21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: FUNDA YAŞAR ER 518 MAYIS 2019 CUMARTESİ CHP kurmayları AKP’nin, itirazları sırasında yasadışına çıktığını söyledi Kişisel verileri aldılar! Çokmahcubuz CHP, İstanbul seçimlerinin iptali talebiyle AKP’nin yaptığı başvuru için yurttaşların devlet hastanesi raporları, tutukluluk ve hükümlülük bilgileri ile SGK kayıtlarını da içeren kişisel verilerinin kanuna aykırı biçimde ele geçirildiği gerekçesiyle Kişisel Verileri Koruma Kurulu’na başvurdu. Başvuruda yurttaşların kişisel verilerini yasaya aykırı olmasına karşın AKP’ye veren memurlar hakkında suç duyurusunda bulunulması talep edildi. CHP Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Engin Özkoç ve Özgür Özel imzasıyla yapılan başvuruda, AKP ve MHP’nin Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerine günler süren itirazlarda bulunduğu anımsatılırken iki partinin sonu gelmez itirazlarının, AKP’nin 16 Nisan’da bavullar eşliğinde yaptığı ve adeta görsel şova dönüştürdüğü olağanüstü itiraz dilekçesine delil aramak için olduğunun sonradan anlaşıldığı vurgulandı. Hiçbir partiyle paylaşılmayan kısıtlı, tutuklu ve hükümlü seçmenlerin listesinin devletin tüm imkânlarını kul AKP’nin İstanbul seçimlerine itiraz sırasında YSK’ye sunduğu belgelerin, devletin gücünü kullanarak ele geçirilen kişisel veriler olduğu belirtildi. Bu durumun yasadışı olduğunu kaydeden CHP’liler suç duyurusunda bulunulmasını istedi lanan AKP tarafından elde edildiğinin, AKP’nin itiraz dilekçesinden ve parti yetkililerinin beyanlarından kolayca anlaşıldığı belirtilen başvuruda, “Eşit şartlarda yarışılması esas olunan seçim sürecinde, CHP ya da diğer partilerle paylaşılmayan verilerin bir siyasi partinin erişimine açılması kabul edilemez” denildi. AKP’nin olağanüstü itiraz dilekçesinde kısıtlı, hükümlü ve tutukluların yanı sıra zihinsel engellilerin sayısına da yer verildiğine değinilen başvuruda, AKP’nin devlet hastanesi raporlarına erişerek kişisel sağlık verilerini elde ettiğinin anlaşıldığı kaydedildi. Başvuruda, kişisel sağlık verilerinin Sağlık Bakanlığı’ndan; kısıtlı, tutuklu ve hükümlü seçmenlerin TC kimlik numaralarının bulunduğu ekli listelerin ise Adalet Bakanlığı’ndan temin edildiğinin açık olduğu, AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz imzalı ay nı dilekçede, sandık başkanı ve memur üye olarak görev yapamayacak sandık kurulu üyelerinin listesinin detaylı bir biçimde iletildiği anımsatıldı. Sandık kurulu başkan ve üyelerine ait TC kimlik numaralarını içeren listenin İçişleri Bakanlığı ya da Adalet Bakanlığı kanalıyla AKP’ye iletildiği, AKP’nin de bu listeyi başka kamu kurumlarına ileterek, bu isimlerin çalışıp çalışmadıkları ve SGK kaydı bulunup bulunmadığı biçimindeki verileri kamu gücünü kullanarak elde ettiğinin anlaşıldığı da belirtilen başvuruda AKP yetkililerinin açıklamalarının, sadece sandık kurulu başkanlarının kişisel verilerinin afişe edilmekle kalmadığı, sandık kurulu başkanlarının akrabalarına ilişkin kişisel bilgilerin de araştırıldığını gösterdiği kaydedildi. CHP’nin başvurusunda, kişisel verilerin toplanması, temin edilmesi ve bir siyasi partiye verilmesinin, anaya sa ve yasaya aykırı olduğu ve Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) suç olarak tanımlandığı vurgulanarak yurttaşların kişisel verilerini AKP ile paylaştığı ortaya çıkacak kamu görevlileri hakkında TCK’nin ilgili hükümlerince işlem yapılması amacıyla suç duyurusunda bulunulması talep edildi. Öztrak: Nereden biliyorlar Öte yandan CHP Sözcüsü Faik Öztrak da düzenlediği basın toplantısında, AKP’nin bir yetkilisinin “sandığa gitmeyen seçmeni bire bir iknaya çalışacağız” dediğini anımsatarak, “Sandığa gitmeyen seçmeni nereden biliyorlar? YSK, bu bilgiyi kimseyle paylaşmıyor. Eğer ‘sandığa gitmeyenler üzerinde bire bir çalışacağız’ diyorlarsa AK Parti’de bu bilgiler var demektir. O zaman bu bilgileri YSK’den biz de istiyoruz” dedi. Bu arada AKP’nin YSK temsilcisi Recep Özel ise YSK’ye delil olarak sundukları kişisel bilgilerin ‘AKP Genel Merkezi’ tarafından toplandığını söyleyerek, “Bu verilere ulaşmak o kadar da zor değil” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet ‘Yüz binlerle sahada olacağız’ LEYLA KILIÇ CHP Genel Başkan Yardımcıları Oğuz Kaan Salıcı, Seyit Torun ve Onursal Adıgüzel ile İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, 23 Haziran’a yönelik seçim çalışmalarına ilişkin partinin yol haritasını açıkladı. 150 bini aşkın gönüllünün sahada yer alacağı belirtilen açıklamada, yurttaşlara Ekrem İmamoğlu’nun ve İstanbulluların karşı karşıya bırakıldığı mağduriyetin ve 17 günde yapılanların anlatılacağı kaydedildi. CHP 23 Haziran’a ilişkin yol haritasını dün Şişhane’deki İl Başkanlığında düzenlediği toplantıyla kamuoyuna duyurdu. Kaftancıoğlu burada yaptığı konuşmada İstanbul seçim çalışmalarını Ramazan ayı, Ramazan Bayramı ve bayram sonrası olarak üç bölümde planladıklarını belirterek, “Bizler sahada İmamoğlu’nun vaatlerini, yaşadığı mağduriyeti ve 16 milyon İstabullu’ya yaşatılan mağduriyetleri anlatacağız” dedi. AKP’li yetkililerin oy kullanmayan seçmenlere ilişkin yaptığı çalışmaya da değinen Kaftancıoğlu, “Bizde böyle bir liste yok, onlar kimden almışlardır, nasıl elde etmişlerdir o isimleri?” diye sordu. 150 bini aşkın gönüllünün sahada çalışacağını aktaran Kaftancıoğlu, “Tüm milletvekillerimizin planlamaları yapıldı. Geçmiş dönem görev almış milletvekillerimiz, yöneticilerimiz de çalışmalara katılacak. 20 ilde oluşturduğumuz hemşeri çalışmalarımız ve sayısı 150 bini geçen İstanbul Gönüllüleri sahada, çalışmanın içinde olacaklar. Tespit edilen kanaat önderleri gruplar tarafından ziyaret edilecek. Sessiz, sakin ama haklılığından güç alır bir şekilde çalışacağız” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL CHP’li başkanlara İstanbul görevi KURTULUŞ ARI İmamoğlu: Hukuka havale ediyorum İLAYDA KAYA Seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, dün cuma namazını Ataköy’deki Ömer Duruk Camii’nde kıldı. İmamoğlu, cuma namazının ardından Kale Kilit’in sahibi Sadık Özgür’ün cenaze törenine katıldı. İmamoğlu’na İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu ve Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat da eşlik etti. Camii çıkışında gazetecilere açıklama yapan İmamoğlu, 19 Mayıs’ta Samsun’a gideceğini söyledi. Binali Yıldırım’ın katıldığı opera gösteriminde yurttaşların “Her şey çok güzel olacak” sloganı atmasını değerlendiren İmamoğlu, “Bu tür kutuplaşmaları seven bir kişi değilim. Her yerde nezaketi arayan biriyim. Keşke sadece alkışlayıp karşılasalardı” dedi. Sincan Cezaevi’ndeki Erkan Karaaslan’ın kendisi ve Özlem Çerçioğ lu hakkında “FETÖ’cü” demesi yönünde baskı kurulduğu iddiaları ve suç duyurusuna ilişkin soruya İmamoğlu, “Bu olay, hukuk adına gerçekten ciddi anlamda ve ülkeyi yönetenler adına sorgulanması gereken bir husus. Bir yerel gazetecinin hapishane ziyaretinde bulunması nasıl mümkün olabilir? Adalet Bakanı, bu konuda mutlak cevap vermeli. Orada bakanların da ismi geçiyor. Bakanlara dönük bir suçlama var. Bunlarla tümüyle alakalı hem suç duyurumuz var, hem sorgulayacağımız hususlar var. Seçime 14 gün kala, bir terör örgütüyle beni yan yana koyma çabasını elbette esefle kınıyorum. Buna çaba gösterip, bundan medet uman iktidar mensubu birileri varsa, onları da kınıyorum. Hukukla beraber mücadelemizi vereceğiz” diye konuştu. Öte yandan İmamoğlu’nun avukatı Kemal Polat, Erkan Karaaslan hakkında Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde suç duyurusunda bulundu. İmamoğlu, dün iftarını, Küçükçekmece Söğütlüçeşme Mahallesi’nde, Doğu ve Güneydoğulu kanaat önderleri ile birlikte yaptı. İmamoğlu’na, Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi eşlik etti. İftar duasını okuyan hocanın cümlesini, “Her şeyin çok güzel olması dileğiyle tuttuğunuz oruçlar kabul olsun” sözleriyle tamamlaması dikkat çekti. İmamoğlu, daha sonra İkitelli Cemevi’ne geçti. Cemevini ve sokakları dolduran onlarca yurttaşa megafonla seslenen İmamoğlu, “16 milyonun hakkı yenmiştir. Herkesin hayali gasp edilmiştir. Ama biz yine bu şehre, güneş gibi doğacağız. Herkese güler yüzümüzü, sıcaklığımızı hissettireceğiz. Bunu yaparken, siz değerli canların bize destek olmasını istiyoruz. İnşallah dualarımızın kabulüyle İstanbul’a hem baharı getirdik hem de yazı getireceğiz” dedi. l İSTANBUL DSP’DE İMAMOĞLU ÇATLAĞI MAHMUT LICALI CHP yönetimi, 23 Haziran’da yapılacak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine yönelik yürütülecek kampanyaya ilişkin hazırlıklarda sona geldi. Kampanyanın ana aktörü Ekrem İmamoğlu olurken, İmamoğlu’na destek verilmesi için partide 10 büyükşehir ve 10 il belediye başkanının da görev yapması benimsenmişti. Edinilen bilgiye göre, büyükşehir ve il belediye başkanlarının yanı sıra bütün CHP’li ilçe ve belde belediye başkanlarının da İstanbul kampanyasında görev alması için karar alındı. 22 Mayıs’ta istanbul’da toplanacak CHP’li ilçe ve belde belediye başkanlarının İstanbul’daki hemşerilerini ziyaret ederek, İmamoğlu’na destek isteyeceği belirtildi. l ANKARA Türk partiden istifa etti Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, DSP’den istifa etti. Türk’ün “İstanbul’da CHP Adayı Ekrem İmamoğlu’nun destekleyelim ve bunu kamuoyuna açıklayalım” önerisi DSP Parti Meclisi (PM) tarafından kabul edilmemişti. 24 yıllık partisinden istifa eden Türk’ün istifa mektubu şöyle: “Türkiye’de demokrasinin geleceği ve hukukun üstünlüğü bakımından büyük önem taşıyan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yenileme seçimi için Muammer Aydın’ın 12 Mayıs 2019 günü yapılan Parti Meclisi toplantısında adaylıktan çekilmesinden sonra bu kararı İmamoğlu’nun desteklenmesi amacıy la verdiğinin kamuoyuna yapılacak açıklamada belirtilmesi yolundaki önerimin, PM’de reddedilmesi üzerine; PM üyeliğinden istifa etmiştim. Genel Başkan Önder Aksakal’ın dünkü Yeni Şafak gazetesinde Faruk Aksoy’a verdiği demeçte Parti Meclisi’nin ret gerekçesi olarak İmamoğlu hakkında ortaya attığı, Parti Meclisi toplantısında hiç sözü edilmemiş asılsız iddialar, DSP Genel Başkanı’nın söylediği sözler olmamalıydı. Giderek Bülent Ecevit’in kurduğu parti olmanın özelliklerini kaybetmeye başlayan, 24 yıldan beri üyesi olduğum DSP’den üzülerek istifa ediyorum.” l ANKARA/Cumhuriyet Balbay: Medya toplumun akciğeridir Başkent Üniversitesi “1919’dan 2019’a Kurtuluştan Kuruluşa Türkiye Cumhuriyeti” başlıklı programıyla, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkarak Milli Mücadele’nin ilk adımını atışının 100. yılını kutladı. Program kapsamında Gençlik Yürüyüşü’nden söyleşi ve konserlere kadar birçok etkinlik düzenlendi. Programın başında Atatürk Anıtı’na düzenlenen Gençlik Yürüyüşü’nde gençlerle birlikte yürüyen Başkent Üniversitesi’nin kurucu rektörü, Dünya Organ Nakli Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Haberal, anıta çelengin bırakılmasının ardından gençlere “Sizlere güveniyor, ülkemize önemli katkılar sağlayacağınıza inanıyorum” diye seslendi. Kutlamaların ikinci gününde üniversitede “100. Yılında Medya” konulu bir panel düzenlendi. Panelde, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı mücadelesini medya aracılığıyla da yürüttüğüne dikkat çekerek, Meclis’ten önce Anadolu Ajansı’nın (AA) kurulduğunu vurguladı. “Artık medya gücü yok, güçlerin medyası var” diyen Balbay, yeni medya olanaklarının ortaya çıkmasıyla büyük bir medya gücünün ortaya çıktığını belirterek, “Medya toplumun akciğeridir” dedi. Medya üzerindeki baskılara da değinen Balbay şunları söyledi: “Bizim yazılarımızı önce avukatlar sonra okuyucular okuyor. İktidarın sadece kendini anlatmadığı, gerçeklerin konuşulacağı bir medya gücü, bizi içinde bulunduğumuz dönemde çok farklı bir yere, Cumhuriyet’in kuruluş temellerinin hayali olan çağdaş demokratik bir hukuk devletine kavuşturabilir.” l ANKARA/Cumhuriyet Özbilgin mezarı başında anıldı Danıştay’da 2006’da düzenlenen silahlı saldırıda yaşamını yitiren Danıştay 2. Daire Üyesi Mustafa Yücel Özbilgin, gömütü başında anıldı. Özbilgin için Karşıyaka Mezarlığı’nda düzenlenen törene eşi Sema Özbilgin ile oğulları Gökhan ve Serkan Özbilgin, yakınları, Danıştay Başkanvekili Mahmut Vural ile Danıştay üyeleri katıldı. Törende konuşma yapan Danıştay Başkanvekili Mahmut Vural, “Bu olayların sürekli taze tutulması, bu amaçla önümüzdeki günlerde ve gelecek günlerde birtakım niyetler besleyen insanların da emellerine ulaşamaması için önlem almamız gerektiğini düşünüyorum. Günümüzde de yargıyı zaman zaman hedef gösterenler oluyor. Bu tür olayların da önüne geçmek bakımından yargıyı, siyasi amaçlarla veya başka amaçlarla kullanmak isteyenlerin de bu amaçlarından uzak durması lazım” dedi. Sema Özbilgin ise eşinin ardından yılların çok zor geçtiğini anlatarak torunlarıyla vakit geçirdiğini ve avunmaya çalıştığını söyledi. Ardından Özbilgin’in gömütüne kırmızı karanfiller bırakıldı. l ANKARA/Cumhuriyet vallahi! Cumhurbaşkanımız iftar sofralarında hepimizi bombalıyor. Bir seçmen olarak şahsen ben çok mahcup oldum inanın. Ben son seçimlerde AKP’ye oy vermeyenlerdenim. Yani o nankörlerden biri de benim. Ama benimki nankörlükten değil bilmezlikten. Çünkü ben karnımı, emeğimi sattığım gazetemin maaşı ve onca yıllık SSK primi yatırmam nedeniyle devletimin bağladığı emekli aylığı ile doyurduğumu sanıyordum. Meğer yanlış biliyormuşum. Diğer seçmenler de eminim üç aşağı beş yukarı benim gibi düşündüklerinden yanlışa düşmüş olsa gerek. AKP’li belediyelerin sosyal yardımlarından yararlanan yurttaşlarımızın bir kısmı da sosyal devlet olmanın bir gereği olarak bu sosyal yardımların verildiğini düşünmüş olabilir. Meğer hepimiz yanılmışız. Bizim karnımızı doyuran ne çalıştığımız kurumlar ne de devletimizmiş. Bizim karnımızı AKP, hatta bizzat Sayın Cumhurbaşkanımız doyuruyormuş. Hay Allah! Nerden bilelim biz? Bugüne değin bu kadar açıklıkta kimse söylemedi ki bunu? Çok mahcubuz çook... Bir başka mahcubiyetim de iktidarımızın ve bizatihi Sayın Cumhurbaşkanımızın bizlerin karnını doyurmasına mukabil, biz koskoca 80 milyonluk ahali AKP’li yöneticilerin, Saray ahalisinin, Pelikan sakinlerinin, hükümetimizi destekleyen kalemlerin, öğretim üyelerinin, mücahitlerin ve müteahhitlerinin karnını şu 17 yılda doyuramadık. Ne yaptıysak olmadı. Dolaylı, dolaysız vergilerimizi artırdık olmadı; kamu kurumları ve belediyelerin ihalelerinin bizim karnımızı doyuranların yakınlarına verilmesi için İhale Yasası’nı 186 kez değiştirdik, olmadı. Taa Atatürk döneminde yapılan KİT’leri sattık yine yetiremedik. Saraylar yaptırdık birbirinden görkemli, Osmanlı’dan kalan köşkleri tahsis ettik, olmadı. Bir uçak, bir uçak daha aldık yine olmadı. En sonunda elin Katarlısı, “Koskaca Türkiye Cumhurbaşkanına şanına yakışır bir uçak alamadı, bari ben hediye edeyim” dedi, yerin dibine battık. Milletvekili olsunlar da bari hayatlarını kurtarsınlar diye 250 olan milletvekili sayısını 600’e çıkardık, olmadı. Karnımızı doyuran AKP tabanının oğlu, kızı iş sahibi olsun diye bakan yardımcılıkları icat ettik, milletvekillerine iki danışman bir şoför tahsis ettik, olmadı. Kupon arazilere özel imar izinleri verdik, sit alanlarını, askeri alanları, kendimize ayırdığımız yeşil alanları, eğitim ve sağlık alanlarını verdik, yine olmadı. Limanları sattık, kamu bankalarından teminat almadan birkaç yılı ödemesiz, düşük krediler verdik iktidarımızı ayakta tutan mühim şahsiyetlere ı ıh olmadı; doyuramadık. Medyamızda, üniversitelerimizde iktidarımızı destekleyen yazar, çizer, bilim insanlarına TRT’den yüksek bütçeli programlar yaptırdık, maaşları artsın da çoluk çocuklarının karnı doysun diye üniversitelere dekan, rektör, kürsü başkanı yaptık, nafile. Yazarların kitaplarını belediyelere toplu olarak sattık, yüksek bedelli konferanslar verdirdik, yine olmadı. AKP il, ilçe yöneticileri, kadın ve gençlik kolları üyelerini bankamatik memuru yaptık, belediye iştiraklerinin yönetim kurullarına atadık, yine de doyuramadık. Cumhurbaşkanımız bize az bile söyledi. Onlar koskoca 80 milyonun karnını doyuruyor, biz 80 milyon sağdan saysan 300, soldan saysak 500 bin bile etmeyecek o muhterem ve mübarek insanların karnını doyurmayı beceremedik. Bu mahcubiyet de hepimize yeter. İç Güvenlik Birimleri’ne verilen iftarda da Sayın Cumhurbaşkanımız, bakın burası çok önemli bir şeye daha dikkat çekti. TÜSİAD İstişare Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan’ın hükümete yönelik eleştirileri karşısında, “Ben sizin 17 yıl önceki durumunuzu da bugünkü durumunuzu da biliyorum. Yeri gelirse bunları da teşhir ederim” dedi. Ben Sayın Cumhurbaşkanımızın yerinde olsam açıklarım. Hatta bu yeminli AKP düşmanlarının kızarıp mahcup olması için, kendi ailesinin, çocuklarının, yakın çalışma arkadaşlarının, Istanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Binali Yıldırım’ın kendisinin ve ailesinin, gelmiş geçmiş bütün bakanların, belediye başkanlarının, TÜSİAD’a alternatif olarak kurulan MÜSİAD üyelerinin 17 yıl önceki ve bugünkü durumunu da açıklarım. Vallahi pek güzel olur. Pusup otururlar ondan sonra. Eğer biz seçmenlerinden isterse, biz de açıklarız 17 yıl önceki ve bugünkü durumumuzu ne olacak? Cumhurbaşkanımıza karşı hepimiz çok mahcubuz çoook! Soylu: IŞİD Türkiye’de hiç olmadığı kadar hareketli İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul’da Gaziosmanpaşa’da gazetecilerin sorularını yanıtladı. Soylu, Türkiye’de güvenlik seviyesinin üst düzeyde olduğunu belirterek “IŞİD son 2.53 yılda hiç olmadığı kadar hareketli Türkiye içerisinde. Yaklaşık 11.5 aydır net bir şekilde görüyoruz” dedi. Ekonomi Bakanı Berat Albayrak ile aralarının kötü olduğu iddialarına ilişkin de Soylu, “Aramızın açıldığı dedikodularına üzülüyorum. Ama bunlar hep dönem dönem olmuş. Nefsimize yenilirsek bize yazıklar olsun. Aynı hassasiyetleri ve siyasi bakışı en çok ortak yaşadığım kişidir Berat Albayrak. Berat Bey ile küs olduğum yalan” yanıtını verdi. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle