29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 24 HAZİRAN 2019 PAZARTESİ EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: İLKNUR FİLİZ HABER Yenilenen İstanbul seçiminde büyük hezimet yaşayan Cumhur İttifakı’nda kulisler kaynıyor ‘Öcalan açılımı’ tutmadı AKP kulislerinde, ‘beka’ söyleminden ‘Öcalan açılımı’na geçiş tutarsızlığının hezimete neden olduğu konuşuluyor. MHP kanadında ise Öcalan’ın mektubunun milliyetçi muhfazakâr Kürt seçmenin tepkisini çektiği değerlendiriliyor. EMİNE KAPLAN/SELDA GÜNEYSU Küskün seçmen ile Kürt seçmeni çekerek seçimi kazanma planları yapan AKP, Ekrem İmamoğlu’nun Binali Yıldırım’a 800 bin dolayında fark atarak seçimi kazanması karşısında şok yaşıyor. Seçimin iptal edilmesinin “büyük hata” olarak nitelendirildiği AKP kulislerinde, İmamoğlu’nun mağduriyet algısının kırılamaması, neden yalnızca büyükşehir seçiminin iptal edildiğinin açıklanamaması, 31 Mart öncesi “beka” denirken 23 Haziran’a 2 gün kala “Öcalan açılımı” yapılarak tutarsız davranılmasının seçimin hezimetle sonuçlanmasına neden olduğu yorumu yapılıyor. İttifakın MHP kanadında ise Öcalan’ın mektubunun da “sadece milliyetçi seçmeni değil milliyetçi muhfazakâr Kürt kökenli seçmenin de tepkisini çektiği” değerlendirmesi yapılıyor. Tekrarlanan İstanbul seçiminde ortaya çıkan sonuç, Cumhur İttifakı’nda tam bir şok etkisi yarattı. Seçim sonuçlarının gelmeye başlamasıyla birlikte Ekrem İmamoğlu ile Binali Yıldırım arasındaki oy farkının çok fazla olması her iki partinin genel merkezlerinde de büyük sessizlik yarattı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, seçim sonuçlarını parti genel merkezinde takip ederken, genel merkezde 31 Mart’taki seçim hazırlıkları da yapılmadı. Partinin etkin isimlerinden genel başkan yardımcıları Semih Yalçın, İzzet Ulvi Yönter ve Feti Yıldız seçimi yerinden takip ederken, partililerle koordinasyon halinde oldu. Başkanlık Divanı’nın diğer üyeleri ise Genel Merkez’de bulunarak, Genel Başkan Bahçeli ile birlikte sonuçları değerlendirdiler. Neredeyse tüm parti yönetiminin İstanbul’da olduğu AKP Genel Merkezi’nde de yalnızca Genel Sekreter Fatih Şahin ile yardımcıları seçim sonuçlarını takip etti. Genel Kutlama için AKP İstanbul İl Başkanlığı’na gelen partililer, sonuçların açıklanmasının ardından üzüntü yaşadı. merkezde sonuçların takibi için bir organizyon yapılmadı. AKP kendini sorguluyor AKP’de seçimden kısa bir süre öncesine kadar Yıldırım’ın kazanabileceği yönünde güçlü bir beklenti yoktu, ancak farkın bu kadar olması da beklenmiyordu. Parti yöneticileri, seçimden önce YSK’nin seçimi iptal ettiği 6 Mayıs’ta İmamoğlu ile Yıldırım arasında oluşan farkın geçen zaman içinde azaldığı, Yıldırım’ın yükselişe geçtiği, ancak bunun yetip yetmeyeceğinin özellikle AKP’li küskün seçmenin kazanılması ve Kürt kökenli seçmenin tavrına bağlı olduğu dile getiriliyordu. Terör örgütü PKK lideri Öcalan’ın tarafsızlık çağrısıyla 31 Mart’ta İmamoğlu’na oy veren Kürt kökenli seçmenin sandığa gitmeyeceği, bunun da Yıldırım’a avantaj kazandıracağı beklentisi tam tersi bir etkiyle sonuçlandı. Bazı AKP yöneticileri, “Yalnızca bu olay bile Yıldırım’ın en az 23 puan oy kaybetmesine neden oldu” değerlendirmesini yapıyor. Parti içinde yapılan özeleştirilerde en baş tan İstanbul seçiminin iptal edilmesinin büyük bir hata olduğu, seçmenin buna tepki verdiği, İmamoğlu’nun hakkının yendiği algısının kırılamadığı, YSK’nin neden sadece büyükşehir seçimini iptal ettiğinin anlatılamadığı, 31 Mart’tan önce “beka” denilirken 23 Haziran öncesinde “Kürdistan ve Öcalan” açılımına dönülerek partinin tutarsız olduğu algısının güçlendirildiği, bunun da 13 binlik farkın 800 binlere çıkmasıyla sonuçlandığı dile getiriliyor. MHP’de açılım rahatsızlığı MHP’de sandıkların açılmaya başladığı ilk andan itibaren farkın büyük olması sonucu yüzler asılırken, “Binali Yıldırım’ın Kürt kökenli seçmenlere yönelik ‘Kürdistan” ve ‘“Pe ke ke” söyleminin “Milliyetçi seçmeni rahatsız ettiği” görüşü dile getirildi. Seçimlere iki gün kala PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın mektubunun da “sadece Milliyetçi seçmeni değil, milliyetçi muhafazakâr Kürt kökenli seçmenin de tepkisini çektiği” yorumları yapıldı. Vedat ARIK ‘Muhasebe ve muhakeme dönemi’ AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, partisinin 17 yıldır milyonların teveccühüyle büyük yürüyüşünü sürdürdüğünü, seçimi kazanmanın da kaybetmenin de işin doğasında olduğunu belirtti. Milletin takdirinin her şeyin üzerinde olduğunu kaydeden Turan, partisinin bu süreçten gerekli dersi çıkarıp daha güçlü şekilde yoluna devam edecek kudrete ve kültüre sahip bir parti olduğunu söyledi. Turan, “Seçim geride kaldı, ileriye bakıyoruz. Seçimsiz geçecek 4 yılın motivasyonuyla 2023 hedeflerimize odaklanacağız. Hatırası büyük olan bu şehirde küçük hesaplarla liderini, tabanını ve gönlü İstanbul’da olan milyonları üzenler için de muhasebe ve muhakeme dönemi. Toparlanın gitmiyoruz” dedi. l ANKARA Erken seçime kapıyı kapatan Devlet Bahçeli, ‘Milli stratejiler hayata geçmeli’ vurgusu yaptı: Cumhur İttifakı sürecek Cumhuriyetçiler görev başına SERTAÇ EŞ Zorlama yöntemlerle dayatılan yerel seçimin ikinci turu yapıldı. Ancak, bu seçim Türkiye’de siyaseti tersyüz etti. İlk seçimdeki 13 bin oyluk fark, ikinci seçimde 800 bine yürüdü. Seçimi ikinci turda almayı planlayanlar için sonuç “hüsran” anlamına geliyor ve İstanbul’dan yükselen AKP’ye yönelen dersin bugünden başlayarak siyasette çeşitli yansımaları olacak. Peki, bundan sonra neler olabilir?.. Öncelikle, iktidar partisi bünyesinden yeni partiler çıkarmayı planlayanlar, adımlarını hızlandıracak. Beklenti, yeni parti kuruluşlarının sonbahara kadar tamamlanması yönünde… Önümüzdeki dönemde bir siyasi satranç izleyeceğiz bu alanda. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinde olası çatırdamaları önleyebilecek mi, kamuoyu buna tanıklık edecek. Bir diğer önemli konu “başkanlık sistemi”nin geleceği... Türkiye’nin modeli olarak bilinen İstanbul’dan yansıyan sonuçlar, başkanlık sisteminin, bugüne kadarki uygulamalarıyla tutmadığı yönünde. İstanbul, halkoylamasında kesin bir biçimde Erdoğan’a ve onun temsil ettiği saray düzenine “Hayır” dedi. Mevcut sistem, yalnızca siyaset alanında değil, ekonomi ve dış politika yönetiminde de ciddi açıklar verdi. Suriye’deki çatışmalar, ülkemizdeki Suriyeliler, ABD ile F35 savaş uçağı ve Rusya’dan alınacak S400 hava savunma sistemleri konusunda yaşanan ve halen çözüm umudu belirmemiş bunalım, dış politika boyutu. İşsizliğin, “dışarıdan gelen para ile büyüme” arayışı ve dışa bağımlılık ise ekonomik boyutu. İstanbul seçmeni, “Yeter” dedi. Bütün bu görünüm, Türkiye için parlamenter demokrasi isteyenlerin Oy kullandığı okulun çıkışında halkın büyük sevgisiyle karşılanan Ekrem İmamoğlu’na gazetemizin eski baskısının yer aldığı bir tablo hediye edildi. elini güçlendirecektir. Sonuçların açıklanmasının ardın dan yokladığımız CHP’den, erken seçim yönünde bir talep gelmeyecek gibi görünüyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, “Partimizin erken seçim talebi yok. Ekonomik zorlukları var ülkemizin. Önerilerimiz var. Elimizden gelen katkıyı sunmak isteriz” diyor. Salıcı, seçimin nasıl kazanıldığını da özetledi: “Biz huzur, onlar kavga dili kullandı. Umut verdik, onlar korkuttu. Sandıktan çıkan iradeye insanımız sahip çıkıyor, bunu gördük.” Usta Necati Cumalı, mevsim değişimlerini Tütün Zamanı’nda “Hava topluyor” diye betimler. Son aylarda tanıklık ettik ki hava topladı ve siyasi mevsimin de değişimi başladı. Cumhuriyetçiler görev başına… MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “erken seçim” iddialarına kapıyı kapattı. “Türkiye’nin artık esas gündemine dönmesi gerektiğini” belirten Bahçeli, “Seçim süreci kapanmalıdır. Bu kapsamda yeni bir erken seçim bahsi açmak ülkemize yapılacak en büyük kötülükler arasındadır” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin ardından bu kez yazılı bir açıklama yapmayı tercih eden Bahçeli, şunları söyledi: n Saygı duyulmalı: İstanbul’da milli iradenin tercih ve eğilimi ortaya çıkmıştır. Sandık demokrasinin namusudur ve herkes tarafından titizlikle saygı duyulmalıdır. İstanbul temelli yaygın ve yoğun tartışmalar sandık marifetiyle sonuca bağlanmış, süreç nihayete ermiştir. Katılım oranının muteber bir seviyede tezahür etmesi de sevindirici bir gelişmedir. n MHP’nin sorumluluğu: MHP Cumhur İttifakı’nın ruhuna uygun olacak şekilde üzerine düşen sorumluluğu harfiyen yerine getirmiş, Sayın Binali Yıldırım’a azim ve kararlılıkla destek vermiştir. Buna sağduyu ve vicdan sahibi her insanımız kefil ve şahittir. n Seçim süreci kapanmalı: Şu anki tabloya göre CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayının öne çıkması 23 Haziran seçimine bakışımızı asla değiştirmeyecek, hakkın ve hakikatin safındaki inançlı duruşumuzu etkilemeyecektir. Türkiye artık esas gündemine dönmeli, seçim süreci kapanmalıdır. Bu kapsamda yeni bir erken seçim bahsi açmak ülkemize yapılacak en büyük kötülükler arasındadır. n Spekülasyona tevessül edilmesin: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ihtiyaç duyduğu reformlar, yasal düzenlemeler, kurumsal düzeltmeler ve geleceği kavrayıp kucaklayan milli stratejiler ortak akıl ve ortak çabayla hayata geçirilmelidir. 2023 Lider Ülke Türkiye vizyonuna birlik ve beraberlik içinde ulaşılmalıdır. Cumhur İttifakı kutlu varlığını güçlü bir şekilde muhafaza ve müdafaa edecektir. l ANKARA/ Cumhuriyet RTE iktidarda kalır mı, erken seçim olur mu, yeni parti gündemde Sadece İmamoğlu kazanmadı, iktidarın ülke çapında çöküşünün başlangıcındayız. İlk saptama olarak bunu yapalım.  Niye düşmeye başladıklarını, niye ülkenin bir nolu kenti İstanbul’u kaybettiklerini yazacak değilim, bu onların sorunu. Ülkeyi çökerttiler. Kendileri bir Lale Devri yaşarken, yoksulları makarna, kömür sadakalarıyla idare edebileceklerini sandılar. Fakat kaybetmelerinde bir nolu etken, giderek şehirleşen ve talepleri artan büyük bir kitle. Bir AKP’linin “üç çocuğuma Binali Bey’e oy verdirtemiyorum” sözü olayı açıklıyor. Gençlerin, kendilerine bir gelecek vaat edemeyen, gösteremeyen AKP’den giderek ve çoğalarak uzaklaştığı önceki seçim sonuçlarından görülüyordu. Ekrem Bey’in izlediğim Üsküdar mitinginde genç erkekler, kızlar, başı örtülüler, türbanlılar çok sayıda göze çarpıyordu. Ekrem Bey, oy oranını çok artırdı. Nedeni sadece mağdur edilmesi değil, iktidarın seçim zorbalığı değil, seçmenin vicdanını harekete geçirmesi değil... Henüz yeterince tanımadıkları için oy vermeyen seçmenlerin yeni seçim sürecini çok iyi yöneten Ekrem Bey’e yönelmesidir de. Bu açıdan Ekrem Bey eğer rahat bırakılırsa iktidar tarafından, dönemi sonunda oy oranını yüzde 6070’lere çıkarması olasıdır. İstanbul, iktidarın soygunundan arınacaktır. İstanbul seçimleri neler doğurur? Önce iktidar açısından bakalım: 1) AKP’de Erdoğan’ın mutlak iktidarı zayıflamıştır. Bu yeni süreci partisinde nasıl yönetir bilmiyoruz. Ne partisi ilk yıllardaki partidir ne de kendisi ilk yıllardaki liderdir. Demokrat, kendisine muhalif, farklı düşünen kim varsa herkesi tasfiye etmiştir. 2) Fakat geride önemli bir partili, önde gelen, milletvekili kitlesi vardır farklı düşünen. Çok çok azı sesini yükseltmiştir. İktidarın ve liderin zayıfladığı koşullarda çeşitli geleceksiyasi nedenlerden dolayı, bu kitlenin cesareti artar. Sesini yükseltir ve parti içinde yeni bir durum ortaya çıkar. 3) Ali Babacan yeni partisini vakit geçirmeden açıklayacaktır. Babacan ve yeni partinin arkasında Abdullah Gül ve arkadaşları vardır. Bu parti, RTE’nin kötü yönetiminden sonuçlar çıkaracak yeni bir anlayışla siyasete geri dönmeye hazırdır. 4) Bu partinin RTE başkanlığında AKP ile birleşmesi söz konusu olmaz. Ama bu ancak RTE’siz bir AKP ile gerçekleşebilir. RTE’nin partiyi bırakması ayrılması ise söz konusu olmaz. 5) AKP’de en az 30 kadar milletvekilinin bu partiye transferi gerçekleşirse, Meclis’te yeni bir durum ortaya çıkacaktır. Yeni ittifaklar söz konusu olur. Sürdürülmez bir iktidar durumu var 6) İktidar, Türkiye’yi ekonomik bakımdan çökertmiş, ve dış politikada büyük yanlışlıklarla, özellikle Suriye konusunda ve AB ile ilişkilerde, ülkeyi büyük bir yalnızlığın içine sürüklemiştir. Bu durumun sonuçlarını yaşıyoruz ve daha ağırını yaşayabiliriz. 7) Burada ortaya çıkan durum: RTE ülkeyi yönetemez bir duruma gelir mi? Bu mümkündür. 8) RTE, asla erken seçime yanaşmayacaktır. Çünkü önünde 4 yıl daha vardır ve bu dönemi lehime çeviririm diye düşünecektir. Tıpkı İstanbul seçimlerinde olduğu gibi! Ama bu mümkün olmayabilir. Olması zordur. 9) Dolayısıyla önümüzdeki dönemde yeni iktidar olasılıkları ortaya çıkacaktır. 10) Şunu ekleyelim: Bahçeli de kaybetmiştir. İYİ Parti, Babacan’ın partisi, MHP, AKP, MHP.. Yeni duruma göre mevzilenecektir. CHP, Kılıçdaroğlu ve Demirtaş 11) CHP’ye gelince.. Çok iyi bir seçim süreci yönetmiştir. Kılıçdaroğlu’nun politik hanesine olumlu puandır. Kemal Bey’in bu yeni süreçte liderliği tartışılmaz. CHP’nin puanı ne kadar artar bilemeyiz, ama ittifaklar Türkiye için de büyük önem taşıyacaktır ve çok titizlikle bu sürdürülmelidir. CHP ve müttefiklerini iktidara taşıyacak olan, dünkü yazımda da belirttiğim gibi, yerel iktidarlar olacak.. CHP ve ittifakları buradan büyüyecek. 12) Son bir not HDP için. Demirtaş’ın haksız tutukluğuna son verilmesi için herkes elinden geleni yapmalıdır. İktidarın İmralı’ya sarılması iyi oldu, böylece İmralı bitirildi ve HDP ve tüm HDP’liler bu konuda zerre sarsılmadılar.. HDP Türkiye’nin partisidir, bu konumunu güçlendirici politikalarla adım adım ilerlemesi, ülkenin demokratik geleceği için birinci derecede önemlidir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle