17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 7Fe2s. tCiavnanlie’nsdFeilnm Politik şiddet üzerine...notlar Barbarlığın farklı biçimleriyle hortladığı bir dünyada yaşıyoruz artık; bundan kimsenin kuşkusu kalmadı. İnsanlık, Brezilya’dan Paris’in varoşlarına dek hep aynı hastalıktan muzdarip değil mi? Aynı baskı, aynı korku, aynı şiddet, aynı çaresizlik ve sonuçta aynı başkaldırı... Ancak, farklı kıtalardaki otoriter iktidarların benzer yöntemlerle denetim altında tutmak istedikleri bireysel ve toplumsal yaşam alevinin bir noktadan sonra hunharca söndürülmesinin olanaksızlığı da ortada... “Altın Palmiye seçkisine üç yıl önce ‘’Aquarius” ile katılan Brezilya lı Kleber Mendonça Filho (1968) ile Juliano Dornelles’in (1980) birlikte gerçekleştirdikleri “Bacurau’’, adını yoksul bir köyden alan, sağlam bir politik sinema örneği. Bu kurak yörede, direnişçi dayanışma ruhuyla birbirlerine bağlı insanlar yaşar. İs ter öğretmen, ister kiralık katil; ister yerel mafya fedaisi, ister sokak kadını olsun; hepsi, hem iç (faşist iktidar) hem de dış (ABD) sömürü güçlerine karşı kanlı direnişe hazırdırlar. Sistemin barbarca şiddetine, aynı barbarlıkla yanıt verecek kadar kararlıdırlar da.. İlk filmi “Sefiller’’ ile hem Altın Palmiye, hem de Altın Kamera adayı olan, Afrika kökenli genç Fransız Ladj Ly, küreselliğin her alanda olduğu gibi, Paris’in getolaşmış kenar mahallerindeki yaşamı da nasıl kirlettigini ve umutsuz ikinci/ üçüncü kuşak göçmen çocukları nasıl şiddete itelediğini, gerçek olaylardan yola çıkarak, çarpıcı bir dille sergiliyor. Bir yanda epik, yer yer romantik bir anlatım diliyle yüceltilen ‘’haklı’’ şiddet... Öte yanda, ne polisin, ne mahalle abilerinin, ne de çocukların şiddetini “haklı’’ görmeyen ama tüm çiğliğiyle görüntülemekten de çekinmeyen bir film... Ladj Ly, “Sefiller’’i Victor Hugo’nun bir sözüyle noktalıyor: İyi ya da kötü tohum yoktur; iyi ya da ya kötü bitki yetiştiren bahçıvan vardır... Aksiyon tam gaz devamKeanu Reeves’li ‘John Wick 3: Parabellum’, haftanın öne çıkan filmlerinden 1317 MAYIS 2019 CUMA Aşkenazlar arşiv projesi sergisi Aşkenaz toplumunun Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne uzanan yüzlerce yıllık kültür tarihinin kayıtlar altına alındığı “Dünden Bugüne Türkiye’de Aşkenazlar” sergisi, 20 Mayıs Pazartesi günü 18.30’da Karaköy’deki Schneidertempel Sanat Merkezi’nde ziyarete açılacak. Kaynak kişilerin anıları, aile albümleriyle kurum arşivlerinden toplanan, belirli temalar altında sınıflandırılan tarihi ve kültürel verilerin bir kısmı bu sergide yer bulurken, bu zengin tarihe ışık tutacak çok daha fazla bilgiye, yine proje kapsamında hazırlanan internet sitesi ve kitapçıktan ulaşılabilecek. l Kültür Servisi Seksi Pamuk Prenses... “Masumiyetin Dayanılmaz Çekiciliği” gibi Milan Kundera’dan esinlenilmiş, uyduruk bir Türkçe isim takılarak bugün gösterime giren Fransız yapımı “Blanche Comme NeigeKar Gibi Beyaz”, dağ havasının cinsel arzularını tetikleyip azdırdığı, kentli, çekici bir genç kadının (Brigitte Bardot’nun gençliğini andıran, gelecek vaat eden, işveli cilveli ‘yeni keşif’ Lou de Laage oynuyor) kahramanı olduğu, standart bir erotik gerilim denemesi. Fransız sinemasının yıllanmış, deneyimli kadın yönetmenlerinden Anne Fontaine’in imzasını taşıyan film, baştan çıkarıp çoğuyla seviştiği 7 erkeği peşinden koşturan, kıskanç üvey annesinin (yılların Isabelle Huppert’i artık acuze hallerine düşmüş vah vah) de fena halde canına kastettiği, Claire (Lou de Laage) adındaki seksi bir modern Pamuk Prenses’in beylik hikâyesini anlatıyor. Kabaca “Pamuk Prenses ve 7 Cüceler” masalının sözümona güncelleştirilmiş hali de denebilecek filmde Claire’imiz, ikiz kardeşlerden utangaç bir veterinere, kitapçı baba oğuldan mazoşist bir taşra papazına kadar uzatılacak ‘cücelerine’, yatakta tüm numaralarını gösteriyor ama nerdeyse hep aynı pozisyonda. Oldukça klişe sahneleriyle belirgin senaryo zaafları içermesinin yanısıra bu yavan erotik gişe filminin tek olumlu diyebileceğimiz yanı çevremekân kullanımıyla görselliği. Keanu Reeves’in, inzivaya çekilmek isteyen, eski bir köpeksever tetikçiyi canlandırdığı, Wachowski kardeşlerin çektiği, mütevazı bir aksiyon filmi boyutlarındaki ilk “John Wick” (2014) filminin umulmadık gişe başarısı üzerine tezgâhlanan 2016 yapımı devam filminde, örgütün kuralına aldırmaksızın başka bir örgüt elemanını öldürdüğü için onlarca amansız suikastçının hedefi haline geliyordu kahramanımız. Gişe hasılatını dünya çapında 170 milyona çıkaran ikinci filmin ardından işte John Wick’in seriye dönüşen maceralarının üçüncü bölümü olan “John WickChapter 3: Parabellum”da, New York’taki Continen tal Hotel’i mesken tutmuş, John Wick’in de eski işvereni olan, Yüksek Şura (High Table) denen uluslararası bir suç ve suikast örgütü tarafından başına 24 milyon dolar ödül konduğu için peşine düşmüş bir gözü kara katillertetikçiler sürüsünden kaçıp kurtulmaya çalışıyor süper kahramanımız, kimisiyle hesaplaşıp kimisinden destek aldığı, eski dost Sofia (Halle Berry), Direktör (Anjelica Huston), Continental’in patronu Winston (Ian McShane), yeraltı suç reisi Bowery King (Laurence Fishbourne), John’un en yaman düşmanı Zero (eski dövüş sanatları ustası Marc Dacascos), Continental’in resepsiyoncusu (Lance Reddick), karar verici (Asia Kate Dillon), Elder (Said Taghma oui) ve Tick Tock Man (Jason Mantzoukas) gibi Yüksek Şura üyeleri ve tetikçilerle birer birer karşılaşıp yüzleşiyor 130 dakika boyunca. Yıllarca yaptığı dublörcülük ve dublör koordinatörlüğünden yetişip yönetmenliğe geçen Chad Stahelski’nin yönettiği “John Wick 3”, öncelikle özenle tasarlanmış dövüş koreografilerinin ürünü uzun planları, seyirciye yer yer yeter artık dedirten kavgadövüş sahneleri ve hız kesmeyen, inanılmaz hareketli bölümleriyle bu türün iflah olmaz meraklısının hoşuna gidecek (ama bizim gibi dinozorları da epeyce yoran) türden, zehir zemberek bir aksiyon, suç, heyecan, macera üstün yapımı. Artık yaşını başını da almış Keanu Reeves’e de “Matrix”ten yıllar sonra şöhret tazeleten bir aksiyon kakafonisi. Chad Stahelski’nin yönettiği “John Wick 3”, öncelikle özenle tasarlanmış dövüş koreografilerinin ürünü uzun planları, seyirciye yer yer yeter artık dedirten kavgadövüş sahneleri ve hız kesmeyen, inanılmaz hareketli bölümleriyle bu türün iflah olmaz meraklısının hoşuna gidecek. Efsane isimden filmine özel şarkı İngiliz müzisyen Elton John’un hayatını anlatan “Rocketman” filmi Türkiye’de 7 Haziran’da vizyona girecek. Filmin geri sayımı sürerken, orijinal film müziği albümünden yeni bir şarkı yayımlandı. “Rocketman” için Elton John ve Bernie Taupin’in özel olarak yazdıkları “(I’m Gonna) Love Me Again”, Elton John ve filmin başrol oyuncusu Taron Egerton tarafından seslendirildi. Şarkı, dijital platformlardan dinlenebiliyor. l Kültür Servisi New Model Army İstanbul’a geliyor Başlarken üç kişiyle kurulan, şimdilerde ana vokal ve gitarda Justin Sullivan, davulda Michael Dean, klavyede ve gitarda Dean White, gitarda Marshall Gill ve basta Ceri Monger’dan oluşan New Model Army, 30 Kasım’da İstanbullu dinleyicilerle buluşuyor. Postpunk, folkrock, politikrock, goth ve metal gibi farklı alt kültürlerinden etkilenen grup, Zorlu PSM %100 Music sahnesinde olacak. Etkinlik biletleri, yakında Biletix’ten satışa çıkarılacak. l Kültür Servisi Mabel Matiz’in sayfalarından Merve Çalkan’ın ‘Defter’ine Şimdiye dek gitarıyla kaydedip paylaştığı şarkılarının ardından daha geniş kitlelere ulaşmaya hazırlanan Merve Çalkan’ın sözü bestesi Mabel Matiz, düzenlemesi Sabi Saltıel imzası taşıyan “Defter” isimli teklisi Sony Music Türkiye etiketiyle yayımlandı. Çalkan, internet üzerinden paylaştığı şarkılarla çok sayıda dinleyici kitlesi edinmişti. Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji mezunu sanatçı üniversite yıllarından bu yana kendi şarkılarını yapıyor. l Kültür Servisi ‘Gün Batımı’ HAFTANIN YENİLERİ Bu hafta vizyona girecek filmlerden bazıları şunlar: n Gün Batımı: Oscar ödüllü Macar yönetmen Laszlo Nemes’in I. Dünya Savaşı öncesinde geçen yeni filmi “Gün Batımı” izleyici ile buluşacak. Juli Jakab, Susanne Wuest, Urs Rechn, Vlad Ivanov, Evelin Dobos ve Judit Bardos’un oynadığı filmin senaryosunu yönetmen Laszlo Nemes ile birlikte Clara Royer ve Matthieu Taponier yazdı. n Lanetli Kapı: Paranormal Orman: Billy Chase Goforth’un yönetmenliğini yaptığı “Lanetli Kapı: Paranormal Orman”; ormana yaptıkları gezi sırasında gizemli bir kapı keşfe den ailenin başından geçenleri anlatıyor. n İçerdekiler: Melih Cevdet Anday’ın aynı isimli eserinden sinemaya uyarlanan “İçerdekiler”, darbe döneminde gözaltına alınan ve siyasi şube baş komiseri tarafından 185 gün sorgulanan bir öğretmenin psikolojik savaşını konu ediniyor. Caner Cindoruk, Görkem Mertsöz, Gizem Erman Soysaldı ve Settar Tanrıöğen’in rol aldığı filmi, Hüseyin Karabey yönetti. n Manuel J. Garcia’nın yönetmenliğini yaptığı “Bisikletler” ve Kelly Asbury’un yönettiği “Uglydolls” ise bu haftanın animasyon filmleri. Maçka Parkı’ndaki heykellere saldırı Şişli Maçka Sanat Parkı’nda yer alan, eski devlet liderlerinin bulunduğu büstlere baltayla saldırıldı. Gözaltına alınan saldırgan, Büyük Selçuklu Devleti’ne adını veren Selçuk Bey ve Osmanlı Devleti Kurucusu Osman Bey’in büstlerine zarar verdi. Kadıköy’de 19 Mayıs paneli Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 100. yılı olan 19 Mayıs, Kadıköy Belediyesi Büyük Salon’unda yapılacak bir panelle kutlanacak. Prof. Dr. Sina Akşin, Dr. Alev Coşkun, Prof. Dr. Zafer Toprak, Sinan Meydan’ın konuşmacı ve Mehmet Ali Güller’in moderatör olarak yöneteceği panelde 100. yılında 19 Mayıs’ın önemini ve Kuvayı Milliye ruhunun anlamını ele alınacak. Panel, 19 Mayıs Pazar günü saat 16.00’da başlayacak. l Kültür Servisi Belediyeden kitap hediyesi Bakırköy Belediyesi vergisini zamanında ödeyen yurttaşlara kitap hediye ediyor. Belediye Başkanı Dr. Bülent Kerimoğlu, “İçinde bulunduğumuz ay; vergi ödeme ayı. Ayrıca ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkarak milli mücadeleyi başlatmasının 100. yılı. Biz de zamanında vergisini ödeyen Bakırköylülere, kitap hediye etmek istedik. Böylece, 19 Mayıs’ı da daha anlamlı hale getireceğimizi düşünüyoruz. Bakırköylü yurttaşlarımızın söylediği gibi, ‘Her şey daha güzel olacak’” dedi. l İç Politika Oyuncu Kappy yaşamına son verdi Ünlü oyuncu Isaac Kappy, 42 yaşında hayatını kaybetti. “Thor”, “Klown Kamp Massacre”, “Fanboys” ve “Not Forgotten” gibi filmlerde rol alan oyuncu ABD’nin Arizona eyaletinde intihar etti. l Kültür Servisi Kül’den yeni albüme ilk konser Kül yeni albümü “Ait ve Dair”in ilk canlı performansıyla 22 Mayıs Çarşamba akşamı IF Beşiktaş Performance Hall sahnesinde konser verecek. Grup, 2011 yılında yayımlanan “Artık Güçler Dengede” albümlerinden sekiz yıl sonra, Ada Müzik etiketi ile “Ait ve Dair”i çıkardı. Albümde pek çoğu zincirleme bir biçimde birbirlerine eklemlenmiş ve böylelikle albüm içerisinde farklı tematik bölümler oluşturan 12 şarkı yer alıyor. l Kültür Servisi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle