23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 14 HAZİRAN 2019 CUMA Kendimize benzetmek Milli hasletimizdir, her şeyi kendimize benzetmek. İthal ettiğimiz her şeyi “kendi usulümüzle” hayata geçirmek. “TV Olayı”nın anavatanı sayılan ABD’den ithal bu TV tartışması (TV DebateMünazara) aracını da kendimize benzetmemize az kaldı. Hatta, o yönde epey mesafe katetmiş bile sayılırız. Meseleyi hızla özünden uzaklaştırdık ve abuk sabuk ayrıntılara boğarak, şimdiden içini boşaltık bile. Daha en başta, belki de en son konuşmamız gereken “moderatörlüğünü kim yapsın” hadisesi olarak günlerce tartıştık. “Didem mi, Şebnem mi? Uğur Abi mi, Cüneyt mi? İsmail mi, Fatih mi? Abdülmuttalib mi, Dilruba mı?” gibi kısır ve gereksiz bir yere hapsettik. Kimse de çıkıp demedi ki: “Bu isimlerin belki de hepsinin yer aldığı ve farklı kesimlerden ve farklı görüşlerden gazetecilerin, adayları hatta adayların birbirlerini çapraz sorgulayabildiği bir format” daha iyi olmaz mı? Maksat ne? İki kişinin ekranda aynı karede görünmesi ve sözüm ona “içtenlikle soruları yanıtlıyor rolü oynaması” ile, demokratik tartışma (eski dilde münazara – nazarların yani fikirbakış açılarının çarpışması) gerçekleşmiş olacak mı? Sıkı bir sorgulama olmadan ve “sıkıştırılma” sağlanmadan, yani her iki aday da “sıkıştırılmasıkışma riski”ni göze almadan sağlıklı bir TV tartışması olur mu? Bugüne kadarki performansı ile Sayın Ekrem İmamoğlu’nun, bunun altından başarı ile kalkabileceği belli iken, yine bugüne kadarki performansı ile hep iktidar olmanın avantajını (zırhını) kullanarak her platformda “sıkıştırılmaktan” yırtmış ve hep yandaş gazeteciler karşısında “al gülüm ver gülüm”le sıyırmış bir Binali Bey’i yan yana oturtup ikisini de (İngilizlerin “softly softly” dedikleri tarzda) yumoş yumoş sorularla idare etmek, maksada ne kadar hizmet edecektir? Ciddi kuşkularım var. Perde arkasında yapılan ve İsmail Küçükkaya kardeşimizin asla ve kat’a içine düşmüyor olduğunu umduğum pazarlık ve hesaplardan bu anlaşılıyor. Daha açık yazayım: Her iki “pehlivan” da er meydanına çıkıp birden fazla (karşıt) gazetecinin ve birbirlerinin “çatır çatır” sorgularını göğüsleyemedikten sonra, ben o işe “delikanlı gibi tartışma” demem. Kimse kusura bakmasın. “İş olsun torba dolsun” derler buna. Yani, “Bak kaçmadım geldim” demek yetmez. Gelip layığı ile dövüşeceksin (ille de olumsuz algılamayın bu dövüşme fiilini) ringde. Aksi takdirde “Bon pour l’Orient” derim ben o işe. Yani, eskinin Şark üniversitelerinden alınmış, dandik diplomalar için kullandığı, “Ancak oraya (azgelişmiş ülkelere) layık. Ancak oraya yeter. Ancak orada geçerli...” tadındaki tabirdir bu. Yaptık mı? Yaptık. Aferin. Yersen yani. If you eat. İleri demokrasi standardı Çarşamba günü hayatın gerçekleri, nasıl bir rejimde yaşadığımızı iki kez “şaaaak!” diye suratımıza vurdu. İstanbul’da, email talimatı ile İBB binasının önüne çıkarılan bir grup çalışan, seçimde yarışan adaylardan birinin (Sayın İmamoğlu’nun) açıklamalarından “rencide olduklarını” beyan ederek bir basın açıklaması yaptılar. “Karşı ittifak” adayını kınadılar. Kamu görevlilerinden söz ediyoruz burada. Sorun değil. Kim olursa olsun, T.C. yurttaşları olarak T.C. Anayasası madde 34’ten ve 2911 sayılı yasadan kaynaklanan haklarını kullandılar. Ama Ankara’da belki de aynı saatlerde, 8 Temmuz 2018 Çorlu toplu ulaşım cinayeti kurbanlarının aileleri, adalet talep etmek için Anayasa Mahkemesi önünde hırpalandılar. Dayak, cop, gaz, su, plastik mermi yediler. Faşizmin tadına baktırıldılar.   Bu ülkenin insanlarına her gün her dakika uygulanan “Bizden olanolmayan, bizi okşayankınayan” ayrımının ibret verici örneklerine tanık olduk. “Demokrasi Ligi’nde küme düşme hattının altında oynamak” diye buna derim işte. Celp dönemi değişiyor Milli Savunma Bakanı Akar, Erdoğan’ın da katıldığı toplantıda AKP’li milletvekillerinin eleştirilerine yanıt verdi. EMİNE KAPLAN Askerlik yasa önerisiyle ilgili parti içindeki tartışmalar ve eleştiriler nedeniyle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, önceki gece milletvekilleriyle toplantı yaptı. Milletvekilleri öneriye yönelik kaygı ve eleştirilerini dile getirirken, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, eleştirilere ve sorulara yanıt verdi. Önerinin zamanlaması ve erken terhisler nedeniyle KKTC ve sınır birliklerinde ortaya çıkacak asker açığının sıkıntı yaratacağını düşünen AKP Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli, benzer eleştiri ve kaygılarını yineledi. Mustafa Yeneroğlu da, 1000 Avro olan dövizli askerlik ücretinin bedelli askerlikle eşitlenerek yükseltilmesini eleştirerek, bu durumun yurtdışındaki Türklerin vatandaşlıktan çıkmasına yol açacağına dikkat çekti. Erdoğan, bu eleştiri üzerine “5000 Avro işi uygun görüldüyse 5 bin Avro olarak devam edilsin” diyerek hükmün korunmasını istedi. ‘Her ay asker alınacak’ Terhislerle ilgili eleştirilere yanıt veren Bakan Akar, herhangi bir sıkıntı olmaması ve birliklerde asker açığı yaşanmaması için yılda 4 kez 3’er aylık celplerle yapılan asker alım sisteminde değişikliğe gidileceğini, yılın 12 ayında da celp olacağını ve her ay asker alımı yapılacağını açıkladı. Edinilen bilgiye göre, 12 aylık celp sisteminin ilk aşamada yalnızca Ocak 2020’de başlamak üzere 1 yıl olarak planlandığı, ancak ihtiyaca göre bu sistemin devam edebileceği ya da 4 celp sistemine dönüş yapılabileceği belirtildi. Sistem değişikliği nedeniyle sınır birlikleri ve KKTC’de bir sıkıntı yaşanmayacağını kaydeden Akar, yasa önerisiyle getirilen düzenlemelerle profesyonel personel sayısının yüzde 46’dan yüzde 55’e kadar çıkacağını belirtti. Kuvvet komutanlarının yeni sistemden rahatsız oldukları yönündeki iddiaları yalanlayan Akar, Cumhurbaşkanı’na özel muafiyet getiren 45. maddeyle ilgili muhalefetin eleştirilerine de mevcut yasada aynı düzenlemenin yer aldığını söyledi. l ANKARA Akar’dan ikna ziyareti EMİNE KAPLAN / SELDA GÜNEYSU Askerlik yasa önerisiyle ilgili hem AKP içinden hem de muhalefetten itirazlar yükselmesi üzerine Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, HDP dışında siyasi parti grup başkanvekillerini ayrı ayrı ziyaret etti. Eleştiri ve itirazların değerlendirilmesi için görüşmelerin devam etmesi, yasa önerisinin ilk 2 maddesinin kabul edilerek haftaya bırakılması kararlaştırıldı. TBMM Genel Kurulu dün ilk 2 madde kabul edildikten sonra kapandı. Bakan Akar, dün önce AKP Grup Başkanı Naci Bostancı ve grup yöneticileriyle yaptığı toplantının ardından önce CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç ile görüştü. Akar, daha sonra MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, İYİ Parti Grup başkanvekilleri Lütfü Türkkan ve Yavuz Ağıralioğlu ile görüştü. CHP’li Özkoç, görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı’na askerlik süresini 6 ayın altına düşürme yetkisi verilmesini doğru bulmadıklarını, Cumhurbaşkanı’na Genelkurmay Başkanı’nın teklifi üzerine özel muafiyet yetkisi verilmesinin daha doğru olacağını, şehit ailelerine TOKİ’den ev verilmesi önerisini ilettiklerini söyledi. Özkoç, karşılıklı olarak görüşmelerin süreceğini, müzakere sonuçlarının öneriye ne kadar yansıdığını görerek adım adım ilerleyeceklerini belirtti. Özkoç, görüşmeleri Mehmet Ali Çelebi’nin yürüteceğini açıkladı. Akar CHP’nin önerilerine sıcak Akar’ın, şehit ailelerine TOKİ’den ev verilmesi, Cumhurbaşkanı’na yetki veren maddelerle ilgili olarak CHP’nin önerilerine sıcak yaklaştığı öğrenildi. CHP’nin terhislerle TSK’deki personel sayısının yüzde 30’lara düşeceği yönündeki kaygısını dile getirmesi üzerine Akar, bu oranın yüzde 45’ler civarında olacağını söyledi. Öneri üzerinde 7 aydır çalıştıklarını belirten Akar, “Herhangi bir sıkıntı yaşamayacağız” dedi. Özkoç, bedelli askerlik yapan yükümlülere 1 aylık temel eğitimde daha fazla ilkyardım ve arama kurtarma eğitimi verilmesini önerdi. Özkoç, bu eğitimi alan yükümlülerin 2 yıl boyunca çağrılmaları halinde AFAD’da görev yapılabilmesini önerdi. Akar’ın bu öneriyi çok beğendiği ve not aldığı belirtildi. Öte yandan askerlik yasa önerisi görüşmeleri henüz Meclis’te sürerken, Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medya hesabından “hayırlı olsun” paylaşımı yaptı. Erdoğan, “Türkiye, epeyce bir vakittir, planlı ve bilinçli bir şekilde profesyonel askerliğe geçişin hazırlıklarını yürütmektedir. Askerlik çağına gelen gençlerimizin sayısında sürekli yığılmalar yaşandığı da ortadadır” deyip yeni sistemle ilgili ayrıntıları paylaştı. l ANKARA Kalın, mektubun sızdırılmasını eleştirdi Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, S400 konusunda ABD ile yaşa rın devlet kurumları arasında yapıldığını ve belli bir mahremiyeti olduğunu söyleyen nan kriz üzerine ABD Başkanı Trump’un Kalın, “Bunlar öyle aynı gün birkaç saat Ulasal Güvenlik Danışmanı John Bol içerisinde veya ileriki zamanlarda kamu ton ile telefonla görüştüğünü belirte oyu ya da basın üzerinden baskı oluştur rek “F35 programından Türkiye’nin hak mak amacıyla sızdırılmaz. Bu devlet ciddi sız bir şekilde çıkarılmaya çalışılması yetine yakışmaz” diye konuştu. adım adım, pilotlarımızın eğitiminin askı PKK terör örgütüne karşı mücadelesinin ya alınması, başka yaptırımların günde İbrahim Kalın her sahada devam ettiğini söyleyen Kalın, me gelmesi ittifak ruhuna aykırıdır. Türkiye’nin “Özellikle 31 Mart’ta yapılan yerel seçimler, şim egemenlik haklarına da bir saygısızlıktır” dedi. di 23 Haziran’da yapılacak olan yerel seçimin di Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında namikleri de dikkate alındığında terör örgütünün yapılan Kabine Toplantısı devam ederken yaptığı ortalığı bulandırmaya dönük birtakım adımlar at açıklamada S400 F35 konusunda ABD’yle ya maya çalışacağını, terör eylemlerine, saldırılarına şanan krize değindi. ABD’den gönderilen mektu yeltenebileceğini dikkate alarak birimlerimiz te ba yanıt verme konusunda geç kalındığı eleştiri yakkuz halinde” dedi. lerinin anımsatılması üzerine Kalın, “Bu mektup, Erdoğan’ın, MHP lideri Devlet Bahçeli ile görüş sadece üslubu değil, muhtevası itibarıyla da müt mesine ilişkin Kalın, “Görüşmelerinde hem seçim tefiklik ruhuna aykırıdır, ikili ilişkilerin nezaketine süreci ele alındı hem bölgede yaşanan diğer gö de aykırıdır. Bu mektubun tabii neredeyse gönde rüşmelerle ilgili fikir teatisinde bulundular. Bunu rildiği zamanla eşzamanlı olarak sızdırılmış olma olağanüstü bir durum, kriz var gibi bir yaklaşımla sı da bir ciddiyetsizliktir” dedi. Bu tür yazışmala ele almamak lazım” dedi. l ANKARA EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN HABER MahkemeErdoğan’ın “F35’ten dışlanmamızın yolu kapalıhesabını soracağız” çıkışına karşın Türkiye’nin eli kolu bağlı HÜSEYİN HAYATSEVER Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “F35 projesinden hiçbir akılcı, haklı dayanağı olmayan gerekçelerle dışlanmamızın hesabını tüm platformlarda soracağız” demesine karşın Türkiye’nin diğer F35 ortaklarıyla imzaladığı mutabakat muhtırası, F35’le ilgili anlaşmazlıkların çözümü için ulusal ya da uluslararası mahkemeye başvurulmasına izin vermiyor. TBMM’de onaylanan mutabakat muhtırasında, “ortaya çıkan anlaşmazlıkların yalnızca katılımcılar arasında görüş alışverişi yoluyla” çözülebileceği hükmü yer alıyor. ABD Savunma Bakan Vekili Patrick Shanahan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a 6 Haziran’da gönderdiği mektupta Türkiye’nin Rusya’dan S400 alımı kararından 31 Temmuz’a kadar vazgeçmemesi durumunda Türkiye’nin F35 programına katılımının askıya alınacağını bildirmişti. Günler süren sessizliğin ardından önceki gün Bakan Akar mektubun “müttefiklik ruhuna uygun olmadığını, cevap hazırlandığını” söylemiş, Erdoğan ise AKP Grup Toplantısı’nda yaptığı konuş YASAL MEVZUATI ABD BELİRLİYOR F35 mutabakat muhtırasında projenin ana sorumlusu, ABD Savunma Ba kanlığı (Pentagon) olarak tanımlanmış durumda. Projeyle ilgili tüm ‘“sözleşmesel faaliyetler”in de ABD mevzuatına uygun olması gerektiği mutaba katta yer alıyor. Dolayısıy la Türkiye’nin de onayladığı bu anlaşma, ABD’ye F35’le ilgili tüm yasal mevzuatı belirleme hakkı veriyor. Bu nedenle ABD’nin F35’le ilgili çı kardığı herhangi bir yasa bu konuda doğrudan F35 ortaklarını, dolayı sıyla Türkiye’yi de bağlıyor. F35 mutabakat muhtırasındaki tüm bu hü kümler, Türkiye’nin muhtıraya uyulmadığı argümanını kullanarak kararın iptali ya da tazminat ödenmesi gibi olası taleplerinin önünü kesiyor. mada “F35 projesinden hiçbir akılcı, haklı dayanağı olmayan gerekçelerle dışlanmamızın hesabını tüm platformlarda soracağız” demişti. Mahkemeye gidemiyor 25 Ocak 2007’de Türkiye, ABD, İngiltere, İtalya, Avustralya, Kanada, Norveç, Hollanda ve Danimarka tarafından imzalanan, daha sonra TBMM tarafından kabul edilerek yasalaşan “Müşterek Taarruz Uçağının Üretimi, Desteklenmesi ve Sürekli İyileştirilmesine İlişkin Mutabakat Muhtırası”nda, mutabakatla ilgili olası anlaşmazlıklar durumun da ne yapılacağı “anlaşmazlıkların çözümü” bölümünde ele alınıyor. F35 mutabakat muhtırasıyla ilgili anlaşmazlıkların “yalnızca katılımcılar arasında görüş alışverişi yoluyla çözülebileceği” hükme bağlanırken yine muhtıranın bu bölümünde F35’le ilgili herhangi bir sorunun çözümü için “bir kişiye, bir ulusal mahkemeye, bir uluslararası mahkemeye ya da başka herhangi bir kişi ya da kuruluşa başvurulmayacağı” belirtiliyor. Dolayısıyla Türkiye’nin herhangi bir uluslararası mahkemeye başvuru hakkı bulunmuyor. l ANKARA Ankara sadeceAKAR, SHANAHAN’LA TELEFONDA GÖRÜŞTÜ üsluptan rahatsız illi Savunma Bakanı Hulusi Akar, MABD Savunma Bakan Veki li Shanahan’ın ültimatom niteliğinde ‘Mektup hazır’ S400 mektubu göndermesinden bir Bakan Akar’ın dün CHP’lilerle ile görüş hafta sonra Shanahan’la telefonda gömesinde ABD’den gelen tehdit içe rüştü ve mektuptaki “müttefiklik ru rikli mektup da gündeme geldi. CHP’liler, huna uygun olmayan üsluptan duyu mektuptaki üsluba ve yaptırım uyarılarına lan rahatsızlığı” iletti. Milli Savunma tepki göstererek, ABD’ye Türkiye’nin iti Bakanlığı, Akar’ın “mektuptaki mütte barını koruyan bir yanıt verilmesi gerektiğini söylediler. Akar’ın “Cevap mektubumuz hazır. Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarına yakışır şekilde, aynı zamanda NATO müttefiki olmamızın sorumluluğunu da taşıyan içerikte bir cevap vereceğiz” dediği öğrenildi. Akar’ın ayrıca “F35 anlaşmasında S400 almamızı engelleyen bir madde söz konusu değil. S400 gerekçesiyle F35’lerin verilmemesi gibi bir adım fiklik ruhuna uygun olmayan üslup ve yaklaşımdan duyduğu rahatsızlığı ifade ettiğini, görüşmede başta F35 olmak üzere ABD ve Türkiye arasındaki ikili güvenlik ve savunma işbirliği konularında karşılıklı görüş ve taleplerin dile getirildiğini” bildirdi. Görüşmede, iki bakanın Brüksel’de bu ay sonunda yapılacak NATO Savunma Bakanları hukuki olmaz” dediği kaydedildi. Toplantısı’nda “diyaloğun sürdürülme si çerçevesinde” bir araya gelmek için mutabık kaldıkları bildirildi. ‘Ültimatom demeyelim...’ Fransa Dışişleri Bakanı JeanYves Le Drian’la görüşmesinin ardından basın toplantısında konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da “Mektubun üslubunu kabul etmiyoruz. Kimse Türkiye’ye ültimatom veremez. Ültimatom demeyelim, ama böyle bir mektubun içeriği ve üslubunu kabul etmediğimizi daha önce de vurgulamıştık” diye konuştu. Türkiye’nin ortak çalışma grubu önerisini anımsatan Çavuşoğlu, “Trump buna ‘evet’ diyor ama ABD içindeki bazı kurumlar buna ‘hayır’ diyor, yanaşmıyor” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle