20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
T E L E V İ Z Y O N Hazırlayan: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK APTALCA GÖRÜNECEK KADAR İYİ BİR ADAM Alice Rohrwacher’ın “Mutlu Lazzaro” adlı filmi, bu akşam saat 21.30’da TRT 2’de gösterilecek. Filmde başrolleri, Adriano Tardiolo, Alba Rohrwacher, Agnese Graziani paylaşıyor. Mutlu Lazzaro, aptalca görünecek kadar iyi bir adam olan ve çiftçilik ile uğraşan Lazzaro ile genç bir adam olan Tancredi’nin gizemli planlar ve yalanların ortasında kurduğu dostluğu konu ediyor. Lazzaro, iyi niyetli ve bi raz da saf olan bir gençtir. Onun ha yattaki en yakın dostu ise biraz şı marık bir genç olan Tancredi’dir. Hayatta en çok TRT 2 21.30 değer verdiği ar kadaşının her is teğini yerine ge tirmeye çalışan Lazzaro, Tancredi’nin son isteğini de kabul etmekten kendini alıkoya maz. İlgi peşinde olan Tancredi, Lazzaro’yu ve yaşadıkları köyü ateşe atar. YAYIN AKIŞI 14 12 MAYIS 2019 PAZAR EDİTÖR: EMRAH KOLUKISA TASARIM: İLKNUR FİLİZ kültür Emre Yeksan’ın filmi ‘Yuva’ bu hafta vizyonda 11.05 Şeffaf Oda 12.00 Haber 13.15 ’Türkiye’nin Özel Birlikleri 14.10 Yeşil Doğa(T) 15.00 Haber 15.30 En Yeni 16.20 Dünyadan 17.00 Haber 17.30 Maç Başlıyor 18.00 Hafta Sonu Ana Haber 20.00 Para Dedektifi 21.00 40 ( T) 23.00 Pazar Akşamı Futbol 08.30 İlker Karagöz ile Çalar Saat Hafta Sonu 11.15 Kadın 13.30 Merve Yıldırım ile Benden Söylemesi 15.30 Bir Aile Hikâyesi 19.00 Gülbin Tosun ile FOX Ana Haber Hafta Sonu 20.00 Savaşçı 00.15 Kadın 08.00 Haber Bülteni 09.15 Makam Farkı (T) 10.05 % 100 Futbol (T) 11.00 Haber Bülteni 11.15 Ruhun Doysun 13.00 Haber Bülteni 14.15 Futbol Aktüel 15.25 0’dan 100 (T) 16.00 Haber Bülteni 16.15 Dünya Saati (T) 18.05 NTV Belgesel Kuşağı Yeni Dünya Mars 2. BLM (T) 19.00 Haber Bülteni 19.45 % 100 Futbol Devre Arası 20.00 Ana Haber 20.55 % 100 Futbol 22.15 Macerasever (T) 08.25 General Magic 10.00 Dönüm Noktası 10.50 Silikon Vadisi 101 11.45 Kanunsuz Ada: Derlemeler 12.40 Uçak Kazası Raporu 13.35 Uçak Kazası Raporu 14.30 Uçak Kazası Raporu 15.20 25 Litre 16.15 Dönüm Noktası 17.15 Kanunsuz Ada: Derlemeler 18.10 Uçak Kazası Raporu 19.10 Free Solo 21.00 Vahşi Gezegen 22.00 Göbeklitepe’nin Gizemi 22.55 Free Solo 00.40 Explorer 09.00 Hafta Sonu 11.00 Televizyon Gazetesi Pazar Baskısı 13.00 Haberler 14.00 Bilim ve Toplum 17.00 Felsefe ve İnsan 17.45 İyilik Güzellik 18.30 Ana Haber 23.00 Pazar Sineması 08.15 Hayat Güzeldir 10.00 Pazar Sürprizi 16.00 Çarpışma 18.45 Hafta Sonu Ana Haber 20.00 Düğüm Salonu 22.00 Aşk Sana Benzer 09.00 Forum Hafta Sonu 12.00 Haber Turu 14.00 Madalyonun Arka Yüzü 16.00 Haber 16 17.00 Tele Kültür 19.00 Ana Haber Bülteni 20.05 Karanlıktan Aydınlığa 21.00 Türkiye’nin Yönü 23.00 Ana Haber 09.45Western Kuşağı : Hızlı Ve Ölü ( The Quick And The Dead ) 15.00Belgesel : Sayılar ( Numbers ) 19.00Muasır 20.00Tarihin Ruhu 21.00Dünya Müzik Gelenekleri 21.30Yabancı Sinema : Mutlu Lazzaro ( Happy As Lazzaro ) 09.45 Alaska Demiryolu 13.05 Bering Boğazı’nda Altın 13.55 American Chopper 14.45 Altın Peşinde 15.35 Polonyalı Kamyoncular 16.30 Araç Kurtarıcılar 17.25 Mühendislik Harikalarına Veda 18.15 Ed Stafford: Yaban Macerası 19.10 Kindig Garajı 20.05 Altın Peşinde 21.00 Kırsalda Yaşamak Zor 21.55 Araç Kurtarıcılar 22.50 American Chopper [email protected] ‘En büyük öteki Yeni filmi ‘Yuva’ bu hafta vizyona giren Emre Yeksan ile doğainsan ilişkilerinden Gezi Direnişi’ne uzanan bir söyleşi yaptık İlk filmi “Körfez” ile sinemamızda sağlam bir yeri olacağının işaretlerini veren Emre Yeksan şim di de ikinci filmi “Yuva” ile karşı mızda. Başrollerini Kutay Sandıkçı ve Emre Cezayirlioğlu’nun paylaştığı film bir ormanda tek ba şına münzevi bir hayat süren Veysel ile onu eve dönmeye ikna etmek emrah kolukısa için çabalayan Hasan’ın hikâyesini anlatıyor. n “Körfez”den he men bir yıl sonra, hızlı bir şekilde, “Yuva” geldi. Tematik kimi paralel likler de var iki film arasında. Bu iki film aynı zamanlarda mı olgun laştı kafanda? Nasıl bir hikâyesi var bu sürecin? Fikir olarak ilk ortaya çıkışla rı çok yakın gerçekten. “Körfez”in hikâyesini yazdıktan yaklaşık 6 ay sonra, 2013 Mayısında “Yuva”nın ilk taslağını yazmıştım. Bu yazma anla rının öncesi de var tabii. Fikirlerin, hikâyelerin kafada olgunlaşma sü reci. Bu anlamda da iki film kardeş ler gibi, çok iç içe büyüdü diyebili rim. Belki de o yüzden kardeşler gi bi benzerlikleri kadar zıtlıkları da mevcut. “Körfez”in yapım süreci um duğumuzdan daha hızlı ve yoğun bi çimde başlayınca da “Yuva”nın yazı mı hep arada kaçtığım, kafa dinlen dirdiğim bir alan oldu. Birden fazla fikrin aynı anda gelişmesini bu yön den de seviyorum. “Körfez”in post prodüksiyonuna başladığımızda da “Yuva”yı Venedik Film Festivali’nin Biennale College fonuna gönderdik. İkinci filmi bu kadar çabuk gerçek leştirebilmiş olmamız en çok da o fon sayesinde oldu. n “Yuva” insan ve doğa ilişkisi ne dair bir sondaj olarak izlenebi lir sanki... Bu ilişkiyi nasıl yorum luyorsun, nedir senin bakış açın ve altını çizmek istediğin? Doğanın büyüklüğünün, kaosunun insanda hem hayranlık hem korku uyandırıcı bir tarafı var. Karşısında kendinizi çok küçük, neredeyse bir hiç gibi hissediyorsunuz. Diğer ta raftan da insanlık tarihi doğaya ege men olma çabasının da tarihi. Bu korku ve hayranlık bir alt etme arzu suna, hatta derinlere işlemiş bir yok etme saplantısına dönüşebiliyor. Bu anlamda doğa bir bütün olarak insa noğlu için en büyük öteki denebilir, arzu ve korkularımızın karanlık nes nesi. Ama aynı zamanda mutlak bi çimde parçası olduğumuz, biz olan, bizi de içeren bir şey. İnsan ve doğa ilişkisi de bu paradoks üzerine kuru lu diye düşünüyorum. Parçası oldu ğumuzu kabul etmeye çalıştıkça as lında ötekiliğine çarpıyoruz. Ya da tersi oluyor. n Bu kez iki ana karakter var filmde ve yan karakterler neredey se tamamen elimine edilmiş, ihti yaç duyulmamış belki de. Az sa yıda karakterle bir meseleyi an latmanın hangi yönleri sana çeki ci geldi? Filmin çıkış noktalarından bi ri tam da buydu aslında. Ben top lumsal yapının, insani ilişkilerin psikoloji üzerinde çok belirleyici bir etkisi olduğunu düşünüyorum. “Körfez”de de aslında bu genişliğin, içinde var olduğu mekânın ve kala balıkların insanı nasıl da tanımladı ğı fikri üzerinden hareket etmiştim. “Yuva”daysa ona zıt bir şekilde daha çok toplumsal olandan soyutlanmış bir dünya ve iki kişi arasında dolay Doğa’ Gezi’den izler... n “Yuva”da, özellikle sonlara doğ ru görülen baskın sahnesi akıllara hemen Gezi Direnişi’ni getiriyor. Bu ne kadar bilinçli bir tercihti senin açından? Hikâyenin ilk versiyonu Gezi Direnişi’nden hemen önce yazılmıştı ama tabii ki bir çok detay sonrasındaki süreçte ortaya çıktı. Gezi’nin hem hayatımdaki hem de üretimlerimdeki etkisini inkâr edemem ama “Yuva” özelinde bana ilham veren daha çok nükleer santrallere, heslere ve madenlere karşı Cerattepe, Alakır Nehri, Kuzey Or manları ya da Almanya’daki Hambach Ormanı, Dakota’daki Standing Rock ve buna benzer alanlarda gerçekleşen direnişlerdi. Filmi çektiğimiz İğneada Longoz Ormanı da bir nükleer santral tehdidi altında mesela. Bu doğa mücadelelerinin kent mücadeleleriyle, yaşadığı alanı, evini savunmaya dair diğer direniş biçimleriyle kardeş olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla amacım Gezi’ye dair örtük bir mesaj vermektense Gezi’nin de dahil olduğu doğa ve yaşam alanı savunmalarının ortaklığına işaret etmekti. sız bir ilişki tasarlama fikri beni çok heyecanlandırdı. Fakat her ne kadar film sadece bu iki karaktere odaklansa da arka planda toplumsal olana dair soru işaretleri hep asılı duracaktı. Aileye, anneye, Veysel’in geride bıraktığı hayata, orman alanına yapılan saldırıya dair sorular hikâyenin toplumsal tarafını anlatılmayan bir boşluk olarak filmde diri tutsun istedim. Sanırım en çekici gelen tarafı buydu. Bir şeylerin varlığını dramatik anlamda yoklukları üstünden hissettirebileceğimiz bir yapı olması. ‘Daha iyi bir dünya kurmak...’ n Filmde ikili bir yapı var bir yandan da. İki kardeş, ama biri ilk yarıda daha ön planda, diğeri ikinci yarının bütünü de tamamen yalnız.. İzleyicide böylesi odak değiştirmeler biraz farklı sonuçlar doğurabiliyor... Özdeşleşmeyi kırdığı için aslında politik bir tavır olarak da düşünülebilir. Sen nasıl düşünmüştün? Beni “Yuva”da yapısal anlamda heyecanlandıran bir diğer nokta da buydu. Tam da senin dediğin gibi özdeşleşmeyi kıran, bir noktadan itibaren izleyici olarak konumumuzu sorgulatan, hatta belki bir oranda yabancılaştıran bir tarafı olabileceğini düşündüm. “Körfez”de her ne kadar baş karakter Selim de olsa hep etrafta olan diğer insanların da hikâyeleri olduğunu sezdirmeye gayret etmiştim. Kamera bazı anlarda beklenmedik birilerini takip ederek karakter sineması dizgesini kırıyordu. “Yuva”da buna benzer bir şeyi daha yapısal boyutta uygulamış oldum aslında. Bunun temelinde senin de dediğin gibi politik bir tutum var. Klasik dramatik anlatılar kişilere has deneyimlerin mutlaklaştırılmasına yol açıyor. Karakterler film evreninin merkezi konumunda oluyor. Bunda beni hep huzursuz eden bir taraf var. Gerçek hayat deneyimimi bunun tam karşısına kurmaya çalışıyorum. Tekil ve biricik olmadığımızı, farklı ve kesişen bütünlerin parçası olduğumuzu sürekli hatırlamamız gerektiğini düşünüyorum. Politik olarak da daha iyi bir dünya kurmanın ancak bu fikirden hareketle mümkün olacağına inanıyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle