Katalog

KÜLTÜR EDİTÖR: EMRAH KOLUKISA TASARIM: İLKNUR FİLİZ 135 HAZİRAN 2019 ÇARŞAMBA Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve Gezi şehitlerini anan Alpay’a terör soruşturması Kanimsain suç... Ethem’in şarkısı Sanatçı Alpay’ın, Ankara’da süren Gezi eylemleri sırasında polis Ahmet Şahbaz tarafından başından vurularak öldürülen Ethem Sarısülük için yaptığı bir şarkısı da bulunuyor. Hüseyin Fehmi İnci’nin “Vasiyet” şiirinin de yer aldığı “Ethem’in Sessiz Çığlığı” isimli şarkıda “Anımsayın, Anımsayın ki tazelensin geçen günler Adımı anın, anın ki unutulmayayım” sözleri yer alıyor. “Eylülde Gel”, “Dağların Arkasında Yar”, “Fabrika Kızı” gibi şar kılarıyla tanınan sanatçı Alpay hakkında, “Te AYÇA HAN rör örgütü üyelerini öv düğü ve devleti aşağıladığı” id diasıyla soruşturma başlatıldı. Müzik yaşamının 50. yılını kut ladığı, 22 Mart Zorlu PSM kon serinin ardından başlatılan so ruşturmaya, Alpay’ın Deniz Gez miş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve Gezi şehitlerini anmasının sebep olduğu öğrenildi. Konser de “Sıradaki şarkım, devlet tara fından zalimce katledilen bu gü zel insanlara gelsin” diyerek De niz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve Gezi şehitlerinin fotoğraflarını seyirciyle paylaşan Alpay, kendisini kimin ihbar ettiğini bilmediğini ve seyircisi tarafından yapıldığını da sanmadığını söyledi. ‘Devlet eleştirilmeli’ Her konserinde “Ellerinde Güllerle” şarkısını söylediğini, o esnada gösterilen şarkı klibinde Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve Gezi şehitlerinin fotoğraflarının yer aldığını belirten Alpay, “Bu konserimde de, her konserimde yaptığım şeyi yaptım. İçerisinde ‘Ellerinde güllerle girdiler kara topra ğa, utansın kara toprak utansın bu dünya’ sözleri geçen şarkımı söyledim ve ‘Bu şarkıyı, Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri tarafından öldürülen Deniz Gezmiş ve arkadaşlarıyla, Gezi’deki çocuklara adıyorum’ dedim. Bütün izleyicilerim de ayakta alkışladı. Bu insanlar terörist mi? Bu insanları anmak terör suçu işlemek mi? Öyleyse ben teröristim, bunları söylemeye de her zaman devam edeceğim” dedi. Devleti yönetenin bu ülkenin insanları olduğunu söyleyen sanatçı, şunları söyledi: “Devleti eleştirmek için sanatçı olmak zorunda değilsiniz, bu ülkede yaşayan her vatandaşın devleti eleştirme hakkı vardır. Kaldı ki devletin eleştirilmediği bir toplum, bir adım ileriye de gidemez.” İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Osmanlı Devleti’yle ilgili söyledikleri yüzünden de süren bir davası olduğunu anlatan sanatçı “Atatürk’e küfür etmenin hiçbir sorun teşkil etmediği bir ülkede, ben ‘Kendilerini kurtaran adama ihanet eden bir milletten bahsedemeyiz, Osmanlılar vatana ihanet gerekçesiyle bu ülkeden gönderildi’ dedim diye hakaretten yargılanıyorum. Türkiye’de hukuk hiçbir zaman olmadı, avukatlık stajımı yaparken fark ettim bu gerçeği ve avukatlığı bıraktım” dedi. Tarantino’dan Django/Zorro filmi geliyor Son filmi “Once Upon A Time In Hollywood” ile Cannes Film Festivali’nde boy gösteren Quentin Tarantino’nun bir sonraki film projesinin “Django Unchained” ile “Zorro”yu harmanlayan bir konuya sahip olacağı açıklandı. Tarantino’nun yazacağı film tam da “Django Unchained”de yer alan olayların sonrasında yaşananları anlatacak ve Django, bu kez Zorro ile karşılacak. Onunla bir ittifak kuran ve bir kez daha adaleti tesis etmek üzere kolları sıvayan Django kölelik belasının sadece siyahilere özgü bir problem olmadığını anlayacak. Senaryoyu Tarantino’nun yazacağı bilin Faruk Sade Sanat Fonu 2019 yılı desteklerini açıkladı İki projeye destek Ankara’daki Siyah Beyaz Galeri’nin kurucusu Faruk Sade adına kurulan Faruk Sade Sanat Fonu (FSSF) bu sene 2 projeyi destekleyecek. Umut Kambak’ın “Aidiyet Nereye Taşındı?” başlıklı Kentsel Mülteciler Belgesel Projesi bu yılki desteklenecek ilk çalışma olarak belirlendi. 2012 yılında, İstanbul/ Zeytinburnu’nda, doğup büyüdüğü mahallenin yıkılıp kentsel dönüşüme girmesi üzerine yıkımı durdurmanın pek mümkün olmadığını fark eden Umut Kambak, evini ve çevreyi görüntülemeye başladı. Geçen yedi sene içerisinde başka yerlere göç etmek durumunda kalan, aidiyetlerini alıp giden Umut Kambak’ın “içerideki mülteciler” olarak adlandırdığı mahallelileri tekrar kameraya alma fikri ortaya çıkmış oldu. Proje kapsamında yıkımdan önceki neredeyse 50 yıllık bir süreci kapsayan; anı ve tarihi nitelik taşıyan belge ve görün tülerin, bugün çekilen görüntüler ve geride kalan insanlarla yapılacak röportajların bir araya getirilmesi planlanıyor. Faruk Sade Sanat Fonu ayrıca bu yıl Venedik Uluslararası Performans Sanatı Haftası “Dis Sensus” Atölye Programı’na katılcak olan Leman Darıcıoğlu’nu destekleyecek. 2012’den beri her iki yılda bir düzenlenmekte olan Venedik Uluslararası Performans Sanatı Haftası, bugüne kadar Marina Abramovic, Orlan, Joseph Beuys, Yoko Ono, Stelarc, La Pocha Nostra, Franko B. gibi sanatçıların da içinde yer aldığı birçok performans sanatçısının canlı performanslarını, işlerininin fotoğraf/video kayıtlarını ve/veya enstalasyonlarını sergileyerek ağırlamıştır ve düzenlediği 10 günlük yoğun atölyelerle bu alanda çalışan sanatçıların eğitiminde oynadığı rol üzerinden bir performans sanatı okulu işlevi göstermektedir. @performistanbul sanatçılarından Leman Darıcıoğlu’nun yapılan açık çağrıya başvurusu olumlu sonuçlanarak katılmaya hak kazandığı DisSensus atölye programı 54 Haziran arasında, Venedik’te C32 adlı performans mekânında, VestAndPage ve Andrigo & Aliprandi tarafından yürütülecek. Atölye sürecinin ardından 14 Haziran’da C32 mekanında bir güne yayılan kolektif bir performans gerçekleştirilecek. şegül Sarıca ve Ali Darmar’ın öğ rencileri olmuş. Türkiye’de ve ül ke dışında çe şitli orkestralar yönetmiş. Orc İstanbul’un hestra’Sion’daki müzisyenleri İstanbul’un ön zenginliği de gelen müzik kurumlarından seçmiş. Kuruldu İstanbul’un ayrı mekânlarında, değişik dinleyici kitlesiyle dinlediğimiz müzik etkinlikleri, sanata karşı artan ilgiyi gösteriyor. Geçen hafta Zorlu’da İstanbul Devlet Ope ra ve Bale’sinin “Mança lı Adam” müzikalini, Ce mal Reşit Rey Salon’un da Mimar Sinan (MSGSÜ) Konservatuvarı’nın Bale Ana Sanat Dalı yılsonu gösteri sini ve Notre Dame de Sion Lisesi’nde Orchestra’Sion konserini izledim. Her birisi ayrı ayrı kültürel çabaların gösterge siydi. Gen cecik dans çıların yıl sonu gös terisindeki disiplin ve coşku gör meye de ğerdi. Kon servatu varlarımız da yıllardır dansçı yetiştiren ko Orçun Orçunsel reograf Di lek Evgin’i kutlarım. Mançalı Adam müzikalinde Suat Arı kan da yılların ustalığını ser giliyordu. Hande Soner Ür ben ışıltılı sesi ve müzikale yaraşan söylemiyle güzel bir Aldonza rolü çiziyordu. Mu rat Göksu’nun devingen re jisi rengârenkti. Opera yöne timinin müzikal sergilemesi ve değişik mekânlarda, da ha geniş sahnelere açılması yeni izleyici kitlesi kazanmak adına yararlı girişimler. ğundan bu yana topluluğun grup şefleri hiç değişmemiş. Her yıl sekiz konser veriliyor. Bunlardan bazıları oda müziği niteliğinde. Orçun, konser öncesinde yapıtları açıklayan bir konuşma yapıyor. Bugüne kadar Gavrilov, Ashkenazy, Rudin gibi ünlü solistler gelmiş. Geçen hafta bu topluluğun mevsim sonu konserini dinledim. Solist, ünlü müzisyen Friedrich Gulda’nın büyük oğlu piyanist Paul Gulda idi. Mozart’ın K. 595 sayılı son piyano konçertosu seslendirildi. Sanatçı bir Viyanalı olarak yapıtı derin Mozart kültürüyle çaldı. Sonra da ünlü kemençecimiz Derya Türkan ile yaptıkları doğaçlama konsere renk kattı. Brahms’ın 2. senfonisi de salonun akustiği el verdiğince güzel renklerle yorumlandı. Bir lisede kurulan bu orkestranın yıllardır yaşam bulmasına kapıları açan Notre Dame de Sion Lisesi müdürü Yann de Lansalut’yu candan kutlarım. Bu tür etkinlikleri başlatmak kolaydır ama devam ettirmek zordur. Peki, öğrenciler neredeydi? Salonda gözüme bir tek öğren Konserlerde öğrenciler nerede? ci çarpmadı. Sorduğumda, dersleri bitince beklemek istemiyorlar, diye bir yanıt al 2008’den beri Notre Dame de Sion Fransız Lisesi’nin Orchestra’Sion adlı bir orkestrası var. Orkestranın kurucusu, halen şef ve sanat yönetmeni olan Orçun Orçunsel o yıldan beri okulun salonunda düzenli konserler veriyor. Orçun, çok yönlü bir müzisyen: besteci/piyanist/ şef/ aranjör / film müzikçisi. Sekiz yaşından beri beste yapıyor. Gürer Aykal, Ay dım. Yanı başlarına kadar gelmiş bu değerli dinletileri onlara daha alımlı kılacak tanıtımlar yapılamaz mı? Burada okulun müzik ve sanat tarihi öğretmenlerine, yöneticilerine ve şefe iş düşüyor. Gençleri çekmek için konser haftasının başında sınıflara gidip küçük örnekler dinletmek, tanıtıcı konuşmalar yapmak ve onlara alımlı gelecek programlar hazırlamak çok yararlı olacaktır. se de kendisinin mi yöneteceği (zira eğer öyleyse bu onun onuncu ve son filmi olacak) yoksa yapımcı olarak mı görev üstleneceği henüz belli olmayan filmin bir de DC Comics tarafından çizgi romana uyarlanacağını da belirtelim. Pattinson üç Klasik müziğin yıldızları bir arada “Sevdiklerinizi eğitim bursuyla yaşatın!” CUMHURİYET’TEN film için anlaştı 47. İstanbul Müzik Festivali, bu yıl 1130 Haziran tarih JeanGuihen Queyras, Isabelle YENİ BİR ATILIM... leri arasında düzenlene Faust ve Alexander cek. Festivalin “Yıldızlarla Oda Müziği” serisinde iki özel konser yer alı Melnikov Cumhuriyet Vakfı’nda yor. İlk konserde Beethoven Yılı olarak kutlanacak eğitim bursu için fon oluşturduk. 2020’ye gönderme ya pan bir programla, her biri seçkin birer Beethoven CUMHURİYET GELECEĞİN ÖNCÜSÜ Bir süre önce yeni Batman olacağı açıklanan Robert Pattinson’ın üç filmlik bir seride Yarasa Adam rolünü üstleneceği anlaşıldı. 33 yaşındaki ünlü oyuncuyu üç filmde birden yönetecek olan Matt Reeves, yeni üçlemenin film noir özellikleri taşıyacağını ve Bruce Wayne’in bir nevi özel dedektif gibi çizileceğini söyledi. Batman karakterini beyazperdede en son Ben Affleck (“Justice League”) canlandırmıştı. Michael Keaton, George Clooney, Val Kilmer ve Christian Bale de ikonik Yarasa Adam’ı canlandıran oyunculardan bazılarıydı. Adı açıklandığı andan itibaren sinemaseverlerin sosyal medyada ikiye bölündüğü Robert Pattinson’ın böylesi bir süper kahraman rolünün altından kalkıp kalkamayacağı ise merak konusu. Öte yandan Pattinson romantik vampir Edward Cullen’ı canlandırdığı dört filmlik “Twilight Saga” serisiyle rüştünü çoktan ispat etmişti. yorumcusu olan Isabelle Faust, JeanGuihen Queyras ve Alexander Melnikov bir araya geliyor. Daha önce 19. yüzyıl klasiklerine getirdikleri taze yaklaşımlarıyla dikkatleri üzerlerine çeken üçlünün Beethoven üçlüleri albümü için New York Times, “Bu mükemmel müzisyenler Beethoven’a güçlü ve kavrayışlı bir yorum getiriyorlar” yorumunda bulundu. Faust ve Melnikov’un Beethoven sonatları kaydı Grammy’e aday gösterildi ve Grammophone kazandı. Her biri üst düzey Beethoven yorumcusu olan bu üçlü, bugüne kadar birlikte Londra’daki Queen Elizabeth Hall’dan Amsterdam Concertgebouw’ya kadar Avrupa’nın önde gelen salonlarında konserler verdi. Yıldızlar Oda MüziğiI konseri 16 Haziran Pazar günü saat 20.00’de İş Sanat Kon Alexander Kniazev ser Salonu’nda Nobel İlaç gösteri sponsorluğunda verilecek. Rostropovich’in vârisi... İstanbul Müzik Festivali Yıldızlarla Oda Müziği konser serisinin ikincisinde ise Rus müzisyenler Alexander Kniazev ve Boris Berezovksy sahne alacak. 20. yüzyılın en önemli çello sanatçılarından biri olarak kabul edilen Mstislav Rostropovich’in vârisi sayılan Kniazev, ilk çıkışını yaptığı 1978’den bu yana dünyanın dört bir yanında önemli orkestralar ve şeflerle konserler veriyor. Boris Berezovsky ise 1990’da Çaykovski Yarışması’nı kazandığında yeteneğiyle tüm dikkatleri üzerine çekmişti. Sanatçı, gerek konçerto icraları gerekse resitaller ve oda müziği konserleriyle dünyanın dört bir yanında müzikseverlere buluşuyor. Kniazev ve Berezovsky’i bir araya getiren Yıldızlar Oda MüziğiII konseri 18 Haziran Salı günü saat 20.00’de İş Sanat Konser Salonu’nda izleyiciyle buluşacak. GENÇLERE DESTEK OLUYOR. Gazeteniz Cumhuriyet’te yayınlanan vefat ve başsağlığı ilan gelirlerinin %20’sini Atatürk Cumhuriyeti’nin ilerici gençleri için Cumhuriyet Vakfı tarafından oluşturulan eğitim fonuna aktarıyoruz. Başarılı ve ihtiyaç sahibi gençlerimizin eğitim masraflarına destek olmanız acınızın bir parça dinmesine ve sevdiğinizin adının yaşamasına yardımcı olacaktır. C ANKARA : 0312 442 30 50 İSTANBUL : 0212 343 72 74 İZMİR : 0232 441 12 20