28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
kültür EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: EMİNE BİLGET 138 NİSAN 2019 PAZARTESİ ŞİİR TÜKENMEZ / ATAOL BEHRAMOĞLU (Behçet Necatigil/ Neşe Yaşın) Behçet Necatigil 16 Nisan 1916’da doğmuş.Yaşamdan ayrılışının tarihi 13 Aralık 1979. Buna göre doğumunun 103., ölümünün 40. yılındayız. Onun öğrencilerinden biri olmadım. Bizden önceki kuşakların etkisi altında kaldığım bir şairi olduğunu da söyleyemem. Fakat incelikli, alçak gönüllü (“Gizli Sevda”, “Sevgilerde”) ilk dönem şiirlerinden, sonraki deneysel arayış dönemlerinin (“Pan” vb.) şiirlerine kadar bütün şiirlerini, en değerli ustalarımdan birinin ürünleri olarak sevgiyle, ilgiyle okudum. 1970’lerde olması gereken, fakat yerini ve yılını ne yazık ki anımsayamadığım birkaç ya da belki sadece bir tek karşılaşmamızdan, şiirleri gibi zarif kişiliğinin izleri belleğimde her zaman canlı kalmıştır. Memet Fuat’ın “Yeni Dergi”de bir ara dönemin usta şairlerine yaptırdığı genç şairlerden seçmelere “Kör Bir” adlı şiirimle beni seçmiş olması ise, bir ustanın genç bir şaire en değerli bir armağanıdır. Bu haftanın şiiri olarak okuyacağınız “Solgun Bir Gül Dokununca” Necatigil ustanın belki en güzel şiiri, 20. yüzyıl şiirimizin benzersiz, eşsiz güzellikle bir mücevheridir. “Yurdunu sevmeliymiş insan, / öyle diyor hep babam. / Benim yurdum ikiye bölünmüş ortasından, / hangi yarısını sevmeli insan?” Neşe Yaşın’ı ünlü kılan bu dizeler ilk kez 1975 ya da 1976’da “Militan” dergisinde yayınlandığında o 16 en çok 17 yaşlarında bir genç kızdı. Ankara’da Sanat Sevenler Derneği’ndeki bir söyleşiden çıkışımda yanında birkaç kız arkadaşıyla yaklaşıp bana okumam için şiir defterini bırakan bu genç kızdaki şiir cevherini daha defterin ilk sayfalarına göz attığımda görmüştüm. Bugün o duygu dolu, özlü, içten şiirleriyle Kıbrıslı Türk şiirinin ve bütünüyle de günümüz Türk şiirinin önde gelen bir şairidir. “Solan gülün hafızası / dalından koparıldığı ana dair” ya da “İçinde bir kız çocuğu gizler / her kırgın kadın sesi” gibi metafor zenginlikleriyle ışıldayan son şiir kitabı “Üşümüş Kuşlar”ı her şiir sever alıp sindire sindire okumalı ve oradan da Neşe Yaşın’ın bütün şiirlerine doğru bir yolculuğa çıkmalıdır. HAFTANIN ŞİİRİ SOLGUN BİR GÜL DOKUNUNCA Çoklarından düşüyor da bunca Görmüyor gelip geçenler Eğilip alıyorum Solgun bir gül oluyor dokununca. Ya büyük şehirlerin birinde Geziniyor kalabalık duraklarda Ya yurdun uzak bir yerinde Kahve, otel köşesinde Nereye gitse bu akşam vakti Ellerini ceplerine sokuyor Sigaralar, kâğıtlar Arasından kayıyor usulca Eğilip alıyorum, kimse olmuyor Solgun bir gül oluyor dokununca. Ya da yalnız bir kızın Sildiği dudak boyasında Eşiğinde yine yorgun gecenin Başını yastıklara koyunca. Kimi de gün ortası yanıma sokuluyor En çok güz ayları ve yağmur yağınca Alçalır ya bir bulut, o hüzün bulutunda. Uzanıp alıyorum kimse olmuyor Solgun bir gül oluyor dokununca. Ellerde, dudaklarda, ıssız yazılarda Akşamlara gerili ağlara takılıyor Yaralı hayvanlar gibi soluyor Bunalıyor, kaçıp gitmek istiyor Yollar, ya da anılar boyunca. Alıp alıp geliyorum, uyumuyor bütün gece Kımıldıyor karanlıkta ne zaman dokunsam Solgun bir gül oluyor dokununca. Behçet Necatigil SERGİ, 6 MAYIS’A KADAR DARPHANEİ AMİRE’DE... Troya efsanesi devam ediyor Hazırlık süreci yaklaşık bir yıl süren “Troya’nın Ardından” adlı sergide 21 sanatçının yapıtları yer alıyor. Troya’nın yeniden yorumlandığı, EPOS 7 Derneği ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri işbirliğiyle düzenlenen sergi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Seramik ve Cam Tasarımı Bölümü tarafından hazırlandı. ‘Troya’nın Ardından’ adlı sergi, Darphanei Amire’de saÖZNUR natseverlerle buluştu. OĞRAŞ ÇOLAK 21 sanatçının, Troya’yı yeni den yorumladığı eserlerin yer aldığı sergide, Troya ruhu yeniden yaşatılıyor. 6 Mayıs’a kadar sürecek serginin küratörleri Ayşe Balyemez ve Serkan Gedük ile Troya üzerine konuştuk. n Serginin oluşum sürecinden bahseder misiniz? Ayşe Balyemez: EPOS 7 Derneği ve MSGSÜ Seramik ve Cam Tasarımı Bölümü işbirliğiyle bir sergi yapma projesi, Kültürel Mirası Koruma ve Araştırma Derneği Başkanı küratör Serkan Gedük’ün fikriydi. Serkan Gedük: Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış zengin bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu zenginliğin yaratıcısı olan Anadolu insanı, günümüzden yaklaşık 12 bin yıl önce Göbeklitepe, 9 bin yıl önce Çatalhöyük ve 5 bin yıl önce Troya Antik Kenti gibi birçok medeniyete ait kültür varlığını inşa ederek, geçmişle gelecek arasında bağ kurmamızı sağlamıştır. Geçmişi bugüne taşımanın en etkili yollarından biri de çağdaş sanat türleriyle yapılan tematik sergilerdir. Bu tür tematik sergiler, kültürel Kitap fuarına akın Cumhuriyet yazarları İzmir Kitap Fuarı’nda okurlarıyla buluştu mirasımızı tanıtmada önemli bir rol oynar. n Geçtiğimiz yıl Troya Yılı ilan edilmişti ve bunun üzerine kapsamlı bir sergi daha yapılmıştı. Bu serginin hazırlık sürecinden bahseder misiniz? Balyemez: Serginin oluşum süreci yaklaşık bir seneye yayıldı. MSGSÜ Seramik ve Cam Tasarımı Bölümü’nde eğitim veren ya da eğitim hayatlarının bir bölümünü MSGSÜ’de geçiren sanatçılar bu sergiye davet edildi. 21 sanatçının katılımı ile gerçekleştirilen sergide sanatçılar, Troya teması ile üretim yapma imkânı buldu. Gedük: Ziyaretçilerinin, tarihi mekân ile bağlantı kurmalarını sağlayacak, sanatçılarının tasarımlarını öne çıkarabilecek bir yer seçmemiz gerekiyordu. Bunun için İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne bağlı Darphanei Amire binasının uygun olduğunu düşündük ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle sergimizin bu mekânda yapılmasına karar verdik. Troya’nın savaşları, renkleri... n Sergide yer alan yapıtlar nasıl belirlendi? Balyemez – Gedük: Öncelikle sanatçılara Troya’nın efsaneleri, savaşları, renkleri ve katmanlarıyla ilgili bir bilgi metni hazırladık. Bu metin doğrultusunda özgün çalışmalar yapmalarını istedik. Böylece eserlerde bir dil birliği oluşmuş oldu. Bu sergide özel olarak ortaya konmuş, çoğunluğu seramik eserlerden oluşan, köklü bir eğitim kurumunun yıllara yayılan katmanları ile Troya’nın katmanlarının buluştuğu eserler yer aldı. Küratörlüğünü yaptığımız serginin tüm süreçlerinde, EPOS 7 Derneği Başkanı Zafer Kozanoğlu ve dernek üyeleri, sergi danışmanımız Prof. Süleyman Belen ve MSGSÜ öğretim üyeleriyle samimi, kolektif ve şeffaf bir süreç geçirdik. YENİ YAYINLARDAN HATIRALAR DENİZİ Yıllar sonra karşılaşınca kapalı bir kitap aradaki zaman Gözlere, tene yazılı Tortusu kalbe bulaşan Binip gittiğimiz gemilerde Dalgalara kapılmış rüya Zaman zaman hatırlamışızdır birbirimizi bu yalnız yolculukta Birbirine benzemez bile bellekte kayıtlı aynı hatıra İnsan upuzun bir gece yarı uykulu düşünmelerde Yaşadığı sürece giden sevgili yazılmaya devam eder hakikat kalbin kara kutusuna Geçmişin kayıtları tozlanır Öflesen keder kaplar ortalığı Ağlasan akıntıya kapılır teknen Geri dönüp ömre çarpar fırlatılan hatıra Sonra uzaktan bakışırsın ya da kapatırsın pencereni İnkârdan kalelere sığınıp İşlemek için cinayetini Geldin ve gidiyorsun Gerçek yok geçicilikten öte Hiç kimseler bulunmaz işte ruhunun cenazesinde Yıldızın kayarken boşluğa sessizce Neşe Yaşın (Üşümüş Kuşlar / Ayrıntı Şiir Dizisi 2016) İzmirliler 24. TÜYAP Kitap Fuarı’na akın etti. Uzun süren bekleyişin ardından içeri girebilen kitapseverler, yazarlarla buluştu. Okurlarıyla buluşan Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı ve gazetemiz imtiyaz sahibi Alev Coşkun ile yazarlarımız Emre Kongar, Barış Terkoğlu kitaplarını imzaladı. Bu yıl 24’üncüsü düzenlenen kitap fuarı yoğun ilgi görüyor. Güzel havayı fırsat bilen İzmirliler Kültürpark’a akın etti. Uzun kuyrukların gözlendiği Cumhuriyet Kitapları standında Cumhuriyet yazarları 14 Nisan tarihine kadar okurlarıyla buluşmaya devam edecek. l İZMİR/ Cumhuriyet Bach ve Caz’ın renkli buluşması Ankara Piyano Festivali’nin kapanış kon serinde Danilo Rea ile Ramin Bahrami, Bach eserlerini caz doğaçlamalarıyla yorumladı. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’ndaki (CSO) konser, İtalya’nın Ankara Büyükelçiliği ile Altus Kültür Sanat’ın işbirliğinde gerçekleştirildi. Rea’nın caz doğaçlamalarına, Bahrami’nin Bach besteleri eşlik etti. Konserden sonra konuşan Danilo Rea, konser sırasında seyirciden güzel bir enerji aldıklarını ve iyi bir performans sergilediklerini söyledi. Ramin Bahrami ise Bach’ın evrenselliğini bu konserde de gösterdiğini belirterek, “İtalyan, Türk, İranlı. Ülke gözetmeksizin duygular hep aynı” değerlendirmesinde bulundu. l AA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle