23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 29 MAYIS 2019 ÇARŞAMBA EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ HABER Her şeyin çok güzel olması için Ekrem İmamoğlu Türkiye’ye niye iyi geldi? Barıştırdığı, birleştirici bir dil kullandığı ve her şeyden önce de topluma yeniden umut verdiği için. “Her Şey Çok Güzel Olacak” sloganı bunun yansıması.  Diğer yandan şunu da gördük: Bütün devlet imkânlarına rağmen bu iktidar, seçimden iki ay önce tanınmayan bir ilçe belediye başkanının, iktidarın en zayıf yerlerini doğru saptayarak yürüttüğü başarılı stratejiyle bile baş edebilecek durumda değil. Yani düşündüğümüzden daha kırılgan durumda. Kuşkusuz bunda liderin katkısı var. Zaman zaman görmezden gelsek de, ülkemizde siyaset ilkeler ve programlar üzerinden değil; kişiler, liderler üzerinden ilerliyor. Bu durum şu anda oluşan umut dalgasının İmamoğlu etrafında şahsileşerek büyümesinde de karşımıza çıkıyor. Evet, yeni, başarılı, umut veren bir lider adayıyla karşı karşıyayız. Ancak, geçilmesi durumunda zaafa dönüşecek bir çizgi de var ve bu çizgiyi İmamoğlu değil, biz yaratıyoruz. Anlatayım. Türkiye’nin ekonomiden dış politikaya, eğitimden yargıya olağanüstü sorunları var. Ve bütün bu sorunlar tek kişi yönetimi tarafından çözülemediği gibi, daha da derinleşti son birkaç yılda. Dolayısıyla Türkiye’nin bütün sorunlarının tek kişi, bir “kurtarıcı” tarafından çözüleceği beklentisini yaratmak muhalefet güçleri açısından da sakıncalı; bu tuzağa düşülmemeli. Farkında olunmadan bu havanın oluşmasına katkı veriliyor. İmamoğlu liderliği desteklenmeli, kazandığı başkanlık için hakkı yeniden teslim edilmeli; ancak bir kurtarıcı beklentisi yaratmadan, hızla geleceğe dönük beklentiler oluşturmadan adım adım gitmek gerek. Ve bunu yaparken de tüm muhalif kesimlerin memleketin nasıl düze çıkacağını sınırlı imkânlarla bile olsa görünür kılan, söylemi ve sloganı aşan bir pozitif siyaset inşa etmesi zorunlu. Aksi halde toplumsal muhalefetin de, siyasal muhalefetin de yükü yine tek kişinin omuzlarına bırakılmış olacak. Bu yük hem İmamoğlu’na haksızlık, hem de iktidara boşluklar vermek demek. Pozitif siyaset ve riskler Başta da belirttim; evet, bu iktidar çok güçlü değil; zayıf yerlerine, doğru stratejiyle dokunduğunuzda halkla kurduğu bağdaki aşınma pekişiyor. Ancak unuttuğumuz şey şu: Bu iktidar aynı zamanda devletleşmiş, istediği kararları aldıran bir iktidar. YSK kararı bunun kanıtı. Dolayısıyla daha geniş bir muhalefet blokuna ve bu muhalefet blokunun halk içinde ürettiği çarelerle, programlarla İmamoğlu liderliğini yalnızlaşmadan güçlendirmesine (ve elbette halk adına denetlemesine) ihtiyaç var.  Hatırlatmalıyım ki baskı rejimlerinin tek kişiye dayanmasıyla, bu rejimlere karşı muhalefetin bütün yükünün “kurtarıcı” tek kişiye dayanması aynı düzeyde sorunludur, çünkü tek kişiyi yıpratmak kolaydır. 7 Haziran öncesinde ve hemen ardından görev onayı en hızlı artan lider Demirtaş’ın, 24 Haziran’a kadar milyonları meydanlarda kendi liderliği etrafında toplayan İnce’nin siyaset denkleminin/merkezinin dışına nasıl çıkarılabildiğini unutmayalım. Karşımızda olağan bir iktidar yok; yalnızlaşmış ya da tekleşmiş rakiplerini çizgi dışına çıkarmak, yıpratmak adına araçları çok fazla. Muhalif milyonlarda bütün umudun şahsileşmesi, etrafında umut örülen şahısların minderden bir şekilde çıkarıldığı ya da yıpratıldığı dönemlerde umudun büyük bir karamsarlığa dönüşmesine, suların hızla geri çekilmesine yol açıyor. İktidar bunu tekrar tekrar sınadı, avantajlarını gördü; aynı hatalara düşülmemeli.  Önerim, bu derslerle hareket ederek “her şey çok güzel olacak” umudunu gerçekçilikle ve güçlü, programlı örgütlenmeyle pekiştirmektir. Bunu yaparken sadece kendi mahallemize seslenme, mizaha sıkışma hatasına düşmemek de zorunludur.  Özetle İmamoğlu’na kurtarıcı değil, farklı anlam dünyalarından gelen muhalefet güçlerini ve halkın bu iktidardan yılgın kesimlerini ortak ilkeler etrafında birleştiren lider rolünün yüklenmesi ve bu liderliğin geniş bir halk örgütlenmesiyle desteklenmesi daha doğrudur. Faruk Çelik, Ziraat yönetimine atandı Eski bakan Abdulkadir Aksu VakıfBank’ın başına, eski Meclis Başkanvekili Sadık Yakut’un VakıfBank Yönetim Kurulu Üyeliği’ne, eski İBB Başkanı Mevlüt Uysal’ın Halkbank Yönetim Kurulu Üyeliği’ne, eski TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın da Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyeliği’ne atanmalarının ardından eski bakanlardan Faruk Çelik de Ziraat Bankası yönetimine 3 yıl süreliğine atandı. Bu atamalara tepki gösteren Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, “Üç AKP’li bakan bankaların yönetimine atandı, Bülent Arınç olmayan bir kurula atandı. Bu, eski dostların satın alınması hamlesidir” değerlendirmesi yaptı. l Haber Merkezi Ya Berat, ya milletİYİ Parti Genel Başkanı Akşener’den Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çağrı: İYİ Parti lideri Akşener, Türkiye’deki ekonomik krizi gündemine aldı. Akşener Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ‘Saray’dan çıkın yanan mutfakları görün. Sönen ocakları görün’ diye seslenirken Berat Albayrak’ın istifasını istedi. İYİParti Genel Başkanı Meral Akşener, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albarak için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a, “Saray’dan çıkın, hayat pahalılığını görün. Yanan mutfakları görün. Sönen ocakları görün. Dağılan yuvaları görün. Umutsuz gençleri görün. Sonra da bir karar verin: Ya Damat, ya millet. Ya Berat, ya millet. Bilesiniz ki milletimiz alternatifsiz değil” diye seslendi. Akşener, partisinin grup toplantısında özetle şunları kaydetti: n 28 Şubat’ın tekrarını yaşattılar: 6 Mayıs’ta, milletimizin iradesine karşı Yüksek Seçim Kurulu (YSK) eliyle bir darbe yapıldı. 28 Şubat’ın bir tekrarını yaşattılar. Demokrasimiz bir kez daha kesintiye uğradı. Sayın Erdoğan “Milletin kararını tanımıyorum” dedi ve sandığı tekmeledi. Sonra da “gerekçeli karar” diye bir belge açıkladılar. Darbenin gerekçesi, merekçesi olmaz. Darbe darbedir. Bir tomar kâğıt harcayarak üstünü örtmeye çalıştıkları, gerçek gerekçe bellidir: n 17 yıldır yalan üretiyor: Erdoğan emretti, YSK yerine getirdi. 17 yıldır sadece yalan ve bahane üretiyor. Bahaneler bitince, şimdi milleti azarlıyor. “Seni ben doyuruyorum” diyor, “Kocanın işi var ya, daha ne istiyorsun” diyor. Çiftçisinden pazarcısına, millete “terörist” diyor. İşler istediği gibi gitmeyince de, “Türkiye İttifakı” diyor, “Aynı gemideyiz” diyor. Beş tane yandaş şirkete gelince kaynak bol. Ama millete gelince, “Kaynak yok” diyor. İşte emeklilikte Saray’a ve ortağına NECATİ SAVAŞ ‘Dayak yerim, posta yemem’ Akşener, grup toplantısında, “Dik dur eğilme” sloganları karşısında da “Oğlum, kızım istesem de eğilemiyorum. Siz isteseniz de mümkün değil. Dayak yerim, posta yemem abi...” yanıtını verdi. takılanların durumu ortada. Hafta sonu, İstanbul’da Yenikapı’da buluştular, seslerini duyurmaya çalıştılar. Bunların bir baltaya sap olamamış ne kadar çocuğuyakını varsa armatör oldu, müteahhit oldu, müdür oldu, zengin oldu. Milletin çocukları, pırıl pırıl gençlerimiz işsiz. n Neymiş, ‘gönül belediyeciliği’: Geçtiğimiz günlerde, Mansur Yavaş, bir ihale sonucunu açıkladı. Bu beylerin, üç yıl önce 1 milyar liraya ihale ettikleri iş, bugün 180 milyon liraya ihale edildi. El insaf. Beş katı beş. Belediyeler teker teker borçlarını açıklıyor: Kişi başına beş binle, on bin lira arası borç yapmışlar. Bunlar, yalnızca devleti değil, belediyeleri de borç batağına gömmüşler. Neymiş ‘gönül belediyeciliği...’ Bunların her işi böyle. n Millete sırtını dönme: Aziz milletim, har vurulup harman savrulan bu para, sizin paranız. Çoluğunuzun, çocuğunuzun nafakası. Senin bugününü yiyip bitirdiler, çoluk çocuğunun geleceğinden çalıyorlar, hakkından yiyor, yediriyorlar. Bu düzen böy le sürsün diye de hukuku, demokrasiyi ayaklar altına alıyorlar. Türkiye dibe vurmuş, bunlar hâlâ İstanbul’daki rantın peşindeler. Buradan Erdoğan’a sesleniyorum: Sizi, yıllarca sırtında taşıyan millete, sırtınızı dönmeyin. Unutmayın ki, siz milleti değil, bu cefakâr millet sizi doyuruyor. Onun emeğiyle Saray’da yaşıyor, onun emeğiyle uçaklara biniyorsunuz. Milletin dertleriyle dertlenin. n Milletimiz alternatifsiz değil: Dün yaptıklarınız, dünde kaldı. Söyleyecek yeni şeyleriniz yok. Saray’dan çıkın, hayat pahalılığını görün. Yanan mutfakları görün. Sönen ocakları görün. Dağılan yuvaları görün. Umutsuz gençleri görün. Sonra da bir karar verin: Ya Damat, ya millet. Ya Berat, ya millet. Bilesiniz ki milletimiz alternatifsiz değil; İYİ Parti olarak biz, işte bu düzeni değiştirmeye geliyoruz. Yağmaya, talana, israfa son vermeye geliyoruz. Yan gelip yatan kodaman evlatlarının değil, vatan evlatlarının hakkı, hukuku için; rüşvete, torpile son vermeye geliyoruz. l ANKARA/Cumhuriyet İYİ PARTİ’NİN AVCILAR İTİRAZI KABUL EDİLDİ Başkanların görevleri açıklanacak LEYLA KILIÇ İYİ Parti’nin sandık kurulu başkanlarının görev ve pozisyonlarının açıklanması için Avcılar İlçe Seçim Kurulu’na yaptığı itiraz kabul edildi. İYİ Parti İstanbul İl Başkan Yardımcısı avukat Osman Erusta, “23 Haziran sonrasında bu konuya ilişkin kesinlikle pürüz istemiyoruz” dedi. İYİ Parti, İstanbul seçiminin yenilenmesinde ana dayanak olarak gösterilen ‘sandık kurulu başkanlarının kamu görevlisi olmadığı’ konusunda 39 ilçede itirazlarda bulundu. 23 Haziran seçimlerinde görev almak için belirlenen sandık kurulu görevlileri için yapılan itirazda Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) kamu görevlisi tanımını yoruma mahal vermeden açıklaması istendi. İtiraz 2. İlçe Seçim Kurulu tarafından kabul edilerek, “Sandık kurulu başkan ve üyelerinin, ayrıca 15.05.2019 tarihli listede adı geçenlerin tümünün, kamu görevlisi olup olmadıklarının, haklarında kanun hükmünde kararname ile ihraç kararı verilip verilmediğinin, terör örgütü ile bağlantılarının olup olmadığının ivedi şekilde araştırılarak kurulumuza bilgi verilmesinin istenmesine, konuya ilişkin Avcılar İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasına, yine itirazda bahsi geçen kamu görevlisi kavramının ne şekilde yorumlanacağı, 657 sayılı yasaya tabi olmayan sözleşmeli, ücretli, 4/B statüsünde ve buna benzer statülerdeki çalışanların sandıklarda başkan ya da memur üye olarak görevlendirilip görevlendirilmeyeceği hususunda YSK’den görüş sorulmasına karar verilmiştir” denildi. İYİ Parti’li Erusta Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, “YSK İstanbul seçiminin iptal edilmesine sandık kurullarının kamu görevlilerince oluşturulmadığını gerekçe gösterdi. 39 ilçede itirazlarımızı yaptık. 23 Haziran sonrasında bu konuya ilişkin kesinlikle pürüz istemiyoruz. Artık top YSK’de” dedi. Öte yandan YSK, Adıyaman’ın Besni ilçesine bağlı Suvarlı beldesinde başkan seçilen Mikhail Ağır’ın adli sicil kaydındaki suçtan dolayı seçimin yenilenmesine karar verdi. l İSTANBUL KAYMAKAMDAN ÇİFTE STANDART CHP’lilere yasak AKP’lilere serbest HAZAL OCAK Büyükçekmece Kaymakamı, Türkoba mahalle iftarı için Türkoba İlkokulu bahçesini kullanmak isteyen Büyükçekmece Belediyesi’ne izin vermedi. Kaymakamlık izin vermeme kararına ilişkin bir neden de bildirmedi. Ancak aynı kaymakamlık aynı okulun bahçesinde AKP Büyükçekmece İlçe Başkanlığı’nın açık hava iftarı yapmasına izin verdi. Büyükçekmece Belediyesi, ramazan ayında gerçekleştirdiği geleneksel mahalle iftarları kapsamında Büyükçekmece Kaymakamlığı’ndan Türkoba İlkokulu bahçesi için 9 Mayıs’ta izin istedi. Kaymakamlıktan belediyeye 20 Mayıs’ta yollanan yazıda “28 Mayıs Salı günü Türkoba bahçesinde ‘açık hava iftar yemeği’ düzenleme isteğiniz incelenmiş olup; vereceğiniz iftar yemeğinin adı geçen okul bahçesinde yapılması taarfımızca uygun görülmemiştir” denildi. Büyükçekmece Belediyesi önceki yıllarda bu okulun bahçesinde iftar yapıyordu. Ancak belediyenin talebini gerekçe bildirmeksizin uygun görmeyen aynı kaymakamlık önceki akşam AKP İlçe Başkanlığı’nın Türkoba İlkokulu bahçesinde açık hava iftar yapmasına izin verdi. AKP Büyükçekmece İlçe Başkanlığı’nın iftar yemeğinde, AKP Büyükşehir Belediyesi başkanı adayı Binali Yıldırım’ın resimlerinin ve parti logolarının asılması dikkat çekti. l İSTANBUL Davutoğlu’na TRT markajı!Eski Başbakan’ın Diyarbakır’daki toplantısına AKP üyesi çok sayıda isim katıldı. TRT toplantıyı logosuz iki kamerayla görüntüledi. MAHMUT ORAL Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, merakla beklenen Diyarbakır programını önceki gün gerçekleştirdi. Türkiye’nin hiçbir yerinde TRT’nin izlemediği Davutoğlu’nun Diyarbakır programının, TRT tarafından logosuz iki ayrı kamerayla takip ettiği gözlendi. Yeni parti kuracağı ve Diyarbakır’da partiye dair açıklamalar yapacağı ileri sürülen eski başbakan Ahmet Davutoğlu’nun merakla beklenen ziyareti önceki gece gerçekleşti. “Gönül Köprüsü Platformu” tarafın dan düzenlenen iftar etkinliğine katılan Davutoğlu’nun programına, daha önce Tayyip Erdoğan’ın da Diyarbakır programına en ön sıradan katılan, Hizbullah’a yakınlığı ile bilinen Medrese Alimleri Vakfı (MEDAV) Başkanı Tayyip Elçi’nin de davetli olduğu ancak gelmediği görüldü. Programa 7 Haziran 2015’te AKP adayı olan Yusuf Üge, Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun, eski AKP Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt, AKP 24. Dönem Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, AKP 22, 23 ve 24. dönemde Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üs tün, AKP eski Diyarbakır İl Başkanı Aydın Altaç’ın da katıldığı görüldü. Konuşmasında bölge ülkelerinde geleceğe dönük olarak ciddi bir ümitsizlik, Türkiye’de ise son dönemde yaşananlar ve yoğunlaşan ekonomik kriz dolayısıyla kaygılı bir gelecek beklentisi bulunduğunu vurgulayan Davutoğlu, “Türkiye 12 Eylül döneminden kalma özgürlüğü feda eden bir anlayış ile diğer taraftan hendeklere kadar giden kamu düzenini yok sayan bir kaos ortamı arasında gerildi durdu. Şimdi bu kısır döngüyü kırmanın vaktidir” diye konuştu. l DİYARBAKIR AKP ADAYI YILDIRIM İSMAİL KÜÇÜKKAYA’NIN KONUĞU OLDU: Çaldılar demeye mecburdum Yıldırım, dün eski İBB Başkanı Kadir Topbaş’ı Beyoğlu’nda bulunan çalışma ofisinde ziyaret etti. AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Binali Yıldırım, dün Fox Tv’de İsmail Küçükkaya’nın sunduğu “Çalar Saat” programına katıldı. Seçim gecesi “kazandık” şeklindeki açıklamasının sorulması üzerine Yıldırım, “Bu açıklamaya ihtiyaç vardı. Sandık kurullarındaki arkadaşlarımız demoralize olurlardı. Arkadaşlar simülasyon yaptı, yüzde 98’den fazlası açılmış, bun dan sonrası değişmeyecek dediler. Ben bu açıklamayı yaptım. Bu bir hataysa hata benim” dedi. YSK’nin seçimi iptal etmesinin ardından “oyları çaldılar” yönündeki açıklamasının anımsatılması üzerine Yıldırım, “Çaldılar demeye mecburdum. Algı operasyonu yapıldı. Hukuki bir tabir değildi bu. Ben farkındayım. En büyük mağduriyeti yaşayan İstanbullular var, ben varım. Ben sesimi duyuramıyorum” dedi. Bu arada Yıldırım, dün BBP İstanbul İl Başkanlığı’nı ziyaret etti. Burada açıklama yapan Yıldırım, “‘Kazadan kaza çıkarmayın’ lafını, Muhsin Yazıcıoğlu’nun şehadetiyle ilişkilendirmem bu işin yanlış anlaşılmasına sebep oldu. Eğer Büyük Birlik camiasının gönlünü kırmışsam, onları üzmüşsem bu vesileyle bir kez daha buradan özür dilerim” ifadelerini kullandı. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle