17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY / ELİF TOKBAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 31 MAYIS 2019 ÇARŞAMBA Parçalı Bulutlu Açık Sağanak Bulutlu Karlı Yağmur Karla K. Yağmur Sisli İstanbul 23/13 Ankara 25/9 İzmir 28/12 Antalya 24/17 Mersin 23/17 Bursa 230/1 1 0 Atina 210/120 TARİHTE Trabzon 23/17 Adana 260/1 5 0 Berlin 180/7 0 BUGÜN Kars 18/2 Artvin 270/1 2 0 Girne Çanakkale 210/1 5 0 Londra 260/1 6 0 170/8 0 1910: Eski TİP Genel Başkanı Doç.Dr. Balıkesir 230/1 0 0 Moskova 130/1 0 Behice Boran doğdu. Sivas 220/8 0 Paris 200/9 0 1915: Yazar, filozof Diyarbakır Erzurum 160/3 0 Madrid 250/1 2 0 Prof. Dr. Mina 23/9 Eskişehir 250/1 0 0 Amsterdam 160/8 0 Urgan’ın doğum Aydın 280/1 2 0 Gaziantep 240/1 2 0 Konya 230/1 1 0 Roma 180/9 0 New York 140/1 2 0 Tokyo 220/1 6 0 günü. 1975: Vietnam Savaşı sona erdi. Aracına erik çekirdeği isabet eden sürücü çocuğu öldüresiye dövdü Erik işkencesi Dayak kamerada y12üyzüaşbınudhaaklieMg.Ke’lndiin ORMANA GÖTÜRDÜ Öldüresiye dayağa müdahale ederek çocuğu kurtaran Gülin Kaya, “Kolundan tutup götürdüğünü gördüm. Seslerini duydum, ‘Dur sen ben daha neler yapacağım’ deyip kolundan tutup götürdü. Biraz izledikten sonra hangi yollardan gittiler baktım, izlerini kaybetmiştim. Sonra bir kadın denk geldi ona sordum, ormana doğru gittiler dedi. Sonra ilerleyince İstanbul Tuzla’da bir çocuk, arabaya erik çekirdeği attığı gerekçesiyle feci şekilde dövüldü. Olay geçen pazar günü Aydınlı Mahallesi’nde yaşandı. Yol kenarında çimenlere oturup yedikleri eriklerin çekirdeklerini yola atan çocuklar, bir anda onlara doğru koşan sürücü U.O. ile karşılaştı. Çocuklar paniğe kapılarak kaçmaya başladı. 12 yaşındaki M.K. ile sürücü arasında uzun süre kovalamaca yaşandı. M.K. korku içinde koşarken bağırarak mahalle sakinlerinden yardım istedi. Fakat sesini kimseye duyuramayan M.K. sürücü tarafından yakalandı. Acımasız sürücü, çocuğa yumruk ata rak yere düşürdü. Daha sonra da M.K’ye tekmeler attı. Gözü dönen şahıs, olaya tanık olan bir yurttaşın müdahalesiyle çocuğu bırakarak uzaklaştı. ‘Seslendim, duymadılar’ M.K. yaşadıklarını kameralara anlattı. Küçük çocuk, “Ağaçlardan erik toplamıştık. Yiyorduk, çekirdeklerini de aşağıya atıyorduk. Burada kırmızı ışıkta bir araç durmuştu, müzik çalıyordu. Araba geçti. Biz 3 kişi ayaktaydık. Adam gitmişti, ama biz arkasından bakmadık. Adam durmuş, koşmaya başlayınca arkadaşlarımla koştuk. Bekçiler oturuyordu, çay içiyordu. Seslendim ikisinin kafasını gördüm, çocuğu önüne almıştı boynundan tutuyordu. Orada da tehditler savuruyormuş çocuğun anlatmasına göre. Daha sonra ben ne yapıyorsun sen diye bağırdım, beni görünce takip edildiğini anladı şaşırdı. Sonra o da ‘benim arabama taş atmayacaktı’ dedi. ‘Dövmeye hakkınız yok bu bir çocuk, zaten polisler geliyor’ dedim” diye konuştu. duymadılar. Baktım adam yaklaştı. Araba vardı arabanın etrafında tur atayım, kaçayım dedim. Beni arabanın yanında yakaladı. Önce bana yumruk attı. Ben yere serildim. Sonra üstüme çıktı, yumruk atmaya devam etti. Tekme attı. Tehdit etti” dedi. Yüzüne aldığı darbeleri anlatan M.K, “Yüzümde, kaşımda şişlik var. Yemek yerken ağzımı tam açamıyordum. Kaşığı ağzıma tam sokamıyordum. Ağrıyordu. Gece uyurken de gözlerimi kapattığımda kaşımdaki şişlik ağrıyordu. Yüzümdeki yaralara krem sürüyoruz” diye konuştu. M.K’nin annesi Emel K. ise “Çocuğuma bunu yapmaya hak kı yoktu. Daha küçük. Bir şey yapmamış, suçu da yok. Dövmeye hakkı yok. Görüntüleri gördük. Ormana götürmesi tehlike. O bizi kuşkulandırdı. Ormana ne diye götürdü benim çocuğumu. Ne istiyordu? Şikâyetçiyiz” dedi. Elektronik kelepçe takıldı U.O. dün yakalandı. Adliyeye sevk edilen U.O. hakkında “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” ve “kendini savunamayacak durumda bulunan çocuğu yaralama” suçlarından konutu terk etmeme ve elektronik kelepçe takılmak suretiyle yurtdışı yasağı konularak adli kontrol hükümleri uygulandı. l DHA / İHA Polisten darp edilen seyyar satıcıya: Belki sen yaptın İstanbul Gezi Parkı’nda seyyar olarak çay ve kahve satan 60 yaşındaki Salih Salman, belediyeye ait 5 zabıta ekibi tarafından darp edildi. Darp raporu ile şikâyetçi olmak isteyen Salman polislerin kendisine ‘Belki de sen kendini darp etmişsin’ dediğini iddia etti. Salman 15 yıldır bu işi yaptığını, geçinebilmek için başka çaresi olmadığını ve gururunun incindiğini söyledi. Duvar’dan Hacı Bişkin’in haberine göre Salman, bu işin ekmek teknesi olduğunu söyledi. Lise mezunu Salman, “Ben vasıfsız bir elemanım. Eliminden başka bir iş gelmez” diye konuştu. Salih Salman’ın sol alt ve üst bacağında şişlik tespit edildi. Salman, darp sonrası Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gitti. Raporda Salman’ın sol alt ve üst bacağında şişlik, hassasiyet mevcut olduğu tespit edildi. Salman, darp raporunu aldıktan sonra şikâyet için karakolun yolunu tuttu. Karakolda, kendisini ciddiye almadıklarını ileri süren Salman, polislerin “Belki de sen kendini darp etmişsin” denildiğini belirterek şöyle devam etti, “Böyle bir şey olabilir mi? Bir insan kendisini nasıl darp edebilir? Anladım ki suç duyurusundan da bir sonuç alamayacağım” dedi. l Haber Merkezi Duruşma, Kozan Ağır Ceza Mahkemesi salonunda yer sıkıntısı nedeniyle Kozan Ticaret Odası Toplantı Salonu’nda görüldü. Çocuklarının hakkını arayan acılı aileler, “Biz 2.5 yıldır yanıyoruz. Adalet istiyoruz” diye haykırıyor. l İHA ‘2.5 yıldır yanıyoruz’Aladağlı aileler adaletin gelmemesine isyan etti Adana Aladağ’da 29 Kasım 2016’da 10’u kız çocuğu 12 kişinin öldüğü Süleymancılara ait yurt yangını faciasının 9’uncu duruşması dün görüldü. Tutuksuz 18 sanığın yargılandığı davada savcı, mütalaa vererek yurt müdürü ile yurdun bağlı olduğu derneğin başkanının da aralarında bulunduğu 7 sanığın 2 yıldan 15 yıla kadar, 9 sanığın ise 3 aydan 1 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını, 2 sanığın ise beraatını istedi. Yurtta görevli 7 kişinin bilinçli taksirden cezalandırılması istendi. Mahkeme mütalaaya karşı beyanlar için süre verdi, du ruşma 4 Temmuz’a ertelendi. Kozan Ağır Ceza Mahkemesi sa lonundaki yer sıkıntısı nedeniyle Kozan Ticaret Odası Toplantı Salonu’nda görülen duruşmaya, yurt müdürü Cuma Ali Genç, yurdun bağlı olduğu Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği’nin Başkanı İsmail Uğur, dönemin itfaiye çalışanlarının da aralarında bulunduğu 18 tutuksuz sanıktan bazıları ile müşteki aileleri, sanık yakınları, taraf avukatları katıldı. Söz verilen müşteki aileler, sanıklardan şikâyetçi olduklarını yineleyerek serbest bırakılan sanıkların yeniden tutuklanmasını istedi. Cumhuriyet savcısı, Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği’nin Başkanı İsmail Uğur, yurt müdürü Cuma Ali Genç ve dernek yöneticileri Mahir Kılıç, Mustafa Öztaş, Ramazan Dede, Ramazan Keleş, Mahmut Deniz’in “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar ayrı ayrı cezalandırılmasını istedi. Çocuklarının hakkını sonuna kadar aradıklarını söyleyen aileler, “Biz 2.5 yıldır yanıyoruz. İki buçuk yıl bizim için çok uzun sürdü. Biz adalet istiyoruz” dedi. l Haber Merkezi Taciz iddiası ilçeyi ayağa kaldırdı. Adliye önünde toplanan kalabalık güçlükle sakinleştirildi. 8 yaşındaki çocuğa sözlü taciz Ardahan’ın Göle ilçesinde, 8 yaşındaki kız çocuğuna tacizde bulunulduğu iddiası ilçeyi karıştırdı. Oltu Caddesi üzerindeki ortaokulda öğrenci E.Y., otomobiliyle okul önüne gelen S.Ç’nin birkaç kez sözlü tacizine uğradı. Öğrencinin yaşadığı durumu ailesine anlatması üzerine, ailesi okul önüne gelerek üçün cü defa küçük kızı rahatsız eden S.Ç’yi tekme tokat dövdü. Büyüyen kavgaya müdahale eden polis, şüpheli S.Ç’yi gözaltına aldı. S.Ç’nin adliyeye çıkarılacağını haber alarak adliye önünde toplanan ilçe halkını, İl Emniyet Müdürü Ayhan Taş sakinleştirmeye çalıştı. Olayla ilgili soruşturma sürüyor. l DHA Gözlerimi yaşartan iki fotoğraf 19 Nisan 2019 tarihli gazetemizin 8. sayfasında, biri sayfanın en üstünde, öteki en altında yayımlanan iki fotoğraf, beni gözlerimden yaş akıtacak kadar etkiledi. Şimdi baktığımda aynı sayfada oluşlarının rastlantı olmadığını da görüyorum.. Çünkü “çevre” konulu sayfamızda yayımlanmış bu fotoğraflar... İlkinde “Buz Üstünde 700 Kilometre” başlığı altında, güzelim, canım bir kutup ayısını görüyoruz. Haberde “Rusya’nın Kamçatka yarımadasındaki bir köyde, buz parçası üzerinde 700 kilometre sürüklendiği tahmin edilen bir kutup ayısı bulundu” deniyor. Sürüklenirken yön duygusunu kaybetmiş. Kim bilir ne kadar zamandır aç, bitkin, yiyecek ararken köylüler tarafından görülüp balıkla beslenmiş. Umarım, söylendiği gibi, hafta sonunda da uyuşturularak ait olduğu yerlere, Çukotka’ya götürülmüştür... Fotoğrafta beni etkileyen, bu güçlü, güzel hayvanın, insanların doğayı mahvetme inadının ve aymazlığının kurbanı olarak doğup yaşadığı yerlerin yüzlerce kilometre ötesine sürüklenmiş ve her şeye rağmen var olmaya, yaşamaya direniyor oluşu... Başını sanki kederle, acıyla, ama yine de bizi insanlığımızdan utandırırcasına bir meydan okuyuşla kaldırmış... HHH İkinci fotoğraf, “iklim değişikliği eylemcisi 16 yaşındaki Greta Thunberg”in. Saç örgüleriyle yaşından da küçük görünen İsveçli öğrenci, İtalyan senatosunda konuşuyor. Sımsıkı sıkılmış dudakları ve bir noktaya sabitlenmiş bakışlarıyla, yurdundan uzak düşmüş kutup ayısının hesabını soruyor gibi... Genç, hatta çocuk eylemci, parlamentonun senato kanadında yaptığı konuşmada, yeni kuşakların geleceğinin “küçük bir grup insan hep daha fazla paraya sahip olabilsin diye satıldığını” söylüyor... “Tek ihtiyacımız olan şey, bir gelecek. Geleceğimizi çaldınız” diye lanetliyor İtalyan senatörlerin üzerinden dünyanın bütün egemenlerini... “Bize yalan söylediniz. Bize sahte umutlar verdiniz” diye sürdürüyor acımtrak sözlerini... “Geleceğe güvenle bakabileceğimizi söylediniz. Milyonlarca öğrenci iklim için grevler yaptı ama hiçbir şey değişmedi. Eyleme geçmenizi, önlemler almanızı istiyoruz. Hayallerimizi ve umutlarımızı geri almak istiyoruz.” Greta’nın cesareti, içtenliği, bilinçliliği etkiliyor beni... Ve bu kez o fotoğraftaki Greta için yaşarıyor gözlerim... HHH Umka (Köylüler bu adı vermişler kutup ayısına) ve Greta, iki masal kahramanına, iki destan kahramanına dönüşüyorlar benim gözümde. Umka, görkemli de olsa hazin direnişiyle, yurdundan uzak düşmüşlüğüyle gözlerimizi yaşartır ve bizi insanlığımızdan utandırırken; kararlı yüz ifadesiyle, çeliksi duruşuyla çevre katillerine karşı direnişin simgesi olan Greta, insanlığımızdan utanmamak için yapılması gerekeni de örneklemiş oluyor. İki Düzelti: Geçen haftaki yazımda Sivas Katliamı’nın tarihi yanlışlıkla 1991 olarak verildi. Doğrusu 1993’tür. “Şiir Tükenmez”de Ahmet Muhip Dranas’ın soyadını arkadaşlar Dıranas yapmış. Doğrusu Dranas’tır. YAŞAM SAVAŞINI KAYBETTİ Patlamada yaralanmıştı Bursa Yıldırım’da, iplik boyama ve üretim fabrikasın daki iki kişinin öl düğü patlamada ağır yaralanan Şura Şensoy (23), 3 günlük yaşam mücade Şura Şensoy lesini kaybetti. Geçen cuma günü meydana gelen patlamada İsma il Kasap ve Ferhat Göral olay günü hayatını kaybetti. Patlamada ağır yaralanan ve yoğun bakımda teda vi gören Şura Şensoy, dün sabah saatlerinde yaşamını yitirdi. Genç kızın, Uludağ Üniversitesi Ulusla rarası İlişkiler son sınıf öğrencisi olduğu öğrenildi. l DHA BARİYERLER DEVRİLDİ Fabrikada iş cinayeti Bilecik’te bir seramik fabrikasının inşaat çalışması sırasında kontrolden çıkan forkliftin beton bariyerleri devirmesi sonucu ağır yaralan işçi hastanede yaşamını yitirdi. Bilecik 3. Sanayi Bölgesi’nde bir seramik fabrikasının ikinci fabrika inşaat alanında dün bir işçinin kullandığı forklift kontrolden çıkarak kaydı. Kayan forklift, alanda bulunan beton bariyerlere çarparak devrildi. Kazada, betonlarla forklift arasında kalan fabrikanın bakım işçisi Serkan Ergen (41) ağır yaralandı. Bilecik Devlet Hastanesi’ne kaldırılan ve ameliyata alınan Ergen tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. l İHA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle