19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 7 TEMMUZ 2019 PAZAR EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: İLKNUR FİLİZ HABER Bilim ve çağdaşlık, ilkellik ve zulme karşı “‘İnsanlar bilinç sahibi tek canlı değil; hayvanlar da insanlarla kıyaslanabilecek derecede bilince sahip. Bu, aralarında bütün memeliler, kuşlar ve ahtapotun da olduğu birçok canlı için geçerli.’ Bu açıklamayı yapanlar, 7 Temmuz 2012’de İngiltere’nin Cambridge Üniversitesi’nde düzenlenen uluslararası bir konferansta toplanan bilim insanlarıydı.  ‘İnsanda ve Hayvanda Bilinç’ başlığı altında gerçekleştirilen Francis Crick Anma Konferansı’nda, aralarında Stephen Hawking’in de bulunduğu uzmanlar, bu sonucu kanıtlayacak bilgileri sundu.” 7 yıl önce yazmıştım yukarıdaki satırları. Ne üzücü ki, o dönemde bilim adına devrim niteliğindeki Cambridge Bilinç Deklarasyonu’nu ülkemiz medyasında sadece ben yazdım. Bugün yıldönümünde özel bir amaçla tekrar gündeme getirmek istedim.  HHH Hayvanlarda bilinç olgusu, o güne kadar yapılan araştırmaların da gösterdiği ve konuyla ilgili olanların tartıştığı bir gerçekti.  Hayvanlarla dostluk kuran her insanın fark ettiği gibi, onlar da acı çeker, endişelenir, heyecanlanır, sevinir ve belli bir hedefe yönelik olarak planlı davranır. Ama ne zaman bu konu açılsa, hep insanlarla daha iç içe bir hayat süren kedi ve köpek düşünülür. Oysa gelişmiş bir bilince sahip hayvanlar onlarla sınırlı değil.  Bu deklarasyonun önemi, hayvanlarda bilinç olgusuna çok daha geniş bir boyut kazandırması. İmzalanan metinde şöyle yazıyor: “Aynı noktada buluşan ortak kanıtlar, hayvanlarda nöroanatomik, nörokimyasal ve nörofizyolojik bilinç durumlarının alt katmanlarının var olduğunu ve hayvanların kasıtlı davranışlar gösterme kapasitesi taşıdıklarını gösteriyor. Bunun sonucu olarak, elimizdeki kanıtlara göre, insan, bilinç oluşturan nörolojik altyapıya sahip tek canlı değildir. Aralarında bütün memeliler, kuşlar ve ahtapot gibi birçok canlının da bulunduğu hayvanda bu nörolojik altyapı bulunmaktadır.” HHH Deklarasyonu imzalayanlardan Philip Low, Standford ve MIT’de araştırmalar yapıyor ve gelecekte toplumların daha az hayvanı kendi amaçları için kullanacağını düşünüyor.  “Yapmamız gereken, daha az yıkıcı çözümler bulmak. İnsan hayatını sürdürmek için başka hayatları sona erdirmek zorunda değiliz. Hayvan hayatına saygı duyan daha iyi teknolojiler geliştirebiliriz” diyor. İmamoğlu sözünü tutacak mı? Yazıyı bağlamak istediğim nokta şu:  Yıllardır İstanbul Adalar’da atlı faytonların kaldırılması için mücadele ediyoruz. Atların sırtına kamçı vurarak insan ve yük taşıtılması kuşkusuz zulümdür. Nitekim çok sayıda at bu işkence yüzünden can veriyor. Kuşadası, İzmir ve Antalya belediyeleri nasıl kendi illerinde atlı faytonu kaldırdıysa, İstanbul Büyükşehir Belediyesi de Adalar’da atlı faytonu kaldırmaya yetkilidir.  Ancak İBB, bu konudaki bir yazılı başvuruyu, 2 gün önce, TBMM Hayvan Hakları Komisyonu’nun rapor yazacağını belirterek yanıtladı. Nedense topu komisyona attı... Komisyon üyeleri ise, geçen hafta Adalar’daki vahim durumu yerinde görmesine karşın, sembolik sayıda atlı faytonun turizm amaçlı korunması için anlaşmış! Ekrem İmamoğlu, 23 Haziran’dan önce bir röportajda aynen şöyle dedi: “Fayton uygulamasına son veriyoruz. Elektrikli faytonlarımız kullanıma geçecek. Tüm hayvanlarımıza uygulanan zulmü engellemek için elimizden gelen her şeyi yapacağız.” Hayvan hakları savunucularının talebi, koşulların “iyileştirilerek” ya da “denetlenerek” atlı fayton sayısının azaltılması değil, tümünün kaldırılması. İzmir ve Antalya’da atların bir kısmının jandarma, üniversite ve çiftçilere verileceği açıklandı. Talebimiz, sömürünün el değiştirerek sürdürülmesi değil, atlar için doğal yaşam alanı düzenlenerek orada barındırılması! İmamoğlu, bilimin ve çağdaşlığın ışığında Adalar’da atlara yapılan zulmü durduracak mı? Sözünü tutacak mı?  Yanıt bekliyoruz. KHK ihraçlarına avukatlık yolu Ankara 23. İdare Mahkemesi, KHK ile ihraç edilen kişilerin avukatlık yapabileceğine hükmetti. Mahkeme, “KHK ihraçlarının idarenin yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetlerinde çalıştırılmayacakları anlamına geldiğini” belirterek, “Avukatlık serbest bir meslek olduğundan, serbest çalışan avukatların kamu hizmetinde ‘istihdam’ edilmedikleri açıktır” dedi. KHK ile meslekten ihracından sonra Adıyaman Barosu’na baro levhasına yazılma başvurusu yaptı. Baro, hâkim adayının başvurusunu kabul etti ancak bir sonraki aşama olan Türkiye Barolar Birliği, başvurucuya “ret” yanıtı verdi. Açılan davada, Ankara 23. İdare Mahkemesi, kamu görevinden ihraç edilmenin avukatlığa engel olmayacağı belirtilerek, avukatlığın kamu görevi değil, kamu hizmeti olduğuna vurgu yapıldı. l ANKARA / Cumhuriyet Gökçek, evindeki kamera sistemi için ‘Sadece bina ve kenarını görüyor’ dedi Gökçek’ten ‘BBG’ itirafı Görevinden istifa ettirilmesine karşın ilk olarak belediyenin lüks araçlarının kişisel kullanımında olduğunu itiraf eden Gökçek, şimdi de kişisel kamera sistemini kabullendi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan istifa ettirilen Melih Gökçek, evinde kame hakaretamiz yanıt verdi. Gökçek, “Dingiriklik yapma. Gezi zekalı, lojman diyoruz lojman” yanıtı ile içinde bulun ra sistemi olduğunu sosyal medya he duğu konutun “lojman statüsünde ol sabından yaptığı paylaşımla itiraf et duğunu” ileri sürdü. Bir yurttaşın sis ti. Kamera sisteminin kendisine ait ol temi iade etmesine ilişkin sözlerine de madığını söyleyen Gökçek, “Kameralar Gökçek, “Edeceğim etmesine de sen ne bütün vadiyi değil, sadece bina ve bina yapacaksın kendine mi alacaksın?” ya kenarını görüyor” dedi. Sistemin bele nıtını verdi. diye lojmanına ait olduğunu iddia eden Gökçek’ten sonra belediye başkan Gökçek, belediyeye ait evi geçen yıl sa lığı görevine gelen Mustafa Tuna’nın, tın aldığını unuttu. Gökçek’in belediye başkanlığı konu Gökçek’in belediye imkânlarını kişi tundan çıkmasını istemesi üzerine ko sel kullanımına açmasına ilişkin skan nutu satın almıştı. Gökçek’in de otur dallar büyüyor. Görevinden istifa etti duğu konutun içinde bulunduğu bölüm rilmesine karşın ilk olarak belediye Ekim 2018’de belediye kararıyla satı nin lüks araçlarının kişisel kullanımın şa çıkarılmış ve “Toplam 7.900.000.00 da olduğunu itiraf eden Gökçek, şim TL bedelle Salih Çelen Fatih Atalay di de kişisel kamera sistemini kabul ve Nevin Gökçek İş Ortaklığı”na satıl lenmek zorunda kaldı. Ankara Büyük mıştı. şehir Belediyesi’ne bağlı ANFA Güvenlik Hizmetleri ve Sistemleri tarafından Gücü yetmemiş! gönderilen bir ihtarname ile ortaya çı Gökçek, satışa ilişkin “Yaklaşık 20 kan skandalın ardından Gökçek sos yıldır lojman olarak oturduğum evi sa yal medya hesabından açıklamalarda tın aldım. Devlet kanun çıkardı ve loj bulundu. Ankara’da geniş bir alan ki manda oturanlara, içinde oturdukları şisel olarak izlediğinin ortaya çıkması daireyi bedeli karşılığı alma hakkı ver üzerine Gökçek, “Birincisi kamera sis di. Ancak belediye tek tek daire satı temi bana ait değil, belediye lojmanla şı yapacağı yerde 4 daire birlikte satı rına ait. İkincisi kameralar bütün va şa çıkardı. 4 daireyi alma gücüm olma diyi değil sadece bina ve bina kenarını dığı için eski bir milletvekili arkada görüyor. Üçüncüsü sesli kamera değil, şım ve bir avukat arkadaşımla birlik sadece görüntü kamerası. Ne yalancı te konsorsiyum kurup (hukuk dilinde adamlarsınız hayret? CHP’li değil misi buna iş ortaklığı deniyor) daireleri al niz” dedi. dık. Ben ve eşim tasarruflarımızla için Gökçek, bir yurttaşın, “Neden evi de oturduğumuz daireyi eşimin adına ne böyle bir sistem kurma ihtiyacı his aldık” ifadelerini kullanmıştı. l ANKA settin? Acaba neyin korkusu” sorusuna RA / Cumhuriyet Cipten sonra ‘jet skI’ Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne ait bir depoda belediye envanterine kayıtlı olmayan bir “jet ski” bulunduğu belirtildi. Kayda alınan jet ski, istifa ettirilen eski Ankara BŞ. Başkanı Melih Gökçek’in cipleri gibi ihale yoluyla satılacak. 31 Mart’tan sonra koltuğu AKP’li Mustafa Tuna’dan devralan Mansur Yavaş’ın belediyedeki araştırmaları sürüyor. Melih Gökçek’in 24 yıl aralıksız büyükşehir belediye başkanlığı yaptığı kurumun Kuzey Yıldızı Parkı’ndaki deposunda şimdi de belediye envanterine kayıtlı olmayan bir jet ski bulundu. Jet ski’yi kimin, ne amaçlı aldığı ve neden depoya kaldırıldığı şimdilik bilinmezken, jet ski’nin kayda alındıktan sonra Gökçek’e tahsis edildiği ortaya çıkıp geri çağrılan cipler gibi ihale yoluyla satışa çıkarılacağı da öğrenildi. CHP’li Gürsel Tekin, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, jet ski’ye tepki göstererek “AK Parti zihniyeti deniz olmayan yere jet ski alacak israftır, fütursuz luktur” ifadesini kullandı. İddialara sosyal medya hesabından yanıt veren Gökçek, “Sahibi bilinmiyor dediğiniz jet ski, 2010 yılında ramazan şenlikleri dolayısıyla 2. el olarak alınan ve ASKİ envanterinde olan bir araçtır. Yeni depocular ve basın müşavirleri cahil olunca hem kendilerini, hem Mansur Yavaş’ı böyle rezil ediyorlar” dedi. ‘Son 12 yılda kayıt yok’ Gökçek’in jet skinin ASKi envanterine kayıtlı olduğunu söylemesi üzerine, Yavaş’ın basın müşaviri Volkan Gültekin de açıklama yaptı. Gültekin açıklamasında şunları kaydetti: “ASKİ’nin envanterlerinde jet ski, jet ile başlayan herhangi bir taşınmaz, deniz ve su ürünleri hakkında herhangi bir envanter bulunmamaktadır. 56 kez sağlama yaptırarak ve yetkili tüm bürokratları işin başına koyarak 2007 yılından bu yana olan kayıtları incelettirdim. Aski envanterinde kayıtlı jet ski bulunmamaktadır.” l ANKARA/Cumhuriyet FETÖ’den tutuklu Şanal’ın hüküm gerekçesi açıklandı. Kumpasın Erzincan ayağını yürüttüğü belirtildi Cihaner özellikle seçildi ERDOĞAN’DAN, Parti içi toplantı 9 ilin milletvekilleriyle değerlendirme Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da AKP’li milletvekilleri ve ilçe belediye başkanlarıyla toplantı düzenledi. Erdoğan’ın milletvekilleriyle yaptığı toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin birinci yılında birçok konunun “MR’ının” çekileceğini söyledi. Erdoğan dün AKP’nin Sütlüce’de bulunan il binasında AKP’li milletvekilleriyle bir araya geldi. Basına kapalı yapılan toplantıya Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş, AKP Sözcüsü Ömer Çelik ve çok sayıda milletvekili katıldı. Yaklaşık 4 saat süren toplantının ardından açıklama yapan AKP Sözcüsü Çelik, “Bu toplantıya Marmara Bölgesi 9 ilin mil letvekillerimiz katıldı. Çarşamba ve perşembe son grupları yaparak tüm milletvekillerimizle görüşeceğiz” dedi. ‘Sistemin MR’ı çekilecek’ Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde revizyon tartışmasının yeni bir tartışma olmadığını söyleyen Çelik şöyle devam etti: “Sistemin birinci yılında performans çözümü yapılacak. Sanki Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi gözden geçiriliyormuş gibi algılanıyor. Yeni bir sistem hayata geçti. Bürokrasinin çeşitli noktalarında sisteme uyum sağlayamama durumu söz konusuysa bunlar tespit edilecek. Çeşitli noktalarda vatandaşa hizmet götürme konusunda yeterli performans göremediğimiz konular güncellenecek. Bunların hepsi masaya yatırılıp, bunun bir röntgeni, MR’ı çekilecek. Önemli olan hizmetin hızlı gitmesi.” Milli kripto genelgesi Öte yandan, genelge yayımlayan Erdoğan, bilgi ve iletişim güvenliği kapsamında “yerli ve milli kripto sistemi oluşturulması” talimatını verdi. Erdoğan, kritik önemi olan personel hakkında “güvenlik soruşturması veya arşiv araştırması yapılacağını” da duyurdu. Genelgeye göre, nüfus, sağlık ve iletişim kayıt bilgileri ile genetik ve biyometrik veriler gibi kritik bilgi ve veriler, yurtiçinde güvenli bir şekilde depolanacak. Mobil uygulamalar ve sosyal medya üzerinden gizlilik dereceli veri paylaşımı ve haberleşme yapılmayacak. l İç politika Erdoğan’dan AYM’ye 5. atama Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeliğine Adalet Bakan Yardımcısı Selahattin Menteş’i atadı. Menteş, Erdoğan tarafından AYM’ye atanan 5. üye oldu. Erdoğan, daha önce Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı, Müsteşar Yardımcılığı, OHAL Komisyonu Başkanlığı ve Adalet Bakanlığı Müsteşarlığı görevlerini yapmış olan Selahattin Menteş, 2006 yılında Diyarbakır’da CMK 250 maddeyle yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’nde üye hâkim olarak görev yaptı. 21 Temmuz 2018’de Adalet Bakanlığı’na bakan yardımcısı olarak atanmıştı. Anayasada, Adalet Bakanlığı Müsteşarı’nın HSK üyesi olduğunun dü zenlenmesine karşın, “bakan yardımcısı” sıfatıyla Temmuz 2018’de, HSK Birinci Dairesi toplantısına katılan Menteş’in, adli ve idari yargıda 3 bin 320 hâkim ve savcının yerini değiştiren kararnameye imza atması ile tartışma konusu olmuştu. Menteş, Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi üyesiyken, 2010 yılında, “terör örgütü propagandası suçlaması” ile görülen bir davada verilen cezaya tepki göstererek, yazdığı karşı oyda şu ifadeler yer almıştı: “Kürt sorunu aydınlarımız, sosyologlarımız, siyaset uzmanı, felsefecilerimiz, hukukçularımız ve Meclisimiz tarafından açıkça ve önyargısızca tartışılmalı ve bir sonuca bağ lanmalıdır. Üretilen politikaların tamamı anayasal ve yasal teminatlara bağlanmalıdır. Anayasada teminat altına aldığımız düşünce ve ifade özgürlüğü hem sorunun terörize edilip, konuşulamaz hale gelmesi hem de PKK gibi bir terör örgütünün sorunun üzerine oturması nedeniyle sorunu konuşulamaz hale getirmemelidir.” Menteş, 12 yıl AYM üyesi olarak görev yapacak. Erdoğan daha önce, Danıştay üyesi Kadir Özkaya, eski Sayıştay Başkanı Recai Akyel, Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez ve Adalet Bakan Yardımcısı Yıldız Seferinoğlu’nu Anayasa Mahkemesi’ne üye olarak atamıştı. l ANKARA / Cumhuriyet FETÖ üyeliğinden 11 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Ergenekon soruşturmasının Erzincan ayağını yürüten eski özel yetkili savcı Osman Şanal hakkındaki hükmün gerekçesi yazıldı. Gerekçeli kararda, “Şanal, savcı olarak görev yaptığı yerlerde örgüt hiyerarşisi içinde terör örgütünün talimatları doğrultusunda hareket etti. Erzurum özel yetkili savcısı olarak görev yaptığı dönemde hukuka aykırı iş ve işlemler yaptı. Kişileri gerçekdışı beyanlar vermeye zorladı, örgütün talimatları doğrultusunda soruşturmalar başlattı, iddianameler tanzim etti. Şanal, Erzincan Ergenekon kumpas davası olarak bilinen davada dönemin Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’in gözaltına alınmasında örgüt tarafından özellikle seçildi ve görevlendirildi” ifadeleri yer aldı. Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi, 24 Mayıs’ta, FETÖ üyeliğinden 11 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırmıştı. Hükmün gerekçesi yazıldı. AA’nın haberine göre, gerekçeli kararda, Şanal’ın örgütsel eylemlerine geniş yer verildi. FETÖ irtibatı nedeniyle 16 Temmuz 2016’da gözaltına alınan Şanal, bir hafta sonra meslekten ihraç edildi. Cep telefonu ve ADSL hattı üzerinden örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock’u 30 Kasım 2014 ile 20 Ocak 2015 tarihleri arasında kullandığı belirlenen Şanal’ın bu sürede programa 760 kez bağlandığı ortaya çıktı. Şanal’ın o dönem görev yeri olan Konya Adliyesi’nin kablosuz ağı üzerinden de programı kullandığı raporlara yansıdı. ‘Örgütten emir aldı’ Örgütün yargı yapılanmasında yer aldığı deliller ışığında belirlenen Şanal’ın, üniversite yıllarından itibaren FETÖ ile irtibatlı olduğu tanık ve müşteki beyanlarında yer aldı. Gerekçeli kararda, mesleğe atandıktan sonra da örgütle bağlantısını sürdüren Şanal’ın savcılık yetkilerini kullanmak suretiyle örgütün amacına hizmet ettiği vurgulandı. FETÖ’nün kendisine tehdit olarak gördüğü kişilere yönelik her türlü hukuksuzluğa başvurduğu anımsatılan kararda, bu kapsamda Şanal’ın dönemin Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’i hedef aldığı ifade edildi. Kararda, “Şanal’ın, Erzincan Ergenekon kumpas davası olarak bilinen davada Cihaner’in gözaltına alınmasında örgüt tarafından özellikle seçildiği ve görevlendirildiği, bu soruşturmaya bazı MİT görevlilerinin de dahil edildiği, Cumhuriyet savcısının sahip olduğu yetkileri kullanmak sureti ile örgütün amacına hizmet ettiği, savcı olarak görev yaptığı yerlerde örgüt üyeleriyle irtibatlı olduğu ortaya çıkmıştır” değerlendirmesi yapıldı. l ANKARA / Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle