17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 517 MAYIS 2019 CUMA 2018 yılını 27 milyar TL borçla kapatan İBB’de yüzlerce binek araç kiralandığı ortaya çıktı İBB’DE 1717 araçlık saltanat 22milyar lira olarak hesaplanan 2018 yılı borcu yeni rakamlara göre 27 milyar liraya ulaşan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) 1717 tane araba kiraladığı ortaya çıktı. Bu rakama gö re İBB’de her 8 kişiye 1 araç düşüyor. CHP Grup Sözcüsü Tarık Balyalı, “İBB’de yönetici kadrosunda 8 genel sekreter ve yardımcısı, hazal 28 daire başkanı, 100 müocak dür, 29 müdür yardımcısı ve 478 Şef. Toplam kaç kişi etti 643. Bunların dışında resmi kurumlara verdiğimiz ya da görev için kullanılan araçları da ekleyelim bunlara. Sayı olsun 800, belediyemizde bulunan 643 yöneticimizin hepsine bile kiralık araç versek geri kalan en az 900 tane kiralık araç nerede? Orada, burada, o dernekte, bu vakıfta...” dedi. Ayrıca 500’den fazla firma CHP Grup Sözcüsü Tarık Balyalı, kiralık araçlara ilişkin verileri paylaşırken, “Müdürlerin toplam sayısı 643. Sayı ol hit oldum. Çok sayıda firma geliyor ödeme istiyor ama ne yazık ki ödeme sıkıntısı var çünkü bütçe her ay açık veriyor. sun 800, belediyemizde bulunan 643 yöneticimizin hepsi Gelirlerimiz giderlerimizden her ay orta ne bile kiralık araç versek geri kalan en az 900 tane kiralık araç nerede? Orada, burada, o dernekte, bu vakıfta...” dedi. lama 500 milyon civarında eksi veriyor” diye konuştu. ‘Kasada para yokken İBB’den alacaklı durumda. İBB Meclisi’nin mayıs ayı oturumun ralık araçlarımızı ihtiyaca göre düzenlesek bile yılda en az 7080 milyon TL civa çek vermişiz’ da İBB’nin 2018 yılı kesin hesabı da oy rında bir kaynak açığa çıkartırız” dedi. Balyalı ‘Bilançomuza göre kasamızda çokluğu ile kabul edildi. İBB’den alınan bilgilere göre, İBB’nin toplam 1717 ta ‘Firmalar alacaklı’ 2018 yılı sonunda sadece 102 milyon lira varken piyasaya vermiş olduğumuz çekle ne araç kiraladığını söyleyen İBB Meclisi Şu anda 500’den fazla firmanın rin ve ödeme emirlerinin toplamı 508 mil CHP Grup Sözcüsü Tarık Balyalı, İBB’de İBB’den alacaklı durumda olduğuna dik yon lira. Yani kasamızda para yokken dı resmi rakamlara göre memurlar dahil ça kat çeken Balyalı ,“Bunların 300’den faz şarıya karşılıksız olarak çek ve ödeme lışan sayısının 13 bin 655 kişi olduğuna lası aslında çok düşük alacakları olma emri vermişiz. Bu İBB gibi önemli kuruluş dikkat çekti. 1717 tane kiralık araba ol sına rağmen belediyemizin kapısına her lara yakışmayan işler bence mali anlam duğunu vurgulayan Balyalı “Bu sayılara gün gidip geliyorlar. Çoğu firma 6 ay da. Bu mali anlayıştan İBB yönetiminin bakarak Büyükşehir Belediyemizde her 8 dan beri buradan neredeyse doğru düz çıkması gerekiyor. 23 Haziran sonunda da kişiye 1 kiralık araç düşüyor. Sadece ki gün bir ödeme alamıyor. Bu sürece şa inşallah bu olacak” dedi. l İSTANBUL Mücadeleye devamİBB’nin seçilmiş başkanı Ekrem İmamoğlu’nun çalışma ofisinden izlenimler Mazbatası tutuklanan Ekrem İmamoğlu’nun Maslak’taki bir iş merkezinin beşinci katında oluşturduğu çalışma ofisindeyiz. Plan, strateji üretme, günlükhaftalık çalışmaları düzenleme ile ilgili insanlar gelip gidiyor. İç içe odaların her biri dolu... Yazılı çalışma plat formlarında hedefler sıralı... Aynı anda CHP Kırşehir Milletvekili Metin İlhan ve İstanMUSTAFA bul Milletvekili TuBALBAY ran Aydoğdu heyetleriyle birlikte geldiler. İstanbul’daki Kırşehirli sayısı 300 bini buluyormuş. Hedefleri İmamoğlu ile onlar arasında köprü kurmak. Sürekli bu tür buluşturma önerileri geliyormuş. İmamoğlu, başta Yılmaz Büyükerşen olmak üzere yakın geçmişte pek çok kişiye danışmanlık yapan bir uzmanla görüştükten sonra bizim bulunduğumuz odaya geldi. Boş sandalye olmadığını görüp bir masanın üzerine yarım oturunca takılmadan edemedim: “Başkan, YSK buradaki koltuğu da mı aldı?” Çarşıda, pazarda, sokaktaki seçim çalışması sırasındaki doğal duruşu ne ise özel görüşmelerde de öyle... 80 bin gönüllü İmamoğlu’nun günlük çalışması dört parça; başkanlık koltuğuna yeniden oturunca yapılacakları planlama, alanda seçim çalışması, Büyükşehir Belediye Meclisi’ni CHP Grubu aracılığıyla izleme, medya ve resmi, yarı resmi, özel görüşmeler... 6 Mayıs Pazartesi günü YSK’nin verdiği seçim yenileme kararı, yani hakkının gasp edildiği gün yeni bir dönüm noktası olmuş. 6 Mayıs’a dek 20 bin “Ekrem İmamoğlu Gönüllüsü” varmış, 7 Mayıs günü akşam saatlerinde bu sayı 100 bine çıkmış. 14 Mayıs’ta 140 bin olmuş. Şöyle diyor: “31 Mart sürecinde ben bütün insanlara ulaşmak için çaba harcadım. Şimdi bana ulaşmak isteyen insanlara yetişmeye çalışıyorum. Her gün benimle ilgili büyük katılımlı toplantılar düzenleniyor. Tümüne yetişemiyorum. Bazılarından haberim bile olamıyor...” İmamoğlu 6 Mayıs sonrasını bir demokrasi seferberliği olarak görüyor. Bunun İstanbul seçimlerinin yenilemesinden daha öte bir anlam içerdiği görüşünde. 90 yaşındaki bir yurttaşın adeta kendisine ait bir şey çalınmış gibi sahiplenerek, “Emanetimizi çaldılar, izzeti nefsime dokundu, çok ağrıma gidiyor” diye sarılmasını unutamıyor. 50’den fazla beste geldi Toplumun bütün kesimlerinden ilgi var. İş dünyasında “korkuyu yenen” pek çok kişi temas kurmuş, maddi manevi desteğini iletmiş.  Sanatçılar da her türlü yeteneklerini kullanarak desteğini dile getiriyormuş. Pek çok sanatçı, “Senin için beste yaptım” deyip eserini gönderiyormuş. 6 Mayıs’tan sonra gün aşırı gelmeye başlamış. “Gelen beste sayısı 50’yi geçti. Bu konudan anlayan bir arkadaş görevlendirdik. Onda toplanıyor. Bunları toplayıp albüm yapsak diye bir düşünce var” diyor. Sohbetimiz sürerken, belediye meclisi grubundan telefon geliyor; CHP’li üyeler atılacak bir adımı soruyorlar. Sonrasında bize dönüyor “Söz verdiğimiz indirimler yapıldı. İcraatımız devam ediyor” diyor, gülümseyerek. Günde 1000 fotoğraf İmamoğlu, 31 Mart öncesi çalışmalarında zaman zaman, “Oy vermem”, “CHP mi, asla” gibi kimi olumsuz yaklaşımları da yumuşatarak karşılamıştı. 6 Mayıs sonrası bunların hiçbirinin kalmadığını söylüyor. Şöyle diyor: “Günde kaç kişinin elini sıktığımı bilemiyorum ama, ortalama bin fotoğraf çektiriyorum. Bazen araçtan inip bir binaya girmem yarım saati buluyor. İlk durdurmadan sonra evin penceresinden gören iniyor. Geçen gün bir minibüs durdu, tüm yolcuları inip geldi. Trafik altüst oldu, ona üzüldüm...” Sadece İstanbul değil, tüm Anadolu kentlerinden ilgi var. Zaman zaman, “Aile büyüklerim falanca ilden aradılar, mutlaka git İmamoğlu’na desteğini ilan et, bir istediği var mı, sor, dediler. Bunun için geldim” diye kapısını çalanlar oluyormuş. Sevgi diline devam İmamoğlu, propaganda dönemi için “Her şey çok güzel olacak” sloganının merkez olacağını, buna bazı ekler yapacaklarını söylüyor. Dili, üslubu değiştirmeyecek. “Sevgi diline devam” diyor, ekliyor: “Sevgi dili tuttu. İnsanların bir özlemine karşılık geldi. Bunun yanında hakkımızı militanca savunmaya, ödünsüz mücadele etmeye, çok çalışmaya da devam. Önümüzde 38 uzun gün var. Kazanmak için her şeyi düşüneceklerdir. Ama biz milletle, İstanbullularla birlikte her şeyi aşacağız.” Herkese, kökeni ne olursa olsun herkese önce insan gözüyle bakmaya devam edecek. Bu konudaki samimiyet testini geçtiğini düşünüyor. Hayvanlar acı çekmemeli Görüşmemize Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Ahmet Kemal Şenpolat da katılıyor. Adalar’daki faytonları, Bayrampaşa’daki yunus parkını soruyor. İmamoğlu, “Hayvanlar da acı çekmemeli. Adalar’daki faytonlar konusu gündemimde, onlarla baş başa, açık açık konuşacağım. Kimse mağdur olmamalı. Hayvanlar da doğal ortamında yaşamalı” diyor. İmamoğlu’nun oturduğu koltuğun hemen yanında İstanbul hedeflerini içeren, ortamda herkesin göreceği madde madde yazılmış notlar var. “İstanbul 20302050” dikkatimizi çekiyor, şöyle açıklıyor: “İstanbul’da hemen bir yıl içinde yapılması gerekenler var. Devamı ciddi bir planlamayı gerektiriyor. Bu, Birleşmiş Milletler ölçeğinde bir planlama... İstanbul hepimizin, bu kentin değerlerinden hepimiz yararlanacağız. İstanbul hepimize yeter. Yeter ki, adaletli paylaşım olsun...” Saat 16.00 sıralarında İmamoğlu’nun çalışma ofisinden ayrılırken, önünde 10’u aşkın program maddesi vardı... İmamoğlu: O bakanlar kim? Seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, FETÖ tutuklusu Erkan Karaarslan’ın Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ve kendisi aleyline ifade vermesi karşılığı tahliye pazarlığı yapıldığı iddiasına sert tepki gösterdi. İmamoğlu, “‘İmamoğlu aleyhine ifade ver’ diyen bakanlar kimdir? Bunları cevaplamaları gerekiyor” dedi. İmamoğlu, dün eski CHP milletvekili merhum Mevlüt Aslanoğlu’nun Büyükçekmece’deki mezarını, ölümünün 5’nci yıldönümünde ziyaret etti. Anma programının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan İmamoğlu, FETÖ sanığı Karaarslan’ın geçen gün gündeme getirdiği “kendisi ve Özlem Çerçioğlu hakkında ifade verirse serbest kalacağı yönündeki” ididasına karşılık şunları söyledi: “Olağanüstü bir olay aslında bu. Tam bir kumpas. Seçime 1314 gün kala, terörle ilgili suçlanan ve içeride olan bir kişinin yönlendirilmesi çabaları ve bu yönde yapılan çalışmalar, tek tek bunları tarih olarak beyan etmesi, bence şu anki tüm siyasileri zan altında bırakmıştır. FETÖ terör örgütü suçlamasıyla tutuklu olan bir kişinin ziyaretine üçüncü şahıs olarak yerel gazeteci nasıl gidebilmiştir?” dedi. “İmamoğlu aleyhine ifade ver” diye bakanın kim olduğunu soran İmamoğlu, “Hem Adalet Bakanı’nı hem de Türkiye’yi yöneten tüm iradenin bu hususa cevap verme zorunluluğu vardır. Seslendiğim bakanı ben biliyorum. Hatta dolaylı ikinci bakanı da biliyorum aldığım bilgiler doğrultusunda. Bir değil, belki birkaç bakan var bu işin içinde. Bununla ilgili suç duyurusunda bulunacağım” diye konuştu. l İç Politika Erdoğan’ın bulunduğu masanın diğer masalardan uzaklığı dikkat çekti. Erdoğan, iftarda TÜSİAD YİK Başkanı Özilhan’ı hedef aldı ‘Günü gelir hesabını sormasını bilirim’ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün “31 Mart bir demokrasi sınavıydı. Kimin ne not aldığını tarih yazacak. Hukukun üstünlüğü ve demokrasi olmadan ne okonomi olur ne de başka bir şey” diyen TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Tuncay Özilhan’ı hedef aldı. Erdoğan, “Buram buram demokrasi hazımsızlığı ve istatistik cinliği yapan konuşmasını üzüntüyle dinledim. Dışarıdan vuran vuruyor ama içeriden vuranlara günü gelir hesabını sormasını da bilirim” dedi. ‘12 yıl önceki durum neydi?’ Erdoğan, dün Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi’nde iç güvenlik birimleriyle iftarda bir araya geldi. Özilhan’ın 23 Haziran’da tekrarlanacak olan İstanbul’daki büyükşehir belediye başkanlığı seçimine ilişkin sözlerine tepki gösteren Erdoğan, “TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan’ın buram buram demokrasi hazımsızlığı ve istatistik cinliği yapan konuşmasını üzüntüyle dinledim. Bu tür istatistikler asla adil olmadığını bildiğimiz çevrelerin ürünüdür. Benzer istatistiklerde Türkiye’nin çok iyi olduğu nice alanlar var. İş yapma kolaylığında 190 ülke arasında 43’üncülüğe çıktık, bunu görmez. Bu kişi bizi hep yüzlü sıralarda gösteren istatistik eğrileri üzerinden bize vurmaya çalışır. Beyefendi 12 yıl önce kişi başına milli gelir neydi, bugün ne?” ifadelerini kullan Yıldırım’a ‘Her şey çok güzel olacak’ protestosu 19 Mayıs 1919’un 100. yılı dolayısıyla hazırlanan, Samsun Devlet Opera ve Balesi’nce sahnelenen Yeniden Doğuş operasının dün akşam Haliç Kongre Merkezi’ndeki dünya prömiyerine katılan AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Binali Yıldırım, seyirciler tarafından protesto edildi. Operayı izlemeye gelenler Yıldırım’ı görünce, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” ve “Her şey çok güzel olacak” sloganları attı. dı. TÜSİAD’ın 12 önceki durumunu da bildiğini söyleyen Erdoğan, “Yeri gelirse bunu teşhir ederim. Dışarıdan vuran vuruyor ama içeriden vuranlara günü gelir hesabını sormasını da bilirim. TÜSİAD niçin istihdama destek vermiyor, bunu hatırlatırım. Dev fabrikalar var. Ne olur 510 tane işsiz alsan. Bunları dert edinmiyorsunuz. Biz TÜSİAD’ın politik tarafgirlikten ziyade Türkiye’nin ekonomik mücadelesine yaptığı katkılarla gündeme gelmesini beklerdim. Bir hatfa önce ziyaretime geldin, sizlerle neleri konuştuk? Bu dolarlar, bu avrolar sizleri kurtarmaz. Bu millet sizi kurtarırsa kurtarır” diye konuştu. Seçim öncesinde yalan yanlış haberlerle insanların sinir uçlarıyla oynandığını ileri süren Erdoğan, “Sosyal medyada toplumsal gerilim için çok çaba harcanıyor” dedi. l Haber Merkezi İktidar iştahı İktidardaki politikacılar yoksul evlerin kapılarını kameralarla istedikleri kadar çalsınlar. Sanki onlar için çalışıyormuş, onlar için üzülüyormuş gibi yapsınlar. Güneşi balçıkla sıvamak için harıl harıl çalışsınlar. Artık asla başarılı olamazlar. Bebeklerin tahta beşiklerde uyuduğu... Yemeklerin hâlâ tek göz evlerde yer sofralarına kurulduğu... Ev halkının sade suya çorbalarla karnını zar zor doyurduğu evlere konuk olarak giren o politikacılar... Girdikleri o evlerden başka bir vicdanla çıkmadıkları... İçtikleri o çorbanın gerçek tadına... Yere oturduklarında dizlerine yerleşen sızının anlamına... Ve kendi inançlarına göre şimdiye kadar işledikleri günahların farkına varmadıkları... O tahta beşiklerde büyümekte olan bebekleri kendi hırsları ve zaafları yüzünden nasıl zor bir hayat beklediğiyle yüzleşmedikleri sürece... Hedefledikleri yere varamazlar. Tırmandıkları yerde de uzun süre kalamazlar. HHH Nicedir devletin aslen devlet için değil halk için olduğunu umursamayan ve işgal ettiği mevkinin kazanımlarını kendi cebini doldurmak için kullanmayı hâlâ hak sanmaktan kaçınmayan iktidar; İnsani ve ahlaki kaygılardan arındırılmış bir hırsla biçimlendirdiği yapının nihayetinde üzerlerine çökmesinden de kurtulamayacak. Sadakayla, erzak yardımıyla, açıktan karın doyurmalarla bir süre üst üste kazanılabilen iktidarın kalıcı olmayacağını... Yardımlarla, kayırmalarla, rüşvetlerle kandırılabilen kalabalıkların musluk kesilecek sandığı anda oy vermeyi de keseceğini... Yani parayla saadet olmayacağını nihayet anlayacak. “Seçmenin karnını doyuruyorsunuz, her türlü ihtiyacını karşılıyorsunuz yine de oy vermiyor” diyen ve karnına değil artık kafasına çalışmak gerektiğini düşünen lider de giderayak kurduğu pembe hayallerle seçmenden ziyade kendi kendisini kandıracak. Çünkü iktidar, seçmenin kafasına oynamayı düşünür ama o kafanın içinde neler olduğunu hiç düşünmez. Kameraları yanına alıp da o yoksul evlere girdiğinde... O yoksul sofralardaki yemeklere yapmacık bir iştahla gömüldüğünde... Hayatlarında ilk kez ve muhtemelen son kez bir egemeni sofralarında ağırlamanın ağırlığıyla ezilen o insanlar kameraların karşısında ne yaşarlar? Akşam yataklarına yattıklarında akıllarında kim bilir hangi korkunç sorular ve sorunlar? Bir düşünün... Seçim öncesi, yaşadıkları zirvelerden özel araçları ve korumalarıyla inen... Ve halka karışma parodisi gereği çukurların dibinde bir hayatın yer sofrasının etrafına çöreklenen politikacılar... Fakirlerin mütevazı sofralarında aslen neyle doyarlar? Ve kendi saraylarındaki sofralardan neden her seferinde daha ve daha ve daha da aç kalkarlar? Ve o yoksullar bunun hesabını o vahşi iktidarlardan hiç mi sormazlar? İşte, bu soruların cevaplarını bulduğunuz gün... Başka bir dünya mümkün. CHP’li Tuncay Özkan ‘Kamu gücüyle baskı kuruluyor’ MAHMUT LICALI CHP Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan, Beşiktaş taraftar grubu Çarşı’nın lideri Cem Yakışkan’ın tribünlerdeki, “Her şey çok güzel olacak” tezahüratlarını sonlandırması için baskı gördüğünü belirterek, “Cem’e, ‘Sloganları kesmezsen sonun gelir. Sloganları engelle, hakkındaki davaları düşürelim’ diye baskı yapılıyor” dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun talimatı üzerine Özkan, Beşiktaş taraftar grubu Çarşı’nın lideri Cem Yakışkan’la kendisine yönelik baskı iddiaları üzerine bir görüşme gerçekleştirdi. Özkan, konu hakkında şu bilgiyi verdi: “Yaşanan tam bir eşkıyalık. Bu tür eşkıyalıklara asla pabuç bırakmayız. Tribün liderlerine bu tür baskılar kamu gücü kullanılarak yapılamaz. Beşiktaş’ın Çarşı grubunun liderinin evini basıp çocuğunu korkutup sürekli tehdit altında yaşamasını sağlamak eşkıyalıktır. İstanbul Valisi’ni de, İstanbul Emniyet Müdürü’nü de bu konuda göreve davet ediyoruz.” CHP’li Özkan, Çarşı grubu lideri Cem Yakışkan’ın sürekli telefonla aranarak, “Her şey çok güzel sloganını attırmayacaksın” diye baskı gördüğünü ifade etti. Özkan, Çarşı grubundan Ayhan Güner’in de saldırıya uğradığını, her iki ayağından vurulduğunu belirterek, “İşyerine, ailesine yönelik tehditler savuruluyor. ‘Sıra sana geldi’ diye tehditler ediliyor. Sloganları engelle hakkındaki davaları düşürelim diye baskı kuruluyor” şeklinde konuştu. l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle