18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 5 NİSAN 2019 CUMA EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ HABER Asıl sorun güven Normal bir ülkede yaşıyor olsaydık eğer, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı konusundaki tartışmaya bir anlam vermek çok güç olurdu. Hatta AKP’lilerin, CHP’nin normal bir hukuki süreç karşısındaki tepkileriyle, bütün kampanyasını kararlı bir sükunet içinde sürdürerek, alkışlanması gereken biçimde havayı germemeye özen göstermiş olan Ekrem İmamoğlu’nun, daha mazbatasını almadan Anıtkabir’i ziyaret etme ve defteri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak imzalamak konusundaki aceleciliğini eleştirmelerine ilk bakışta hak vermek de mümkün görülebilirdi. Öyle ya! Oy sayımında hata olduğu yolundaki itirazların incelenip karara bağlanması bütün demokrasilerde ve hukuk devletlerinde rastlanan olağan bir olaydı. Burada da AKP’nin yasal hakkı olan itiraz yoluna başvurması üzerine yapılması gereken, BAĞIMSIZ YARGININ kararını soğukkanlılıkla beklemekti. Seçimi kazanmış olan Ekrem İmamoğlu’nun görev süresi YSK’nin mazbatasını vermesi ile başlayacağından, Başkanlık sıfatını kullanmak için de onu beklemesi gerekirdi. İstanbul Belediyesi ve Anıtkabir yerli yerlerinde durduklarına göre ne oluyordu? Bir alıp da kaçan durumu mu vardı? HHH Ama burası normal bir ülke değil de Türkiye olduğundan, daha önceki haklı mağduriyet kaygıları yüzünden, hakkını savunma konusunda kararlı İmamoğlu ve CHP’lilerin davranışlarını anlamamak mümkün değildir. AKP’lilerin ilk bakışta haklı görünen ifadelerinin anahtar sözcükleri “BAĞIMSIZ YARGI”dır. Türkiye’de bağımsız yargı olmadığından, YSK’nin hem bazı üyelerinin göreve bu seçimde de devamlarını sağlayan hukuki düzenleme anayasaya aykırı olduğundan, hem de kurulun tarafsız davranmadığı ve nesnel ölçütler kullanmadığı izlenimi doğuran geçmiş kararlarından dolayı, ortada bir alan da kaçan durumu olduğu kaygısına kapılınması doğal karşılanmalıdır. Bunun aksi ancak Türkiye’de bağımsız bir yargı olduğu savıyla savunulabilir. Bugün Türkiye’de yargının bağımsız olduğunu yüzü kızarmadan ileri sürebilecek izan sahibi bir kişi dahi bulmak mümkün müdür? Bağımsız olmayan yargı da, seçimin dürüstlüğünü sağlayan bir güven unsuru olmaktan çıkıp, tam tersine bir korku etkenine dönüşmektedir. Asıl sorun güven sorunudur. HHH Güven yalnız son seçimlerde veya herhangi bir seçimde değil, her alanda demokrasinin de ülkenin de bekasını tehdit eden en büyük sorundur. Türkiye’de yurttaşın tek adam iktidarının keyfiliğine karşı korunabileceği bir bağımsız, tarafsız yargı güvencesi yoktur. Bu güven sağlanmadıkça, ne rejim ve demokrasi sorunu, ne ekonomik krizler, ne etnik gerginlikler, ne terör ve asayiş sorunları çözülebilir. Dolar kurundan yatırıma, asayişten Kürt sorununa kadar her alanda ilk yapılacak iş güveni oluşturmaktır. Türkiye eğer yurttaşların birbirlerine ve devletlerine, bağımsız yargının garantisi altında güvenebilecekleri bir ülke olmaz da bugünkü gibi bir güvensizlik diyarı olmaya devam ederse, sanıldığından da çok daha ciddi bir beka sorunuyla karşı karşıya demektir ve kusura bakmayın ama, bunun baş sorumlusu da ikide bir “beka”yı ortaya atanlardır. İstanbul seçimleriyle ilgili karar bu konuda çok önemli bir gösterge olacaktır. Eğer, bu konuda çıkacak olan bir karar bütün yurttaşlarda ve dünyada “Türkiye’de iktidara gelenler iktidarı aldıkları yöntemlerle bırakma kuralına uymak durumundadırlar” ilkesinin işlerliği inancını doğurursa, güvenin oluşması yolunda ilk adım atılmış olacaktır. YSK, ne büyük bir tarihi sorumluluk altında olduğunun bilincindedir umarız. ‘EŞİM 2004’TE EMEKLİ OLDU’ Gürdal iddiaları yalanladı İstanbul İl Seçim Kurulu Başkanı adliyenin en kıdemli hâkimi Müberra Gürdal, hakkında sosyal medyada ve bazı basın organları tarafından ortaya atılan “eşi FETÖ’den yargılandı” iddialarını yalanladı. Hâkim Gürdal, eşi cumhuriyet savcısı Mehmet Gürdal’ın 2004 yılında emekli olduğunu ifade ederek “Şahsımla ilgisi bulunmayan sadece isim benzerliğinden ilişki kurularak hakkımda asılsız bir şekilde algı oluşturmak amacıyla mesnetsiz ve art niyetli paylaşımlar ile medya organlarında haberler yapılmıştır. Bu yalan iddiaları ortaya atanlar ve yayanlar hakkında yasal işlemler başlatılmıştır” dedi. CHP’nin başvurusu üzerine İstanbul İl Seçim Kurulu ilçelerde başlatılan oy sayımlarını tedbiren durdurmuş, Yüksek Seçim Kurulu acil toplantıyla bu kararı iptal etmişti. Oy sayımının durdurulması üzerine sosyal medyada ve bazı basın organlarında Gürdal aleyhine iddialarda bulunulmuştu. l Haber Merkezi Sandık başındaCHP: AKP seçimi kaybettiğini anlayınca itiraz hamlesi yaptı tek bir itiraz yok CHP kaynakları, YSK’nin daha önce verdiği kararlar kapsamında geçersiz oylara yalnızca oyların sayıldığı sandık başında itiraz edilmesi gerektiğini dile getiriyor. 31Mart seçimlerinde İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nun seçimi kazanmasının ardından AKP’nin itirazları üzerine ilçe seçim kurulları Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) 2014 yı lındaki kararına aykırı ola rak geçersiz oyların tek mahmut lıcalı rar sayılması tartışma yaratırken, AKP’nin 31 bin 186 sandığın tamamında tuta nak tutulurken geçersiz oylara yönelik tek bir itirazının olmadığı belirtildi. 31 Mart yerel seçimlerin üzerinden bugün itibarıyla 5 gün geçmesine kar şın AKP’nin İstanbul’da geçersiz oyla ra yönelik yaptığı itirazlar nedeniyle sonuç hâlâ kesinleşmedi. CHP kaynak ları seçime katılan bütün partilerin iti raz hakkı bulunduğunu, ancak itirazla PARTİ İÇİNDE SEÇİM BAŞARISI DEĞERLENDİRİLİYOR Kentli muhafazakârlar oy verdi CHP içinde yerel seçim başarısına ilişkin yapılan ilk değerlendirmelerde; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2014 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçiminden bu yana toplumun farklı kesimleriyle bir araya gelme stratejisinin etkili olduğu yorumları yapılıyor. Partinin 2014 yılından bu yana 7 Haziran 2015 seçimlerinde, 16 Nisan 2017 referandumunda ve 24 Haziran 2018 seçimlerinde farklı siyasal partilerle işbirlikleri ve dirsek temasları kurmasının etkili olduğu görüşü belirtiliyor. Bunun CHP’ye özellikle kentlerdeki muhafazakâr kesimlerin oy vermesiyle sonuçlandığı yorumları yapılıyor. İkinci aşama iktidar Yerel seçimlerde başarıyı getiren stratejinin ikinci aşamasında iktidarın inşası sürecinin farklı toplum kesimleriyle birlikte kurulacağı yorumları yapılıyor. Bu kapsamda CHP kaynakları, “Bundan sonraki süreci iktidar inşası olarak geçireceğiz. Kılıçdaroğlu doktrini tutmuştur. Bundan sonraki süreç büyük iktidarın inşasıdır” değerlendirmesini yapıyor. l ANKARA rın haklı bir gerekçeye ve somut delillere dayanması gerektiği görüşünü dile getiriyor. Parti kaynakları AKP’nin geçersiz oylara itirazının haklı gerekçelere dayanmadığını vurguluyor. CHP kaynakları, YSK’nin daha önce verdiği kararlar kapsamında geçersiz oylara yalnızca oyların sayıldığı sandık başında itiraz edilmesi gerektiğini dile getiri yor. CHP kaynakları, AKP’nin 31 Mart akşamı sandıklarda oylar sayılırken geçersiz oylara ilişkin 31 bin 186 sandıkta tek bir itirazının olmadığını belirtiyor. AKP’nin seçimi kaybettiğini anlayınca geçersiz oylara itiraz etmesinin seçim sonucunu masa başında değiştirmeye yönelik bir hamle olduğu değerlendirmesi yapılıyor. AÇILIŞ 16 NİSAN’DA TBMM’ye ‘itiraz’ ertelemesi İktidar ve muhalefet partilerinin ortak kararıyla, daha önce 9 Nisan’da çalışmalarına başlamasına karar verilen TBMM Genel Kurulu’nun açılışı bir hafta ertelendi. Buna göre yerel seçim nedeniyle çalışmalarına ara veren TBMM Genel Kurulu, 16 Nisan’da açılacak. Bu kararda, yerel seçim nedeniyle İstanbul başta olmak üzere çok sayıda itiraz olması nedeniyle milletvekillerinin seçim bölgelerinde olması ve partiler arasında süren tartışmaların etkili olduğu kaydedildi. l ANKARA/ Cumhuriyet iğneli fırça zafer temoçin CHP otobüsü kalenin önüne çekti F utbolda bir tabir vardır; otobüsü kalenin önüne çekmek diye. Genelde 10 öne geçen takımlar, gol yemeden 90 dakikayı bitirip maçı kazanmak için tam kadro defansa yerleşir. Hatta Mourinho taktiği olarak da bilinir; işe yarar, kupalar, zaferler getirir bu “kontrollü” oyun. İşte, yıllar sonra İstanbul’da “iktidar” olma şansını yakalayıp, futbol deyişiyle 10 öne geçen Ekrem İmamoğlu liderliğindeki CHP, parti otobüsünü 39 ilçede seçim kurullarının önüne çekti. Belki de uzun yıllar sonArif ra ilk kez, bu kadar yoğun, iskızılyalın tekli ve yorulmak bilmeyen bir ruhla mücadele ediyor CHP örgütü. Önceki seçimlerde sadece İstanbul milletvekilleri ve parti yöneticileri ile oyunu savunan CHP, pazar gecesinden bu yana nerdeyse 81 ilden gelen vekilleri ve yöneticileriyle sahada tam kadro mücadele ediyor. Öyle ki, Şanlıurfa milletvekili Aziz Aydınlık da var CHP’nin, “Ekrem İmamoğlu” savunmasında, Malatya’dan Veli Ağbaba da, Manisa’dan Özgür Özel de, Ankara’dan Ali Rıza Hakverdi de. Tek bir oyun hatalı sayılmaması, daha kötüsü, “oyumuzu koruyamadılar” iddialarının ortaya atılmaması için İstanbul’da buluşan 100’den fazla CHP milletvekili, MYK, PM ve YDK üyeleri 39 ilçeye dağılmış durumda. Kimi tek ilçeye yoğun laşmış, kimi 24 saate 2, hatta 3 ilçe sıkıştırmış durumda. Örneğin, başkan yardımcısı Onursal Adıgüzel’in koordinasyon sorumluluğunu üstlendiği Anadolu yakasında (1. bölge) Fethi Açıkel, Gamze Akkuş İlgezdi, Akif Hamzaçebi, Mahmut Tanal, Sera Kadıgil, Ahmet Akın, İbrahim Kaboğlu, Özgür Özel, Aziz Aydınlık, Suat Özcan yeniden sayılan oylara “müşahit”lik yapıyorlar, kimi zaman kamera sisteminin yetersiz olduğu salonlarda oy çuvallarının üzeride sabahlıyorlar. Keza Gökhan Zeybek’in denetimindeki 2. bölgede Zeynel Emre, Yunus Emre, Ali Haydar Hakverdi, Fethi Gürer sandık sandık dolaşıyor. Aynı zamanda koordinasyonda da çalışan 3. bölge sorumlusu Özgür Karabat’a ise Bülent Tezcan, Mu harrem Erkek, Fethi Gürer, Gülizar Biçer Karaca destek veriyor. Bu isimler yorulduğunda “ağabeyler” Erdoğan Toprak ve Seyit Torun devreye giriyor, Engin Altay 3. bölgeye yönleniyor. Par ti sözcüsü Faik Öztrak ise Ankaraİstanbul arasında mekik dokuyup AKP’nin merkez medyayı da kullanıp yarattığı algı operasyonuna engel olmaya çalışıyor. Bir önceki dönemin vekilleri Yasemin Öney Cankurtaran Eyüp, Gülay Yedekçi Beşiktaş, Mustafa Balbay Şişli, Kadir Gökmen Öğüt, Barış Yarkadaş Kadıköy ve Sancaktepe nöbetinde. Hatta İzmit’te belediye başkanı seçilen vekil Fatma Kaplan Hürriyet bile yorgun düşen arkadaşlarının yanına gelip destek verdi seçimin 96. saatinde. İstanbul CHP’liler Ekrem İmamoğlu’nun da eşliğinde koordinasyon merkezinde çalışmalarını sürdürüyor. Oy nöbetindekiler gelişmeleri Cumhuriyet’ten okuyor. İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ise ilçelerde yeniden sayılan oyları tek tek “kontrol” edip, Ekrem İmamoğlu’na brifing veriyor. Kaftancıoğlu’nun bir görevi de “aktroller”in yarattığı bilgi kirliliği ve Binali Yıldırım ekibinin hamlelerine karşı strateji geliştirmek. Özellikle Kaftancıoğlu’nun, “Yorulacağımızı sandıkları perşembe ve cuma günleri çok önemli” sözleri herkesi diri tutuyor. Sözün özü CHP’nin İstanbul’daki kalbi Seyrantepe koordinasyon merkezinde kimsenin 5 dakika oturduğu yok. Biri bu yoğunluğu yorumlarken “Bu, müdafaai hukuk ruhudur, kurucu ruhtur” diyor. CHP’deki koşuşturma böyle, ya sandıkların saklandığı salonlar, depolar ve seçim kurullarının önleri nasıl? Öncelikle 39 ilçe örgütünde yönetimde olsun olmasın tüm üyeler sokakta. Askıda simit, sıcak çorba İlçe başkanları ve yöneticiler hem oy torbalarının üzerinde, hem de seçim kurulu önünde nöbet tutuyor. Ancak nöbetin asıl paydaşları halk. CHP ile hiç ilgisi olmayan, hatta, “hayatında ilk kez CHP adına oy kullananlar” bile nöbete destek veriyorlar. Kimi kalben, bedenen katılıyor, kimi nöbettekilere küçük jestler yapıp moralleri yükseltiyor. Örneğin gecenin bir yarısı bir bakıyorsunuz, bir ketring firmasından karton bardakta çorba geliyor. Hemen ardından bir yurttaşın, “Falanca beyden 100 adet yarım ekmek kokoreç ve ayran” sesi duyuluyor. Evden börek yapıp getiren de var, marketten bir koli gofret alıp dağıtan da. Askıda simit modeli tutmuş. Tam bir imece var. Ve işin ilginç yanı bu iyiliksever yurttaşların hiçbir siyasi görüşünün olmaması, sadece “demokrasi nöbeti”ne çam sakızı, çoban armağanı destek olma arzuları. Elbette CHP kadar, “yenilgiyi kabullenemeyen” AKP’nin kurmayları da teyakkuzda. Üsküdar’da çıkan kavganın yinelenmemesi için iki tarafın sağduyulu isimleri, “Birbirimizi eleştirmeyelim” uyarısında bulunuyor. Ataşehir, Sultanbeyli, Sancaktepe, Çekmeköy, Maltepe’de ufak tefek sözlü tartışma yaşansa da belli ki CHP “halkın verdiği mazbatayı” bırakma niyetinde değil. l İSTANBUL PEKŞEN AÇIKLADI CHP’den YSK için başvuru CHP Parti Meclisi (PM) üyesi Haluk Pekşen, seçim sonrası hukuka aykırı kararlar aldıkları gerekçesiyle Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven ve bu kararlara katılan üyeler hakkında yargılama sürecinin başlatılması için Yargıtay ve Danıştay’a başvuruda bulunacaklarını bildirdi. Pekşen, “Seçim ve referandumların belirleyici unsuru seçmen olmaktan çıkıp YSK haline geldi” dedi. Parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında Güven’in “Maddi gerçeklerin ortaya çıkarılması yönünde çalışmalar sürüyor” sözlerini aktaran Pekşen, bunun Seçim Yasası’nda yer almadığını ve hukuki hiçbir dayanağının olmadığını belirtti. Ergenekon ve Balyoz davalarında da mahkemelerin “maddi gerçeği arıyoruz” dediğini anımsatan Pekşen, “Seçim Kanunu’nun 112. maddesi son derece açıktır. YSK Başkanı’nın kanunun bu açık düzenlemesini göz ardı ederek, ‘maddi gerçeği ortaya çıkarmak’ yönündeki açıklaması yalnızca sandık ve seçim güvenliğinin değil, hukuk güvenliğinin tümüyle ortadan kaldırıldığının açık bir ikrarıdır” dedi. Pekşen, 2014’ten itibaren seçim ve referandumların belirleyici unsurunun seçmen olmaktan çıkıp, YSK haline geldiğini belirterek, şunları kaydetti: “Yüksek Seçim Kurulu’nun, özellikle 2014 yılından bugüne kadar takip ettiği süreçlerin tamamında bir görev suçu oluştuğuna ilişkin kamuoyunda, özellikle hukuk camiasında yerleşik olan algı giderek bir vaka haline dönüşmüştür. Bu itibarla, bugün itibarıyla önce YSK Başkanı sonra da bu hukuka aykırı karara katılan üyeler hakkında Yargıtay ve Danıştay başkanlıklarına yargılama sürecinin başlatılması yönünde hukuki başvurumuzu yapacağız.” l ANKARA/Cumhuriyet CHP’li KAYA AA’yı Meclis’e taşıdı CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, İstanbul için seçim gecesi 13 saat boyunca veri akışını durduran Anadolu Ajansı (AA) için Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Kaya, AA’nın kendilerine Yüksek Seçim Kurulu’ndan bilgi akışı sağlanmadığı için veri ulaştırmadıkları açıklamasını yaptığını anımsattı. Kaya, önergesinde şu soruları sordu: “Anadolu Ajansı’na, 31 Mart 2019 Pazar günü, yerel seçim sonucu veri akışı nereden sağlamıştır? Anadolu Ajansı, 31 Mart 2019 Pazar günü yapılan yerel seçimlerde veri akışını 13 saat boyunca neden durdurmuştur? Anadolu Ajansı’nda kaç kişi çalışmaktadır? AA’da veri akışı sağlamak için kaç kişi görevlendirilmiştir? AA’nın sandık başlarında görevlendirdiği kişilere ne kadar ücret ödemiştir? AA’nın veri akışını saatlerce kesmesindeki amaç nedir? Veri akışını kesmesi halkın doğru haber alma özgürlüğünün ihlali değil midir? Sorumlular hakkında bir işlem başlatılmış mıdır? Başlatılmamışsa bir işlem yapılacak mıdır?” l Haber Merkezi YSK Başkanı Güven: Süreç devam ediyor Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven, YSK binası önünde gazetecilerin sorusunu yanıtladı. 31 Mart yerel seçimlerinin ardından yaşanan süreçle alakalı soruya Güven, “Açıklama yapacak bir şey yok. Süreç devam ediyor. Olağanüstü bir şey olursa konuşuruz. Daha önce takvimi size defalarca söyledim” yanıtını verdi. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle