28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 19 AĞUSTOS 2019 PAZARTESİ EDİTÖR: HAKAN AKARSU HABER/YORUM Bodrum mu, Betonrum mu? A ntik çağdaki adı Halikarnassos olan Bodrum, Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden birisidir. Ancak Bodrum ve çevresi sadece bir turizm merkezi değildir, uygarlık tarihi açısından da dünyadaki en önemli merkezlerden birisidir. Antik çağda mitos’tan logos’a, yani söylenceden akıl yürütmeye geçiş sürecinde çok önemli bir rol oynayan filozofların ve bilim insanlarının önemli bir kısmı bu bölgede yetişmiştir.  Tarihin söylencelere değil, olgulara dayanarak yazılması gerektiğini savunan ve bu nedenle Homeros’u eleştiren ve tarih biliminin kurucusu olarak bilinen Herodotos Halikarnassos’ludur.  Hastalıkların nedenlerinin, Tanrıların cezasında değil, iklim ve beslenme koşullarında aranması gerektiğini söyleyen ve modern tıp biliminin kurucusu olarak bilinen Hipokrates, Bodrum’un hemen karşısında yer alan Kos Adası’ndandır.  Evrende ve doğada olup bitenlerin doğaüstü güçlerle değil, doğa içinde açıklanması gerektiğini savunan, kozmoloji, astronomi, fizik, biyoloji, matematik, coğrafya alanlarında çok önemli çalışmalar yapan Thales, Anaksimandros, Anaksimenes ve Leukippos Bodrum’a bir saatlik mesafede olan Miletos kentinde yaşamışlardır.  Geçmişte bu kadar akıllı insanların yaşadığı bir bölge, günümüzde ne yazık ki büyük aptallıklara sahne olmaktadır. Bodrum ve çevresinde, turizm adı altında, büyük bir doğa katliamı yaşanmaktadır. Turizmin doğa, tarih, kültür ve uygarlık boyutu yok edilmiş, turizm, Türkiye’nin birçok yerinde olduğu gibi, otel, tatil sitesi, yazlık villa ve eğlence sektörüne indirgenmiştir.  Adı “Şehircilik ve Çevre Bakanlığı” olan, ancak gerçekte “Çarpık Yapılaşma ve Beton Bakanlığı” olan sözde bakanlık, Bodrum Yarımadası’nda hazineye, ormana, devlete ait olan arazileri ve sit alanlarını imara açmaktadır. Bu yapılırken de herhangi bir şehir ve çevre planlaması ölçütü uygulanmamaktadır. Yapılan yazlık sitelerin arasına geniş yeşil alanlar bırakılacağına, siteler dip dibe yapılmakta, birbirine eklemlenerek, beton kasabalara dönüştürülmektedir. Yarımada, site, ev, otel inşaatından, bulduğunu talan eden çekirge sürüsünün saldırısına uğramış yaralı bir kara parçası görünümündedir, Bodrum’un altyapısı da artık bu yapılaşmayı kaldıramamaktadır. Bu durum, Bodrum’un turizm açısından değerini yükselteceğine, aksine düşürmektedir, sadece inşaatçıların, müteahhitlerin, araziemlak rantçılarının ve kamudaki rüşvetçilerin işine gelmektedir.  Ne yazık ki, Bodrum Belediyesi de geçmişte, bu duruma karşı mücadele vereceğine, Şehircilik ve Çevre Bakanlığı’nın emrindeki bir kurum gibi çalışmıştır ve imara açılan her yere inşaat ruhsatı dağıtmıştır; hatta zaman zaman, yasaya ve mevzuata aykırı olduğu mahkeme kararıyla belirlenmiş projelere bile, projede yapılan göstermelik bir revizyonu gerekçe göstererek ve eski projeye yeni proje muamelesi yaparak inşaat ruhsatı vermiştir.  Bodrum’un yeni belediye başkanı Ahmet Aras, seçildikten sonra yaptığı açıklamalarda, Bodrum’daki çarpık yapılaşmaya ve betonlaşmaya karşı mücadele başlatacağını ilan etmiştir. Bu, Bodrum’u kişisel çıkarları için talan etmeyenlerin, Bodrum’a gerçekten değer verenlerin beklediği bir açıklamadır. Ahmet Aras, bu konuda her taraftan gelebilecek olan baskılara karşı direnmeyi başarırsa, bu hem Bodrum açısından tarihe geçecek bir gelişme olur, hem de Türkiye’nin diğer turizm bölgeleri için örnek olur.  Bodrum’un bir başka önemli sorunu da, eğlenceyi çevreye gürültü saçmak sanan gürültü mafyasıdır. Bu odaklar da, araziemlakinşaat mafyası gibi, kendisini kâinatın merkezinde sanmaktadır. Yüksek sesli müzikli mekânların, dışarıya ses geçirmeyen kapalı mekânlarda olması gerektiğini, açık alanlarda ise sesin çevreye yayılmayacak biçimde ayarlanması gerektiğini, Bodrum’un eğlence mekânı sahipleri hâlâ anlayabilmiş değiller. Ahmet Aras, gürültü kirliliğine karşı da mücadele vereceğini seçildikten sonra açıklamıştı.  Bodrum hiçbir zaman Herodotos’un Bodrum’u veya Cevat Şakir’in Bodrum’u olmayacak. Ancak Bodrum onlara ne kadar çok yaklaşırsa, o kadar güzel olacak. 19 AĞUSTOS 2019 SAYI: 34284 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04.35 04:23 04:52 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06:10 13:13 17:00 05:57 12:57 16:44 06:22 13:20 17:05 Akşam 20:06 19:48 20:09 Yatsı 21:35 21:15 21:33 Nüfus az mazeretiBatı Trakya’da 5 azınlık okulu daha kapatıldı Yunanistan Eğitim Bakanlığı, Batı Trakya’da öğrenci sayısının yetersiz olmasını gerekçe göstererek 5 azınlık okulunun daha kapatılmasını kararlaştırdı. Resmi Gazete’nin 31 Temmuz tarihli sayısında yayımlanan kararda, Rodop’ta Büyük Doğanca, Bulduklu, Melikli ve Dündarlı köylerindeki azınlık ilkokulları ve İskeçe’de Zeynelli köyü azınlık ilkokulunun faaliyetlerinin 20192020 eğitim yılından itibaren geçici olarak durdurulmasının kararlaştırıldığı belirtildi. Söz konusu kararla 2011’den bu yana öğrenci yetersizliği gerekçesiyle kapatılan Türk azınlık ilkokulu sayısı 65’e ulaşmış oldu. RodopMeriç illeri Selanik Özel Pedagoji Akademisi (SÖPA) me zunu Öğretmenler Derneği Başkanı Salih Ahmet, azınlık okullarının kapatılmasında bugüne kadar velilere danışılmadığını belirterek, “Mevzuata göre, bir azınlık okulu kapatılırken o okulun encümen heyetinin rızasının alınması gerekir. Ancak yapılan bu uygulamada buna riayet edilmediğini ve okullarımızın tepeden inme kararlarla usule aykırı olarak kapatıldıklarını görüyoruz. Ayrıca bu işlem herhangi bir plan dahilinde yapılmadığından, eğitime de nitelik bakımından bir katkı sağlamamaktadır” dedi. Ahmet, Yunanistan Eğitim Bakanlığı’nın azınlık okullarıyla ilgili bu uygulamasına Batı Trakyalı Türk Azınlık mensubu öğretmenlerin ve azınlığın sivil kuruluşlarının ciddi itirazları bu lunduğunu ancak bu itirazların Atina tarafından dikkate alınmadığını kaydetti. Yunanistan’da, 2011’de eğitim alanındaki giderler azaltılarak daha iyi bir eğitim sağlanmasına yönelik yapılması kararlaştırılan “okulların birleştirilmesi” uygulaması kapsamında, ülke çapındaki okul sayısı 1933’ten 877’ye indirilmiş, bu çerçevede de öğrenci sayısı az olan Batı Trakya’da ilk olarak 14 azınlık okulu kapatılmıştı. Devam eden uygulama kapsamında, yeni eğitim yılı başında öğrenci sayısı 9’un altına düşen ilkokulların faaliyetleri geçici olarak durduruluyor. Kapanan okullardaki az sayıdaki öğrenciler bölgedeki en yakın okullara kaydırılıyor. l AA 40 gazi, bursa’da darp edilen Karaman’ı ziyaret etti Arkadaşları sahip çıktı Bursa’da oturduğu kafede darp edilen, yüzde 92 engelli raporu bulunan gazi Ömür Karaman’ı gazi arkadaşları yalnız bırakmadı. Ankara’dan “Gazimize dokunma” pankartıyla yola çıkan yaklaşık 40 gazi, Bursa’da Ömür Karaman’ı ziyaret etti. Ziyaretten sonra grup adına açıklama yapan İzzet Ertunç, “Şehitler ve gaziler bu ülkenin tapu senedidir. Gazilerimize yapılan her türlü saldırı birlik ve beraberliğimize ve vatanımıza yapılmıştır” dedi. Ertunç, Karaman’a yapılan bu saldırının Karaman ilk olmadığını belirterek, “Gençliğinin baharında bu ülke için sağlığını veren, aylarca komada yatan, yürüme yeteneğini sonradan yeniden kazanan yüzde 92 engelli bir gaziye sadece ‘Ayağı nı sandalyeye uzattın’ diyerek saldırılmasının mazur görülecek hiçbir tarafı yoktur. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması adına devlet büyüklerimiz ve ilgili makamlarca kamu ve kamusal alanlarda gazilik bilincinin artırılması amacıyla kamu spotu oluşturulmalı” dedi. Gazi Koray Gürbüz ise ziyareti herhangi bir siyasi partiye ya da STK’ye üye olmaksızın, sadece gaziler olarak yaptıklarını belirterek, “Gaziler olarak bu olayı kınıyoruz” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet Kamışlı’da 3 ölü Mardin’in Nusaybin ilçesi karşı sında yer alan, Suriye’nin Kamışlı ilçesinde, bomba yüklü otomobil infilak etti. Saldırıyı düzenleyen kişi ile YPG’li 2 terörist öldü, 1 kişi de yaralandı. YPG’nin silahlı eğitim merkezine dönüştürdüğü bir okulun önünde gerçekleşen patlamanın ardından Nusaybin’den yoğun silah sesleri duyuldu. l DHA Hakkâri’de patlama: 1 sivil yaşamını yitirdi Hakkâri’nin Şemdinli ilçesine bağlı Çatalca köyü kırsalında dün askeri bölgeye malzeme taşıyan kamyonetin geçişi sırasında terör örgütü PKK üyeleri tarafından daha önce yola döşenen el yapımı patlayıcı infilak etti. Patlamada sonucu 1 sivil yaşamını yitirdi. Patlama sonrası geniş çaplı operasyon başlatıldı. l DHA Ağrı’da aracında saldırıya uğrayan korucu şehit oldu Ağrı’nın Patnos ilçesinin Pirömer köyünde güvenlik korucusu olarak görev yapan Mustafa Maral, dün otomobilinde uğradığı silahlı saldırı sonucu şehit oldu. Güvenlik güçleri, saldırıya karışanların yakalanması amacıyla bölgede geniş çaplı operasyon başlattı. l AA BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Gamalı haç. 2/ At üstünde değneklerle oynanan bir tür top oyunu... Cehennem. 3/ Üzerinde dikine çizgiler bulunan ve “beşparmak” 1 2 3 da denilen pamuklu bir kumaş... 4 Doğu Anadolu’da kullanılan bir tür küçük zurna. 4/ Defa, kere... Zehirli bir yılan. 5/ Türlü renklerde kareli kumaşlara verilen ad. 6/ Bir nota... 5 6 7 L İ KOPEN K ES İ R SAKE V İ T İ R RAF ÜS GEM İ L E L YAZANAK OCUMA K M İ ZAV İ L SA 1 2 3 4 5 6 Teklif. 7/ Aynı kökten çıkan ve bir 8 başkan yönetiminde yaşayan aileler topluluğu... Bir öğretim kurumu. 9 BA ERATO DAKOT A L AR 7 8 8/ Temeli taklide dayanan sözsüz oyun... İzmir yöresine özgü, daha çok kahvaltıda yenen bir tür börek. 9/ Afrika’da yaşayan bir antilop... Yunan abecesinde bir harf. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bir ışık demetinin prizmadan geçtikten sonra ayrıldığı basit renk ruş... “Yaşadım / ağaçları şahi 9 dimdir” (B.R. Eyüboğlu). 3/ Alçak enlemlerde esen düzenli rüzgâr... İstek, arzu. 4/ Ham ipekten yapılmış astarlık kumaş... Sazı kurmaya yarayan burgu. 5/ Kendi alanında en önde gelen kimse ya da nesne... 7/ Bektaşi dervişlerinin kullandığı bir tür kemer. 8/ Türlü bitkilerin yaprak ve kabuklarıyla kokulandı rılmış acımtırak bir içki... Bir cins lerden oluşmuş görüntü. 2/ Futbol Bir gösterme sıfatı. 6/ Dalaşı var kırmızı pul biber. 9/ Kafiye... Sıkıntı da top yere değmeden yapılan vu dır... Kürkü değerli bir yaban kedisi. verme, üzme. ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com Sorunun kaynağı, soruna çözüm bulamaz1 T ürk dış politikasının en önemli iki sorunu, Doğu Akdeniz’deki enerji savaşı ve Suriye’nin kuzeyindeki Amerikan Koridoru inşasıdır. Türkiye bu iki soruna “doğru çözümü” bulamamaktadır. Neden? Çünkü dış politika uygulayıcıları, çözüm aradıkları sorunun aynı zamanda kaynağıdır da ondan... Açıklayalım: Jeoekonomik ve jeopolitik sorun Bugün Doğu Akdeniz’de ne oluyor, kısaca anlatalım: 2000’lerin başında Doğu Akdeniz’de doğalgaz olacağı öngörüldü. 2009’da İsrail’in Tamar ve Leviathan bölgeleriyle GKRY’nin Afrodit bölgesinde gaz bulundu. ABD ve AB, bu gazın Avrupa’ya taşınmasını istiyor, zira böylece Avrupa’nın Rusya’ya gaz bağımlılığı bir ölçüde kırılmış olacak. Bu gazın nereden Avrupa’ya ulaştırılacağı ise önemli bir sorun. a) Ekonomik yol, Türkiye’ye denizden boru hattıyla, Türkiye üzerinden de Avrupa’ya taşınması. b) Diğer yol ise denizden Girit’e, oradan da Avrupa’ya taşınması. Tabii 3 bin kilometrelik boru hattının maliyetinin 10 milyar Avro olması ve Girit sonrası deniz tabanındaki jeolojik zorluklar, bu EastMed boru hattını ekonomik olmaktan çıkarıyor. Fakat İsrail ve GKRY, bu jeoekonomi problemini, Türkiye’yi siyaseten sıkıştırmak için aynı zamanda jeopolitik bir probleme dönüştürmüş durumdalar. ABDRusya çarpışması Aynı şekilde ABD de, Rusya’yı devre dışı bırakabilmek için konuyu jeopolitik bir problem olarak ele alıyor. Zira Rusya, Şam yönetiminin davetiyle 2015 yılında Suriye’ye askeri olarak da gelince, aynı zamanda Doğu Akdeniz’in belli bir bölgesine de inmiş oldu. Üstelik üsleri, gemileri ve füze savunma sistemiyle bölgenin belli bir kısmını da rakiplerine kapatmış oldu. Şimdi ABD, Doğu Akdeniz gaz savaşları içerisinde aynı zamanda Rusya’ya karşı hamle kuruyor.  AKP’nin atmadığı adımlar Peki, AKP hükümeti ne yapıyor? Tamam, bölgeye korvetlerle destekli keşifsondaj gemileri yollayarak Doğu Akdeniz Gaz Forumu üyelerine (İsrail, Güney Kıbrıs, Yunanistan, Mısır, Ürdün, Filistin ve İtalya) “Beni dışlayamazsınız, Türkiye ve KKTC’nin haklarından vazgeçmem” mesajı veriyor ama yeterli mi? Daha doğrusu salt bu yöntemle sorun çözülür mü? Örneğin AKP hükümeti, Körfez ülkelerine karşı cansiperane savundukları, asker yolladıkları, Türkiye’de her türlü ticaret kolaylıkları sağladıkları Katar’ın Doğu Akdeniz’de bu ülkelerle işbirliği yapmasını neden engelleyemiyor?  Örneğin AKP hükümeti, Doğu Akdeniz Gaz Forumu üyesi olmayan Doğu Akdeniz ülkesi Suriye ile bu düzlemde neden bir anlaşma yapmıyor? Örneğin AKP hükümeti neden hâlâ Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ilan etmiyor? Konunun uzmanı olan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Dr. Tümamiral Cihat Yaycı’nın hazırladığı kitapta “MEB’in tek taraflı ilan edilemeyeceğine ilişkin bir düzenlemenin olmadığı” önemle belirtiliyor. Nitekim Güney Kıbrıs, 2 Nisan 2004’te tek taraflı MEB ilan etmişti. İşte başlıkta belirttiğimiz konunun esasına gelmiş bulunuyoruz... ‘Annan Planı’ ile başlayan problem Güney Kıbrıs, 2 Nisan 2004’te MEB ilan etti, yani 24 Nisan 2004’ten sadece 22 gün önce. Peki, 24 Nisan 2004’te ne vardı? Annan Planı oylaması, yani Rauf Denktaş’a rağmen AKP hükümetinin desteklediği planın oylanması... AKP o süreçte Denktaş’ı devre dışı bırakıyor, “o adam bitti” diyor ve ABD ile AB’nin geçmesini istediği Annan Planı’nı destekliyordu. Rum yönetimi o boşlukta hem planı reddetti, hem 22 gün öncesinde tek taraflı MEB ilan etti, hem de oylamadan 1 hafta sonra AB üyesi oldu! O gün ABD ve AB talepleri nedeniyle Rauf Denktaş’a rağmen Annan Planı’nı destekleyerek Rumların önünü açan AKP hükümeti, böylece sorunun kaynağı oldu! Bugün aynı soruna doğru çözümü bulması bekleniyor! Amerikan Koridoru konusundaki tabloyu da ikinci yazımızda inceleyeceğiz... Irak’ın kuzeyine operasyon Milli Savunma Bakanlığı, sosyal medya hesabından yayımladığı açıklama ile Irak’ın kuzeyinde yer alan Metina bölgesine hava harekâtı düzenlendiğini duyurdu. Pençe Harekâtı ile koordineli olarak düzenlenen harekâtta, bölücü terör örgütü mensubu 2 PKK’lının etkisiz hale getirildiği kaydedildi. l ANKARA / Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle