29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 12 TEMMUZ 2019 CUMA EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN HABER Değişen coğrafya, artan yalnızlık Sınır bölgelerimiz kaynıyor, Türkiye artık bir barut fıçısının üstünde oturuyor. Barbaros Hayrettin sismik araştırma ve Fatih ile Yavuz sondaj gemilerinin Karpaslar’ın açığında demirlemeleri, bunların savaş gemisi ve uçaklarıyla korunmaya alınması ve Türkiye’nin burada sondaj çalışmalarını başlatma kararı, AB’den bir defa daha “hukuka aykırı sondaj kararından endişe duydukları”nın açıklandığı, bu mesaja karşılık Türkiye’nin sert cevabının yayımlandığı ve bir yandan da Rusya’dan alınan S400’lerin teslimlerinin beklendiği sırada, Kuzey Suriye’de PYDYPG’nin yoğunlaştığı bölgede Türkiye’nin askeri hareketliliğinin arttığı belirtiliyor. Bölgeyi iyi tanıyan terör uzmanı Abdullah Ağar, durumu değerlendirirken, “son derecede güçlü harekât emareleri mevcut” diyor. Denebilir ki, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin hiçbir döneminde, bölgede bu denli sorunlarla kuşatılmış ve de yalnız bir durumda olmamıştı. HHH Bu yalnızlığın, Türkiye’nin coğrafi konumunun değiştiği döneme rastlaması boyutlarını daha da büyütmektedir. Şimdi ülkelerin coğrafyalarının değişmeyeceği söylenerek bu sava itiraz mümkündür. Evet doğrudur, ama aynı coğrafya, değişen siyasi tutumlara göre, değişik olanaklar, avantajlar veya sorunlar doğurabilir. Fiziki konumu kurulduğundan beri değişmeyen Türkiye’nin Ortadoğu’daki durumu bunun en güzel örneğidir. Her zaman Ortadoğu’nun ortasında yer alan Türkiye Cumhuriyeti, bölgedeki Müslüman coğrafyanın göbeğindeki tek, laik ve sonra da görece demokratik ülke olarak, bölge içi çekişmelere uzak durmuş, yansız bir tavrı benimseyerek, bölgede özel yere sahip bir ülke konumu elde etmiştir. 1958’de ABD’nin ağırlığını koyması ile önlenen, akim kalmış Irak’a müdahale girişimi dışında, Ankara bölgenin iç çekişmelerinin uzağında durmayı başarabilmiştir. Atatürk’ün, “yurtta barış, dünyada barış” ilkesi bu hususta değişik iktidarlara yol gösterici olmuştur. Bölgesel anlaşmazlıklarda taraf olma politikasının ilk denemesini Turgut Özal yapmışsa da, sivil politikacıdan daha az militarist olan TSK’nin tavrı sayesinde bir koyup üç alma girişimi başarıya ulaşamamıştır. HHH Her alanda, laik Cumhuriyetin antitezi olarak gelen ve emperyalizmin çıkarlarının bölgesel müttefiki iktidar modeli olarak dizayn edilen AKP ise bölgedeki tüm nizaların içine balıklama dalarak, Ortadoğu’nun sorunlarının göbeğinde yer kapmayı marifet sanmıştır. Laiklik karşıtı İhvan ideolojisinin etkisinde, gerçekte, yüzyıllardan beri bitmiş kof bir Osmanlı ihtişamı tutkusuyla desteklenen bu politika sonunda Libya’dan Fırat’ın doğusundaki Suriye’ye kadar her nevraljik soruna bulaşmış olan Türkiye, bölgede en yalnız ülke konumundadır. Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğalgaz paylaşımı sorununda Mısır, İsrail, AB, ABD, Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, dolayısıyla Yunanistan’ın yanında yer alırken, Türkiye’ye hak veren tek bir Allah’ın kulu çıkmamıştır. Suriye’nin istikrarsızlaştırılmasında payı olan AKP iktidarı, burada da gittikçe artan ve daha da artacak olan bir yalnızlıkla, saplandığı batakta debelenmektedir. AKP’nin, Türkiye için de yaşamsal önemde olan Suriye’de istikrar ve toprak bütünlüğü konusunda, bugün için tek mümkün olarak görünen Esad’la uzlaşmamakta İhvancı tutkusunun esiri olarak direnmesi de, Rusya ile arasında bu konuda zaten var olan anlaşmazlıkları yarın daha da keskinleştirecektir. Bütün bu kaos ortasında, bölgede tümüyle soyutlanmamak için yapılacak ilk şey “ben ne istiyorum, ne elde edebilirim, bunu nasıl sağlarım” sorusunun sağduyulu yanıtını ihvancı tutkulardan arınarak arayıp, ona uyan yeni bir politika oluşturmaktır. YSK kesin sonuçları yayımladı Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından İstanbul seçiminin kesin sonuçları yayımlandı. CHP’li Ekrem İmamoğlu, AKP’li Binali Yıldırım’a yüzde 9.22 fark attı. YSK tarafından 23 Haziran İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin ve tekrarlanan diğer seçimlerin kesin sonuçları açıklandı. Resmi Gazete’de yayınlanan sonuçlara göre; Ekrem İmamoğlu 4 milyon 742 bin 82 oyla yüzde 54.22 oranına ulaşırken, Binali Yıldırım 3 milyon 936 bin 68 oyla yüzde 45 oy oranında oy aldı. Böylece İmamoğlu, Yıldırım’a 806 bin 14 oy fark attı. İstanbul seçimlerine 8 milyon 925 bin 166 kişi katılırken, seçime katılım oranının yüzde 84.51 olduğunu belirtildi. Seçimdeki geçerli oy sayısı 8 milyon 746 bin 566 oldu. Buna göre 178 bini aşkın geçersiz oy bulunuyor. Yenilenen İstanbul seçimlerinde Saadet Partisi adayı Necdet Gökçınar 47 bin 832, Vatan Partisi adayı Mustafa İlker Yücel 13 bin 962, 17 bağımsız adaya ise toplamda 6 bin 622 oy verildi. l ANKARA/Cumhuriyet OLAYLARIN ARDINDAKİ GERÇEK >>Baş tarafı 1. sayfada Bu konuda çok açık gösterge, Mısır’da bir önceki Cumhurbaşkanı Mursi’nin haziran ayı içinde ölümü nedeniyle Türkiye’nin aldığı pozisyondur. G20 toplantıları sırasında Japonya’da yaptığı basın toplantısında Erdoğan, uzun uzun Mursi’den söz etti, onu överek demokratik paye verdi. Erdoğan, böylece tüm dünyaya AKP iktidarının dış politikasını açıklıyor, bütün dünyaya açıkça “Müslüman Kardeşler” savunuculuğu yapıyordu. Ancak, Müslüman Kardeşler ideolojisi nedeniyle bugün Türkiye ile Mısır arasına diplomatik deyimle “kara kedi” girmiş bulunuyor. Bu noktada kısaca Müslüman Kardeşler hareketine bakalım. Müslüman Kardeşler (İhvanül Müslümin) hareketi, 1928 yılında bir ilkokul öğretmeni olan Haşim el Renna tarafından Mısır’ın İsmaliye kentinde kuruldu. Bu örgüt Ortadoğu’daki İslam ülkelerinde toplumsal ve siyasal rol oynadı ve halen oynamaktadır. Bir asra yakın geçmişi olan örgüt giderek büyüdü, okullardan camiye, oradan da şirketlere uzandı. 2000’li yılların başında Müslüman Kardeşler, ABD tarafından Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP), önemli bir ortağı olarak destekleniyordu. BOP kapsamında demokrasi görüntü ve yörüngesi altında, Müslüman ülkelerdeki rejimler birer birer devriliyordu. Ilımlı İslam ideolojisi çerçevesinde ve sözde “demokrasi” söylemi ile ılımlı İslama dayalı rejimler yükseltilecekti. Bu proje 2011 yılında Arap Baharı hareketi içinde Tunus ve Mısır’da Müslüman Kardeşler’i iktidara getirdi. O dönem AKP siyasal iktidarının Başbakanı olan Erdoğan, o sırada kendisinin BOP’un eşbaşkanı olduğunu açıklamıştı. Bu çerçevede AKP hemen Tunus ve Mısır’da iktidara gelen “İhvancıları” yani “Müslüman Kardeşler”i kuvvetle destekledi ve “kardeş parti” ilişkilerini geliştirdi. Süper güçlerin değişen projeleri Ancak süper güçlerin projeleri günün koşullarına ve kendi ulusal çıkarlarına göre değişim gösterir. Bir süre sonra önce Tunus’ta ardından Mısır’da Müslüman Kardeşler iktidardan düştü ya da düşürüldü. AKP özellikle Mısır’da Müslüman Kardeşler’in desteği ile Cumhurbaşkanlığına gelen, sonra da düşürülen Mursi’nin yanında yer aldı. Oysa Mursi’nin iktidara getirilmesini destekleyen, iktidardan düşmesinde de rol oynayan ABD idi. Müslüman Kardeşler Mısır’da iktidardan düşerken, Suriye’de IŞİD güçlendi. Libya’da ise aşiretlerin birbiriyle çatıştığı bölünmüş bir ülke ortaya çıktı. Bu arada Ürdün ve Fas’ta süren ayaklanmalar kanlı bir biçimde bastırıldı. ABD ve AB’nin Müslüman Kardeşler’in arkasından desteğini çektiği görülüyordu. Ancak, AKP Müslüman Kardeşler’e olan ilgisini kesmedi, onlara daima yakınlık gösterdi. Erdoğan’ın Japonya’daki basın toplantısında, vefat eden Mursi’ye güçlü biçimde destek olması, AKP’nin Müslüman Kardeşler’in arkasında olduğunun kesin kanıtıdır. Bugünlerde etkisini göstermeye başlayan Libya’daki sürtüşmenin kökeninde de Müslüman Kardeşler ideolojisi görülür. AKP, Libya’da Müslüman Kardeşler’e desteğini güçlendirince onlarla çatışan General Hafter, geçen hafta Türkiye’ye karşı sert çıkışlar yaptı. AKP’nin Suriye politikası analiz için masaya yatırılınca, çok çelişkili olduğu ortaya çıkar. AKP’nin Suriye Politikası Esad’ın iktidardan düşürülmesi noktasında toplanıyor. Asıl sebep Esad’ın laik ilkelere dayanması ve temelde Müslüman Kardeşlere karşı olmasıdır. Türkiye, Suriye bağlamında, bir yandan güney sınırlarımızda bir “İsrail Koridoru” kurulmaması için büyük gayret gösterirken, öte yandan ülke bütünlüğünü sağlamaya çalışan Esad’la çatışıyor. Tam anlamıyla kendi içinde çelişkiler taşıyan bir politika izleniyor. Türkiye’nin, Mısır’da Müslüman Kardeşler’i desteklemesi de, Mısır’ın Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye karşı hareket etmesine zemin hazırlamıştır. AKP’nin İhvan politikasını Suriye’de uygulaması, bu nedenle rejim karşıtlığı politikasını sürdürmesi, Suriye politikasında tutarsızlıklar yaratıyor. Din temellerine dayalı dış politika uygulamaları Türkiye’nin ulusal çıkarlarını zedeliyor. Yarın Uzakdoğu’daki gelişmelere bakacağız. Çin ve Avrasya’nın yükselişi üzerinde duracağız. Pazartesi günü “evet” diyeceklerini açıklayan üyeler dünkü toplantıda oranı düşürdü AKP’den borç çarkı İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’ne dün borçlanma talebi tartışma yarattı. İBB Meclisi’nde AKP grubu, geçen toplantıda İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun belediyenin va him mali tablosunu ortaya çıkaran bir sunum yaptık tan sonra “evet” diyecekle rini açıkladıkları borçlan ma talebini dünkü toplan hazal ocak tıda kabul etmedi. 2 milyar 225 milyon lira borçlanma yetkisi AKP’li meclis üye lerinin oylarıyla kabul edilmeyerek, sa dece 1 milyar 525 milyon lira borçlan ma yapılması için yetki verildi. İma moğlu belediyenin daha yüksek borç lanma ihtiyacı olduğunun altını çizdi. ‘Hükümet geliri azaldı’ Mecliste oylamaya sunulan borçlanma teklifinde de 2019 yılına yönelik bütçelenen imar, çevre, kültür, kentsel dönüşüm, sosyal belediyecilik ile toplu ulaşım ve benzeri birçok alanda 2019 yılı bütçelenen gelirler ile bütçe denkliği sağlanamadığı için yurt için kaynaklardan finansman temini ihtiyacı duyurulduğu belirtildi. Teklifte 2 Milyar 225 Milyon lira borç alınması gerektiği ifade edildi. İBB Plan ve Bütçe Komisyonu görüş olarak “İBB 2019 yılı finansmanı ekonomik sınıflandırma tablosunda 1 milyar 525 milyon lira iç borçlanma tasnif edildiğini” ifade etti. AKP’li meclis üyeleri 1 milyar 525 milyon lira borçlanma konusunda ısrar etti. Teklif tartışmaları sırasında İmamoğlu İBB’nin daha büyük borçlanmalara ihtiyaç duyduğunun altını çizerek “Sadece merkezi hükümetten gelen gelirlerde bile ilk 6 ayda 1 milyar liraya yakın bir azalma söz konusu. Dolayısıyla mevcut ekonomi ortamında borçlanma değeri çok daha yukarıya çıkmıştır. Keşke bu yönüyle komisyonumuz bunu değerlendirseydi daha doğru olurdu diye düşünüyorum çünkü ne yazık ki 2019’daki öngörülerim gelirler bakımından Türkiye’nin her kurumunda ol 2 milyar 225 milyon lira borçlanma yetkisi AKP’li meclis üyelerinin oylarıyla kabul edilmeyerek, sadece 1 milyar 525 milyon lira borçlanma yapılması için yetki verildi. ‘Engellemelere rağmen iyi gidiyoruz’ İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, dün tebrik ziyaretlerini kabul etti. İmamoğlu, kendisini ziyarete gelen Amedspor yöneticileri ve toplantıda hazır bulunan Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdi. Yöneticiler, İBB Başkanı’na Amedspor forması hediye etti. İmamoğlu, “Yanlarında olacağıma söz vermiştim. Bir sözüm vardı yönetime. Güzel bir kampanyası var Amedspor’un. ‘Amedspor sensin’ diyorlar. O zaman, Amedspor benim. Maçlarda buluşmak üzere” dedi. Ardından Kırklareli Belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu ve KKTC’nin Girne Belediye Başkanı Nidai Güngördü de İmamoğlu’na ayrı ayrı tebrik ziyaretlerinde bulundu. Günün son heyeti ise DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu Çerkezoğlu ve sendika yöneticileri oldu. İmamoğlu, “Engellemelere rağmen iyi gidiyoruz. Biraz şirketler konusu var. Yönetim kurullarının değişmesine yönelik genel kurul taleplerimiz vardı. Onlara dönük bir direnç var. Umarım hatadan dönerler. Dönmezlerse kendileri bilir. Neyse, böyle alıştık artık. 2 ayda bir tebrike gelirsiniz artık” dedi. duğu gibi İBB de çok yoğun bir şekilde geri düşmüştür” dedi. İmamoğlu ayrıca belediyenin daha yüksek borçlanmaya ihtiyacı olduğunu ancak meclisin 2 milyar 225 Milyon kadar borçlanma yetkisi olduğunu ve o yüzden bu rakamın geldiğini söyledi. AKP’li meclis üyeleri belediyenin ihtiyacı olan miktar kadar borçlanma yetkisi verildiğini savundu. İmamoğlu da “1.3 milyara yakın sadece faiz ödemesinin olduğu bir 2019 yılındayız” hatırlatması yaptı. CHP’li meclis üyeleri 2 milyar 225 milyon lira borçlanma yetkisi için aykırı teklif sundu. Teklif AKP’li meclis üyelerinin oylarıyla reddedildi. Ardından oylamaya sunulan 1 milyar 525 milyon lira iç borçlanma oybirliğiyle kabul edildi. Otogar karara bağlanamadı Meclis gündemine bir de Bayrampa şa Otogarı’nı 25 yıldır işleten Uluslararası Anadolu ve Trakya Otobüsçüler Derneği sözleşmesinin 5 Mayıs 2019’da dolmasının ardından Otogarın durumuna ilişkin bir teklif geldi. İBB Başkanlığı Emlak Yönetimi Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan teklifte işletmeci derneğin 25 Nisan 2019 tarihli dilekçesi ile kullanım hakkı süresinin 25 yıl daha uzatılmasını istediği anlatıldı. Emlak Yönetimi Daire Başkanlığı, bu dilekçe doğrultusunda Fen İşleri Başkanlığı, Ulaşım Daire Başkanlığı ve İSPARK AŞ’den değerlendirme istedi. Ulaşım Daire Başkanlığı’nın 21 Haziran 2019 tarihli yazısında “Büyük İstanbul Otogarı’nın yeni otogar alanı yapılıncaya kadar İSPARK AŞ bünyesinde işletmeye alınmasının planlandığı ve mevcut işletmeci olan Uluslararası Anadolu ve Trakya Otobüsçüler Derneği’ne süre uzatımının verilmesinin uygun bulunmadığı” belirtildi. İBB Hukuk Komisyonu ile Ulaşım ve Trafik Komisyonu ortak görüş olarak Büyük İstanbul Otogarı bünyesinde bulunan otopark işletmesinin 5 yıl süreyle İSPARK’a verilmesini ancak işletmenin nasıl yapılacağına ilişkin bölümün yeniden görüşmesine karar verdi. Teklif bu şekilde oybirliğiyle kabul edildi. İmamoğlu oylamanın ardından otogarı hızlıca taşıyıp yüksek teknoloji merkezine dönüştürmek istediklerini yineledi. Resmi günlerde ulaşım ücretsiz İBB Meclisi’nde oybirliğiyle kentteki toplu ulaşım araçlarının 30 Ağustos Zafer Bayramı, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü ile Kurban Bayramı sürecince ücretsiz hizmet vermesine karar verildi. Ücretsiz toplu taşımadan İstanbul kartı olmayanlar da yararlanabilecek. Kılıçdaroğlu ‘Kararnameleri Şentop’u ziyaret etti Meclis incelemeli’ MAHMUT LICALI CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’a Meclis’in yetkilerinin kısıtlandığını, denge ve denetim mekanizmalarının yok edildiğini belirterek bu konuda Meclis’in etkinliğinin artırılması gerektiğini, Cumhurbaşkanı kararnamelerinin denetlenmesi için TBMM bünyesinde bir birim oluşturulması gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, dün Şentop’u makamında ziyaret ederek yeni görevinden dolayı hayırlı olsun dileklerini iletti. Ziyarete Levent Gök, Özgür Özel ve Engin Özkoç da katıldı. Edinilen bilgiye göre Kılıçdaroğlu görüşmede Şentop’a parlamentonun daha etkin olması konusunda görev düştüğüne dikkat çekti. Sistem değişikliğinin Türkiye’ye çok ağır bedeli olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu; Şentop’a TBMM’nin yetkilerinin kısıtlandığını, denge ve denetim mekanizmalarının yok edildiğini, denetimsiz bir iktidar yaratıldığını ifade etti. Kılıçdaroğlu, Şentop’a Cumhurbaşkanının kararnameler eliyle Meclis’in yasama yetkisine ortak olduğunu, tek bir kişiye parlamentoya fesih yetkisi verildiğini ve Meclis’in bütçe hakkının fiilen elinden alındığını kaydetti. Kılıçdaroğlu Şentop’a araştır ma komisyonlarının daha aktif olması gerektiğini ifade etti. Kılıçdaroğlu’nun bakanlara yöneltilen soru önergelerinin büyük bir kısmına yanıt verilmediğini; bu konuda Şentop’un gerekli adımları atması gerektiğini söylediği belirtildi. Görüşmenin ardından açıklama yapan Kılıçdaroğlu, yeni görevi dolayısıyla Şentop’u kutladığını belirterek “Bu arada bazı düşüncelerimi de aktardım. Parlamentonun daha güçlü hale gelmesi gerekiyor” dedi. Kılıçdaroğlu, parlamentoda Cumhurbaşkanlığı kararlarını izleyecek bir birimin kurulması gerektiğini belirterek “Böylece Cumhurbaşkanının yayımladığı kararnamelerin anayasa ve hukuka uygunlu bakımından denetlenmeli ve parlamento bilgi sahibi olmalı” dedi. Kılıçdaroğlu, Sayıştay’ın raporlarının süresi içinde TBMM’ye gelmesi ve Sayıştay’ın sıcak tartışmalar dışında tutulması gerektiğini söyledi. Başkanlara ‘kibir’ uyarısı Öte yandan Kılıçdaroğlu, hafta içinde partisinin bazı belediye başkanlarıyla yaptığı görüşmede başkanlara “kibir” uyarısı yaptı. Kılıçdaroğlu’nun belediye başkanlarına, “Kibirden, şatafattan uzak durun. Sade bir vatandaş gibi yaşayın” dediği belirtildi. İzmir dünya sahnesinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, dünyanın sayılı yerel yönetim birliklerinden, Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Dünya Teşkilatı (UCLG) yönetim kuruluna seçildi. Soyer, dün Ürdün’ün başkenti Amman’da düzenlenen Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Orta Doğu ve Batı Asya Bölge Teşkilatı (UCLGMEWA) toplantısına katıldı. 20192022 dönemi yönetim organları ve ilgili komitelerin seçimlerinin de yapıldığı toplantıda Tunç Soyer, UCLG Dünya Teşkilatı Konsey Üyesi ve UCLGMEWA Ye rel Yönetişim ve Kent Diplomasisi Komitesi Eşbaşkanı seçildi. Tunç Soyer yapılan oylama sonucunda, UCLG Dünya Teşkilatı Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen 11 yerel yöneticiden biri oldu. Böylece İzmir, dünyanın önde gelen yerel yönetim birliklerinden birinde üst düzey temsil yetkisi kazandı. Amman’daki toplantıda UCLGMEWA’nın bir sonraki Yönetim Kurulu Toplantısı’nın İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, aralık ayının ilk haftasında İzmir’de düzenlenmesi kararlaştırıldı. l İZMİR/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle