12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER TASARIM: EMİNE BİLGET Hiç ödün vermedenBekir Yenigün, hem Türkİş içinde sendika başkanı hem TİP yönetiminde “1971 öncesinde sendikanın otomobili ile BoluMudurnu’ya şantiye işçilerine gidiyoruz. Dağ yolunda bir köylüyü otomobile aldık. Arkadaşım köylüye ‘Sen hiç komünist gördün mü’ diye sordu. ‘Bak gör yanında oturan komünisttir’ dedi. Köylü derhal gitmekte olan otomobilin kapısını açtı ve kendini aşağıya attı. Epeyce yuvarlandı. Otomobili durdurduk ama boşuna.” Bekir Yenigün bu romanın kahramanı. Şükran Soner ve Rukiye Yenigün, Bekir Yenigün, Mustafa Atalay, Abdurrahman Atalay, Turhan Feyizoğu. İstanbul’da şiddetli yağmur ve fırtınanın damları uçurduğu zorlu yolculuğun ardından, eski TİP’lilerin hâlâ bir arada yaşadıkları Dostlar Kooperatifi’nin kapı bekçisinden “Bekir Ağabey’in ziyaretçisi mi? Aracınızla kapısının önüne kadar gidebili Fotoğraf karelerine çok fazla söz eklemeye gerek yok gibi. Cemal Hakkı Selek, 1975 kuruluş belgesine imza atarken, Bekir Yenigün arkada sırasını bekliyor. 12 Eylül askeri darbesi, DİSK davasında olduğu üzere, solu sindirmeye yönelik yakalayabildiği TİP’lileri ortak bir iddianame içinde topluyor. Bu kez Bekir Yenigün TİP davası sanıkları içinde, DİSK’in avukatı oğul Alp Selek ile aynı davanın sanığı olma kader ortaklığını paylaşıyor. Elbette sorgu TİP’in ikinci kuruluşu 01.05.1975 Cemal Hakkı Selek Bekir Yenigün Cumhuriyet 2 Ağustos 1983 Bekir Yenigün, TİP’in yeniden kuruluşunda Alp Selek’in babası ile birlikte imza atmış, oğul Selek’le birlikte yargılanmış. dan sonra tutuklanıyor. Hep birlikte 2.5 yıl hapiste kalıyorlar. Davutpaşa, atölyefabrika arası işletmelerde atölye Metris cezaevlerinde yatıyorlar. İşkence şefliği bile yapıyor. Okumadınızsa, Alp rakılarak, tuvalete dahi çıkarılmayarak, kelepçeleri hiç açılmayarak taşınmala fasıllarını teğet geçiyorum. Dava sürerken tahliye ediliyorlar. 142. maddeden 12 yıl ağır hapis cezası alıyor. Cezasının açıklandığı 1985’ten, 141142. madde Selek’in söyleşisinden yer veremediğim bu fotoğraf karesini, anayasa aykırılık savunmasını da sözlerle paylaşmalıyım. Tutuklama sonrası cezaevine nakledi rı ağır işkencelerini de paylaşmalıyım. Alp Selek’in duayen bir ceza hukukçusu olarak, bu 12 Eylül işkence icraatlarına karşı açtığı davayı da kazanmış olduğu lerin kaldırıldığı 1990 yılına kadar ka lişlerinde, bilinçli öfke, intikam duygula nu, elbette kararın bir karşılığının icratıçak yaşıyor. Bu dönemde işçilik yapıyor, rıyla yaşatılmış, günlere uzatılan, aç bı nın görülemediğinin altını çizmeliyim. siniz..” sözleriyle torpilli karşılanma nın üzerine, evine girişle çok daha sı parmış. İkizmiş, el becerilerini on lü dayanışma, sen mak, Niğde cezaevle cak bir sürprizle karşılandık.. dan aldığını söylüyor. Yaşam ko dikal güveni pekiş ri günlerini birkaç çar Bekir Yenigün’ün bildiğim çok çi şullarının zorlamasında amcası tiriyor. Uzunca dö pıcı fotoğrafla görsel leli yaşamının izlerini kapatan güler okuyor, babası eve sahip çıkıyor. nem verem teşhi lemek daha ilginç ola yüzü, gülüşü sürpriz değil elbet, ya Babası çocukluğunda İstanbul’a ça si ile Süreyyapaşa cak.. Kendi anlatımla nındaki dost yüzler.. Eşi Rukiye Yeni lışmaya gidiyor, ardından aile de Hastanesi’nde teda rından paylaşarak.. gün, duyduğum gibi sağlık sorunları İstanbul’a taşınıyor. 1947’de eğiti vi görüyor, sendikal “Hem 12 Mart 1971, nedeniyle konuşamıyor ama benden mini orta birden terk etmiş olarak görevlerini aksatma Mamak 2 Numaralı Cezaevi hem 12 Eylül 1980 as çok genç, pürdikkat tüm konuşma Mahmutpaşa Tarakçılar’da işçilik maya çalışıyor. keri darbelerinde iki ları izliyor. İsim, tarih özürlü olsam yaşamı başlıyor. Babası dahil 6 ki 1970’te 1516 Hazi şer buçuk yıl toplam 5 da yüzleri, sesleri, yıllar geçmiş ol şi bekâr odasında kalıyorlar, bakır ran işçi direnişleri ne yıl hapis yattım. Usta sa da unutamam. 68 kuşağının belgeselcisi olarak bilinen Turhan Feyizoğlu, TİP’ten komşuluk, kankalık yakınlığında Mustafa Atalay, bizimle Cumhuriyet Mahallesi dayanışması içinde de her anlamlı etkinliğimizde var olan, TİP’in her daim kadrolarından, TÜSTAV yöneticisi küçük kardeş Abdurrahman Atalay. Bekir Yenigün’le ilgili nokta koyamadıkları belgesel çekim çalışmaları kapsamına bizim söyleşiyi de katmaya karar vermişler, çekim hazırlıkları tamam, kapıda karşılıyorlar.. Bekir Yenigün, çalışma disiplini, titizliğiyle de çok bilinir. Masada dönemlere ayrılmış, işimize yarayabilecek fotoğrafları seçmemiz yeterli, kopyaları, söyleşi notları için de geçerli, hazır elimize ulaşacak.. Kaan Sağanak’ın da, be cılarda aynı işyerinde çalışıyorlar. Çıraklık yapıyor. Hevesi oto çıraklığı da içinde birçok işte çıraklık yapıyor. 1948’de annesinin de gelmesiyle Büyük Langa’da tek odalı eve yerleşiyorlar. Pek çok iş, kasaplık da yaptıktan sonra askere gidiyor, ilk toplumsal eylemini orada gerçekleştiriyor. Zorlandıkları bir işte “Korkmayın arkadaşlar hep beraberiz” diye bağırıyor, kimse onun ismini vermiyor. Askerlik dönüşü Karayolları’nda işe giriyor. Sendika başkanları TİP’te de birlikte olacakları Şaban Erik. 1963’te sen deniyle İstanbul’da sı lık el yatkınlığı olun kıyönetim komutanı ca hapishanede hemen grevleri yasaklayınca, teknik işlere bulaşılır. komutanı mahkemeye Niğde Cezaevi’nde tor veriyor, kısa bir süre içinde grevlerin sıkı 12 Mart sonrası Dr. Nejat Yazıcıoğlu ile. nayı tamir edip işleri yapmaya başlayınca yönetim ile ilişkisinin savcı beni tamirci ata olmadığı açıklaması geliyor. dı. Kelepçe tamiri yapmayacağım ko TİP üyeliği 1963’ten; kongre, mi şulunu kabul ettirdim. ting, seçim çalışmaları içinde sürek Mamak’ta herkes bin bir güçlük li görev alıyor. Aybar’ı, Boran’ı yakın le zeytin çekirdeğinden tespih yapar dan tanıyor. Sendikacılık ça ken, ortalıktaki malzemeleri toplaya lışmaları yanında TİP içinde rak bir zeytin çekirdeği delme maki de yöneticilik düzeyinde so nesi yaptım. Hapishaneye gelen an rumluluklar üstleniyor. 1970 siklopedilerden birinde aynı aletin Büyük Kongresi’nde mer milattan önce Mısırlılarda kullanıldı kez yürütme kuruluna seçi ğını görmüştüm. Hapishane yemek liyor. 12 Mart sonrası açılan çiliği konusunda da epeyce tecrübem TİP davası kapsamında tutuk vardır.” (Bana da gönderdiği kolyem lanıyor. saklı. O da benden cezaevine gönde O sırada fabrikada tor rilmiş yeni yıl kartlarımı saklamış.) nim de işimiz çok kolaylaşıyor.. dika genel sek na tezgâhında çalışıyor 1974 yılında Ecevit iktidarınca çı Bekir Yenigün, “ErzincanKema reterliğine, muş. Tezgâh başından alın karılan afta, 141142. maddeler kap liye (Eğin) doğumluyum. Nüfustaki 1965’te genel mış, önce Sansaryan Han, sam dışı bırakılmış olsa da, Anayasa kayıt tarihim 3 Ocak 1934. Benim he başkanlığa seçiliyor. Karayolları’nın sonra Ankara Mamak’a götürülmüş. Mahkemesi’ne yapılan itiraz sonun sabıma göre 15 Eylül 1933. Annemin çok geniş bölgelerine yayılmış, Trak 141. maddeden 15 yıl hapis ceza da af kapsamına alınmaları ile Niğde anlatımına göre, Cumhuriyetin 10. ya, Kocaeli, Sakarya, hatta Bolu.. şan sı almış. İşkence tanıklıkları içinde, Cezaevi’nden çıkıyor. yıldönümü 40. günüme denk gelmiş. İlk o gün dışarıya çıkarılmışım. Bir tiyelerinde işçilerle bire bir yakın ilişkiler kuruyor. Sendikada dönemin Sansaryan’da uzaktan karşılaştığı pek çok isim arasında 12 Mart operasyon Yeniden sendika başkanlığı kardeşimi 6 yaşında kaybettik. Dört çok önemli, ünlü sosyalist aydınları larının, eylemlerinin ünlü pek çok is Af kanunu, dönemin demokratik kardeşiz” diye söze giriyor. bu seminerlerde işçilere ders veriyor mi arasında İlkay Demir grubu, Yıl ortamından yararlanarak 1975’te Babası demirci ustalığı, çerçilik ya lar. Düzenli yayınları, bildirileri, güç maz Güney ilk aklına gelenler. Ma Karayolları’nda yeniden işe başlı yor. İşçiden uzak görevler verilme Cumhuriyet’in gazetecilik si seçimi engel oluşturmuyor, geçmiş ilişkilerinin desteğinde, sendikal toparlanma hızlı yaşanıyor. Ma sınavında onurlu bir belge yıs 1979’da yeniden sendika genel başkanlığına seçiliyor. 1990’da normal yaşama geçtikten sonra, TİP ve sendikal yaşamdan arka Bekir Yenigün’ün yaşamında iz tahtasındadır. Bekir Yenigün ve bir daşlarıyla Beylikdüzü’nde epeyce büyük bir site inşaatını başarı ile gerçek bırakmış, şiddet kısım delegeler ak leştiriyorlar. Kendi emeklerinin ürünü içeren bir acı anıyı sine parmak kaldır bu sitede yaşamlarını sürdürüyorlar.. sizinle kanıtları ile mış, itiraz etmiş ol 1987’de Türkiye Birleşik Komünist paylaşmış olmak salar da, karar “oy Partisi program taslağını görünce, “Yi için, kendisinden birliği ile alınmıştır” ne işimiz var demiş”. Arkadaşları sorgu aldığım tarih sıra olarak zapta geçi layınca, aşağı yukarı her programı, en laması içinde önce rilince, Bekir Yeni gazetemizde ya gün itiraz eder. Kı yımlanmış sayfa yamet de bundan ların fotokopilerini kopar. Ağır haka kanıt olarak pay retlerle kıyasıya laşmalıyım. Sen saldırıya uğrar. Sa dikal tarihe kazınmış gerçekleriy Cumhuriyet 20 Nisan 1968 Cumhuriyet 21 Nisan 1963 lon içinde, sokağa çıkarıldıktan sonra le, Türkİş’in “par da tekme tokat dö tiler üstü politika” izlemeye zorlanması, ne vülmesi, “Bir delege feci şekilde dövüldü” yazık ki Amerikan sendikacılığının katkısıy başlığı ile gazetemizde manşet haber yapı la katlanılamaz abartılı boyutlara tırmandı lır. Bir gün sonrasındaki haberin devamın rılmıştır. da ise “Türkİş Kongresi’nde dövülen dele TİP, hele de DİSK’in kuruluşu sonra ge kan kusuyor” başlığı yer alır. Yönetim sı yıllarda, 1961 Anayasası, basın özgürlü kadroları, daha öncesinden verem hasta ğü, sendikal haklar başta tüm örgütlenme sı olduğu için kanamadan hastaneye yatı az üç kez okuma alışkanlığından sözü açmış; “Birincisi taslak olarak, ikincisi kesinleşince, üçüncüsü mahkemede savunmak için..” yanıtını vermiş. Uzun yıllar örgütlü yaşamanın alışkanlığından sonra, yaşama seyirci kalmayı istemiyor. Kişisel olarak siyasal ve demokratik gelişmelere destek veriyor. 1 Mayıs’ları hiç aksatmadığını, haksız gördüğü davalarla dayanışma içinde olmaya çaba gösterdiğini söylüyor. Eylemlere, mitinglere katılmaya gayret ettiğini anlatıyor. Bireysel sorumluluğu önemsiyor.. (Merak ettim kendisine ilişkin yayımlanmış özgürlüklerine açılım yılları, aynı zaman rıldığı mazeretine sığınmaya çalışsa da, da haberler listelerini taradım. Her dö da ülkemizde gelir dağılımı adaleti, payla yaktan sorumlu olanların isimlerin saptan nem, her daim kendi sendikal ve siya şım, emeği ile geçinenlerin, tüm çalışanla masından yeni bir tartışma çıkmış olur.. Bir sal sorumlulukları dışında kalan ey rın haklarındaki paylarını da yükselttikçe, gün sonraki 23 Ocak tarihli Nadir Nadi’nin lemlere ilişkin duyarlılık katkılarının Türkiye’nin toplumsal gelişimini yeniden köşe yazısı ülkemizdeki basın özgürlüğü, haberlerinin listesi de çok uzun..) yoksul ülkeler saflarına, aşağı çekmek üze bireylerin insan hakları, sendikal haklarına re, Amerika merkezli, emperyal güçlerden ilişkin saptamaları.. çok çarpıcı ders veri gelen baskılar çok çarpıcıdır. ci içerikleriyle, günümüz gazetecilerinin ko Gazete kupürlerimizde sırasıyla, tarihleri numları adına utandırıcıdır. Dün, bu yazının ile yer aldığı üzere 20 Nisan 1968’de, Türk kaleme alındığı saatlerde sizlere de ulaşan, İş Genel Kurulu’na delege olarak katılan gazeteciliğimizin, haklarımızın durumlarına Bekir Yenigün, Türkİş’in partiler üstü siya ilişkin raporlara bir göz attıktan sonra, Na setini kınayan Çetin Altan için alınan hakaret içeren protesto kararı ile ilgili hedef dir Nadi’nin yazısını bir kez daha okumanızı öneririm.. Cumhuriyet 23 Nisan 1963 Bekir YenigünKanal İstanbul ÇED raporu itiraz dilekçesi 30. 12 2019 1111 OCAK 2020 CUMARTESİ Prof. Kemal Gözler, ayetli kararlar konusunda uyardı ‘Laik hukukun kemirilme süreci başladı’ ALİCAN ULUDAĞ Anayasa Hukuku Profesörü Kemal Gözler, yayımladığı makalede Resmi Gazetede Kuran’dan ayetler yayımlayarak Türkiye’ye “İslam hukuku”nun getirilemeyeceğini belirterek “Ama bunlarla Türkiye’de laiklik ilkesi içten içe kemirilir, çürütülür ve çökertilir. Laiklik ilkesinin çökmesi Türkiye’ye İslam hukukunun geldiğini göstermez. Ama laiklik ilkesinin çökmesi, Türk hukukunun iç tutarlılığının bozulması anlamına gelir. Türkiye’de İslam hukuku, pek muhtemelen laik hukukun içten içe çürütülmesiyle adım adım gelecek” dedi. Gözler, “müftülere verilen evlendirme yetkisi”, “helal gıda sertifikasyonu”, “faizsiz bankacılık” düzenlemeleriyle Türkiye’de laik hukukunun kemirilmesi sürecinin çoktan başladığını kaydetti. Tehlike büyük Prof. Dr. Kemal Gözler, “İslam Hukukunun Değeri2. Laik Hukukun Kemirilmesi, İslam Hukukunun Eleştirisi ve Savunulması” adıyla yeni bir makale yayımladı. “Faizsiz Finans Kuruluşlarının Bağımsız Denetimini Yürüten Denetçiler İçin Etik Kurallar” isimli bir düzenleyici işlemin Resmi Gazetede yayımlanması dolayısıyla laiklik tartışmasının Türkiye’de tekrar alevlendiğini belirten Kemal Gözler, makalede özetle şunları kaydetti: l Sahte bir hukukla: Türkiye’de İslam hukuku tehlikesinin olduğunu, Türkiye’de İslam hukukuna, belki daha doğru bir deyimle, İslam hukuku görünümlü sahte bir hukuka geçilebileceğini düşünüyorum. Bu geçiş, adım adım, laik hukuk sistemi kemirilerek, laik hukukun kurumları tedrici bir şekilde İslami veya sözde İslami kurumlarla değiştirilerek olacaktır. Nasıl laik eğitim sistemimiz, belli bir ölçüde dini eğitim sistemiyle adım adım değiştirilmiş ise, pek muhtemelen hukukumuz da adım adım bu sözde İslam hukuku ile değiştirilecek. Tartışma var l Laik hukukun kemirilmesi başladı: Türkiye’de laik hukukumuzun kemirilmesi süreci çoktan başladı. Ben bu sürece aşağıda üç örnek vereceğim. Bunlardan birincisi “müftülere verilen evlendirme yetkisi”ne, ikincisi “helal gıda sertifikasyonuna”una, üçüncüsü ise “faizsiz bankacılık”a ilişkin. Türkiye’de müftülere verilen evlendirme yetkisi, helal gıda sertifikasyonu ve faizsiz bankacılık gibi İslam hukuku görünümlü uygulamalar var. Bunların gerçekte İslam hukuku ile uzaktan yakından bir ilgisi yok. Hatta bunlar İslam hukukuna aykırı uygulamalar. l Laiklik ilkesinin çökmesi: İslam hukuku, müftülere evlendirme yetkisi verilerek, helal akreditasyon kurumu kurarak, faizsiz bankacılık sistemi getirilerek, Resmi Gazetede Kuran’dan ayetler yayımlayarak Türkiye’ye getirilmez; ama bunlarla Türkiye’de laiklik ilkesi içten içe kemirilir, çürütülür ve çökertilir. Laiklik ilkesinin çökmesi Türkiye’ye İslam hukukunun geldiğini göstermez. Ama laiklik ilkesinin çökmesi, Türk hukukunun iç tutarlılığının bozulması anlamına gelir. l İslam hukuku soruları çözemiyor: İslam hukuku bırakın modern toplumun sorunlarını çözmeyi, kendi içindeki sorunları dahi çözmeyi başarabilmiş bir hukuk değildir. İslam hukukunda pek çok konuda belirsizlik, işin içinden çıkılamayacak ölçüde tartışma vardır. Örneğin İslam hukuku, faiz meselesini çözmüş bir hukuk değildir. Bu mesele bizzat İslam hukukunun kendi içinde tartışmalıdır. Kendi sorunlarını dahi çözememiş bir hukuk sisteminden modern toplumun sorunlarını çözmek için medet ummak ne büyük bir saflıktır! l ANKARA Avukat AvşaR’dan TBB’ye Genel kurulun reddine dava Avukat Ömer Lütfü Avşar, 12 baronun olağanüstü genel kurul talebini reddeden Türkiye Barolar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu kararının iptali istemiyle dava açtı. TBB yönetimi, 12 baronun olağanüstü genel kurul çağrısını geçen kasım ayında oyçokluğuyla reddetmişti. Gerekçede, olağanüstü genel kurul talebinin ancak başkanlık makamının boşalması halinde istenebileceği savunulmuştu. Alınan bilgiye göre, 12 baro yönetimi, TBB’nin kararına karşı dava açmama kararı aldı. Bunun yerine 551 TBB delegesine mektup gönderen barolar, TBB’yi delegelere şikâyet etti. 12 baro, en az 300 delegenin imzalı desteğini alırsa ortak açıklama yapacak. İkinci seçenek olarak da şubat ayında İstanbul’da fiili genel kurul düzenlenmesi planlanıyor. Bu arada TBB’nin kararını yargıya taşıyan tek isim avukat Ömer Lütfü Avşar oldu. TBB’nin kararına karşı Ankara İdare Mahkemesi’nde dava açan Avşar, Cumhuriyet’e “Avukatlar, baroların ve TBB başkanının siyaset argümanı değildir. Savunmanın hak ettiği yeri alması için mücadelemiz hiçbir zaman bitmeyecektir” açıklamasını yaptı. l ALİCAN ULUDAĞ / ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle