19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER/ YORUM EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: SERPİL ÜNAY 1111 HAZİRAN 2019 SALI Çıtayı yükseltmek kaçınılmaz olursa... 80’lerin ortasından beri, neredeyse 35 yıldır “sürdürülebilir üstünlükler kuramı” üzerinde çalışıyorum. Gazete, dergi ve kitaplarımda da defalarca yayımladım. (*) Bu görüşüm kimi uluslararası yayın organlarında da yer aldı. Özetle, hem azgelişmiş hem de gelişmiş ülkelerde bir yönetim (ve rejim) şu ya da bu ortamda iktidara geldiğinde, “otoriter bir yapıya dönüşmeye başlayınca” çıtayı sürekli yükseltmek zorundadır. Başka türlü “iktidarda kalma olanağı yoktur”! “Her ne pahasına olursa olsun” iktidarda kalma düşüncesi ve uygulaması vazgeçilmez hale gelir. Bu sadece ideolojik değil aynı zamanda da “teknik” bir husustur: aynen bir otomobil yarışçısının kazanmak için hızı sürekli yükselterek gaza anormal şekilde basması ve kazanın kaçınılmaz hale gelmesi gibi: ünlü Roma İmparatorluğu’nda, kendilerini hazırlayan askerlerin “birbirlerine, öldüresiye saldırmaları misali”... ya da stadyumda izleyenleri “eğlendirmek ve oyalamak için”, on binlerce insanın öldürülmesi gibi... ayakta (ve iktidarda) kalmak için her şey “mubahtır” felsefesi... Otoriter iktidar askeri, dini ya da parasal gücü öne çıkararak iktidarda kalmanın “araçlarını” kullanır. Dün Hitler ve Stalin, bugün Suudi Arabistan bunun en belirgin örnekleridir. Suudi Arabistan kendi memurunu bile öldürüp paketliyor, ilkel rejimin ayakta kalması bunu gerektirir. Otoriter düzeni yavaş yavaş oluşturan iktidar zamanla, “kendisinin istese de, hiçbir zaman geri adım atamayacağı bir noktaya gelmiştir”. Geri adım demek, “yaptıklarının bu sefer kendisine, hukuk ya da hukuk dışı yollarla uygulanmasına” izin vermek demektir. Çıta bu kadar yükseldiği için de artık “üzerinden atlayamazsınız”, altında ezilmek kaçınılmaz hale gelir. ‘Gelişmişler’ bile... Gelişmiş ve demokratik ülkeler bu kuralı içeride, ulusal düzeyde değil, dışarıda uygularlar. ABD’nin, Çin’in yükselmesi karşısında iktidara getirmek “zorunda kaldığı” Trump, “önce Amerika” çizgisi ile üstünlüğünü sürdürmek için çıtayı yükseltti. Trump ile birlikte ABD, “Ortadoğu ve Güneydoğu Asya’da ve Pasifik’te daha emperyalist ve saldırgan hale geldi”. Silahlanma bütçesini olağanüstü boyutlara çıkardı. Dün İspanya Amerika’da, İngiltere Asya’da, Fransa Afrika’da “üstünlüğünü (ve emperyalizmini) sürdürebilmek için milyonlarca masum insanı köleleştirip kanını dökmüştü”. Bugün Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da aynı “kural” hiç aksamadan sürdürülmektedir. Afganistan’dan Sudan’a, Yemen’den Suriye ve Libya’ya insan kıyımı ve iç savaşlar hiç aksamadan hem de herkesin gözleri önünde yaşanmaktadır. Antidemokratik ve Müslüman ülkelerde din tacirleri, demokratik ülkelerde ise silah ve petrol tacirleri güçlerini artırırken dünya insanının 4/5’i ekonomik olarak büyük eziyet ve açlık içinde kalmıştır. “Sürdürülebilir üstünlükler kuramı”nın Türkiye ayağında ise siyasal İslam ve “Batıcıların” öne çıktığı bir durum söz konusudur. Parlamenter sistemden ve kuvvetler ayrılığından ayrılmamız, “demokrasi alanındaki negatiflerin yükselmesi” bu sonucu doğurdu. Bu “negatif dışsallıkların (externalities)!” iç siyasal dinamiklerde, geri dönülemeyecek nokta yönünde ürettiği yeni yapılanma, çıtayı sürekli yukarı doğru çekiyor, kutuplaşmayı artırıyor. 31 Mart İstanbul seçimleri sonrası yaşanan “garip ve hukuk dışı” gelişmeler, çıtayı çok tehlikeli düzeye çıkardı. İşi Bizanslara ve Pontuslara kadar çekebilecek bir noktaya getirdi. Kurtuluşunu Sevr’i yıkıp Lozan’a taşıyan ve ezilen dünyaya örnek olmuş Atatürk Cumhuriyeti’nin bugün Bizans’ı, Pontus’u konuşur hale sokulması, çıtanın iktidar tarafından ne kadar yükseltildiğinin açık göstergesidir. “Her şey mubahtır” noktasına getirenlerin, “her şeyin içinde, 82 milyonun tamamının bulunduğunu akıllarından hiç çıkarmamaları gerekir”. (*) Prof. Dr. Arzu Azer “Anılarda Kalan, Bir Aydının Portresi”, syf.164, Der yay, 2016 11 haziran 2019 SAYI: 34215 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça Sorumlu Müdür Ozan Alper Yurtoğlu Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 03:25 03:18 03:51 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05:25 13:09 17:08 05:13 12:53 16:50 05:40 13:16 17:10 Akşam 20:43 20:24 20:42 Yatsı 22:33 22:10 22:23 Eşsiz insan Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs’ın 100. yılını ve doğum gününü anmalarım sona eriyor… HHH Atatürk’ün 19 Mayıs 1881’de doğduğu ev, bugünkü adıyla Selanik’in Aya Dimitriya Mahallesi’nde, Apostolu Pavlu Caddesi’nde 75 numaradadır. Osmanlı kayıtlarına göre ise Koca Kasım Paşa Mahallesi, Islahhane Caddesi’nde olup bodrumu ile birlikte üç katlı ve bir avlu içerisinde… Günümüzde, Türkiye Cumhuriyeti toprağı olduğu için bitişiğinde Türk Konsolosluğu var. HHH Atatürk’ün doğumunun 100. yılı, 19 Mayıs 1981’de, Atina’daki Türk Büyükelçiliği, o evin bahçesinde anma töreni düzenledi. Dönemin Turizm Bakanı İlhan Öztrak da bu “alçakgönüllü tören” için, özel olarak Selanik’e gelmişti. Ben de, gazeteci olarak, bu özel gün nedeniyle, oradaydım… Ne var ki bahçeyi öfkeli Yunanlar çevirmişlerdi. “Yunanistan topraklarında Türkler tören düzenleyemezlermiş!” “Atatürk’ün evinin bahçesinden Yunan toprağı alıp Türkiye’ye götüremezlermiş!” Tepkiler arttıkça arttı... Atatürk’ün evine ve konsolosluğa sığınmak zorunda kalmıştık… “ENEK” denilen bir örgütün göstericileri bahçeye girip demir kapıları zorlamaya başladılar… HHH Üstüne üstlük bir ara, “Cessna” tipi bir pırpır uçak tepemizde uç 10 Kasım 1963’te, SSCB Başkanı Niki ta Kruşçev ve ABD Başkanı John Fitz gerald Kennedy’den Atatürk’ün “25. ölüm yıldönümü” için Benim 19 Mayıs’ım! (5) Cumhuriyet’te sağladığım mektupların yayımından “12 gün sonra”, 22 Kasım gecesi, “genç bir muhabir” olarak Ankara Bürosu’nda nöbetçiydim. maya başladı… Pilot, telsizinden Ankara’nın en ünlü lokan “Tören olamaz… Yoksa uçakla tasının sahibi, 1917 Rus göçmeni, binaya dalacağım…” diye tehditler gerçek adı Serj olan Süreyya tele savururken, bina üzerine rastgele fonla aradı. Şu soruyu sordu:  dalışlar da yapıyordu. “İki Amerikalı diplomat geldi. Ko Yunan güvenlikçiler, telsizle nuklara, ‘Amerikalı olan hanımlar bağlantı kurduklarında pilotun, 24 evlerine, erkekler de büyükelçili yaşında, hukuk fakültesi öğrencisi ğe gitsinler…’ dedi. Amerikalılar Elias Diamantopulos olduğunu yemeklerini bitirmeden ayrıldılar. öğrendiler. Hayrola?”  Genç, “yakıtı bitince, ‘Atatürk’ün Yanıtım yoktu! evine’ uçağındaki patlayıcılarla ine HHH rek evi uçuracağı tehdidinde bulun O tarihte, telefon bağlantılarını du. Bu bilgi üzerine, Yunan Hava PTT sağlıyordu. İstanbul’u ara Kuvvetleri’nden 2 “Mirage” savaş dım. Telefonla bağlanmayı, bekle uçağı devreye girdi ve üzerimizde babam bekle… Amerika’nın Sesi uçarlarken, gencin olay yerinden Radyosu’nda dinlediğim haber uzaklaşması için emirler vermeye şöyleydi:  başladılar. “ABD Cumhurbaşkanı John Fitz Ayrıca, Atatürk’ün evi çevresin gerald Kennedy, Dallas’ta bir sui deki tüm evlerin boşaltılıp bu alan kast sonucu öldürüldü!”  dışına çıkarılması duyuruları baş En sonunda, İstanbul ile bağlantı ladı. kurabilmiştim… Genel yayın müdü Bir süre sonra genç, uçağını Se rü Ecvet Güresin, yazıişleri müdü lanik Havaalanı’na indirmek zorun rü Erol Dallı, apar topar gazeteye da kaldı. Gencin, “bir klinikte, 6 ay gelmişlerdi. ruh sağlığı tedavisi gördüğü, mesle Amerikan “AP Haber Ajansı”, ğinin akrobasi olduğu” açıklandı! olayın fotoğrafını “Türkiye’de de HHH yalnızca bir aboneye satma” yolunu 1981’de... 1981 öncesi... seçmişti. GüresinDallı ikilisi yüklü bir fatu ra ödeyerek, o “atlatma” fotoğrafı Cumhuriyet’e satın almışlardı.  O “atlatma” fotoğraflı Cumhuriyet’in “son baskısı”, sabah Ankara’ya ulaşmıştı. Büronun tek şoförü İsmail Sobacı’nın kullandığı kamyonetin kaportasının üzerinde oturup, sokaklarda bu “atlatma fotoğraflı” gazeteyi, uykudan yoksun olarak, Ankara caddelerinde, bağıra çağıra 3 bin kadar satmıştım! Zindaşti’nin avukatı hakkında yakalama kararı Tetikçiyle görüşmüş İstanbul Bağdat Caddesi’nde uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülen İlhan Ünğan cinayetinde önemli bir gelişme yaşandı. Yakalanan tetikçi E.Ö, ifadesinde cinayet öncesi kendisini tutan Tolga Hakan C’yle birlikte Naci Şerifi Zindaşti’nin avukatı İlker D’yle görüştüğünü söyledi. Tolga Hakan C’nin terk ettiği araçta avukat İlker D’nin parmak izi çıktı. Polis, cinayeti organize eden Tolga Hakan C., tetikçi E.Ö. ve avukat İlker D’nin, olay öncesi birlikte oldukları anlara ait görüntülere ulaştı. Yurtdışına çıktığı ortaya çıkan avukat hakkında yakalama kararı çıktı. Habertürk’ün haberine göre, Büyükçekmece’de 2014’te öldürülen Naci Şerifi Zindaşti’nin kızının ve yeğeninin cinayetiyle ilgili hakkında kırmızı bülten bulunan İlhan Ünğan, 7 Nisan günü öldürülmüştü. Cinayeti itiraf eden tetikçi E.Ö., öldürdüğü kişinin İlhan Ünğan olduğunu bilmediğini söyledi. Tolga Hakan C. ile olan bağlantıları, olay öncesine kadar tüm detayları verdi. Tolga Hakan C. dışında önemli bir ismi daha polise söyledi. Tetikçi E.Ö, polise, olaydan birkaç gün önce kendisini kiralayan Tolga Hakan C’yle birlikte Maslak’ta bir alışveriş merkezinde İlker D. ile görüştüğünü ve cinayetle ilgili konuştuklarını söyledi. Polis, bu ismin Naci Şerifi Zindaşti’nin avukatı İlker D. olduğunu tespit etti. Savcılığın talimatı üzerine soruşturma derinleştirildi. Parmak izi çıktı Polis, tetikçinin bu iddiaları üzerine Maslak’ta bulunan alışveriş merkezinde çalışma yaptı. Tetikçinin, “buluştuğumuz yer” dediği kafe bulundu. Polis, burada ilginç bir detayla karşılaştı. Avukat İlker D., Tolga Hakan C. ve tetikçinin bir araya geldiği güne ait güvenlik kamera görüntülerinin olmadığı görüldü. Polis kısa bir araştırmada, görüntüleri avukat İlker D’nin yüklü miktar karşılığında bilgisayar harddiskini satın aldığı iddialarına ulaştı. Polis, 3 ismin birlikte olduğu bir başka noktadaki görüntülerine ulaştı. Avukat İlker D’nin olaydan 3 gün sonra sabah erken saatlerde İran’a gittiği tespit edildi. Cinayeti organize eden ve firar eden Tolga Hakan C’nin de olay yerinde bıraktığı aracın incelemesinde avukat İlker D’ye ait parmak izi çıktı. Delilleri inceleyen soruşturma savcısı, Naci Şerifi Zindaşti’nin avukatı İlker D. hakkında yakalama kararı çıkarttı. İlhan Ünğan cinayeti ile bağlantısı olduğu iddia edilen avukat İlker D. polis tarafından aranmaya başlandı. Olayla ilgili Tolga Hakan C. de aranıyor. Halil Kurt Celal Hayta Şehitler gözyaşlarıyla uğurlandı Suriye’de ve Hakkâri’deki terör saldırılarında şehit olan askerler son yolculuklarına uğurlandı. Suriye’nin Azez kentindeki Türk Silahlı Kuvvetleri üssüne, PKK/ YPG’li teröristlerce düzenlenen saldırıda şehit olan Uzman Onbaşı Halil Kurt (24), memleketi Hatay’ın Dörtyol ilçesinde toprağa verildi. Şehidin cenazesi ilk olarak helallik alınması için ilçeye bağlı Yeşil Mahalle’deki aile evine getirildi. Alınan helalliğin ardından şehidin cenazesi uğurlama törenin düzenleneceği Çamlık Mezarlığı’na götürüldü. Burada düzenlenen törene Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakçı, Hatay Valisi Rahmi Doğan, 39. Me kanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Alpaslan Kılınç, şehidin ailesi ve çok sayıda yurttaş katıldı. Şehidin annesi Leyla Kurt, törenin düzenlendiği mezarlığa yakınlarının yardımı ile gelebildi. Cenazenin mezarlığa girişi sırasında yurttaşlar ellerinde Türk bayrakları taşıyarak “Şehitler ölmez vatan bölünmez” ve “Ne mutlu Türküm diyene” sloganları attı. 2 ay sonra nişan yapmak için hazırlık yaptığı öğrenilen şehit Uzman Onbaşı Halil Kurt, kılınan cenaze namazının ardından gözyaşları içinde toprağa verildi. Hakkâri’deki üs bölgesine PKK’li teröristlerce düzenlenen havan saldırısında yaralanan, tedavi gördü ğü hastanede şehit olan Uzman Çavuş Celal Hayta (28) da memleketi Sakarya’da toprağa verildi. Gözyaşlarının sel olduğu cenazede, anne Berrin Hayta, şehit oğlunun tabutu başında asker selamı verdi. Adapazarı Serdivan Sapak Camii’nde düzenlenen cenaze törenine, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay, Sakarya Valisi Ahmet Hamdi Nayir, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, milletvekilleri, belediye başkanları ve çok sayıda yurttaş katıldı. Akşener şehidin babası ve annesine başsağlığı dileğinde bulundu. l DHA / İHA Karakol inşaatına saldırı: 2 işçi öldü Hakkâri’nin Yüksekova ilçesine bağlı Çobanpınar bölgesinde yeni yapılan karakol inşaatına, terör örgütü PKK üyelerince uzun namlulu silah ve roketli saldırı düzenlenmesi sonucu 2 işçi öldü, 1 işçi yaralandı. Hakkâri’nin Yüksekova ilçesine bağlı İran sınırındaki Çobanpınar bölgesinde bir karakol inşaatına dün akşam saatlerinde İran tarafından terör örgütü PKK üyelerince uzun namlulu silah ve roketatarlarla saldırı düzenlendi. Saldırıda, özel bir firmaya ait şantiyede çalışan işçilerden 2’si yaşamı nı yitirdi, 1’i ise yaralandı. Yaralı işçi helikopterle Yükse kova Devlet Hastanesi’ne kaldırılırken, ateş açılan bölge uzun namlulu silahlarla ateş altına alındı. PKK’lilerin yakalanması için bölgede hava destekli operasyon başlatıldı. l DHA IŞİD’li için yapılan törene tepki Ankara katliamının 44. ayında gerçekleşen anmaya katılanlar, eski IŞİD’li Abdulbasit el Sarut için Reyhanlı’da düzenlenen cenaze törenine tepki gösterdi. Ankara Garı önünde katliamın gerçekleştiği saat olan 10.04’te yapılan saygı duruşu ve açıklamanın ardından meydanda bulunan temsili anıta karanfiller bırakıldı. Burada yapılan açıklamada konuşan 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun, “Alevilerin kökünü kazıyacağız” sözleriyle tanınan eski IŞİD’li Abdulbasit el Sarut için Reyhanlı’da düzenlenen kitlesel cenaze törenine tepki gösterdi. Coşgun, “Bu ülkedeki insanların kanlarını kurutma yemini eden IŞİD’lilerin cenazelerinin nasıl anlı şanlı defnedildiklerini gördüğümüz, hayatını kaybeden canlarımız üzerinden siyaset propagandası yapılarak terörize edildiğimiz noktada aslında Türkiye’nin burada bir katliam olduğu gerçeğini reddettiğini görüyoruz” dedi. Bu arada Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Barış Atay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesiyle Reyhanlı’daki cenazeyi Meclis gündemine taşıdı. l Haber Merkezi BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Küba’ya özgü dinsel bir hareket. 2/ Düz ve geniş arazi... Penye konfeksiyonunda zincirli dikiş yapan aygıt. 3/ Afyon 1 2 3 4 5 6 7 8 9 TÜRKAN İ A ARA TET İ K R EMB E T İ KO T P A L AMA R A RA S MA T RO EME T Y OBA A L SE S EMAD İ R E K RACA EKE karahisar yöresine özgü bir halkoyunu... Eski Anadolu halklarının ay tanrısı. 4/ Asya’da bir ülke... Briç, poker gibi oyunlarda oyunu oynayan dört kişilik grup. 5/ Daha çok şeker hastala rının kullandığı bir tür tatlandırıcı. 6/ Eski dilde su... Giysi kolu... İlgi eki. 7/ İnce bir kumaş cinsi... Yağmur suyunun biriktiği çu kur yer. 8/ Güçlü ve beyaz bir ışık vererek yanan hidrokarbonlu gaz. 9/ Olta ya da tu zağa konulan yem... Boruları döndürmeden eklemeyi sağlayan bağlantı parçası. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Doğru olduğu düşünülen öncüllerden yola çıkarak saçma ya da çürütülmesi zor bir sonuca varan akıl yürütme... Evrensel alıcı olan kan grubu. 2/ Sebze bahçesi... Hastalık nöbeti. 3/ Tarlayı sürerek dinlen meye bırakma... Batı Avrupa’da bir ırmak. 4/ İyilik, yardım. 5/ Bir işi yaptırabilme gücü... Çorak, verimsiz toprak. 6/ Bir nota... “Saraylar saltanatlar çöker / susar bir gün / Zulüm biter” (Adnan Yücel)... Lantan elementinin simgesi. 7/ El, göz ya da baş ile işaret... Tatlı bir çörek. 8/ “Küt” de denilen bir iskambil oyunu. 9/ İğdiş edilmiş hayvan.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle