13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 20 OCAK 2020 PAZARTESİ EDİTÖR: CAFER KURT HABER/YORUM Oslo’dan Asrika’ya AKP tiyatrosu HDP’nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, herhangi bir terör eyleminde bulunmadığı halde, düşüncelerinden ve söylediklerinden ötürü, 3 yıldır hapiste yatıyor. Demirtaş’ın bazı düşünceleri ve sözleri eleştirilebilir. Ancak dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde, bir kişi, düşündüklerinden ve söylediklerinden ötürü yıllarca hapiste yatmaz. Ayrıca Demirtaş’ın, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a, “Seni başkan yaptırmayacağız” dediği için, otoriter bir başkanlık sistemine karşı çıktığı için, Erdoğan’a muhalefet ettiği için hapiste yattığı da açıktır. Demirtaş, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli gibi, AKP’ye ve Erdoğan’a destek verseydi, bugün hapiste olmayacaktı. Durum böyleyken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, bir etkinlikte, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş ile birlikte, Selahattin Demirtaş’ın hapiste yazdığı “Devran” adlı kitaptan uyarlanan bir sahne gösterisini birlikte izlediler diye, AKP ve MHP ortalığı ayağa kaldırdı, ülkenin bölünmesine yönelik bir “çadır tiyatrosu” oynandığını iddia etti! Son derece olağan ve insani bir dayanışma gecesi, AKP ve MHP tarafından siyasi şova dönüştürüldü. AKP ve MHP bunu yaparken, Oslo’da, Habur’da, Diyarbakır’da ve Dolmabahçe’de oynanan tiyatro oyunlarını da unuttu! Norveç’in başkenti Oslo’da MİT ile PKK arasında görüşmelerin gerçekleşmesi; Habur sınır kapısında PKK’li teröristlerin coşkuyla karşılanarak sınırdan serbestçe geçmesi; Diyarbakır’da terör örgütü PKK’nin lideri Abdullah Öcalan’ın mektubunun Kürdistan bayrakları eşliğinde okunması; Dolmabahçe Sarayı’nda sözde “çözüm süreci”ne yönelik mutabakatın açıklanması, bir anda unutuldu! Geçen yıl, İstanbul belediye seçimlerini etkilemek amacıyla, AKP tarafından, terör örgütü PKK’nin lideri Abdullah Öcalan’a, seçimlerin boykot edilmesine yönelik bir mektup yazdırılması ve bu mektubun hükümetin onayıyla kamuoyuna açıklanması; Erdoğan’ın bu mektuptaki mesajı televizyonda paylaşması; PKK üyesi Osman Öcalan’ın devletin televizyonu TRT’ye çıkarak Abdullah Öcalan’ın mektubunu savunması ve CHP’yi eleştirmesi de, AKP ve MHP tarafından bir anda unutuldu! Oysa, Demirtaş ve HDP, bu süreçte, Öcalan’ın çağrısını dikkate almadan, dolaylı olarak da olsa, CHP’nin ve İYİ Parti’nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu’nu destekledi. Bu durumda, terör örgütü PKK ile işbirliği yapan AKP ve MHP midir, yoksa CHP ve İYİ Parti midir?! PKK’nin kurucusu ve lideri, Abdullah Öcalan mıdır, yoksa Selahattin Demirtaş mıdır?! Nasıl oluyor da bir terör örgütünün lideri, AKP’nin ve MHP’nin lehine sonuç verecek bir işe girişmektedir, terör örgütünü desteklemekle suçlanan bir siyasetçi ise terör örgütü liderinin çağrısını yok hükmünde saymaktadır?! AKP’nin tiyatroları bununla da kalmıyor. Son aylarda, “Cumhurbaşkanı” Erdoğan’ın, “İslam bize göre değil, biz İslama göre hareket edeceğiz” diyerek anayasadaki laiklik ilkesini ihlal etmesi; Kamu Gözetim, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’nun, dini referanslarla aldığı bir kararının Resmi Gazete’de yayımlanması; Anadolu İlahiyat Akademisi’nin, “pozitif hukukun yetersiz kalması” gerekçesiyle bir “FıkıhHukuk Politikası” çalıştayı düzenleme kararı alması; “Cumhurbaşkanı” Başdanışmanı Adnan Tanrıverdi’nin, din ve şeriat esaslarına göre yönetilen, başkenti İstanbul, resmi dili Arapça olan bir “Asrika (AsyaAfrika) İslam Devletleri Birliği” kurma girişimi başlatması ve bununla ilgili toplantıya devlet kurumlarının sponsor olması; “Padişahlık sarayı” kontenjanından medyada yorum yapan Yusuf Kaplan adlı entelektüel maskesi takmış yobazın “laiklik dayatılamaz” ve “devletin dini İslamdır” biçiminde açıklamalar yaparak anayasaya meydan okuması, tesadüf değildir! Emperyalizm, TürkKürt çatışması üzerinden Türkiye’yi bölemeyince, laikdinci çatışması üzerinden Türkiye’yi bölme operasyonuna hız vermiştir. En büyük oyun bu alanda oynanmaktadır. AKP’nin ve MHP’nin çığırtkanlarının örtbas etmeye çalıştıkları gerçek budur! 20 OCAK 2020 SAYI: 34438 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06:48 06:32 06:53 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 08:18 13:20 15:49 08:00 13:04 15:37 08:19 13:27 16:03 Akşam 18:12 17:59 18:26 Yatsı 19:36 19:22 19:46 Balbay, komşu ülkelerle tarihimizin en kötü dönemini yaşadığımızı söyledi. Yarımız direniyor Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, Ankara Cumhuriyet Okurları’nın (CUMOK) İTÜ Birlik Vakfı’nın katkılarıyla düzenlediği “Türkiye Nereye Gidiyor” konulu konferasta, “Bu ülkeyi ayakta tutan ne? Hitler, Almanya’yı 3 yılda teslim aldı ama bunlar, 18 yılda teslim alamadılar. En kötü durumda bile halkın yarısı direniyor. Halkın bu yarısı ne reye derse Türkiye oraya gidecek” dedi. Almanların, Hitler’den sonra ilk önce sanat kurumlarını onardıklarını, “Nasıl toparlanacaksınız” diye sorulduğunda “Bizim üniversitelerimiz var” dediklerini aktaran Balbay, “Bizim de temelimizde Atatürkümüz, bağımsızlığımız ve Cumhuriyet devrimlerimiz var” ifadelerini kullandı. “Her yerde AKP iktidarının gidici olduğundan” söz edildiğini anlatan Balbay, “Daha önemlisi onların ardından kimin geleceği. Bugün çevremizdeki ülkelere bakıldığında çözümün değil, sorunun parçası olan bir ülke haline geldik. İslam ülkeleriyle bile tarihimizin en kötü noktasındayız. Suriye, İsrail ve Mısır’da büyükelçimiz bile yok, Irak’ta ise büyükelçimiz işlevsiz” dedi. Balbay, Atatürk’ün dış ve barışçıl politikalarını da anlattı. l ANKARA / Cumhuriyet Nakşibendi şeyhi öldürüldü Nakşibendi tarikatı şeyhlerinden Ab hüzünlüyüm. Bir âlimin ölümü, bir dülkerim Çevik (50) âlemin ölümüdür. Bitlis Güroymak’ta si Bitlis Güroymak lahlı saldırı sonucu (Norşin) Medre yaşamını yitirdi. sesi Başmüder Güroymak ilçesin risi Seyda Ab de dün saat 11.00 sı dülkerim Çevik ralarında Şeyh Mu Abdülkerim Çevik Allah’a yürüdü. hammet Hafit Kuran Allah rahmet ey Kursu’na giden Y.Ş., burada lesin” ifadelerine yer verdi. Güroymak Medresesi Baş Adalet Bakanı Abdulhamit müderrisi Seyda Abdülkerim Gül de Twitter hesabından Çevik ile görüştü. Y.Ş, yanın yaptığı paylaşımda, “Âlimin daki silahla Çevik’e ateş etti. ölümü âlemin ölümü gibidir. Ağır yaralanarak hastaneye Hayatını ilme, talebelerine kaldırılan Çevik, yaşamını yi ve kardeşliğe vakfetmiş Nor tirdi. Yakalanan Y.Ş’nin üze şin ulemasından Abdülke rinde ise 3 ruhsatsız tabanca rim Çevik Hoca’nın menfur ele geçirildi. bir saldırı sonucunda vefat Çevik’in ölümüyle ilgi ettiğini üzüntüyle öğrendim. li sosyal medya hesabından Rabbim kabrini nur, ruhunu paylaşım yapan İçişleri Ba şad, makamını âli eylesin” kanı Süleyman Soylu, “Çok dedi. l Haber Merkezi Cemevine saldırı İstanbul Sultanbeyli’de Pir Sultan Abdal Cemevi’nin bahçesinde bulunan yönetim ofisine saldırı gerçekleştirildi. Saldırıda Sultanbeyli Pir Sultan Abdal Cemevi’nin yönetim ofisinin kapısı kırılırken, binanın içi tahrip edildi. Provokatörler, binanın kapısına “Öl”, binanın içine ise kalemle çarpı işareti atarak “Bitmedi” yazdı. CHP Sultanbeyli İlçe Başkanı Hayati Bozkaya, cemevini ziyaret ederek “Kalleşçe saldırıyı yapanları kınıyoruz. Alevi yurttaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Alevi yurttaşlarımıza geçmiş olsun” dedi. İstanbul Valiliği’nden yapılan yazılı açıklamada olayla ilgili soruşturma başlatıldığı belirtilirken “Pir Sultan Cemevi’ne düzenlenen bu menfur eylemi şiddetle kınıyoruz” denildi. l İç Politika BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Koza gibi yumaklanmış şey. 2/ Gemilerde türlü işlerde kullanılan bir tür demir halka... Deri üzerine uygulamaya özgü hamur kıvamında ilaç. 3/ Çıplak vücut resmi... Kahverengi kabuklu ve yeşil etli bir meyve. 4/ Bir nota... “Şalvarı Osmanlı / Eyeri kaltak Osmanlı / Ekende yok biçende yok / Yiyende ortak Osmanlı” (Mâni). 5/ Soyundan gelinen kimse... Gerçek. 6/ Bir ay adı... Mikroskop camı. 7/ Asya’da bir ülke... Rey. 8/ Eski dilde yılan... İstenç yitimi. 9/ Roman, öykü, tiyatro gibi yazın türlerinde en önemli kişiye verilen ad. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Benzer şeyler arasında birbirini tutma hali, 1 2 3 4 5 6 7 8 9 uygunluk. 1 B O K S E R L E R 2/ Ses... “Sarıkız” da denen bir fasulye cinsi. 3/ Batı Avrupa’da 2 3 4 5 6 7 8 9 AM İ N İ ADE Ş E Ş MAME Y AG KAYA TATU ES İ N ERA T ME BALET SEK OLAY SEC İ MEŞŞA İ L ER bir ır mak... Saban demirinin tarla sürü lürken açtığı çizgi. 4/ Eski Türkler de toplumsal bölüşümü düzenleyen sistem ya da hukuk... Bir renk. 5/ Kuzu sesi... Arka, geri... Yüz metre kare tutarında yüzey ölçüsü birimi. 6/ Güreşte bir oyun... En küçük izci kuruluşu. 7/ Vücudun bütün dış ve iç yüzeylerini kaplayan doku. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 8/ Deniz kenarında salaş ve dam gibi barınılacak yer... 9/ Sıcak bölgelerde yetişen çok sert bir ağaç... Yardım eden, yardımcı. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Pentagon için hazırlanan Türkiye raporu Pentagon için hazırladığı raporlarla bilinen ABD’nin en etkili düşünce kuruluşlarından RAND Corporation, yeni bir Türkiye raporu hazırladı. 276 sayfalık kapsamlı rapor, “Türkiye’nin milliyetçi rotası” başlığını ve “ABDTürkiye stratejik ortaklığı ve ABD ordusu için çıkarımlar” alt başlığını taşıyor… Raporu, bir kısmını Türk kamuoyunun da yakından bildiği şu geniş kadro hazırlamış: Stephen J. Flanagan, F. Stephen Larrabee, Anika Binnendijk, Katherine Costello, Shira Efron, James Hoobler, Magdalena Kirchner, Jeffrey Martini, Alireza Nader, Peter A. Wilson. Ayrıntılara geçmeden önce rapora dayanarak raporun hazırlanış hedefini belirtelim: “TürkiyeABD ilişkilerinde yıkıcı bir çöküşü önlemek için uzun vadeli bir strateji geliştirmek.” Raporun içeriği Raporun bölüm ve konuları, içeriğe dair ipuçları veriyor zaten: Birinci bölümde “sorunlu ortaklıkların yönetimi” üzerinde durulmuş. “Türkiye bir dönüm noktasında” başlığını taşıyan ikinci bölümde, genel bir Türkiye incelemesi yapılmış ve otoriterlik, sivilasker ilişkileri, askeri kapasite, milliyetçilik, eski ve yeni güvenlik tehditleri, “sıfır problemden değerli yalnızlığa” dış politika ve güvenlik politikası üzerinde durulmuş. Üçüncü bölümde, Türkiye’nin Irak ve İran’la ilişkileri “kalıcı rakipler mi, yeni geçici anlaşma mı” sorusu düzleminde incelenmiş. Dördüncü bölümde, Türkiye’nin Arap dünyasıyla ilişkisi “karışık görüşler ve ilgi alanları” bağlamında ele alınmış. Beşinci bölümde, “ihtiyatlı ortaklar” diye nitelenen “Türkiye ile İsrail’in ilişkilerinin geleceği” masaya yatırılmış. Altıncı bölümde, “huzursuz ortaklık içinde farklılıkları yönetmek” bağlamında “TürkiyeRusya ilişkileri” incelenmiş. Yedinci bölümde, “gerçekleşmemiş hırslar” diye nitelendirerek Türkiye’nin Kafkaslar ve Orta Asya ilişkilerine mercek tutulmuş. Sekizinci bölümde, “büküm (sapma) noktasına erişme” penceresinden Türkiye’nin Avrupa’yla, Avrupa Birliği’yle ve NATO’yla ilişkileri ele alınmış. Raporun son bölümü olan dokuzuncu bölüm ise raporun esas bölümü. Bu bölümde “ABDTürkiye ortaklığı ve ABD ordusu için çıkarımlar” yapılmış. ABD için ‘kaşıma’ alanları Raporun dikkat çeken yanlarından biri, TürkiyeRusya ilişkileri konusunda “çatışma alanları” üzerinde durulması ve deyim yerindeyse ABD yönetimi için bu alanların “kaşıma alanları” olarak belirlenmesidir. RAND, TürkiyeRusya ilişkilerinde şu dört alanın çatışma alanı olduğunu belirtiyor: 1) Oyun sonu ve Rusya’nın Suriye’deki varlığı. 2) Rusya’nın PYD/YPG’yle ilişkisi/bağı. 3) Karadeniz’de Rus askeri yığınağı. 4) Türkiye’nin NATO üyeliği, özellikle füze savunma sahası ve diğer konuşlanma/mevziler. ABD’nin en büyük rahatsızlıklarının başında Türkiye’nin Rusya ve İran’la oluşturduğu Astana Platformu olduğu gerçeği dikkate alınırsa, RAND’ın Türkiye ile İran arasındaki “çatışmalı alanları” nasıl belirlediği de önem kazanıyor. RAND, Türkiye ile İran arasında şu altı konunun çatışma alanı olduğunu belirliyor: 1) İran’ın Suriye’de enerji geçiş koridoru elde etmek için PKK ile işbirliği konusu. 2) Sünni ve Şii mezhepleri arasındaki dini farklılıklar. 3) Türkiye’nin NATO üyeliği. 4) İran’ın nükleer programı. 5) Suriye ve Irak’taki insansızlaştırılmış bölgelerin yeniden iskânı. 6) Türkiye’nin Sünnicihatçı gruplara desteği. TürkAmerikan çatışma alanları Peki, RAND’a göre Türkiye ile ABD arasındaki çatışmalı alanlar ne? Burası ilginç! Zira ikinci maddede PYD var fakat RAND, Rusya ve İran’ın PKKPYD ile ilişkisinden farklı olarak ABD’nin silahlandırdığı bu örgütle ilişkisini “taktik” ilişki şeklinde nitelemiş! O çatışma alanlarını da aktaralım: 1) Suriye politikası. 2) ABD’nin PYD, YPG ve DSG ile olan taktik ilişkisi. 3) Gülen’in iadesi. 4) Erdoğan’ı suç faaliyeti içinde olmakla suçlayan altın kaçakçısı Reza Zarrab’a ABD’de açılan dava. 5) Türk hükümetinin retoriğindeki, resmi ve yarı resmi basındaki ABD karşıtlığı. 6) Türkiye’nin NATO savunma sistemi olmayan savunma sistemi (Rusya’nın S400’ü) edinmesi. 7) Türkiye’nin ABD vatandaşlarını tutuklaması. Amerikan çengeli 276 sayfalık bir raporu hakkıyla burada özetleyebilmek elbette mümkün değil. Ancak rapor çok önemli olduğundan başlıklar halinde de olsa üzerinde durmak istedik. Bitirirken, raporunun esasına da birkaç maddede değinelim. Ve RAND’ın “TürkAmerikan ikili ilişkilerindeki yıkıcı gelişmeleri önlemek üzere önerdiği uzun vadeli strateji” için atılması gereken adımlar arasında bize çok çarpıcı gelen şu üçüne dikkatinizi çekelim: 1) Rusya’yı dengelemek için NATO üzerinden sürekli Türk ordusuna angaje olunmalıdır. 2) Milli Savunma Bakanı’nın Türkiye’de giderek artan önemi ve “anahtar muhatap” rolü dikkate alınmalıdır. 3) Yeni Milli Savunma Üniversitesi’nin müfredatının geliştirilmesine yardımcı olunmalı ve TSK’nin ABD’deki okullara öğrencisubay göndermesine devam etmesi teşvik edilmeli.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle