23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr TASARIM: SERPİL ÜNAY 911 HAZİRAN 2019 SALI Çocuğun yükü ağırYarın Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü, ama Türkiye’de çalışan çocuk sayısı artıyor Türkiye’de çocuk işçi sayısı 2 milyona dayandı. Her 10 çocuktan 8’i güvencesiz çalışıyor. Her üç çocuktan biri, ısınma ve beslenme ihtiyacının yeterli karşıla namadığı ailelerde yaşıyor. Dünyada ise 152 milyon çocuk okul yerine ekmek parası peşinde koşuyor. Yarın 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü, an malar Merkezi’nin (BETAM) araştırmasına göre, Türkiye’de yaklaşık her cak milyonlarca çocuk ge üç çocuktan biri, başka bir çim sıkıntısı nedeniyle sokaklarda, madenlerde, tarlalarda, atölyelerde çalış ŞEHRİBAN KIRAÇ deyişle 7 milyondan fazla çocuk şiddetli maddi yoksunluk çeken hanelerde mak durumunda kalıyor. yaşıyor. Uzun süren gelir Uluslararası Çalışma Örgütü yoksulluğunun bir sonucu olan nün (ILO) raporuna göre, tüm maddi yoksunluk, yetişkinler dünyada 73 milyonu “tehlikeli” de geçici olabilirken çocuklarda işlerde olmak üzere halen 152 genelde ömür boyu sürüyor ve milyon çocuk işçi bulunuyor. sonraki nesillere aktarılma ris Çalışma hayatının en önemli so ki taşıyor. Türkiye’de yaşayan runlarından biri olan çocuk işçi çocukların yüzde 74.6’sı evden liği, “Çoğu kez çocukları çocuk uzakta bir haftalık tatil mas luklarını yaşamaktan alıkoyan, rafını karşılayamayan hane potansiyellerini ve saygınlıkla lerde yaşıyor. Çocukların yüz rını eksilten, fiziksel ve zihinsel de 51.3’ü son 12 ay içerisinde gelişimleri açısından zararlı iş ev kirasını, elektrik, su, gaz ve ler” olarak tanımlanıyor. kredi kartı faturalarını planla 7 milyonu maddi yoksunluk çekiyor Türkiye’de çocuk işçi sayısı 2 milyona yaklaşıyor. Her 10 çocuktan 8’i güvencesiz çalışıyor. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 2018 yıl sonu itibarıyla, Türkiye nüfusu 82 milyon 3 bin 882 iken bunun 22 milyon 920 bin 422’sini çocuk nüfusu oluşturuyor. Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre, 2017 yılında 1517 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranı yüzde 20.3 iken bu oran 2018’de yüzde 21.1’e yükseldi. İşgücüne katılma oranlarına cinsiyet bazında bakıldığında, 2017’de işgücüne katılma oranı erkek çocuklarda yüzde 28.5 iken aynı oran kız çocuklarında yüzde 11.8 oldu. Bu oran, 2018’de ise erkek çocuklarında yüzde 30 iken kız çocuklarında yüzde 11.8 oldu. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomi ve Toplumsal Araştır dığı gibi ödeyemeyen hanelerde ikamet ediyor. Türkiye’de çocuk işçiliği ve iş cinayetleri raporuna göre, 2013’ten 2018’in ilk 5 ayına kadar 319 çocuk iş cinayetinde yaşamını yitirdi. Türkiye’de 2012’de 601 bin olan 1517 yaş arası çocuk işçi sayısı, 2016 yılına gelindiğinde 709 bine ulaştı. TÜİK’in 2016 verilerine göre çocuk işçilerin yüzde 78’i kayıt dışı çalıştı. Türkiye’de özellikle mesleki eğitim adı altında çocuk işçilik yasal hale getirilmiştir. Milyonlarca çocuk “çıraklık” adı altında ucuz işgücü olarak kullanılıyor. Türkiye’de 2015’te çırak işçi sayısı 245 bin iken şu an halihazırda çırak işçi olarak çalıştırılan çocuk işçi sayısı 1 milyonu aşmış durumda. 152 milyonu ekmek peşinde Dünyada 152 milyon çocuk, okula gitmek yerine çalışmak zorunda kalıyor. Dünyadaki her 10 çocuktan biri işçiyken, bunların 64 milyonu kız, 88 milyonu erkeklerden oluşuyor. Çocuk işçilerin yüzde 70.9’u tarım, yüzde 17.2’si hizmet sektöründe çalışırken, yüzde 11.9’u da sanayi sektöründe çalışıyor. Birleşmiş Milletler’in (BM), çocuk işçiliğine karşı farkındalık oluşturmak amacıyla ilan ettiği 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü’nde mevcut çocuk işçi sayısı ve çalışma koşulları endişe veriyor. BM Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) Kasım 2017 raporuna göre, en az gelişmiş ülkelerde neredeyse her 4 çocuktan biri sağlık ve gelişimlerini kötü etkileyen işlere gitmek durumunda kalıyor. ILO’ya göre, çocuk işçilerin 72.1 milyonunu barındıran Afrika’da 31.5 milyon ço cuk tehlikeli işlerde çalışıyor. Dünyadaki çocuk işçiliği trendinde azalma görülen 20122016 döneminde, Afrika’daki çocuk işçi sayısındaki yükseliş endişeleri artırıyor. Çatışmalardan etkilenen ülkeler, sükunetin hakim olduğu bölgelere göre yüzde 77 daha fazla çocuk işçi barındırıyor. ILO’nun 2016 yılı raporunda ise, 4.3 milyon çocuğun zorla çalıştırıldığı, 3 milyon çocuğun istismara maruz kaldığı işlerde çalışmak zorunda olduğu kaydedilmişti. Emekçiye açlık karnesi Yapı Kredi’de anlaşma zorda Banka Finans ve Sigorta İşçileri Sendikası (BASİSEN), Yapı Kredi ile toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin uyuşmazlıkla sonuçlandığını açıkladı. Sendikanın açıklamasına göre, görüşmeler kanuni süre olan 60 gün içerisinde anlaşma sağlanamaması nedeniyle uyuşmazlıkla sona erdi. Açıklamada, “60 günlük süre içinde anlaşma olmasa da süreç devam ediyor. BASİSEN olarak uyuşmazlık sürecinde de diyalog ve müzakereye hazırız... Yapı Kredi Bankası yönetimini toplu pazarlık sürecinde çözüm sağlanması için gerekli adımları atmaya çağırıyoruz” denildi. Anlaşmazlığın temelinde ücret artışı ve hedef baskısı yer alıyor. l Ekonomi Servisi G20: Ticarette gerilim şiddetli Japonya’da toplanan G20 Grubunun en üst düzey finans ve maliye yetkilileri, ortak bir bildiyi yayımlayarak jeopolitik ve uluslararası ticaretten kaynaklanan gerilimlerin “şiddetlenerek” küresel ekonomik büyüme üzerinde tehlike yarattığını ifade etti. Ancak yetkililer, bu uyarıya karşın ABD ile Çin arasındaki ticaret anlaşmazlığının çözülmesi yönünde bir çağrıda bulunmadı. Küresel büyümenin istikrar kazandığını belirten Mmaliye bakanları ve merkez bankası başkanları, ayrıca Facebook ve Google gibi büyük teknoloji şirketlerinin vergiden kaçmak için kullandığı mevzuat boşluklarını kapatacak taslağı 2020’ye kadar oluşturmak üzere mutabık kaldı. l Ekonomi Servisi 716 işçi hayatını kaybetti Mayıs ayında en az 163 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Meslek hastalığı nedeniyle gerçekleşen beş iş cinayeti var. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre, ocak ayında en az 159, şubatta en az 127, mart 114 işçi, nisanda en az 153 işçi hayatını kaybetti. Türkiye’de 2019 yılının ilk beş ayında en az 716 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. 163 emekçinin 126’sı ücretli (işçi ve memur), 37’si kendi nam ve hesabına çalışanlardan (çiftçi ve esnaf) oluşuyor. Ölenlerin 12’si kadın işçi, 151’i erkek işçi. Kadın işçi cinayetleri tarım, kimya, eğitim, sağlık ve eğlence işkollarında gerçekleşti. Dördü 14 yaş ve altında olmak üzere dokuz çocuk işçi can verdi. Çocuk işçi cinayetleri tarım, kimya, ağaç, metal ve taşımacılık işkollarında gerçekleşti. 6 mülteci/göçmen işçi yaşamını yitirdi. Mülte ci/göçmen işçilerin 3’ü Suriyeli, 2’si Afganistanlı, 1’i Kolombiyalı. • Ölümler en çok tarım, inşaat, taşımacılık, madencilik, belediye/genel işler, ticaret/büro, metal, konaklama/eğlence, kimya ve sağlık işkollarında gerçekleşti. Bu ay tarımda ölenlerin en az yüzde 36’sı ücretli. Ölenlerin 5’i (yüzde 3.06) sendikalı işçi, 158 işçi ise (yüzde 9.94) sendikasız. l Ekonomi Servisi MEB, “geçici” statüdeki 32 bin işçinin sözleşmesini 2 ay boyunca maaşsız askıya alıyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bünyesindeki “geçici” statüdeki 32 bin işçinin sözleşmesinin 2 ay boyunca maaşsız askıya alınmasına tepki gösterdi. MEB’e işçiler için adım atma çağrısında bulunan Ağbaba, “İşçilerin karnesi açlık olmasın” dedi. Kurumlarda hizmet alımı yoluyla çalışanlar, 2017’de 696 sayılı KHK ile daimi işçi kadrosuna geçse de MEB’de çalışan işçilerin temmuz ve ağustos aylarında maaşsız olarak sözleşmelerinin 2 ay askıya alınarak işten çıkarılmasına günler kaldı. İşçiler, sürekli ve geçici işçi ayrımı yapılmaksızın “tam kadro” verilmesi ve çalışma süresinin 12 aya çıkarılmasını talep etse de MEB bu yıl adım atmadı. Veli Ağbaba, MEB bünyesindeki okul ve kurumlarda geçici işçi statüsünde çalışan 31 bin 800 işçinin karne günü, yani 14 Haziran’da işsiz durumuna dönüştürülmesine tepki gösterdi. Ağbaba, “32 bin işçimiz, 2 ay boyunca işsiz kalacak ve işe başlayacakları 15 Ağustos’u bekleyecek” dedi. l ANKARA Ekonominin kalbi İstanbul’da atıyor Türkiye ekonomisinin üçte birini oluşturan İstanbul’da büyükşehir belediye başkanlığı seçimi 23 Haziran’da tekrarlanacak. Türkiye ekonomisinin son dönemde yavaşlaması, enflasyon ve işsizlik verilerinin yüksek seyretmesi, ülke çapında 31 Mart’ta düzenlenen yerel seçimlerde ekonominin birincil konu olmasına neden olmuştu. BBC Türkçe’nin Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2017 verilerinden derlediği habere göre İstanbul, 970 milyar TL büyüklüğündeki gayri safi yurtiçi hasılası (GSYH) ile Türkiye ekonomi sinin yüzde 31’ini oluşturuyor. Bu da İstanbul ekonomisinin Finlandiya, Mısır, Portekiz, Yunanistan, Katar gibi ülkelerden daha büyük bir ekonomiye sahip olduğu anlamına geliyor. Aynı verilere göre İstanbul’da kişi başına düşen GSYH 65 bin TL. Türkiye genelinde ise kişi ba şına düşen GSYH 38.6 bin TL. Türkiye’den gerçekleşen ihracatın yarısının İstanbul’dan gerçekleştiği görülüyor. l Ekonomi Servisi Çürüme Bayramın yolculuk, tatil karmaşasında atladıysanız, bilgi dağarcığınızda katkı olarak kalması için arkadaşımız Ergin Yıldızoğlu’nun geçen perşembe ve dünkü ekonomi sayfalarındaki biri AB seçimleri, diğeri Amerika’nın son dansları üzerinden yazılarını okumanızı öneririm.. Ülkemizdeki canımızı çok yakan değerler çöküşünün, çürümenin dünya ölçeğinde yaşananlar arasındaki bileşik kaplar ilişkisinin gücünü, anahtar şifrelerini de göstermeye yarıyor.. Hani tek kutuplu dünyaya geçiş sürecinde, bireyin özgürleşmesi büyük yalanı ile, insan hakları, demokrasi, hukuk devletleri düzenleri adına evrensel, yol alınabilmiş ne kadar ilke varsa tümünün birden bir avuç azınlık, evrensel emperyal çıkarlar adına katledilmesinde kurulmuş tuzaklar vardı ya.. Irkçı, dinci, otoriterleşme, diktatörlüklerin kirli çıkarları adına kanlı savaşların tuzaklarına düşmemek, tüm canlıların yaşamını hedef almış, çevre katliamlarının, kirliliğin, iklim değişiklikleri, susuzluk, açlık.. katliamlarından, yaşamın sürdürülebileceği bir dünya düzenine dönüşüm için.. HHH Birlikte yaşadığımız, paylaştığımız en küçük yerleşim alanlarından, köylerden, kentlerden, ülkemizden, bölgemize, dünyamıza, yaşamımız için vazgeçilemez tüm canlılar, çevremize dönük çürümeye karşı savaşmamak, seyirci kalmak gibi bir lüksümüz kaldı mı ki?.. Yakın geçmişe kadar, vahşi doğanın yasalarında insan kadar acımasızı, kötülük için, keyif için öldürme, zarar vermenin olamayacağını bile görememişiz. Hitler’in sandıktan aldığı oylardan sonra, dünya çapında insanlığa, kuşkusuz en çok da Avrupa, kendi bölge, yakın çevre halklarına verdiği zararları tarihten çok iyi bilsek de.. Şimdi şimdi satır aralarını daha bir doğru görerek, sermaye tekellerinin, günümüzde de marka kimliği olanlarını, nasıl işçi hakları sömürüsü, haksız, hukuksuz kazançlar sunumu ile kandırdığının şifrelerini okuyabiliyoruz. Emperyal çıkarlar düzeninde, açık sömürgeciliğin kırılması sonrası, evrensel değerlerde, insan haklarında, tüm canlılar, çevre haklarının korunabilmesinde gelişmiş evrensel değerler, kazanımlar sonrası, işlerin daha insancıl, hakhukuka uygun işleyeceğine ilişkin umutlarımızın haklı nedenleri, dayanakları vardı kuşkusuz.. Bilimsel, teknolojik devrimlerin insan hakları, tüm canlılar, doğa adına akılcı kullanılabilmesinin, tarihsel acı deneyimlerle kazanılmış evrensel değerleri dünya ölçeğine taşıyabileceğine umutlarımız da güçlü, haklı nedenlere dayanıyordu. Bir tek evrensel adil paylaşımda beklenen gelişmelerde bir tersyüz oluş söz konusuydu. İki dünya zenginleri kanlı paylaşım savaşları hesaplaşmasında Hitler, faşizm boyutu ile çıkan gerçeklikler içinde, emeğin örgütlenmesi, kazanımları ile beklenen gelir adaleti düzeni gelişmesinde öngörülerde tersyüz oluş yaşanmıştı. İşçi sınıfının öngörülen sendikal haklar örgütlülüğü içindeki paylaşım savaşları kazanımlarında eşitlikçi, Marksist düzenin ilkeleri, sermayenin güçlü olduğu Amerika, Avrupa yerine, Rusya’da devrimle yaşama geçmişti. İşçi sınıfının iktidarı, Çarlık Rusyası’ndan, sınıf oluşmadan yaşama geçince de modelin demokratik oluşum ayağı sakat kalmıştı. Avrupa’da demokrasinin gelişimi içinde, sermaye ve işçi sınıfı, iki ayaklı gelişmede demokratik evrensel değer kazanımlarında yol göstericilik anlamlı olsa da, bedelsiz savaşın ganimetleri üzerine oturan Amerika’da, başkanlık rejimlerinin paylaşım dengeleri, tek yanlı hep sermaye çıkarları ağırlıklı gelişti. İki kutuplu dünya insanlığın haklar gelişiminde, soğuk savaş dengeleri ile zikzaklı yol alırken, Avrupa demokratik gelişmelerde, Amerika sermaye gücünün egemenliğinde güçlenip durdu. Aykırı iki örnekten, üçüncü dünya şeriatçı İslam dünyası ile Tito ittifakında farklı bir denge aracı işlevi ile soluksuz yol alamadı. Kurtuluş, kuruluş savaşı destanları, Atatürk devrimleri ile mazlum ülkeler halklarına umut oluşturan laik Türkiye Cumhuriyeti ise, etkin rollerine karşın, tek kutuplu dünyaya geçiş sürecinde Amerika öncülüğünde hedef tahtasına oturtuldu. Evrensel insan hakları, değerleri içinde, emperyal çıkarlardan yana sömürgeciliği sürdürebilmenin tek yolu, insanlığı sil baştan ırklar, dinler, mezhepler üzerinden çatıştırmaktan geçiyordu. Irkçılık üzerinden birkaç yüzyıl geriye çekiş, kör inanç dinler, mezhepler aşiretler üzerinden birkaç bin yıl geriye çekişleri üretebilirdi.. Neyse ki insanlık dünyanın çok kısacık bir zaman dilimi içinde, bilimsel teknolojik devrim araçlarının çok az elde toplanmasının bedellerini çok pahalıya öder oldu. En diktatörce, en kirli çıkar savaşlarıyla gelen tehditlerden kurtuluş, çıkış yolu yok. Ülkemizde laik Cumhuriyet değerlerine, hak hukuk düzenine dönüşte İstanbul’un seçilmiş belediye başkanı İmamoğlu üzerinden demokrasi ittifakı boşuna değil.. KISA... KISA... l Emre Doğueri, Nissan Otomotiv Genel Müdürü oldu. Doğueri Kuzey Afrika ve Bağımsız Devletler Topluluğu’ndan da sorumlu olacak. Sinan Özkök Nissan Hindistan Başkanı olarak atandı. l Karsan, İtalya merkezli Industria Italiana Autobus SpA’yla (IIA) yaptığı işbirliğiyle İtalya’nın Roma kentine, üretimini tamamen şirketin yapacağı 227 adet Menarinibus Citymood marka otobüs siparişi aldı. l Katmerciler Araç Üstü Ekipman, bir Afrika ülkesinden 2.2 milyon dolar tutarında toplumsal olaylara müdahale aracı (TOMA) siparişi aldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle