisi’nden kalkan cenaze arabasının peşinde elini tabutuna koyup 8 kilometrelik yolu 3.5 saatte 1 milyonu aşkın halkla birlikte, onlara eşlik eden beyaz güvercinlerle Devlet Mezarlığı’na kadar yürüdü. Ömrünce eşinin elini bırakmadı. İyi günde de suikastlı günlerde de el eleydi, yürek yüreğeydi. Eşini sonsuzluğa uğurladı. Aşkına güç kattı. Sonraki yılları onun kitapları, fotoğrafları, yazılarıyla geçti. Kitaplığını, fotoğraf, yazı arşivini oluş turdu. 2011’de Rahşan EcevitBülent Ecevit Bilim Kültür ve Sanat Vakfı’nı kuran Rahşan Ecevit, vakfın 27 kişiden oluşan mütevelli heyetinde 5 sanat ve edebiyat insanına yer verdi. Bunlardan biri benim ve bundan onur duyuyorum. Diğer 4 kişi ise soyadı sırasıyla; Ataol Behramoğlu, Talat Halman, Doğan Hızlan, Suna Kan. Bülent Ecevit’i anlatan her kitapta Rahşan Ecevit de var. Bazen onlar da yazar olarak aynı konuyu farklı sanat dalında anlattılar. Örneğin 1967’de Pülümür’de meydana gelen 92 kişinin ölümü, 1282 binanın yıkılmasıyla sonuçlanan deprem nedeniyle Pülümür’e gittiler. Pülümürlülerin dertlerini dinleyip acılarına ortak olmaya, sorunlarına çözüm bulmaya çalışırken Bülent Ecevit, “Pülümür’ün Yaşsız Kadını” şiiriyle Rahşan Ecevit de Pülümür’de Aşk adlı oyunuyla tarihe not düştüler. Şimdi Rahşan Ecevit’in kurduğu vakıfla Ecevitlerin düşüncelerini ulusal ve uluslararası ölçekte yaymaya ve kuşaklar boyunca yaşatmaya Türkiye’nin her zamankinden daha çok gereksinimi var. 74 yıl süren aşkın izlerini öğrenmeye, yaşatmaya, çoğaltmaya da... TELEVİZYON Hazırlayan: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK ‘İzmir’in Kızları’ NTV’de Türk pop müziğinin önemli ismi Sezen Aksu’nun şarkılarından yola çıkan müzi kal “İzmir’in Kızları” 24 Ocak akşamı gala sını yapacak. Müzikalin oyuncu kadrosun dan Gökçe Bahadır, Derya Alabora, Burak Sevinç ve Olgun Toker bu akşam 17.30’da Gece Gündüz’de Gülay Afşar’ın sorularını yanıtlayacak. NTV 17.30 YAYIN AKIŞI 07.30 Günaydın Türkiye 10.00 Televizyon Gazetesi 12.30 Gün Ortası 15.00 Halkın Ekonomisi 16.00 Haber 17.00 Nasıl Yani 18.30 Ana Haber 20.00 Fikir Meydanı 23.00 Gece Görüşü 07.00 Güne Bakış 10.30 Biz Bize 12.00 Haber 12.30 Söz İstanbul’da 13.00 Haber 13.30 Spor Haberleri 14.00 Haber 14.30 Ellerin Türküsü 15.30 Dünyadan Haberler 16.00 Güncel 17.30 Spor Haberleri 18.00 Ekonomi Haberleri 18.30 Günce 20.00 Ana Haber Bülteni 21.00 Durgun Sular 21.30 Sağlığa Yolculuk 22.00 Güncel 23.00 Ellerin Türküsü 23.30 İslam ve İnsan 07.00 Bakalım İşe Yarayacak Mı ? 08.05 Uslu Duramayanlar 09.10 Ekmek Parası 09.40 Dünya Gezegeni Günlükler 10.35 Katil Eşek Arıları 11.25 Usta Eller Masalı 12.15 Büyük Mücadele 13.20 Ailenin Yeni Üyesi 14.15 Barınaktan Gelen İyilik 15.05 Gizemli Tarih “Göbekli Tepe” 15.50 10’larca Bilgi 16.20 Rikki’nin Türkiye Rotası 16.50 Savaşın Efsaneleri 17.45 Dünya Tarihinin Dönüm Noktaları 18.15 Son Toplayıcılar 18.45 Yeni Köylü 19.30 Harbi Getto 20.00 Yırtıcıların Gizli Dünyası 20.50 İnsanlar Ve İnançlar 21.20 Dünya Gezegeni Günlükler 22.15 Yiyeceğin Serüveni 22.45 Yaşayan Kovuklar 23.40 Yeni Köylü 00.25 Katil Eşek Arıları 07.00 Gün Başlıyor 09.30 18 Dakika 10.00 Haber 10 11.00 Kulis 13.00 Haber 13 14.00 Haber 14 15.00 Haber 15 15.30 Gün Başlıyor 16.00 Tele Ekonomi 17.00 Sağlık Masası 18.00 Ana Haber 20.00 18 Dakika 21.00 Türkiye’nin Gündemi 23.00 Gün Bitiyor 00.30 18 Dakika 01.00 Gün Başlıyor 06.00 Güne Merhaba 09.00 A’dan Z’ye 12.40 Davos 2020 Özel 13.00 Gündem 13 14.00 Bugün 15.40 Davos 2020 Özel 16.00 Günlük 16.35 Her Şeyden Önce 17.00 Günlük 18.00 Haber 19.00 Ana Haber 21.00 Gece Görüşü 00.00 Gece Haberleri 09.00 Karalama Defteri 09.30 Resim Sevinci: Bob Ross 11.30 Anadolu Arkeolojisi 13.00 Tiyatro Dünyası 17.30 Opera Dünyası 18.00 Hayat Sanat 18.40 Kısa Bir Ara 18.45 Sinema + 19.45 Robbie Williams “One Night At The Palladium’’ Konseri 20.45 Yabancı Sinema: Temmuz Soğuğu ( Cold In July ) 22.30 Felsefe Söyleşileri 23.30 Anjelika Akbar İle Sesler 07.00 Güne Başlarken 09.25 NTV Ekonomi Geri Sayım 12.35 NTV Ekonomi Piyasa Ekranı 13.00 Öğle Bülteni 14.40 İhracat Kulübü 15.00 Öğle Bülteni 15.40 Spor 16.00 Günün İçinden 16.40 Dünyanın Haberi 17.00 Günün İçinden 17.35 Gece Gündüz 18.00 Günün İçinden 18.40 Spor 19.00 Akşam Haberleri 19.20 Sporun Not Defteri 20.00 Ana Haber 21.00 Yakın Plan 23.00 Gece Bülteni 09.55 Yıldızlarla Buluşma 10.50 Yukon Nehri 12.35 Salgın 13.30 Araba S.O.S. 14.25 Yıldızlarla Buluşma 15.20 Ahmak Bilimi 16.10 Yukon Nehri 17.05 Araba S.O.S. 18.00 Yıldızlarla Buluşma 19.00 Ahmak Bilimi 20.00 Otoyol Cehennemi 21.00 Havaalanı Güvenliği: First Class 22.00 Olağanüstü Hurda Arabalar 23.00 Uçak Kazası Raporu 23.55 Mayaların Saklı Dünyası 01.30 Havaalanı Güvenliği: First Class 02.15 Uçak Kazası Raporu 09.00 Altın Peşinde 09.45 Alaska: Son Sınır 10.35 Alaska’yı Mesken Tuttuk 11.25 Alaska: Son Sınır 13.05 Alaska’yı Mesken Tuttuk 14.45 Nasıl Yapılmış? 16.30 Altın Peşinde 18.15 İşte Sürat İşte Ses 19.10 Tamirat Tadilat 20.05 Hurda Avcıları 21.00 Dönüşsüz Yol 21.55 Alaska: Son Sınır 22.50 Sokak Çılgınları 23.45 Dizel Kardeşler 24.30 Kindig Garajı 02.00 Dönüşsüz Yol [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle