18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 18 MAYIS 2019 CUMARTESİ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Herkese Bilim Teknoloji Dergisi’nin katkılarıyla hazırlanmıştır. BİLİM TEKNİK 21. yüzyılın insanlığı tehdit eden en büyük üç problemi: Obezite, yetersiz EN ÇOK İSTENEN 10 beslenme ve iklimMOBİLUYGULAMA 1) Acaba köpeğim ne diyor? 2) Rüya tabirleri 3) Fikirlerimi nasıl geliştirebilirim? 4) Zor durumlardan sıyrılma uygulaması 5) Buzdolabında yiyecek ne var? 6) Arabamı nereye park etmiştim? 7) Şu marketin yerleşim planı nasıldı? 8) Netflix’te ne izlesem? 9) Şu adam/kadın kimdi ya? 10) Sosyal ortamlarda nasıl arkadaşlık kurabilirim? Kaynak: Ranker.com, 2019 Bulmaca çözerek fizik öğrenecekler! Türkiye Bilişim Vakfı tarafından, geleceği eğitimle şekillendirecek Matematik ve Fen Bilimleri alanında dijital oyun fikirlerinin ve oyunların desteklenmesi amacıyla ikinci kez düzenlenen “KOD Ödülleri”nde oyun kategorisinde birinciliği geliştirdiği Kâğıt Makineler oyunu ile Umur Can Gürelli aldı. Kâğıt Makineler; 2 boyutlu, fizik tabanlı, öğretici bir platform oyunu. Oyunda oyuncu, fiziksel bilgiye dayanan bulmacaları çözerek ilerlemeye çalışıyor. Fikir Kategorisi’nde ise birincilik ödülü Sayıların Efendisi oyunu ile Bilgen Demirdaş’ın oldu. Oyun oyuncuyu Türkiye’nin Dünya Mirasları Listesi’ne girmiş tarihsel zenginlikleri ile tanıştırıp heyecanlı bir yolculuğa ortak ediyor. Eğitimle oyun birleşmeli TBV Başkanı Faruk Eczacıbaşı yarışmaya başvuran oyunların kalitesinde ve standartlarında beklenmedik oranda artış gördüklerini belirterek “Umarım bu yarışmanın 10’uncusunu da yapma imkânımız olur ve düzenleyeceğimiz geleneksel bir yarışma haline dönüşür. Bu yarışmayla uygarlığa yaptığımız etkiyi artırmaya çalışıyoruz. İnsan doğasında olan eğitimi ve oyunu yüzyıllar önce ikisini de birbirinden ayırmışız. Eğitim bir ihtiyaç, oyun ise bir gereksinim. Biz bu eksiği düzeltmek ve ikisini de bir araya getirmek için çalışıyoruz. Zaten günümüzde oyunun da eğitimden intikamını aldığını rahatlıkla görüyoruz.” diye konuştu. Toplam ödüllerin 90 bin TL’yi bulduğu yarışmada, ödül kazanan diğer projeler ise şunlar: Oyun Kategorisi İkinci: Bir Kimyagerin Macera Günlüğü: Halil Onur Yazıcıoğlu – Mehmet Can Güler Üçüncü: Tesla’nın Sırları: Fazlı Bozatay Ege Bayrakdar Fikir Kategorisi İkinci: Hücreni Yarat: Ece Naz Sefercioğlu Üçüncü: İlham Perisi: Alper Göktepe Her 3 sorun da giderek derinleşiyor. Ve bunun 3 nedeni var: Politika belirleyicilerin duyarsızlığıyla, şirketlerin kâr hırsının siyasiler üzerindeki baskısı, halkın değişim talebinin yetersiz olması. Şubat ayı başında yayımlanan uluslararası bir raporda, kâr hırsı ve politik uyuşuklukla ilişkilendirilen obezite, yetersiz beslenme ve iklim değişikliği, dünya nüfusunun karşılaştığı en büyük tehdit unsurları olarak gösterildi. Tarım, ekonomi, insan hakları ve diğer alanlardaki uzmanların bir araya gelerek hazırladığı Lancet Obezite Komisyonu raporunda sağlık, çevre ve ekonomik refahı desteklemek için acilen gıda politikasını ve üretimini hedefleyen 1 milyar dolarlık fon ve eylem stratejisine ihtiyaç duyulduğu belirtildi. Komisyon ayrıca, obezite, beslenme yetersizliği ve iklim değişikliği sorunlarının, tarımsal üretim, ulaştırma, kentsel tasarım ve toprak kullanımı yöntemleriyle iç içe geçtiğini söyledi. ‘Zamanımız tükeniyor’ George Washington Üniversitesi’nde halk sağlığı uzmanı William Dietz, içinde bulunduğumuz bu düzeni “sürdürülemez” olarak nitelendirdi. Çalışmanın yazarlarından da olan Dietz, gazetecilerle yaptığı bir konferansta, umut edebilecekleri tek şeyin bir “aciliyet” duygusunun yayılması olduğunu söyledi ve ekledi, “zamanımız tükeniyor.” Komisyon, sığır eti, mandıra ve diğer gıda endüstrilerine verilen 500 milyar dolarlık devlet sübvansiyonunun sürdürülebilir, sağlıklı çiftçiliğe kaydırılması ve fosil yakıt sübvansiyonlarında kullanılan 5 trilyon doların, yenilenebilir enerji ve sürdürülebilir taşımacılığa taşınması gerektiğinin altını çizdi. Raporda, üç küresel tehlikenin, yalnızca obezite ve zayıf beslenmeye değil, aynı zamanda iklim değişikliğine de katkıda bulunan büyük sera gazı emisyonlarına neden olan, işlenmiş, besin bakımından fakir gıdaların seri üretimiyle de bağlantılı olduğu belirtildi. Uluslararası Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) ifade ettiği gibi tarım, ormancılık ve diğer arazi kulla nımlarının, gezegeni ısıtan sera gazı emisyonlarının dörtte birinden sorumlu olduğu hatırlatılarak, tarımsal üretim ve dağıtımın, artan küresel sıcaklıklara, kuraklığa ve aşırı hava koşullarına katkıda bulunan fosil yakıtlara ihtiyaç duyduğuna dikkat çekildi. Raporda, problemlerin, politika belirleyicilerin duyarsızlığıyla daha da kötüleştiği ifade edilirken kâr amacı güden gıda şirketlerinin kamu politikası üzerindeki etkisinin ve halkın değişim talebinin eksikliği nedeniyle daha da şiddetlendiği belirtildi. 2016 yılında, şekerli meşrubat üretimi yapan şirketlerin, ABD hüküme tinin yetersiz beslenme ve şişmanlığa katkıda bulunduğu düşünülen içeceklerin tüketimini azaltmak için başlattığı girişimlere karşı bir kampanya düzenleyerek bunun için yaklaşık 50 milyon dolar harcadığı örneği verildi. İngiliz kökenli Dünya Obezite Federasyonuında politika direktörü olan Tim Lobstein, “Piyasa gücü, sektörün gücüyle birlikte geliyor” ifadelerini kullandı. Komisyonun yazarı da olan Lobstein, önlemler almaya istekli hükümetlerin bile sanayi baskısıyla karşılaştığına vurgu yaptı. Her yıl yaklaşık 4 milyon ölümün obeziteye bağlı olduğunu ve 815 milyon kişinin kronik olarak yetersiz beslendiğini hatırlatan komisyon, gıda üretimi ve dağıtımını ele almak ve geliştirmek için 2015 yılında küresel ısınma için yapılana benzer, bağlayıcı bir uluslararası anlaşmaya ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Üç yıl önce, yaklaşık 200 ülke, küresel ısınmayla mücadele doğrultusunda sera gazı emisyonlarını kesmek için yasal olarak bağlayıcı bir anlaşmaya katılmak üzere Paris’te bir araya gelmişti. Derleyen: Batuhan Sarıcan Kaynakça: https://www.weforum.org/agenda/2019/02/obesitybadnutritionclimatechangeposetripledanger commissionsays Boğaziçi Üniversitesi’nde geliştirilen cihaz, hastaya takılan protezin yol açabileceği sorunları önceden algılıyor Akıllı protez geliştiriyor Boğaziçi Üniversitesi’nde BOUNtennal laboratuvarında geliştirilmekte olan “Akıllı Ortopedik İmplant” cihazı protezin yol açacağı sorunları, hatta enfeksiyon riskini önceden tahmin edebiliyor. Cihaz, Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve BOUNtenna (Antennas and Propagation Research Laboratory) kurucusu Dr. Sema Dumanlı Oktar ve ekibi tarafından geliştiriliyor. Cihaz, ameliyattan sonra oluşabilecek başarısızlığı insan bedeninde geri dönüşü olmayan hasarları oluşmadan önceden tahmin edebilecek. Sema Dumanlı Oktar, “Giyilebilir sensörler gibi bedenimizin içine yerleştirilebilen protezler de neden akıllı olmasın?’’ sorusundan yola çıkarak cihazı geliştirdiklerini belirterek şunları söyledi: “Geliştirmekte olduğumuz cihaz, kalça değişim ameliyatlarında kullanılan protezin herhangi bir sebepten başarısız olduğunu erken teşhis edecek, bulunduğu ortamı izleyecek ve enfeksiyon tanısı konulursa enfeksiyona karşı harekete geçebilecek. Cihazda beden içinde imp lantın yakın çevresinde sıcaklık artışını izleme ve titreşim, yani ses dinleme yoluyla olası bir sorunu erken tespit etmeyi planlıyoruz. Burada protezin içine elektronik bir devre yerleştireceğiz. Bu devre beden içinden beden dışına kablosuz veri aktarımı yapacak. Bu veriyi bedeninizin üzerine yerleştirilen, kumaş gibi esnek materyaller üzerinde geliş tirdiğimiz giyilebilir bir cihaz alacak. Giyilebilir cihaz gerekli hallerde enfeksiyon ile savaş modülünü aktive edebilecek’’ dedi. Nesnelerin Interneti (IoT) sayesinde yakın gelecekte başta sağ lık alanında olmak üzere günlük hayatımızda hemen her yerde çok daha fazla akıllı cihaz kullanılacağını vurgulayan Oktar, beden içi şartları gözlemleyebilen ve kablosuz iletişim yoluyla hastanın diğer cihazları ile iletişime geçecek bu tasarımın yakın gelecekte sektörde yerini almasını beklediklerini belirtti. Bu projenin Türkiye’nin sağlıkta yüksek teknoloji ihraç etme potansiyeli bakımından önemli bir adım olacağını sözlerine ekledi. Diyabetliler ktar ve ekibinin diyabet hastaları için giyilebilir medikal Ocihaz tasarımı bir diğer proje. Dumanlı, “Diyabet, kont için de rol altına alınabilen bir rahatsızlık olmasına rağmen, 2015’te giyilebilir 1.6 milyon kişinin ölümüne sebep oldu. BUMerANg adlı projemizde kontak lens tabanlı glikoz algılayıcısından ölçüm cihaz alan ve beden üzeri veya beden dışı bağlantı kurabilen bir akıllı gözlük tasarlamayı planlıyoruz’’ bilgisini verdi. Çin’den Brezilya’ya çevreci çözümler... AKINGÜÇ ÖDÜLÜ’nde SÜRE UZATILDI Sera gazı salımlarını azaltmak sanıldığı kadar güç olmayabilir. Farklı ülkelerin çözümleri ayrıca kazanç da sağlıyor. Enerji üretimi: Çatı üzeri su ısıtıcıları Çin Parlak siyah borularla bezenmiş çatılar Çin’in birçok kentinde ve kasabalarında yaygın olarak görülen bir özellik. Çin’de bu tür güneş enerjili su ısıtıcılarının sayısı dünyanın geri kalanındaki benzer ısıtıcıların toplamından daha çok. 2014 yılından beri, Çin’in yılda 2 bin 200 saatten fazla güneş alan tüm bölgelerinde bu tür su ısıtıcılarından yararlanılması zorunlu tutuluyor. 2013 yılında Çin’deki güneş enerjili su ısıtıcılarının karbon salımlarında yılda 76 milyon tonluk bir düşüş sağladığı görüldü. Bu uygulamanın, başta Asya ve Afrika olmak üzere, yeterli miktarda güneş alan ülkelerde de benimsenmesi durumunda bu miktar ikiye katlanabilir. Küresel gaz salımlarında sağlanabilecek olası düşüş: 136 Mt Eşdeğer salımlar: Katar (36.cı) 3 Arazi kullanımı: Sorumlu tarım Brezilya Tarım ve ormancılık gibi arazi kullanımını gerektiren uygulamalar halihazırda karbon salımlarının yaklaşık dörtte birini oluşturuyor. 1.5 C hedefine ulaşılması için, 2030 yılına dek arazi kullanımının kesintisiz bir karbon soğurucuya dönüştürülmesi gerekiyor. Günümüzde tarıma bağlı karbon salımlarının azaltılması yönünde dünyanın en iddialı programı Brezilya’da uygulanıyor. Yönetimin popülist başkan Jair Bolsonaro’nun eline geçmesiyle sonuçlanan seçimlerin ardından bir değişikliğe gidilmesi söz konusu olsa bile, bu uygulamada şimdilik çiftçilere çorak otlakların iyileştirilmesi, ağaç dikilme si ve gübre kullanımının azaltılması gibi gelişmekte olan ülkelere uygun düşük maliyetli çözümlerin yaşama geçirilmesi yönünde ciddi bir destek veriliyor. Küresel gaz salımlarında sağlanabilecek olası düşüş: 165 Mt Eşdeğer salımlar: Venezüella (33.cü) Enerji üretimi: Ahşap atıkların yakılması Finlandiya Finlandiya’da petrol, doğal gaz, ya da kömür yok, ama bu ülkede bir yığın orman var. Finlandiya’da enerji gereksiniminin yaklaşık beşte biri atık ahşap ve daha başka biyokütlelerden sağlanıyor. Bu uygulama sayesinde ülkede karbondioksit salımlarında yılda yaklaşık 6.8 milyon tonluk bir düşüş sağlanıyor. Biyokütle enerjisi devlet tarafından destekleniyor ve yapıların doğrudan ısıtılmasında ya da uzaktan ısıtma sistemlerinde ahşap palet kullanımı giderek artıyor. Havanın niteliğinin uygun biçimde denetlenmesiyle bu uygulama Kanada, Moğolistan ve Rusya gibi, bol miktarda atık ahşabın olduğu başka soğuk ülkelerde de yaşama geçirilebilir. Küresel gaz salımlarında sağlanabilecek olası düşüş: 193 Mt Eşdeğer salımlar: Pakistan (31.ci) Arazi kullanımı: Besin atıklarının azaltılması Danimarka Midelerimizden kaynaklanan gaz salımlarının azaltılmasında etkili olduğu deneyimler ve deneylerle kanıtlanmış 10 yönteme geldik. 2010 yılında, Danimarka hükümeti üretimden tüketime uzanan süreçte besinlerin ne kadarının boşa harcandığını değerlendirdi. Sonuçta, arazi kullanımı, ulaşım, depolama, paketleme ve kompostlamanın 580 bin ton gereksiz karbon salımına yol açtığı görüldü. O günden beri uygulanmakta olan daha nitelikli ambalajlama ve lokantalarda artan yiyecekleri paketleme gibi çeşitli önlemlerle karbon salımlarında yüzde 25 oranında bir düşüş sağlandı. Bu tür uygulamaların yüksek ve orta gelir düzeyindeki ülkeler tarafından da benimsenmesi gaz salımlarının azaltılmasında çok ciddi bir fark yaratabilir. Küresel gaz salımlarında sağlanabilecek olası düşüş: 238 Mt Eşdeğer salımlar: Birleşik Arap Emirlikleri (26.cı) Derleyen: Rita Uran New Scientist/ 20 Şubat 2019 İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ) tarafından bu yıl 3’üncüsü düzenlenecek olan “Akıngüç Ödülü” için başvuru süresi 30 Haziran 2019 tarihine uzatıldı. Hukuk dalında düzenlenen yarışmanın bu seneki konusu “Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesinde Pozitif Ayrımcılığın Rolü” olarak belirlenirken yarışmaya, Türkiye genelinde tüm araştırmacılar, daha önce herhangi bir yerde yayımlanmamış eserleriyle katılabilecek. Sonuçları 31 Temmuz’da ilan edilecek yarışmanın jürisinde Gazeteci Güneri Cıvaoğlu, Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Pervin Somer, İKÜ Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Hanife Öztürk İKÜ FenEdebiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Işıl Baş ile İKÜ Şiddeti Araştırma ve Önleme Birimi Koordinatörü Dr. Münevver Mertoğlu yer alıyor. Birincilik ödülünün 15 bin lira, mansiyon ödülünün ise 7 bin 500 lira olduğu yarışmanın ödül töreni, aynı zamanda İKÜ’nün 22’nci kuruluş yıldönümünün de kutlanacağı 22 Kasım 2019’da düzenlenecek “Akıngüç Günü”nde gerçekleşecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle