23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 12 TEMMUZ 2019 CUMA EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: İLKNUR FİLİZ Kadın üniversiteleri planına tepki gösteren CHP’li Karabıyık: Bir asır geriye CHP’li Pamir, Türkiye’nin Kıbrıs açıklarındaki doğalgaz arama çalışmalarını “yasadışı” olarak niteleyen AB’ye tepki gösterdi: ‘Hukuksuzluğu yapan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, AB, ABD.’ HABER CHP Kadın Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, “kadın üniversiteleri” planına tepki göstererek “Kalkınma Planında daha ileri ve iyi hedefler konacağı yerde, enflasyonda 2006, kişi başı gelirde 2013 rakamı hedef alındığı gibi, kadınların eğitiminde de bir asır geriye gitmeyi hedeflemiş görünüyorlar” dedi. ‘Kadın işsizliğini çözün’ Karabıyık, “AKP eğitimi siyasetin arka bahçesi olarak gördüğü politikalarına son vermeli, Japonya’nın ‘kadın üniversitelerini’ değil, dünyanın 3. büyük ekonomisi oluşunu ve teknoloji konusundaki gelişmişliğini model almalı. Kadınları gerçekten düşünüyorsanız, önce kadınların daha fazla kararlara katılımını, daha fazla yönetim kademelerinde yer almalarını sağlayınız, kadın işsizliği sorununu çözünüz” ifadelerini kullandı. İLERİ HEDEFLER ŞART Kadınların istihdam dışına itilmesinin milli gelir ve kişi başı gelir üzerindeki olumsuz etkisine dikkat çeken CHP’li Lale Karabıyık, “Maalesef, getirilen ve incelediğimiz 11. Kalkınma Planı’nda daha ileri ve iyi hedefler konacağı yerde, enflasyonda 2006, kişi başı gelirde 2013 rakamı hedef alındığı gibi, kadınların eğitiminde de 1 asır geriye gitmeyi hedeflemiş görünüyorlar” dedi. Bakış değişmedikçe... CHP’li Karabıyık, 11. Kalkınma Planı’nda yer alan ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ilk olarak Japonya’da dile getirdiği, “Kadın Üniversiteleri” planını değerlendirdi. Karabıyık, 1900’lerin ilk yarısında bazı ülkelerde kadınların üniversite eğitimine erişebilmelerine destek oluşturmak amacıyla kadın üniversitelerinin kurulduğunu, Japonya’da ise 800 üniversitenin sadece yüzde 10’nun kadın üniversitesi olduğunu vurguladı. Günümüzde kadın üniversitelerini “ilerici” bir model olarak sayan görüşe yer kalmadığını vurgulayan Karabıyık, “Son yıllarda Türkiye’de kadınların sosyal hayata ve iş hayatına katılımının önünü kesen söylemleri ile AKP hükümetlerinin kadına bakışı değişmedikçe, bir kadın üniversitesi kurmanın kadın haklarının gelişimi üzerine ek bir yararı olması beklenemez” dedi. Ayırmacı zihniyet... Karabıyık, “1923’te Cumhuriyet Devrimi ile uygulamaya geçirilen kadınerkek eşitliği ve zorunlu laik eğitimle, kız ve erkek çocuklara eşit bireyler olma olanağını sağlayıp kızların tıpkı erkekler gibi, bütün bilim dallarında öğrenim görmelerinin bir temel insan hakkı olarak kabul edilmesi unutulmamalı, unutturulmaya çalışılmamalıdır. Tepki gösterdiğimiz, 17 yıllık AKP iktidarında, diğer eğitim düzeylerinde yinelenen ‘100 yıl sonra karma eğitimden vazgeçilmesi’ önerisini kadın üniversitesi uygulamasıyla birleştirip karma eğitime her düzeyde son verilmesi ve hem de okul öncesinden başlanarak üniversitelere kadar uzanan bir ayrım cılığın uygulanması riski. Kadın üniversitelerinin kuruluşunda karşı çıktığımız bu ‘kadını ötekileştiren, ayırmacı zihniyettir’” diye konuştu. Lale Karabıyık l ANKARA / Cumhuriyet ODTÜ yönetimine yurt yapımı için daha önce başka alan önerilerinde de bulunan akademisyenler, “Kavaklığın yurt alanı olması kararından vazgeçilmeli; alan yeniden yeşil alan niteliğine kavuşturulmalıdır” dedi. ODTÜ Mimarlık Fakültesi’nden yönetime çağrı: Polisler bir an önce yerleşkeden ayrılmalı OZAN ÇEPNİ ODTÜ Mimarlık Fakültesi Akademik Genel Kurulu, Prof. Dr. Verşan Kök’e ve yönetimine çağrıda bulunarak “Polis bir an önce yerleşkemizden ayrılmalı. ODTÜ öğrencilerinin yurt ve barınma ihtiyacının çözümünde, üniversitemizin yurt yapım ve yönetimi konusundaki deneyim ve birikimine güvenilmeli” dedi. ODTÜ’de binlerce ağacın katledilmesi ve Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) yurdu yapılmasına karşı tepkiler devam ederken Mimarlık Fakültesi Akademik Genel Kurulu önceki gün toplanarak üniversite yönetimine çağrıda bulundu. ODTÜ Mimarlık Fakültesi öğretim elemanlarının yaşananları “Fakültemiz, ‘KYK yurdu’ inşaatı nedeniyle yaşanan gelişmelerden kaygı duymaktadır” diyerek sorunların akılcı ve demokratik yollardan çözümü için “oybirliği” ile belirlediği önerileri sıraladı. Akademisyenlerin gündeminin ilk maddesi polis şiddeti ve yönetimden yumuşama sinyali Tekrar gözden geçirilecek ODTÜ’de büyüyen tepkinin ardından bir araya gelen ODTÜ yönetim kurulu, süreci değerlendirerek öğretim üyelerine elektronik posta ile bilgi verdi. Açıklamada, “Üniversitemizde ve ülkemizde barış ve huzur hepimiz için önce gelmektedir. Protokol ve ihale ile ilgili yasal gereklilikler olsa bile yapılabileceklerin tek rar gözden geçirilmesi, ilgili kurumlar ve bileşenler ile bu doğrultuda müzakerelere devam edilmesi ve bir an önce üniversitemizde hayatın normale dönmesi için her adımın atılması yönünde görüş birliği oluşmuştur. Bu yönde çalışmalar takip edilecek ve gelişmeler üniversitemiz ile paylaşılacaktır” denildi. müdahale oldu. Öğrencilerin Kavaklık’tan gaz ve polis zoru ile çıkarılmasını değerlendiren akademisyenler, “Polisin, barışçıl yollardan tepkilerini gösteren öğrenci ve öğretim elemanlarına şiddet uygulaması kabul edilemez. Polis bir an önce yerleşkemizden ayrılmalıdır” dedi. ODTÜ’ye güvenin Mimarlık öğretim elemanları, yurt inşaatına ilişkin ise üniversitenin birikimine işaret ederek “ODTÜ yerleşkesi içerisinde bir ‘KYK yurdu’ yapılması kararından vazgeçilmelidir. ODTÜ öğrencilerinin yurt ve barınma ihtiyacının çözümünde, üniversitemizin yurt yapım ve yönetimi konusundaki deneyim ve birikimine güvenilmelidir” önerisinde bulundu. Akademisyenler, ODTÜ’de yürütülmesi gereken sürece ilişkin de “Bundan sonra, yerleşke içerisinde yurt dahil herhangi bir binanın yapımı söz konusu olduğunda, karar süreçleri tüm üniversite bileşenlerini içeren, katılımcı bir yöntemle yürütülmelidir” önerisinde bulundu. l ANKARA CHP Enerji Komisyonu Başkanı Pamir: AB’nin tutumu uluslararası hukuka aykırı OZAN ÇEPNİ Enerji Politikaları Uzmanı ve CHP Enerji Komisyonu Başkanı Nec det Pamir, Avrupa Birliği’nin (AB) Kıbrıs konusunda Türkiye’ye yöne lik yaptırım tehdidine ilişkin “Hu kuksuzluğu yapan hem Güney Kıb rıs Rum Yönetimi (GKRY) hem de onun arkasında duran AB ve ABD’dir. Hem KKTC’nin verdiği ruh satlar hem de Türkiye’nin verdi ği ruhsatlar ile münhasır ekonomik bölgeler söz konusu. Bu alanlar da izin almak zorunda değiliz. Teh ditlere de pabuç bırakacak deği liz” dedi. Pamir, Türkiye’nin Kıb rıs açıklarında ki doğalgaz ara ma çalışmaları nı “yasadışı” ola rak niteleyen AB’nin, Türkiye’ye yönelik yaptı rım hazırlığını Cumhuriyet’e de ğerlendirdi. AB’nin tutumu na ilişkin, “Tama men hukuksuz” tepkisini gösteren Pamir, “Gü Necdet Pamir ney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni AB üyesi olarak alıp tek başına Kıbrıs olarak kabul etmeleri AB açısından bir hukuksuzluk. ‘Sesini çıkarmamıştı’ Türkiye ve KKTC’nin tüm uyarılarına rağmen, GKRY’nin sanki adanın tek sahibiymiş, LondraZürih anlaşmaları ve onların hayat verdiği 1960 Kıbrıs Anayasası’nın hilafına bütün doğal kaynaklar kendilerine aitmiş gibi, bugüne kadar 3 tane ihale açmaları tamamen uluslararası hukuka aykırıdır. Hukuksuzluğu yapan hem GKRY’dir. Hem de onun arkasında duran AB ve ABD’dir” dedi. Türkiye’nin bölgedeki çalışmalarına ilişkin Pamir, “GKRY, 3 tane ihale yaparken sesini çıkarmayan AB’nin kalkıp da KKTC’nin hakkı olan ve Türkiye Petrolleri’ne ruhsat vermiş olduğu alanda Ya vuz ile Türkiye’nin münhasır ekonomik bölge kabul ettiği alanda da Fatih ile yapılmakta olan sondajlara müdahale etmesi uluslararası hukuka tamamen aykırıdır. AB’nin, Yunanistan’ın ve GKRY’nin böyle bir hakkı yok. Fatih’in sondaj yapmakta olduğu Finike1 kuyusu Türkiye’nin münhasır ekonomik bölge kabul ettiği alanda, kıta sahanlığı konusunda da Birleşmiş Milletler’e koordinatlarını kesin olarak verdiği alandadır” diye konuştu. ‘Yanlış politikalar’ Pamir, “Kıyıdaş ülkeler arasında hiçbir itiraz olmadan eğer münhasır ekonomik bölgeler kabul ediliyorsa buna kimsenin diyeceği yok. Ama şu an Türkiye’nin kabul etmediği alanda, Yunanistan hak iddia ediyor. Neresinden tutarsanız tutun hukuka aykırı. Bütün bunların üzerine, Yavuz’un şu an gittiği Karpaz1 kuyusu ise KKTC’nin seneler önce Türkiye Petrolleri’ne verdi ği ruhsat alanları içinde. Burada da konuşabilecekleri bir şey yok” ifadelerini kullandı. AB’nin yaptırım söylemine de sert tepki gösteren Pamir, “Yaptırımsa yaptırım, ellerinden gelenleri ellerinden ardına koymasınlar. Türkiye de ‘muz cumhuriyeti’ değil. İktidarın bir sürü hatasından söz edebiliriz ama bu konu farklı. TP’nin Varlık Fonu’na devredilmesi, sondaj ve kuyu tamamlama gibi temel daire başkanlıklarının lağvedilmesi, yetkin ve deneyimli personelinin emekliğe sevk edilmiş olması iktidarın yanlış politikalarıdır. Hem KKTC’nin verdiği ruhsatlar hem de Türkiye’nin verdiği ruhsatlar ile münhasır ekonomik bölgeleri söz konusu. Gerisi boş, kuru gürültü. Bu alanlarda izin almak zorunda değiliz. Tehditlere de pabuç bırakacak değiliz” dedi. l ANKARA ‘Rezidans bahçesi’Mimarlar Odası Ankara Şubesi millet bahçeleri projesini mahkemeye taşıdı Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından, millet bahçeleri projesine “rekabet ve eşit muamele ilkelerinin ortadan kaldırılarak adrese teslim ihale” yapıldığı gerekçesi ile dava açıldı. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Millet bahçeleri, büyük projelerin arka bahçesi. Milletin bahçesi değil, rezidansların bahçesi” dedi. 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde AKP Seçim Beyannamesi’nde yer alan ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından seçim vaadi olarak sunulan millet bahçeleri, Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından yargıya taşındı. Cumhuriyet’in ulaştığı dava dilekçesinde, “Kamu ihalelerinin işin ehli olmayan sermaye sahiplerine verilmesi, Kamu İhale Yasası’nın rekabet ve eşit muamele ilkelerinin ortadan kaldırılarak adrese teslim ihale yolunun açıldığı” belirtildi. Dilekçede, ihale için 8.5 milyon lira gelir kazanma şartının da rekabeti engellediği belirtildi. Dilekçede, Üreğil Millet Bahçesi (Ankara) haksız rekabetin ve tekelleşmenin önünün açıldığı ifade edilerek “Sermaye gruplarından başka hiçbir ticari yapılanmaya fırsat tanınmayacağı kesinleştirilmiş, sermaye şirketlerine yaşam hakkı sunulan, orta ve küçük ölçekli hiçbir mimarlık, peyzaj mimarlığı ve mühendislik hizmetleri üreten firmalara yaşam hakkı tanınmamıştır” denildi. Peşkeş çekilecek... Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Nerede bir millet bahçesi varsa etrafında çok büyük ölçekli projeler var demektir. İşte Ankara’da Atatürk Kültür Merkezi (AKM) alanlarını millet bahçesi ilan ettiler, orada Merkez Ankara Projesi var. Aynı şekilde İmrahor Vadisi’ni yapıyorlar, yaparsa o da Sinpaş’ın arka bahçesi olacak. Orası Ankara’nın yapılaşmaya açılmaması gereken tek alanı. Bu kamusal alanın kamudan alınıp, aslında sermayeye peşkeş çekilmesinin aracı haline geliyor ve onların piyasasını artırmaya yönelik bir operasyon. Zaten bu kadar paramız yok, niye yapıyorsunuz bu kadar büyük yatırımları? Hepsi rant getiriyor çünkü. Millet bahçeleri, büyük projelerin arka bahçesi. Milletin bahçesi değil rezidansların bahçesi” dedi. ‘Satış için kullanılacak’ Tezcan, ekonomik kriz nedeniyle inşaatların durma noktasında olduğunu dile getirerek, millet bahçelerinin “yeşil alan” adı altında konut satışına yönelik yapıldığını belirtti. Tezcan şunları söyledi: “Sen Atatürk Orman Çiftliği’ni yok et, ODTÜ’de gözümüzün önünde ağaçları kes, ondan sonra millet bahçesi yapıyorum de, kim inanır? Bunun gerçekçi olmadığı çok açık. Onun için de ihalenin iptali davası açıyoruz. Sonuçta bir yeşil alan üretmek tabii ki önemli bir şey ama ideolojisini, kendi sermaye birikimini sağlamak üzere üretiliyor bunlar.” Tezcan, İmrahor Vadisi’ne yapılması planlanan millet bahçesi alanının sulak olduğunu belirterek, maliyetin katlanacağını söyledi. l ANKARA / Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle