19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EDİTÖR: EMRAH KOLUKISA TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN çekmÇeeckemymecişehdae!CKiohlMaestkeeBsrniguygirolüeannkEuirey’tnsoeedlrralekrii n Dostun Çekmecesinden başlıklı serginin belli ki çok il ginç bir hikâyesi var. Buradan başlayalım mı? Esma Ertel: Uzun soluklu dost luklarıyla sanat müttefiği haline gelmiş Mengü Ertel ve Cihat Burak’tan aldığım ilhamla geç mişten günümüze emrah kolukısa ölümsüzleşen, gelecek kuşaklara aktarılmak üzere çok yönlü iki sanatçının bugüne uza nan hikâyesi ile bu yolculuğa başladığımda 1950 yıllarının so nu ve 1990 yılları arasında yol daşlık yapmış iki sanatçının zi hinleri birbirlerinin izleri ile do luydu. “Dostun Çekmecesinden” baş lığını zihin çekmelerinde yer et miş iki dosta yakışır bir kav ram olarak gördüm, çok yönlü üretimleriyle sami mi bir dostluk geliştirmiş iki sanatçının birikimlerini çok yönlü sanat yaklaşımıy la kurgulanmış bir sergi ve bir kitapla anmak gurur verici... İlk olarak bu serginin kurgusunu ve kitap hayalimi sevgili hocam Sü leyman Saim Tekcan ile paylaş tığımda kitabı yazması için bizi sevgili Oğuz Erten ile tanıştırdı, eski dostluklar yeni dostları da bir araya getirerek uzun soluklu bir yolculuktan sonra hep birlik te bu noktaya geldik. n Burada sergilenenler dı şında da bir şeyler var mı peki çekmecede? E.E. Mengü Ertel’in ürettiği eserler koleksiyonun en özgün ve güçlü yanını oluşturuyor; şiirleri, afişleri, desenleri, baskıları, lo goları, kitap kapakları, ödül, takı ve madalya gibi değişik temalar da tasarımları, albüm kapakları, mimari ve dekor tasarım planları ve büyültmeler, doğurgan döngü, kalemler gibi farklı dönemleriyle çekmecelere sığmıyorlar. Ayrıca Çağdaş Türk sanatına imzasını atmış önemli isimler le yakın dostlukları olan Mengü Ertel’in koleksiyonundaki eserler arasında heykeller, seramikler, fotoğraflar, mektuplar, baskılar, şiirler, imzalı ve nadir kitaplar ve Bozlu Art Project’in Mongeri Binası’ndaki ‘Dostun Çekmecesinden (Mengü Ertel Koleksiyonu)’ başlıklı Cihat Burak sergisi yaz boyunca sanatseverleri bekliyor. Sergiyi küratörleri Esma Ertel ve Oğuz Erten ile konuştuk niceleri var, birkaç örnek yansıyor? vermek gerekirse; Semi O.E. Sergi, Burak’ı bir yazar ha Berksoy, Abidin Dino, olarak öne çıkarmayı arzulaya Mehmet Güleryüz, Kuzgun rak planlandı. Yazmış olduğu öy Acar, Erol Akyavaş, Orhan Peker küleri, küçük pasajlar halinde bu isimlerin sadece bazıları... desenleri ile yan yana getirilme n Cihat Burak ve Mengü sinden oluştu. Resim dili ile yazı Ertel’in çok özel bir dostlukları dilinin ne kadar da bir biri ile ör olduğunu an tüşen disiplinler lıyoruz. Ney den oluştuğu iz di bu iki ismin leyiciye verilme arasındaki ye çalışıldı. Kitap özel bağ ve ne ta öykü ve desen gibi anılar kal lerini daha detay mış geriye? lı inceleme fırsa E.E.: Devrim tı bulduk. Bir ma ci kişilikleriy ceraperest olan le pekişen dostlukları, sınır ta Esma Ertel ve Oğuz Erten Burak’ın hayatı da ayrı bir mace nımayan üre ra ve kendi tara timleri en önemli bağlarıydı. O fından satırlara dökülmüş. Oku günlerin sanat çevrelerinde her yucu kitapta bunu keşfetme şan ikisi de eleştirilirken onlar ha sı da buluyor. yallerinin peşinden giden ve sü n Serginin yanı sıra bir de rükleyen iki önemli karakter ola kitap yayımlandı. İçinde Cihat rak var oldular. Beraber gittikle Burak’ın çizimleri ve eşliğinde ri meyhanelerde uzun sohbetler, yine onun yazılarının yer aldığı evde akşam yemeklerinde olan kitabın tasarım ve hazırlanışın misafirler Edip Cansever, Tomris dan da söz edebilir misiniz? Uyar, Turgut Uyar, İlhan Selçuk, E.E. Mengü Ertel’in Cihat Bu Turhan Selçuk, Cihat Burak, Al rak için hazırladığı defterinde tan Gürman, Mehmet Güleryüz... olan bu desenlerle bir kitaba ev n Cihat Burak’ın hangi yön rilen bu koleksiyonu yedi başlığa lerini keşfediyoruz sergide? ayırdık ve bu tasarım sergi kur Kendisi önemli bir de yazar ay gusuna kılavuzluk etti. Her baş nı zamanda, bu yönü ne ölçüde lık Cihat Burak’ın farklı yakla ‘Dostun Çekmecesinden (Mengü Ertel Koleksiyonu)’ çıkan Cihat Burak eserleri arasında resim ve desenlerden başka şiirler, afişler, kitap kapakları, logolar, takı ve madalya tasarımları da var. şımlarındaki temalara göndermesi olan desenleriyle ve yerel kültürü gözlemleyip yazdığı hikâyeleriyle eşleşerek farklı bir gözle okunmasını sağlıyor. Sevgili Oğuz Erten’in kaleme aldığı “Tek Kişilik Büyük Macera” ile ise Cihat Burak’ın dünyasına giriyoruz. Editörlüğünü sevgili Özlem İnay Erten üstlendi.Kitabın sonunda yer alan Cihat Burak ve Mengü Ertel illüstrasyonunu sevgili Erdem Bayrakçeken çizerek aynı zamanda kitabın tasarımının grafik uygulamasında yer aldı. Sanat Yönetmenliğini ve kitap tasarımını sevgili eşim Murat Ertel ile birlikte yaptık. n Mengü Ertel koleksiyonundaki Cihat Burak eserleri Burak’ın külliyatında nasıl bir yer tutuyor? O.E. 1960’ların sonundan başlayıp 1980’lerin sonuna kadar devam eden Cihat Burak desen koleksiyonunu muhteva eden Ertel Koleksiyonu’nda Burak’ın çıplaklarından, Paris’ine, kalyonlarından, hayvanlarına, natürmortlarından meyhanelerine kadar hemen hemen her konusu yer alıyor. Cihat Burak bu zengin içerikteki işleri bir dosta emanet ettiği gibi gelecekte bu desenlerin bir şekilde Erteller tarafından korunup sergileneceğini de bildiğini düşünüyorum. 131 HAZİRAN 2019 CUMARTESİ Gülmecemizin bugünü 1980’lerden sonra Gırgır geleneği, Hıbır, Mikrop, GümGüm, Sıfır, Avni, Fırfır, Dıgıl, Pişmiş Kelle, Deli, Lemanyak, Öküz, Limon, Dinozor, Penguen, Leman, Uykusuz gibi dergilerle sürdü. Sulhi Dölek, Nail Güreli, Müjdat Gezen, Yalçın Pekşen, Aydın Boysan, Bülent Oran, Ferhan Şensoy, Kandemir Konduk, Erhan Tığlı, Ahmet Önel, Ülkü Ayvaz, Esen Yel gibi başarılı gülmece ürünü sunan yazarlar ve Semih Poroy, Behiç Ak, Kamil Masaracı, Piyale Madra, Canol Kocagöz, Mehmet Sönmez, İsmail Gülgeç, Selçuk Demirel, Haslet Soyöz, Ercan Akyol, Metin Peker, Sait Munzur, Musa Kart, Ergin Gülen, Asaf Koçak, Uğur Durak, Zafer Temuçin, Devrim Demiral gibi usta karikatürcüler yetişti. Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz, Muzaffer İzgü Aziz Nesin’in Şimdiki Çocuklar Harika, Tatlı Betüş, Gol Kralı, Zübük, Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz gibi yapıtları klasikleşti, birçok gülmece oyunu sahnelendi. Rıfat Ilgaz’ın Hababam Sınıfı ve Bacaksız dizisi, Geçmişe Mazi, Çalış Osman Çiftlik Senin gibi yapıtları kuşaklar boyunca okundu, Hababam Sınıfı filmleri ilgiyle izlendi. Muzaffer İzgü’nün, yaşamımızın parçalarıyla dolu Deliye Her Gün Bayram, Donumdaki Para, Dayak Birincisi gibi öykü kitapları satış rekorları kırdı. Günümüz gülmecesi 2000’lerden sonra özü ve “muhalif”liği konusunda sıkıntılar yaşansa da televizyonlardaki gülmece programları öne çıktı, yaygın olarak izlendi ve ekrandan yazılı gülmece ürünleri veren Yılmaz Erdoğan, Cem Yılmaz gibi birçok yazar kazandık. Metin Üstündağ (Denemeyenler, Mavra Zamanı, Ugh), Metin Uca (Her Book’a Maydonoz, Alışmadık Gözde Lens Durmaz), Atilla Atalay (Ebekulak, Yavaş Tren), Gani Müjde (Nbr Cnm), Gülse Birsel (Memleketi Ben Kurtaracağım!) yeni kitaplarıyla geleneği sürdürdüler. Baskı siyasetinin altında ve yoğunlaşan “hakaret” davalarına karşın, gülmecenin onurunu koruyan Kafa, Ot, Fil gibi dergiler her olumsuzluğa karşın yayınını sürdürmeye çalıştı. Demirci, Abayhan “Duyarlılık, sorumluluk, insanilik, değerbilirlik yüklü satırlarla okurunun yakasına yapışıyor. Silkeliyor, hırpalıyor, göreve çağırıyor. Bunu yaparken duyguyu bir yana atmıyor” dediğim, Damdaki Mizahçı, Deli Gömleği Ütü İstemez, Geyik Muhabbetleri gibi kitaplarıyla tanınan, gülmece geleneğimizin günümüzdeki en başarılı temsilcisi Cihan Demirci, kitaplarına 70’lerde Çocuk Olmak, Pisifosör Pisifos’la Kediler Âlemi ve Şiirzofren’i ekledi. Levent Kırca Tiyatrosu’nun Gereği Düşünüldü oyununu, Olacak O Kadar’ın metinlerini yazan, Biz Birbirimize Benzeriz/ Hoşçakal Amerika, Başkanın Demokrasisi, Bostancı Vapurunda Demokrasi Denemeleri, Bunları Kesmek Lazım adlı öykü kitaplarını yazan Muzaffer Abayhan, Talihsiz Katya’nın Hayırsız Oğlu adlı öyküleri ile yeniden okuma, gülme, düşünme, gülmecemizin tükenmeyeceğine bir daha inanarak sevindirdi. Özkeskin ve yeni umutlar Siyasetin onca bunaltmasına karşın çoğalan, son dönemde okuyup sevdiğim, zekice buluşlarıyla ilgimi çeken gülmece öykücülerinden Ertuğrul Özkeskin’e dikkat çekmek isterim. Ne Olmuş’ta bir araya getirilen öyküleri gülmecenin yüzünü ağartıyor. Veysel Boğatepe Çamdeviren, Filozof Fahri, Veli Bayrak Eşek Dediğin Anırır, Kimliğimi Kaybettim Hükümlüdür, Musa Dinç Şöhretli Eşek Arıları, Bir Daha Asla, Muhsin Salman Taşkafa Kamil Şehirde, Müşteri Yine Haklı, Semra Bilgin (2018 Muzaffer İzgü Gülmece Öykü Yarışması 1.’si) Bozma Kızın Moralini; Afşar Çelik (2019 1.’si) Adayımızsın Hayrettin, Eşref Karadağ Torbadaki Maksim Gorki, Candan Erdemci Erkekler Alık mı Balık mı, Fuat Yalçın Tren Tam Vaktinde Geldi ile gülmecemiz için yeni umutlar verdiler.  Güney Marlen “Boş Lunapark” (Garaj Müzik) Bin yıllık manastır için UNESCO başvurusu Elazığ’ın Baskil ilçesinde, tarihi tam olarak bilinmemekle beraber isminden dolayı 10. yüzyılda Süryaniler tarafından yapıldığı değerlendirilen Mar Ahron Manastırı, tarihe ışık tutan kalıntılarıyla dikkati çekiyor. Suyatağı köyü Işıklar mezrası sınırları içerisinde yer alan 1400 rakımlı Muşar Dağı’nın zirvesinde çevreye hâkim bir noktada bulunan manastır, büyük bir bölümü doğal nedenlerle ve defineciler tarafından tahrip edilmiş olmasına rağmen görkemli yapısı, çevresindeki su sarnıçları ve mezarası ile bin yıllık tarihin izlerini barındırıyor. Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunca sit alanı kapsamına alınan, adeta bir kültür hazinesi niteliğindeki manastır, yapılacak bir restorasyon çalışmasıyla turizme kazan dırılmayı bekliyor. Yukarı Fırat Kültür Sanat ve Kalkınma Derneği Başkanı Aygün Çam da dernek olarak 80 sayfalık bir rapor ile UNESCO’ya başvuruda bulunacaklarını aktardı. l AA Güney Marlen’in yeni albümünü, dünyasını ve ruh halini en iyi tasvir eden şey yine kendi satırları: “Bi’ Nubar Terziyan sahnesi… Bi’ Kızılok şarkısı... Biraz naif, biraz romantik...” diye süren (aynı zamanda albüm adının da telaffuz edildiği) “Kokun Var Bu Evde” adlı şarkının antikahramanı olan mahzun çocuğun melankolisi, modern dünyanın şehirli genç insanının çözümsüz yalnızlığını ifade ediyor. 2007 ile 2018 arasındaki besteleri kapsayan şarkılar, Avcılar’dan Kadıköy’e uzanan şehir içi göçü, yanı sıra “vicdanla akıl arasında” yapılan bir yolculuğu anlatıyor. Güney’in ikinci solo çalışma sı “Boş Lunapark” albümünden daha önce üç parça tekli olarak dijital platformlarda paylaşılmıştı. Ardın dan 10 şarkıya tamamlanarak albüm haline getirilmiş. Pop, reggae, rock, folk; elektronik tınılarla süslenmiş akustik ağırlıklı modern ve tertemiz bir sound... Gitar çalıp kendi bestelerini söyleyen Güney’in bu albümde kalabalık bir müzisyen topluluğu var. Kapanış şarkısı “Seni Unutmak”ın konuğu Güney’in eski topluluğu Eski Bando’dan yoldaşı Eda Baba. “Şişelere Mektuplar” albümünden üç yıl sonra çıkan “Boş Lunapark”, Güney’in kendi kuşağındaki en yetenekli ve içli söz yazarlarından biri olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Bir Şeyler Eksik (A.K. Müzik) Adının esinlendiği Bu¨lent Somay kitabıyla alakası yok, Bir Şeyler Eksik adlı projenin. Uzun zamandır sayısız sahneye konuk olan çift saksofonlu bu proje, vokalde Çağıl Kaya, basta Alper Yılmaz, davulda Volkan Öktem, saksofonlarda ise Serhan Erkol ve Tamer Temel’den oluşuyor. Sıra dışı sahne repertuvarlarında hem zor ve çağdaş müzisyenleri hem de sert rock metal toplulukları şaşırtıcı biçimde yorumlayan ekibin kendi isimlerini taşıyan dokuz parçalık ilk albümleri tamamen özgün bestelerden oluşuyor. Toplulukta alışıldık bir görev dağılımı yok. Birileri solist birileri eşlikçi değil. Neredeyse hepsi başı na buyruk, alabildiğine özgür ya da görünüşte kafasına göre. Önde Çağıl’ın kendine güvenen cesur hiphop vokali, arkada çapraz ritimler, durkalk çizgiler, döngüsel kesik baslar, kısa cümlelerden oluşan etkili melodileri üfleyen saksofonlar... Parçaların minimal dramatik yapısı çok etkili. Sözler oldukça ağır, psikolojik açıdan kolaylıkla yenir yutulur cinsten değil. Bazıları tokat gibi patlıyor. Bazen anlaşılması zor, çoğu kez ironik, uzlaşmaz, sanrılı ve kırılgan, ama kesinlikle hipnotize edici. Adına aldanmayın, bu heyecan veren rafine albüme mutlaka bir kulak verin: eksiği yok, fazlası var. [email protected] “Sevdiklerinizi eğitim bursuyla yaşatın!” CUMHURİYET’TEN YENİ BİR ATILIM... Cumhuriyet Vakfı’nda eğitim bursu için fon oluşturduk. CUMHURİYET GELECEĞİN ÖNCÜSÜ GENÇLERE DESTEK OLUYOR. Gazeteniz Cumhuriyet’te yayınlanan vefat ve başsağlığı ilan gelirlerinin %20’sini Atatürk Cumhuriyeti’nin ilerici gençleri için Cumhuriyet Vakfı tarafından oluşturulan eğitim fonuna aktarıyoruz. Başarılı ve ihtiyaç sahibi gençlerimizin eğitim masraflarına destek olmanız acınızın bir parça dinmesine ve sevdiğinizin adının yaşamasına yardımcı olacaktır. C ANKARA : 0312 442 30 50 İSTANBUL : 0212 343 72 74 İZMİR : 0232 441 12 20
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle