17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 17 MAYIS 2019 CUMA EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN HABER Müdür İzmir Marşı’ndan rahatsız oldu Marmaris’teki 19 Mayıs kutlamalarında Mehter Marşı, Genç Osman Marşı ve 15 Temmuz ATATÜRK’SÜZ 19 MAYIS AFIŞI Akvaryumun suyu değişmeli  Hiç uğraştınız mı akvaryum işi ile? Olağanüstü keyifli ve bir o kadar da meşakkatli bir hobidir. On yıllar önce, aile dostumuz rahmetli Emekli Albay Ertuğrul Bey Amca’nın evinde tanıştım ilk akvaryumla... Çeşit çeşit, boy boy, renk renk binlerce balıkla uğraşırdı. Tek tek ilgilenirdi o balıklarla. Konuşurdu onlarla. Çocuk aklımla, o balıkların suyun içinde “kendiliklerinden öylece” yaşayıp büyüdüklerini zannederdim. Evet, birtakım alet edevat gerekiyordu ama detayını merak etmedim hiç. Ama bir gün kendi evimde akvaryum kurup balık beslemeye başladığımda, o hayvancağızların en önemli Marşı dayatıldı. Marmaris İl Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü B.E., öğrencileri çalınan marşlara eşlik etmeleri, farklı bir marş söylememeleri için uyarırken öğrenciler, İzmir Marşı’nı söylemeye devam edince öğrencilerden birinin boğazı sıkıldı. Olaya sosyal medya aracılığıyla büyük tepki gösterildi. Marmaris İlçe Gençlik ve Spor Müdürlüğü tarafından düzenlenen yürüyüş boyunca kortejin önündeki araçtan Mehter Marşı, Genç Osman Marşı ve 15 Temmuz Marşı çalındı. Öğrencilerin ise marşlara eşlik etmesi istendi. Kortejin arka kısımındaki yaklaşık 50 öğrenci, yaklaşık 2 kilometre boyunca İzmir Marşı’nı okudu. Marmaris İl Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü B.E., öğrencileri çalınan marşlara eşlik etmeleri, farklı bir marş söylememeleri için uyardı. Ancak, uyarıya aldırış etmeyen öğrenciler, İzmir Marşı’nı söylemeye devam etti. Atatürk Anıtı önünde gelindi Boğazı sıkılan öğrenci isyan etti. ğinde, 15 Temmuz Marşı çalınmasına rağmen 50 kişilik öğrenci grubu, ellerindeki dev Türk bayraklarını sallayıp, çember oluşturarak İzmir Marşı’nı söylemeyi sürdürdü. Bunun üzerine tartışma yaşandı. İzmir Marşı’nı söyleyen öğrencilerden birinin boğazı sıkıldı. Öğrenci kendisini uzaklaştırmak isteyen ve “Ayıp oluyor” diyen öğretmenlerine “Biz ayıp etmedik. 15 Temmuz değil, 19 Mayıs kutlanıyor” diyerek, tepki gösterdi. Öğretmenlerin öğrencileri sakinleştirmesinin ardından etkinlik devam etti. l Haber Merkezi AKP’li Bursa Büyükşehir Belediyesi, kentin çeşitli yerlerine üzerinde Atatürk ismi ve resmi olmayan 19 Mayıs afişleri astı. Gelen tepkiler üzerine belediyeden “Asılanlar taslak afişti” savunması yapıldı. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nın 100. yılını kutlamak için Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin hazırlattığı afişlerde Atatürk ismine ve görseline yer verilmedi. Kentin çeşitli yerlerindeki bilboardlara asılan afişlerdeki eksiği gören Bursalılar AKP’li büyükşehir belediye başkanı Alinur Aktaş’a tepki gösterdi. Tepkiler üzerine Bursa Büyük şehir Belediyesi Basın Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada ise “Belediyenin grafik biriminin hazırladığı çalışmalardan birinin tam bitmemiş taslak halinin asılması sonucu maalesef eleştirilere sebep oldu. Yapılan 3 tasarımın içinde yarım kalmış olanın kullanılması üzücüdür” denildi. l Haber Merkezi gereksiniminin, en az yem kadar, temiz su olduğunu, o suyun da sürekli havalandırılması gerektiğini (birkaç tane balığın göz göre göre ölümlerine neden olduktan sonra) öğrendim. Akvaryum gibidir toplumlar. Her çeşit, her türlü geri plandan, her gelirbilgikültür ve ahlak seviyesinde, her ırk, etnik köken, din ve mezhepten insan aynı suda bir arada yaşamaya çalışır. Yönetenlerin birinci görevi, o “suyu” temiz tutmaktır. Bugün ülkemize baktığımızda; 17 yıllık baskıcı, faşist, gerici, dinbaz, vizyonsuz, öngörüsüz ve vurdumduymaz yönetimin, 80 küsür milyon insanı, suyu kirlenmiş, zehirlenmiş ve Kamuda korkuGazetemizin duyurduğu ‘Bakan Pakdemirli’ye özel hizmet’ gündem oldu imparatorluğu ERGENEKON DAVASI Yine karar çıkmadı SEYHAN AVŞAR Yargıtay’ın bozma kararının ardından yeniden görülen 235 ölümcül bir sıvıya dönüşmüş bir akvaryumda sanıklı Ergenekon davasının 9. yaşattığını görüyoruz. Pakdemirli celsesi dün görüldü. Karar veril Üstelik de o suyun içine, her türlü zehri mesi beklenen duruşmada yine kendisi akıtarak. Hukuksuzluk, adaletsizlik, eşitsizlik, sömürü, nefret, ırkçılık, düşmanlaştırma, Pakdemirli’nin bakanlık personelini villasın PAKDEMIRLI’NIN VILLASI TBMM GÜNDEMINDE karar çıkmadı. Ergenekon davasının mağdurları bu duruma tepki gösterdi. Bazı mağdurlar hâkimin ötekileştirme... Ne ararsanız var, o septik karışımın içinde. Demokrasinin olmazsa olmazlarından “adil ve eşit koşullarda yarışılarak gerçekleştirilen seçim”, o toplumsal akvaryumun temiz bir su ile dönmesinin birinci şartı iken, ortadan kaldırılmış bulunmaktadır. Bugün YSK denen heyet, gerekçesini bile yazamadığı bir skandal kararın arkasına gizlenerek, seçilmişin elinden mazbatayı almış, yeniden ve bu kez de “sayılmama ihtimalini yine kimsenin dışlamadığı” bir gereksiz seçime zorlamıştır ülkeyi. Ekonomide artık Hazine’nin “Milletin Kefen Parası”nı bile harcamayı gündeme geldiği, dış politikadaki güvenlik sorunlarının ülke da çalışmak üzere görevlendirmesine tepki yağıyor. Sendikacı Kurt, “Kamu çalışanları üzerinde ciddi bir korku imparatorluğu kuruldu. Kimse sesini çıkaramıyor” dedi. KESK’e bağlı Tarım OrkamSen Genel Başkanı Hamit Kurt, Tarım ve Orman Bakanı Be CHP’li vekiller Gamze Taşçıer, Burhanettin Bulut ve Ayhan Barut hazırladıkları yazılı soru öne geleri ile Pakdemirli’ye yasadışı görevlendirmeyi TBMM gündemine taşıdı. Taşçıer, “Bakanlık personelini hangi kanuna, hangi yönetmeliğe veya hangi yetkiye dayanarak özel villanızda çalıştırmaktasınız” diye sordu. Bakanlık personeline hangi özel işlerin yaptırıldığının cevabını da isteyen Taşçıer, “özel villanız yönetmelikte geçtiği üzere ‘özel tahsisli’ sınıfında mıdır”, “özel işlerinizde çalışmayı reddeden Bakanlık personeli hakkında herhangi bir idari işlem yapılmış mıdır” sorularını yöneltti. CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut da, Pakdemirli’ye memurların hangi birimden görevlendirildiğini, özel konutta görevlendirmenin gerekçesini ve yasal dayanağını sordu. CHP’li Barut da soru önergesinde Pakdemirli’ye “Halkımıza hizmet için istihdam edilen personellerin bakanın şahsi hizmetlerini karşılaması için görevlendirmeleri hangi yasal, etik ve ahlaki kurallara göre yapılmaktadır. Kurum personelinde çok büyük bir huzursuzluk veren bu uygulamadan vazgeçilmesi için bir girişiminiz olacak mı” dedi. karar vermek için yerel seçimlerin sonucunu beklediğini belirtirken, bazı mağdurlar ise mahkeme heyetine seslenerek, “12 yıldır buralarda sürünüyoruz” dedi. Tepkiler üzerine mahkeme başkanı 1 Temmuz’da kararın açıklanacağını belirtti. İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken taraf avukatları da duruşmada hazır bulundu. Mahkeme başkanı bir önceki duruşmada son savunma nin “gırtlağına sarılma” noktasına dayan kir Pakdemirli’nin bakanlık dan konuya ilişkin bilgi al na izin vermediğini aktardı. OHAL döneminde binler ları alınmayan sanıkların son sa dığı bir ortamda yapılacak üstelik bu seçim. personelini vil mak istediklerini ancak so Kurt, “Eskiden kamu işçile ce memurun KHK ile işten vunmalarını yapmalarını istedi. Zehirli su değişmezse, bu akvaryumda lasında çalışmak rularına yanıt alamadıkları ri ısıtma, temizlik sistemin atıldığını anımsatan Kurt, Başka suçtan tutuklu sanık Mu topluca boğulacağız. Suyu temizleyen motorları stop etmiş, zaten su taşıyan hortumun da lağım sistemine bağlı olduğu bir tanktayız. Seçmen analizleri  Bu seçime gidilirken, benim en çok sinirimi bozan bir şeyi paylaşmak isterim. Kalem ve söz erbabı ile kerameti kendinden menkul “siyaset uleması”nın ağzında sürekli bir “Filanca kesim şuna oy verecek. Falanca kesimin oyu şuradan şuraya kayar. Feşmekân kesimin oyunu garanti saymayın, onların yüzde bilmem kaçı şuraya eğilimli. Falanların da şu kadarını alırsak aslında öteki taraftan gelecek olan yüzde bilmem kaç...” muhabbetinden gına geldi. üzere görevlendirmesine ilişkin “Kamu çalıOZAN şanları üzerinde ÇEPNİ ciddi bir korku imparatorluğu kuruldu. Çok ağır bir mobbing uygulaması var. Kimse sesini çıkaramıyor. Memurların evlerde çalıştırılması kanunlara ve yönetmeliklere aykırı” dedi. Cumhuriyet’e konuşan Kurt, gazetemizin “Villada hizmet” manşetinin ardından bakanlık bürokratların nı aktardı. Kurt, “Son 20 yıldır kamu çalışanları bürokratların evinde çalıştırıldığını, mesailerinin evlerde tamamladıklarına şahit olduk. Mevcut kanunlara, yönetmeliklere göre, böyle bir şey mümkün değil” dedi. ‘Ses çıkaramıyorlar’ Kurt, eski yönetmeliklerde “Özel Tahsisli Konutlar” kapsamındaki alanlarda bakanlık çalışanlarının görevlendirilebildiğini ancak değişen yönetmeliklerin bu de kullanıyordu. Yönetmelik değişikliği ile bu alanlar özel hizmete dahil oldu. Hizmetler ihale usulü ile yapılmalı. Kamu personelinin eliyle böyle uygulamalar yapılamaz” diye konuştu. Kurt, “Taşradan da böyle şikâyetler geliyordu. Kamu çalışanlarını çalıştırıyorlar. Bu konular bize geldikçe önce diyalog yöntemi ile sonra da kamuoyu ile paylaşarak bu tür sorunları çözmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. “Kamu çalışanları üzerinde ciddi bir korku imparatorluğu kuruldu. Memurlar üzerinde çok ağır bir mobbing (yıldırma) olduğunu biliyoruz. İnsanlar işlerinden olmamak için ağır mobbinglere sessiz kalıyorlar. Bu nedenle insanlara ulaşamıyoruz. Ciddi bir baskı var üzerlerinde” dedi. Kurt, işten atılma korkusunun yanında ekonomik krizin de çalışanlar üzerinde baskı oluşturduğunu belirtti. l ANKARA rat Aplak, gazetemize yönelik molotoflu saldırıyı düzenleyen kişinin Bedirhan Şinal olduğunu ve kendisinin molotof yapımına yardım etmediğini öne sürerek, “Benim yardım etmediğim açıktır. Yıllardır bunları anlattık, hâlâ bize dava açılıyor. Bedirhan’a bunun sorulmasını isterim. Benim herhangi bir katkım olmadı molotof yapımında. Bu olayla yakından uzaktan ilgim yoktur” diye konuştu. ‘Kullanıldım’ FETÖ’cü savcıların, “Osman’ım” diye hitap ettiği Ergenekon kumpasının gizli tanığı Danıştay saldı Bunları dinleyen, sanıyor ki, bu “kesim”ler bir yerlerde oturup toplaşıyor ve “Haydi şuna verelim buna verelim” diye kararlar alıyorlar. Geçiniz bunları ve milleti “yemeyiniz” hanımlar, beyler. Sonuçta her bir vatandaşın bir oyu var ve sandığa gittiğinde kendi vicdanı ile baş başa, doğru ya da yanlış bir tercih kullanıyor. “Kesimaidiyetgrupzümre” filan hesabı yaptığını sanmıyorum o aşamada. Mesele, yapacağınız propaganda ve bilgilendirme ile insanların tek tek beynine ve yüreğine girebilmek. Bırakın şu “kategori Bakanlıktan skandal yanıt HAVALIMANINDA YINE IŞ CINAYETI rısının faillerinden sanık Osman Yıldırım ise iktidarı devirmeye yönelik suçlamaları kabul etmediğini belirterek “Bu nasıl bir devlet, bu nasıl bir adalet anlayışı. Ben devlete hizmet ettiğim için Danıştay olayından beraat ettim. Şimdi yapılan açıklamalarla devletin FETÖ olduğunu iddia ederek durumu saptırmaya çalışıyorlar” dedi. “O dönem devlet adına cumhuriyet savcısı Aykut Cengiz Engin, Turan zasyon ukalalıklarını.” Çolakkadı, Zekeriya Öz ve Recep Baskının dozu Tayyip Erdoğan benimle anlaşma yaptılar” diyen Yıldırım, “FETÖ be Seçim düzleminde medyaya yönelik baskıların, bir yandan yayın organlarına kurumsal olarak, bir yandan da gazetecileri tek tek susturmaya yönelik vahşice girişimlerle devam ettiğini görüyoruz. Bir köşede kıstırarak sopa atmalar, kurşunlamalar, yayın durdurma kararları, lisans iptali tehditleri, sürmekte olan davaları sopa olarak kullanarak sesini kısma hevesleri. Onurlu gazetecilere, kalemini kırmayı satmaya tercih edenlere vız geleceğini bile bile yapıyorsunuz bunları. Vakit harcıyorsunuz. Kendinizi daha da aşağı seviyelere çekiyorsunuz. Bunun farkına varın. Tarih herkesi bugünlerde nerede durduğu ve nasıl tavır aldığı ile yargılayacak. Onu da kimse unutmasın. Hep derim ya: Bir gün gelip, torunlarınız size, “Dedeciğim/Nineciğim, o günlerde sen ne yaptın? Nerede durdun? Ne demiştin?” diye sorduğunda, verecek onurlu bir yanıtı olmalı insanın.  3 işçinin yaşamını yitirdiği Milas’taki madende aynı gün denetim yapılmış! MUSTAFA ÇAKIR Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin’in Milas’ta 3 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasıyla ilgili soru önergesine skandal bir yanıt verdi. Bakan Fatih Dönmez yanıtında maden ocağında Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) teknik heyetlerince denetimler yapıldığı dan geçenler bile bu blokun düşeceğini söylüyor. Ben buradan açıkça ifade etmek istiyorum, bu yaşanan kaza göz göre göre gelen bir cinayettir. Objektif bir denetleme mi yoksa sahaya karşıdan bakıp gidilen kâğıt üzerinde yapılan bir denetleme midir” diye sordu. Soma’dan bu yana 299 işçinin madenlerde yaşamını yitirdiğini belirten Girgin, “Demek ki denetimler sadece kağıt üzerinde yapılmakta” dedi. görmezden gelip defterlerine yazamıyorlar. İşte bu yüzden İş Güvenliği Yasası yetersizdir diyoruz. Maaşını patrondan alan nezaretçi patronu denetlemekle görevli kılınırsa ne yazık ki bu tür acı sonuçlar kaçınılmaz hale geliyor.” Girgin, yanıtta, “açık ocak işletmesi planlanan alanlarda ihtiyaç duyulması halinde şev stabilite analizlerine esas olacak jeoteknik raporun verilmesi zorunluluğu getirilmiş Mustafa Ateş Yapımına başlandığı günden beri resmi rakamlara göre 53, inşaat işçisi sendikalarına göre ise onlarca işçiye mezarı olan İstanbul Havalimanı’nda Pier 1 bölgesinde çatı arası onarımında çalışan Mustafa Ateş (31) 26 Nisan 2019’da sabaha karşı 18 metreden boşluğa düştü. Bakırköy Sadi Konuk Araştırma Hastanesi’nde tedavi altına alınan Ateş’in önceki gün sabah beyin ölümü gerçekleşti. Ateş’in kuzeni Erkan Semizer, kuzeninin ölümü üzerine sosyal medyadan bir paylaşımda bulundu. Paylaşımda, Ateş’in mesai arkadaşı Baver Bektaş’ın an nimle anlaşma yapmış değil. Ben Danıştay olayından bedel öderken, 13 yıl boyunca mitinglerde, ‘Kemalistlerin darbe girişimini biz önledik’ denildi. ‘Kemalistler, Danıştay olayını yaptı üzerimize yıktı, biz aydınlattık’ şeklinde propaganda yaparak halkımızdan destek aldılar. Erdoğan devleti beni kullandı. İç organlarını bana temizlettiler. Devleti yeniden yapılandırdılar” diye konuştu. Gazetemize el bombası atılması ve Danıştay saldırısı faillerinden bir diğer sanık Erhan Timuroğlu ise son savunmasında Danıştay ismini cezaevinde duyduğunu öne sürdü. Hükümete karşı eylemle suçlandığını aktaran Timuroğlu, “Hükümete oy verdiğim için sağ parmağımı kesmek istiyorum” dedi. Sanık İsmail Sağır ise, “Er Sürenoğlu’nun 32 günlük esareti sona erdi Adalet Bakanlığı, 13 Nisan 2019’da İstanbul’da DemirörenKalyoncu ailelerinin çocuklarının Çırağan Sarayı’ndaki düğün töreni nedeniyle trafiğin kapatılmasına, “Bir düğün için bu yapılır mı?” sözleriyle tepki gösterdiği için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın korumaları tarafından darp edilen ve ev hapsine alınan avukat Sertuğ Sürenoğlu hakkında soruşturma izni vermedi. Bu kararın ardından Sürenoğlu’nun ev hapsi 32 gün sonra kalktı. Gerçeğe aykırı tutanak hazırlayan ve avukatı darp eden Cumhurbaşkanlığı korumaları hakkında dava açılıp açılmayacağı merak konusu oldu. l ALİCAN ULUDAĞ / ANKARA nı belirterek “Rödövans sözleşmesi kapsamında faliyetlerin yürütüldüğü maden ocağında en son MAPEG oluru ile 30 Mayıs 2018 ve 18 Şubat 2019 tarihinde denetim yapılmıştır” bilgisi verildi. Girgin, yanıtın soru işaretleri yarattığına işaret ederek, “Bakanlık ‘18 Şubat’ta denetledim’ diyor. Kazanın meydana geldiği tarih zaten 18 Şubat’tır. MAPEG Heyeti olay üzerine apar topar acilen sahaya incelemeye gidiyor. Bu bir denetleme midir? Göçük vakası yaşanan ocağın yakınındaki yol Patronu denetliyor! Bakanlıktan gelen yanıtta daimi nezaretçi defterinin yönetmeliğe uygun olduğunun belirtildiğine de dikkat çeken Girgin, şunları kaydetti: “Daimi nezaretçi fiilen sahada çalışıyor mu? Yoksa yasal zorunluluktan dolayı kâğıt üzerinde mi gösteriliyor? Eğer sahadaysa düşen bu bloku nasıl göremez? Çalışmanın durdurulması gerekeceği için gördü ama yazamadı mı? Yazsaydı işinden olurdu. O yüzden pek çok riski ve uygunsuzlukları tir” denildiğine de vurgu yaparak, “İhtiyaç duyulması halinde diye bir şey söz konusu olamaz. Mutlaka yapılması gerekir ki ocak geometrisi buna göre düzenlenir” dedi. Yine yanıtta, denetimlerde “projesine uygun çalışılması gerektiği yönünde ruhsat sahibine bildirimler yapılmıştır” denildiğini de belirten Girgin, “Gerçekten uygunsuzluk vardıysa neden gereği yapılmadı. Uygun çalışmadı ki bu kaza oldu ve maalesef 3 can gitti” diyerek tepkisini dile getirdi. l ANKARA latımlarına yer verildi: ‘Ölüme sürüklediler’ “Havalimanında daha yeni açılmışken böyle bir kazanın duyurulmasını istemedikleri için bize herhangi bir şey söylemiyorlar. O yüzden tedirginiz. Onlara öfkeliyiz ve sinirliyiz. Ateş’in üç tane çelik sapan ile bağlı olması gerekirken iki tane çelik sapan olduğunu öğrendik. Hem ihmal var hem de iş baskısını artırıyorsun. Bu kişinin zaten hata yapması kaçınılmaz. Yani göz göre göre ölüme sürüklediler.” l Haber Merkezi genekon terör örgütü yoktur, bizi ona yamadılar. Bu şekilde verilecek karar bozulacaktır. Haksız ceza alıyoruz, bizi de düşünün. Beraat talep ediyorum” diye konuştu. Karar 1 Temmuz’da Avukatların beyanının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, başka suçtan tutuklu sanıklardan Bedirhan Şinal’a, avukatıyla görüşmesini yaparak esas hakkındaki savunmasını son kez yapmak üzere süre verdi. Heyet sanıkların son sözlerini almak ve nihai karar vermek üzere duruşmayı 1 Temmuz’a erteledi. l İSTANBUL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle