17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 2 MAYIS 2019 PERŞEMBE [email protected] TASARIM: İLKNUR FİLİZ olaylar ve görüşler Cumhuriyet’e yazan eski Yargıtay Başkanı Selçuk’tan, AKP’nin İstanbul seçimine ilişkin olağanüstü itirazını pazartesi günü görüşmesi beklenen YSK’ye tarihi çağrı: Emsal kararlara uyun Prof. Dr Sami Selçuk Eski Yargıtay Başkanı “Bir yargı organının önüne gelen konularda ilke olarak bir görüş belirtilmesine her zaman karşı çıkmışımdır. Ancak bu konuda şunları belirtmekte yarar görmekteyim: YSK’nin eski kararları doğrultusunda sandık kurullarının oluşum biçimiyle ilgili olarak kendisini bağlayıcı nitelikte verdiği yerleşik kararlar bulunmaktadır. Son karar da şöyledir: “Sandık Kurulları’nın teşkiline dair itirazlar 2 Mart ta rihinde kesin olarak karara bağlanmış olması nedeniyle tam kanunsuzluk iddiasına ilişkin talebin reddine.” (Karar n. 3469) Üç yüz binden çok kısıtlı, hükümlü, ölü seçmenin oy kullanması konusu ise, somut kanıta dayanmayan soyut bir iddiadan ibarettir. Bir hükümlülük kararı bulunanlar “güvenlik önlemi” cezalarını çektikleri sırada “seçme hakkı”nı kullanamazlar (5237 sayılı Türk Ceza Yasası, m. 53/1b, 2). YSK de aynı doğrultuda kararı vermiştir: “Kasten iş lenmiş bir suçtan hükümlü ve kısıtlı olanlar sadece ceza evinde bulundukları sırada oy kullanamazlar, tahliye edilmişlerse oy kullanırlar.” (Karar n. 1133). Buna ve adli sicil kayıtlarına göre “hükümlü”, ayrıca “kısıtlı” olanlar, 31 Mart’a değin salıverilmişlerse, yazılı oldukları yerde elbette oy kullanabilirler. Nitekim öyle olmuştur da. Nitekim YSK’nin yerleşik görüşlerine göre, bu tür itirazların, seçmen kütükleri askıya çıkığında yapılması gerekir. Kütükler kesinleştikten sonra itiraz yapılamaz. (Karar n. 3119) “Engelli” olmak ise, seçmen olmaya ve oy kullanmaya asla engel olamaz. Dahası engellilerin oy kullanmalarını kolaylaştırmak için devlet önlem almakla yükümlüdür. (Md. 74). Mahkeme kararıyla kısıtlanıp kendisine “vasi” atanmış olan akıl hastaları elbette oy kullanamazlar. Bunları belirlemek için mahkeme kararlarını belirlemek gerekir. YSK’nin önüne böyle bir belirleme gelmiş midir? Hiç sanmıyorum. Bu koşullarda YSK’nin eski görüşlerine göre karar vereceğine inanmaktayım.” CHP örgütü kimdir? Bülent Kerimoğlu Bakırköy Belediye Başkanı Son yıllarda bazı partililerimizin kullandığı teşkilat kelimesinin sol siyasi terminolojideki karşılığı örgüttür. Her ne kadar eşanlamlı olsa da CHP örgütü teşkilat değildir. Tüm siyasi örgütlerde olduğu gibi CHP’de de lider, kadro, program ve söylem birliği vardır. CHP’yi diğer siyasi partilerden ayıran temel özelliği liderine bağlı ama kurşun askerlerden oluşmayan, parti programını savunan ama günün koşullarına göre kendini yenileyebilen, kadrolarına saygılı ama eleştirmekten çekinmeyen; söylem birliğini önemseyen fakat düşüncelerini de açıkça ifade edebilmesidir. Şanlı tarihtir 1. ve 2. Meşrutiyet’ten günümüze, ilerici, akılcı, aydınlanmacı hareketleri kendi tarihsel mirası sayan öncü kadroların örgütüdür CHP. Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı veren, yaktığı çoban ateşini Anadolu ve Rumeli’den tüm mazlum milletlere yaygınlaştıran Müdafai Hukuk’çuların, Kuvayi Milliye’cilerin örgütüdür CHP. Ülke içi sorunların ulus devlet, üniter yapı içinde çözülmesi gerektiğine inanan, “Yurtta barış dünyada barış” ilkesine yürekten bağlı, tam bağımsızlık ülküsünden vazgeçme Çocuklarının büyüdüğünü ancak sokakta, meydanda bayrak sallarken ya da eylemlerde vurulup düştüğünde görenlerin örgütüdür CHP. yen; devrimci, halkçı, kamucu, milliyetçi, sandık iradesine, din ve vicdan özgürlüğüne saygılı Atatürk’çüler’in örgütüdür CHP. Eşitlik, özgürlük, toplumsal adalet, hakça paylaşım ilkesini benimsemiş; her koşulda ezilenlerin, yoksulların, üretenlerin, dezavantajlı grupların yanında yer almayı siyasal hayatının amacı olarak görenlerin, alanlarda hak arama mücadelesi veren STK, meslek odaları, sendikalarla dayanışma içinde olanların örgütüdür CHP. Hayatında bir kez bile, sandık görevi üstlenmeyen, oy kullanmaya dahi gitmeyen, konforundan vazgeçmeyen, çocuğu nun ateşini takip ederken bile uyuyakalanların, “neden sandıkların başında nöbet tutmadınız” eleştirilerine maruz kalanların örgütüdür CHP. Çocuklarına iş, evine aş beklemeksizin, hatta mutfak parasından fedakârlık ederek partisine katkı sunanların, çocuklarının harçlığından kesenlerin örgütüdür CHP. Gece gündüz çalışanlardır Afiş, pankart asarken düşen, sırtında paltosu, ayağında botu olmaksızın soğuk kış aylarında broşür dağıtan, kapı kapı dolaşan ülkemizin aydınlık yarınları için gece gündüz çalışanların ör gütüdür CHP. Çocuklarının büyüdüğünü ancak sokakta, meydanda bayrak sallarken ya da eylemlerde vurulup düştüğünde görenlerin örgütüdür CHP. Umudu diri tutandır Türkiye genelinde ve özellikle İstanbul’da bu önemli başarıyı var eden en büyük güç; bir gün bile partisine olan inancından vazgeçmeyen CHP örgütüdür. Daha 10 Ağustos 2014 yılında ilk kez yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde İstanbul’da Recep Tayyip Erdoğan’ı yüzde 50 nin altında tutmayı başardı. 16 Nisan referandumunda milletvekili, meclis üyesi, belediye başkanı, vs... adayı olmamasına rağmen Cumhur İttifakını yüzde 48.5 e kadar gerileterek umudumuzu ve mücadele azmini diri tutarak yenilmişliği reddetti. Bugünkü büyük başarıda son 10 yılda yapılan tüm seçimlerde sandıkları bekleyen ıslak imzalı tutanakları alan, halkın manevi değerlerine saygı gösteren, İstanbul’un çeperlerinde kent yoksulları ile buluşmaya gayret eden tüm il, ilçe başkan ve yöneticilerinin büyük emeği ve hazırlayıcı katkısı olmuştur. Bu emekçi örgütün içinde arkadaşlarının omzuna basarak bir yerlere gelen, kendi ikbali için partiyi kullanan, fırsatçı; zoru gördüğünde kaçan ya da makamını kaybedince gidenler yok mu? Var, o da ayrı bir yazı konusu... Emekçipolitikacı dayanışması: İstanbul’da 1 Mayıs coşkusu 1Mayıs, emekçi sınıfların, demokrasinin Mart 1971 darbesiyle gerçekleştirdikleri hacamatla yetinmemiş, bayramı olduğu için, 12 Eylül 1980 Darbesi’ni daima sömürücü/ hazırlıyorlardı. sömürgeci egemenlerin baskısıyla karşılaşmıştır. Bu çerçevede, 1977 yılında Taksim’de DİSK’in Türkiye’de 1 Mayıs öncülüğünde kutlanan kutlamalarının simgesi 1 Mayıs Bayramı, Taksim Meydanı’dır. görkemli bir törenin Ülkede Demokrasinin ardından, kimlikleri hâlâ geliştiği veya iktidarların bulunamamış olan hain sahte de olsa tetikçiler tarafından iki Demokrasiye bağlılıklarını farklı yönden açılan ateşle belirttikleri dönemlerde, kana bulanmıştı. 1 Mayıs kutlamaları Taksim’de yapılır. 36 kişinin vurularak, ezilerek öldüğü bu Demokrasiye bağlılıkları suikast ters tepmiş, sadece sözde kalan Bülent Ecevit aynı demagojik/popülist meydanda Demirel’in iktidarlar döneminde ise suikast ihbarına karşın 3 Taksim Meydanı 1 Mayıs Haziran’da tarihinin en kutlamalarına kapatılır... görkemli mitinglerinden Sadece kapatılmakla birini gerçekleştirmiş ve da kalmaz, Taksim’de benim terörün tırmanışına kutlama yapmak karşı önerdiğim “Analar isteyen kişi ve örgütler evlatlarınızı oylarınızla cezalandırılır. koruyunuz” sloganı ile HHH Tarihsel olarak Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK, 1 Mayıs kutlamalarının örgütsel öncülüğünü yürüttüğü kampanya sonunda CHP tarihinin en yüksek oyunu (yüzde 41.4) alarak 1977 seçimlerinden birinci parti olarak çıkmıştı. üstlenmiş bir emekçi HHH örgütüdür. Dün, İstanbul’da 1974’teki Kıbrıs Harekâtı’ndan sonra Taksim Meydanı yine yasaklıydı. 1975’te başlayan Milliyetçi Ama Bakırköy Pazar Cephe Hükümetlerinin alanı, 31 Mart 2019 Yerel kurulmasıyla yükselen dinci/milliyetçi baskı ve teröre karşı başka Seçimleri’nin özellikle İstanbul’da, Demokratik Muhalefet Cephesi’ni Demokrat ve Solcu örgütlerle birlikte DİSK de Demokrasiyi ve emekçilerin haklarını korumak için harekete geçmişti. Taksim’deki 1 Mayıs kutlamaları bu bağlamda da bir simge haline gelmişti. temsilen CHP tarafından kazılmasının yeniden yeşerttiği Demokrasi umudu ile coşku içindeydi. HHH DİSKKESKTMMOBTTB öncülüğündeki kutlamalara İstanbul Büyükşehir Belediye HHH Ne yazık ki, 1 Mayıs kutlamaları tarihsel Başkanlığı’nı kazanan Ekrem İmamoğlu’nun da ev sahibi olarak olarak, Emperyalistlerle işbirliği yapan Dinci/ Milliyetçi Derin Devlet’in de hedefi olmuştur. katılması, emekçi sınıflarla Demokratik Cephe’nin temsilcisi olan CHP ve Özgürlükçü Demokratik Demokrasiye omuz Sosyal Hukuk Devleti’ni veren bütün öteki siyasal kuran 1961 Anayasası’nı partiler arasındaki yok etmek isteyenler, yani dayanışmayı simgeleyen emperyalistlerle işbirliği tarihsel bir dönüm halindeki iç güçler, 12 noktasını vurguluyordu. Mahmut Aslan 31Mart 2019 tarihinde yerel seçimler yapıldı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu’na mazbatasının gecikmeli olarak 17 Nisan 2019 tarihinde verilmesi ile seçimler son bulmuş görünüyor. Bu seçimler sonuçları itibari ile tarihe geçecek niteliktedir. 1994 yılında birçok Büyükşehir’in yönetimini siyasal İslamcılara kaptıran CHP, 25 yıl sonra 3 büyük ili ve birçok büyükşehir belediyesini yeniden kazandı. Tarihe not düşmek adına konumuza geçmeden ve şunu da belirtmeden geçmeyelim; Yüksek Seçim Kurulu’nun HDP’li belediye başkanlarına KHK nedeni ile mazbatalarını vermemesi demokrasi adına kara bir lekedir. ‘Bu adayların seçilme yeterliliği yoksa neden aday olmasına izin verdiniz diye çok basit bir soru soralım ve bu kararı veren üyeleri kendi vicdanları ile baş başa bırakalım. İlkesel yönetim anlayışı Gelelim konumuza; evet CHP birçok belediye yönetimini kazandı ama bu yerel yönetimlere sunduğu gerçekçi bir yerel yönetim politikası var mı? Yerel yönetimlerde bugüne kadar yaptığı gibi seçilen belediye başkanlarının vizyonuna mı bırakılacak bu politikayı uygulamak. Ankara’da başka, Yeniden toplumcu belediyecilik Bütünlükçü bir yerel yönetim anlayışı yeniden ortaya konulmalı ve bu bakış açısı doğrultusunda projeler belediyelerde uygulanmalıdır. Çok zor bir şey gibi görünebilir ama imkânsız değil. Ahmet İsvan İstanbul’da başka, Adana’da başka bir belediyecilik anlayışı ileride yapılacak cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerde bir başarı getirmez. Çünkü ilkesel bir yönetim anlayışı olmayan ve politik bir birliktelik göstermeyen partiye halk ülkenin yönetimini temsil etmek için güven duymaz. Peki, yapılması gereken nedir? Yeniden bütünlükçü bir yerel yönetim anlayışı ortaya konulmalı ve bu bakış açısı doğrultusunda projeler belediyelerde uygulanmalıdır. Çok zor bir şey gibi görünebilir Vedat Dalokay ama imkânsız değil. Geçmişte bunun örneğini bulmak mümkün, 1973’te CHP 3 büyük ilin belediye seçimlerini ilk kez kazanmıştı. İstanbul Belediyesini yüzde 64 oyla Ahmet İsvan, Ankara Belediyesi’ni yüzde 65 oyla Vedat Dalokay, İzmir Belediyesini yüzde 49.6 oyla İhsan Alyanak kazanmıştı. Bu belediye başkanları ve diğer CHP’li belediye başkanlarının uygulamaya koydukları “Toplumcu Belediye” anlayışı tarihe geçmiştir. Örneğin seçim öncesi hükümetin yeni bir şey gibi uygulamaya İhsan Alyanak koyduğu “tanzim satış” uygulaması o günlerden kalma bir uygulamadır. Nbeeldeidrityoepcliulimk?cu Prof. Dr. İlhan Tekeli birçok yazısında bu belediyecilik anlayışını 5 madde altında toplamış ve bunları şöyle açıklamıştır. n Demokratik belediye: Halk kitlelerinin yönetime katılımını sağlayarak ve bu sayede merkezi yönetiminin engellemesinin önüne geçilmesini sağlamak. n Üreteci belediye: Kaynakları kıt olan belediyelerin tasar ruf edici uygulamalar yapması, kendi üretebilecekleri hizmetleri kendisini üretmesi. n Tüketim düzeyini belirleyen belediye: Halkın yaşamının ucuzlatılması için aracıların gücünün kırılmasını ve tüketicinin aracısız olarak ürüne ulaşımın sağlanması, tanzim satış, halk ekmek, halk süt vb. uygulamalar. n Birlikçi ve bütünlükçü belediye: Belediye birlikleri kurarak, belediyeler arası dayanışmayı artırmak. İzmit Belediye Başkanı Erol Köse önderliğindeki Marmara ve Boğazlar Belediye Birliği deneyimi. n Kaynak yaratıcı belediye: Belediyelerin gelir kaynaklarının demokratik belediye anlayışı çerçevesinde emekçi kitlelerinin ve geniş halk yığınlarının çıkarına doğru fiyatlandırılmasıdır. Bu politikaları uygulayan belediyeler bütün yokluklar içinde büyük başarılara imza atmıştır. Çalıştay acilen yapılmalı CHP Genel Merkezi bir an önce “Yeniden Toplumcu Belediyecilik” çalıştayı yapmalı ve geçmişin deneyimlerine dayanarak günümüzde belediyelerin ortak uygulayacağı politikaları acilen belirlemelidir. Çünkü iktidar CHP’li belediyeler başarı göstermesin diye bir çok hamle yapabilir. Geçmişte CHP’li belediyeler bu tür baskılarla baş başa kaldılar. Dönemin İstanbul Belediye Başkanı Ahmet İsvan anılarında bu konuda şunları yazmaktadır: “Belediyece alınacak her karar değişikliği bakanlıkların müdahalesine tabi ve iznine bağlıydı. Ayrıca belediyemiz inanılmaz ölçüde parasız bırakılıyordu, hükümetin verileceği yardımlara devamlı muhtaç tutuluyordu.” Bu zorlukları dayanışma ile aştılar. Bununla ilgili Bülent Ecevit şöyle demektedir: “CHP’li belediye başkanları biraz da biz hükümette değilken devletçe yalnız bırakılmış olma nedeniyle, yer yer kendi aralarında dayanışma ve yardımlaşma düzeni kurmaya başladılar. Bu bizim zorlamamıza, itelememize gerek olmadan, yerel ve doğal ihtiyaçların sonucu olarak kendiliğinden oluşmaya başladı.” Yıllardır yerel yönetimlerde kurulan siyasal İslamcı yönetim anlayışına bir nokta koyan ve seçimde büyük başarı kazanan bütün belediye başkanlarını tebrik ederim. Ankara, İstanbul ve İzmir, Adana, Antalya, Mersin ve diğer belediye başkanlarımıza toplumcu belediyeciliğin efsane ismi Ahmet İsvan’ın “Başkent’in Gölgesinde İstanbul” isimli anı kitabını okumalarını öneririm.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle