17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ECE KURTULUŞ 529 MAYIS 2019 ÇARŞAMBA Vatandaş borç içindeCHP lideri Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında iktidarı eleştirdi: “Devletin resmi rakamlarını vereyim; yurttaşın tüketici kredisi ya da kredi kartı borcu 518 milyar lira” diyen Kılıçdaroğlu, İBB’deki 643 yönetici için 1717 makam aracı olduğuna dikkat çekti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2002 yılında yönetici haricindeki bütün makam araçlarına son verileceğini söylediğini anımsatarak, “İstanbul Büyüşehir Belediyesi’nde 643 yönetici var, makam aracı sayısı 1717. AK Parti’li kardeşlerimin vicdanına sesleniyorum. Aynı Erdoğan’a şimdi bakın. Yazlık sarayı var, kışlık sarayı var, uçan sarayı var. Bir yere giderken bir ordu ile gidiyor. Binlerce polis yüzlerce araba” diye konuştu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında özetle şunları dile getirdi: İstanbullular haksızlığı giderecek: Ekrem Bey’in bir haksızlıkla karşı karşıya olduğunu vicdan sahibi herkes kabul ediyor. Bu haksızlığı giderecek olan İstanbullu kardeşlerimizdir. Onlar adalet terazisindeki dengeyi yeniden sağlayacaklar. Gazeteci geri adım atmaz: Eğer haber yaptı diye bir gazeteciye şiddet uyguluyorsanız ve bunları serbest bırakıyorsanız, ‘Bu gazeteciler artık korkarlar’ diye düşünüyorsanız sakın düşünmeyin. Hiçbir namuslu gazeteci dayak yedi diye bir adım geriye atmaz. Yani saldırganların hapse girmesi için bu gazeteci arkadaşların öldü NECATİ SAVAŞ rülmesi mi gerekiyor? Bir Tweet attı diye 56 ay içeride kalan var. İstediğimiz adalet, başka bir şey istemiyoruz. ‘Görüntüleri kim sildi?’ Baba kızının katillerini arıyor: Geçen hafta Şaban Vatan geldi. Rabia Naz’ın babası. Adalet arıyor. Bir dedektif gibi olayları araştırarak adalet arıyor. Adaletin önünü tıkamak istiyorlar ama bu baba kızının katillerini arıyor. Baba bir türlü derdini anlatamıyor. Araştırma yapılmasını istiyor, savcı gizlilik kararı koyuyor. Ambulans şoförünün ifadesi: “Ambulansta video kaydı vardı polis sildirdi.” Hangi güç yaptı bunu? Belediye o evin yıkımına karar veriyor, delilleri yok etmek istiyor. Adalet diyoruz. Failler bulunmasın diye telefon üstüne telefon, polisler olayları kapatıyor. Savcı olayı kapatmak istiyor. Buradan yargı camiasına ve polislere seslenmek isterim. Sizin göreviniz bir çocuğun öldürülmesine tanıklık etmek değil, onu yapanları adalete teslim etmektir. Yargının görevi de Ankara’dan Kılıçdaroğlu, AKP’li yurttaşları vicdanlarının sesini dinlemeye çağırdı. gelen telefonlarla olayları kapatmak değil, adaleti tesis etmektir. İBB’de 1717 makam aracı var: Erdoğan 2002’de Ankara’da Keçiören’de mütevazı bir evde oturdu. “Ben halkın insanıyım” dedi. ‘Milletvekili lojmanlarının satılması lazım’ dedi. ‘Meclis’in 6 bin çalışanı var bunun sayısını 3 bine indireceğiz’ dedi. Bugün sordum Meclis’te yaklaşık 8 bin kişi çalışıyor. “Yönetici haricindeki bütün makam araçlarına son vereceğiz” dedi. İstanbul’dan örnek vereceğim. İstanbul Büyüşehir Belediyesi’nde 643 yönetici var, makam aracı sayısı bin 717. AK Parti’li kardeşlerimin vicdanına sesleniyorum. AK Parti’li kardeşim bunu sorgulamak zorundadır. Aynı Erdoğan’a bakın şimdi. Yazlık, kışlık sarayı var, uçan sarayı var. Bir yere giderken bir ordu ile gidiyor. Binlerce polis yüzlerce araba. Ne oluyor ya savaşa mı gidiyoruz? AK Parti’li kardeşlerime sesleniyorum, siz bunu doğru buluyor musunuz? Bir yere gidiyor havada da helikopterler. 2002’de gelip müteva zı evde oturan Erdoğan bir kibir abidesine dönüştü. Vatandaşın borcu 518 milyar lira: Yoksulluğu bitireceğiz diyorlardı, memlekette yoksulluk bitti mi? 2002’de bir esnaf başbakanlığın önünde yazar kasayı attı. Şimdi intihar edenler, kendisini yakan ve asanlar var. 17 yılın sonunda nereye geldik? Devletin resmi rakamlarını vereyim; tüketici kredisi ya da kredi kartı borcu 518 milyar lira. Devlet de borç batağında. 81 milyon vatandaşın ödediği vergiler bir tarafa bir de devleti borç batağına soktular. İç borç 653 milyar lira. Bir de dış borç var 557 milyar lira. Nereye gitti bu para? Yoksulluk, açlık diz boyu. Sen sormayacak mısın kardeşim? Allah’ın sana verdiği en değerli hazine olan aklını kullanmayacak mısın, sormayacak mısın? Vatandaş fabrika istiyor: “Yasaklarla mücadele edeceğiz” dediler. ‘Hapiste yazar mı olur, gazeteci mi olur’ dediler. “Bunlar darbe dönemlerinde olur” dediler. Darbe dönemlerinde oldu. AK Parti’li kardeşim bugün Türkiye Cumhuriyeti devletinin hapishanelerinde milletvekilleri, yazarlar, öğrenciler var. Fabrika yapacaklarına yeni hapishaneler yapıyorlar. Millet fabrika istiyor, hapishane değil. Parası olanlar, dayısı olanlar, Erdoğan’ın avukatını tutanlar hapishaneden kesin çıkıyor. Tövbeyi bile şarta bağladılar: Tövbeyi bile şarta bağladılar. Numan Kurtulmuş diyor: ‘Önce 23 Haziran’ı geçirelim, siyasi olarak yanlışlarımız varsa tövbe edeceğiz.’ Tövbe edecekler tabii. Kul hakkı yediler. İmamoğlu’nun hakkını yediler. Tövbe için Allah’a şart koşuyorlar. Allah bunları affetsin. l ANKARA/Cumhuriyet SEÇİLMİŞ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI İMAMOĞLU’NDAN ‘KUMPAS VİDEO’ TEPKİSİ: Cahil bir avuç insan kafası İLAYDA KAYA Seçilmiş İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 23 Haziran seçim çalışmalarına dün Arnavutköy Ömerli Mahallesi’nde devam etti. İmamoğlu’nun seçim aracını gören yurttaşlar, otobüsten inen İmamoğlu’na sevgi gösterilerinde bulundu. Yurttaşlar, İmamoğlu ile fotoğraf çektirerek sohbet etti. İmamoğlu, esnaf ziyaretlerinin ardından Arnavutköy’ün mahallelerinde seçim otobüsü ile dolaşarak halkı selamladı. Bu sırada otobüsün önünde ağlayarak koşan bir genç kadını gören İmamoğlu, aracı durdurdu. İmamoğlu, Cemre Akkuş adındaki genç kadını, sarılarak teskin etti. İmamoğlu, daha sonra Hadımköy’de fabrikada çalışan işçileri ziyaret etti. Ardından kanaat önderleriyle bir araya gelen İmamoğlu daha sonra Arnavutköy Meydanında miting düzenledi. Önceki gün bir televizyon programına katıldığını anımsatan İmamoğlu, “Beni terör örgütleriyle ilişkilendirmeye çalışıyorlar. Bu aklı kıt, cahil bir avuç insan kafaları buna çalışıyor. Kumpası verirler hukuka müdahaleyi bilirler. Aklınızı başınıza alın. Bu ülkenin ekonomik, uluslararası, terörle sorunları var. Teröre karşı hepberaber dimdik duralım. Beni terörle ilişkilendirmeye çalışanlara ‘gidin aynaya bakın, gördüğünüz kişi öyledir’ diyorum” diye konuştu. ‘İsmimi yasakladılar’ Herkesi oy vermeye çağıran İmamoğlu, “Ramazan ayında iftira Atmayı meslek edinen siyasetçiler var. Son 1 haftadır benim ismimin lehine olduğunu düşünerek yasakladılar. Benim ismim de soyadımda herkes biliyor” dedi. İmamoğlu, dün akşam Beylikdüzü vakfının iftar programına katıldı. Burada konuşan İmamoğlu, “Siyaset ve ahlak ne yazıkki bu ülkede yerlerde sürünüyor. Yerel seçimde İstanbul’un konuları, sorunları konuşulur ama bir bakıyorsunuz bir kişiyle ilgili uydurma ne varsa dalga geçer gibi konuşuyorlar. ‘Etnik kökeni üzerinden bir şey yapabilir miyiz’ diye uğraşıyorlar. Kim en iyi iftira atıyorsa milletvekili oluyor. En güzel lekeyi kim atıyorsa belediye başkanı oluyor. En iyi iftirayı atan yalan söyleyen bankaya yönetim kurulu üyesi oluyor. Yetenek üzerinden, alın teri üzerinden siyasette yol yürüme yöntemi AKP’de bitmiştir” dedi. İmamoğlu pelikan örgütüyle ilgili de “Bu AKP bünyesinde pelikan mıdır leylek midir bir kuşla anılan bir grup var. Kuş mu kuş beyinli mi anlamadım, siyasette yer edindiler. Ben bildiğiniz siyasetçilere benzemem. Benim en büyük şamarım, ahlakım. Ahlakım hepsini döver ufalar, un gibi yapar” diye konuştu. l İSTANBUL ‘TOKAT ATTI ’ ÇARPITMASI İmamoğlu ‘İFTİRA ATIP GÜNAH İŞLİYORSUN’ İmamoğlu ile bir esnaf arasında, önceki gün Habertürk canlı yayınında sorulan bir soru üzerine, verdiği yanıtın ardından hazırlanan ve sosyal medyaya servis edilen “kumpas videosu” üzerinden ilginç diyaloglar yaşandı. Esnaf’ın kumpas vidosunu sorması üzerine İmamoğlu, videonun orijinalini göstermek istedi. Esnaf “dinlemek istemiyorum” diyerek geri çevirdi. Bunun üzerine İmamoğlu, “Bilgin olmadan hiç kimseyi suçlama. İftira atıp günah işliyorsun şu anda. Çoluğuna, çocuğuna, sana kim iftira atabilir” diye sordu. Esnaf “Kimse atamaz” yanıtını verince İmamoğlu, “Bana da atamazsın” diye konuştu. Bu arada iktidara yakın bir kanalın muhabirinin PKK’nin açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz sorusu üzerine İmamoğlu, “Bana ne. PKK açıklamasının senin için bir kıymeti var mı?” dedi. Muhabir “Yok” deyince İmamoğlu da “Benim için de yok” dedi. Seçilmiş İBB Başkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun dün Arnavutköy Ömerli Mahallesi’ndeki esnaf ziyareti sırasında kendisine tepki gösteren bir esnafla konuştuğu görüntüleri, iktidara yakın medya organlarınca çarpıtılarak “tokat attı” diye servis edildi. Kağıthane Çatalzeytin Spor Kulübü’nü ziyaret eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da bu çarpıtmaya katılarak, “Son zamanlarda Ekrem Bey bana takmış. Sinirli zaten son zamanlarda. Demin de bir çocuğu tokatladı biliyorsunuz. Çocuk anlatmak istiyor ona, ‘ukalalık yapma’ diyor. Şunu ifade edeyim; ona bir şarj doldurdular, şarjı bitti. Şimdi 31 Mart’a kadar dolu, bir de özgüven patlamasına girdi. Güç zehirlenmesi diyoruz biz ona. Güç zehirlenmesine girdi, kimseyi takmıyor” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi HDP’li Pervin Buldan’dan yenilenecek İstanbul seçimi için çağrı: Farkı 250 bine çıkaralım HDP Eş Genel Başkanı Buldan, İstanbul seçimini iptal kararı veren YSK’nin 250 sayfalık gerekçesini eleştirerek, asıl gerekçeyi 23 Haziran’da halkın yazacağını söyledi. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) 250 sayfalık gerekçesini “tam bir hukuksuzluk belgesi” olarak nitelendirirken, asıl gerekçeyi İstanbul halkının 23 Haziran’da yazacağını söyledi. Buldan, İstanbullular’a “Gelin farkı 250 bine çıkaralım” çağrısında bulundu. HDP Eş Genel Başkanı Buldan, partisinin grup toplantısında çözüm sürecinin bitirilmesinin Türkiye’ye ve topluma tam 4 yıl kaybettirdiğini savundu. Diyaloğun bir an önce başlatılmasının Kürt ve demokrasi sorunu başta olmak üzere sorun ları demokratik mü zakere yoluyla ve barışçıl bir perspek tifle çözme olana ğı yaratacağını söy leyen Buldan, İstan bul seçimini iptal eden YSK’nin gerek çeli kararını eleştir Pervin Buldan di. Buldan, 250 sayfalık gerekçeli kara rın tam bir hukuk suzluk belgesi olduğunu, hukuk fa kültelerinde hukuksuzluğa örnek ola rak okutulması gerektiğini söyledi. Buldan, “YSK’nin 7 üyesi, 250 sayfa lık gerekçeli kararıyla aynı zamanda kendileri hakkındaki iddianameyi de yazmış oldular. Minareyi çaldılar ama kılıfına uyduramadılar. AKP Genel Başkanı ‘organize oy hırsızlığı var’ di yordu. YSK kararında tek bir oy hır sızlığından söz edilmiyor. Çünkü orta da oy hırsızlığı yok, organize bir şekilde İstanbul halkının iradesinin YSK eliyle gasp edilmesi var. Asıl gerekçeli kararı İstanbul halkı 23 Haziran’da sandıkta yazacak. YSK’nin 250 sayfalık hukuksuzluğuna karşı gelin 23 Haziran’da öyle güçlü bir cevap verelim ki aradaki fark tam 250 bin olsun. O farkı 250 bin yapalım ki felekleri şaşsın” dedi. ‘Halk tövbe ettirecek’ İsim vermeden AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş’un “23 Haziran’a kadar bizi idare edin, sonrasında tövbe ederiz” sözlerini anımsatan Buldan, “Merak etmeyin İstanbul halkı 23 Haziran günü size sandıkta tövbe ettirecek. Recep Bey ‘7 Haziran, 24 Haziran, 31 Mart bize bir dersti’ diyor. Ama bu dersten halen anlamadıklarını da görüyoruz. 23 Haziran’da en büyük dersi İstanbul halkından alacaklar” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Gezi 6 yaşında; peki siz? Sokaklarda haykırılan sloganlar, duvarlara yazılanlar, meydanlarda, parklarda yapılan konuşmalar, sabahlara kadar çekilen halaylar, iktidarın tüm art niyetlerini ti’ye alan, kötülüğü yok sayan, iyiliğin kazanacağına içtenlikle inanan sağlam haykırışlar... Ellerinizde tencereler, tavalar nasıl da sözleşmiş gibi kendiliğinizden ama hep birlikte sokağa çıkmıştınız. Özgürlüğün ve barışın ve adaletin çağrısına nasıl da heyecanla kapılmıştınız. Nasıl da hiç ama hiç korkmamıştınız. Kaybedebileceğiniz şeyler aklınızdan uçup gitmişti. Üzerinize gaz sıkan, plastik mermi atan polise “Simit sat, onurlu yaşa” diye bağırırken... “Zıpla, zıpla, zıplamayan Tayyip’tir” diye zıp zıp zıplarken... O küçücük parkta yeni baştan bambaşka bir ülke yaratmanın hayalini kurarken... Her şeyin güzel olacağına gönülden inanan siz... Sonra bu inancı ve inadı ne oldu da hızla yitirdiydiniz? HHH Her şeyin çok güzel olacağına yeniden inandığınız şu günlerde... Gezi’nin altıncı yıldönümünde... O günlere ait o muhteşem fotoğraflara tekrar bakarken, yaşanan onca güzel şeyi yeniden hatırlarken ve o müthiş dinamiği içtenlikle özlerken yersiz bir iyimserliği bir kenara bırakıp, kendi yakın tarihinizi gerçekçi bir endişeyle gözden geçirmezseniz; Şu gergin günlerin sonunda başınıza gelecek iyi şeyleri de kötü şeyleri de doğru bir netlikte algılayamazsınız. Bugün yeniden sizi heyecanlandıran ve her şeyin güzel olacağına inandıran heyecanınızı sağlam tutmak için zaaflarınızla şimdiden yüzleşin. Neyle, nasıl yükselip, o yükseldiğiniz yerden ne yüzünden nasıl düştüğünüzü kendinizi kayırmadan gözden geçirin. Hatırlayın... Gezi’den sonra ne oldu da her şey korkunç oldu. Gezi’nin bağımsız dinamizmini karalayan, barışçıl dilini yok sayan, eyleme ve eylemcilere kendince yaftalar uyduran iktidar sizin üzerinizden bu ülkeye nasıl bir oyun kurdu? Gezi şu an altı yaşında; peki siz kaç yaşındasınız? Ülkece ne kadar gençleştiniz, ne kadar ihtiyarladınız? O altı yılda başınıza gelenlerle neye bilendiniz, ne denli törpülendiniz? Gezi’nin korkusuzca kafa tuttuğu iktidar son altı yıl içinde o dönem sahip çıkılan, hatırlatılan tüm değerlerin üzerinden gözünüzün içine baka baka silindir gibi geçerken siz ne yaptınız? Yasaların resmen hiçe sayılmasına... İfade özgürlüğü hakkınızın elinizden alınmasına... Sokağa çıkmanızın külliyen yasaklanmasına... Muhalif akademisyenlerin önce üniversitelerden atılmasına sonra hapse atılmasına... Laikliğin başta eğitim olmak üzere neredeyse her alanda rafa kaldırılmasına... Onca şaibeli bombalı saldırıya, içyüzü karanlık bir darbe girişimine ve sahteliği ile niyeti aşikâr bir terörist avı şovuna katlana katlana vardığınız şu noktada... Kullandığınız oyun bile hükmü yok; Ama yine de gelecekten umudunuz var! HHH Tam yıldönümünde Gezili güzel günleri anarken ve içinizden dışınızdan “Her şey güzel olacak” cümlesini bir dua gibi fısıldarken... Siyasi dilini baştan sona kumpaslar üzerine kuran, Gezi’yi bugün terör eylemi olarak yaftalayan ve elebaşı olduğunu iddia ettiği insanları mahkemelerde yargılayan, zindanlara atan bir iktidarın tehditlerinin ve niyetlerinin karşısında nasıl dimdik ve bir arada duracağınızı iyi düşünün. İyimser olmak karamsar olmak kadar işlevsizdir. Gerçekçi olmak en iyisi. Ki her şey gerçekten güzel olabilsin. YAVAŞ’TAN GÖREVLENDİRME 15 Temmuz gazisi EGO’ya atandı FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında Ankara İl Emniyet Müdürlüğü önünde darbecilere direnen ve bir tankın üzerinden açılan ateş sonucunda ağır yaralanan eski emniyet müdürü Mehmet Fatih Eryılmaz, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş tarafından EGO Genel Müdür Yardımcısı olarak atandı. Eryılmaz, meslek hayatında uzun yıllar FETÖ’nün hedefinde olmuş, Ergenekon ve Odatv gibi FETÖ’nün kumpas davalarında soruşturma geçirmişti. Eryılmaz FETÖ’cülerin 15 Temmuz sonrası ortaya çıkan “ölüm listesinde” de yer almıştı. ‘Sosyal denge tazminatı’na imza Öte yandan Yavaş, Belediye Meclisi Toplantısı’nda krize neden olan “memurlara yönelik sosyal denge tazminatı” ödenmesine yönelik sözleşmeyi imzaladı. Yavaş, “Verdiğimiz sözü yerine getirdik. Hayırlı olsun” dedi. l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle