22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 17 MAYIS 2019 CUMA HABER ‘100. yıl’ İki gün sonra “19 Mayıs 1919”un yüzüncü yılını kutlayacağız. Bir ara, özellikle 1980’li yıllarda “19 Mayıs” günü yaklaştıkça, Atatürk’ün doğum gününün, “19 Mayıs” olduğu söylemi yayılırdı; dahası zaman zaman bunun benimsendiği de görüldü, ne ki yerleşmedi. Ve değerli dostlar. “Tarihte iz bırakmış ünlülerin tarihe yön vermeleri, yaşamlarında kimi olaylar gerçekleşseydi, engellenip oluşmazdı!” denir; böyle bir engelleme olayını Atatürk’ün de, “Samsun’a Çıkışı” ile ilgili olarak yaşadığı bilinir, anımsayalım; ama önce kısa bir bilgi notu. “Birinci Dünya Savaşı” sonunda yenilenler arasında yer alan “Osmanlı Devleti”, Suriye’deki kuvvetlerini geri çektiğinden, Atatürk İstanbul’a döner. Şişli’deki evinde, Osmanlı’yı tarihten silen “Sevr”in öncüsü, “Mondros Mütarekesi”ni imzalayan, dolaysiyle İstanbul’daki işgalci kimi İngilizlerle, “sıkı fıkı” dost olan, eski Donanma Bakanı Rauf Bey (Orbay) ile zaman zaman bir araya gelip, ülkenin durumuyla ilgili görüşmeler yapar. İşte bu arkadaşlık dolaysiyle, Atatürk de, Samsun’a gitmek için yola çıkacağı sırada yaşayacaktır, yukarıda belirtilen “engelleme” olayını. Bunu Söylev’de (Nutuk) şöyle anlatır? “İstanbul’dan ayrılmak üzere evden çıkıp otomobile bineceğim sırada Rauf Bey evime gelmişti. Bineceğim vapurun, işgalci İngiliz Kuvvetlerince izleneceğini, İstanbul’da iken tutuklamadıklarına göre, belki de Karadeniz’de batırılacağımı güvenilir kimselerden işitmiş, onu bildirdi!...” Atatürk’ün bu olayı çok iyi değerlendirmesi gerekiyordu. Bu duruma göre ya İstanbul’da kalacaktır ki, tutuklanması söz konusudur; ya da gemisinin batırılması olasılığına karşın yoluna devam edecektir. Atatürk duraksamadan ikincisini seçer, Rauf Bey’e de, “Eninde sonunda, İstanbul’dan ayrılmak zorunda kalırsa, yanına gelmesini söyleyerek veda eder, arabasına biner.” Atatürk bu olaya, bu konuşulanlara genişçe yer verir “Söylev”de; oysa Rauf Bey, anılarını tüm ayrıntılarıyla yazdığı, “Cehennem Değirmeni” adlı kitabında, bu olaydan hiç söz etmez, dolaysiyle bu haberi, “hangi kaynaktan aldığını da” bildirmez... Atatürk, Amasya’da, ülkenin kurtuluşu için yürünecek yolu belirleyen “Amasya Bildirgesi”ni hazırlarken, Rauf Bey de Ankara’ya gelir; Atatürk’ün çağrısı üzerine Amasya’ya geçer; Atatürk kendisinden “Bildirge”yi imzalamasını ister; Rauf Bey, konuk olduğu gerekçesiyle bundan kaçınırsa da bir süre sonra imzalar. Ayrıca, “19 Mayıs 1919” günü Samsun’a çıkan, “19 kişi” içinde, Atatürk’ün uzun süre arkadaşlık yaptığı, Albay Refet (Bele) de vardır, o da imzalamaktan kaçınır, daha sonra kendine özgü bir işaret koyduğunu, Söylev’de üzülerek anlatır Atatürk... Kuşkusuz “100 yıl önce”, “19 Mayıs” günü atılan bu ilk adımı, her türlü olumsuzluğa karşın Atatürk, İnönü ile birlikte yürüterek, “1923 Devrimi”ni gerçekleştireceklerdir. Ve bugün, bu yenilenmenin getirdiklerinin “AKP” iktidarınca yok edilmek istenmesi ya da büyük ölçüde tırpanlanması karşısında, bu değişimlerin gerçekleştirildiği günleri (tarihleri) bir bir anarak canlı tutmayı vargücümüzle sürdürmeliyiz. Kuşkusuz bu bağlamda en etkin görevin, özellikle “CHP’li Belediyeler”e düştüğü; ayrıca, Atatürk’e dolaysiyle “1923 Devrimi”ne bağlılıkları “tüzük”lerinde yer alan “Sivil Toplum Örgütleri”ne (STK) düştüğü de dikkate alınıp, bu günler topluma yansıyacak boyutta anılmalıdır. Ne dersiniz değerli dostlar? 17 mayıs 2019 SAYI: 34190 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça Sorumlu Müdür Ozan Alper Yurtoğlu Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l İzmir Temsilcisi: Hakan Dirik Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 03:51 03:41 04:12 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05:38 13:05 17:01 05:25 12:50 16:44 05:52 13:13 17:04 Akşam 20:23 20:05 20:24 Yatsı 22:03 21:41 21:57 ‘İnönü vakurdu,Orhan Birgit, 14 Mayıs 1950 ve 31 Mart 2019 seçimlerini karşılaştırdı Erdoğan hazımsız’ GAMZE AKDEMİR Çok partili hayata 1946’da geçildikten sonra yapılan ilk seçim 14 Mayıs 1950 seçimlerine, Cumhuriyet Halk Partisi ve muhalefetteki Demokrat Parti’nin uzlaştığı adil bir seçim kanunu ile gidildi. Tek dereceli, eşit ve gizli oy, açık tasnif ve her ilin bir seçim çevresi kabul edildiği, ‘çok oy alanın seçilmesi’ ilkelerine dayalı, yargının denetim ve yönetimindeki bu seçim sistemi, süreci seçmenin denetimine de açtı. Adil bir seçim kanunuyla, gerilimden uzak bir havada gerçekleştirilen 14 Mayıs 1950 seçimleri DP’yi iktidara getirdi, CHP ise iktidarı kaybetti! 14 Mayıs miladı! Kuşkusuz CHP’liler için hiç kolay bir durum değildi. Seçimin iptali için bahane arayan hatta seçime komünistlerin fesat karıştırdığını söyleyecek kadar ileri giden 1. Ordu Komutanı Orgeneral Kurtcebe Noyan gibi sonuçları kabullenemeyenler de vardı. Peki onların aksine seçim sonuçlarını vakur bir şekilde karşılayan İsmet İnönü, ne istiyordu ve nasıl bir süreçten geçiyordu? Kaybedenin tavrına ve demokrasi kültürüne bakıldığında, 14 Mayıs 1950 seçimleri ile 31 Mart 2019 seçimlerinde yaşananlar hangi bağlamlarda, neden kıyas tutmuyor ve ibret vesikası olarak tarihteki yerini alıyor? 14 Mayıs 1950 seçimlerinin öncesi ve sonrasında neler yaşandığına bizzat tanıklık etmiş Orhan Birgit, hem bu soruların yanıtını verdi hem de o süreçte yaşananları değerlendirdi. ‘İnönü bunu bekliyordu’ İsmet İnönü’yle yakından çalışmış, CHP üyesi ve o dönem Ulus gazetesinin de temsilcisi Birgit öncelikle İnönü’nün bu sonucu beklediğine dikkat çekti: “Demokrasiye, halkın iradesine yürekten inanan İnönü, bu kültürün içselleşmesini istiyordu. Olacaksa kansız bir değişim olsun istiyordu ki öyle de oldu. Ne halkın iradesi darbe yedi ne toplumsal huzur ne de ekonomi! Seçimlerden kısa süre önce Beyaz Tren’le İstanbul’a gelen İsmet Paşa istasyonlarda, halka, bunun özgür bir seçim olacağını, açık tasnif gizli oy esasına dayanacağını söylüyordu. Yine refakat eden vali ve kaymakamlara da ‘Sakın ha! Tarafsız kalacaksınız. Bu hâkimlerin başkanlık edeceği bir seçim olacak’ diyordu. Yolculuğun sonunda Dolmabahçe’ye birlikte gittik. Benim görevim, özellikle İsmet Paşa’nın ertesi gün vereceği konuşma için onu beklemekti. Ertesi sabah, İstanbul Valisi Fahrettin Kerim Gökay’la beraber Taksim mitingine gittik. İsmet İnönü ünlü nutkunu bana orada verdi. Paşa’nın isteği üzerine onun yazılı konuşmasını eklemeler yapılabilir diye kürsüden takip ediyordum, öyle görevlendirilmiştim.” ‘Komünist’ bahanesi! Seçim sonuçlarını CHP’nin yayın organı Ulus gazetesinin temsilcisi olarak il merkezinde izler Birgit. Birinci Ordu Komutanı Orgeneral Kurtcebe Noyan, Sadi Irmak’ı arar. Telefon Birgit’e bağlar. Ve ortalık hareketlenir... “Komutan Noyan, Sadi Bey’e seçimlerde CHP’nin kaybettiğinin anlaşıldığını söyleyerek ‘Paşa Hazretlerine bildiriniz, komünistler bu seçime fesat karıştırdı gerekçesiyle seçimleri iptal edelim’ dedi. Sadi Bey şaşırmıştı, hemen Çankaya’yı arayarak bu sözleri Başyaver’e iletti. Paşa’nın kısa sürede gelen yanıtı; ‘Kimse bu sonuçlara müdahale etmesin. Seçimleri kaybettik, halkın istediği oldu. Sandıktan ne çıktıysa o sonuç alınmıştır’ oldu. O bekleyişi unutamam. Saatler gibi gelmişti.” Yürüyen kahraman! İsmet İnönü, seçimin ertesi günü neler yaptığını ise Orhan Birgit’e şöyle anlatır: “Sabahleyin kalktım, seçim sonuçlarını aldım. Artık Çankaya’da oturmamam gerektiğini bildiğim için Mevhibe Hanım ve kızım Özden’i çağırdım. Özden’e ‘Seni okula artık otomobil götürmeyecek, al çantanı okuluna git’ dedim. Mevhibe Hanım’a da, ‘Hanımefendi, ben artık Cumhurbaşkanı değilim, sadece Malatya Milletvekiliyim. Çankaya’dan Pembe Köşk’e taşınıyoruz. Ben de şimdi şapkamı alıp Çankaya’dan Kızılay’a yürüyeceğim” Böyle der ve Kızılay’a yürür İnönü! ‘Tarih bunu yazacaktır!’ İsmet İnönü seçim sonuçlarını vakur bir şekilde kabul etmiştir. Milli Şef, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün tavrıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tavrının kıyas dahi kabul etmediğini vurgulayan Birgit, şu değerlendirmelerde bulundu: “Düşünün koskoca Kurtuluş Savaşı kahramanı, Milli Şef İsmet İnönü, en ufak bir tereddüt etmeksizin seçimi kaybedince koltuğunu anında teslim ediyor. Her türlü karşı tazyike rağmen! Bugün ise Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, büyükşehir belediye başkanlıklarını kaybetmeye dahi tahammül edemiyor, sindiremiyor. Erdoğan’ın ve partisi AKP’nin 31 Mart seçimlerinin sonuçlarına yaklaşımı ortada; Anayasaya aykırı eylem ve söylemler! Yok mazbata verdirmemeler, saldırılar, iptaller... Tarih bunu yazacaktır! 91 yaşındayım, her ikisine de tanık oldum. Bunlar unutulmayacaktır!” Çatlı’nın yeğeni FETÖ’den tutuklandı ALİCAN ULUDAĞ “Devletmafyasiyaset” üçgeninde kirli ilişkilerin ortaya çıktığı 3 Kasım 1996’daki Susurluk kazasında hayatını kaybeden Abdullah Çatlı’nın yeğeni astsubay Alp Eren Çatlı, FETÖ’nün TSK yapılanmasına yönelik ankesör soruşturması kapsamında tutuklandı. Alp Eren Çatlı, ifadesinde, ankesörlü telefonlardan arandığı iddiasını reddederek şunları söyledi: “Ben 17 yaşımdan, jandarmaya girdiğim 24 yaşına kadar Ülkü Ocakları’nda görevlerde bulundum. FETÖ’nün ka mu kurumlarında aktif olduğu yıllarda 6 tane kamu kurumu sınavından mülakat sürecinde elendim. 1725 sonrası MHP Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak’ın telkin ve yönlendirmesi ile Jandarma’ya girdim. Ağabeyim Ahmet Çatlı Ergenekon suçlamasıyla gözaltına alındı. Babam Zeki Çatlı FETÖ’nün usulsüz dinlemelerine maruz kalarak, mağdur oldu. Ben böyle bir aileden gelmekteyim. 15 Temmuz sonrası FETÖ’nün Antalya Hâkim Savcı İmamı’nı istihbari çalışmalarla İzmir’de yakaladım. FETÖ’ye önemli darbeler vurdum.” l ANKARA KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK Zekeriya Öz’ü aklayan Yargıtay üyesine hapis Yargıtay 9. Ceza Dairesi, başmüfettiş olduğu dönemde, firari eski savcı Zekeriya Öz’ü aklayan eski Yargıtay üyesi Halit Kıvrıl’ı, Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırdı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nce görülen duruşmada tutuklu sanık Kıvrıl, örgüt tarafından ankesörlü telefonla aranmasına yönelik iddiaları reddetti. Sanık Kıvrıl’a, “FETÖ’ye üye olmak” suçundan, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 314/2. maddesi gereğince alt sınırdan uzaklaşılarak 7 yıl hapis cezası verildi. Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören kanun uyarınca sanığa verilen ceza 10 yıl 6 aya çıkarıldı. Sanığın duruşmalardaki hal ve tavırları nedeniyle ceza 8 yıl 9 aya indirildi. Kıvrıl, başmüfettişliği döneminde firari eski savcı Zekeriya Öz hakkındaki şikâyetlerle ilgili olarak “soruşturmaya yer yok” raporu hazırlamış ve 2011’de Yargıtay üyeliğine seçilmişti. HSYK Genel Kurulu ise 2015’te Kıvrıl tarafından hazırlanan raporu yetersiz bularak, “Ergenekon” ve “Balyoz” davalarına bakan hâkim ve savcılar hakkındaki iddiaları yeniden ele almıştı. l ANKARA behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com Özden uğurlandı Anayasa Mahkemesi (AYM) Onursal Başkanı, Türk Hukuk Kurumu ve Atatürkçü Düşünce Derneği’nin (ADD) eski başkanlarından Yekta Güngör Özden’in eşi Fatma Necla Özden son yolculuğuna uğurlandı. Özden için Kocatepe Camisi’nde düzenlenen cenaze törenine CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanvekili Levent Gök, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Cumhuriyet Vakfı Genel Sekreteri Işık Kansu, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Mustafa Balbay, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi ve Yargıtay 18. Ceza Dairesi Onursal Başkanı Hamdi Yaver Aktan ve gazetemiz Ankara Temsilcisi Sertaç Eş, eski SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, eski AYM başkanları Haşim Kılıç, Mustafa Bumin, eski CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin, ADD Genel Başkanı Hüseyin Emre Altınışık, Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan ile çok sayıda siyasetçi ile yargı mensubu katıldı. Özden’in cenazesi, Cebeci Asri Mezarlığı’nda toprağa verildi. Yanardağ için tören İstanbul’da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden, Türk basınına uzun yıllar hizmet veren duayen gazeteci Ulvi Yanardağ son yolculuğuna uğurlandı. Yanardağ için ilk tören üyesi olduğu Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlendi. Ailesi, yakınları ve çok sayıda meslektaşının katıldığı törende konuşan TGC Başkanı Turgay Olcayto, “İlk muhabirlik dönemlerinde birlikte çalıştığım arkadaşlarımdan biriydi. Çok iyi bir muhabirdi ama daha önce çok iyi bir insandı” dedi. Reina’da 2 tahliye İstanbul Ortaköy’deki eğlence mekânı Reina’da 2017 yılbaşı gecesi düzenlenen ve 39 kişinin yaşamını yitirdiği terör saldırısına ilişkin davada, saldırıyı gerçekleştiren tutuklu sanık Abdulkadir Masharipov’un eşi Zarina Nurullayeva ile birlikte yaşadığı Tene Traore’nin tahliyesine karar verildi. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki salonda dün yapılan duruşmada, mahkeme heyeti taleplerin ardından ara kararlarını açıkladı. Heyet, tutuklu sanıklardan Masharipov’un resmi nikâhlı eşi Zarina Nurullayeva ile birlikte yaşadığı Tene Traore’nin yurt dışına çıkış yasağını içeren adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi. l İSTANBUL / Cumhuriyet BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Köy ihtiyar heyetinin başı; muhtar. 2/ Takım... Kalıpta pi 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 L OGOF E T İ 2 E KÜME N İ ZM 3 J ZEN R İ P 4 YA RAD İ KA şen bir tür mey 5 O N A T A N A R veli pasta. 3/ 6 N A G A Y K A A Leyleğe benzer 7 bir kuş. 4/ Âşık olmaktan duyulan korku. 5/ Bir 8 9 E L A BO A T R OMA T İ K O GA L ÇA L AR soru sözü... Güreşte bir oyun... “Şu dünyanın iki imiş kapısı / Geldi geçti günümün hepisi” (Karacaoğlan). 6/ Bir nota... Tropikal bölgelerde yetişen ve yumruları besin olarak kullanılan bir bitki. 7/Alan Par ker tarafından filme de aktarılan ünlü bir mü zikal... Kimse, kişi. 8/ Eski Türklerde kağandan sonra gelen en yüksek unvan... Avrupa’da bir başkent. 9/ Üflemeli bir çalgı... Bir kimsenin ya da topluluğun başkalarında bıraktığı izlenim. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Okçu, ok atan kimse. 2/ Tropikal Afrika’da yetişen ve parlak odunu mobilyacılıkta kullanı lan bir ağaç... Bir ilimiz. 3/ Artvin’in Yusufeli il çesinde bir şelale... Tohumdan yetiştirilen körpe sebze ya da çiçek. 4/ Boksta vurulan bir yum ruk çeşidi. 5/ Özel bir cam kap içinde likör, şa rap ve meyve suyu karıştırılarak hazırlanan bir içki... Bir haber ajansının kısa yazılışı. 6/ Şef kat, merhamet... Boru sesi. 7/ Franz Kafka’nın bir romanı... Bir işteki engelleri yenmede kesin karar. 8/ Şarkı, türkü... Anadolu’nun kırsal kesiminde erkekler arasında düzenlenen yâren toplantılarına verilen ad. 9/ Örme işleri.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle