19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 5 HAZİRAN 2019 ÇARŞAMBA eposta: [email protected] EDİTÖR: HAZAL OCAK TASARIM: İLKNUR FİLİZ ÇEVRE Dünya Çevre Günü’NDE YEŞİLE ACIMADILAR Kent Ormanı’nda ağaç kıyımı CEMİL CİĞERİM Samsun’un Terme ilçesindeki Kent Ormanı’nda ağaç kıyımı yapıldığı iddia edildi. Terme ilçesinde dönemin Belediye Başkanı Şenol Kul tarafından Kozluk Mahallesi’de oluşturulan Kent Ormanı’nda ağaç katliamı yapıldığı iddia edildi. Mülkiyeti hazine’ye ait olan ormanlık alanda Orman İşletme ekipleri tarafından yapılan bakım çalışmalar kapsamında, turistlerin uğrak noktası durumundaki Kent Ormanı’nda ağaçların kesilmesi tepkilere yol açtı. OMV Fen Lisesi’nin karşısında bulunan Kent Ormanı’nda yaşanan ağaç katliamı ile ilgi li Termeliler, “Bunun adı kesim değil kıyımdır. Kozluk Mahallesi’nde bulunan ormanlarda hazine arazisi olması nedeniyle güzelleştirme çalışması yapıldı. Sözde güzelleştirme çalışmasında mahallenin ormanlık alanları orman işletmesi görevlileri tarafından zararlı otlardan temizlenecek ve kurumuş ağaçların kesimi yapılacaktı. Ancak durum hiç de denildiği gibi olmadı. Görevliler güzelleştirme çalışmasını kıyım çalışmasına çevirdiler. Kuşların ve doğa hayvanlarının barındığı tek bir kuru dalı bile olmayan ağaçları kesmek hangi görev bilincine ve hangi vicdana sığar?” diye konuştu. l SAMSUN İklim DeğişikliğiYLE MÜCADELE Atık balık ağları beyaz eşyalarda Arçelik, 5 Haziran Dünya doğru yol almamızı sağlayan fa Çevre Günü’nde aliyetlere odak iklim değişikliği lanıyoruz. 2014 ile mücadelede 2018 yılları ara döngüsel eko sında eski tekno nominin önemi lojiye sahip ürün ne dikkat çek lerin çevre dostu ti. 11’inci Sür yeni ürünlerle de dürülebilirlik Ra ğiştirilmesi, Eski porunu yayınla şehir ve Bolu’da yan şirket, ino ki Atık Elektrik vasyon ve insan Hakan Bulgurlu li ve Elektronik kaynağı gücü ile Eşya (AEEE) ge ürün ve üretimde hayata ge ri dönüşüm tesislerimizde çirdiği geri dönüşüm fikirle ekonomiye kazandırılması rini paylaştı. Arçelik, geri dö sayesinde yaklaşık 100 bin nüştürülmüş PET şişe kulla ton CO2e salımını engelle nılarak üretilen çamaşır ma dik ve 3.6 milyon ton su ta kinesi kazanı, geri dönüştü sarrufu sağladık” dedi. rülmüş plastik oranı yüzde 90 olan elektrik süpürgesi Ödül getiren proje ve geri dönüştürülmüş atık Düzenlediği geri dönü balık ağlarından elde edilen şüm kampanyaları ile top plastiklerin beyaz eşyalar ladığı atık elektrikli ve da kullanılması gibi pek çok elektronik eşyaları (AEEE), proje geliştirdi. Eskişehir ve Bolu’daki te Arçelik Üst Yönetici sislerinde geri dönüştüren si (CEO) Hakan Bulgurlu, Arçelik, plastik malzeme “Orta vadede gezegenimi lerinin yüzde 90’ı bu te zi tehdit eden en büyük risk sislerdeki eski beyaz eş unsuru olarak iklim değişik yaların geri dönüşümün liği ön plana çıkıyor. Biz de den elde edilen elektrik malzeme seçiminden ürün süpürgesi geliştirildi. Bu tasarımına, üretimden geri elektrik süpürgesi ile Ar dönüşüm programlarımıza çelik Avrupa’da Yılın Geri uzanan geniş bir yelpaze Dönüşüm Tüketici Yaşam de karbon ayak izimizi azal Tarzı Ürünü Ödülü’ne la tan ve döngüsel ekonomiye yık görüldü. TZOB GENEL Başkanı Şemsi Bayraktar: Gelecek nesillerin hakları gasp ediliyor Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, temiz hava solumanın hayati bir gereklilik olduğunu belirterek, “Ormanları tahrip etmek, gelecek nesillerin hakkını gasp etmek demektir. Ormanlarımızı korumak ve genişletmek görevimizdir” dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, Dünya Çevre Günü’nün çevre sorunlarına dikkat çekmek, doğayı ve dünyayı korumak için küresel farkındalığı artırmak amacıyla her yıl 5 Haziran’da kutlandığını anımsattı. Türkiye’de hava kirliliğinin başlıca kaynağının evsel ısınma, imalat sanayi işletmeleri, karayolu trafiği, termik santrallar, maden işletmeleri ve diğer sanayi faaliyetleri olduğunu anlatan Bayraktar şöyle devam etti: “63 ilimizde evsel ısınma, 7 ilde imalat sanayii işletmeleri, 5 ilde karayolu trafik, 2 il de diğer sanayi faaliyetleri, 2 ilde termik santrallar, 1 ilde maden işletmeleri ve 1 ilde de diğer kaynaklar hava kirliliğinin başlıca nedenidir. Ülkemizde hava kirliliğinin kaynağını bölgesel olarak incelediğimizde ise Marmara Bölgesi’nde ve Akdeniz’in doğusunda imalat sanayii, Batı Karadeniz’de Düzce ve Karabük’te ise diğer sanayi faaliyetleri ön plana çıkmaktadır. Termik santrallardan kaynaklı hava kirliliği ise Çanakkale ve Kütahya’da, maden işletmeleri ise Burdur’da birincil hava kirliliği kaynağı olmuştur. Karayolu trafiği, Sakarya, Eskişehir, Kayseri, Malatya ve Şanlıurfa illerinde hava kirliliğinin birinci öncelikli kaynağıdır. Anız yangınları, kış mevsiminde hayvan dışkılarının yakacak olarak kullanılması, lastiklerin yakılması özellikle Batman’da başlıca hava kirliliği kaynaklarıdır.” Felaket üzerineWWF Türkiye Doğa Koruma Direktörü Aslı Pasinli: saadet kuramayız Bugün 5 Haziran Dünya Çevre günü. İklim kriziyle karşı karşıya kalan dünyada insan etkisinin de büyük rol oynadığı yok oluş sürüyor. Türkiye’de küresel ölçekte tehlike altında olan tür sayısı son 10 yılda dört katına çıkarak 400’e ulaştı. WWFTürkiye Doğa Koru ma Direktörü Aslı Pasinli ile iklim değişikliğini, nesli tükenmekte olan hayvanları, insanların çevre için bireysel olarak neler yapabileceğini ve hükümetlerin neler yapabileceğini konuştuk. Dünyanın şu an en büyük sorununun hızla yok oluş olduğuna dikkat çeken Pasinli “Gezegenimizin felaketi üzerine saadet kuramayız” diyor. n Sizce dünyanın en büyük doğa sorunu nedir? Tek bir şey söylemek çok zor ama hızlı bir şekilde yok oluş diye düşünüyorum. Türler yok oluyor. Balıklarımız yok oluyor. Ağaçlarımız yok oluyor. Son 40 yılda dünyada yaşayan canlı popülasyonunun yüzde 60’ı yok oldu. Sulak alanlarımız yok oluyor. Son 40 yılda sadece Türkiye’de 3 Van Gölü büyüklüğünde sulak alanımızı kaybettik. Son 10 yılda Türkiye’de tehlike altındaki tür sayısı 4 katına çıktı. Şu anda 400 tür tehlike altında. Bunlar çok endişe verici. “Bir başkasının felaketi üzerine saadet kurulmaz” diye bir laf vardır. Şu anda biz doğanın felaketi üzerine bir saadet kurmaya çalışıyoruz. Bunun hiçbir şekilde sürdürülebilir, devam edebilir bir yanı yok. Bu ülkemiz ve dünya için geçerli bir tablo. ‘Atığımızı azaltmalıyız’ n Bireysel olarak ne yapabiliriz? WWF 6 alanda çalışmalarını yoğunlaştırıyor. Denizler, tatlı sular, iklimenerji, biten türler, yaban hayat ve gıda... Her alanda herkese düşen çok ciddi görevler var. Örneğin son iki senedir plastik konusu gündemde. Kullanat kültürü nedeniyle 1950’lerde plastik diye bir şey yokken şu anda 8 milyon ton plastik denizlerimizde. Bu da şu demek, biz plastik yiyoruz. Birey olarak tek kullanımlık plastikten vazgeçmemiz gerek. Evden çıkarken suyunuzu bir mataraya doldursanız, o gün kullanacağınız üç pet şişeyi kullanmamış olacaksınız. Restoranlarda cam sürahiye geçilebilir. Pipet diye bir şey var mesala... Pipetten vazgeçemez miyiz? Tek kullanımlık şeker, ıslak mendil gibi şeylerle milyonlarca ton atık üretiyoruz. Türkiye’nin atık üretimi Avrupa ve dünya üretiminin çok üzerinde. Atığımızı azaltmamız gerek. Burada bireylere önemli görev düşüyor. Çevre Günü mesajınız nedir? Gezegenimizin felaketi üzerine saadet kuramayız. Böyle bir senaryonun kazananı olmaz. Bizlerin politika üstü, rekabet üstü bir ruh haliyle doğamıza ve birbirimize sarılmamız gerek. n Hükümetler ne yapabilir? Hükümetlerin de önlemler alması gerekiyor. Örneğin plastik poşetlerin ücretlendirilmesi bunlardan biri. 2021’de depozito sistemi geliyor. Bir pet şişeyi aldığınızda depozito ödeyip, o şişeyi bir yere götürüp iade ettiğinizde depozitosunu geri alacaksınız. Bu çok önemli bir adım. Çok destekliyoruz. Geri adım atılmaması için sonuna kadar çalışacağız. Avrupa’da tek kullanımlık plastik direktifi yürürlüğe giriyor. Tek kullanımlık plastiği tamamen yasaklayacaklar. Buna Türkiye’nin de taraf olması konusunda çok olumlu gö Türkiye’de küresel ölçekte tehlike altında olan tür sayısı son 10 yılda dört katına çıka rak 400’e ulaştı rüş bildirildi. Kurumlara da büyük görev düşüyor. Örneğin bazı kahve zincirleri orada oturduğunuz halde tek kullanımlık bir bardak veriyor. Siz kahvenizi içinde alıp bunları atıyorsunuz. Bir kupada da verilebilir. Çalıştığımız bir ofis tek kullanımlık bardakları kaldırdı, yılda 5 beş milyon atığı engelledi. Okullarda sebiller, sebillerin yanında bardak... Spor maçlarının ardından tonlarca plastik yerlerde... Bu işin sadece plastik boyutu. Mesela akarsularımızın sanayi nedeniyle kirlenmesiyle il gili çalışmalarımız var. Örneğin Menderes’te çok güzel sonuçlar aldık. Dünyada örnek proje olarak gösterildi. Daha işin başındayız. Çevre yatırımları hep ölü yatırım olarak gösterilir. Bunun böyle olmadığını gösterdik. Hem çevre yatırımı yapıp hem tasarruf edilebileceğini gösterdik. Tekstil üreticilerine yapacakları çevre yatırımının biriki yılda kendisini çıkaracağını anlattık. Büyük markalar, temiz olmayan üreticilerle çalışmayacaklarını söylediler. Biz dünyada rekabet gücümüzü koruyacaksak bu yatırımları yapmak zorundayız. Kalkınma ajansı da bir hibe programı açıkladı. İki senede Denizli’de 6.5 milyon Avro’luk temiz üretim yatırımı gerçekleştirdi. Şimdi bir 3 milyon Avro’yu daha taahhüt etti üreticiler. Bu çok olumlu. Biz sadece bir STK olarak biraz farkındalığı artırıp teşvik ediyoruz ve güzel bir sonuç aldık. Her sektörün kendi içinde bu dönüşümü sağlaması lazım. Sosyal sorumluluk için dışarıda proje aramaya gerek yok. Kendi iş yapış şeklini dönüştürmesi lazım. Çünkü eninde sonunda bunlar tasarruf olarak dönecek. n Biyoçeşitlilik Günü’nü geride bıraktık. Bir milyon tür yok oldu. Bununla ilgili ne söylemek istersiniz? Bu gezegende beraber yaşamak zorundayız. Bize bazen, “Bu kadar aç çocuk varken neden deniz kaplumbağalarıyla uğraşıyorsunuz” diyorlar. Bir türü korumak demek insan hayatını korumak demek. Bunu anlamamız gerek. Bütün bu ekosistem birbirine bağımlı. Ağaçlarımıza, canlılarımıza bağımlıyız. Bu zinciri korumak zorundayız. Bizim koruduğumuz eninde sonunda insan hayatı. Bir kaplumbağanın ekosistemdeki önemini anlayamıyoruz. Çok anlık düşünüyoruz, uzun dönemi göremiyoruz, dengeleri göremiyoruz. İnsan hayatının öncelikli olduğunu, doğanın hâkimi olduğunu düşünüyoruz. Yaban hayatla ilişkimiz ya korku ya da öldürmek üzerine. ‘HERKESE SORUMLULUK DÜŞÜYOR’ n Artık iklim değişikliği değil, iklim krizi diyoruz. Çünkü etkilerini yaşamaya başladık. Bununla ilgili ne demek istersiniz? Biz iklim değişikliğini yaşayan ilk nesiliz. Bilim adamlarının tahminleri gerçekleşiyor. Bundan sonraki öngörülerin de gerçekleşeceğini görüyoruz. İlerisi için öngörüler hiç parlak değil. Artık tayfunlar, büyük seller, hortumlar, Türkiye’de hiç olmayan şeyler görmeye başladık. Her şeyin aşırılaştığı bir dönemdeyiz. Bu da şu anlama geliyor: Biz ne yapıyorsak yeterli değil. Hepimizin rekabet üstü, partiler üstü, politika üstü bu gerçekle yüzleşmesi gerekiyor. Çok daha samimi, çok daha radikal ve çok daha büyük adımlar atmamız gerekiyor. Herkese büyük sorumluluk düşüyor. Özel sektörün, “Biz artık sürdürülebilir olmayan, çevre dostu olmayan yatırımları yapmayacağız” duruşunu sergilemesi gerekiyor. Tüketilen değil, devamlı kaynaklar Gelecek ancak tüketilen kaynaklarla değil devamı olan kaynaklarla garanti altına alınabilir. Nedir devamı olan kaynak? Rüzgâr ve güneş... Özellikle bizim gibi ülkelerde. Bir enerji devrimi yaşamamız gerek. Bireylerin de bütün yaşam tarzını sorgulayıp çevresel etkilerini azaltacak çok çok adımlar atması gerekiyor. Çok daha fazla bisiklete binilebilir, toplu taşıma kullanılabilir. Tüketim kültüründen uzaklaşılabilir. Hükümetlere düşen de uluslararası sözleşmelerde gösterilen önlemleri almak ve bu önlemlerin arkasında samimi olarak durmak. Hükümetin bu kararlılığı göstermesi gerek. Çevre Bakanlığı ayrı bir bakanlık olmalı. Şehircilik konusun ayrılması gerekiyor. Çöp dağı ölüm saçıyor Dünyanın en kalabalık kentlerinden Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de oluşan bir çöp dağı, 65 metrelik yüksekliğiyle ülkenin simgesi Tac Mahal’i yakalamak üzere. Çöp dağı bu hızla büyümeye devam ederse gelecek yıl 73 metre yüksekliğin deki Tac Mahal’den daha yüksek olacak. Çöplük nedeniyle havanın ve yeraltı sularının kirlendiğine dikkat çeken uzmanlar ise her gün en az 70 kişinin çöplükten kaynaklanan nedenlerle hastanelere başvurduğunu söylüyor. Yeşil enerjiye tam destek Kuzey Kıbrıs’ta açılan güneş enerjisi santralıyla bu alana 6 milyon TL yatırım yapan Turkcell 2018 yılında, 96 milyon kilovatsaati aşan 58 milyon TL’lik bir enerji tasarrufu sağladı. Enerji yatırımına iştiraki Enerjicell ile 2016’da başlayan Turkcell, ilk güneş enerji santralını Kuzey Kıbrıs’ta kurdu. 900 kWp kurulu güce sahip Kuzey Kıbrıs Turkcell Güneş Enerji Santralı, yaklaşık 6 milyon TL yatırımla 4.5 ay gibi kısa bir sürede tamamlandı. Orta gerilim üzerinden şebekeye tahmini yılda 1 milyon 510 bin 918 kilovatsaat enerji üretecek santral ile doğaya 906 bin 481 kiloluk karbon emisyonu salımının engellenmesi bekleniyor. Turkcell önümüzdeki dönemde bu alanda yeni projeleri hayata geçirecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle