25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 2 TEMMUZ 2019 SALI EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN HABER Çözüm parlamento mu? 23 Haziran seçiminin gün yüzüne çıkardığı gerçeklerden biri de, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” denen ne kuş ne de deve düzen ile Türkiye’de işlerin yürümediği oldu. Ekonominin duvara toslama süreci başladığından beri, bu yönde düşünceler, AKP içinde de ileri sürülmeye başlanmıştı. 23 Haziran ertesinde, bu görüşlerin daha sıkça dillendirildiğine tanık olduk. Bunları gördükçe, “demek ki, bir musibet bin nasihattan evlaymış” deyip geçmek de çare değil. Çünkü aklın yolunu ararken, hep deneme yanılma metoduna başvurmak topluma öylesine pahalıya oturuyor ki... Her neyse, tartışmaya hukukçu, eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk de katılmış ve sistemin sonunun geldiğini, en geç 2023’te parlamenter sisteme geri dönüleceğini söylemiş. HHH Açıklamayı okuyunca düşündüm, parlamenter dönemi ne çabuk unuttuk. O dönemde de, demokrasinin işleyişinden şikâyet ediyorduk. O dönemde de, kuvvetler ayrılığı ilkesinin ayaklar altına alınmasından yakınıyorduk. O dönemde de sistemin işlemediğini haklı olarak söylüyorduk. O dönemde de yargı bağımsızlığının olmadığından, adaletin yerine zulmün kaim olmasından şekvacıydık. Daha Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçmeden de OHAL KHK’leriyle temel hak ve özgürlükler üstelik yargı denetiminden de yoksun olarak ayaklar altına alınıyordu. Daha o dönemde de, Türkiye’yi yakından izleyenler diktanın işaretlerini görüyorlardı. Tek fark o dönem diktanın resmi etiketi parlamenterdi, şimdi ise başkanlık. Etiketin dışında, değişen bir şey yoktu. Şimdi de sistemi daha önce uyguladığınıza benzer parlamentere çevirin, aynı kadroların elinde, etiketli değişik, özü aynı bir sonuç elde edilecektir. Demokrasilerde esas olan, her ülkenin kendi deneyimleri ve tarihinden süzülüp gelen derslerle zenginleştirilmiş, dengeler ve denetlemeler sistemi ile hak ve hukuk ihlallerinin önüne geçecek güvenceleri işletmek ve ister parlamenter olsun, ister başkanlık her sistemde demokratik dengelere riayet etmektir. Başkanlık sistemi tartışmaları sırasında bu nokta çok vurgulandı, hassas demokratik denetim dengelerine uyulması zorunluluğunun altı yeterince çizildi. HHH Ama amaç, demokrasinin sistemini değiştirmek değil, kendisini ortadan kaldırmak olduğundan kulak asılmadı. Zaten o demokratik denetim kurumlarının esas güvencesi olan, halkın uyanık sivil demokrasi bilincinin varlığı konusunda da ciddi kaygılar mecvuttu. O da olmadı mı, hangi sistem, hangi etiket gelirse gelsin fark etmiyordu. Nitekim öyle de oldu. Türkiye’de uzun yıllar parlamanter sistem de, seçilmişlerin, atanmışlığı olgusu yüzünden tam anlamıyla demokrasinin yeşermesini sağlayamadı. Bu durumda, aynı AKP kadroları ve lideri veya benzerleriyle eskinin uygulamasına tekrar dönersek, yeni bir anayasa kabul etsek de iktidar değişmeden demokrasi gelmeyecektir. Unutmayalım, demokrat toplumlar daha demokrat anayasalara sahip oldukları için demokrat olmuyorlar, ama daha demokrat oldukları için o anayasalara sahip oluyorlar. Ama bu defa durum farklı olabilir. Çünkü 23 Haziran seçimi demokrasimizin şimdiye dek en büyük eksikliği olan sivil demokratik bilincin varlığını ve kararlılığını ortaya koymuştur. En büyük güvence de budur ve zaten kimi çevrelerdeki son günlerin telaşı da o yüzdendir. ERDOĞAN’DAN ATAMA: Babası, kızına amir oldu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından yayımlanan kararname ile Kocaeli İl Müftülüğü’ne atanan Sinan Cihan’ın kızı Ravza Cihan’ın da aynı müftülükte müftü yardımcısı olarak görev yaptığı ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ataması ile Manisa İl Müftüsü olarak görev yaparken Kocaeli İl Müftülüğü’ne geçen Sinan Cihan’ın kızı Ravza Cihan’ın da 2017 yılından bu yana Kocaeli İl Müftü Yardımcısı olarak görev yaptığı öğrenildi. Kocaeli İl Müftü Yardımcısı olarak görev yapan Ravza Cihan’ın babası Sinan Cihan, kızının il yardımcısı olduğu kuruma, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzaladığı kararname ile Kocaeli İl Müftüsü olarak görevlendirildi. l İç Politika Saray ödeneğininCumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı 2018 Genel Faaliyet Raporu’nu yayımladı: iki katını harcadı! Hükümet, geçen yıl da israfta sınır tanımadı. Merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki toplam 762.7 milyar liralık başlangıç ödeneği aşıla rak, yıl sonunda 830.8 milyar liralık harcamaya ulaşıldı. Geçen yıl dernek, vakıf ve birliklere 818 milyon lira akta rıldı. Hane halkına transferler başlan gıç ödeneğini aşarak, 51.8 milyar liraya yükseldi. Cumhurbaşkanlığı’nın baş langıç ödeneği 845.3 mil yon liraydı. Yıl sonu ger MUSTAFA ÇAKIR çekleşmesi ise 1.6 milyar lira oldu. Diyanet de 7.7 milyar lira ödenek ayrılmış olmasına karşın 8.3 milyar liralık har cama yaptı. Devletin Kamu Özel işbir liği (KÖİ) projeleri kapsamında verdi ği borç üstlenim taahhüdü 15.4 milyar dolara çıktı. Devlet, geçen yıl da İşsiz lik Sigortası Fonu’nda biriken kaynağın çok az bir bölümünü işsizlere verdi. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Büt çe Başkanlığı, 2018 Yılı Genel Faaliyet Raporu’nu yayımladı. Rapordan dikkat çeken bazı veriler şöyle: 4 2018 bütçe açığı hedefi 65.9 milyar lira olarak öngörülmüşken yıl sonunda gerçekleşme 72.8 milyar lira oldu. 4 Cari transferler için 2018 yılın da 299.3 milyar lira ödenek öngörüldü. Ödenek eklemeleri ile birlikte yıl so nu bütçe ödeneği 328.2 milyar lira ol du. Bu durum görev zararları, gelirden ayrılan paylar ve hane halkına yapılan transferlerin bütçe ödeneğinin üzerin de gerçekleşmesinden kaynaklandı. Derneklere yardım aktı 4 Hane halkına yapılan transferler için 2018 yılında 49.7 milyar lira ödenek öngörüldü. Yıl sonunda 51.8 milyar lira harcama yapıldı. 4 Geçen yıl dernek, vakıf, birlik ve benzeri teşekküllere yardım amacıyla 818 milyon lira cari transfer ödemesi yapıldı. Bu yardımlar için en fazla transfer yapılan bakanlık 171.7 milyon lira ile Milli Eğitim Bakanlığı oldu. Onu 129.4 milyon lira ile Kültür ve Turizm Bakanlığı ve 121.8 milyon lira ile Sağlık Bakanlığı izledi. 4 Cari transferlerin bütçe içindeki payı, AKP’nin iktidara geldiği 2002 yı Belediyelerdeki israf tartışmaları sürerken hükümetin yaptığı israf da dikkat çekici boyutlara ulaştı. Saray’ın ödeneği 845 milyondan 1.6 milyara çıktı, devletin verdiği borç üstlenim taahhüdünde tutar 15.4 milyar dolara yükseldi. iğneli fırça zafer temoçin lında yüzde 21.2 iken 2018 yılında yüzde 38.9’a yükseldi. 4 SGK’nin giderleri 2018 yılında 346.2 milyar lira olarak hedeflenmişken, yüzde 13 artarak 391.3 milyar lira oldu. Gelirleri ise 346.2 milyar lira hedeflendi. Yıl sonunda yüzde 10 artarak, 381 milyar lira olarak gerçekleşti. 4 İşsizlik ödeneği için 2018 yılında 1 milyon 635 bin 111 kişi başvuruda bulundu. 841 bin 847 kişiye toplam 4.8 milyar lira ödeme yapıldı. Oysa İşsizlik Sigortası Fonu’nda biriken para yaklaşık 130 milyar liraya ulaşmış durumda. Bu kaynağın çok az bir bölümünün işsizler için harcanması dikkat çekti. Ayrıca milyonlarca işsize karşın sadece 842 bin kişi işsizlik maaşından yarar lanabildi. 4 KınalıTekirdağÇanakkaleSavaş tepe Otoyolu Projesi MalkaraÇanakkale (1915 Çanakkale Köprüsü dahil) kesiminin finansmanı kapsamında toplam 2.2 milyar Avro dış finansman ile AnkaraNiğde Otoyolu Projesi kapsamında toplam 1.1 milyar Avro tutarındaki dış finansmana Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından borç üstlenim taahhüdü verildi. 4 KamuÖzel İşbirliği (KÖİ) çerçevesinde yürütülen projeler için verilen borç üstlenim taahhüt tutarı 2018 yıl sonu itibarıyla yaklaşık 15.4 milyar dolara ulaştı. 4 2018 sonunda merkezi yönetim brüt borç stoku 1.067.1 milyar lira olarak gerçekleşti. Borcun 586.1 milyar lirası iç borçlardan, 481 milyar lirası dış borçlardan oluştu. Saray katladı 4 Raporda kamu idarelerinin 2018 yılı bütçe ödenek ve gerçekleşmeleri tablosuna da yer verildi. Buna göre Cumhurbaşkanlığı’nın başlangıç ödeneği 845.3 milyon liraydı. Yıl sonu ödeneği ise 1.7 milyar liraya çıktı. Yıl sonunda gerçekleşme 1.6 milyar lira oldu. 4 Diyanet’in başlangıç ödeneği 7.7 milyar liraydı, gerçekleşme 8.3 milyar lira oldu. 4 Geçen yılda vergi yükü yine işçi, memur gibi ücretlilerin üzerindeydi. 2018’de gelir ve kazanç üzerinden alınan vergiler 239.1 milyar lira oldu. ÖTV geliri düştü 4 Bütçede 146.5 milyar lira özel tüketim vergisi (ÖTV) tahsilatı öngörülmüştü. Yıl sonunda 133.9 milyar lira ile hedefin yüzde 8.6 altında gerçekleşme oldu. Rapora göre, bu gerçekleşmeye özellikle ekonomide görülen gelişmeler sonucunda ÖTV’ye tabi mallardaki tüketim ve fiyat değişimlerinin yanı sıra bazı motorlu taşıtlara ilişkin ÖTV ile bazı dayanıklı tüketim mallarına ilişkin ÖTV’lerde geçici nitelikli oran indirimleri ile petrol ve doğalgaz ürünlerine ilişkin bazı mallarda eşel mobil sistemi kaynaklı ÖTV indirimleri etkili oldu. l ANKARA Gelecek genel seçime Akşener etrafında kenetlenerek gitmeyi planlayan partide ‘CHP gölgesi’nden kaçılacak İYİ Parti’de rota 2023 ERDOĞAN JAPONYA’DA ‘Ticaret geliştirilecek’ Japonya’da temaslarını sürdüren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün Tokyo’da Japonya İmparatoru Naruhito’yu İmparatorluk Sarayı’nda ziyaret etti. Basına kapalı olarak yarım saat süren görüşmeye Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte katıldı. Naruhito ile görüşmesinin ardından Erdoğan, Liberal Demokrat Parti Genel Sekreteri ve JaponyaTürkiye Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Toşihiro Nikai’nin onuruna verdiği öğle yemeğine katıldı. Basına kapalı gerçekleşen yemeğin ardından konuşan Erdoğan, yalnızca siyasi ve ekonomik alanda değil, kültürel ve bilimsel alanda da iki ülke arasında çok ciddi bir potansiyel olduğuna inandığını belirterek “Malum Ja ponya ile aramızdaki en kritik projelerden biri İstanbul’da kurulması planlanan TürkJapon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’dir. Bu üniversitenin kısa zamanda faaliyete geçmesi için çaba gösteriyoruz. Yer tahsisi, bütün bunlar yapılmış vaziyette” dedi. 2019 yılını Japonya’da Türk Kültür Yılı ilan ettiklerini anımsatan Erdoğan, “Sene boyunca düzenleyeceğimiz programlarla Türkiye’nin zengin kültürel birikimini Japon dostlarımıza yakından tanıtmayı hedefliyoruz” diye konuştu. Ekonomik alanda da ikili ilişkilerin geliştirileceğini söyleyen Erdoğan, Japonya’nın yaşlanan nüfusu nedeniyle Türkiye’nin eğitimli, dinamik, kalifiye ve genç nüfusuyla Japonya’ya destek olabileceğini de belirtti. l İç Politika İYİ Parti yönetimi, 2023’e dek AKP ve MHP’den kayan oyları konsolide etmeye çalışacak, çizgisini “Atatürk’ün ilke ve devrimlerini savunan, milli değerler etrafında birleşen, bu ilkedeki herkese kapısı açık parti” söylemiyle oluşturacak SELDA GÜNEYSU Yinelenen İstanbul seçiminde Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu’nun açık farkla belediye başkanlığını kazanmasının ardından İYİ Parti kanadı rotayı 2023’e çevirdi. Seçimde AKP’nin 200 binin üzerinde seçmeni kaybettiği, MHP’li bir kısım seçmenin de tercihini “İmamoğlu’ndan yana kulllandığı” hesapları yapılırken, parti yönetimi, 2023’te yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimi için bu seçmen kitlesine “alternatif İYİ Parti” söylemiyle seslenmek istiyor. İYİ Parti kanadı, İstanbul seçimlerinde “partinin desteğinin göz ardı edilmemesi” gerektiğini düşünüyor. Ancak partinin 24 Haziran 2018’deki Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri öncesinde 15 CHP’li milletvekilinin desteğiyle Meclis’te grup kurması, CHP ile Millet İttifakı’nda bir araya gelmesi ve 31 Mart’taki yerel seçimlerde CHP ile işbirliğine gitmesiyle birlikte oluşan “CHP’nin gölgesinde kalan parti” algısını kırmak istiyor. Kendi içinde “bağımsız bir parti olmasına karşın seçmene bu durumun tam olarak anlatılamadığı” eleştirileri yapılan parti, 2023 için de hedef kitlesini “AKP iktidarından yorulan seçmen üzerine yoğunlaştırmak” istiyor. AKP’ye yakın markaj Parti, tüzük kurultayı sonrası değiştirilen tüzük gereğince teşkilatları güçlendirmeyi ve üye sayısı artırmayı da gündemine aldı. Söylemde de kamuoyunda şimdiye dek oluşan “merkez sağ ve ülkücü milliyetçi açılımında bir parti” algısını değiştirmek is tiyor. Partinin “sadece milliyetçi ülkücü ve merkez sağ” çerçevesinde bir parti değil, “Atatürk ilke ve devrimlerini savunan, milli değerler etrafında birleşen bir parti” imajı için çalışmalara da hız verilecek. Partide, bu kapsamda, başkanlık divan yapısı ve genel idare kurulunda da değişiklikler yapılabileceği konuşuluyor. Ayrıca partinin 2023’e giderken en önemli stratejilerinden birini de “ekonomi” başlığının oluşturacağı belirtiliyor. AKP’deki kopuşların “ekonomik eksenli olduğu” değerlendirmeleri yapılırken, seçmeni İYİ Parti’de konsolide edebilmek için 31 Mart ve 23 Haziran’da olduğu gibi “ekonomi” üzerine söylemlerin de güçlendirilmesi amaçlanıyor. Ancak bu stratejik hedefte AKP iktidarının 2023’e kadar atacağı adımlar da yakın markaja alınacak. Partinin 2023’teki Cumhurbaşkanı adayı yine genel başkan Meral Akşener olacak. İmamoğlu’nun seçimi büyük farkla kazanmasının ardından parti içinde “2023’te İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı yapılırsa destekleyelim” çıkışlarının olduğu da ifade edilirken, parti kurmaylarının bu söylemlere sert çıktığı belirtiliyor. Partinin kuruluşundan bu yana “Akşener’i Cumhurbaşkanı yapmak” hedefinde olduğu ve 2023’e “bağımsız, tek başına, söylemi güçlü bir parti olarak gitmesi gerektiği” vurgulanırken, aksi takdirde partinin eleştirildiği gibi “CHP’yi eleştiren seçmen kitlesine takılı kalacağı, bunun milliyetçi ve muhafazakâr seçmeni partiden uzaklaştıracağı, İYİ Parti’yi de yeniden ‘CHP’nin gölgesinde bir parti’ imajına taşıyacağı ve baraj altına çekebileceğine” dikkat çekiliyor. l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle