24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER TASARIM: İLKNUR FİLİZ 929 NİSAN 2019 PAZARTESİ ‘IşkencecilerimiziYaşamını yitiren Albay Tetik’in ardından mağdurlar ve yakınları Cumhuriyet’e konuştu affetmiyoruz’ Mamak Cezaevi Komutanı Ra ci Tetik’in önceki gün yaşa mını yitirmesinin ardından, mağdurlar, Tetik ve ardındaki güçlerden hesap sormaya de vam edeceklerini vurguladı. 12Eylül darbesi döneminde Mamak Askeri Cezaevi Komutanı olan emekli Albay Raci Tetik, yargıya hesap vermeden yaşamını yitirse de işkencelerinin mağdurları “hesap soracağız” dedi. İşkencenin insanlığa karşı suç oldu ğunu vurgulayan Dev rimci 78’liler Federas yonu Ankara Derneği Başkanı Hüseyin Esen türk, “12 Eylül öncesin OZAN ÇEPNİ de bir tutuklu kalaslarla vurularak öldürüldü, sorumlusu Tetik’ti. İl han Erdost’un öldürülmesinin de so rumlusu oydu. O dönemde cezae vinde 12 kişi yaşamını yitirdi, kat ledildi. bunların hepsinin sorumlu su Tetik’ti. Bunların hiçbirisinin he sabını vermeden gitti. Biz işkenceci lerimizi affetmiyoruz, hesap sormak istiyoruz” dedi. İlhan Erdost’un kar deşi Muzaffer İlhan Erdost da Tetik için, “Kontrgerilla’nın bir numaralı adamlarındandı. Yaptığı işkencele rin hesabı kitabı yok” dedi. 12 Eylül döneminde Mamak Askeri Cezaevi Komutanı olan emekli Albay Tetik’in yaşamını yitirmesinin ardın dan işkencesinden geçen mağdurlar ve yakınları Cumhuriyet’e konuştu. Darbenin ardından Tetik yönetimin deki Mamak Cezaevi’nde yaşanılan lara ilişkin Devrimci 78’liler Federas yonu Ankara Derneği Başkanı Esen türk, “Tetik 45 yıl cezaevinde müdür lük yaptı. Bu süreçte Mamak’a gelen binlerce insanı işkenceden geçirdi. Yaptığı işkencelerden hiçbir şekilde Hüseyin Esentürk sorumlu tutulmadı ve yargılanmadı” dedi. Esentürk, o dönemin koşulları hakkında da “Eline G3 (piyade tüfeği) alıp koğuşları tarayan bir insandı. Tutukluların mermi isabeti olmasın diye yerlerde süründüğü bir dönem yaşadık. Mamak’a gelen her tutuklu onun karşısına geçmiştir. Onun sorgusundan geçmiştir. Kendine göre formüle ettiği sorular vardı. Aldığı cevaba göre tutuklulara bir davranış sergilerdi. ‘Sağcı mısın, solcu musun, komünist misin’ diye sorardı. Ona uygun bir muamele sergilerdi. 12 Eylül öncesinde bir tutuklu kalaslarla vurularak öldürüldü, sorumlusu Tetik’ti. İlhan Erdost’un öldürülmesinin de sorumlusu oydu. 12 kişi cezaevinde yaşamını yitirdi, katledildi. Bunların hepsinin sorumlusu Tetik’ti” diye konuştu. ‘Affetmiyoruz’ Tetik’in yargılanması için dönemin mağdurlarının bütün girişimlerde bulunduğunu belirten Esentürk, “Tetik’in yargılanması için çok uğraştık. 12 Eylül yargılamaları dönemin Muzaffer İlhan Erdost de de yargı önüne çıkarmayı hedefledik olmadı. 12 Eylül Ana Davası’nın savcısı işkencecilerin yargılanması için illere yazı gönderdi. Ankara’daki işkencecilerin yargılanması için ifade verdik. Tetik’ten de şikâyetçi olduk ve yargılanmasını istedik. Yargı önüne çıkartmadılar. Ölmesi suçu ortadan kaldırmaz. İşkence insanlık suçudur. İnsanlığa karşı işlenen suçlar, işkence yapanların ölmesi sonucu ortadan kalkmaz. Biz onların yargılanması için elimizden geleni yapacağız. Hepsi hesabını vermeden gitti. İki elimiz yakasında. Biz işkencecilerimizi affetmiyoruz, hesap sormak istiyoruz” dedi. ‘Suçumuz yokken öldürüldük’ Darbenin ardından Mamak Cezaevi’nde kardeşi İlhan Erdost gözleri önünde dövülerek öldürülen Muzaffer İlhan Erdost, döneme ilişkin Cumhuriyet’e konuştu. Hiçbir delil olmadan gözaltına alınma süreçlerinden başlayarak anlatan Er dost, “Delil bulamadıkları için hakkımızda ‘Derin uygulama yapılması’ istenmiş. Bu ‘ağır işkence yapın, delil üretin’ demektir” dedi. İlhan Erdost’un öldürülmesine ilişkin Tetik’in “Bellerinden aşağı çubuk vurun dedim, bunlar ileri gitmiş dediler. İlhan Erdost olayı bir şanssızlık, acemi bir astsubayla sağcı birisinin yüzünden bir kaza oldu” sözlerini hatırlatan Erdost, kardeşi ile birlikte işkence gördükleri araca bindirilen ve cezaevinde görevli olmayan kişileri hatırlattı. Erdost, “Raci Tetik’in emri olmadan cezaevinden dışardan biri girebilir mi? Öylece kapattılar. Kontrgerilla olarak çalışırken de işkence uzmanı olarak biliniyor. Hepsini örttüler. Kontrgerilla’nın hizmetinde olan insanlar korundular. Bizim hiçbir suçumuz yokken öldürüldük” diye konuştu. ‘Kontrgerilla’nın adamı’ Erdost, Tetik hakkında da, “Kore’de askerlik yaparken tanınıyor. Kontrgerila’nın bir numaralı adamı. Yaptığı işkencelerin hesabı kitabı yok. Bu hikâyenin adı Kontrgerilla, o dönemde başkanı da Kenan Evren. 12 Eylül döneminde subaylar işkence yapıyordu. DAL yani ‘Derin Araştırma Labarotuarı’. Askerde olduğu dönemde de Raci Tetik’in bu konularda ünü yaygındı. Kore’de Amerikalılardan tescilli bir Kontrgerilla askeri. Her türlü işkenceyi yaparlar, öldürüler, cinayet işlerler. Hiçbirinin üzerinde kalmaz” dedi. 12 Eylül öncesinde de Mamak Cezaevi’nde bir dönem tutulduğunu aktaran Erdost, darbe sonrası süreçle kıyaslayarak “Tetik dönemi gibi değildi. Oradan ölüm çıkmadı. 12 Eylül’ün arkasında kim varsa, Tetik’in o cezaevine getirilmesinde de o var” dedi. l ANKARA Cezaevinde ‘ağır iş’ isyanı Sivas Kadın Açık Cezaevi’ndeki mahkumlar şikâyette bulundu. Ece Piroğlu Sivas Kadın Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda bir grup kadın mahkuma taş taşıtıldığı iddia edildi. Konuyu Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) ve CİMER’e taşıyan kadınlar, dilekçelerinde lavabo ve tuvaletlerin kullanılamayacak kadar kötü ve kirli olduğuna da dikkat çektiler. Sivas Kadın Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan mahkumların koşulları tartışma konusu oldu. Cezaevinde kalan kadın mahkumlar cezaevi koşullarının kötü olduğunu öne sürdü. Cezaevinde bulunan mahkumlardan Şükriye Barak, Kezban Şahin, Derya Anlı, Fatma Yaman, Azize Tun ve Sedef Taş konuyu bir dilekçe yazarak, CİSST ve CİMER’e aktardı. Mahkumların dilekçesinde dikkat çeken detaylar yer aldı. ‘Çakıl taşı taşıtıyorlar’ Kadın mahkumlar dilekçesine, bulundukları yerde fare gibi kemirgen hayvanların olduğunu ve hijyen sorunu yaşadıklarını belirtti. Cezaevinin devam eden inşaat kısmında çalıştırıldıklarını da belirten mahkumlar, “Çakıl taşı taşıma, dolap taşıma ve kaynak işi yapma gibi ağır işlerde de çalıştırılıyoruz” dedi. ‘Kamyoncular taciz ediyor’ Dilekçelerde mahkumların cezaevinden izinli olduğu günlerde şehir merkezine gitmek için toplu taşıma aracı bulamadıkları ve kamyon şoförleri tarafından taciz edildiği de ileri sürüldü. Lavabo ve tuvaletlerin kullanılamayacak kadar kötü ve kirli olduğunun da altı çizildi. Ayrıca cezaevinde bulunan 40’a yakın çocuğun sürekli hasta oldukları da iddia edildi. CİSST’ten CİMER’e yazılan yazıda ise “Sivas Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulmakta olan mahkumların aktardığı bilgiler dikkate alınarak bir an önce yerinde inceleme yapılmasını, başvuruya konu şikâyetlerin incelenmesini, acilen gerekli önlemlerin alınmasını ve bu konudaki girişimlerinizin tarafımıza da bildirilmesini talep ediyoruz” denildi. ‘Taksim belleğimizdir’1 Mayıs Tertip Komitesi, Kazancı Yokuşu, Şişhane ve Kadıköy’de anma programı düzenledi Çerkezoğlu: Taksim Meydanı’nda işçi sınıfının 1 Mayıs’ı kutlama hakkı bir kez daha engellenmektedir. Meydanlar o ülkelerde yaşayan halkların belleğidir. O belleği silmeye çalışanlar bilsinler ki hiçbir baskı bu tarihi ve bu belleği ortadan kaldıramayacaktır 1 Mayıs 1977’de Taksim’de katledilen 34 yurttaş, 1 Mayıs Tertip Komitesi tarafından Kazancı Yokuşu’nda anıldı. DİSK Genel Başkanı Dr. Arzu Çerkezoğlu, 1 Mayıs kutlamalarını Taksim Meydanı’nda gerçekleştirme taleplerini anımsatarak “Dünyanın en büyük 1 Mayıs’larını yaptığımız bu meydan yeniden işçi sınıfına kapatılmıştır. Biz biliyoruz ki 1 Mayıs’ın ve Taksim’in özgürleştirilmesi mücadelesi aynı zamanda ülkedeki demokrasi mücadelesidir” dedi. 1 Mayıs Tertip Komitesi’nin çağrısıyla bir araya gelen sendika üyeleri, siyasi parti temsilcileri Kazancı Yokuşu’nda 1 Mayıs 1977’de çıkan olaylarda yaşamını yitirenleri anmak için karanfil bıraktı. ‘Yaşasın 1 Mayıs’ 1 Mayıs 2017 Tertip Komitesi’nin çağrısı ile dün Kazancı 1 Mayıs öncesi Polis kuşatması Yokuşu’nda düzen lenen anma etkin Taksim Meydanı ve çevresinde 1 Mayıs liğine DİSK Genel Başkanı Dr. Arzu Çerkezoğlu, KESK Eş Genel Başkanı Aysun Emek ve Dayanışma Günü öncesi önlemler alınmaya başlandı. Kutlamalara kapalı olan Taksim Meydanı’na polis bariyerleri getirildi. Taksim Meydanı ve çevresine güvenlik bariyerleri yerleştirilmeye başlandı. Gezi Parkı çevresi, Taksim Cumhuriyet GbAkMiaedpenzırlyeıekarrPe,mirzTBoaKüfin.rrol,DkniTğrsTMi.eaS(yMTiinTOBaBaBn)şG eAnnulıetlaırndöseonbükaga,reiİkmysrteebeikrkaslşleigalbralöienCrrıkünaölladeendnycüeieemysrkoülierczg.şaditrdeiirşdkiilenigevüeknoredlearyyıeyoacreğatrduıdlinTderıaelg.eknüPmsivoşiime”lzin”ss,,,llhio“çkeHgeraövennr nel Başkanı Emin Koramaz, lemi aldı. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP milletvekili Sezgin ‘Demokrasi mücadelesidir’ Tanrıkulu, Halkların Demokratik Par Burada konuşan DİSK Genel Başka tisi (HDP) milletvekilleri Oya Ersoy nı Çerkezoğlu, 1 Mayıs meydanının ve Züleyha Gülüm, Türkiye İşçi Parti Taksim olduğunu belirterek, “Taksim si (TİP) milletvekili Erkan Baş, Emek Meydanı’nda işçi sınıfının 1 Mayıs’ı Partisi (EMEP) Genel Başkanı Sel kutlama hakkı bir kez daha engellen ma Gürkan’ın da bulunduğu çok sayı mektedir. Meydanlar o ülkelerde yaşa da kişi katıldı. Saygı duruşuyla başla yan halkların belleğidir. O belleği silyan anmada, “Yaşasın 1 Mayıs” yazılı meye çalışanlar bilsinler ki hiçbir bas pankart taşındı, “Yaşasın örgütlü mü kı bu tarihi ve bu belleği ortadan kal dıramayacaktır. Dünyanın en büyük 1 Mayıs’larını yaptığımız bu meydan yeniden işçi sınıfına kapatılmıştır. Biz biliyoruz ki 1 Mayıs’ın ve Taksim’in özgürleştirilmesi mücadelesi aynı zamanda ülkedeki demokrasi mücadelesidir. Kıdem taminatımıza göz dikenlere, yüz binlerce insanı EYT adı altında mağdur edenlere karşı 1 Mayıs meydanlarında olacağız” diye konuştu. KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen ise “Taksim’ in 1 Mayıs alanı olduğunu kabullenemeyen zihniyet, KHK’ler ile 130 binin üzerinde insanı işinden etti. Halkın seçim sonuçlarını beğenmeyip seçim sürecini uzatan da bu zihniyettir ” dedi. Konuşmala KURTULUŞ ARI rın ardından 1 Mayıs 1977’deki kutlamalarda çıkan olaylarda hayatını kaybedenlerin isimleri okundu. Kazancı Yokuşu’na katledilenlerin anısına karanfiller bırakan grup, 1 Mayıs bildirisi dağıtarak İstiklal Caddesi’nden Şişhane’ye yürüdü. Şişhane’de 1 Mayıs 1989’da öldülen Mehmet Akif Dalcı’yı andı. Kadıköy’de anma Grup üyeleri daha sonra, 1 Mayıs 1996’da Kadıköy’de katledilen Hasan Albayrak, Dursun Odabaş ve Yalçın Levent’i de yaşamlarını yitirdikleri yerde karanfil bırakarak andı. l İSTANBUL/Cumhuriyet 11 balıkçının ömrü yetmedi! BTC Boru Hattı’nı yapan şirkete 82 balıkçının açtığı dava 13 yıldır sürüyor. SAVAŞ KÜRKLÜ Adana Yumurtalık balıkçılarının, petrol hattına karşı açtığı davadan 13 yıldır karar çıkmadı. Yumurtalık Merkez Su Ürünleri Kooperatifi üyesi 82 balıkçının 11’i, BTC Boru Hattı’nın devreye girmesiyle birlikte av sahalarının daralacağı gerekçesiyle 2006’da açtıkları davanın sonucunu göremeden yaşamını yitirdi. Avukat Hakkı Atal, “Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu’nun, uzun yargılama süreci nedeniyle, ‘makul sürede yargılanma hakkı ihlali’ iddiasını kabul ederek, davacı balıkçıların her birine 1 milyon 700 bin lira tazminat verilmesine hükmetmesine rağmen, dava bugün de sürmektedir” dedi. Balıkçıların BakuTiflisCeyhan Petrol boru hattı şirketine karşı 2006 yılında açmış oldukları tazminat davasının duruşması geçen günlerde Yumurtalık Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Dava sonrası hayatta olan balıkçılarla birlikte açıklama yapan avukat İsmail Hakkı Atal, “Geride kalan 13 yıllık süreçte 11 balıkçı hayatını kaybetti. Dava sürecinde daha kaç balıkçı yaşamını yitirecektir” dedi. Bilirkişi raporu doğruluyor! Yargılama sırasında karar verilmesine karşın, 7 yıl boyunca ertelenen ve 4 Şubat 2013’te yapılan keşif sonrası bilirkişi raporunda da balıkçılar adına iddia edilen konulara yer verildiğini kaydeden Atal, hukuki süreç hakkında bilgi verdi. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin temyiz taleplerini kabul ederek Yumurtalık Asliye Hukuk Mahkemesi’nin verdiği ret kararını bozduğunu, yerel mahkemenin ise son duruşmada, Yargıtay’ın bu kararına uyduğunu anımsatan Atal sözlerini şöyle tamamladı: “Davalı BTC şirketi bölgede geçim kaynaklarını yok ettiği balıkçıların yanı sıra; uygulamakla yükümlü olduğu toplumsal ve çevresel yatırım programlarını uygulamamıştır. Dünyanın petrol devleri ortaklığıyla kurulan BTC şirketine karşı balıkçıların hak arama davasını çevre ve deniz canlıları adına da sonuç alıncaya kadar sürdüreceğiz.” l ADANA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle